Son Dakika Haberleri (BU BAŞLIKTA YORUM YOK!) Sadece haberler

[marcelinhos100]

“BİZ KİMSENİN ADAMI DEĞİLİZ”



Trabzonspor taraftarı yönetimi protesto edecek

Trabzonspor' un Sivasspor ile oynayacağı maçta takımını yalnız bırakmamaya hazırlanan taraftarlar, yönetimi de protesto edecek. Takımın içinde bulunduğu durumun sorumlusu olarak gösterdikleri yönetimi istifaya çağıracak olan taraftarların, ortak bir tavır sergilemesi bekleniyor. Teknik heyet ve futbolcular aleyhine tezahürat yapmayacaklarını söyleyen taraftarlar, "Biz kimsenin adamı değiliz, biz sadece Trabzonspor' u seviyoruz, Trabzonspor' un adamıyız. Eğer bu takımı biraz daha kötü duruma düşürecekseniz lütfen istifa edin" dediler.

TAKA

[muratt]

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Kardesim yavas. Sabah sabah bu ne Öfke

Bugün etrafindakiler yandi vallahi

Ha birde yok ya gercekdende hepsi Kart görmesin. Haftaya eziklerle oynayacagiz ve hic olmazsa Prestijimiz (kalani tabiki) kaybolmasin.

Hepsi Kart görsünde haftaya eziklerden farkmi yiyelim?

Bunu eminim istemezsin

Artik oyle bi hale geldimki, kimle oynadigimizin bile farkinda degilim.. Onumuzdeki hafta febeylen oynicaksak tabii ki kart gormesinler.. UEFA mucadelesi felan benim icin bi anlam tasimaz ama febeyi yenmek helede sampiyonluk yolunda darbe vurmak her zaman buyuk keyiftir..

[marcelinhos100]

O GÜN NELER OLDU?



Cumartesi, Trabzonspor’un avucunun içindeki şampiyonluğu F.Bahçe’ye kaptırmasının 11. yıl dönümü. 5 Mayıs 1996’daki bu tarihi maçı kaleme alan Nazan Ercan, “Abdullah, kamptan sürekli arayıp ‘Maça sakın gelmeyin’ diyordu. Abdullah golü atınca dayanamayıp stada gittik. 2-1 kaybedince 34 plakalı arabamla eve dönerken taşlı saldırıya uğradık.” diyor.

Futbol topu, futbolcu eşinin kumasıdır. Hayatının büyük bir kısmı idmanlarda, kamplarda ve maçlarda geçen futbolcu, evine ve eşine çok az zaman ayırabilir. Bu duyguya ilk başlarda alışamasam da zamanla sevdim kumamı ben. Yani benimsedim. Her zaman olduğu gibi 5 Mayıs 1996’daki Trabzonspor-Fenerbahçe maçından önce de Abdullah kamptaydı. Kamp iki gün önce başlamıştı ve maç günü kampın üçüncü günüydü. Abdullah kampta olduğu için kahvaltımı yine onsuz yapıyordum.

Ünal Karaman’ın eşi Pınar ve kardeşim Ayşem’le birlikte bizim evde kahvaltı yaptıktan sonra akşam oynanacak tarihi maçı bekliyorduk. Telefonum çaldı. Abdullah, kamp başlamadan önce ‘Mümkün olduğu kadar az görüşelim. Telefonla az konuşalım ki konsantrasyonum bozulmasın.’ diyordu. Böyle demesine rağmen arayan yine Apo’ydu. Sanırım bu, 35. arayışı falandı: “Maça sakın gelmeyin. Çok kalabalık olur. Maçtan sonra da silah milah sıkılır, taşkınlık maşkınlık olur. Allah göstermesin, bir şey olur.” Yani Abdullah’ın maçı kazanacaklarına inancı tamdı. Zafer kutlamaları sırasında bize bir şey olabileceğinden endişe ediyordu. Tabii bu arada Ünal ağabey de Pınar’ı sürekli arayıp aynı şeyleri söylüyordu.


Biz her seferinde “Tamam” diyorduk; ama bir taraftan da bu tarihi maçı statta izlemek için planlar yapıyorduk. Trabzonspor’un 12 yıl aradan sonra şampiyon olacağı bu maçı evde izlemek, üstelik eşlerimiz de sahadayken, akıl kârı değildi. Kahvaltıdan sonra dayanamadık ve şehirdeki ambiyansı görmek için dışarı çıktık. Şehir bordo-mavi bayraklarla süslenmişti. Bazı sokak ve caddelere Fenerbahçe tabutları asılmıştı. Bazı taraftarlar da Fenerbahçe bayraklarını yakıyordu.

Şehir turundan sonra tekrar eve döndük. Tabii bunca baskı ve ısrar karşısında maçı evde izleyecektik. Neyse nefesler tutuldu ve maç başladı. Trabzon’da insanlar ya stattaydı ya da ekran başında... Bu maçı izlemeyen bir Trabzonlu bile yoktu. Hem F.Bahçe hem de Trabzon için hayati bir maçtı bu. En çok da şampiyonluk görmeyeli yıllar olan Trabzonspor için... Kadro mükemmel ötesiydi. Arçil’li, Şota’lı, Hami’li, Ünal’lı, Ogün’lü, Abdullah’lı muhteşem kadro, eksiksiz sahadaydı.


HHH
34 plakalı arabam taşlandı
Evet, bu kadar dip not yeter, maça dönelim. İlk yarı inanılmaz bir Trabzonspor vardı sahada. O da ne? Abdullah, sanırım 20. dakikalarda bir gol attı, yıkıldı Trabzon… Evimizin olduğu mahalle yanıyor, millet sokaklara döküldü. Bu golden sonra “Şampiyon olduk!” çığlıklarıyla “Kim tutar bizi!” deyip Pınar ve Ayşem’le birlikte topukladık stada. Sevinçten ne yaptığımızı bilemez haldeydik... Benim arabamla gitmiştik Avni Aker’e. İşin en kötü tarafı da şampiyon olduğumuzu düşünüp gitmemizdi. Kapıdaki görevliler bizi tanıdıkları için hemen içeri aldılar. İkinci yarının başlarında durum 1-1 oldu. Golü Oğuz Çetin atmıştı. Bu skor da Trabzonspor için yeterliydi. Fakat 84. dakikada gelen Aykut Kocaman’ın o golü her şeyi altüst etmişti. Yıkılmıştık ve ağlamaktan gözlerimiz şişmişti.


34 plakalı arabamızla eve dönerken Trabzon’daki fanatik gruplar tarafından taşlandık. Fenerbahçe taraftarı zannedilmiştik. Arabanın kaportasına büyük bir taş, pardon taştan bir hayli irice, kayaya yakın bir ağırlık attılar. Daha sonra Abdullah’ın ve Ünal ağabeyin “Maça sakın gelmeyin” tembihlerini dinlememe pişmanlığı ile “keşkeler” başladı eve gidene kadar. Bildiğimiz bütün duaları okuduk ve Allah yardımcımız oldu da bize bir şey olmadan eve dönmeyi başardık.


Eve döndük dönmesine ama burada da rahat yoktu bize. Camlarımız taşlandığı için saatlerce koridorda oturmak zorunda kaldık. Eve gelene kadar da ağlamıştık zaten. Bu hüzünlü tablo uzun süre devam etti. Allah’a yalvarıyorduk: “Ne olur Allah’ım, yaşadıklarımız hayal olsun.” Ama hayal değildi. Nasıl ki geçen sezonki şampiyonluk F.Bahçe’nin hakkıysa, o sezonki şampiyonluk da Trabzon’un hakkıydı. Ama birinde şampiyon G.Saray, diğerinde F.Bahçe’ydi. Biraz da Şenol Güneş’in gereksiz ısrarıyla maçı ve şampiyonluğu kaybetmiştik. Bence şampiyonluğun göz göre göre gitmesinde Şenol Hoca’nın payı yüzde 85 idi. Zaten 1-0 öndesin, ha bre saldırmanın ne anlamı var?


Abdullah sürekli ağlıyordu

“Kadın halinle sen ne anlarsın futboldan?” diye söyleyenler olabilir. Bir insan her yemeği yapamayabilir; ama her yemeğin tadının iyi mi kötü mü olduğunu bilir. Ben de futbolu bir antrenör gibi elbette bilemem; ama oynanan oyunun iyi mi kötü mü, doğru mu yanlış mı olduğunu az çok bilebilirim.

Evden stada gidişimizle, stattan eve dönüşümüz arasında çok büyük bir zıtlık vardı. Stada giderken sevinçten, stattan eve dönerken üzüntüden ağlıyorduk. Her şey bir saat içinde değişmişti. Çok fenaydı. Pınar’la birlikte birbirimize “Keşke gitmeseydik, niye çıktık evden?” deyip duruyorduk. Sonrasında Abdullah telefon açtı ve stadyumdan hemen çıkamayacaklarını söyledi. Yalnızdık... Yani her zamanki gibi yalnız! Yalnız! Yalnız!
Saat gece yarısı 4 olmuştu ve ancak gelebilmişlerdi eve. Ama Abdullah’ın eli, gol sevinci için tribünlere koştuğunda dikenli tellere girmişti. Avucunun acilen dikişe ihtiyacı vardı ve biz saat 4’te hastaneye gidip Abdullah’a tam 8 tane dikiş attırmıştık. Eve döndüğümüzde saat 5 küsurdu. Abdullah’ın halini hiç unutamıyorum. Ağlıyordu. Ben canı acıdığı için ağladığını düşünürken, o bana “Ya Nazoş, gitti şampiyonluk” diyordu. Erkekler ağlamaz demeyin. Bizden daha duygu yüklü ağlıyorlar... İnanın...

Abdullah, bu maçın kazanılması durumunda Trabzonspor’un uzun bir süre şampiyonluğu kimseye bırakmayacağını söylüyordu. ‘Şampiyon olabilseydik kesin 4 sene üst üste şampiyonluğu kimseye bırakmazdık.’ deyip daha bir hıçkırık içerisinde ağlıyordu! Aslında ben şampiyon olamamanın üzüntüsünü yaşayamadım bile. Çünkü, Abdullah’ın bu kadar üzülmesi üzerine teselli etme görevi bana düşmüştü.

Abdullah, maçtan bir gün sonra “İyi ki maça gelmediniz. Gördünüz mü neler oldu!” diyordu. Arabamın halini de hiç görmedi. Haberi olmadan ertesi gün arabayı hemen yaptırdım. Bir hafta sonra da maça geldiğimizi ve yaşadıklarımızı anlattım.


Abdullah’ı Fener’e ben
götürmedim

Şampiyonluk kaybedilince Trabzon’daki hava birden kayboldu. İnsanlar, bu sezon şampiyon olamadıysak bir daha şampiyon olamayız diye düşünmeye başladı. Nitekim, Trabzonspor ligi 1996-97’de dördüncü, 1997-98’de de üçüncü bitirdi. Abdullah da iki sezon sonra Fenerbahçe’ye transfer oldu. Abdullah’ın Fenerbahçe’ye gitmesinde benim çok etkili olduğum söylendi. Trabzonlu’yum; ama aynı zamanda Fenerbahçeli’yim. Abdullah sonuçta profesyonel bir futbolcu. Parasını nereden kazanıyorsa oraya gidecek. İlk önceki karar Abdullah’ındı. Ben de Fenerbahçeli olduğum için “Tamam, gidelim” dedim.

Zaten Trabzon’da 1995-96 sezonundaki ortam da kaybolmuştu.
Trabzonlu olmama rağmen Trabzon’a ancak Abdullah’la evlendikten sonra gitmiştim. Abdullah Fenerbahçe’ye transfer olduktan sonra Trabzon’a hiç gitmedim. İnsanlar hâlâ Abdullah’ı Trabzon’dan benim ayırdığımı düşünüyor. Ama durum hiç de öyle değil. Bundan sonra Trabzonspor’un şampiyon olacağına pek inanmıyorum. 1995-96 sezonundaki hava müthişti. Futbolcuların hepsi milli takım oyuncusuydu. Yabancılarımız (Arçil, Şota) bile Karadenizli idi. İnanılmaz bir kadroydu.

Abdullah futbolu bıraktıktan sonra evde artık maç izlemiyorum. Maçlara da gitmiyorum. Oğlumuz Utku da futbolu inanılmaz derecede seviyor. Hasta Fenerbahçeli. Daha çok İngiltere Premier Ligi’ni izliyor. Çok kaliteliymiş İngiltere Premier Ligi. Futbolcu olmak istiyor; ama ben hiç istemiyorum. Çünkü, hayatı, babası gibi kamplarda geçecek. Utku’yu okul takımında kaptan yapmışlar. Herhalde genlerinden kaynaklanıyor. Babası çok iyi bir solaktı. Sol ayağını raket gibi kullanırdı. Ama Utku’nun sadece eli solak!


TAKA

[muratt]

Way be .. 11 yil oldu ha .. Ne gundu.. hayatimin en kotu gunuydu belki..

Yazidaki en dogru sey herhalde o yil sampiyon olsaydik gerisi gelirdi kismi.. Ve muhtemelen bugun dustugumuz duruma da dusmezdik . . Kismet.. Olmayinca olmuyor iste..

[SEVTALI KARDIA]

"Rota Fernandes" Trabzonspor transfer çalışmalarını gizli bir şekilde sürdürürken, uzun süredir gündemlerinde APOEL takımında oynayan Portekizli ortasaha oyuncusu Ricardo Fernandes’in bulunduğu kaydedildi. Kıbrıs Rum Kesimi’nin APOEL Famagusta takımında forma giyen 29 yaşındaki tecrübeli futbolcuyla ilgili olarak çalışmaların uzun süredir devam ettiği vurgulandı. Kadrosunu güçlendirmek isteyen ve özellikle Ceyhun Eriş’e güven duyulmadığı için orta alana lider bir oyuncu arayan yönetim ile Teknik Direktör Ziya Doğan’ın Fernandes’de karar kıldığı kaydedildi. Portekizli futbolcunun, Trabzonspor ile APOEL arasında oynanan UEFA Kupası ön elemesindeki iki maçta da beğenildiği vurgulandı.

Ricardo Fernandes’in transferinin iştahı kabartmasının bir nedeninin de bonservisinin elinde olması gösteriliyor. Bu futbolcunun orta alanda hem duran top kullanma ustalığı, hem oyunu yönlendirmedeki etkinliğinin bulunduğu vurgulanıyor. Portekizli futbolcunun, APOEL Famagusta ile olan sözleşmesinin sezon sonunda bitecek olmasıyla birlikte yönetim böylece 2-3 milyon avro bir bedelden kurtulmayı hedefliyor. Tecrübeli futbolcunun da Trabzonspor’dan yıllık en fazla 700 bin avro talep edeceği belirtiliyor. Fernandes daha önce sırasıyla Fereamunde, Santa Clara, Vicente, Sporteng Lizbon, FC Porto, Coimbra ve Acudemia takımlarında forma giydiği bilgisine ulaşıldı.
Ekonomik olarak sıkıntı yaşayan Bordo-Mavili yönetimin bu yöntemle birlikte sadece Fernandes’i değel, transferin önemli bir bölümünü de çözmeyi planlıyor. Samsunspor’dan Adnan Güngör’ü aynı yöntemle renklerine bağlayan Trabzonspor yönetiminin hem Avrupa’da, hem de Türkiye’de bu tür futbolcularla ilgili çok gizli bir çalışma yürüttüğü de ileri sürüldü. Bir dönem Trabzonspor’un formasını giyen ve Konyaspor’da oynayan Erman Özgür’ün de bu gerekçeyle yeniden geri alınması planlanıyor. Bordo-Mavili yöneticiler, "Ekonomik olarak sıkıntılı bir sürece girdik. Bu süreçte yapacağımız transferlerin maliyeti düşük olması gerekiyor. Yoksa kulüp için iyi olmaz" dediler.

Diyelimki boyle bir transfer dogru!!!!!!!
ya arkadaslar bu takimin butcesi 250 bin dolar yani bu futbolcu birakin 2-3 milyon transfer parasini yillik 700 bin euroda para ile Trabzonspora gelebilirmis senede 70 bin euro aliyorsa bu futbolcu iyi vallahi apoel takiminda 22 futbolcu olacak 250 bin dolarlik butceniz olacak ve bu futbolcuya 700 bin euro para vereceksiniz himm ya ben hesap yapamiyorum yada birileri isi biliyor anlarsiniz ya Trabzonspordada borclar fazlalasiyor himm ne demeli super niyetli insanlar super niyetli Trabzonsporlular varken bizim sirtimiz yere gelmez ama sampiyonluklarda pes pese gelir!!!!!! (geldi geliyorya onun icin daha yeni yeni 3 sene pes pese sampiyon olduk ya.

[marcelinhos100]

Herkes Haddini Bilecek



Kenan İskender, yönetimim kredisini bitirdiğini ve biran önce kongre kararı alması gerektiğini söyledi.

Eski Asbaşkan ve Divan Kurulu üyesi Kenan İskender sert çıktı

Trabzonspor"un bir kez hata yapabileceğinin altını çizen eski asbaşkan ve Divan Kurulu üyesi Kenan İskender ” Trabzonspor"da yöneticilik yapanlar konuşmalarına dikkat edecek. Herkes haddini bilecek” dedi

SAHA DUYULU İNSANLAR

Trabzonspor"da son günlerde Başkan Yardımcısı İbrahim Hacıosmanoğlu"nun yaptığı sert açıklamalara tepkiler yağmaya başladı.

Hacıosmanoğlu eski Başkan ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Özak hakkında “Projenin hukuki alt yapısı yok “diyor. Hukuki alt yapısını halletsek sana gerek olmazdı. Acaba bir daha Bayındırlık ve İskân bakanı olabilecek mi ”açıklamalarına eski asbaşkan ve Divan kurulu üyesi Kenan İskender sert tepki gösterdi

GEREĞİNİ YAPAR

Eski asbaşkan Kenan İskender Trabzon"un ender yetiştirdiği politikacı bir insana bu şekilde saldırılmasının haksızlık olduğunu belirterek” Bu açıklamaları sağduyulu insanların insafına bırakıyorum.Trabzonspor"da yöneticilik yapan insanların ağzından çıkanı kulağı duyacak. Herkes haddini bilerek konuşacak,ve konuşmalarına dikkat edecek. Eğer haddini aşan olursa Trabzonspor"un sağ duyulu insanları bu konuda gerekeni yaparlar.

ÖZAK HER KADEMEDE VARDI

Faruk Özak"ın Trabzonspor"un her kademesinde görev yapmış bir insan olduğunu da sözlerine ekleyen İskender “ Sayın Faruk Özak"ın yaptığı hizmetlerde ortadadır. Bunları kimse inkâr edemez. Özak bakan olduktan sonra gecesini gündüzüne katarak Trabzon için çalışan bir arkadaşımızdır. Trabzonspor"un daha da büyümesi için ne gerekiyorsa yapıyor. Demek ki bu arkadaşımızı bazı insanlar yanlış tanıyorlar.”dedi

YÖNETİM İŞİNİ YAPSIN

Trabzonspor, sadece Trabzonluların değil tüm Türkiye"deki Trabzonsporluların takımıdır diyen eski asbaşkan Kenan İskender “. Bu camiayı kimsenin üzmeye hakkı yok. Trabzonspor bir kez hata yapar. O hatayı biz de bir kez yaptık. Ancak bir daha yapma lüksümüz yok. Bu yönetim Trabzonspor"un başarısı için göreve gelmiştir. Trabzonspor yönetimi bu görevini de en iyi şekilde yapmalıdır. Bu açıdan çok önemli bir konumdayız.”diye konuştu

KAVGA YARAR GETİRMEZ

Eski Asbaşkan Kenan İskender Trabzonspor"un kendi yetiştirdiği değerlere sahip çıkması gerektiğini de sözlerine ekleyerek” Trabzonspor camiası bugüne kadar kimse ile kavgalı olmamıştır. Çünkü biz Trabzonspor"uz. Aile içerisindeki sorunlar ulu orta kamuoyu önünde tartışmamalıyız. Üzülerek görüyorum ki bugün gelinen noktada maalesef Trabzonspor yönetimi değerleriyle kavgalı hale geldi” dedi.

Ekspress

[marcelinhos100]

Ziya Doğan kalırsa Gökdeniz gidecek

Trabzonspor'da yeni sezon için planlar yapılmaya başlanırken tecrübeli teknik adamın kalması halinde yıldız futbolcu takımdan ayrılmak için yönetime çıkacak.



Sezon başında Ersun Yanal'ın takımın başına gelmesi için yönetime başvuran Gökdeniz, Manisa izin vermeyince hedefine ulaşamamıştı. Lazaroni'nin kovulmasından sonra da Yanal için kulis yapan yıldız oyuncunun Ziya Doğan'la yıldızı bir türlü barışmadı. Gökdeniz, kendisini ilk yarıda eleştiren Doğan'a "Beğenmiyorsan oynatma" restini çekmişti.

ÇOĞUMUZ ERSUN YANAL'I İSTİYOR

Yeni sezon öncesi takımda kalıp kalmayacağına Doğan'ın durumuna göre karar verecek olan Gökdeniz, deneyimli çalıştırıcı kalırsa yönetime çıkıp, "Ben yokum" diyecek. Gökdeniz'in "Çalışma sistemi ve tavırları nedeniyle bir çok oyuncu kendisine karşı. O kalırsa bir çok isim ayrılmayı düşünüyor. Çoğumuz Ersun Yanal'ı istiyor" dediği ifade edildi.


TAKVİM

Arkadaşlar haberin doğru olma ihtimali çok az gazetede ylan haberler eklemekde üstüne olmayan Takvim ama yine ekleyeyeim dedim.

[hüseyin1975]

Artik oyle bi hale geldimki, kimle oynadigimizin bile farkinda degilim.. Onumuzdeki hafta febeylen oynicaksak tabii ki kart gormesinler.. UEFA mucadelesi felan benim icin bi anlam tasimaz ama febeyi yenmek helede sampiyonluk yolunda darbe vurmak her zaman buyuk keyiftir..

Aynen kardesim aynen.

Adamda kafa birakmadilar.

Allah sonumuzu hayr eylesin

[TSelif]

Sanmıyorum Gökdeniz bu tip bir açıklama yapsın. Sallama haber bence ....

[Travelair]

Ben başka bir kepazeliği anlatayım;
Geçen yaz ( Kayseri maçının ilk hafta olduğu zamanlar ) bir restaurantta yönetimden arkadaşı olan bir zat ile tanıştık transfer ile ilgili aynen şunu anlattı;
Albayrak'a gidiyor bu yönetici arkadaş ve Kamerunlu Wome'nin ( şu anda Werder Bremende banko oynayan sol kanat oyuncusu ) yıllık 1 milyon Avro karşılığı Trabzonspor'a imza atmaya hazır olduğunu söylüyor. Bizim "büyük" başkanımız ne dese beğenirsiniz;
" Uşağım haole gol atan bir adam olsa verelim oa 1 milyon avro sol kanat adamına o kadar para verilir mi? "
Yorumu sizlere bırakıyorum...

Evet doğru, burda da bahsedilmişti. Sonra Mustafa Keçeli transfer edildi yerine malum

[Yeliz]

şu adamın adı TRABZONSPORUMUZLA anılmasın artık yaa burası dökmelerin toplama yeri değil TRABZONSPOR
ersun umuzu haketmiyo ziyaya zor dayanıyoruz bide bunu çekemeyiz
gökdeniz TRABZONSPORLU yani takımımızın düşmanı değilki ersunu istesin..

[hüseyin1975]

şu adamın adı TRABZONSPORUMUZLA anılmasın artık yaa burası dökmelerin toplama yeri değil TRABZONSPOR
ersun umuzu haketmiyo ziyaya zor dayanıyoruz bide bunu çekemeyiz
gökdeniz TRABZONSPORLU yani takımımızın düşmanı değilki ersunu istesin..

Gökdeniz ile Ersunun arasi cok iyimis (söylenene göre).
O yüzden olma ihtimali var

[6Şafak Aydın1]

ya Baskanimiz gercekten bir is adamimi , kafam almiyor ?

"..oynayan oynar , oynamayan yoluna devam eder.." Kendisi icin de gecerlimi buuu... gel de yazma arkadas

[ceserdar]

using TürkiyeSüperLigi;

Ersun YANAL Trabzonspor = new Ersun YANAL();
Trabzonspor.Şampiyonluk(2007-2008);

[Ayhan Yüksek]

Abdullahın eşinin yazısını okurken tüylerim diken diken oldu o günü tekrar yaşadım adeta Allahım ne kabustu askerdeydim o dönem Trabzonsporum uzun bi aradan sonra şampiyon olacak ve ben bunu doya doya yaşayamayacağım askerde diye hayıflanıyordum çok inanmıştık o yıl aynı Abdullah gibi ama olmadı o günki aşırı hırs ve ali şen denen insan nüsvettesinin oyunları bizi avucumuzun içine aldığımız şampiyonluktan etti ve bugünlerimize dahi sirayet etti inanılmaz bir kadro kurmuştuk ama baş ağrımız her zamanki sorunumuz kaleci sorunumuzu çözememiştik iyi bir kalecimiz olsaydı bugün başka şeyleri konuşacaktık. Birde kaçan şampiyonluk yüzünden intihar eden gencecik kardeşlerimizi unutamıyorum dayanılmaz bir acı ne kötü günlerdi...