Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Basketbol Terimleri Ve Oyun Kuralları

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • #46
    İlk olarak bigben tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
    FIBA Dünya’nın, ülkemizde gerçekleştirilecek olan 2010 Dünya Şampiyonası’ndan sonra yürürlüğe koyacağı yeni kurallar şu şekilde;

    1) Kısıtlamalı alan (3 saniye koridoru) dikdörtgen şeklinde olacak.

    2) Üç sayı çizgisi 6.75 metreye çekilecek. Şu an 6.25 metre.

    3) Hakem masasının karşısındaki kenar çizgiye, dip çizgiden ölçüldüğü zaman 8.325 metre (3 sayı çizgisinin tepe noktasına eşit) iki çizgi çizilecek. 4. periyodun ve uzatma periyodunun son 2 dakikasında kendi sahasından topu oyuna sokma hakkı olan takım mola alırsa, ön sahadaki bu yeni çizgilerden oyuna başlayacak. Şu an mola sonrası top orta sahadan oyuna sokuluyor.

    4) Çemberin altı, yarım daire şeklinde işaretlenecek. Bu yarım dairenin uzaklığı, çemberin orta noktasından 1.25 metre olacak. Eğer savunma oyuncusu bu yarım dairenin içinde ise hücum oyuncusu savunma oyuncusuna şarj (hücum faul) yaparsa, hiçbir zaman hücum faul çalınmayacak.

    Ajansların bugün geçtiği bir haber var. Aynen aktarıyorum:

    FIBA, Dünya Şampiyonası sonrasında basketbol saha ölçüleriyle ilgili bazı önemli değişikliklere gidecek. NBA ile entegre olma planının bir parçası olarak yıllar önce 4 periyotlu sistemi benimseyen FIBA şimdi de NBA'deki gibi 3 sayı çizgisini geriye çekiyor.

    Buna göre 6.25 olan üç sayı çizgisi artık 50 cm geriye çekilerek 6.75 olacak. Dolayısıyla oyuncular üçlüklerini artık yarım metre geriden atabilecekler.

    Bunun dışında takımda yedek oyuncuların oturduğu bençlerin karşı tarafındaki kenar çizgiye, dip çizgiden 8.325 metre mesafeli birer çizgi çekilecek.

    4.periyotların son 2 dakikasında kendi sahasında topu oyuna sokacak olan takımın, mola alması durumunda topu buradan oyuna sokacak.

    Bençlerin orta sahaya mesafeleri de 5 metre olurken kısıtlama alanı da dikdörtgen şekilde olacak.
    En son Oğuz ZEYTİN tarafından düzenlendi; 18.07.2010, 00:52.
    Akıl, öfkeyi ve onunla kolayca birleşen bilgisizliği yener. Aklı kullanmak biraz zahmet, çaba gerektirir.

    Yorum


    • #47
      İlk olarak wasudoku tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
      FADE AWAY SHOT

      Hücumcunun, kendisinden uzun ve/veya iyi sıçrayan bir savunmacı karşısında, fade away(geri çekilerek) şut atması kendisine avantaj sağlayacak ve bloklanma ihtimalini düşürecektir.

      Nowitzki

      Yorum


      • #48
        İlk olarak Murathan Deniz tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
        Nowitzki
        Ve bolca Hedo Türkoğlu
        Forum Kurallarına aykırı gördüğünüz mesajları ve üyeleri kullanıcı panelinde bulunan (ikaz tuşu) tıklayarak raporlamanızı rica ediyoruz..
        Ayağa KALK!

        Yorum


        • #49
          İlk olarak Gökhan KAN tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
          Bu Efes neden taraftar bulamıyor..
          Aslında daha önceleri Efes in lig maçlarında dahi dolu olurdu (Koraç Kupası dönemlerinde).Ama şimdilerde sadece Avrupa maçlarının bazı karşılaşmalarında doluyor.Örnek Olimpiakos maçı gibi.

          Ben gittiğim Efes maçlarındaki basketbol zevkini - taraftar anlamında söylüyorum - Sinan Erdem deki Trabzonspor maçında bulamadım mesela...

          Bu konuda taraftarlarımızın bilinçlenmesi şart.
          En son Bdeniz_61 tarafından düzenlendi; 20.07.2010, 13:20.

          Yorum


          • #50
            İlk olarak alpacino_61 tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
            Aslında daha önceleri Efes in lig maçlarında dahi dolu olurdu (Koraç Kupası dönemlerinde).Ama şimdilerde sadece Avrupa maçlarının bazı karşılaşmalarında doluyor.Örnek Olimpiakos maçı gibi.

            Ben gittiğim Efes maçlarındaki basketbol zevkini - taraftar anlamında söylüyorum - Sinan Erdem deki Trabzonspor maçında bulamadım mesela...

            Bu konuda taraftarlarımızın bilinçlenmesi şart.
            Avrupa'da hem futbol hem de basketbol takımı olan kulüplerin her iki branşlarda farklı taraftar kitleleri vardır. Mesela basketbol takımının maçına çoğunlukla basketbol seyircisi gider, en az hakemler kadar basketbol kurallarını bilir, oyunu takip eder ve nerede, ne zaman , nasıl tepki gösterileceğini bilir.

            Bizde ise basketbol maçına da futbol seyircisi gider özellikle kulüp takımlarında. Bunun kötü yanı, basketbol seyirci kültürünü oluşturamamak, bilinçsiz ve bilgisiz taraftar sayesinde dolu salonda bile maça fazla etki edememektir.

            Efes Pilsen'in avrupa kupası maçlarına gidenler bilirler, salonu yeni ergen gençler doldurur molalarda şarkı söyler ve başka bir şey yapmaz. Bir de kendi takımı faul atacakken ,dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir şekilde,oooooo şeklinde tempo yapar.

            Maalesef MP Trabzonspor'da aynı durumda olacaktır. Basketbol kurallarını bilmeyen, sık sık küfür eden ve sadece kalabalık yaratan bir kitleyi özellikle İstanbul'daki maçlarda göreceğiz gibime geliyor.

            Futbol seyirciside elbette basketbol maçına gidebilir. Ama öğrenmek ve basketbol kültürüne ayak uydurmak yerine, bilinçsiz bir stadyum kültürü ile hareket edilirse ben bir basketbolsever olarak tv karşısına geçmeyi tercih ederim.
            En son winner tarafından düzenlendi; 27.07.2010, 15:40.
            ÖNCE TRABZONSPOR DİYECEKSİN…ENDÜSTRİYEL FUTBOLA HAYIR!!! #DİREN TRABZONSPOR

            UNUTURSAK KALBİMİZ KURUSUN...#KORAY ÇAPOĞLU

            Yorum


            • #51
              İlk olarak winner tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
              Avrupa'da hem futbol hem de basketbol takımı olan kulüplerin her iki branşlarda farklı taraftar kitleleri vardır. Mesela basketbol takımının maçına çoğunlukla basketbol seyircisi gider, en az hakemler kadar basketbol kurallarını bilir, oyunu takip eder ve nerede, ne zaman , nasıl tepki gösterileceğini bilir.

              Bizde ise basketbol maçına da futbol seyircisi gider özellikle kulüp takımlarında. Bunun kötü yanı, basketbol seyirci kültürünü oluşturamamak, bilinçsiz ve bilgisiz taraftar sayesinde dolu salonda bile maça fazla etki edememektir.

              Efes Pilsen'in avrupa kupası maçlarına gidenler bilirler, salonu yeni ergen gençler doldurur molalarda şarkı söyler ve başka bir şey yapmaz. Bir de kendi takımı faul atacakken ,dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir şekilde,oooooo şeklinde tempo yapar.

              Maalesef MP Trabzonspor'da aynı durumda olacaktır. Basketbol kurallarını bilmeyen, sık sık küfür eden ve sadece kalabalık yaratan bir kitleyi özellikle İstanbul'daki maçlarda göreceğiz gibime geliyor.

              Futbol seyirciside elbette basketbol maçına gidebilir. Ama öğrenmek ve basketbol kültürüne ayak uydurmak yerine, bilinçsiz bir stadyum kültürü ile hareket edilirse ben bir basketbolsever olarak tv karşısına geçmeyi tercih ederim.
              aynı şeyden ben de kaygılanıyorum ve bu kaygımı yetkililere bildirdim, Trabzonda neyse ama İstanbulda seyircimiz bizi çok zor duruma sokacak ...inşallah yanılırız ....

              Yorum


              • #52
                İlk olarak winner tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                Avrupa'da hem futbol hem de basketbol takımı olan kulüplerin her iki branşlarda farklı taraftar kitleleri vardır. Mesela basketbol takımının maçına çoğunlukla basketbol seyircisi gider, en az hakemler kadar basketbol kurallarını bilir, oyunu takip eder ve nerede, ne zaman , nasıl tepki gösterileceğini bilir.

                Bizde ise basketbol maçına da futbol seyircisi gider özellikle kulüp takımlarında. Bunun kötü yanı, basketbol seyirci kültürünü oluşturamamak, bilinçsiz ve bilgisiz taraftar sayesinde dolu salonda bile maça fazla etki edememektir.

                Efes Pilsen'in avrupa kupası maçlarına gidenler bilirler, salonu yeni ergen gençler doldurur molalarda şarkı söyler ve başka bir şey yapmaz. Bir de kendi takımı faul atacakken ,dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir şekilde,oooooo şeklinde tempo yapar.

                Maalesef MP Trabzonspor'da aynı durumda olacaktır. Basketbol kurallarını bilmeyen, sık sık küfür eden ve sadece kalabalık yaratan bir kitleyi özellikle İstanbul'daki maçlarda göreceğiz gibime geliyor.

                Futbol seyirciside elbette basketbol maçına gidebilir. Ama öğrenmek ve basketbol kültürüne ayak uydurmak yerine, bilinçsiz bir stadyum kültürü ile hareket edilirse ben bir basketbolsever olarak tv karşısına geçmeyi tercih ederim.

                evet abi haklısın bu sene efes-tel aviv maçına gitmiştim.birde ts-olin gençlike gittim.fark var.hani ben yine futbolla ilgileniyorum ama basketçiyim kuralları biliyorum.bizim uşaklar her foulda 'erkek oyunu ulan bu ne faulu.o kadarcık dokunmayla foul mu olur'şeklinde tezahüratlarla küfürlere başlıyorlarama basketbol kültürüde yerleşecek...ama yerleşmemesi daha iyi..çünkü her baskette gol olmuşcasına baskettt diye ayağa kalkmak sarıyo adama..baska hiçbir kulüpte yok böyle birşey.yani buda iyi bi destekçi kitleyi oluşturuyor...ama tv karşısına geçmeyi tercih etmem senin gibi.istanbulda oynanma ihtimali vardı maçların öyle bir şey oluprsa her maç salondayım...noldu son durum stad yetişene kadar maçlar trabzonda mı burda mı??
                '7' ''ŞAMPİYON'' '7'

                Son "Güneş" de çekildiğinde oluşacak karanlığı anladıklarında... Ne kadar geç olduğunun farkına varacaklar...!!

                Yorum


                • #53
                  Beko Basketbol Ligi’nde 2010-2011 sezonu bugün başlarken, FIBA yeni sezonda bazı değişiklikler yaptı. İşte bu sezon uygulanacak yeni kuralların bazıları:

                  1- Üç Sayı Çizgisi
                  Değişikliklerin en önemlisi 3 sayılık atış çizgisinde oldu. Yeni kararla 6.25 metre olan 3 sayılık atış çizgisi mesafesi, 50 santimetre uzatılarak, 6.75 metreye çekildi.

                  2- Kısıtlamalı alan
                  Önceden ampul şekline benzeyen bölge artık diktörtgen şeklinde olacak.

                  3- 24 Saniye
                  24 saniye kuralıyla ilgili yapılan değişikliğe göre de eğer top ön sahadan oyuna sokulacaksa, 24 saniye saati şöyle ayarlanacak: -Oyun durdurulduğu zaman 24 saniye saatinde 14 saniye veya 14 saniyeden fazlaysa 24 saniye saati başa alınmayacak, ancak durdurulduğu zamandan devam edecek. -Oyun durdurulduğu zaman 24 saniye saatinde 13 saniye veya 13 saniyeden az ise, 24 saniye saati 14 saniyeye ayarlanacak.

                  4- 5 Metre Mesafe
                  Benchle orta saha çizgisi arasındaki mesafe 5 metre olacak.

                  5- Şarj Faulüne Kapalı Alan
                  Çemberin orta noktasından 1.25 metre çapındaki yarım dairenin çizilecek. Hücum oyuncusu illegal olarak ellerini, kollarını, bacaklarını veya vücudunu kullanmadıkça, aşağıdaki koşullarda, şarjsız yarım daire alanına herhangi bir içeri yüklenme oyunu durumunda, şarjsız yarım daire alanı içindeki savunma oyuncusuna hücum oyuncusu tarafından yapılan temasa bir hücum faul çalınmayacaktır. Bu kuralla böylece hücum faullere izin verilmeyip, smaçların önü açılacak.

                  6- 8.325 Metre
                  Takım benchlerinin karşı tarafındaki kenar çizgiye, dip çizgiden 8.325 metre mesafeli birer çizgi çekilecek. 4. periyotların son 2 dakikasında kendi sahasından oyuna başlayacak takım, mola aldığı durumlarda topu buradan oyuna sokacak.

                  7- Aynı renk çoraplar
                  Takımın tüm oyuncuları aynı hakim renk çoraplar giyecek. Formaların önü ve arkası aynı hakim renkte olacak. Oyuncular şortlarının şortun altına uzamış ve şortla aynı hakim renkte tayt, yine şortla aynı hakim renkte kompresyon çorabı giyebilecek ve ağızlık takmaları durumunda bunun renksiz ve saydam olacak.
                  Akıl, öfkeyi ve onunla kolayca birleşen bilgisizliği yener. Aklı kullanmak biraz zahmet, çaba gerektirir.

                  Yorum


                  • #54
                    bu düzenlemelerle fiba basketbolu nba i takip etmeye devam ediyor. özellikle 3 sayılık çizgisinin geri çekilmesi ve çember altındaki tahtitli alan değişiklikleri en önemlileri. çember altındaki tahtitli alanda savunmacı ne kadar iyi pozisyon alırsa alsın hücumcunun önüne çıkarsa hücum faulle cezalandırılacak. bu nba de kullanılan ve fiba için önemli bir yenilik.
                    ilginç

                    Yorum


                    • #55
                      Ribaund (Hava Topu) :

                      Topun basketbol potasına çarpıp havada döndükten sonra basket olmadan havada tutulmasına denir. İki tür ribaund vardır; birinci ribaund Savunma Ribaundu, ikincisi ise Hücum Ribaundudur. Savunma Ribaund'u bir kişinin kendi potasından ribaund almasıdır. Hücum Ribaund'u ise rakip takımın potasından ribaund almaktır.
                      Akıl, öfkeyi ve onunla kolayca birleşen bilgisizliği yener. Aklı kullanmak biraz zahmet, çaba gerektirir.

                      Yorum


                      • #56


                        Yukarıdaki şemanın sol tarafında genel alan savunması şablonu görünüyor.

                        2-3, 2-1-2, 1-2-2 gibi versiyonları olan savunma çeşididir. Yukarıdaki tabloda 2 gard önde, arkalarında pivot, dipte ise 2 forvet SAVUNMA ALANINI parsellemiştir.

                        Genellikle topun boyalı alana inmesini önleme amaçlıdır. Yani rakibi dışarıdan şut atmaya zorlarsınız.

                        Takımımızda ayak çabukluğu zaafı var ise tercih edilebilir. Çünkü adam adama savunmada zorluk çekiliyorsa alan müdafaasına geçilebilir.

                        En büyük dezavantajı savunma ribaundlarını alamamaktır. Daha doğrusu rakibe hücum ribaundu verme riski yüksektir.

                        Avrupa'da Efes Pilsen savunması diye de ün salmışlığı vardır. Tamer Oyguç (şablonda C ile gösterilen pozisyon)'un boyalı alanı kapatması savunmanın etkisini artıyordu.
                        En son Oğuz ZEYTİN tarafından düzenlendi; 18.01.2011, 10:32.
                        Akıl, öfkeyi ve onunla kolayca birleşen bilgisizliği yener. Aklı kullanmak biraz zahmet, çaba gerektirir.

                        Yorum


                        • #57
                          Çok güzel, çok eğitici bir başlık...

                          Eline sağlık Oğuz hocam....

                          Yorum


                          • #58
                            Rica ederim Olcay Abi.

                            Pozisyonları soran arkadaşlarımızın sayısının çokluğunu düşünerek eski paylaşımımızı yeniden yayınlamak isterim.

                            *

                            Basketbolda 5 temel, 5 de ara pozisyon vardır. "Bir oyuncu illa ki tek bir pozisyonda oynamalıdır" diye bir kural yoktur. Aksine çeşitli özellikleri bünyesinde barındıran oyuncular tercih sebebi dahi olabilir. Mesela Hidayet için en sık tekrarlanan yorum, "pivot hariç dört pozisyonu da oynayabilmesi" gibi... Ya da Nowitzki için, "3 sayı yarışmasını kazanmış 210 üzeri bir oyuncu" diyoruz.

                            1 numara (point gard): Topu hücuma taşıyan, topla oynama kabiliyeti yüksek, genelde çabuk, savunmada baskı yapabilen elemandır. En tipik örnek> Steve Nash

                            2 numara (şutör/off gard): Ana görevi takım için sayı yapmak olan oyuncudur. İyi bir şut mekaniği vardır genelde.( Ray Allen)
                            Potaya giderek (penetre etmek) sayı yapmak da işleri arasındadır. (M. Ginobili)

                            3 numara (kısa/small forvet): Bu pozisyondaki arkadaşlar gardlardan fizik olarak daha uzun daha kuvvetli ve daha atletiktirler (genellikle). Skor potansiyelleri yüksek olup rakibin skorerini savunma (R. Artest-T.Prince) ve ribaudlara yardım gibi görevleri vardır. Ceza şutlarını affetmezler (P.Stojakovic/J.Kapano).

                            4 numara (uzun/power forvet): Pota altındaki yardımcı elemandır. Orta-dış mesafe şutu olup sırtı dönük de oyanayabilirler. Pivota göre daha hareketlidirler. (Mirsad Türkcan-Kevin Garnett)

                            5 numara (pivot): Genellikle uzun boyunun avantajını uzun kollarıyla, gücüyle birleştirip pota altından skor yapıp, yine pota altında savunma-blok yapabilen oyuncu tipidir. (Hüseyin Beşok-S.O'Neal)

                            Ara pozisyonlara gelince:

                            Combo gard: Ne saf point gard yeteneklerine sahiptir, ne de bir sutor gard için fiziksel özellikleri yeterlidir. En tipik örneği Dwyane Wade'tir bence.

                            Swingman: Hem sutor gard-hem de kısa forvet oynayabilen arkadaşlardır (Vince Carter)

                            Point forvet: Top getirme, oyun kurma yeteneklerine sahip kısa forvetlerdir. Senelerce Chicago Bulls Scootie Pippen'ı bu pozisyonda oynattı.

                            Cornerman: 3,5 dediğimiz pozisyon. Yani, dışarıda oynayan kısa forvetlerin gerektiğinde dört kısa oynanan dakikalarda uzun forvet gibi oynayabilmeleridir. Shawn Marion-Lamar Odom gibi...

                            Forvet-pivot: Bu da 4,5 oluyor. Belki gerçek bir pivot fiziğine sahip değiller (ya kalın değiller ya da çok uzun) ama dipte oynayabilecek, sertliğe karşılık verebilecek abilerdir. Tim Duncan sanırım buna en iyi örnek olur.


                            Çok detaya girmeden yazmaya çalıştım. Bilenleri sıkabilir ancak öğrenmek isteyen arkadaşalarımız için az da olsa fikir verebilir belki...

                            NBA'in, Avrupa'dan ve kendi ligimizden daha çok takip edildiğini düşünereek örnekleri genellikle oradan vermeye çalıştım.

                            **

                            Takımımıza uyarlanmış halini alttaki bağlantıdan görebiliriz.

                            En son Oğuz ZEYTİN tarafından düzenlendi; 25.01.2011, 11:41.
                            Akıl, öfkeyi ve onunla kolayca birleşen bilgisizliği yener. Aklı kullanmak biraz zahmet, çaba gerektirir.

                            Yorum


                            • #59
                              açıklayıcı olmus

                              Yorum


                              • #60
                                İlk olarak Oğuz ZEYTİN tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                                BASKETBOL OYUN KURALLARI

                                Arkadaşlar, transferler bir yandan devam ededursun, bizler taraftar olarak bilinçlenmeliyiz. Taraftar demek, kuru kuruya bağıran-forma alan-oyuncuyu ıslıklayıp, başarısızlık anında takıma sırt çevirmek olmamalı. Bu sene şampiyon olan takımın taraftarları gibi rakip takım hocasına doping yapsana diye bağırmak bizim lügatımızda yer almamalı.

                                Burada, önemli nokta oyunun kurallarını bilmemiz gerekliliğidir. Çünkü, kuralını bilmediğimiz durumda, sahadaki oyuna nerede müdahale edeceğimizi de bilemeyiz.

                                Burada, dilimiz döndüğü ölçüde paylaşalım, anlaşılmayan yerleri soru-cevap şeklinde yazalım.

                                Başka bir başlık var mıydı, açıkçası göremedim, gerekirse başlık açabilen arkadaşımız bu konuyu oraya da taşıyabilir.

                                Şunu da es geçmeyelim. Bilgi; ancak robotlara, bir çipe doldurularak yüklenir, bizler insanız, belirli kavrama ve öğrenme süreçlerinden geçeceğiz. Tekrar ediyorum, süreç... Yani devamlılık gerektiren bir zaman dilimi.

                                Bu nedenle, acele etmeden, zamana yayarak oluşturacağız Muhteşem TRABZONSPOR BASKETBOL taraftarını...

                                Bugün TV'den imrenerek seyrettiğimiz Maccabi-Partizan taraftarları gibi olmak, zaman alacak. Sabırsızlığa gerek yok.

                                Sözü uzatmadan hemen bir kuralı paylaşayım:


                                *** SEKİZ ( 8 ) SANİYE ***

                                Topu kendi sahamızdan oyuna soktuktan ve süre başladıktan sonra oyuncularmızın topu kendi yarı sahamızdan 8 saniye içinde rakip yarı sahaya geçirmeleri gerekir.

                                Bunu hakemlerden biri eliyle saydığını gösterir.

                                Ayrıca 24 saniyelik hücum süresini gösteren saatten takip edebiliriz.

                                Bu kural kanımca çok önemlidir, çünkü özellikle hücum sırası rakipteyken bizlerin ıslıkları-uğultuları, takımızın savunmasını canlandıracaktır. Bu da rakibmizin olası sayıya ulaşmasını geciktirecek ve belki de önleyecektir.

                                "İş savunmada başlar" mantığının ilk noktası işte budur. Rakip 8 saniyede topu bizim sahamıza getiremezse, moral-motivasyon açısından da zedelenecektir.

                                Tekrar ediyorum: Bize düşen görev sadece ISLIK ve UĞULTU, bu kadar.


                                NOT: Her gün, birimiz, bir kural paylaşsak... Bitti

                                Evet, bu başlığın hareketlenmesinde fayda var Hemen alıntıladığım 8 saniye kuralıyla ilgili de bir yorum yapayım; çalışmalara başlanmış 6 saniyeye düşürülmesi planlanıyormuş. Ek olarak 4 sayılık basket için mesafe belirlenmekteymiş..
                                Kusur değil, çare bulun.

                                Henry Ford

                                Yorum

                                Yükleniyor...
                                X