Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Papara Park | Kapasite: 41.461

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • Olimpiyatlar Noksansız Olacak

    Atalay, Belgrad'ta yapılan Yaz Olimpiyatlarını izlediklerini ve çalışmaların çok güzel geçtiğini söyledi.


    Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak ile birlikte Hırvatista'ın başkenti Belgrada giden ve oradaki yaz olimpiyatlarına katılan Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak, Eski gençlik ve spor Genel müdürü ve uluslar arası organizasyonlardan sorumlu Başkoordinatörlük görevine getirilen Mehmet Atalay, Belgrad'ta yapılan Yaz Olimpiyatlarını izlediklerini ve çalışmaların çok güzel geçtiğini söyledi.

    Atalay Erzurumda 2011'de yapılacak olan üniversiteler arası kış olimpiyatları ve Trabzon'da yapılacak olan yaz olimpiyatları için Belgrat'ta Amerikalı Kilnion ile olimpiyatlar hakkında görüştüklerini belirtti. Amerikalı Kilnion'un Türk dostu olduğunun altını çizen Atalay “ Kendi daha önce dünya basketbol federasyonu başkanı yaptı.

    2010 yılında ülkemizde yapılacak olan Dünya basketbol şampiyonluğunu almamızda büyük katkısı olmuştur. Erzurumda yapılacak olan 2011 üniversite kış oyunlarında herhangi bir sorunun olmadığını söyledi. Bu konuda başbakanımızda teminat verdi. Kendiside bizlere çok güveniyor. Ve bakanınız Faruk Özak buraya kadar geldi. Olimpiyatlara çok önem veriyorsunuz. Sizlerin bu oyunları eksiksiz yapacağınıza inanıyorum”dedi

    Atalay yakında Trabzon'a geleceklerini söyleyerek”Trabzonda yapılacak olan 2011 Yaz olimpiyat festivali için çalışmalara başlayacağız. Bunun yanı sıra Filandiyaya gidiliyor. Son organizasyon için bayrak devir teslim töreni olacak. Çok kalabalık bir heyet ile Filandiyaya gideceğiz. Herkes üzerine düşüne orada yapacak. Bu konudaki hazırlıklarımızı biraz daha hızlandıracağız. Üniverstiler arası kız olimpiyatları ve Yaz olimpiyatları için bugüne kadar en iyisi olacak. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Trabzon Akyazı'da düşünülen stad projesi içinde görüşlerini açıklayan Atalay, Sayın Başbakanımız ve Bakanımız ile Akyazı konuştuk. Program yapıp Akyazı ya başlanacağını ifade etti.
    BMN|KOCAELİ

    Yorum


    • İki önemli haber şuana kadar yapılmayan işler umarım bundan sonra yapılır.
      BMN|KOCAELİ

      Yorum


      • İlk olarak Emirhan Makul tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
        Türkiyede 80 İle Stad yapılır Bize En Son Yapılır.
        en son yapilsa gene iyi. hic yapmazlar

        Yorum


        • Son yapılan acıklamalardan Atalay'ın acıklamasını ciddi bulmuyorum. Her zaman yaptıgı acıklamaların bu sefer kısaltılmışını yaptı. Trabzonlugunu yada Trabzonsporlugunu tartışmıyorum yanlış anlamayın beni. Fakat Belediye Başkanımızın Toplantıya cagrılması bi umut olarak görülebilir ve bunun peşini bırakmamak gerekir. Artık hayırlısı...

          Yorum


          • Artık bu tip haberler bizim için bir anlam ifade etmiyor. Ne zaman kazma vurulur o zaman olumlu bişeyler yazarız bu sayfalara.

            Yorum


            • İlk olarak Trabzon Akyazı'da düşünülen stad projesi içinde görüşlerini açıklayan Atalay, Sayın Başbakanımız ve Bakanımız ile Akyazı konuştuk. Program yapıp Akyazı ya başlanacağını ifade etti. [/SIZE tarafından gönderildi
              [/COLOR]

              Daha program bile yapılmamış olmayacak deyin bari delikanlı gibi oyalamayın milleti Trabzonspor camiasını enayi yerine koymayın yeter artık yeter.
              DOZER CEMİL

              Yorum


              • sakaryanın yenı stadı için onay çıkmışş.adamlar bank asya liginden bile düştüler varın gayrısını siz düşünün..

                Yorum


                • Hepimiz ameleyi- Fikret Doğan - 15.07.2009 Taraf
                  Tarihî çıtı pıtı stat bir dostluk maçıyla yeniden açılıyordu, o yüzden tribünler hınca hınç doluydu. Çiçeği burnunda ikinci lig takımı FC Union Berlin’in kimi kırmızı-beyazlı taraftarları kafalarına inşaat kaskı takmışlardı. Kulübün çam sakızı çoban armağanıydı bu kırmızı kasklar, ama aynı zamanda birer şeref madalyası. Çünkü pırıl pırıl stadın her köşesinde taraftarların el emeği göz nuru vardı. Tam 306 gün boyunca karda kışta, yağmurda çamurda, güneşin alnında yorulmak bilmez bir karıncanın azmiyle çalışıp didinip “An der Alten Försterei” stadyumunu yeniden maç oynanır hale getirmeyi başarmışlardı. Şimdi bunun kıvancıyla, havaifişeklerin atıldığı açılış maçında, ezeli rakipleri Hertha Berlin’in mavi-beyazlı taraftarlarına “Bizim stadımız var, sizin yok” diye gıcık veriyorlardı. Kısa çöpün uzun çöpten hakkını aldığı bir an, hem de maçı 5-3 kaybetmesine rağmen.

                  FC Union Berlin, Almanya’nın namlı ve köklü kulüplerinden biri, her ne kadar 90’lı yıllarından ikinci yarısından sonra kafa üstü düşüşe geçmiş olsa da. Fakat bu yıl tekrar ikinci lige dönmeyi başardılar. Daha önemlisi, kulübün kapanmasıyla sonlanabilecek büyük bir felaketten kurtuldular. Alman Futbol Federasyonu, her tarafını yaban otların sardığı o statta maç oynanmasına izin vermiyordu, çünkü o yıkık dökük haliyle “An der Alten Försterei” üçüncü ligin standartlarından bile çok uzaktı.

                  Stadın biran önce tepeden tırnağa elden geçirilmesi, koltukların takılması, ayakta maç izlenen tribünün adamakıllı onarılması, tribünlerin üstünün kapatılması, alttan ısıtma tesisatının kurulması, soyunma odalarının yenilenmesi, elektronik tabela asılması, otopark yapılması gerekiyordu. Tüm bunlar ancak 17 milyon avroluk bir projeyle hayata geçirilebilirdi. Ne ki, projenin temel koşuluna Avrupa Birliği karşıydı, yani stat tapusunun 1 avro gibi sembolik bir bedel karşılığında kulübe devredilmesine. Öte yandan Berlin eyaletinin kendi borcu kendine yeterdi, o yüzden tahsis edebileceği para sınırlıydı. Kulüp dersen meteliğe kurşun atıyordu. Stadın onarılmaması her şeyin sonu demekti.

                  İşte tam bu noktada cefakâr taraftar devreye girip “Biz kendimiz yaparız” dedi. Demek ne kadar güvenilir adamlarmış ki, kulüp yönetimi “de get lan, sizin ipinizle kuyuya inilmez” dememiş. Nitekim onlar da sözlerinin arkasında durup stadı kendi elleriyle tiril tiril hale getirdiler. Her babayiğidin altından kalkacağı bir iş değil bu, her şeyden önce mangal gibi yürek lâzım; ee boşuna onlara “Eiserne Union” demiyorlar ki, Demir Birlik ya da Boyun Eğmez Birlik.

                  İşin doğrusu bu kez, futbolcular değil, taraftar destan yazdı. Eksi 10 derece soğukta bile çalışmalar aksamadı. Bu zaman zarfında taraftar bırakın izine gitmeyi, hafta sonu tatilini bile unuttu. Televizyon karşısında tembellik etmek, sevgilinle alıp başını bir göl kenarına gitmek, şehirde aylakça dolaşmak geçmişte kalmış hatıralardı yalnızca. Örneğin bir hastabakıcı gecenin köründe yorgun argın eve döndükten sonra birkaç saat uykuyla stada gidip proje müdiresi Sylvia Weisheit’a kaydını yaptırıyordu. Mimar hanım tarafından altı yedi çalışma gurubuna ayrılan gönüllüler, öğlene kadar canla başla çalışıyor, sonra yemek kuyruğuna giriyorlardı. Dağları delen Ferhat gibi sabırla gece yarılarına kadar ter döktükleri oluyordu. Sırf eli yüzü düzgün bir stada kavuşmak için. Nitekim muradlarına erdiler.

                  Ne güzel bir duygudur o, bu stadı “hep beraber dişimizle tırnağımızla yaptık” diyebilmek. Şimdi orada maç seyretmenin tadı da başkadır. Eskiden burnu havada dolaşan oyuncu bile seyircisine saygı duyacaktır: “Yahu adamlar koca stat dikti, ee ben de kıçımı kaldırayım biraz.” Union taraftarları yok olmaya yüz tutan dayanışma ruhunun nelere kadir olacağını dosta düşmana öyle güzel gösterdiler ki, aşkolsun.

                  “Bizim stadımız var, sizin yok!” 8 temmuz gecesi yaşanan bu sahne Türkiye’de bir yerde yaşansaydı, herhalde diğer tribünden “hepiniz amelesiniz” diye karşılık gelirdi. Ne de olsa bizde taraftar stadı kırıp döker, âdet öyledir. Her koşulda kulübünü yalnız bırakmayanlarla en ufak bir bozgunda “en büyük taraftar, futbolcular sahtekâr” diye kıçını yırtanlar arasındaki fark çok açık değil mi? Bizimkiler ancak küfür ederken dayanışma içinde. Ee bu da bir şeydir.

                  Yorum


                  • İlk olarak OrkHun tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                    Hepimiz ameleyi- Fikret Doğan - 15.07.2009 Taraf
                    Tarihî çıtı pıtı stat bir dostluk maçıyla yeniden açılıyordu, o yüzden tribünler hınca hınç doluydu. Çiçeği burnunda ikinci lig takımı FC Union Berlin’in kimi kırmızı-beyazlı taraftarları kafalarına inşaat kaskı takmışlardı. Kulübün çam sakızı çoban armağanıydı bu kırmızı kasklar, ama aynı zamanda birer şeref madalyası. Çünkü pırıl pırıl stadın her köşesinde taraftarların el emeği göz nuru vardı. Tam 306 gün boyunca karda kışta, yağmurda çamurda, güneşin alnında yorulmak bilmez bir karıncanın azmiyle çalışıp didinip “An der Alten Försterei” stadyumunu yeniden maç oynanır hale getirmeyi başarmışlardı. Şimdi bunun kıvancıyla, havaifişeklerin atıldığı açılış maçında, ezeli rakipleri Hertha Berlin’in mavi-beyazlı taraftarlarına “Bizim stadımız var, sizin yok” diye gıcık veriyorlardı. Kısa çöpün uzun çöpten hakkını aldığı bir an, hem de maçı 5-3 kaybetmesine rağmen.

                    FC Union Berlin, Almanya’nın namlı ve köklü kulüplerinden biri, her ne kadar 90’lı yıllarından ikinci yarısından sonra kafa üstü düşüşe geçmiş olsa da. Fakat bu yıl tekrar ikinci lige dönmeyi başardılar. Daha önemlisi, kulübün kapanmasıyla sonlanabilecek büyük bir felaketten kurtuldular. Alman Futbol Federasyonu, her tarafını yaban otların sardığı o statta maç oynanmasına izin vermiyordu, çünkü o yıkık dökük haliyle “An der Alten Försterei” üçüncü ligin standartlarından bile çok uzaktı.

                    Stadın biran önce tepeden tırnağa elden geçirilmesi, koltukların takılması, ayakta maç izlenen tribünün adamakıllı onarılması, tribünlerin üstünün kapatılması, alttan ısıtma tesisatının kurulması, soyunma odalarının yenilenmesi, elektronik tabela asılması, otopark yapılması gerekiyordu. Tüm bunlar ancak 17 milyon avroluk bir projeyle hayata geçirilebilirdi. Ne ki, projenin temel koşuluna Avrupa Birliği karşıydı, yani stat tapusunun 1 avro gibi sembolik bir bedel karşılığında kulübe devredilmesine. Öte yandan Berlin eyaletinin kendi borcu kendine yeterdi, o yüzden tahsis edebileceği para sınırlıydı. Kulüp dersen meteliğe kurşun atıyordu. Stadın onarılmaması her şeyin sonu demekti.

                    İşte tam bu noktada cefakâr taraftar devreye girip “Biz kendimiz yaparız” dedi. Demek ne kadar güvenilir adamlarmış ki, kulüp yönetimi “de get lan, sizin ipinizle kuyuya inilmez” dememiş. Nitekim onlar da sözlerinin arkasında durup stadı kendi elleriyle tiril tiril hale getirdiler. Her babayiğidin altından kalkacağı bir iş değil bu, her şeyden önce mangal gibi yürek lâzım; ee boşuna onlara “Eiserne Union” demiyorlar ki, Demir Birlik ya da Boyun Eğmez Birlik.

                    İşin doğrusu bu kez, futbolcular değil, taraftar destan yazdı. Eksi 10 derece soğukta bile çalışmalar aksamadı. Bu zaman zarfında taraftar bırakın izine gitmeyi, hafta sonu tatilini bile unuttu. Televizyon karşısında tembellik etmek, sevgilinle alıp başını bir göl kenarına gitmek, şehirde aylakça dolaşmak geçmişte kalmış hatıralardı yalnızca. Örneğin bir hastabakıcı gecenin köründe yorgun argın eve döndükten sonra birkaç saat uykuyla stada gidip proje müdiresi Sylvia Weisheit’a kaydını yaptırıyordu. Mimar hanım tarafından altı yedi çalışma gurubuna ayrılan gönüllüler, öğlene kadar canla başla çalışıyor, sonra yemek kuyruğuna giriyorlardı. Dağları delen Ferhat gibi sabırla gece yarılarına kadar ter döktükleri oluyordu. Sırf eli yüzü düzgün bir stada kavuşmak için. Nitekim muradlarına erdiler.

                    Ne güzel bir duygudur o, bu stadı “hep beraber dişimizle tırnağımızla yaptık” diyebilmek. Şimdi orada maç seyretmenin tadı da başkadır. Eskiden burnu havada dolaşan oyuncu bile seyircisine saygı duyacaktır: “Yahu adamlar koca stat dikti, ee ben de kıçımı kaldırayım biraz.” Union taraftarları yok olmaya yüz tutan dayanışma ruhunun nelere kadir olacağını dosta düşmana öyle güzel gösterdiler ki, aşkolsun.

                    “Bizim stadımız var, sizin yok!” 8 temmuz gecesi yaşanan bu sahne Türkiye’de bir yerde yaşansaydı, herhalde diğer tribünden “hepiniz amelesiniz” diye karşılık gelirdi. Ne de olsa bizde taraftar stadı kırıp döker, âdet öyledir. Her koşulda kulübünü yalnız bırakmayanlarla en ufak bir bozgunda “en büyük taraftar, futbolcular sahtekâr” diye kıçını yırtanlar arasındaki fark çok açık değil mi? Bizimkiler ancak küfür ederken dayanışma içinde. Ee bu da bir şeydir.

                    Çok sağlam yazmış.

                    Yorum




                    • Bu linkte "An der Alten Försterei" stadı ile ilgili bir film var.
                      Herkese Merhaba

                      Yorum


                      • Fikret Doğan'ın Almanya örneği ne kadar manidar değil mi? Oysa Almanların elele vererek gerçekleştirdikleri ''olay'' bizlerin bir zamanlar adına ''İmece'' dediğimiz ancak şimdilerde adını dahi hatırlamadığımız o ''yaşama biçimine'' ne kadar da benziyor değil mi? Hızla ve hırsla bencilleşen insanoğlu'nun hiç bir değer yargısının kalmayıp artık kendisine ait en basit görevi bile ''Devlet Yapsın'' kolaycılığına indirgemesi nasıl izah edilebilir? Ya da bu hızlı degenerasyonun sonu nereye varır?
                        Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
                        Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?
                        Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini

                        Yorum


                        • ESKİ AÇIK KAPANIYOR!.. Haberi yazdırın16 Temmuz 2009 13:02
                          Galatasaray'ın maçlarını oynadığı Ali Sami Yen Stadı'nda, kombine biletleri tükenen Eski Açık Tribün'ün üstü, 1905 Galatasaraylı Yönetici ve İş Adamları Derneği (GSYİAD) tarafından kapatılacak.

                          Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamaya göre, Galatasaraylı taraftarlar 2009-2010 sezonu maçlarını tamamı çatıyla kapatılacak tribünde, daha konforlu izleyebilecek.

                          Çatı konusunda projelerin tamamlandığını açıklayan 1905 GSYİAD Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Sarıkaya, inşaat başladıktan 45 iş günü sonra çatının tamamlanacağını söyledi. Taşınabilir çatı sistemini tercih ettiklerini belirten Sarıkaya, böylece Ali Sami Yen Stadı hizmetini tamamladıktan sonra çatının uygun görülürse Florya Metin Oktay Tesisleri'ne taşınıp kullanılabileceğini kaydetti.

                          ''Artık Eski Açık, gerçekten 'Eski' Açık'' diyen Sarıkaya, taraftarlardan sayısız teşekkür mektubu aldıklarını sözlerine ekledi.
                          3 istanbul takımını tutmak vakayı adiyedendir.Trabzonspor'u tutmak, orjinalliktir, başkaldırıdır, istisnadır, kalitedir. Son dönemlerde ise sabırdır, özlemdir, sineye çekmektir. En önemlisi ise sürü psikolojisine inat; ÖZGÜRLÜKTÜR.

                          Yorum


                          • inşallah akyazı yapılır...

                            Yorum


                            • İŞte TSİAD derneği üyeleri

                              M.SUAT HACISALİHOĞLU
                              HASAN BEKTAŞ
                              NUSRET ONUR
                              CELİL HEKİMOĞLU
                              OĞUZ AYDIN
                              SEMİH MELEK
                              YILMAZ SAYİTOĞLU
                              ŞEREF USTA
                              ŞÜKRULLAH GÜÇMEN
                              VEYSEL ZEKAİ BAK
                              EKREM ÇAPKINOĞLU
                              İSMAİL ZEKAİ DÜLGER
                              YUSUF ZİYA YILMAZ
                              KENAN BIYIK
                              SEFER AKYÜZ
                              NEVZAT ÖZER
                              RAHMİ ÜSTÜN
                              HALİL ERGÜN BAHADIR
                              ZEYYAT KAFKAS
                              HASAN OSMAN SABIR
                              EROL TUNA
                              ADİL UZUN
                              MUHAMMET SÖZEN
                              MEHMET KARNAP
                              EDİP SEVİNÇ
                              AHMET ÇEBİ
                              MURAT İSKENDER
                              YALÇIN ORHAN
                              NEZİH ONUR
                              SALİH ZEKİ KARATAŞ
                              ORHAN FATİH YILMAZ
                              EFKAN SAYİTOĞLU
                              ALİ BAŞTÜRK
                              RAHMİ ÖZÇİLİNGİR
                              TEMEL AKGÜN
                              MUSTAFA GÜMÜŞ
                              METİN SAMANCI
                              NİHAT AYDIN
                              TACETTİN MUTLU
                              ORHAN VELİ OLTAN
                              RECEP ERGENÇ
                              CENGİZ ÇARKACI
                              CEMİL YILMAZ
                              HASAN KAMİL HAYALİ
                              SALİH ZEKİ YILMAZ
                              MEHMET AKİF ÖZAK
                              AHMET ALEMDAROĞLU
                              H.ALPER BÜLBÜLOĞLU
                              GÖKHAN AVCI
                              MEHMET TUNÇ
                              ALİ ERCAN AYDOĞAN
                              ALİ HAYDAR GEDİKLİ
                              AYTAÇ AKYÜZ
                              EMRE YILMAZ
                              TEMEL KOFOĞLU
                              HASAN FAHRİ GÜMÜŞTEKİN
                              ŞABAN AKBULUT
                              RIZA ALİOĞLU (KİLER )
                              AHMET BÜLENT KASAP
                              NECMETTİN UZUNALİ
                              KGB HOLDİNG
                              YUSUF İZZETTİN PERVANLAR
                              YUSUF HAYIRLIOĞLU
                              HAKAN HAZAROĞLU
                              SIRRI FURKAN EREN
                              SERKAN AYTEKİN
                              RECEP AYVAZ
                              TAYFUN BİRCAN
                              IŞIN YAZICIOĞLU
                              Ö.VEDAT OYMAN
                              SEMİH BAYGIN
                              ERTUĞRUL DOĞAN

                              toplam 72 kişi

                              bunlar hiç trabzonspor yardım ederler mi ve Buraya üye olmayan bir sürü trabzonlu iş adamı var Ali ağaoğlu cevarhirler nerde bunlar
                              En son Ahmet Karadeniz tarafından düzenlendi; 16.07.2009, 14:57.
                              Eski kullanıcı adı: olikos61
                              Memleketler içerisinde bir güzel memleketir Türkiye yedi bölge yedi iklim ama
                              Trabzon'da futbol oynamak zor zanaat imkansız değil ama zor.....

                              Yorum


                              • 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı düzenlemek isteyen Türkiye Futbol Federasyonu, İstanbul'da gerçekleşen toplantıyla turnuva maçlarına ev sahipliği yapmaya aday 10 şehir olan İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Antalya, Konya, Kayseri, Eskişehir, Trabzon'un vali, belediye başkanı ve yerel yöneticileri ile bir araya geldi

                                Hadi bakalım bugün bişeler belli olur
                                BMN|KOCAELİ

                                Yorum

                                En Aktif Kullanıcılar

                                Daraltma

                                En aktif kullanıcı yok.
                                Yükleniyor...
                                X