“Avrupa’da, Asya’da, Afrika’da ve diğer kıt’alarda yaşayan Müslüman toplumları, gelecekte herhangi bir gün kendi irade ve arzularını kullanacak bir güç ve özgürlüğe kavuşurlar ve o zaman lüzumlu ve yararlı görülürse, çağın gereklerine uygun birtakım uyuşma ve birleşme noktaları bulabilirler. Şüphesiz, her devletin, her toplumun birbirinden karşılayabileceği ihtiyaçları vardır. Karşılıklı çıkarları olacaktır. Tasarlanan bu bağımsız İslam devletlerinin yetkili temsilcileri bir araya gelip bir kongre yaparlar ve “falan ve filan İslam devletleri arasında şu veya bu ilişkiler kurulmuştur. Bu ortak ilişkileri korumak ve bu ilişkilerin gerektirdiği şartlar içinde birlikte hareket sağlamak için, bütün İslam devletlerinin temsilcilerinden kurulu bir meclis oluşturulacaktır. Birleşmiş olan İslam devletleri bu meclisin başkanı tarafından temsil edilecektir” derlerse ve isterlerse, işte o zaman, o “birleşik İslam devletine hilafet ve ortak meclisin başkanlığına seçilecek zata da halife ünvanı verirler. Yoksa, herhangi bir İslam devletinin, bir kişiye bütün İslam dünyasının işlerini yönetme ve yürütme yetkisinin verilmesi akıl ve mantığın hiçbir zaman kabul etmeyeceği bir durumdur”
(NUTUK, sa.482-483)
Ne hazindir ki, NUTUK'ta yer alan şu görüşü, şu vizyonu en sıkı Atatürkçüler bile pek bilmez,
Ve Ne hazindir ki, hilafet konusunda kendisine asılsız iftiralar atan ve kin güdenlerin "World Leader"ının, "Ümmetin Yeni Lideri" nin aradan geçen 90 yılda yukarıdaki seviyeye erişecek vizyonu da, misyonu da yoktur. Olsa olsa BOP Eşbaşkanlığı titrini kabul ederler...
(NUTUK, sa.482-483)
Ne hazindir ki, NUTUK'ta yer alan şu görüşü, şu vizyonu en sıkı Atatürkçüler bile pek bilmez,
Ve Ne hazindir ki, hilafet konusunda kendisine asılsız iftiralar atan ve kin güdenlerin "World Leader"ının, "Ümmetin Yeni Lideri" nin aradan geçen 90 yılda yukarıdaki seviyeye erişecek vizyonu da, misyonu da yoktur. Olsa olsa BOP Eşbaşkanlığı titrini kabul ederler...
Yorum