Tweetle
Barış Ertül, fb'lilerin Anıtkabir çıkarmasına güzel bir cevap yazmış:
Aziz Yıldırım’ın Anıtkabir’e yaptığı ziyaret görkemli oldu.
Düşünüyorum, acaba Ulu önder yaşasaydı ve bu ziyaret onun anısına değil de makamına yapılsaydı; Şeref Defteri’ne yazılanlar yüzüne söylenseydi; kim bilir nasıl tepki verirdi?
İşin aslı, yüce Atatürk, Aziz Yıldırım’a acaba randevu verir miydi?
Öyle ya, Aziz Başkan bildiğiniz hükümlü.
Ama Aziz Başkan’ın buna cevabı olacaktı elbet: “Bana hüküm giydirenler çete, paralel devlet, sizin eserinizin yılmaz bekçisi Fenerbahçe Kulübü’nü ele geçirmek isteyen hainler...”
Atatürk beğenir miydi acaba bu cevabı?
Yoksa çatar mıydı o güzel kaşlarını?
“Sen o çete dediğin, Cumhuriyeti ve Fenerbahçe’yi yıkmak, ele geçirmek istiyor dediğin adamlarla yıllardır koyun koyuna dolaşmıyor muydun?” der miydi acaba?
“Onbeş yıldır başkanlık yapıyormuşsun, her seçim öncesi başbakana icazete gitmişsin, şimdilerde lanetlenen, paralel devletin savcısı denen Zekeriya Öz’ün en yakın arkadaşıymışsın, kurduğun bütün yönetimleri hükümet ve cemaate yakın insanlardan oluşturmaya bakmışsın, durdun durdun da ben şimdi mi aklına geldim” diye sormaz mıydı acaba?
Bence sorardı.
Sormaktan da öte...
“Bak çocuk, ben de Fenerbahçeliyim!” derdi.
“Sen benim kulübümün 15 yıllık başkanısın. Başkaları da neler yapmışlar, ama yakalanmışlar, ama yakalanmamışlar, ben bunları bilmem.” derdi.
“Sen benim kulübümü ekinlere, tarlalara, rakip kulüp başkanlara verilen borç paralara, kırmızı kartlı belediye işçilerine nasıl bulaştırırsın, benim kulübümü kendi koltuğunu sağlama almak için bu çirkin konuşmalara nasıl malzeme edersin, hadi hepsini yaptın, utanmadan benim huzuruma nasıl geldin çocuk!” diye Ankara’yı da çınlatırdı.
Bırakın bugünkü gibi ihtişamlı manzaraları, pek iyi bir görüşme olmazdı yani anlayacağınız.
Velhasıl iyi ki olmamış.
Gazetelerde, “Anıtkabir’de Fener Alayı” sürmanşetleri yerine, “Yıkıl karşımdan çocuk!” manşetleri de görebilirdik ziyaretin ertesi gününde.
BARIŞ ERTÜL
Aziz Yıldırım’ın Anıtkabir’e yaptığı ziyaret görkemli oldu.
Düşünüyorum, acaba Ulu önder yaşasaydı ve bu ziyaret onun anısına değil de makamına yapılsaydı; Şeref Defteri’ne yazılanlar yüzüne söylenseydi; kim bilir nasıl tepki verirdi?
İşin aslı, yüce Atatürk, Aziz Yıldırım’a acaba randevu verir miydi?
Öyle ya, Aziz Başkan bildiğiniz hükümlü.
Ama Aziz Başkan’ın buna cevabı olacaktı elbet: “Bana hüküm giydirenler çete, paralel devlet, sizin eserinizin yılmaz bekçisi Fenerbahçe Kulübü’nü ele geçirmek isteyen hainler...”
Atatürk beğenir miydi acaba bu cevabı?
Yoksa çatar mıydı o güzel kaşlarını?
“Sen o çete dediğin, Cumhuriyeti ve Fenerbahçe’yi yıkmak, ele geçirmek istiyor dediğin adamlarla yıllardır koyun koyuna dolaşmıyor muydun?” der miydi acaba?
“Onbeş yıldır başkanlık yapıyormuşsun, her seçim öncesi başbakana icazete gitmişsin, şimdilerde lanetlenen, paralel devletin savcısı denen Zekeriya Öz’ün en yakın arkadaşıymışsın, kurduğun bütün yönetimleri hükümet ve cemaate yakın insanlardan oluşturmaya bakmışsın, durdun durdun da ben şimdi mi aklına geldim” diye sormaz mıydı acaba?
Bence sorardı.
Sormaktan da öte...
“Bak çocuk, ben de Fenerbahçeliyim!” derdi.
“Sen benim kulübümün 15 yıllık başkanısın. Başkaları da neler yapmışlar, ama yakalanmışlar, ama yakalanmamışlar, ben bunları bilmem.” derdi.
“Sen benim kulübümü ekinlere, tarlalara, rakip kulüp başkanlara verilen borç paralara, kırmızı kartlı belediye işçilerine nasıl bulaştırırsın, benim kulübümü kendi koltuğunu sağlama almak için bu çirkin konuşmalara nasıl malzeme edersin, hadi hepsini yaptın, utanmadan benim huzuruma nasıl geldin çocuk!” diye Ankara’yı da çınlatırdı.
Bırakın bugünkü gibi ihtişamlı manzaraları, pek iyi bir görüşme olmazdı yani anlayacağınız.
Velhasıl iyi ki olmamış.
Gazetelerde, “Anıtkabir’de Fener Alayı” sürmanşetleri yerine, “Yıkıl karşımdan çocuk!” manşetleri de görebilirdik ziyaretin ertesi gününde.
BARIŞ ERTÜL
sekmesine tıklayarak ilgili mesajı raporlamanızı sizlerden rica ederiz.
Yorum