Şike Davası | Şike Tescillendi! UEFA, CAS ve İFM Onadı!

[kalavara]

bu dava bizatihi ts taraftarı ve kent tarafından satılmıştır...boş lafa gerek yok!

[inadina61_08]

Bu ülkeye mal etmeye çalışılan "Ermeni soykırımı" bir yalandır.

Ancak bu ülkede açık ve seçik olarak bir Trabzon ve Trabzonspor'lu soykırımı vardır.

Bugün bir kez daha tescillenmiştir.

Bence; yakın zamanda Trabzonda bir miting olur, yüzbinler katılır, peşine seçim olur herşey unutulur. Sonra her maçtan sonra şikeyi hatırlayan süper zekalar. Transfer dönemi şampiyon olmak için oyuncu tavsiye eder alınmadığında söver sayar.
Sıkıysa, bütün Trabzonun derdi TS ise seçime katılım sıfır olsun da göreyim.
Olmaz
Çünkü pek çok Trabzonsporlunun derdi TS değil ki Trabzonun derdi TS olsun. O kadar vekil var hani neredeler, ortaya çıkmazlar elbette, çünkü daha çok semer bulması lazım, malum eşek sayısı çok arttı.
Bu arada hukuk olmuş guguk.
Yarın bi zenginle sorun yaşarsam cüzdanımı falan bırakıp kaçıcam, hatta bir ev parası kredi çekip vericem Maazallah mahkemeye çıkarsak müebbete kurban gideriz yoksa

[orhan42]

Hadi bu paralelci denen zevatın devleti ele geçirmeye çalışmasını anlarım ama ulan işleri güçleri yok futbol kulübünü ele geçirip ne yapacaklar?Bundan 7-8 sene önce;Ergenekon,Balyoz,Poyrazköy davalarında vatan haini ilan edilen subayların hepsi şimdi beraat etti.3-5 sene sonra paralelci diye küfrettikleri bu cemaatle kol kola girerler,olan bizim anamızın ak sütü gibi helal olan şampiyonluğumuza olur.Nefret ediyorum sizden ey sahtekar siyasetçiler..

[Nazim Can]

Ayrıntıyı twitter da Atilla Dilaver'e sorabilirsiniz. Zekeriya Öz yurt dışına kaçtığında, havuz medyasının şike savcısı olarak lanse etmesi üzerine, Atilla Dilaver twitterda yazmıştır savcının Mehmet Berk olduğunu.

3 Temmuz 2011 tarihinde yapılan operasyonla halkın duyduğu bu büyük dava, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öztarafından başlatılmıştır. Daha sonra dava Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk'e devredilmiş ve bu savcı operasyonları başlatmıştır. İddianameyi yazdıktan sonra dava Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Ufuk Ermertcan'a teslim edilmiş ve Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında bu savcı görev yapmıştır. Özel Yetkili Mahkemeler kapatıldığından ötürü, Yargıtay kararı sonrası İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada ise Cumhuriyet Savcısı Abdullah Mirza Coşkun görev yapmaktadır. Iddianameyi Mehmet Berk yazdi ve onun imzasi vardir ama davayi ilk acan Zekeriya Öz dür.

[-PlayMakeR-]

içlerinden biri gibi konuşuyorsun. söyle bakalım şikeyi neden tespit etmişler?
bişey bilmiyorsan boş laf salatası yapma ama..

Birilerinin içlerinde değilim ama cemaati çok ii tanırım. Uzun yazımda yazıyor neden şike tesbit edildiği ama tekrarlayayım.

Şike sadece fb nin yönetimini ele geçirmek için tesbit edildi yani şike adalet olsun Ts un hakkını koruyalım diye tesbit edilmedi. fb ele geçirilerek hem ülkenin en büyük sivil toplum örgütü ele geçmiş olacak hemde artık çok yüksek miktarlara ulaşan paraların aklanması için iyi bir kapı açılacaktı. Aziz yıldırım'da burdan girdi fb yi ele geçiriyorlar diye bu konuda haklı ama şike %100 olmuştur şikeyi zaten kaç defa itiraf etti. Uzun yazıyı anlaya anlaya tekrar okuyun detaylı örnekler ve fikirlerimi doğrulayan olaylar var o yazıda

[Harun_ayar_ts]

simdi fenev şike yapmamısmı oldu

[DeAgLeMaNyAq]

Fb için yine klasik 250-300 milyon euro lu tazminat haberleri çıkmaya başladı

Bunları yazanların kim olduğu ve kimlerin maşaları olduğu alenen ortada o yüzden tartışmak gereksiz. Adli ve sportif yargılama farkına girmeye gerek bile yok çünkü savcı şike yok falan demedi. Ha deseydi ve mahkemece de bu kabul edilseydi belki bir ihtimal tazminat konusunda elleri güçlenebilirdi. Aklı selim herkes hatta bazı FB'liler de savcının şike diye bir şey hiç olmamış tarzında bir mütalaada bulunmadığını biliyor. Ama passat medyası hücreleri hâla aktifken kimse bunları dillendirmez...

[UNiVeRSeLoRD]

Birlik ve beraberlik vakti.

Onca zamandan sonra şimdi mi?
Seçime 1 ay kala hemde güldürmeyin lütfen
Şuan ilçelere gidip herhangi bak X-Y parti falan da değil herhangi bir parti icin miting var desen daha fazla adam toplarsin nede olsa Vatan Severiz MİLLİYETÇİYİZ(!) Yersennn

[sasone]

3 Temmuz 2011 tarihinde yapılan operasyonla halkın duyduğu bu büyük dava, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öztarafından başlatılmıştır. Daha sonra dava Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk'e devredilmiş ve bu savcı operasyonları başlatmıştır. İddianameyi yazdıktan sonra dava Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Ufuk Ermertcan'a teslim edilmiş ve Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında bu savcı görev yapmıştır. Özel Yetkili Mahkemeler kapatıldığından ötürü, Yargıtay kararı sonrası İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada ise Cumhuriyet Savcısı Abdullah Mirza Coşkun görev yapmaktadır. Iddianameyi Mehmet Berk yazdi ve onun imzasi vardir ama davayi ilk acan Zekeriya Öz dür.

Dava soruşturmasını yürüten ve davayı açan Mehmet Berk,Zekariya Öz ise o sırada yetkili başsavcı vekili olduğu için onun izni ile açılıyor.Bugün her hangi bir dava soruşturmasını açabilmek için hangi mahkemeye bağlıysan oranın başsavcısından izin almalısın.
Bu bilgileri doğrulayacak olan hukukçu arkadaşlar yardım olabilir.

[sasone]

Bizim avukatlara bakarsan bu iddianame bizim haklılığımızı ortaya çıkardı diyorlar,CAS daha kesinleşti diyorlar,şikeciler niye bu kadar seviniyor o zaman?

[Poor]

Okadar Olay oldu bizim baskandan ses yok ne hakem hatalarına ne sike surecine, acaba biyerlerden emir mi geldi? Malum bizim baskanin cok buyuk yerlerde abileri var.. gel deyince geliyor git deyince gidiyor bu sefer de sus dediler galiba

[-PlayMakeR-]

ŞiKE DAVASI GERÇEKLERİ

1. BÖLÜM

Merhaba arkadaşlar şike davasının dünden bugüne olan olayların oluş sebepleri ve yorumlarını kendimce yazayım dedim umarım bir işe yarar bunlar.

Geçmişimizi hatırlıyoruz değil mi ? Ülkemizi tanıyoruz değil mi ? Ama ne kadar tanıyoruz ve hatırlıyoruz işte tüm sorunun asıl kaynağı bu 2 soruda gizli. Özellikle 25 yaşından büyüklerin yaşadığı büyüdüğü dönemler ülkenin (ve dolayısıyla şike davasının) bugünlere gelmesine sebep olmuştur.

1961 askeri darbesiyle başlamıştı herşey ve 1980 darbesiyle zirve yapmış. Askeri vesayet ülkenin istikbaline kara bir bulut gibi çökmüş 1980 li yılların sonunda hafiflemeye başladığı sanılsada 28 şubatla tekrar hortlamıştı bu kara günler. İşte bu askeri vesayetin güçlendirdiği desteklediği kişilerden birisi de Aziz yıldırımdı. Askeri vesayeti arkasına alan Aziz yıldırım büyük ihalelerle kısa sürede çok çok büyük bir servete sahip olmuştur. Askeri vesayetin gücünüde arakasına alan Aziz yıldırım'ın yolu futbolada merakıyla askeriyenin yanında olduğu Fenerbahçe ile 1990 yılında kesişmiş ve çeşitli görevlerde bulunmuştur. (Benim düşünceme göre Askeri vesayetin sayesinde siyasiler yapılan baskılarla 1995-1996 yılında şampiyoluğu kaybedişimiz askeri vesayetin ülkenin genelindeki egemenliği ve Fenerbahçe arkasındaki desteğin kanıtıdır)

28 şubat süreciyle gücünü yitirmeye başladığı düşünülen askeri vesayetin hortladığı dönemde askeri vesayetin günümüzde en ayakta kalan en güçlü kişisi (Askeri vesayet ödenminden günümüzde kalan bir diğer kişi askeri vesayetin medya baronu Uğur Dündardır) Aziz yıldırım Fenerbahçe başkanı olmuştu. O tarihten sonra fenerbahçe tribünlerinde birçok generalle maç izleyen ve askeri vesayetin gücüyle ortalıkta rahatça at koşturan Aziz yıldırım 2000-2001 yılında Samsunspor aracılığıyla Gs ın elinden (ki bu şampiyonluk Fenerbahçenin Gs ın elinden şike-şaibe ile alabildiği tek şampiyonluktu çünki Gs ülkenin okumuş ve yüksek mevkili kesimlerinde daha popüler olan bir takımdır. Gs bu şampiyonluğun acısını 2005-2006 yılında Haluk Ulusoy'un büyük yardımıyla Denizlispor aracılığıyla gene şaibeli şekilde almıştır) 2003-2004 yılında Bjk elinden 2004-2005 yılında ise TS elinden herk iside Federasyon Cem papila aracılığıyla Hakem satın alarak yapmıştır (İşin federasyon ayağı Şike hükümlüsü Şekip mosturoğlu kanalıyla yapılmıştır özellikle 2003-2004 sezonunda tekrar edilen Fb-Ç.Rize maçında Şekip Mosturoğlunun büyük katkısı olduğu söylenmektedir).

2. BÖLÜM

Bu bölümün başlangıcı 2007 RTE-Büyükanıt arasında Dolmabahçe Sarayında yapılan görüşmeyle başlıyor olsada asıl başlangıç 2002 sayılır. Ne olmuştu 2002 de ? 1980'den beri bir türlü büyüyemeyen (Özal dönemi hariç) büyüdüğünüde halk yerine bir kesim insana yediren insanlardan bıkan halk RTE ye bir anda tek başına iktidar verdi. Burda aslında RTE nin şansı (yada ilahi bir adalet de diyebilirsiniz) 5 partinin %5-9.5 arası oy almasıyla %54 ün temsil edildiği bir mecliste %35 oy alarak çok yüksek milletvekilli çıkarmasıydı. Halk tepkisini vermiş ama bu sonuç %10 barajı sayesinde gerçek olmuştu. Askeri vesayeti yıkabilecek ülkedeki belkide tek adam RTE idi ama bu çok kolay olmadı. Halkın desteğini giderek arkasına daha yüksek oranda alan RTE 2007 ye kadar zayıflattığı vesayet rejimini 2007 de yıkmayı başarmıştı. Ancak ortada büyük bir güç boşluğu oluşmuştu bu boşluğu doldurmaya talip olan bir oluşum vardı, bu oluşumun adı GÜLEN CEMAAT idi.

Gülen cemaatinin kuruluşu epey eskiye dayanıyor. 1990'lı yıllarda askeri vesayetin alttan alttan çalıştığı dönemlerde büyük zorluklar ve gizlilik içinde büyümeye çalışan gülen cemaatinin hedefi bence ülkenin tüm bürokrasiisini ve memurluklarını ele geçirerek ülkeye hakim olmaktı. Ama bunu yaparken bu oluşum iyi şeyler yaparak yaptığı kötü şeyleri gizleyerek hedefine yürümeyi amaçlıyordu. Gülen cemaatini yaptığı güzel şeyler yok mudur vardır tabiki. Bunlar hem yeni insan kazanmak hemde kötü amaçlarını gizlemek içindir çoğunlukla. Ben cemaatin içinde bulundum bulunmam gerekti. İşlerine ilerde yarayacak insanları el üstünde tutarlar. Hukuk ve tıp okuyanlar onlar için en özel insanlardır. Bunlardan sonra akademisyenler, polis olacaklar ve zengin çocukları gelir. Amaç tamamen kadrolaşmaktır. 2002 den sonraki siyasi süreçte askeri vesayet sonrası cemaat kendine aradığı ortamı buluphızlı bir büyümeye girdi. Eğer 2010 dan sonra önleri alınmamış olsaydı 2020 lerde ülkenin tamamına hakim olacaklardı bu esin ve net. Bundan sonraki yorumlarımı siyasete gireceği için burda kesiyorum.


Gülen cemaati neden Aziz yıldırım ile uğraşmıştı peki ? Bu sorunun bence cevabı kesinlikle Fenerbahçeyi ele geçirmekti. Yargıda emniyette istihbaratta gerekli güce ulaştıkları anda AZİZİ YILDIRIM'IN ŞİKE YAPMASINI FIRSAT BİLEREK Aziz yıldırım'ın üzerine oynadılar çünki Aziz Yıldırım varken şu anki kongrede kimse başkan olamaz isteyen araştırabilir. Neden Gs değil bjk TS değilde Fb ? Gs değil çünki Gs ı ele geçirmek çok zor lise zorunluluğundan dolayı. Bjk değil çünki Gs-Fb nin gücünün epey gerisindeler. Ts değil çünki hem anadoluda bir takımız hemde yeterli ekonomik gücümüz yok. Ele geçirilmesi en mümkün görünen ve en büyük ekonomik güce sahip takım Fb idi. Peki Fb'yi ele geçirmek ne kazandıracaktı cemaate ? Benim burda yorumum Fb nin ekonomik büyüklüğünün gitgide artan cemaat'in ekonomik girdilerinin (himmet vs) aklanması için kullanılmak istenmesi artı askeri vesayetin adamı aziz yıldırım'ın böyle büyük bir toplumsal kuruluşun başında olmasının istenmemesi artı bu toplumsal kuruluşun ele geçirilmesi cemaatin dahada büyümesine edeceği büyük yardımlar olacağı şeklindedir. AZİZ YILDIRIM'IN YAPTIĞI ŞİKE CEMAATİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRÜP İŞLERİNİ OLDUKÇA KOLAYLAŞTIRMIŞTI.


3. BÖLÜM

Dinlemeler yapılmış fiziki takipler vs halledilmişti ve sonuç 3 temmuz süreci. Aziz yıldırım Fb başından uzaklaştırılmıştı ama bu durumda RTE ne yapacaktı ? Kızanlar olacak tersini düşünenler olacak ama bence RTE kesinlikle Aziz yıldırım'ı gram sevmiyor ve malesef 10 milyon oy potansiyeli olan Fb yi düşürmesi malesef imkansızdı. Çünki Fb düşerse ortalık karışacak ve muhalefet bunu güzelce kullanacaktı. Ülkemizde maalesef doğrular değil güçlülerin dediği oluyor ve 10 milyon oy potansiyelli fb 1.5 milyon oy potansiyelli Ts nin yanında bu anlamda çok güçlüydü. Ha kendisinin fb li olmasıda etkilemiştir belkide. Dikkat ettiyseniz gerek RTE gerek muhalefet Fb lilerin kızacağı bir açıklamada bulunamadılar şike davası ile ilgili aksine hepsi Fb yi destekledi çünki Fb oy anlamında Ts un çok önündeydi. RTE de büyük bir olasılıkla bu yüzden Fb yi kurtardı. Yargılamalar yapıldı kabak gibi ortada olan şike ve şike yapmak için kurulan hiyeraşik yapılanma çete kapsamında ceza aldı. Ömür boyu hapis yatabileceklerken alel acele yasa çıkarılıp cezalar çok çok azaltıldı. Burda ince bir ayrıntı var aslında. Dönemin c. başkanı ve bülent arınç bu değişikliklere karşı çıktı. Eee bunda ne var demeyin çünki bülent arınç cemaate yakın bir isim paralel örgüt vs dese de bence cemaatci. Aynı şekilde A. gül'de cemaate yakın ve sırf bu yakınlığından dolayı partiden uzaklaştırıldı paralel yapıyla mücadelede pasif davrandığı için. İşte cemaatin bu işlerin merkezinde olduğunun bir kanıtıda bunlardır.Aziz Yıldırım'da sırf bu yüzden diyor ya bu şike davası değildir siyasi davadır vs... aslında bir bakıma haklı kesinlikle bu olanlar onu devirmek için yapıldı ama ortada olan bir gerçek var ki ŞİKE %100 YAPILDI. Bu gerçeğide feneri ele geçirmeye çalışıyorlar diyerek (ki aslında doğru) örtmeye çalıştı (Hala çalışıyor zaten kendide dedi bir hırsız araba çalmaya niyet etti ama sonra vazgeçti suç mu bu diye). Hükümet kanadı ise Fb nin kurumsal yapısıyla Aziz yıldırım'ı ayırarak Fb'yi kurtarma yoluna gittiler ama Aziz yıldırım en çok buna sinirlendi çünki kendisi yanacaktı. Elinde tuttuğu kongreyle kendini gene başkan seçtirdi ve şikeyi Fb için yaptığını söyledi. Kişilerle kurumların ayrılması demek Aziz Yıldırım'ın yanması demekti ama Aziz Yıldırım kongreyi elinde tutuyordu bu sayede hükümetin bu hamlesini atlattı. Hükümet ise federasyon aracılığıyla ünli 58. madde değişikliğiyle Fb yi küme düşmekten kurtardı. (Güya şike sahaya yansımamış) Ben bu hamleyi sadece oy için yapıldı diye yorumluyorum.Aziz Hapis yattı sonra salındı ve yargıtay süreci beklendi. UEFA ise ceza üstüne ceza bastı Fb'ye ama bu bence Aziz Yıldırım'ın pekte umrunda değildi. Onca yere başvurdu (CAS İFM) gitti ifadeler verdi ama hepsi hava civaydı bunu kendiside biliyordu zaten. Yargıtay karar vermiş artık Aziz yıldırım tam hapse geri dönmek üzereyken 17-25 aralık olayları imdadına yetişti. 17-25 aralık konusuna yorum yapmayacağım siyasete girer diye. 17-25 aralık sonrası oluşan ortam ve değişen yasalarla yeniden yargılama yolunu açtırdı kendine (ki aslında yeniden yargılama davanın tamamıyla ilgili bile değil) 5 ekim şu an için çok önemli bir viraj ama ben aziz yıldırım'ı aklamaya çalışsalar bile kararın yargıtay'dan döneceğini düşünüyorum.


4. BÖLÜM

Peki biz bu davada nerdeyiz neyiz. Biz ve hatta şike yapmış olmasına rağmen bjk bu davada kenar süsüyüz diyebilirim. Kenar süslerine ihtiyaç var çünki operasyon sadece fenerbahçeye yapılmış gibi bir hava olmaması gerekiyordu. Bjk zaten alenen i. akın ile irtibata geçmiş yani şike var ortada. Bizi ise melih gökçek' gaza getirme amaçlı konuş ve zeki mazlum'un kendi çapında birşeyler yapma gayretiyle suçladılar. Melih gökçekle konuşmada suç unsuru yok melih gökçek kendisi birşey teklif etmiş ama karşılık bulamamış. Sivas olayında zeki mazlum kendi başına teşvik girişimi başlatmış ki bence burda acaba zengin işadamlarını ikna edip arada bende büyük bir komisyon yermiyim düşüncesine girmiş olabilir. Bu sadece benim şahsi fikrim elimde belge bilgi yok. Sonuç olarak bizim yönetimden destek bulamadı ama mecnun odyakmaz bu hamleyi hep ısıtıp ısıtıp böyle duyumlar aldım diyerek Ts'un üstüne yıkmaya çalıştı. Ama ortada ne Ts yönetiminin bir girişimi var hatta zeki mazlum un çabası bile suç unsuru taşımıyor yani bu açıdan bizlik bir sorun yok.


NE YAPMALIYIZ ?

Yurt dışı sürecimiz hepimizin bildiği gibi devam ediyor o konu için yazılacak birşey yok. Yurt içi süreçte ise hem hatalar yapıyoruz hem doğrular. Burda en çok eleştirdiğimiz konu iho nun rte ye yakınlığı. arkadaşlar bence bunda bir zarar yok üsttede bahsettim ÜLKEMİZDE MALESEF OY = ÇIKAR yani rte ninde bu anlamda eli kolu bağlı. Hatırlar mısınız rıdvan aykut kocaman kaç defa rte nin bizat yanına çıkmıştı sizce neden ? Nedeni bence çok basit. Rte de bilmiyor mu fener şike yaptı diye biliyor bence. kişilerle kurumları ayırıp cezayı aziz çeksin demedi mi dedi. İşte rıdav ve aykut rte yi ikilemde olduğu anlarda ziyaret edip ikna etmeye çalıştılar bence. Çok uzun uzun düşünen rte mecbur kaldı bazı şeylere. Şimdi iho nun rte sevgisi onun yanında olması Ts çıkarınadır emin olun. Bazı şeyleri açık açık yazamıyorum işte. Gelelim federasyon seçimlerine. İho şu anki başkanı gene Ts için destekledi ve içeriye önemli adamlar soktu. Ts destek vermese seçimi x kişi mi kazanacaktı yok öyle birşey. Siyaset çok farklı birşeydir. SİYASİ DAVRANMAK Ts çıkarları söz konusu iken çokta yadırganmamalı.


Sonuç kısmına gelirsek bu iş normal mahkemelerle olmayacak bu belli. Yarın aklanma durumu olsada yargıtaydan dönecek bu dosya. Elimizde yargıtay kararına kadar kalan bir süre var. BU SÜREDE DERHAL SPOR MAHKEMELERİ GÖRÜŞÜNÜ DİLLENDİRMELİYİZ. TÜM DELİLLERE BAKILIP SPOR HUKUKUNDA YARGILAMA YAPACAK BİR MAHKEME FENERBAHÇENİN ŞİKESİNİ AKLAYAMAZ İSTERSE HAKİM AZİZ YILDIRIM OLSUN!!!


Arkadaşlar yazıyı tekrar yazdım bu lütfen okuyun kimseyi korumak kollamak amacı yok yazının ben TS sevdalısıyım ne ihocuyum nede başka birşeyci. BMN ağır abileri yöneticiler olarak bir bildiri yayımlayalım ve en geç perşembe günü Trabzon İstanbul ve Almanya'da yüzbine ulaşan ses getirecek yürüyüşler yapalım. Bunlar Fb'yi ele geçirmek istediler ayağına %100 ortada olan şikenin üstünü örtüyorlar. Yargıtaydan döner bu karar ha dönmedi mi yurt dışına taşırız davayı ama ÖNCE BİZİM ÜST DÜZEY KATILIMLI YÜRÜYÜŞLER YAPMAMIZ BİLDİRİLER YAYINLAMAMIZ LAZIM.

[Kamer']

Burdaki hemen hemen herkes bu hukuk işlerinden benden daha iyi anlıyordur .

Sorum şu , Biz CAS'tan ne bekliyoruz ? CAS şb aleyhine bir karar verirse bu kararın geçerliliği ne derecede olacak ? Bunları bilen varsa bi aydınlatabilir mi

[sasone]

Burdaki hemen hemen herkes bu hukuk işlerinden benden daha iyi anlıyordur .

Sorum şu , Biz CAS'tan ne bekliyoruz ? CAS şb aleyhine bir karar verirse bu kararın geçerliliği ne derecede olacak ? Bunları bilen varsa bi aydınlatabilir mi

Benim anladığım kadarıyla UEFA şike ve cezalarını uygulamamakta diretiyordu,Platini rüşvet mi aldı ne oldu onu bilmiyoruz ama CAS bu işte şike var sen de Avrupa Federasyonlarının başısın ceza verilmesini sağlamalısın derse ve bunu uygulamazsa FIFA'ya gideceğiz.
En tepede onlar var.

[Derin Trabzon]

Burdaki hemen hemen herkes bu hukuk işlerinden benden daha iyi anlıyordur .

Sorum şu , Biz CAS'tan ne bekliyoruz ? CAS şb aleyhine bir karar verirse bu kararın geçerliliği ne derecede olacak ? Bunları bilen varsa bi aydınlatabilir mi

Hiç bir halt olacağı yok, bizim iho da casa gidecek yürekte yok, buradaki herkes te bunun farkında bakma işte masturbatif düşüncelerle zihinlerini boşaltıyorlar.