10 Kasım'dan bu yana, kuyruk acısı olanlar hala hareket halindeler.
Duyuru
Daraltma
Henüz duyuru yok.
Bugün 10 Kasım | Atamızı Minnet ve Şükranla Anıyoruz!
Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
-
Forum Kurallarına aykırı gördüğünüz mesajları ve üyeleri kullanıcı panelinde bulunanAyağa KALK!(ikaz tuşu) tıklayarak raporlamanızı rica ediyoruz..
- Alıntı
-
"geç geldim geçitlerden geçerek...
soluk soluğa yoksul ovalardan, kayalara tutuna tutuna, ellerim paramparça...
devedikeni bozkırlardan yürüye yürüye, ayaklarım paramparça, vardım ama...
vardım, son dakikada vardım halkın kapısına,
tan sökerken vuruyorum, vuruyorum bir mektup var ...
geç geldim, güç buldum ama geldim, ama buldum...
gelinceye değin neler çektim...
kırk haramiler sardı beni, mektubu vermedim...
zalimler düştü ardıma, mektubu vermedim...
inançsızlar ormanında yolumu yitirdim,
para dediler vermedim, pul dediler vermedim...
zengin sofralar serdiler, bir lokma yemedim...
uykular sundular düş altını;
uyumadım, mektubu vermedim, mektubu getirdim...
ben bu mektubu 10 kasım perşembe aldım.
yola çıktım...
çok iş geçti başımdan, o günden bu güne veremedim!
çok iş geçti başımdan, bir türlü veremedim!
geçtim içli ve yanık bir ulusun gözyaşı pınarlarından...
trenine ateşler yakılan köylerden...
gece vakti ala mahşer istasyonlar...
ağıtların ulu şafağından...
geçtim umutlu ve yenik...
köy entitüsü gönen'de bir sabah çocukların halay halkasından, imece sevinciyle...
eşit rüzgarlarla boy atan halk çiçeği , kahrolasıca ellerinde geriliğin!
geçtim yaparak, yaratarak aydınların köprüsüyle karşı kıyısına halkın...
aşık veysel bağlamasıyla halkevlerinden,
sivas-erzurum demiryolunda genç mühendislerin dağdan dağa attığı köprülerden...
geçtim savaşa karşı, barışı kutsayarak...
polonya'da atlı karıncalar dönerken, savaş geldi, çocuklar vuruldu bahçelerde...
yurtta barış, dünyada barış, bayraklarda barış...
gül açan misak-ı milli sınırlarından...
geçtim uygarca, aydın...
anadolu güneşinde kızaran insanca üzüm nakışı aydınlığın,
sevinin , çalışmanın, açılmış kitapevlerinde yaprakları uygarlığın...
eflatun'un, şiller'in, çehov'un evrenlerinden...
geçtim fakir ve kırgın...
silolarca çürüyen yoksul buğdayın acısından,
yeşil keşfinden, sivas düzünden,
tutsak köylerimin insan, insan tüttüğü, sonsuz "ağa" topraklarından...
geçtim dargın ve utançla!
"demokrasi, demokrasi" diye laf ebelerinin bir taş üstünde söyledikleri on yalan!
isıtmadan yüreğini üşümüş halkımın, kardeş çorbasını soğutan ayrılık, gayrılıktan!
geçtim yunus emre'ce inanmış "tanrı uludur, tanrı uludur " diyen müslüman türkçenin, halepli arapçaya kul olduğu beş vakitlerden...
din tüccarlığında soyar halkımın gönlünü, oy alır satar çarşılardan !
geçtim öfkeyle ve aldanmış! bölüşürler bir ulusun rızkını bir büyük yağma oyununda,
derin açlığında uyurlar çırılçıplak vatandaş çocukların gecesinden...
geçtim lanetleyerek ve hınçla!
oturmuşlardı benim aşımın başına, son çorbama kaşık çalan o utanmaz suratları gördüm... geçtim o korkunç talan sofrasından!
ve toz... ve duman...
işte geçtim ellerim paramparça, ayaklarım paramparça ama mektubu getirdim!
diriliş, uyanış, kurtuluş içinde...
ister okuyun, ister okumayın...
ben görevimi yaptım! bu mektubu kapınıza bıraktım ...
yaşamak da ölmek de elinizde...
ben başkan'ın yanına dönüyorum;
yeni mektupları olabilir bir umut çayırı gibi süren kuşaklara !
bağımsız, halkçı ve kardeş,
Mustafa Kemal Türkiyesi'ni kuracaklara !
Ceyhun Atuf KansuBazı insanlar, seninle sadece boş zamanlarında konuşur. Bazı insanlar ise seninle konuşmak için zamanını ayırır.
Elazığ'lı.
- Alıntı
Yorum
-
Yine bir 10 Kasım sabahındayız. İnsanın üstüne bir ağırlık çöküyor. O siren seslerini duymaya başladığında nasıl da hatırasının bu kadar canlı kalabildiğini anlıyorsunuz. Yol, okul, hastane fark etmeksizin bu ülkenin kurucusunu, kurtarıcısını unutmayan insanlarının o bir dakikalık duruşunda çok şey bulabilirsiniz.
Küçükken onu yeterince tanımıyordum. Bütün törenler, anlatımlar sıradanlaştırılmıştı-ki hala da aynı sıradanlıkla devam etmekte- dolayısıyla insan idrak edemiyor yaptıklarının büyüklüğünü. Ancak bilen, okuyan insanlar fikirlerini öğrenebiliyor, onu tanıyabiliyor. Zaman geçtikçe ülkede ülkenin kurucusuna edilmedik laflar bırakmayanların sayısı iyice arttıkça benim gibi birçok Türk genci Atatürk'ü okumaya, anlamaya başladı. Bir insan geometri kitabı okurken gözünden yaş damlar mı?
Hakkında yazmanın, konuşmanın yetersiz olduğu bir Türk büyüğü Atatürk...
Nice 10 Kasımlar geçecek ama evlatların seni nerede olurlarsa olsunlar hep hatırlayacak.30 Nisan 2022 - Şampiyon TRABZONSPOR
8.KUŞATMA
- Alıntı
Yorum
Yorum