Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Şiir Defteri "...Bakakalırım Giden Geminin Ardından"

Daraltma
X
  •  
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • #16


    Cenk, degerli yorumlarin için tesekkürler. Sizleri bilemiyorum ama, azinliktada olsak burada birseyleri paylasmaktan oldukça haz aliyorum.
    Sayi mi, kalite mi önemlidir? diye bir soru vardir ya, "kalite" yi seçerim her zaman. Sagolsun sizin gibi dostlarin yaninda bu çürük elma gizlenebiliyor.


    Özdemir Asaf..


    Genelde Serbest Siiri tercih ediyor, en meshur siiri de -hataliysam özür dilerim- Feridun Düzagaç'in seslendirdigi "Lavinia".


    LAVINIAfficeffice" />Sana gitme demeyecegim
    Üsüyorsun ceketimi al
    Günün en güzel saatleri bunlar
    Yanimda kalSana gitme demeyecegim
    Gene de sen bilirsin
    Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim
    IncinirsinSana gitme demeyecegim
    Ama gitme Lavinia
    Adini gizleyecegim
    Sen de bilme LaviniaÖzdemir ASAFSESINIZ[/B]

    Siz gittiniz, gittiniz,
    Ben kaldim, kaldim, kaldim,
    Sesiniz kaldi, onda kaldim,
    Yöneldim yüzünüze baktim,
    Yöneldim gözlerinize baktim,
    Orada yansiyan bana baktim.
    Yanlizligimi nasil anlayacaktim.
    Özdemir Asaf
    [/B]
    BIRI[/B]
    Ona seni anlatti, sana onu anlatti..
    Basi ona anlatti, sana sonu anlatti..
    Yarim yarim yasayan darmadagin evlere
    Birin ne kadar bütün oldugunu anlatti.

    Özdemir Asaf

    GELDIM[/B]

    Beni çagirmadiniz, kalkip ben kendim geldim.
    Uzaklardan size bir haber getirdim geldim.

    Biraktiklarinizdan, unuttuklarinizdan,
    Simsicak-anilasi günler getirdim geldim.

    Gömütleri andiran yapilarinizdaki
    Yasantilariniza evler getirdim geldim.

    Tek-tek, ayrik-soluyan bitkiseller yerine
    Yüzyüze-dönük-gülen sizler getirdim geldim.

    Solarken suladigim, koparken bagladigim,
    Ölürken canlandigim sözler getirdim geldim.

    Özdemir Asaf

    ..

    Bensiz seni senden
    Baskasi anlamaz
    Sensiz beni benden
    Baskasi anlamaz
    Senden benden bize
    Olanca varmadan
    Bizsiz bizi bizden
    Baskasi anlamaz

    Özdemir Asaf



    Diger arkadaslardan da yorumlar bekliyoruz.
    Sair, siir kisitlamasi yok. Serbest Kürsü de paylasalim..

    Edited by: saglam

    Yorum


    • #17


      Sairler yalniz kaldiklari ölçüde,aci çektikleri ölçüde iyi eserler verebilir bence. Aslinda Karadut'un ölümünün Bedri Rahmi'de duygu yogunlugunu artirmasini fakatonu karamsar bir anlatima yöneltmesini beklerdim,demek ki ilham daKaradut ilebirlikte gitti. Sairlerin hayatlarinda sürgün,hapis,ask acisi,yalnizlik,terkedilis,yakinlarinin ölümü büyük yer tutuyor. Istemese de sairin olgunlasmasini sagliyor ve bu yüzden kimi zaman yaz ilerledikçe daha güzeleserler ortaya çikabiliyor. Bu arada ideolojilerin sanattan uzak durmasi gerektigini düsünüyorum,santin evrensel olmasi gerektigidüsüncesiyle ideolojilerin belli bir kesime hitap edecegi ve ilerleyen zamanlarda belki de kimseyi temsil etmeyecek duruma gelmesi söz konusu oldugundan eser tüm dünyaya seslenmeli.Antiparantez Cemil Meriç'in ideolojiler konusundaki bir sözünü aktarmak istiyorum:"Izm'ler akla giydirilmis deli gömlekleridirler."


      Bu aradaCenkBey'i diger bölümdeki siirleri dolayisiyla tebrik ediyorum,gerçekten okurken zevk aldigim ve usta bir kalemin elinden çikmis izlenimini uyandiran eserler.Devamini bekliyoruz.[img]smileys/smiley2.gif[/img]


      Saygilar...

      Yorum


      • #18


        İlk olarak Guests tarafından gönderildi
        Siirin belli kaliplarla yazilmasini mi savunuyorsunuz yoksa, serbest siirci misiniz?

        NECIP FAZILCIYIZ


        ÜSTAD in dogumunun 100 yili dolayisiyla bildiginiz gibi bu sene necip fazil yili ilan edildi ve hayatini konu alan ÜSTAD isimli birde film çekildi ins. seyredecez. üstadin hayati gerçekten çok ilginçtir dogum ve ölüm tarihi bile aynidir 25 MAYIS 1904 25 Mayis 1983 -size sairlerin sultanindan kisa bir dörtlük aktarayim.


        BEKLENEN

        • Ne hasta bekler sabahi

        • Ne taze ölüyü mezar

        • ne de seytan bir günahi

        • SEni bekledigim kadar


        • Geçti istemem gelmeni

        • Yoklugunda buldum seni

        • birak vegmimde gölgeni

        • gelme artik neye yarar
        • [/list]














        Yorum


        • #19
          İlk olarak ARNAVUT61 tarafından gönderildi


          İlk olarak Guests tarafından gönderildi
          Siirin belli kaliplarla yazilmasini mi savunuyorsunuz yoksa, serbest siirci misiniz?

          NECIP FAZILCIYIZ


          ÜSTAD in dogumunun 100 yili dolayisiyla bildiginiz gibi bu sene necip fazil yili ilan edildi ve hayatini konu alan ÜSTAD isimli birde film çekildi ins. seyredecez. üstadin hayati gerçekten çok ilginçtir dogum ve ölüm tarihi bile aynidir 25 MAYIS 1904 25 Mayis 1983 -size sairlerin sultanindan kisa bir dörtlük aktarayim.


          BEKLENEN

          • Ne hasta bekler sabahi
          • Ne taze ölüyü mezar
          • ne de seytan bir günahi
          • SEni bekledigim kadar

          • Geçti istemem gelmeni
          • Yoklugunda buldum seni
          • birak vegmimde gölgeni
          • gelme artik neye yarar
          • [/list]


          Necip Fazil benim için mana ile sesi içiçe sunabilen en iyi sairdir.Zaten Çile isimli eserinin sonunda siir hakkindaki "poetika" isimli bölümü okumaniz halinde serbest ölçüyü bir yerde savunamaz hale gelebilirsiniz.Serbest ölçünün kendi içinde çok kaliteli eserleri olsa da ben serbest ölçüyü kolayciliga kaçma olarak görüyorum."Gag" isimli programi izleyenler serbest ölçüyle yazilmis siirler için-son zamanlardaki kalite yoksunu olarlara ithafen- onlar da siir mi be,ben bile "ahmet naber geçen hamburger yemeye gittik,çok güzeldi" cümlesini degistirip siir yaparim:
          naber Ahmet
          gittik hamburger yemeye
          geçenlerde
          güzeldi hem de
          çok seklinde yazabilirim.Burada serbest ölçüyle yazan tüm sairlere laf atmak haddini bilmemek olur,ben sadece serbest ölçünün edebi kimligi gelismemis insanlarin tercih ettigi tür oldugu için daha az önemsiyorum.
          Siz bana Küçük Iskender'in siir kitaplari(!)ni görüp görmediginizi ve ne düsündügünüzü söyleyin.Bana göre onlar siir degil,sairin kendi egosunu tatmin ettigi yazilari.Misra kavrami dahi yok Küçük Iskender'de.Bana göre Küçük Iskender'in siirleri(!) serbest ölçüye vurulmus en büyük darbedir.Insanlarin serbest ölçü hakkindaki düsüncelerinin degismesine yol açabilmektedir.Iste size misra kavrami olan bir örnek:


          Sehsuvar

          I.

          gece saçlarina kadar sokulur, güzelligine
          atilan ilmiklere kadar ulasir. Koltukaltina
          kaç takim yildiz, burç saklar. Sehsuvar
          sig sikintilar ardinda derin bir havuz..
          dikdörtgen dudaklarda çok yuvarlak
          sözcükler var! Herhangi birine selam versen
          dagilmaya mecbur oluyor yüzün. Uzaklara
          gidecegim ben diyor delikanli, gobi çölüne..
          Tarih atlaslarinda yitirecegim her zerremi
          anlik bir yanilgidir diyor suçüstü alttarafi
          anahtarliklarin hüznü üstüne
          çift kisilik yataklar için yazdigim senaryolar
          yollar: derisiz ceninler gibi çirkindir
          yollar: tanrinin çocuk oyuncagi oldugu çagda
          islenmis günah-kirilmis ikona
          yollar: insanin kendi cenazesine
          geç gitmesi gibi bir sey! Özellikle!

          simdi saatbasi
          satranç oynayan sabikali beyoglu kaldirimlari
          utanca dogru atilan serinkanli
          serseri adimlari turfanda-radyodan ajans ve hava durumu
          ve muhallebiciler, daima kalabaliktir, daima terli
          içerde tavuk gögsü gözleriyle sevgililerimiz! Simli!
          ve öpüsenler ogullasan, siklasan zenci elleriyle
          o tekerlemeler söylenmeyecek! o bilmeceler sorulmaz!
          kaç parmagi çatirdar ki hüsranimin
          kaç cigeri siser ki raki siselerinde gömdügüm
          asklarimin. Aski geçelim. Onu geçelim,
          onu unut sehsuvar!
          ya da kimiltisiz bir kus ölüsü dünya müzelerinde
          beton baglayan aromali kanatlariyla kimiltisiz
          kimildar bir gün! Onu umut
          kimildatir degil mi
          kimildatir degil mi sehsuvar!
          saçmaliyorsun! Evine dön, o vicik vicik
          koynuna annenin, sabahligin arkasinda haydi!
          sirilsiklam memeler, ucu mantarla tikanmis memeler
          ve sato zindani dolaplarda bogdurulur
          porno dergilerinin sahsi derbederligi.. Direnis
          bir bakima
          - Haklisin de! - imparatorluk ahlagi,
          doyum seferberligi! Ve emilmis
          bir dili andiran dilsiz adi usancin
          bende gizlenen bedensiz bir ölümdü varsay
          ki fazlaca huysuz
          ki fazlaca havadar
          ah! Neden sütyen takmaz acaba uzamis adamlar,
          ayaklarina,
          yürümedikçe sarkmasin diye bacaklari!

          evet! üstüne üstüne yüklendikçe kaçar
          kaçar ha kaçar
          sevda katillerinin otellerdeki
          kilometrelerce kadinlardan çalip da
          baslarina geçirdikleri
          ten rengi külotlu çoraplar!

          kimsen de kalmaz birdenbire! Açtiklari yaradan
          kan bile akmayacak. Çogu küstah! Çogu simarik!
          vahsi bir at almis altmis dagi aramiza tasir
          vahsi bir at almis altmis dagi aramiza tasir
          sehsuvar! Sinirlara mayin döser bakislarin
          vahsi bir at almis altmis dagi aramiza tasir
          sik bir omuz devrimiyle bahari getir
          tavlalar kirilir, iskambil kagitlari savrulur
          görücüye çikan büyücü bir kiz oluverirsin
          patlamis yirmi ikilik ampul gibi
          patlamis misir seven
          misirli esmer çocuklarin
          tokluga açligi gibisindir
          vahsi bir at almis altmis dagi aramiza tasir
          yuvani, anneni bugün terkettin tirnaklarin arap
          ses duvarini asamaz sesin
          isik kirilir mi hiç
          birlesir yeniden adeta
          - kardes duasi çeker
          muskalar tutar -
          senin merceklerinde sehsuvar!
          Baksana sultan!
          dikdörtgen dudaklarda
          daha ne çok
          yuvarlak sözcükler filan var. Gülsen
          agizin düsüverecek ve kenarindan biraz
          çatlayiverecek kahkahan. Ve vahsi bir at
          alip bir altmis dagi daha
          aramiza tasiyacak! Ve vahsi bir atin
          bir hayat boyu süren
          saltanatina dönüsecek birden
          hasretlerle gitgide
          gitgide agirlasan zaman..

          II.

          maviden ögrenecegi çok sey olmalidir denizin
          yakisikli bir kadindir sehsuvar. Titredi mi
          gökyüzü de titrer, toprak da, deprem de titrer,
          onunla beraber umulmadik gülden fiskiran renk de!
          aynalar be sehsuvar, rujla boyanmis kirik aynalar
          zahiri görüntüler de sayilabilir, ahenk de!
          kasiklarinda kasim gibi çogalan
          susam ahirlara kilitlenir o atlar bilhassa
          meydanlar sevdanla, agrinla cilalidir. Olmasin mi?
          simit satan kimi çocuklarsa
          kördür, topaldir, mavidir
          bakirdir daha oysa!

          anne diye seslenir ölümlü çinarlarin
          disa vurmus toy köklerine sehsuvar, anne!
          kimsin sen?

          kimim ben der anne
          tekillikle kalaylanirken yüregi adamakilli
          killi erkek kollarinda. En zayif sesiyle
          aglar mi hiç! En karambol sesiyle
          aglar mi hiç! En matem
          sesiyle aglar anne!
          maviden kapacagi çok sey olmalidir denizin
          bir kere: anneler öncelikli diri kalsin, anneler
          orospu olmasin efendiler..

          nerede yasadigini bilmeyen bir vapur siyrilir
          uykularinda sehsuvar'in. Bütün shakespeare'ler
          bütün hamlet'leri düsünür. Balerin bir sabahtir,
          damlarinda ayakparmaklarinin uçlarinda yürür günes..
          tüyler, taç yapraklari, aman gürültü etmeyin!
          her anin
          hep bir susan insanidir sehsuvar.
          - sehrin surlarina, cemre olur
          düsüverir at cesetleri, biçaklarda festival var -
          henüz büyüyememis isyan
          henüz planlari yarim bir katliamdir sehsuvar!
          söndürülememis orman yangini gözlerinde
          sosyolojinin lümpenligi!
          söndürülememis kireç kuyusu gözlerinde
          erken uyanisin yasli ergenligi!
          iniltinin
          suya yansiyan gövdesidir sehsuvar
          hey! anlasana sultan!
          dikdörtgen dudaklarda
          daha ne çok
          acisiz iftiralar falan var..
          sehsuvar kurtulmak da ister
          kurtulusu neye bagimlidir;
          - cevap siklari -

          a) "30 nisanda hitler intihar etti. 7 mayista almanya teslim
          oldu!"
          intihar
          alnimi açti, beynime gerdi beyazperdesini
          kafatasimda bir kabile buldum sonra buzuldan
          okyanuslar buldum damagima açilan gözoyuklarinda
          östakimde birtakim kanun taksimleri
          birtakim kanun kaçaklari gibi esrarengiz is sonra
          - esrarli sigara içen bukalemunlarla küstük o sira -
          hangi birini bölsem ötekine
          digeri masasina çagiracak beni
          bardagimi doldurup ensemdeki tüyleri çekistirecek
          beni kambur burunlu sairlerle tanistiracak alelacele
          alelacele el sikisilacak, memleket meselelerinden
          söz edilecek alelacele ayaküstü, ayaküstü sarhos olunacak
          kusulacak ayaküstü alelacele
          yedi heceliler veya yedi uyurlar / uydurulacaklar
          uydurulacagiz alelacele! Vazgeçmem gerekecek belli
          omurlarimdan, omurgamin içine tramvay hatti dösenecek
          kizlik adini isleyecegim bekaretin tigla
          rönesansin kizlik zarina.. Leonardo! Leonardo!
          haminnem mona lisa'nin ta kendisi çikacak. Zorla sehsuvar
          atlar yine karsima çikacak, karsi çikacak ask
          hanim hanimcik! Aski geçelim. Onu geçelim.
          Onu unut sehsuvar!

          onaylansin lütfen
          uzay boslugunun karin bosluguma dolusmasi..
          sen! ruhumun organik hali!
          sen! gençligimin gergin birakilmis tek kasi.. Arkasi,
          sekilsiz bir dudak oldun yüzüme ikinci yeni
          metal bir safak oldun gögüme sorgusuz sualsiz
          siz! sehsuvar'i ve beni liflere ayiran
          kirpik diplerinden oluk oluk sperm gelen
          korkuluklar!
          milleti gerdanima toplayip
          parlak cesaretlere, oglancil ihmallere yürüdünüz
          pesinizden tükürecektim bir ihtimal, pesinizden,
          pencereme pencelerinizin hayasizligini sürdünüz
          kapilar sürgülendi, kapi önlerinde
          evde biriktirilmis kiz kurulari süngülendi
          allah kahretsin, kahrettiniz beni, cani ettiniz
          kendi bedenimde kendi kendime tecavüz ettim
          deli oldum, kül oldum, isliklasip durdum
          aruz vezni serçelerle
          romen rakami gerçeklerle
          dedim: bendim
          böcekler gibi sevisen o dostlarla
          tanidiniz mi?
          - Hayir! Pek çikaramadik!
          - Ama tanimaniz sart!
          Ah sultan! Ah sehsuvar!
          intihar
          alnimi açti, aklimi buldu, sana selam söyledi..
          ardindan, ne olabilir ki baska, iste birkaç
          çiyli sardunya, birkaç yarim kitap, sevilmesi
          oksanmasi eksik
          birkaç ölü kedi iste!.

          b) "Hiç sabahattin ali okudunuz muydu?"
          enteresan bir soru
          biraz düsününüz / biraz düsününüz / az
          istiridyelerden söz edin bana / ince çerçeveli
          gözlüklerden / piyer loti'den / amerikan barlarda
          ardiardina içilen dublelerin biyografisinden,
          örnegin bürokrasiden, geleneksel aydin
          terbiyesizliginin kronolojisinden, lobilerden,
          ortalarda bir yerden, farzimuhal katolik
          alkoliklerden / hadi! piyonlardan, pasli piyanolardan
          ispiyonlardan, kara sapkali sivillerden
          ya da durup dururken beliren
          sivilcelerden söz edin bana. Siz hiç
          sabahattin ali okudunuz muydu tan vakti
          okumadiysaniz, tam vakti dedi sehsuvar!.

          - sahi, tanimadiniz mi?!
          - hayir, pek çikaramadik!

          ne çok yuvarlak sözcük..
          ne çok artistik..

          c) "bir cüce ile çocuk arasindaki farki bana söyleyin hele,
          neden size düsman olsunlar ki?"
          sehsuvar! çabuk! yaslaniyorsun. Yaslandin mi
          Ölüler sevindirilmek isterler lacivert mezarlarinda
          hastahane köselerinde septik
          ellenmek filan hani eskaza
          kaç firsat vardir ki artik
          göz ilissin, silah kalksin, kulak duysun
          bir de ikide bir hortlarsa davalar ansizin
          avukat tirnaklar kemirilirken ceviziçi odalarda
          tek basina dogmanin
          bir basina kirlasmanin
          kendi kendini kirbaçlamanin acimasiz acimasizligi
          (ah! sultan! bir ceylan sizi-ezik büzük-üç büklüm)
          bu sehirde ya sen de vahsi bir at
          ya da olsan olsan
          kabuk baglayamayan
          dinsiz bir yara olursun!

          - sahi, tanimadiniz mi hala?
          - gene çikaramadik

          d) "Once there was a boy. He had no friends to help him.."
          - isminiz nedir, efendim?
          - gizlemek istiyorum. Söylemesem..
          - kaç yasindasiniz?
          - yirmi iki..
          - Nerelisiniz?
          - Istanbul'lu..
          - ne is yapiyorsunuz?
          - insanim..
          - evli misiniz?
          - hiç denemedim..
          - çocuklariniz var mi?
          - olabilir!
          - isimlerini söyler misiniz?
          - gizlemek istiyorum. Söylemesem..
          - burasi neresi.
          - psikiatri.
          - ben kimim?
          - bilmem. Siz bu yasa kadar bunu ögrenemediniz mi?
          - hangi yildayiz?
          - bu hangi gezegen? Tabii sizi üzmezsem ve yormazsam..
          - Hangi ay?
          - hangi sevgi, degil mi ama. Ilkin bu. Öncelik bu
          sorunun..
          - ayin kaçi bugün?
          - hepsini adlandiralim, bunu mu istiyorsunuz?!
          - evet efendim, son dünya harbine katilan devletleri bana
          söyler misiniz?
          - savaslari ülkeler ilan eder, insanlar yapar!
          - biz o harbe istirak ettik mi?
          - ben hiçbirine katilamayacak kadar, canliyi-cansizi
          seviyorum. Siz, katilmis miydiniz?

          sehsuvar! çabuk! kandiriliyorsun. Kandirildin mi?

          III.

          "sizler!
          hayatta yasamaktan baska gayesi kalmayanlar
          cografya bilmeden öpüsmeye çalisanlar
          sizler!
          yapisalcilar, ruhsalcilar, masalcilar,
          halciler, falcilar
          parmak izleri sifir, duruslari italik olanlar
          artik degeri cinine tonik yapanlar
          muhtelif muhterem darbeler
          heveslerde, tutkularda pür ihtilal.. geçinenler!
          sizler!
          geçinemeyenler, neme gerekçiler, emekçiler,
          emzikçiler, hainler, halidler, oglanlar!
          yolda saati baskasina sorup
          sigarasina ates alip
          sendikalarin apisarasinda elle doyuma ulasanlar! Sizler!
          aydinlar! aydingerler, kolay gelsinciler,
          asimetrik esinciler
          orospucuklar, osurukcular,
          üfürükçüler, geri zekali çocuklar! - ki sehsuvar'in
          anayasasi..
          mayistler, septemberistler!
          sizler!
          free gitaristler, peace veletleri, makinistler!
          din sülükleri! varolusçular: kapi komsularim!
          sloganin, olaganin sairleri!
          sosyal yanlari kapitalleri, kapitalleri
          yalnizca sogan-ekmek-sosyalizm olanlar!
          otuz yasina kadar solcu
          otuz-elli arasi sosyal adaletçi
          ellisinden sonra bunayip, otobüslerde
          bayanlara arkadan yaslanarak mutlu olabilen
          fevkalade entellektüellerimiz!
          captain black'çiler, bafra'cilar
          bir afra bir tafracilar, tasralilar
          vay gülüm dogu diyenler, yesinler seni müstehcen bantini
          mantigina yapistiranlar!
          piyanist-santörlerim: hormonlarim benim!
          marxist-santörlerim: kabaetimin kenarlari!
          sizler!
          liberaller, helaller, haramlar, sadrazamlar
          hamlar, hamcik agizlilar, popodan bacaklilar
          omuriliklerini testislerinde saklayan delikanlilar!
          amcalarim, teyzelerim; siz, homoseksüeller!
          feministler, androsantrikler, sosyal demokratlar,
          teokratlar, aristokratlar, sen sümüklü burjuvazi!
          oportünistler, optimistler!
          bir teselli ver'ciler, allah vergisi takilanlar,
          ögrenciler, saygin ögretim üyeleri, seks yildizlari,
          heyy! Sizler!
          arkadaslarim, alisamadiklarim; ellerim, ayaklarim!
          sizler!
          idealistler, egoistler, ütopistler, narsistler!
          Ben
          sehsuvar!."
          sig sikintilar ardinca yükselen havuz
          kirmizi balik, bozuk abajur, kullanilmis jilet
          sinirlara mayin döseyen bakislariyla
          siz olan sehsuvar!
          Ben
          sehsuvar!
          sig sikintilar ardinca yükselen buhar
          çocuklugunu yasayamadan büyümüs bir tümör
          kandirilmis, taninmamis kretuvar; unutulmus
          bir tornavida, hiçbir ise yaramayan çivi,
          sinirlara mayin döseyen bakislariyla
          siz olan sehsuvar! O sinirlar
          sizin sinirlariniz. Ben
          sehsuvar!
          sig sikintilar ardinca yükselen belediye otobüsü
          abonman biletlerimi sizler mi çaldiniz?!

          - daha önce karsilastigimiza
          eminsiniz, degil mi?

          IV.

          gece
          saçlarina kadar sokulur
          güzelligine atilan
          ilmiklere kadar ulasir!

          aski geçelim. Onu geçelim. Onu unutun!
          onu unut sehsuvar!

          ya da kimiltisiz bir kus olusu
          istiklal caddesi boyunca yatar!

          ah sultan!
          bir vahsi at almis altmis dagi aramiza tasir!

          gece
          saçlarina kadar sokuldu da
          güzelligine atilan
          ilmiklere kadar ulasti.
          biz
          sehsuvar
          ulasamadik!

          - heyhat! sehsuvar öldü de gitti bile
          hala onu filan taniyamadik!

          ah! sultan! ah! sehsuvar!
          dikdörtgen dudaklarda
          ne çok
          yuvarlak sözcükler vardi.
          hangi birini böldüm ötekine
          digeri beni kalabalik masasina çagirdi!

          Yorum


          • #20
            İlk olarak L-M^ tarafından gönderildi
            İlk olarak ARNAVUT61 tarafından gönderildi


            İlk olarak Guests tarafından gönderildi
            Siirin belli kaliplarla yazilmasini mi savunuyorsunuz yoksa, serbest siirci misiniz?

            NECIP FAZILCIYIZ


            ÜSTAD in dogumunun 100 yili dolayisiyla bildiginiz gibi bu sene necip fazil yili ilan edildi ve hayatini konu alan ÜSTAD isimli birde film çekildi ins. seyredecez. üstadin hayati gerçekten çok ilginçtir dogum ve ölüm tarihi bile aynidir 25 MAYIS 1904 25 Mayis 1983 -size sairlerin sultanindan kisa bir dörtlük aktarayim.


            BEKLENEN

            • Ne hasta bekler sabahi
            • Ne taze ölüyü mezar
            • ne de seytan bir günahi
            • SEni bekledigim kadar

            • Geçti istemem gelmeni
            • Yoklugunda buldum seni
            • birak vegmimde gölgeni
            • gelme artik neye yarar
            • [/list]


            Necip Fazil benim için mana ile sesi içiçe sunabilen en iyi sairdir.Zaten Çile isimli eserinin sonunda siir hakkindaki "poetika" isimli bölümü okumaniz halinde serbest ölçüyü bir yerde savunamaz hale gelebilirsiniz.Serbest ölçünün kendi içinde çok kaliteli eserleri olsa da ben serbest ölçüyü kolayciliga kaçma olarak görüyorum."Gag" isimli programi izleyenler serbest ölçüyle yazilmis siirler için-son zamanlardaki kalite yoksunu olarlara ithafen- onlar da siir mi be,ben bile "ahmet naber geçen hamburger yemeye gittik,çok güzeldi" cümlesini degistirip siir yaparim:
            naber Ahmet
            gittik hamburger yemeye
            geçenlerde
            güzeldi hem de
            çok seklinde yazabilirim.Burada serbest ölçüyle yazan tüm sairlere laf atmak haddini bilmemek olur,ben sadece serbest ölçünün edebi kimligi gelismemis insanlarin tercih ettigi tür oldugu için daha az önemsiyorum.
            Siz bana Küçük Iskender'in siir kitaplari(!)ni görüp görmediginizi ve ne düsündügünüzü söyleyin.Bana göre onlar siir degil,sairin kendi egosunu tatmin ettigi yazilari.Misra kavrami dahi yok Küçük Iskender'de.Bana göre Küçük Iskender'in siirleri(!) serbest ölçüye vurulmus en büyük darbedir.Insanlarin serbest ölçü hakkindaki düsüncelerinin degismesine yol açabilmektedir.Iste size misra kavrami olan bir örnek:


            Bazi insanlar kendini kaliplara sokmak istemezler ve kendi ideolojileri ve yasam tarzlarinida yaptiklari ise naklederler küçük iskenderde bunlardan biri gibi onun için siir de küfretmek ahlak disi yazmak gayet normal çünkü onlarin yasam tarzi bu misra kavrami yok demissin dogru peki SUNAY AKIN a ne demeli tak cümle de bütün anlatmak istedigini anlatip siir diye ortaya çikariyor iste 1-2 örnek


            Bir an önce görülsündiye AkdenizToroslar'da agaçlar
            hep çocukkalir






            Yorum


            • #21
              İlk olarak ARNAVUT61 tarafından gönderildi
              İlk olarak L-M^ tarafından gönderildi
              İlk olarak ARNAVUT61 tarafından gönderildi


              İlk olarak Guests tarafından gönderildi
              Siirin belli kaliplarla yazilmasini mi savunuyorsunuz yoksa, serbest siirci misiniz?

              NECIP FAZILCIYIZ


              ÜSTAD in dogumunun 100 yili dolayisiyla bildiginiz gibi bu sene necip fazil yili ilan edildi ve hayatini konu alan ÜSTAD isimli birde film çekildi ins. seyredecez. üstadin hayati gerçekten çok ilginçtir dogum ve ölüm tarihi bile aynidir 25 MAYIS 1904 25 Mayis 1983 -size sairlerin sultanindan kisa bir dörtlük aktarayim.


              BEKLENEN

              • Ne hasta bekler sabahi
              • Ne taze ölüyü mezar
              • ne de seytan bir günahi
              • SEni bekledigim kadar

              • Geçti istemem gelmeni
              • Yoklugunda buldum seni
              • birak vegmimde gölgeni
              • gelme artik neye yarar
              • [/list]


              Necip Fazil benim için mana ile sesi içiçe sunabilen en iyi sairdir.Zaten Çile isimli eserinin sonunda siir hakkindaki "poetika" isimli bölümü okumaniz halinde serbest ölçüyü bir yerde savunamaz hale gelebilirsiniz.Serbest ölçünün kendi içinde çok kaliteli eserleri olsa da ben serbest ölçüyü kolayciliga kaçma olarak görüyorum."Gag" isimli programi izleyenler serbest ölçüyle yazilmis siirler için-son zamanlardaki kalite yoksunu olarlara ithafen- onlar da siir mi be,ben bile "ahmet naber geçen hamburger yemeye gittik,çok güzeldi" cümlesini degistirip siir yaparim:
              naber Ahmet
              gittik hamburger yemeye
              geçenlerde
              güzeldi hem de
              çok seklinde yazabilirim.Burada serbest ölçüyle yazan tüm sairlere laf atmak haddini bilmemek olur,ben sadece serbest ölçünün edebi kimligi gelismemis insanlarin tercih ettigi tür oldugu için daha az önemsiyorum.
              Siz bana Küçük Iskender'in siir kitaplari(!)ni görüp görmediginizi ve ne düsündügünüzü söyleyin.Bana göre onlar siir degil,sairin kendi egosunu tatmin ettigi yazilari.Misra kavrami dahi yok Küçük Iskender'de.Bana göre Küçük Iskender'in siirleri(!) serbest ölçüye vurulmus en büyük darbedir.Insanlarin serbest ölçü hakkindaki düsüncelerinin degismesine yol açabilmektedir.Iste size misra kavrami olan bir örnek:


              Bazi insanlar kendini kaliplara sokmak istemezler ve kendi ideolojileri ve yasam tarzlarinida yaptiklari ise naklederler küçük iskenderde bunlardan biri gibi onun için siir de küfretmek ahlak disi yazmak gayet normal çünkü onlarin yasam tarzi bu misra kavrami yok demissin dogru peki SUNAY AKIN a ne demeli tak cümle de bütün anlatmak istedigini anlatip siir diye ortaya çikariyor iste 1-2 örnek


              Bir an önce görülsündiye AkdenizToroslar'da agaçlar
              hep çocukkalir


              Ayak izleriki görülmez
              kar kelimesinin
              geçtigi her siirde
              yiyecek arayan
              serçenin


              Dürüst olalim beyler
              ilk adim sizden
              sökün savas gemilerinden
              can simitlerini



              Kokusu mahalleye yayilsin
              diye yaptigi yemeklerin
              aksamüstleri
              açik tutar penceresini
              yeni gelin



              bunlarin hepsi ayri ayri SUNAY AKIN siirleridir tek satir da siir

              Yorum


              • #22
                Eger SIIR Yaziyorsaniz bir kaliba girmelisiniz.Basibos kalmaksa niyyet, varin nesir yazin

                Yorum


                • #23


                  İlk olarak Kaya tarafından gönderildi


                  Mesela Orhan Veli'nin siirlerincen bazilarini ele alalim.


                  Onlardan 1 tanesini ben yazmis olsaydim siz bana gülerdiniz. Ama Orhan Veli yazinca saygi duyuyoruz. Çünkü Orhan Veli kendisini kanitlamis durumda.


                  neden bana othan velinin öyle siirlerinden birini sörlermisiniz


                  anlatamiyorum mu hürriyete dogru mu bedava yasadik mi ör.veriseniz


                  hepside çok güzel siirler


                  HÜRRIYETE DOGRUYU akdeniz aksamlari sarkisinda haluk levent le hepiniz söylüyodunuz
                  GÜN DOGMADAN
                  DENIZ DAHA BENBEYAZKEN ÇIKACAKSIN YOLA
                  KÜREKLERI TUTMANIN SEHVETI AVUÇLARINDA
                  IÇINDE BIR IS GÖRMENIN SAADETI
                  GIDECEKSIN..................


                  Yorum


                  • #24
                    İlk olarak ARNAVUT61 tarafından gönderildi


                    İlk olarak Kaya tarafından gönderildi


                    Mesela Orhan Veli'nin siirlerincen bazilarini ele alalim.


                    Onlardan 1 tanesini ben yazmis olsaydim siz bana gülerdiniz. Ama Orhan Veli yazinca saygi duyuyoruz. Çünkü Orhan Veli kendisini kanitlamis durumda.


                    neden bana othan velinin öyle siirlerinden birini sörlermisiniz


                    anlatamiyorum mu hürriyete dogru mu bedava yasadik mi ör.veriseniz


                    hepside çok güzel siirler


                    HÜRRIYETE DOGRUYU akdeniz aksamlari sarkisinda haluk levent le hepiniz söylüyodunuz
                    GÜN DOGMADAN
                    DENIZ DAHA BENBEYAZKEN ÇIKACAKSIN YOLA
                    KÜREKLERI TUTMANIN SEHVETI AVUÇLARINDA
                    IÇINDE BIR IS GÖRMENIN SAADETI
                    GIDECEKSIN..................





                    Adamin 3 tane siiri varbence,onlari saydiniz.Örnek olarak;sereserpe siirini okuyup bana ne anlattigini ve hangi duygular içinde oldugunu söyler misiniz?Benim için Orhan Veli'nin tarifi 3 sey ile mümkündür : Raki,balik,kadin.Saygilar.


                    Yorum


                    • #25
                      İlk olarak L-M^ tarafından gönderildi


                      Sairlik biraz delilik gerektiriyor açikçasi ve ask sairin duygularini anlatmasina en büyük ilham perisi oluyor,bu ask mecazi bir varliga olur yahut ilahi farketmez hatta daga tasa bile olabilir...


                      Öncelikle sunu söyleyim içki ve sigaradan nefret eden biri olarak ORHAN VELI nin yasadigi hayati savunacak degilim ama sadece 3 siiri var diyede basite indirmemek gerekiyor tamam sereserpe siirin okudumsairin sehvet duygulariyla yazdigi bir siir birazda mizansellik katmis olayaalintindada yazdigin gibi sairlik biraz delilik gerektirmiyormu 3 siire gelinceben ilk aklima gelenleri yazmistim siirle hiç ilgisi olmayanlatin bile siir say dediginde akla gelen bir siiri varsa dikkate alinmasi gerekiyor hangi siirmi ISTANBULU DINLIYORUM edebiyatin belkide en güzel siirlerinden birisidir.konuyu siir disina çikarmak istemiyorum ama türkiyede en fazla reyting alan pragramlar MAGAZIN[img]smileys/smiley11.gif[/img][img]smileys/smiley7.gif[/img]programlari oldugunuda unutma bardan pavyondan çikmayanlarin hayati türk insanina güzel geliyor


                      Yorum


                      • #26
                        İlk olarak ARNAVUT61 tarafından gönderildi
                        İlk olarak L-M^ tarafından gönderildi


                        Sairlik biraz delilik gerektiriyor açikçasi ve ask sairin duygularini anlatmasina en büyük ilham perisi oluyor,bu ask mecazi bir varliga olur yahut ilahi farketmez hatta daga tasa bile olabilir...


                        Öncelikle sunu söyleyim içki ve sigaradan nefret eden biri olarak ORHAN VELI nin yasadigi hayati savunacak degilim ama sadece 3 siiri var diyede basite indirmemek gerekiyor tamam sereserpe siirin okudumsairin sehvet duygulariyla yazdigi bir siir birazda mizansellik katmis olayaalintindada yazdigin gibi sairlik biraz delilik gerektirmiyormu 3 siire gelinceben ilk aklima gelenleri yazmistim siirle hiç ilgisi olmayanlatin bile siir say dediginde akla gelen bir siiri varsa dikkate alinmasi gerekiyor hangi siirmi ISTANBULU DINLIYORUM edebiyatin belkide en güzel siirlerinden birisidir.konuyu siir disina çikarmak istemiyorum ama türkiyede en fazla reyting alan pragramlar MAGAZIN[img]smileys/smiley11.gif[/img][img]smileys/smiley7.gif[/img]programlari oldugunuda unutma bardan pavyondan çikmayanlarin hayati türk insanina güzel geliyor





                        Sonuçta bunlar benim görüsüm tabii.Istanbul'u dinliyorum gözlerim kapali seklinde baslayan siirinin tam bir saheser olmasi çok iyi sair oldugunu göstermiyor benim için.Siirlerinin tamamina baktigimda 3-4 tanesinin disinda aklimda kalmadigini,daha dogrusu heyecan uyandirmadigini düsünüyorum.Benim tarzim degil,sevene saygi duyarim.Bu arada popstar,topstar ile isim olmadigi gibiTürk insaninin magazine düskün olmasiyla da ilgilenmiyorum.Türk insanina sen öküzsün diye sarki sözü de dinletsen hayretle izliyor ama ben çikip adama sarkida geçen bu lafi söylesem bir ton dayak yerim.Sonuç olarak Türk insaninin olaylara verdigi tepki ve kültür düzeyibenim Orhan Veli'yi önemli sairler arasina katmami gerektirmiyor.Benim için Orhan Veli 3-4 siiriyle yad edilecek bir kisi.En azindan bu görüsüme saygi duymanizi bekliyorum.Kimseye sev veya sevme deme gibi bir lüksüm yok.Saygilar.

                        Yorum


                        • #27





                          Güç ve Cesaret
                          Emin olmak güç gerektirir,
                          kuskulara sahip olmak cesaret gerektirir.

                          Bir yere ait olmak güç gerektirir,
                          öne çikmak cesaret gerektirir.

                          Bir arkadasinin acisini paylasmak güç gerektirir,
                          kendi acini hissetmek cesaret gerektirir.

                          Kendi acini saklamak güç gerektirir,
                          onu göstermek ve onunla basa çikmak cesaret gerektirir.

                          Savunmaya geçmek güç gerektirir,
                          savunmayi birakmak cesaret gerektirir.

                          Kazanmak güç gerektirir,
                          teslim olmak cesaret gerektirir.

                          Tek basina durmak güç gerektirir,
                          bir arkadasa yaslanmak cesaret gerektirir.

                          Sevmek güç gerektirir,
                          sevilmek cesaret gerektirir.

                          Yasamda kalmak güç gerektirir,
                          yasamak cesaret gerektirir.

                          Her yaptiginiz iste güç ve cesaret bulabilirsiniz
                          ve yasaminiz o zaman arkadaslik ve sevgiyle dolabilir..

                          ''sevmesini bilmiyorsan; bakma sakin gözlerime''
                          (=TAVRIN KISILIGIN OLSUN=)

                          Yorum


                          • #28
                            Tasdin yine deli gonul
                            Sular gibi caglar misin
                            Aktin yine kanli yasim
                            Yollarimi baglar misin

                            Nidem elim ermez yare
                            Bulunmaz, derdime care
                            Oldum ilimden avare
                            Beni bunda egler misin

                            Yavi kildim ben yoldasi
                            Onulmaz bagrimin basi
                            Gozlerimin kanli yasi
                            Irmak olup caglar misin

                            YUNUS EMRE
                            Zaman çabuk geçse de bugünleri özlesek.

                            Yorum


                            • #29


                              (,,,,,,,YAGMUR,,,,,,,)


                              Yagmur yagiyor. Mutfak camindayim. Nasil üsüdügümü
                              bilemezsin. Menekselerim çiçek vermiyor artik anne.
                              Söyledigin gibi hep dibinden su verdim ama?

                              Simdi telefon açsam sana, sesini duymak da yetmiyor ki.
                              Hep ayni cümleler; ?Babamlar nasil, ilacini aldin mi??
                              Nedenini bilmedigim bir aglamak var içimde.
                              Bir yerlere sigdiramiyorum yüregimi. Bazen mutfakta
                              dalip giderdin yemek yaparken, tahta kasikla
                              tencerenin basinda öylece ne düsünürdün acaba?
                              Özlemek çok fena anne. Anlamak seni; daha da fena?

                              Omuzlarim agri uyaniyorum sabahlari.
                              Benim kizimin omuzlarimi ovmasina daha çok var.
                              Gittikçe sana mi benziyorum ben, ya da
                              ?Annenin kaderi kiza? dedikleri dogru mu?
                              ?Baban eskitir her seyi kizim? demistin bir kez,
                              anlamamisim meger, eskiyormus annecigim.
                              Omzunu ovacak kalmiyormus meger ayni evin içinde.
                              Simdi duysan bunlari ne üzülürsün; mutsuz mu kizim diye,
                              çoktan kendinden vazgeçmis bir sesle. Mutsuz degilim de anne,
                              yagmura ve mutfagimdaki kedere çare bulamiyorum.

                              Evimi topluyor, toz aliyor, patlican kizartiyor,
                              televizyon seyrediyor, aksam çalan kapiyi açiyorum,
                              açtigimi gören olmuyor.
                              Pisirdigim yeniyor da, güzel olmus denmiyor.
                              Çay demleniyor, demleniyor, demleniyor?

                              Kederim mutfagimin her yerine yerlesiyor.
                              Ah nasil eskiyor her sey anne, nasil eskiyor.
                              Eskilerimi de atmaya kiyamiyorum. Seni çok özlüyorum.
                              Bana yasakladigin bahçeler, sana da mi uzakti hep?
                              Gidemeyisine agladin mi sende? Ne zaman eskiyor sevgiler?
                              Ödenen bedellerin acisi geçince mi? Iste böyle,
                              kalbimde bir aci. Sarkilar seni söyler.






                              Iclal AYDIN
                              (=TAVRIN KISILIGIN OLSUN=)

                              Yorum


                              • #30

                                Ask denilen bu illet; ne kânun, kural tanir,
                                Ne hüküm fermân dinler; ne arlanir, utanir...
                                Dâvetsiz kapi çalar; zannetme ki usanir! ..

                                Girdimi bir gönüle, nasil yakar kavurur
                                Perme-perisân eder, küller gibi savurur


                                Yagiz delikanli mi, yigit mi, demez vurur
                                Sâh´a pençe taktimi, tâc-i saltanât kurur

                                Çökmesin bir yürege; inletir, süründürür
                                Velî´yi deli eyler, Kirk hâle büründürür
                                Taninmaz mecâl verir, yek-pervâne döndürür

                                Ne seref, izzet kalir; ne de birakir gurûr
                                Deldirir ferhât gibi, önünde dag mi durur?
                                Zaman çabuk geçse de bugünleri özlesek.

                                Yorum

                                Üzgünüz, bu sayfayı görüntüleme yetkiniz yok
                                Yükleniyor...
                                X