Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Radyo BMN | Gündem | Tunga

Daraltma
Bu konu kapanmıştır.
X
X
 
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • İyi yayınlar kolay gelsin Tunga abi. Yayın çok güzel. Keyifle dinliyoruz

    Yorum


    • iyi yayinlar TUNGA abi zevkle dinliyoruz bu arada kandilinide kutlarim/
      YASAMAK BIR AGAC GIBI TEK VE HUR VE BIR ORMAN GIBI KARDESCESINE===>TSira YasemiN<===

      Yorum


      • O gün bir başkaydı, mâzisi yakın
        Şu mahv u perîşân düşmana bakın!
        Şehitleri asla incitme sakın;
        Sevin Çanakkale, sevinmek hakkın!
        “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
        Malik bin Dinar

        Yorum


        • Çanakkale bugün toz ile duman
          Düşmanda imkan var Mehmet’te iman
          Dünya görsün el mi ,bey midir yaman
          Burada son söz Türk’ün sözü olacak
          Nefer şehit , ordu gazi olacak.
          Çanakkale şahit, düşmandan azdık
          Diş ile tırnakla siperler kazdık
          Her siperde ayrı destanlar yazdık
          Azmimiz şerefli mazi olacak
          Nefer Şehit, Ordu Gazi olacak
          Boğaz’da cihana karşı durmuştuk
          Etten ve kemikten kilit vurmuştuk
          Zabiti, neferi karar vermiştik
          Vatan bugün bizden razı olacak
          Nefer Şehit, Ordu Gazi olacak.
          Trabzonsporlu olmak...
          Zor ama güzel be kardeşim!

          Yorum



          • Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
            En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
            Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
            Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
            Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
            Nerde -gösterdiği vahşetle- “Bu bir Avrupalı!”
            Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
            Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
            Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,
            Kaynıyor kum gibi… Mahşer mi, hakikat mahşer.
            Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,
            Ostralya’yla beraber bakıyorsun: Kanada!
            Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
            Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
            Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ…
            Hani, tâ’ûna da zuldür bu rezil istilâ!
            Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil,
            Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,
            Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
            Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
            Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz…
            Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
            Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbâb,
            Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
            Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
            Beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkı;
            Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
            Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
            Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam,
            Atılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adam.
            Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
            O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer…
            Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak,
            Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.
            Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
            Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
            Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
            Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre.
            Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler…
            Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
            Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
            Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman?
            Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
            Çünkü te’sis-i İlâhî o metin istihkâm.
            Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,
            Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;
            Bu göğüslerse Hudâ’nın ebedî serhaddi;
            “O benim sun’-i bedi’im, onu çiğnetme” dedi.
            Âsım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek:
            İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.
            Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
            O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar…
            Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
            Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
            Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
            Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
            Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i…
            Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
            Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
            “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın.
            Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb…
            Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
            “Bu, taşındır” diyerek Kâ’be’yi diksem başına;
            Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
            Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle,
            Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
            Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
            Yedi kandilli Süreyyâ’yı uzatsam oradan;
            Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;
            Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
            Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
            Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
            Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana…
            Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
            Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini,
            Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin’i,
            Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran…
            Sen ki, İslâm’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
            O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
            Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;
            Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın… Heyhât!
            Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât…
            Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
            Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.
            Mehmet Akif Ersoy
            Trabzonsporlu olmak...
            Zor ama güzel be kardeşim!

            Yorum


            • O gün bir başkaydı vuran sâhile
              Dalgalarla gelen nâ-mahrem ele
              Geçit verilmedi, şükür şu hâle;
              Gün senindir, sevin ey Çanakkale!
              “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
              Malik bin Dinar

              Yorum


              • Dinlemek için grafiğe tıklayınız!



                Trabzonsporlu olmak...
                Zor ama güzel be kardeşim!

                Yorum


                • İyi yayınlar Tunga abi..
                  Bir Gün Mutlaka Aslına Döneceksin. Dönmek Zorundasın. Bu Senin Genlerinde var...

                  Yorum


                  • Hepinize teşekkürler...
                    Trabzonsporlu olmak...
                    Zor ama güzel be kardeşim!

                    Yorum


                    • İyi yayınlar Tunga abi.

                      Yorum


                      • Mesudiye Zırhlısı...

                        Trabzonsporlu olmak...
                        Zor ama güzel be kardeşim!

                        Yorum


                        • Mesudiye Tabyaları...

                          Trabzonsporlu olmak...
                          Zor ama güzel be kardeşim!

                          Yorum


                          • Trabzonsporlu olmak...
                            Zor ama güzel be kardeşim!

                            Yorum




                            • Trabzonsporlu olmak...
                              Zor ama güzel be kardeşim!

                              Yorum


                              • İyi yayınlar Tunga.

                                Hayırlı kandiller herkese.!

                                Yorum

                                En Aktif Kullanıcılar

                                Daraltma

                                En aktif kullanıcı yok.
                                WhatsApp WhatsApp’tan Yaz
                                Yükleniyor...
                                X