KARANLIĞA KÜFREDECEĞİNE BİR MUM YAK! - Konfüçyüs
Belli bir süre önce bir eski alışkanlığımız nüksetti ve ehliyeti olup olmadığına bakmadan, sudan sebeplerle bir yönetimi iş başına getirdik. Aferin bize.
Kendimce herkesin görevlerini saymaya çalışacağım. Amaç sizin de ELEŞTİRİLERE DEĞİL, GÖREVLERE katkı yapmanızı sağlamak. Eleştirilecek çok şey var ve bunları göreve dönüştürmeden bu eleştiriler hiçbir işe yaramıyor.
Bu sitenin çok değerli üyeleri var. Her birinin de buna katkı sağlayacağını düşünüyorum. Ben başlayayım.
BMN ÜYELERİ
1- KULÜP ÜYELİĞİ: Öncelikle, her şeyden önce kulübe üye olmalısınız. Konfüçyüs’ün bir sözü ile başlayalım: “Karanlığa küfredeceğine, bir mum yak!” Her demokratik oluşumda olduğu gibi yönetenler seçimle iş başına geliyor. Bu seçimde oy sahibi olmak ise, demokratik kurumların olmazsa olmazı. Trabzonspor kimsenin babasının çiftliği değil ise, o zaman bu çiftliğin kimin olduğunu göstermek için tek ve sadece tek yol kulübe üye olmak. Yani, “karanlığın” oluştuğu zamanlarda, elinde bir mum tutabilmek, yani “Haydi sandık başına!” deme hakkını elinde bulundurmak. Yani seçme özgürlüğünü elinde bulundurmak. Yani yönetimlere talip olanların sana kendilerini ve projelerini beğendirmeye çalışmasını, daha doğrusu ÇALIŞMASINI sağlamak. O zaman “karanlığa küfretmek yerine bir mum yakacağız. Üye olacağız. Bundan sonraki tüm başlıklar da bununla başlayacak.
2- KATILIMCILIK: BMN kişiliği ya da canı olmayan bir oluşum değildir. Tüm üyelerinin ortak paydasıyla ve her birinin katkısıyla bir büyük GÜÇ ve KARAKTER oluşturmaktadır. Halkımızda yaygın olan “her şeyi yönetimden bekleme” hastalığı burada olamaz, olmamalı. Tepki koyulacak yerlerde, masaya yumruk vurulacak yerlerde, ya da destek verilecek yerlerde bu birliği, katkıyı oluşturamazsak, o gücü de yaratamayız. Gerek fikirlerinizle, gerek varlığınızla ve desteğinizle iyi günde, kötü günde tepki / destek vermek Trabzonspor’u yüceltmek için oluşturulmuş bu birliğe ve dolayısıyla da Trabzonspor’a katkı sağlayacaktır. Bugün itibariyle sınırlı sayıda arkadaşımız çeşitli vasıtalarla BMn yönetimine fikir desteği vermektedir. Lütfen, herkes bu konuda YAPICI, ÜRETKEN ve SES GETİRİCİ fikirler üzerine kafa patlatsın ve bizlerle paylaşsın. BMN, Trabzonspor’un hayrına olacak her iş için sizlere destek vermekten, sizleri bu konuda yönlendirmekten büyük mutluluk duyacaktır.
3- SÜKUNET: Bizleri, Türkiye’nin diğer tüm taraftar guruplarından ayıran bir özelliğimiz var: Sağlıklı düşünebilme kabiliyeti. Bu kadar olumsuz durumlarda bile hala sağlıklı düşünebilen ve buna göre tepki veren bir topluluğuz. İşte Trabzonsporumuz için de, şu an bundan daha büyük bir nimet olamaz. Öfkeyle, aceleyle atılan her adım, ardından, mesela 1 sene sonra ya da daha kısa vadede bize daha büyük olumsuzluklar getiriyor. Sağlıklı, sakin düşünme gücümüzü kaybettiğimiz an, düzelmeye karşı umudumuzun da yıkılacağı andır. Bu unutulmamalı.
TRABZONSPOR KULÜBÜ ÜYELERİ
1- Trabzonspor’un gerek futbol takımı, gerek camia, gerekse de marka olarak üstün değerini iyice kavramalıdır. Zira kulüpte yapılan her seçim bu konuya duyarsızlığı bir kere daha vurguluyor. Bırakın Trabzon’un ya da Karadeniz’in büyük markalarından birisi olmasını, Trabzonspor Türkiye’nin de en önemli markalarından biridir. Buna inanmıyorsanız gidin Avrupa’da tanıdığınız, tanıştığınız yabancılara bir sorun bakalım. Göreceksiniz; Türkiye’de büyüğüm diye gezişip duranların iki tanesinden daha tanınır bir marka olduğunu, hadi diyelim sadece takım olduğunu. Artık tüm Trabzonspor Üyeleri de bu gerçeği sindirmeli ve dünyada neler oluyor, nasıl oluyor daha da acısı biz neler yaptık, nasıl yaptık diye bakmalı. Seçim hakkı kutsaldır. Dünyanın her yerinde özgürlüklerden bahsedilirken “seçme hakkı” esas alınır. Bu kıymetli hakkı kullanırken, evimize domates alırken gösterdiğimiz dikkatin çok üzerinde dikkat harcamalıyız. Burada abartıyorum zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Bu dikkati dahi göstermediğimizi hemen her seçimde gösteriyoruz.
2- Belki Trabzonspor’u şampiyon oldu ya da olabileceği için tutuyorsunuz. Olabilir. Ama unutmayın ki, yeryüzünde her sene şampiyon olup, bulunduğu kıtanın tüm kupalarını her sene müzesine götüren bir takım da yok. Yani; her sene “iyi” gitmeyebilir. Dolayısıyla kulübe, takıma küsme hakkınız yok. Çünkü sizler Trabzonspor’a rating veren bir oluşum değil, bu kulübü oluşturan ve geliştirmekle mükellef olan bir kurulsunuz. Aidatlarını ödemeyen, seçim hakkını kullanmayan ya da kötü kullanan, sinir ve yapıcılıktan, üretkenlikten uzak karar veren üyelerden olmayın. Öyle üyelerimiz hiç olmasın.
TRABZONSPOR KULÜBÜ YÖNETİMİ
1- Önce bu kulübü sevin. Yani bir iş olarak değil, bir nemalanma mekanı olarak değil, bir sevgi olarak görün. Siz öyle görseniz de, buna tam ters olarak profesyonel ve bu markaya layık yöneticilerle çalışın. Ülkenin en iyilerini bulun. Dikkat edin, ülkenin tüm iyileri sizin akraba ve eş-dost-tanıdıklarınız arasında olmayabilir. Yani bu ülkede bir dünya insan var. Bunu değerlendiremediniz. Mesela en başta ÇOK İYİ BİR HALKLA İLİŞKİLER UZMANIYLA başlamadınız işe. Bu uzman hocayı, yeri geldiğinde yönetimi, yeri geldiğinde taraftarı iyi yola yönlendirebilecek kadar deneyimli ve vasıflı olsaydı. Yapılması gerekli tonla iş varken, gereksiz aktivitelere harcatmasaydı enerjinizi. Mesela iyi pazarlamacılarınız olsaydı; bu markanın kıymetini bilen, onu yüceltebilecek. Türkiye’de pazarlamacıdan bol bir şey yok. Bulamıyor musunuz iyi bir tanesini.
2- Yaptığınız işleri sorgulamıyorsunuz, sorgulatmıyorsunuz. Sorgulayanları eleştirdiniz onun yerine. Her kötü eleştiriden bir pay çıkarılabilir. Buna tahammül etmediniz. Unutmayın, hele Trabzonspor’da, her şey güllük gülistanlık olsa, size niye görev verilmiş olsun ki?
3- Artık bundan sonra sağlıklı bir görev yapamayacağınız kesinleşti. Bu nedenle kulübü de kendinizi de daha fazla yıpratmamak için kongreye gidin. Seçime gidin. İstiyorsanız değişik ve yeni isimlerle yeniden aday olun, ya da olmayın. Ama artık bu saatten sonra rahat ve huzurlu, dolayısıyla da verimli ve olumlu bir iş yapmanız mümkün değildir. Uzatmanın da bir faydası yok.
4- Tespit - Teşhis: İşte bugüne özel, yapılamayan bir iş daha. Sorunlar dizboyunu aşmış, boğazımıza çıkmış, bu saatten sonra hala tespiti doğru yapamıyorsanız, ya da daha kötüsü hiç tespitiniz yoksa, “devre arası teranesi”ni kullanırsınız elbette. Siz kullanırsınız da, taraftar hala yer mi o ayrı mesele.
5- Kongre kararının, tüzüğe göre, 15 gün önceden duyurulması gerekiyor. Gelin siz bu süreyi 30 güne çıkarın ve aday olacaklara fırsat verin.
MUHALEFET
Trabzonspor’un en kötü fonksiyonu futbolcular, hoca, yönetim sanıyorsanız yanılıyorsunuz. En kötü fonksiyonu MUHALEFETİ. Dırdırdan öteye geçememiş, dedikodu üzerine kurulmuş bir muhalefet, yönetimi de zehirliyor. Bu nedenle korkaklıktan çıkarak, adam gibi muhalefet yapılması da gerekiyor. “Yönetim istifa!”, “Albayrak İstifa!” diyen yığınla ses var, muhalefet yok. Bu nasıl iş? “O stad olmaz!” diyen yığınla ses var, nasıl olur diyen yok! Demokrasilerde, yani gelişme süreci gösteren oluşumlarda, gücün ölçüsü yönetim değildir. Zira çoğunluk “haklı olduğu için değil, güçlü olduğu için” iktidara sahip olur. İşte bu nedenle de muhalefet, çok önemli bir fonksiyondur. Yani bir kurumun gücü, yapıcı muhalefetle ölçülür. Özü: Gücün ölçüsü MUHALEFETTİR.
Trabzonspor’un diğer unsurları (hoca, taraftar, futbolcular, lobisi, medyadaki sesleri..vb.) sadece bu unsurları takip eder. Biz onlara olması gerekenden biraz daha fazla anlam ve görev yüklüyoruz. Kendimce bu saydıklarım, zaten yeter şarttır.
Madem birilerinden görev, protesto, yönlendirme bekliyoruz, işte size buna platform.
Ama kaçmak yok, herkes önce kendi görevleriyle başlayacak!

NOT: DESTEKLERİNİZDEN ÇOK, KATKILARINIZI BEKLİYORUM.
Yorum