Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

En Son Okuduğunuz Kitaplar Hakkında Yorumlar!..

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
  •  
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • İlk olarak Kaya tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
    Metin Aydoğan harika Eren. Ben de şuan "Küreselleşme ve Siyasi Partiler" adlı kitabını okuyorum. Bu da serinin 1. kitabı. Kitap harika o yüzden sindiri sindire sanki bir ders kitabıymış gibi okuyorum.

    Hatta bu kitabı okurken başka ktaplar okuduğum oluyor...

    Bu adamın kitapları okulda okutulmalı...

    Metin AYDOĞAN şu an birazcık hasta; aslında geçen hafta Ankara'ya gelecekti arkadaşının yanına; bende fırsattan istifade kitabı imzalatırım diye düşündüm ama gelemedi İzmirden... Kitapları o kadar güzel ki; "BİTMEYEN OYUN" (52nci baskı) adlı kitabı defalarca okudum. Belkide kitapta yazandan daha çok not aldım... İzmir Selçukta konferans vermişti 20 kişiye; orada yaptığı konuşma hala aklımdadır.. Her kelimeyi tek tek aklıma nakşettim; herşeyi belgelere dayandırması kitaplarının ne kadar kaliteli olduğunu gözler önüne seriyor bence...
    En son sweetrose tarafından düzenlendi; 05.11.2006, 20:23.

    Yorum


    • Arkadaşlar çılgın türkler tam tarih kokuyo, zor da olsa bitirdim ama kesinlikle okunmalı
      Klasiklerden en çok beğendiğim victor hugo'dan SEFİLLER.. sıkılmadan zevkle okunabilecek bir kitap bence..

      Yorum


      • Hayyam / Bütün Dörtlükler
        Türkçesi: Sabahattin EYÜBOĞLU
        Cem Yayınevi

        Benim en sevdiğim, dörtlüğü;

        Sevgili, seninle pergel gibiyiz:
        iki başımız var, bir tek bedenimiz.
        ne kadar dönersem döneyim çevrende
        er geç baş başa verecek değil miyiz?


        Mutlaka başucunda bir tane bulunmalı...

        Yorum


        • En son Ahmet Altan - En uzun geceyi okudum.. kitap, doğudaki aşiretlerden ve mükemmel bir aşktan bahsediyor..

          Yorum


          • Yazar: Necip Hablemitoğlu
            Kitap: Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası
            Yayınevi: Birharf

            Kitabın arka kapağı: Aralık 2002'de "faili meçhul" bir cinayete kurban giden değerli araştırmacı, Cumhuriyet Tarihçisi Dr. Necip Hablemitoğlu bu kitabında Alman Vakıflarının Türkiye'deki faaliyetlerine, yapısına ve bağlantılarına mercek tutuyor. Bu vakıfları Bergama'da altın madeni işletilmesinin önüne geçmeye iten dinamikleri inceliyor. Söz konusu vakıflarla işbirliği yapan Türk aydınlarının tutumunu eleştiriyor ve bu kişilerin eylemlerinin ne tür amaçlara hizmet ettiğini gözler önüne seriyor. Sivil Toplum Kuruluşlarının ve bireylerin Avrupa kökenli kurum ve kuruluşlrla olan ilişkilerinin ne tür riskler içerebileceği konusunda kamuoyunu aydınlatıyor, düşündürüyor...

            Arkadaşlar, kitap belgelerle tüm gerçekleri ortaya koyuyor. Özellikle 3 Alman Vakfı'nın Türkiye üzerindeki amaçları bir bir sıralanıyor.

            Kitabın 27. ve 41. sayfalarında önemli noktalara değinilmiştir...

            Tavsiye ederim...
            “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
            Malik bin Dinar

            Yorum


            • İskender pala "KİTAB-I AŞK"

              İskender Palanın kitaplarından yaptığı derlemeler... kitapta özlenen aşktan bahsediliyor ancak bu zamanda o aşkları bulmanın baya bi zor olduğunu düşünüyorum...

              kitaptan bir bölümü paylaşmak isterim...

              Göz görünce bir kez geriye ne kalır?

              Bütün aşk hikayelerinin en unutulmaz ve heyecan verici sahnesi, sevenin sevgiliye ilk baktığı andır şüphesiz. Daha doğrusu onun yüzünü ilk gördüğü vakit.

              Âşıktaki içsel değişimin başladığı an, gözün sevgiliye ilk takıldığı saniye dilimidir ve âşıkın bütün biyografisi, bu "ilk bakışın öncesi ve sonrası"ndan ibarettir. Bir ilk bakış, kaderin kazaya dönüştüğü en kutlu demi yüklenmiştir. Kalpte ateşin yükselmesi, aklın ve sabrın ateşe düşmesi o ilk bakış ile başlar. Kılıcın kınından sıyrılması yahut okun yaydan fırlamasıdır bu. Sevgilinin yüzü kınında bir kılıç yahut sadakta bir yay gibidir; bakış onu kınından ve sadağından çıkarır. Kınından çıkan her kılıç yahut yaydan fırlayan her ok gibi artık o da öldürmeye yönelir. Âşıkın ruhî ve bedenî (bâtınî ve zâhirî; içsel ve dışsal) hayatında bir ihtilalin, yeni bir dönemin başlangıcıdır bu.

              Aşk, âşıkın gönül toprağında filizlenecek bir sarmaşıktır. İlk bakış, bu sarmaşık tohumunun âşık gönlüne ekilmesinden ibarettir. Artık o tohumun nasıl yetkinleşeceği, gitgide nasıl gür dallar vereceği ve âşıkın bedenini nasıl kaplayıp onu kurutacağı; âşık ile mâşukun kaderlerine ve karşılaşacakları hadiselere bağlıdır.

              Şarka ait bütün aşk mesnevilerinde şairler bu ilk bakış ve ilk görme ânı üzerinde çok durmuşlar ve konuyu enine boyuna incelemişlerdir. İlk bakış, ancak yüz aynasına çarparsa aşka dönüşür. Çünki sevgilinin başka hiçbir uzvu, hiçbir güzelliği onun yüzü kadar aşka kapı aralayamamaktadır. Nitekim bu mesnevilerde âşık mâşukunu ya bir resimde seyreder, ya rüyasında görür, ya da birinden medhini işitip sevmeye başlar. Ancak sevginin aşka dönüştüğü an, sevenin sevgili yüzünü göz ile gördüğü andır. Çünki bu noktada bilgi ve bilinç devreye girer. Mesela Veys ü Râmin hikayesinde Râmin, Veys'in yüzünü ilk gördüğü anda at üzerindedir ve kalbine bir ok saplanmış savaşçılar gibi atından yere düşer. Hüsrev, Şirin'i gölde yıkanmış, saçını tararken gördüğünde, onun yüzü saçları arasında gizli ve Hüsrev'e sırtı dönüktür. Şirin'in kendisini seyreden şehzadeden haberi de yoktur. Fakat ansızın önemli bir şey olur ve Şirin saçlarını yana atar. İşte Hüsrev için dolunayın geceden çıkması, yahut okun yaydan fırlaması bu anda gerçekleşir. Kays da mektebe varıp çocukların arasına oturduğunda Leyla sınıftadır, ama ne zaman ki yüzünü görür, kılıç kınından sıyrılmış olur.

              Sevgilinin yüzü mü; aşk yangınını alevlendiren ilk kıvılcımdır.

              Âşıkın kalbi mi, ilk bakıştan sonra suda titreyen bir mehtab.

              Göz... Savaşı başlatan haberci.

              Bakış... Elde olmayan kader; İlahî kaza.

              Ve aşk... Kalp ile göz arasında kutlu bir hâdise.

              Çoook sonraları kalp göze diyecektir ki, "Beni bu onulmaz derde iten sensin. Safayı sen sürdün, acıyı ben çektim. Nimet senin, zahmet benim oldu. Sen sevinirken kaygılanan ben oldum. Bakışlarını artırdıkça sen, dertlerimi çoğalttın benim. Zafere eren sen, hezimete uğrayan ben. Sen emirlerine itaat edilen hükümdar oldun, ben senin peşinde koşan tebaan. Sen emîr, ben esir. Melik iken memlûk (kul) ettin beni." Sonra devam eder:

              -Ey göz! Sen ikisin, ben birim. İki kişinin bir ferde saldırıp onu öldürmesi zulüm değil de nedir?!... Şimdi ağla o hâlde, ettiğin zulmün cezasını çek bakalım!..

              Göz buna karşılık âyet-i kerîme ile cevap verir:

              "-Gerçek şu ki; gözler kör olmaz, ancak sînelerdeki kalpler kör olur (Hacc 46)."

              Ebu Hureyre der ki: "Kalp bir kral ise, organlar emrine âmâde askerler gibidir. Kral iyi davranış içinde olursa askerler de ona uyar. O fenalık yaparsa, emrindeki askerler de fena davranır." Göz der: "O hâlde ey kalp, kendini de beni de helaka sürükleyen sensin. Seni perişan eden yegane şey, Allah'ın sevgisinden, zikrinden ve emrettiklerinden uzak kalmandır. Sen başkasının sevgisini O'nun sevgisine tercih ediyorsun ve aşkın yükünü bana yüklüyorsun. Şimdi ağlayan benim, yanan sen. Ne sen beni kurutabilirsin; ne ben seni söndürebilirim. Ben su serptikçe senin alevin artacak, sendeki ateş arttıkça ben daha çok yaş akıtacağım. Yoksa 'Hayırlı olanı şu değersiz şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz?' (Bakara 61)"

              Yedi Askı'nın şairlerinden biri şöyle soruyor:

              "Şaşkın vaziyetteyim; nefsimi mi azarlayayım, arzulu gözümü mü, yoksa kalbimi mi?"

              İskender Pala
              En son salikudra tarafından düzenlendi; 09.11.2006, 20:01.
              ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM...

              Yorum


              • Dalga
                Minette Walters (ceviri-solina silahlı)

                İnanamayacaksınız.Nutkunuz tutulacak ve ingiliz polisiyesi ile tanışacaksınız...
                Trabzonspor kültürünü yaşa, yaşat, öğret...
                İşte BMN!*

                Yorum


                • Kitabın İsmi:CERRAH
                  Yazar:TESS GERRİTSEN
                  Çeviren:Ali Cevat AKKOYUNLU

                  Polisiye-Gerilim içerikli olan kitapta bir cerrahın başından geçenler anlatışıyor...

                  Ünlü gazetelerin kitap hakkındaki yorumları:

                  Chigo Tribune: "Tüyler ürpertici...Cerrah okuru daha ilk sayfadan avucunun içine alacaktır..."

                  Romantic Times:"Yüreğinizin çarpmasına,napzınızın hızlanmasına hazırlanın...Eğer aradığınız yüksek voltajlı gerilimse,doğru kitabı buldunuz demektir..."

                  The Gazette:"Sürükleyici...Kitabı okurken kapınızın kilitini bir daha kontrol edeceksiniz..."
                  Teşekkürler TrabzonSpor'um...Senin yolunda verilen şehitlere hediye ettiğin 2010 TÜRKİYE KUPASI ve SÜPER KUPA için...
                  Her Türlü

                  Yorum


                  • Şair : Octavio PAZ
                    Kitabın Adı : Seçme Şiirler
                    Yayınevi : Gendaş Kültür

                    UYUM
                    Yukarıda su
                    aşağıda kuru
                    yollarda rüzgar
                    kuyu dingin
                    kova kara su durgun
                    iner su ağaçlara
                    çıkar gök dudaklara.
                    Kapalı şiiri çok sevmediğim için tavsiye etmiyorum. Ama şiire meraklı arkadaşların, şiir dilini anlamaları en azından Octavio PAZ kimdir diyorsanız, onu anlayabilmeniz için bir ipuca olabilir bu şiir kitabı. İmgelemi zengin olan bir şair.

                    Yorum


                    • İlk olarak Kaya tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                      Yazar: Necip Hablemitoğlu
                      Kitap: Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası
                      Yayınevi: Birharf

                      Kitabın arka kapağı: Aralık 2002'de "faili meçhul" bir cinayete kurban giden değerli araştırmacı, Cumhuriyet Tarihçisi Dr. Necip Hablemitoğlu bu kitabında Alman Vakıflarının Türkiye'deki faaliyetlerine, yapısına ve bağlantılarına mercek tutuyor. Bu vakıfları Bergama'da altın madeni işletilmesinin önüne geçmeye iten dinamikleri inceliyor. Söz konusu vakıflarla işbirliği yapan Türk aydınlarının tutumunu eleştiriyor ve bu kişilerin eylemlerinin ne tür amaçlara hizmet ettiğini gözler önüne seriyor. Sivil Toplum Kuruluşlarının ve bireylerin Avrupa kökenli kurum ve kuruluşlrla olan ilişkilerinin ne tür riskler içerebileceği konusunda kamuoyunu aydınlatıyor, düşündürüyor...


                      Arkadaşlar, kitap belgelerle tüm gerçekleri ortaya koyuyor. Özellikle 3 Alman Vakfı'nın Türkiye üzerindeki amaçları bir bir sıralanıyor.

                      Kitabın 27. ve 41. sayfalarında önemli noktalara değinilmiştir...

                      Tavsiye ederim...

                      Devrim şehidi diyebileceğimiz yazarlardan biri olabilecek değerde ki yazarlarımızdan Necip HABLEMİTOĞLU'nun güzel bir kitabı daha. Hablemitoğlu'nun geniş araştırması ile günyüzüne çıkan bir ihanet ve acizlik belgesi...

                      Kaya bu kitabı KÖSTEBEK isimli kitabından sonra okumuştum; köstebek gibi bir solukta ve bin kat nefret kazanarak okudum.

                      Uğur Mumcu'nun ölümünden sonra cesurca yazabilen nadir yazarlardan biriydi. Yazdıkları ile halkın bir nebzede olsa aklına kurt düşürmeyi yeğlemiştir...Ancak sonu Uğur MUMCU gibi olmaktan ileri gidememiştir. Gerçek bir aydın....Necip Hablemitoğlu, mücadelesinde hep gülümsemiştir bizlere, duygu yüküyle, içten, inançlı ve kararlı olmuştur. Cumhuriyetimizin rotasını saptırmaya çalışan karanlık güçlere karşı yalnız şövalye gibidir, zaman zaman da yalnızlığını aşarak daha güçlü etkiler yaratmıştır.


                      Avrupa Parlamentosunun A4-0432/98 sayılı kararından sonra BERGAMA dosyasının nasıl bir şekil aldığını ibretle okuyacaksınız...Bergama Ovacık Altın Madenindeki siyanürlü altın üretimi ile ilgili olarak taban tabana zıt olan TÜBİTAK ve TTB (Türk Tabipleri Birliği) tarafından hazırlanan iki raporun değerlendirmesi Türkiyede ki acizliği bir kez daha gözler önüne seriyor.

                      Kaya bu mükemmel kitabı herkesin okuması gerekmektedir...Gerçekten tavsiye edilmesi gereken kitapların başında gelmektedir..

                      Kendi hazırlamaya çalıştığı sitesinin ismi "KEMAL'İN ASKERİ"dir...


                      Gündeme yansımayan "vakıflar yasası"na dikkat!!!
                      En son sweetrose tarafından düzenlendi; 15.11.2006, 23:04.

                      Yorum


                      • kötü ruh - maxime chattam..

                        polisiye gerilim sevenlere önerilir. sonu belli oluyo ama kızın ölmesi üsüo insanı
                        Hadi eyvallah..

                        Yorum


                        • Şair : Mayakovski
                          Kitabın Adı : Pantolonlu Bulut
                          Yayınevi :
                          Gendaş Kültür

                          Mariya!
                          Adını senin korkuyorum unutmaktan,
                          bir şair nasıl korkarsa unutmaktan
                          doğmuş
                          gecelerin ıstıraplarında herhangi bir sözü,
                          ululukta Tanrı'ya eş.

                          Bedenini senin
                          koruyacağım ve seveceğim,
                          bir asker,
                          savaşın budadığı,
                          işe yaramaz,
                          kimsesiz,
                          nasıl korursa tek bacağını.
                          Baba Mayakovski... Sanırım onun ve şiirlerini anlatmaya gerek yok. O yaşamıyla ve dizeleriyle herşeyi anlatmış...

                          Yorum


                          • en son okudugum kıtap dıyemıcem cunku yarıda bıraktım bi kitap bu kadar mı kotu yazılır...

                            selim ileri dostlukların son gunu
                            tavsiye etmem

                            Yorum


                            • "Gelibolu"
                              İsimli kitabı okudum ama Yazarın ismini unuttum okul kütüphanesinden almıştım..
                              Bir Gün Mutlaka!!

                              Yorum


                              • Yazar: Erdal Sarızeybek
                                Kitap: Hesaplaşma (Terör, Kaçakçılık, Hudut ve Biz)
                                Yayınevi: Ümit Yayıncılık

                                Erdal Sarızeybek emekli albay ve Türk Silahlı Kuvvetleri Birinci Derece Gümüş Liyakat Madalyası sahibidir.

                                Sarızeybek, Eylül 2006 tarihli "Hesaplaşma" adında ki kitabında; bir bilinmez olan hudutlarımızdan, hududu namus bilen askerimizden, hudut ve asker hattında ki kaçakçıdan, terörden ve ihanetten, teröristlerin ve kaçakçıların ilişkilerinden bahsediyor, gerçekleri ortaya çıkartıyor.

                                Kitaptan bir bölüm;

                                Ben il jandarma komutanı, o piyade tugayı şube müdürü, yer Manisa. Herkese anlattım, anlatmak için fırsat kolladım, yarattım. Her yerde, herkese Gürcan Yarbay ve askerlerini anlattım. Yiğitliğimizin, kahramanlığımızın sembolü! Onlar var ki biz varız inanın. Hangi milletin askeri çıkacak Tendürek'e bizim yaşadığımız şartlarda? Hepsini bilmem ama Fransız çıkamaz. Çıkar da soğuk iklim çadırı ister. Özel yapım katalitik soba ister. Tüm dünyayla haberleşecek muhabere hattı ister.. Her akşam ılık bir banyo, kurabiye eşliğinde İngiliz çayı ister. Araç ister dört çeker, kaloriferli ve donanımlı. Her hafta eşini ve çocuklarını görmek ister. Ayda bir tatil ister göl kenarı, deniz kenarı ya da çam ormanı içinde bir kulübe! Sanmayın bunu kendine ister! Hepsine ister, emir komuta ettiği herkese! Bir de askeri şehit olsun istemez! Ya biz, ya biz? Bizim istediğimiz insanımızın huzuru, güveni, mutluluğu. Pahası budur şehit kanının! Biliyorlar çünkü Türk milleti aç kalır, susuz kalır, kendi kanını içer, demez derdini kimseye bilmesin diye. Elbette böyle bir milleti temsil edenler şaşırır. Elbette böylesine gururlu, onurlu, kahraman bir milletin devletini yönetmeye talip olanlar şaşırır. Çünkü bir milleti bir dolara muhtaç edenler, bilirler layık olmadıklarını bu millete. Türk milletini yönetmek ne demek! Para pul işi değil bu! Muhtaç ettiler asil insanları bir lokma ekmeğe! Bilemediler bu milleti ayakta tutan bu asil insanlar! En başta köylümüz, efendisi milletin! Şehitlerimize bir bakın, çoğu milletin efendisidir. Anlamadılar asaletimizi! Ama bilsinler devran hep böyle dönmeyecek! Sustuysa halkımız asaletinden sustu. Bilmiyorlar ki, bu milletin de bir sabrı vardır! Bir büyüğüm demişti ki; sabırlı insanların öfkesiden korkunuz! Yüreği yanık analarımız, müsterih olun, şehitlerimizin hesabı sorulacak.

                                Bunun yanında; Sarızeynek Ankara'da bir restoran'da iken şarkı söyleyen kişiden bir türkü ister. Türkü'nün adı "Çırpınırdı Karadeniz"dir ama çalınmaz, bir saat geçer yine çalınmaz.

                                ve derki mikrofonu alıp...

                                "Efendim, Sizlere iyi akşamlar ve iyi eğlenceler dilerim. Sizleri rahatszı etmek istemezdim, ama sanatçı ile bir türlü anlaşamadık. Bir türkü istedim. Neydi ki bu, Çırpınırdı Karadeniz. Söylemedi. Üzüldüm. Ben Türküm. Burası Türkiye. Türkiye'de Türküm demek, söylemek Karadeniz'i suç mu oldu."

                                Biri ters cevap verir. (Buraya yazmıyorum ben)

                                Sarızeybek: "Düşündüm; Karadeniz biz, Türk biz, ne vardı ki bakmak Karadeniz'den toprağa, bayrağa suç muydu bu? Öğretemedik, öğrenemedik, yazık ki ne yazık!"
                                En son Kaya tarafından düzenlendi; 23.11.2006, 01:04.
                                “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
                                Malik bin Dinar

                                Yorum

                                Üzgünüz, bu sayfayı görüntüleme yetkiniz yok

                                En Aktif Kullanıcılar

                                Daraltma

                                En aktif kullanıcı yok.
                                Yükleniyor...
                                X