Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Kisa Kisa Tarihçemiz

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Kisa Kisa Tarihçemiz

    Türkiye Idman Cemiyetleri ittifakinin kurulmasi ve Türk Sporunun bu ilk örgütünün tüm Anadolu'ya yayilmasi, Trabzon'da da etkisini göstermisti. Bu etki sonucu yeni yeni kulüpler kurulmaya baslandi. Idmanocagi, Idmangücü, Necmiati'den sonra Trabzon Lisesi bünyesinde Lise adini tasiyan yeni bir kulübün kurulmasiyla kulüp sayisi 4 olmustu. 1923 yilindan sonra Trabzon'da Idmanocagi ve Idmangücü arasinda büyük bir rekabet baslamisti. Bu öyle bir rekabetti ki Istanbuldaki Galatasaray- Fenerbahçe rekabetine benziyordu. Hatta zaman zaman onu bastirdigi bile oluyordu. Trabzon sanki Ocaklilar, Güçlüler diye ikiye ayrilmisti. Trabzon'da futbolun bu iki takim arasindaki rekabetten yüceldigi söylenebilir. Rekabet zamanla öylesine büyük boyutlara vardi ki Trabzon'un Türkiye liglerinde geç temsil edilmesine bile sebep oldu. Ne var ki iki kulüp arasindaki çekisme sehrin futbolundaki kaliteyi de her geçen gün arttiran faktör oldugu göz ardi edilemez.

    1923 yilinda Trabzon'da ilk resmi lig maçlari oynanmaya baslandi. Ilk sezon Idmanocagi sampiyon olmustu. Bunu 1923-24,1924-25 sezonlarinda Lise takiminin arka arkaya sampiyonluklari izledi. 1925 sezonunda yine Idmanocagi sampiyon olurken, 1929 yilina kadar da önce Lise, arkasindan Muallim Mektebi daha sonra da Ticaret Lisesi takimlari mutlu sona ulastilar.

    Idmanocagi ile Idmangücü arasindaki büyük rekabet 1930'dan sonra had safhaya ulasti. 1929-30'dan sonra 5 kez arka arkaya Idmanocagi'nin sampiyon olmasindan sonra 1934-35 sezonundan itibaren Idmangücü takimi tam 7 yil arka arkaya sampiyon olarak bu iki takim arasindaki rekabeti büsbütün alevlendirmisti.

    1940'li yillarda Trabzon futbolundaki güç lise takimlarina geçmisti. Tam 6 kez arka arkaya sampiyonlugu kazanmasi da bunu gösteriyordu. Bu aralar dikkat çeken bir hususta Trabzon'daki bütün futbol yildizlarinin Lise takimlarindan yetismis olmalariydi. Özellikle Trabzon Lisesi bir futbolcu kaynagi olmustu. 1947-48 sezonundan itibaren sampiyonluk yine Idmanocagi ile Idmangücü arasinda el degistiriyordu. Bu arada Necmiati de iki sezon sampiyon olarak Trabzon futbolunda söz sahibi oldu. Bu arada Trabzon'da yeni yeni kulüpler de kuruluyordu. 1938'de kurulan Dogan Gençlik, 1941 yilinda Akçaabat Lisesinde kurulan Akçaabat Gençlik (Bugünkü Sebatspor), 1950 yilinda Sürmene ilçesinde kurulan Sürmene Gençlik, 1952 yilinda ayni ilçede kurulan Zafer Gençlik, 1953 yilinda kurulan Yolspor 1955 yilinda kurulan Yalispor bu takimlarin basinda geliyordu.

    1930'lu yillarda baslayan Idmanocagi, Idmangücü rekabeti 1940'li, 1950'li, 1960'li yillarda olanca siddetiyle devam ediyordu. Bu gitgide rekabetten öte boyutlara varmaktaydi. Ocakli ve Güçlü olmak Trabzon'da adeta bir spor mezhebi haline gelmisti. En kötü sezonlarda bile rekabetlerinden hiç bir sey kaybetmiyorlardi.

    Trabzon öylesine ikiye ayrilmisti ki Ocaklilar Sari Kirmizi diye Istanbul'daki Galatasaray'i Idmangüçlülerse Yesil Beyaz renklerine ragmen Fenerbahçe'yi destekliyorlardi. Rekabet bir de bu sekliyle alevlenmisti. Bu arada renkleri Sari Lacivert olan Necmiati bile bu rekabetin disinda kalmisti. Aslinda bu büyük rekabetten en karli Trabzon futbolu çikiyordu. Öncelikle sehirde futbol tutkusu körüklenmisti. Bu büyük rekabetten dogan büyük iddia Trabzon'da büyük yildizlarin çikmasina neden olmustur. Ancak, Trabzon insaninin alin yazisi olan gurbetçilik 1930'lu yillarda Trabzon'daki futbol yildizlarinin kaderine tesir etmisti. Pek çogu yüksek ögrenim ugruna ana kucaklarini baba ocaklarini terk etmek zorunda kaldilar. Gittikleri Istanbul ve Ankara'da sürdürdükleri futbol yasamlarinda gerçekten büyük yildiz oldular. Bir Hasan Polat ve kardesi Ali Polat Ankara Gençlerbirligi'nde , bir Selim Satiroglu, Ahmet Karlikli Galatasaray'da bir Taka Naci, Zekeriya Bali Fenerbahçe'de, Nazmi Bilge Besiktas'ta yildiz futbolcu oluverdiler.

    1962-63 sezonunda tüm yurtta bir Il takimi kurulmasi öngörülmüstü. Zamanin Futbol Federasyonu Baskani Orhan Seref Apak, Türkiye liglerini güçlendirmek ve tüm yurda yaymak amaciyla bir seferberlik baslatmisti. Her ilde bir futbol takimi kurup Türkiye liglerinde yer almasi seferberligi büyük bir hizla devam ediyordu. Trabzon elbette ki bunun disinda kalamazdi. Yalniz bir Il Kulübü kurulmasinin en zor olan illerin basinda kuskusuz Trabzon gelmekteydi. Idmanocagi, Idmangücü rekabeti Trabzon futboluna öylesine hakimdi ki bu iki kulübün bir çati altinda toplanmasina imkan yoktu. Nitekim böyle bir girisimde bulunmak isteyen bir avuç idealistin daha ilk çalismalarinda bunun imkansiz oldugu gerçegi bir kez daha anlasilmisti.

    Tüm Trabzonlular, Trabzonspor adiyla bir kulübün kurulmasini yürekten arzuluyorlar, ancak bu isi bir türlü gerçeklestirememenin ezikligini yasiyorlardi. Yetkililerinde araya girmesi, sonucu pek degistirmiyordu Ocaklilar da, Güçlüler de yeni kurulacak kulüpte kendi isimlerinin, hatta renklerinin hakim olmasini istiyorlardi ve bu konuda en ufak bir fedakarlikta bulunmuyorlardi. Her gün, her aksam toplanti üstüne toplanti yapiliyordu. Bazen tam bir anlasma zemini ortaya çikiyor ama yine en ufak bir ayrinti her seyi berbat ediyordu. Havaya silahlar atiliyor, karakollara, hatta mahkemelere kadar uzanan olaylara rastlaniyordu. Öte yandan Futbol Federasyonunun il kulüpleri için tanidigi sürenin de sonu yaklasiyordu.

    21 Haziran 1966 tarihinde Idmanocagi, Martispor ve Yildizspor'un da katilimi ile sari Kirmizi renkler altinda Türkiye 2. Ligine alindi. Ancak, resmi bir yazinin süresi içinde ilgili yere teblig edilmedigi için Idmanocagi'nin Ikinci ligde oynamasi durduruldu. Bu tarihten yaklasik bir ay sonra 20 Temmuz 1966'da bu kez Idmangücü, Karadenizgücü, Martispor ve Yolspor'un katilmasiyla Trabzonspor Kirmizi-Beyaz renklerle kuruldu. Ne var ki Idmanocagi buna karsi çikti. Danistay'da açtigi dava ile yürütmeyi durdurma karari alininca ortalik yine karisti. Trabzon'daki gergin durum üzerine araya Zamanin Beden Terbiyesi Genel Müdürü Ulvi Yenal girdi. Ulvi Yenal, Idmanocagi ve Idmangücü'nün birlesmemeleri halinde iki kulübünde Türkiye 2. Ligine alinmayacagini bildirdi. Bu durum Trabzon'da ve her iki kulüp çevresinde "Sok" etkisi yaratmisti. Birlesmeleri büyük sorun olan bu iki kulübün, birlesmemeleri halinde Trabzon Türkiye liglerinde temsil edilemeyecekti. Trabzon'daki geceli gündüzlü yapilan ve büyük tartismalara neden olan toplantilar sonunda 2 Agustos 1967 günü Idmanocagi ile Idmangücü birlesmesi gerçeklesti ve Trabzonspor; Idmanocagi, Idmangücü, Karadenizgücü ve Martispor'un birlesmesi ile ortaya çikti.

    Artik bütün resmi islemler tamamlandiktan sonra sira gelmisti Trabzonspor'un renklerine. Renk bulmak öyle kolay olmadi. Trabzon'da uzun yillar süren Idmanocagi-Idmangücü rekabetinde Sari-Kirmizi ve Yesil-Beyaz renkler hakimdi. Trabzonspor'un renkleri bu renklerin disinda olmaliydi. Trabzon'u ve Karadeniz'i simgeleyen renkler araniyordu. Bu konuda yarisma açilmasi da gündeme geldi ancak sonra vazgeçildi. Renk için geceli gündüzlü toplantilar düzenleniyordu. Dört toplantidan sonuç alinamamisti. Besinci toplantida her sey bitecekti. Artik taraftarin da sabri kalmamisti. Dönemin Federasyon Baskani Orhan Seref Apak sorunu çözmeye çalisirken Federasyon Genel Müdürü Ulvi Yenal'in makaminda toplanan taraflar iki kulübün renklerinden farkli bir rengin seçilmesi üzerinde yogun tartismalar gerçeklestirirler. Yasanan gelisme üzerine sabri tasan Yenal iki kulübün temsilcilerinden birer renk seçmesini talep eder. Böylelikle Idmanocagi grubu "koyu bordo", Idmangücü ise "açik mavi" üzerinde görüs bildirir. Sonuçta Trabzonspor'u kuran iki köklü kulüp renk konusunu "BORDO-MAVI" diye karara baglarlar. Böylece bir haftadir sehirde süren renk kavgasi sona erer ve Trabzonspor Bordo-Mavi renklerine kavusur.
    GÖZLERİNDEKİ KARADENİZDE BOGULMAK İSTİYODUM AMA OLMADI BİZE DÜŞEN GÖZLERİNDE DEGİL YOKLUGUNDA KAYBOLMAK MIŞ

    #2













    Hüseyin Avni Aker(1889-1944)




    1889 yilinda Trabzon? un Vakfikebir ilçesinin Çavuslu Köyü?nde dünyaya geldi. Ilk,orta tahsilini Trabzon? da yapti ve Trabzon mahalli mektebinden mezun oldu. Istiklal Savasi?na katilarak cephede düsmana karsi savasti. 1925 yilina kadar Akçaabat ,Sürmene ve Trabzon?da ilkokul ögretmenligi yapti.1926 yilinda ünlü spor adami Selim Sirri Tarcan tarafindan Istanbul ?da açilan Beden Egitimi Kursuna katildi ve buradan diploma aldi. Trabzon tarihinin ilk beden egitimi ögretmeni olarak tarihe geçen H. Avni Aker Trabzon Lisesi Muallim Mektebi ve Ticaret Lisesine atandi. Buralardaki basarili hizmetlerinden sonra Beden Terbiyesi Bölge Asbaskanligi (simdiki Gençlik ve Spor Il Müdürlügü) görevini üstlenerek Trabzon sporunun en üst makamina yükselen degerli spor adami yasama veda ettigi 1944 yilina kadar bu görevini sürdürdü.
    Hüseyin Avni Aker görevde bulundugu yillar içinde Trabzon ?a bir stat kazandirmak ve bugün stadin bulundugu araziyi bu amaçla istimlak etmek için çok ugrasti. Onun müthis çabasi daha sonra adinin verildigi stadi Trabzon futboluna kazandirdi.
    Hüseyin Avni Aker ?in arkadasi olan ünlü Beden Egitimi Ögretmeni ve antrenör Hayri Gür stada Avni Aker adinin verilme öyküsünü söyle anlatiyor. ?1940 ?li yillarda Hüseyin Avni Aker ?le ayni okulda beraber çalistik. Kendisi hem lisede ögretmendi hem de Beden Terbiyesi Bölge Müdürlügü ?ne vali nezdinde asbaskanlik görevini yürütüyordu. 1972-77 yillari arasinda Trabzon ?da Beden Terbiyesi ?nde 5 yil bölge müdürü olarak çalistim.bu sirada stad insaati tamamen bitmis ve isim araniyordu . zamanin valisi Adil Cigeroglu baskanliginda bir genel kurul olusturuldu.bu genel kurul da ben de vardim ve Hüseyin Avni Aker ismini ben teklif ettim. Çünkü bu stada en çok onun emegi geçmisti. Sanat Okulu ile Yeni Mahalle arasi o zamanlar uçurumdu ve bu uçurumu at arabalari ile toprak tasiyarak doldurduk. Topragi zemine serdikten sonra çimleri ekmeye basladik. Daha sonra ise altmis kisilik kapali tribün ile açik tribün yaptik. O zamanin parasiyla tüm bunlar 40 bin liraya mal olmustu. Tüm bunlari vali Cigeroglu ?na anlatinca o da bana hak verdi ve stada Avni Aker ?in isminin verilmesini istedi. O zamanlar buna tek karsi çikan rahmetli Ziya Nemli olmustu. Nemli stada Idmanocaginin eski kaptani Riza Kugu ?nun adinin verilmesini istiyordu.?














    Stadyum










    Trabzon'daki maçlarin oynandigi Hüseyin Avni AKER Stadyumu 1951 yilinda temeli atilmis ve 2400 kisilik düsünülmüstür. 1967 yilinda kapali tribün ilavesi yapilmis, 1981 yilinda ise açik tribün büyütülmüstür. 1994 yilinda açik tribünün uzay kafes modeli ile üzerinin kapatilmis ve stadyumun isiklandirilmasiyapilmistir.










    1940-1944 yillari arasinda Trabzon'da Bölge Müdürlügü yapan Hüseyin Avni AKER, ögretmen olarak, yönetici olarak, önder olarak Trabzon'da sporun köklesmesine hayatini adamistir. Bu nedenle adi, hakli olarak Trabzon sehir stadyumuna verilmistir.





    HÜSEYIN AVNI AKER STADYUMUNUN ÖZELLIKLERI














    KAPASITE
    VIP-1 Tribün :
    554
    VIP-2 Tribün : 782
    Kapali Tribün : 3203
    Maraton Tribün : 10.650
    Açik Tribün : 4370
    Protokol : 110
    Basin : 150
    TOPLAM : 19.819





    25.000 M2 alan, 26 tane bilgisayar kontrollü giris kapisi, çim yüzeyli saha, atletizm pisti, 520 kisilik seref tribünü 150 kisilik basin tribünü, naklen yayin odasi, skorbord kontrol odasi, bilgisayarli kapi girisi kontrol odasi, maraton tribününün altinda antrenman amaçli 7 adet spor salonu, kapali tribün altinda 4 adet soyunma odasi, hakem odasi, seref salonu, basin odasi, tesis amir odasi, antrenör odasi, doping kontrol odasi, VIP salonuna sahip olan Hüseyin Avni AKER Stadinda kapali tribünü genisletme çalismalari 1998 yilinda sona ermis ve tribüne modern bir görünüm kazandirilmistir. Kapali tribünde 1 adet restaurant, 1 adet kafeterya ve sekizer kisilik 18 loca bulunmaktadir. Bunun disinda Maraton ve Kale arkasi tribünleri koltuklarla kaplatilip UEFA Standartlarina uygun hale getirilmistir. Stadyumumuzda tel örgüler kaldirilmis olup tüm müsabakalar tel örgüsüz olarak oynanmaktadir.















    GÖZLERİNDEKİ KARADENİZDE BOGULMAK İSTİYODUM AMA OLMADI BİZE DÜŞEN GÖZLERİNDE DEGİL YOKLUGUNDA KAYBOLMAK MIŞ

    Yorum


      #3


      VE BIRAZDA TRABZON SEHRIMIZ:



      Trabzon'un kurulusu M.Ö.2000 yillarina inmektedir. Erzurum'dan geçen ve Iran sinirina varan, Avrupa ile Asya'yi birbirine baglayan tarihi Ipek Yolunun baslangicinda kurulan Trabzon sehrinin ilk kurucularinin Ortaasya ve Kafkaslardan bölgeye gelen Turani Kavimlerden Marlar, Tibarenler ve Mosklarin oldugu tarih kitaplarinda yer almaktadir.

      Trabzon'un kurulusundan itibaren geçirdigi devreler söyle siralanabilir.

      I.Devir: Kurulusundan serbest sehir oluncaya kadar geçen devir (M.Ö.2000-M.Ö.750).

      Bu devir karanlik geçen bir devirdir. Bahçecik mevkiinde bulunan bazi kalintilar bize bu bölgeye ilk defa Kafkasya'dan Mosklar, Tibarenler ve Marlarin gelerek tarim ve balikçilik ile mesgul olduklarini bildirmektedir. Orta Asya'da ve Orta dogu'dan gelen ticaret yollarinin denize ulastigi yer olan Trabzon'un ticari ve stratejik önemi bu dönemde de Ege kiyilari halkinca biliniyordu.

      Efsane olmakla birlikte meshur Argonatlar Seferi bunu gösterir. "Colehide-Kolsit" denilen simdiki Gürcistan'in bir kismini ve oradan batiya dogru Trabzon'a kadar uzanan sahili içine alan mintikanin ormanlarinin zenginligi ve daglardaki madenler daha o zamanlarda meshurdu. Milattan çok önce geçtigi sanilan seferin gayesi Kolssit'te asili oldugu dilden dile dolasan bir altin postu elde etmekti. "Altin post" un bu bölgenin zenginliginden kinaye oldugu söylenir. Her halde buralarin servetine alâmetti. Bazi rivayetlere göre madencilik sanati bu bölgede oturan bir kavim tarafindan bulunmustur.

      II.Devir: Serbest Sehir Devri (M. Ö. 750 M. S. 50).

      Bu devir M.Ö.8. Yüzyil ortalarindan Miladin ilk yüzyili ortalarina kadar süren devirdir. Bu devirde M. Ö. 756 yilinda Sinop'tan kolonizatör Miletliler Trabzon'a gelmislerdi. Zamanlarinin en iyi denizci ve tüccarlari olan bu kolönizatörler aslen iyonya'nin en önemli merkezlerinden Milet sehrindendirler. Buna nisbeten Miletliler veya Mileliler diye taninirlar.

      Trabzon'un kurulusu M.Ö.2000 yillarina inmektedir. Erzurum'dan geçen ve Iran sinirina varan, Avrupa ile Asya'yi birbirine baglayan tarihi Ipek Yolunun baslangicinda kurulan Trabzon sehrinin ilk kurucularinin Ortaasya ve Kafkaslardan bölgeye gelen Turani Kavimlerden Marlar, Tibarenler ve Mosklarin oldugu tarih kitaplarinda yer almaktadir.

      Trabzon'un kurulusundan itibaren geçirdigi devreler söyle siralanabilir.

      I.Devir: Kurulusundan serbest sehir oluncaya kadar geçen devir (M.Ö.2000-M.Ö.750).

      Bu devir karanlik geçen bir devirdir. Bahçecik mevkiinde bulunan bazi kalintilar bize bu bölgeye ilk defa Kafkasya'dan Mosklar, Tibarenler ve Marlarin gelerek tarim ve balikçilik ile mesgul olduklarini bildirmektedir. Orta Asya'da ve Orta dogu'dan gelen ticaret yollarinin denize ulastigi yer olan Trabzon'un ticari ve stratejik önemi bu dönemde de Ege kiyilari halkinca biliniyordu.

      Efsane olmakla birlikte meshur Argonatlar Seferi bunu gösterir. "Colehide-Kolsit" denilen simdiki Gürcistan'in bir kismini ve oradan batiya dogru Trabzon'a kadar uzanan sahili içine alan mintikanin ormanlarinin zenginligi ve daglardaki madenler daha o zamanlarda meshurdu. Milattan çok önce geçtigi sanilan seferin gayesi Kolssit'te asili oldugu dilden dile dolasan bir altin postu elde etmekti. "Altin post" un bu bölgenin zenginliginden kinaye oldugu söylenir. Her halde buralarin servetine alâmetti. Bazi rivayetlere göre madencilik sanati bu bölgede oturan bir kavim tarafindan bulunmustur.

      II.Devir: Serbest Sehir Devri (M. Ö. 750 M. S. 50).

      Bu devir M.Ö.8. Yüzyil ortalarindan Miladin ilk yüzyili ortalarina kadar süren devirdir. Bu devirde M. Ö. 756 yilinda Sinop'tan kolonizatör Miletliler Trabzon'a gelmislerdi. Zamanlarinin en iyi denizci ve tüccarlari olan bu kolönizatörler aslen iyonya'nin en önemli merkezlerinden Milet sehrindendirler. Buna nisbeten Miletliler veya Mileliler diye taninirlar.
      Edited by: cemilsezgin
      GÖZLERİNDEKİ KARADENİZDE BOGULMAK İSTİYODUM AMA OLMADI BİZE DÜŞEN GÖZLERİNDE DEGİL YOKLUGUNDA KAYBOLMAK MIŞ

      Yorum


        #4
        Trabzon'un Fethi

        29 Mayis 1453 de Istanbul'un fethinden sonra Fatih, Trabzon'un vermekte oldugu vergiyi 2000 duka altina çikarmisti. Erdebilli Safeviye tarikati seyhlerinden Seyh Cüneyd 1456 yilinda ordusuyla Trabzon üzerine yürüdü, Imparatorluk ordusunu yenerek sehri kusatti. Bunun üzerine Fatih, Trabzon'un Seyh Cüneyd'in eline düsmemesi için Amasya Valisi Hizir Bey'i Trabzon üzerine gönderdi. Durumu ögrenen Seyh Cüneyd kusatmayi kaldirarak çekildi. Hizir Bey Trabzon'u kusatarak Meydan-i Sarkî'de (Simdki Belediye Meydani) karargahini kurdu. Fakat Trabzon'u savunmaktan korkan kral Kalo Iannes vergi vermeyi kabul etmisti.

        Fatih Sultan Mehmed'i Trabzon üzerine yönelten birtakim siyasi, idari, ekonomik ve tarihi sebepler vardir. Bunlarin içinde en önemlisi, Bizans'in bir nevi kalintisi durumundaki Trabzon Rum Devleti'nin fethi gerçeklesmedikçe, Istanbul'un fethinin yarim görülmesiydi. Bu arada Trabzon Devleti'nin Osmanli Devleti aleyhinde Venedik Cumhuriyeti, Iran, Gürcistan Devletleri, Isfendiyar Ogullari ve Karaman Ogullari ile ittifaklar kurmasi, hisimliklari bahane ederek Akkoyunlularin Anadolu'ya göz dikmeleri ve Osmanli topraklarina saldirmalari karsisinda Fatih, Trabzon'un fethine kesin olarak karar vermisti. 1460'da Uzun Hasan, Fatih'in huzuruna elçiler göndererek hisimlik kurdugu Trabzon Rum Devletinden alinan vergileri geri istemis, bunun üzerine de Fatih elçilere "Haydi siz gidin gelecek sene ben kendim gelir mahallinde vergimi öderim" diyerek tasavvurunu açikça ortaya koymustu.

        Sefer için Osmanli kara ordusu 23 Mart 1461'de Edirne'den hareket etti. Mahmut Pasa komutasinda 150 parçadan olusan donanma da Karadeniz'e açilmisti. Fatih'in komutasinda Üsküdar'dan Anadolu'ya geçen ordunun nereye gittigini kimse bilmiyordu. Bu ilerleyis sirasinda Amasra, Isfendiyarogullari Beyligi, Kastamonu ve Sinop fethedilerek Sivas üzerinden Erzincan ovasina inildi ve yassiçemen'de karargah kuruldu. Bu arada seferin Iran üzerine oldugu düsüncesiyle korku ve telasa kapilan Uzun Hasan adina harekete geçen Çemiskezek Beyi Hasan'in baskanliginda bir elçi heyeti Fatih'in çadirinda kabul edildi. Heyet içinde Uzun Hasan'in annesi Sâra hatunda vardi. Karsilikli görüsmelerden sonra, heyete seferin Iran üzerine olmadigina teminat verdikten sonra, elçilik heyetinin bir kismi ve Sâra Hatun alikonularak, Osmanli ordusu yönünü Trabzon üzerine çevirdi.

        Osmanli ordusu çok zor sartlar altinda Erzincan ile Trabzon arasini 25-30, bazi kaynaklara göre 40 günde asabilmistir. Çekilen zorluklar karsisinda Fatih'i bu seferden alikoyabilmek için Sâra Hatun'un :
        "-Hey ogul Trabzon'a bunca zahmet nedendir? Trabzon nedir ki, ondan ötürü sehsuvar'i Saltanat piyade olup pürdap ola?" Dediginde, Padisah hisimla:
        "-Hey ana bu zahmet din yolundadir. Kim ahirette Allah hazretlerine varicak inayet ola derim. Zira bizim elimizde Islam kilici vardir. Eger bu zahmeti ihtiyar etmesek bize Gazi demek yalan olur." dedigini tarihler kaydeder.










        Trabzon kusatmasi 40 gün sürdü. En siddetli savaslar Zagnos köprüsü civarinda oldu. Sehzade Mahmut Pasa yaninda bulunan Rumca katibi Imparator David'e göndererek kayitsiz ve sartsiz teslim olmasini yoksa cenk yasasinin uygulanacagini söyledi. David, hiçbir ümidin kalmadigini görünce Mahmut Pasa'nin akrabalarindan teyzesinin oglu basmabeinci Yorgi Amuriki vasitasiyla anlasarak sehri ve kaleyi teslim etti. Bir yandan görüsmeler yapilirken bir yandan da çetin vurusmalar sürüp gidiyordu. Türk Bayragi'nin Zagnos burcuna dikildigi anda, Trabzon Devleti'nin teslim haberide Fatih'e ulasmisti.

        Trabzon'un fethi tarih bakimindan büyük önem tasimaktadir. Bu fetihle Bizans'in son kalintisida Anadolu'dan temizlenmis ve bu cografyada tek otorite altinda toplanma gerçeklesmistir. Ayrica, Trabzon'un fethi ile Karadeniz'in bir Türk gölü haline gelmesi projesi için en önemli adim atilmistir. Hepsinden önemlisi 26 Ekim 1461 günü Trabzon Devleti tarihe karisirken, Bizans'i diriltme hülyasi temelinden yok edilmistir.

        Fatih Sultan Mehmet ilk is olarak fetih gelenegine uyup Ortahisar'da Meryemana Altinbas Kilisesi'ni "Ortahisar Camii" adi ile Müslümanlarin ibadetine tahsis etmistir. Daha sonra Sen Ojen Kilisesi'de camiye çevrilerek ilk Cuma namazini burada kilmis ve adina da "Yenicuma camii" denilmistir. Bu camilerin her ikiside halen ibadete açiktir.

        Trabzon'un idaresi Gelibolu valisi Kazim beye verilip bir kisim asker, silah ve mühimmat birakildiktan sonra ordu sahil yolunu takip ederek geri döndü.

        Fetihten sonra Trabzon'un yerli ahalisinin ileri gelenleri imparator David ile Istanbul'a geri götürülmüs, bir kismida kendiliginden ayrilmistir. Bu yüzden sehirde pek az nüfus kalmistir. Kalan nüfus ile Eksotha (Hizirbey), Boztepe, Asagi Yenicuma, Tuzluçesme, Çömlekçi semtleri de iskan ettirilerek, kale içindi Hiristiyan birakilmamistir. Bosalan evler sipahi takimina yeniçerililere, maiyet agalarina ve mülhakattan gelen Türklere tahsis edilmistir. Bu arada feth edilen diger sehirlerde oldugu gibi Trabzon'da da "Cizye-i Serriye ve Rusumi örfiye" vergisi konmustur. Trabzon ve civarindaki topraklarin tahribi ve timarlara bölünerek sipahilere verilmesi gibi konularda Sancak beyi Kazim bey aldigi emri yerine getirerek Trabzon topraklarini Osmanli idaresi altinda yeniden organize etmistir.

        Fetihten sonra Fatih Sultan Mehmet'in yörede genel bir sayim yaptirmis oldugu biliniyorsa da, buna ait belgeler elde olmadigindan ancak 1486 yilinda II.Beyazit'in sayimlari ölçü alinmaktadir. Trabzon hakkinda bilgi veren en eski tahrir defterleri, basbakanlik arsivinde "Maliyeden Müdevver Defter No:28" basligi altinda bulunmaktadir. Tarihsiz olan bu defter ilk olarak 1954 yilinda Ömer Lütfü Barkan tarafindan kullanilmistir.

        Bufassal adlandirilan türde olan 1486 tahrir defterinde Trabzon; Akçaabat, Görele, Tirebolu, Giresun, Laz, Maçka, Torul, Sürmene, Of, Rize, Atina (Pazar) timarlari ile timar sahiplerinin listeleri verildikten sonra, basta Trabzon sehrinde oturanlarin ayrintili bir listesi de bulunmaktadir. Tahrir defterinde sehrin halki, mahalle ya da cemaat basliklari altinda dini guruplar olarak bölündükten sonra sehirdeki her aile reisinin de adi verilmektedir.

        Fetihten sonra, mevcut müslüman nüfusuna ait olarak iskan edilen ve geldikleri yörelere göre ad alan müslüman cemaat gruplari sunlardi:

        1- Cemaat-i Niksar7 hane10- Cemaat-i Sanusak5 hane
        2- Cemaat-i Ladik7 hane11- Cemaat-i Amasya31 hane
        3- Cemaat-i Bafra16 hane 12- Cemaat-i Osmancik10 hane
        4- Cemaat-i Iskilip10 hane 13- Cemaat-i Çorum15 hane
        5- Cemaat-i Gümüs7 hane14- Cemaat-i Merzifon18 hane
        6- Cemaat-i Tokat25 hane 15- Cemaat-i Nefsi Samsun12 hane
        7- Cemaat-i Porhal (Turhal)4 hane16- Cemaat-i Zile3 hane
        8- Cemaat-i Göncanik(Gölköy)8 hane17- Cemaat-i Satilmis Canik1 hane
        9- Cemaat-i Kavala3 hane18- Cemaat-i Karakadi10 hane


        Bu Müslüman cemaatlarin sayisi 202 haneden ibaret olup, 1486 yilindaki Müslüman nüfusunun %78,3'ünü olusturuyordu.

        Fetihten sonra Anadolu eyaletine (Beylerbeyligine) bagli bir sancak olan Trabzon'un imar edilip, Müslüman Türk nüfusu ile iskan edilmesine özel ilgi gösterildi. H.867-1462 de Ortahisar'da Fatih Medresesi açildi. Özellikle 1462-1465 yillari arasinda Trabzon'un fetih sonrasinda ikinci valisi olan Hizir Bey, onarim islerine hiz verdi.

        1470 yilinda Sehzâde Bayezit'in oglu Sehzâde Abdullah'in Vali olarak Trabzon'a gelmesiyle, Sehzâde sehri olan Trabzon önem kazandi.

        Ikinci Beyazit döneminde en önemli olay, Sehzade Yavuz (Yavuz Sultan Selim)'un Trabzon Valisi olmasiydi. 1489-1512 yillari arasinda Trabzon bir baskent gibi öne çikmis, Yavuz'un 23 sene süren Valiligi döneminde imar edilmis, askeri ve ticari yönden canlilik kazanmistir.

        Yavuz Sultan Selim, 1514'de Çaldiran Seferine çiktigi dönemde ordunun ikmal isleri Trabzon'dan yürütülmüstür. Çaldiran Seferi dönüsünde Bayburt'un Kigi Kalesi ile birlikte fethedilmesi (15 Ekim 1514) Padisahi memnun etmis, buralari fetheden Trabzon Valisi Biyikli Mehmet Pasa serhat muhafazasi ile görevlendirilmisti. Böylece Trabzon yeni bir idari yapilanma içinde yer aldi. Biyikli Mehmet Pasaya Erzincan-Bayburt eyaleti verilerek (4 Ramazan 920-23 Ekim 1514) Rûm-i Kadim Beylerbeyligi sancaklarindan olan Canik ile Sarkî Karahisar ve müstakil idare edilmekte olan Trabzon, ayrica o siralarda zaptedilen Kigi, ayri birer sancak olan Bayburt-Erzincan Eyaletine ilave edilmisti.

        Yavuz Sultan Selim'in Trabzon Valiligi zamaninda annesi Ayse Gülbahar Sultanin hatirasina yaptirilan türbenin yanina Cami, Medrese, Mekteb, Darül Kurra, Imaret ve hamamdan olusan bir külliye yapilmis, tesis edilen külliyenin yasamasi için de büyük vakiflar tahsis edilerek sürekliligi ve kaliciligi saglanmistir.

        27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon'da dogan, çocuklugunu ve gençlik yillarinin ilk yillarini Trabzon'da geçiren ve bir Trabzon'lu olarak babasi Yavuz Sultan Selim'in üzerine 1520 yilinda 26 yasinda Padisah olan Kanuni Sultan Süleyman döneminde Trabzon, yine ön plana çikmistir.

        Trabzon, Yavuz Sultan Selim'e sehzâde sancakligi yaparken, 1515'de Bayburt Erzurum Beylerbeyligine tabi sancak durumuna getirilmis, kisa bir dönemden sonra Kanuni'nin ilk yillarinda Bayburt-Erzincan Beylerbeyligi lagvedilerek yeni bir yapilanmaya gidilmistir. Buna göre Trabzon 5 liva'dan olusan müstakil bir eyalet haline gelmistir.

        Fetihten sonra Trabzon sehri içinde olusan yeni Müslüman mahallelerinin giderek çogaldigini görmekteyiz. 1523 yili Tahrir Defterinde bu mahallelerin sehrin hangi kesiminde bulunduklarina dair bilgiler verilmektedir. Daha sonraki yillarda çikan 1553 ve 1583 yili tarihlerinde de mahallelerin bir kisminin ismine rastlanmaktadir. Kanuni döneminin ilk yillarindaki dokuz mahallenin isimleri sunlardir.

        A- Ortahisarda:
        1- Mahalle-i Câm-î Atik Der Kale-i Evsad
        2- Mahalle-i Mescid-i Valide-i Merhum Sultan Abdullah
        3- Mahalle-i Mescid-i Kissahan Der Kalei Evsad
        4- Mahalle-i Mescid-i Haci Baba Der Kale-i Evsad

        B- Asagihisarda
        5- Mahalle-i Mescid-i Mevlana Süca Der Kale-i Zir
        6- Mahalle-i Mescid-i Bâb-i Bazzaz Der Kale-i Zir
        7- Mahalle-i Mescid-i Hüseyin Aga ki ser-hazin Bûd Der Nezd-i Saray-i Âmire
        8- Mahalle-i Mescid-i Amasya Der Nezd-i Hamam Çifte
        9- Mahalle-i Cami-i Cedid Der Birun-i Sehir.

        Bu dokuz mahalle disinda, hane sayisi olmadigi için adi zikredilmeyen ve onunucu mahalle diyebilecegimiz "Cemaat-i Mescid-i Haci Kasim Der Nezd-i Bezzazistan" da yalniz iki nefer (Erkek) yazilidir. Bu cemaat ileride yeni bir Müslüman mahallesinin çekirdegini olusturacaklardir.

        Kale içerisinde sürdürülen iskan politikasi sonunda zamanla Müslüman-Türk nüfusu ve mahalle sayisi da artmistir.

        Kale içinde sürdürülen iskan politikasi sonunda zamanla Müslüman-Türk nüfusu ve mahalle sayisi da artmistir. Nitekim H.961-1533 te yapilan tahrirden anlasilacagi üzere, aradan geçen 35 yil zarfinda yeni iskanlar ve disardan gelenlerle müslüman mahallelerine yenileri katilmis ve bu durum defter harici "haric-i ez defter" yazildigi belirtilmistir. Bu mahalleler:
        1-Tabakhane,
        2-Sarmasik Mescidi,
        3-Kavak Meydan,
        4-Sehre Küstü,
        5-Halil Aga Mescidi,
        6-Hatuniyye Imareti,
        7-Bayram-zade Mescidi,
        8-Zagnos,
        9-Tekfur Çayiri,
        10-Iskender Pasa Camii,
        11-Haci Hasan ve Cemaat-i Mescid-i Hoca Kasim der Nezd-i Bezzazistan Mahalleleridir
        GÖZLERİNDEKİ KARADENİZDE BOGULMAK İSTİYODUM AMA OLMADI BİZE DÜŞEN GÖZLERİNDE DEGİL YOKLUGUNDA KAYBOLMAK MIŞ

        Yorum


          #5
          ARKDASLAR DEVAMI SIZDEN
          GÖZLERİNDEKİ KARADENİZDE BOGULMAK İSTİYODUM AMA OLMADI BİZE DÜŞEN GÖZLERİNDE DEGİL YOKLUGUNDA KAYBOLMAK MIŞ

          Yorum


            #6


            @Cemilsezgin,


            bize pek birsey kalmadi gibi duruyor. Neyse, yeniden tarih yazarsak ilave ederiz. Emegine saglik. [img]smileys/smiley2.gif[/img]

            Yorum


              #7


              Bu herekese Kapak olsun !!!


              Futbolculardan Taraftara kadar....
              Sampiyon olmamiz icin ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

              DERIN TRABZONSPOR

              Yorum


                #8


                1981 yilinda ise açik tribün büyütülmüstür.


                aman ne kadar büyütülmüs[img]smileys/smiley36.gif[/img]

                Yorum


                  #9


                  walla ellerine saglik cemil.ben orduluyum ve trabzonspor tarihini bu kadar teferruatli olarak bilmiyordum.


                  [img]smileys/smiley32.gif[/img][img]smileys/smiley32.gif[/img][img]smileys/smiley32.gif[/img]

                  Yorum


                    #10
                    tessekür ediyorum , trabzon tarihini biraz biliyordumama senden cok sey ögrendigimi düsünüyorum . tebrikler[img]smileys/smiley32.gif[/img]

                    Yorum


                      #11
                      Ellerine saglik

                      Yorum


                        #12
                        Güzel çalisma olmus. [img]smileys/smiley32.gif[/img]
                        Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattir...

                        Yorum


                          #13
                          Bilgilendirme için tesekkürler.
                          Beklemeyi bilen amacına ulaşır. JOSEPH DE VILLELE.

                          Yorum


                            #14









                            Baskanlarimiz












































                            A.Osman ULUSOY
                            1967-68, 1969-70
                            Rifat DEDEOGLU
                            1968-69, 1970-71
                            Suat OYMAN
                            1971-72
                            A.Salih ERDEM
                            1972-73, 1973-74, 1974-75, 1975-76
                            M.Samil EKINCI
                            1976-77, 1977-78, 1978-79, 1979-80
                            A.Celal ATAMAN
                            1980-81, 1981-82
                            Mustafa GÜNAYDIN
                            1982-83
                            M.Ali YILMAZ
                            1983-84, 1984-85, 1985-86, 1986-87, 1987-88, 1989-90, 1990-91, 1991-92, 1997-98, 1998-99, 1999-00
                            Mazhar AFACAN
                            1988-89
                            Sadri SENER
                            1992-93, 1993-94
                            Faruk Nafiz ÖZAK
                            1994-95, 1995-96, 1996-97
                            Özkan SÜMER
                            2000-01, 2001-02, 2002-03
                            Atay AKTUG
                            2003-04, 2004-05, 2005-06
                            GÖZLERİNDEKİ KARADENİZDE BOGULMAK İSTİYODUM AMA OLMADI BİZE DÜŞEN GÖZLERİNDE DEGİL YOKLUGUNDA KAYBOLMAK MIŞ

                            Yorum


                              #15








































                              GÖZLERİNDEKİ KARADENİZDE BOGULMAK İSTİYODUM AMA OLMADI BİZE DÜŞEN GÖZLERİNDE DEGİL YOKLUGUNDA KAYBOLMAK MIŞ

                              Yorum

                              Çalışıyor...
                              X