Sayfa 1 Toplam 3 Sayfadan 1 2 3 SonuncuSonuncu
Toplam 51 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 25 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Nazım Hikmet'in 105. doğum yılı..

  1. #1
    omer61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2005
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    33
    Mesajlar
    853

    Standart Nazım Hikmet'in 105. doğum yılı..

    Nazım Hikmet ustanın 105. doğum yılı kutlu olsun..

    Resmi kayıtlara göre, 15 Ocak 1902 yılında doğdu. İlköğrenimini İstanbul’da Göztepe Taşmektep, Galatasaray Lisesi ilk bölümü (1914), Nişantaşı Numune Mektebi’nde tamamlayıp, Heybeliada Bahriye Mektebi’ne girdi. 17 yaşında Anadolu'dan gelen haberlerle heyecanlanan bir grup öğrenciyle birlikte yaptığı bir protestonun sonrasında "sağlık gerekçesiyle" okuldan çıkarıldı.

    Nâzım Hikmet Bahriye Mektebi’nden atıldıktan sonra yakın arkadaşı Vala Nureddin ile birlikte ulusal kurtuluş mücadelesine katılmak üzere Anadolu’ya geçti. Ankara'da geçirdikleri kısa bir dönemin ardından Bolu'ya öğretmenlik yapmak için gittiler. Anadolu'da tanıştıkları marksistlerin de etkisiyle Sovyet devrimini tanımak ve ona katılmak için Bakü'ye geçen Nâzım Hikmet, daha sonra Moskova'da Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi KUTV’da öğrenciliğe başlayarak kendini bir komünist olarak yetiştirmeye başladı ve Türkiye Komünist Partisi’ne üye oldu. 1922–1924 yılları arasında KTUV’da ekonomi ve toplumbilim alanındaki eğitimini tamamlayan Nâzım Hikmet, siyasi çalışmalarına ülkesinde devam etmek üzere Türkiye’ye döndü. 1925 yılının baharına kadar Son Telgraf, Orak Çekiç ve Aydınlık dergisinde açık faaliyet yürüten Nâzım Hikmet çalışmaları nedeniyle İstiklal mahkemesinde yargılandı. Hakkında verilen 15 yıl mahkumiyet kararının ardından İstanbul'dan bir takayla kaçarak Moskova'ya gitti.

    1928 yılında İsmail Bilen ile birlikte yurda döndüler ve vizesiz olarak sınırı geçerlerken yakalandılar. 6 ay süren yargılamalar sonucunda 1925 yılında mahkum edilmesine neden olan suçları tekrar değerlendirildi ve bunlardan beraat etti. Komünist olması nedeniyle aldığı 3 aylık bir mahkumiyetin sonrasında serbest kaldı.

    1925 yılından başlamak üzere şiirleri ve yazıları yüzünden birçok kere yargılandı. 1938 yılında orduyu ayaklanmaya kışkırttığı gerekçesiyle 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre mapusluk yaşadı. 1950 yılında ülkede ve dünyada Nazım'ın özgürlüğü için yapılan büyük bir kampanyanın ardından çıkarılan bir af yasasıyla özgürlüğüne kavuştu. Ancak sürekli izlendiği ve sağlık durumu elvermediği halde 48 yaşında yeniden askerlik yapmaya çağrılması ve öldürüleceği yolundaki duyumları üzerine yine bir motorla denize açılarak “İkinci vatanım” dediği Sovyetler Birliği'ne gitti.

    25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından Türk vatandaşlığından çıkarılmasına karar verildi. Sovyetler Birliği’nde Moskova yakınlarındaki yazarlar köyünde ve daha sonra da, eşi Vera Tulyakova (Hikmet) ile Moskova’da yaşadı. Memleket dışında geçirdiği yıllarda Bulgaristan, Polonya, Macaristan, Fransa (Paris), Küba, Mısır gibi dünya memleketlerini dolaştı, buralarda konferanslar düzenledi, savaş ve emperyalizm karşıtı eylemlere katıldı, radyo programları yaptı. Budapeşte Radyosu Türkçe Yayınları ve Bizim Radyo'da düzenli programları oldu. Bu programlardaki konuşmalarının bir kısmı bugüne ulaşmıştır.

    3 Haziran 1963 tarihinde Moskova’daki evinde kalp krizinden öldü.

    Ölümü üzerine Sovyet Yazarlar Birliği salonunda yapılan törene yerli yabancı yüzlerce sanatçı iştirak etti. Ünlü Novo-Deviçeye (Novodeviche) mezarlığında gömülüdür.

    2006 yılında Bakanlar Kurulu’nun Türk vatandaşlığından çıkarılmalar ile ilgili yeni bir düzenleme yapması durumu belirdi. Yıllardır tartışılmakta olan Nâzım Hikmet’in Türk vatandaşlığına yeniden kabul edilmesi yolu açılmış gibi gözükmesine rağmen Bakanlar Kurulu bu maddenin sadece yaşamakta olanlar için düzenlendiğini ve Nâzım Hikmet’i kapsamadığını öne sürerek bu öneriyi reddetti.
    Konu omer61 tarafından (16.01.2007 Saat 21:44 ) değiştirilmiştir.
    "Ben bir müzisyenim, ondan sonra biraz Karadenizliyim, ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim." Kazım KOYUNCU

  2. #2
    macka61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    07.04.2006
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    36
    Mesajlar
    11,505

    Standart

    iyi bir insandı Allah rahmet eylesin

  3. #3
    Misina - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    20.07.2006
    Nereden
    Trabzon
    Mesajlar
    6,676

    Standart

    ruhun şad olsun büyük ustaaa
    Traktörlerle Türküler Geçsin Alt Başımdan Mezarlığın,
    Seher Aydınlığında Taze İnsan Yanık Benzin Kokusu

  4. #4
    Adem Erdoğan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09.03.2005
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    39
    Mesajlar
    18,045

    Standart

    yaptığı güzel işlerle anılması daha ii olur.
    Özkan SÜMER

  5. #5
    yağız61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    25.08.2006
    Nereden
    Kocaeli
    Yaş
    44
    Mesajlar
    592

    Standart

    siyasi bir malzeme olarak kullanılmasına karşıyım.onun haricinde şiirleriyle birçok insanın sevgisini kazanmıştır.KEŞKE ÜLKESİYLE BU KADAR TERS DÜŞMESEYDİ...

  6. #6
    Hüda Topaloğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.06.2004
    Nereden
    Belçika
    Yaş
    41
    Mesajlar
    545

    Standart

    kurulmus bir monopol duzene(!) çomak sokmak isteyen herkes vatan haini ilan ediliyor bu ülkede, özellikle tercümaninin anlattigi hikayelerden sora olan hayranligim bir okadar daha artmisti, ruhun sâ'd olsun üstad...

  7. #7
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Gürkan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    24.06.2004
    Nereden
    Samsun
    Yaş
    46
    Mesajlar
    6,375

    Standart Memleketimi Seviyorum.

    MEMLEKETİMİ SEVİYORUM

    Memleketimi seviyorum :
    Çınarlarında kolan vurdum, hapisanelerinde yattım.
    Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı
    memleketimin şarkıları ve tütünü gibi.

    Memleketim :
    Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya,
    kurşun kubbeler ve fabrika bacaları
    benim o kendi kendinden bile gizleyerek
    sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir.

    Memleketim.
    Memleketim ne kadar geniş :
    dolaşmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana.
    Edirne, İzmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum.
    Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum
    ve güneye
    pamuk işleyenlere gitmek için
    Toroslardan bir kerre olsun geçemedim diye
    utanıyorum.

    Memleketim :
    develer, tren, Ford arabaları ve hasta eşekler,
    kavak
    söğüt
    ve kırmızı toprak.

    Memleketim.
    Çam ormanlarını, en tatlı suları ve dağ başı göllerini seven
    alabalık
    ve onun yarım kiloluğu
    pulsuz, gümüş derisinde kızıltılarla
    Bolu'nun Abant gölünde yüzer.

    Memleketim :
    Ankara ovasında keçiler :
    kumral, ipekli, uzun kürklerin pırıldaması.
    Yağlı, ağır fındığı Giresun'un.
    Al yanaklı mis gibi kokan Amasya elması,
    zeytin
    incir
    kavun
    ve renk renk
    salkım salkım üzümler
    ve sonra karasaban
    ve sonra kara sığır
    ve sonra : ileri, güzel, iyi
    her şeyi
    hayran bir çocuk sevinciyle kabule hazır
    çalışkan, namuslu, yiğit insanlarım
    yarı aç, yarı tok
    yarı esir...

  8. #8
    oskayb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    12.10.2004
    Nereden
    Tekirdağ
    Yaş
    52
    Mesajlar
    586

    Standart

    BU VATANA NASIL KIYDILAR?

    İnsan olan vatanını satar mı?
    Suyun içip ekmeğin yediniz,
    Dünyada vatandan aziz şey var mı?
    Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

    Onu didik didik didiklediler,
    saçlarından tutup sürüklediler,
    götürüp kâfire: "Buyur..." dediler.
    Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

    Eli kolu zincirlere vuruluş,
    vatan çırıl çıplak yere serilmiş.
    Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş.
    Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

    Gün gelir çark düzüne çevrilir,
    günü gelir hesabınız görülür.
    Günü gelir sualiniz sorulur :
    Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

    (1959)


    ŞEHİTLER

    Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
    mezardan çıkmanın vaktidir!
    Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
    Sakarya'da, İnönü'nde, Afyon'dakiler
    Dumlupınar'dakiler de elbet
    ve de Aydın'da, Antep'te vurulup düşenler,
    siz toprak altında ulu köklerimizsiniz
    yatarsınız al kanlar içinde.
    Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
    siz toprak altında derin uykudayken
    düşmanı çağırdılar,
    satıldık, uyanın!
    Biz toprak üstünde derin uykulardayız,
    kalkıp uyandırın bizi!
    uyandırın bizi!
    Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
    mezardan çıkmanın vaktidir!


    1959

    özellikle kuvayi milliye şehitleri insanın tüylerini diken diken eden bir ruh çağırma seansı gibidir. ve bugüne ,bizlere görevlerimizi hatırlatıyor.
    TERKETMEDI SEVDAN BENI

  9. #9

    Üyelik tarihi
    04.05.2006
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    8,520

    Standart

    1902'de doğdum
    doğduğum şehre dönmedim bir daha
    geriye dönmeyi sevmem
    üç yaşımda halep'te paşa torunluğu ettim
    on dokuzumda moskova komünist üniversite öğrenciliği
    kırk dokuzumda yine moskova tseka-parti konukluğu
    ve on dördümden beri şairlik ederim

    kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
    --------------------------------------ben ayrılıkların
    kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
    --------------------------------------ben hasretlerin

    hapislerde de yattım büyük otellerde de
    açlık çektim açlık gırevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir

    otuzumda asılmamı istediler
    kırk sekizimde barış madalyasının bana verilmesini
    -------------------------------------------------verdiler de
    otuz altımda yarım yılda geçtim dört metre kare betonu
    elli dokuzumda on sekiz saatta uçtum pırağ'dan havana'ya

    lenin'i görmedim nöbet tuttum tabutunun başında 924'de
    961'de ziyaret ettiğim anıtkabri kitaplarıdır

    partimden koparmağa yeltendiler beni
    --------------------------------------sökmedi
    yıkılan putların altında da ezilmedim

    951'de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün
    52'de çatlak bir yürekle dört ay sırtüstü bekledim ölümü

    sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım
    şu kadarcık haset etmedim şarlo'ya bile
    aldattım kadınlarımı
    konuşmadım arkasından dostlarımın

    içtim ama akşamcı olmadım
    hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı ne mutlu bana

    başkasının hesabına utandım yalan söyledim
    yalan söyledim başkasını üzmemek için
    --------ama durup dururken de yalan söylemedim

    bindim tirene uçağa otomobile
    çoğunluk binemiyor
    operaya gittim
    ----------çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
    çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21'den beri
    ----------camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye
    ----------ama kahve falına baktırdığım oldu

    yazılarım otuz kırk dilde basılır
    ----------türkiyem'de türkçemle yasak

    kansere yakalanmadım daha
    yakalanmam da şart değil
    başbakan filân olacağım yok
    meraklısı da değilim bu işin
    bir de harbe girmedim
    sığınaklara da inmedim gece yarıları
    yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
    ama sevdalandım altmışıma yakın
    sözün kısası yoldaşlar
    bugün berlin'de kederden gebermekte olsam da
    --------------------------------------insanca yaşadım diyebilirim
    ve daha ne kadar yaşarım
    -----------------------başımdan neler geçer daha
    ---------------------------------------------------kim bilir.

    bu otobiyografi 1961 yılı 11 eylülünde doğu berlin'de yazıldı.

  10. #10
    oskayb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    12.10.2004
    Nereden
    Tekirdağ
    Yaş
    52
    Mesajlar
    586

    Standart

    23 Sentlik Asker



    23 Sentlik asker
    Mister Dalles,
    sizden saklamak olmaz,
    hayat pahalı biraz bizim memlekette.
    Mesela iki yüz gram et alabilirsiniz,
    koyun eti,
    Ankara'da 23 sente,

    yahut iki kilo kuru soğan,
    yahut bir kilodan biraz fazla mercimek,
    elli santim kefen bezi yahut,
    yahut da bir aylığına
    yirmi yaşlarında bir tane insan.

    erkek,
    ağzı burnu, eli ayağı yerinde,
    üniforması, otomatiği üzerinde,
    yani öldürmeğe, öldürülmeğe hazır,
    belki tavşan gibi korkak,
    belki toprak gibi akıllı
    belki gençlik gibi cesur,
    belki su gibi kurnaz
    (her kaba uymak meselesi) ,
    belki ömründe ilk defa denizi görecek,
    belki ava meraklı, belki sevdalıdır.
    Yahut da aynı hesapla Mister Dalles
    (tanesi 23 sentten yani)
    satarlar size bu askerlerin otuz beşini birden
    İstanbul'da bir tek odanın aylık kirasına,
    seksen beş onda altısını yahut
    bir çift iskarpin parasına.
    Yalnız bir mesele var Mister Dalles,
    herhalde bunu sizden gizlediler:
    Size tanesini 23 sente sattıkları asker
    mevcuttu üniformanızı giymeden önce de,
    mevcuttu otomatiksiz filan,
    mevcuttu sadece insan olarak
    mevcuttu, tuhafınıza gidecek,
    mevcuttu hem de çoktan mı çoktan,
    daha sizin devletinizin adı bile konmadan.
    Mevcuttu, işiyle gücüyle uğraşıyordu,
    mesela, Mister Dalles,
    yeller eserken yerinde sizin New-York'un,
    kurşun kubbeler kurdu o
    gökkubbe gibi yüksek,
    haşmetli, derin.
    Elinde Bursa bahçeleri gibi nakışlandı ipek.
    Halı dokur gibi yonttu mermeri,
    ve nehirlerin bir kıyısından öbür kıyısına
    ebemkuşağı gibi attı kırk gözlü köprüleri.
    Dahası var Mister Dalles,
    sizin dilde anlamı pek de belli değilken henüz,
    zulüm gibi,
    hürriyet gibi,
    kardeşlik gibi sözlerin,
    dövüştü zulme karşı o,
    ve istiklal ve hürriyet uğruna
    ve milletleri kardeş sofrasına davet ederek,
    ve yarin yanağından gayrı her yerde,
    her şeyde,
    hep beraber,
    diyebilmek için,
    yürüdü peşince Bedreddin'in
    O, tornacı Hasan, köylü Mehmet, öğretmen Ali'dir.
    kaya gibi yumruğunun son ustalığı:
    922 yılı 9 eylülüdür.
    Dedim ya Mister Dalles, ,
    Herhalde bütün bunları sizden gizlediler.
    ucuzdur vardır illeti.
    Hani şaşmayın,
    yarın çok pahalıya mal olursa size,
    bu 23 sentlik asker,
    yani benim fakir, cesur, çalışkan, milletim,
    her millet gibi büyük Türk milleti.
    (1953)
    .

    Nazım Hikmet Ran
    TERKETMEDI SEVDAN BENI

  11. #11
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    LazAnisT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    21.02.2005
    Nereden
    Giresun
    Mesajlar
    10,179

    Standart

    11-11-1933
    Bursa
    Hapishanesi

    Bir tanem!
    Son mektubunda:
    'Başım sızlıyor yüreğim sersem! ' diyorsun.
    'Seni asarlarsa seni kaybedersem;
    diyorsun;
    'yaşıyamam! '
    Yaşarsın karıcığım,
    kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda; yaşarsın kalbimin
    kızıl saçlı bacısı
    en fazla bir yıl sürer
    yirminci asırlılarda
    ölüm acısı.
    Ölüm
    bir ipte sallanan bir ölü.
    Bu ölüme bir türlü
    razı olmuyor gönlüm.
    Fakat
    emin ol ki sevgilim;
    zavallı bir çingenenin
    kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli
    geçirecekse eğer
    ipi boğazıma,
    mavi gözlerimde korkuyu görmek için
    boşuna bakacaklar
    Nazıma!

    Ben,
    alaca karanlığında son sabahımın
    dostlarımı ve seni göreceğim,
    ve yalnız
    yarı kalmış bir şarkının acısını
    toprağa götüreceğim...

    Karım benim!
    İyi yürekli
    altın renkli,
    gözleri baldan tatlı arım benim:
    ne diye yazdım sana
    istendiğini idamımın,
    daha dava ilk adımında
    ve bir şalgam gibi koparmıyorlar
    kellesini adamın.

    Haydi bunlara boş ver.
    Bunlar uzak bir ihtimal.
    Paran varsa eğer
    bana fanila bir don al,
    tuttu bacağımın siyatik ağrısı,
    Ve unutma ki
    daima iyi şeyler düşünmeli
    bir mahpusun karısı.

    NAZIM HİKMET
    Konu LazanisT tarafından (17.01.2007 Saat 12:49 ) değiştirilmiştir.

  12. #12
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    LazAnisT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    21.02.2005
    Nereden
    Giresun
    Mesajlar
    10,179

    Standart

    PİRAYE İÇİN YAZILMIŞ 21-22 ŞİİRLERİ

    22 Eylül 1945

    Kitap okurum:
    içinde sen varsın,
    şarkı dinlerim:
    içinde sen.
    Oturdum ekmeğimi yerim:
    karşımda sen oturursun,
    çalışırım:
    karşımda sen.
    Sen ki, her yerde "hâzırı nâzır"ımsın,
    konuşamayız seninle,
    duyamayız sesini birbirimizin:
    sen benim sekiz yıldır dul karımsın...


    23 Eylül 1945

    O şimdi ne yapıyor
    şu anda, şimdi, şimdi?
    Evde mi, sokakta mı,
    çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı?
    Kolunu kaldırmış olabilir,
    - hey gülüm,
    beyaz, kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi...

    O şimdi ne yapıyor,
    şu anda, şimdi, şimdi?
    Belki dizinde bir kedi yavrusu var,
    okşuyor.
    Belki de yürüyordur, adımını atmak üzredir,
    - her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren
    sevgili, canımın içi ayaklar!..
    Ve ne düşünüyor
    beni mi?
    Yoksa
    ne bileyim
    fasulyanın neden bir türlü pişmediğini mi?
    Yahut, insanların çoğunun
    neden böyle bedbaht olduğunu mu?

    O şimdi ne düşünüyor,
    şu anda, şimdi, şimdi?..


    24 Eylül 1945

    En güzel deniz:
    henüz gidilmemiş olandır.
    En güzel çocuk:
    henüz büyümedi.
    En güzel günlerimiz:
    henüz yaşamadıklarımız.
    Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
    henüz söylememiş olduğum sözdür...


    30 Eylül 1945

    Seni düşünmek güzel şey
    ümitli şey
    dünyanın en güzel sesinden en güzel
    şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
    Fakat artık ümit yetmiyor bana,
    ben artık şarkı dinlemek değil
    şarkı söylemek istiyorum...


    1 Ekim 1945

    Dağın üstünde:
    akşam güneşiyle yüklü olan bir bulut var
    dağın üstünde.
    Bugün de:
    sensiz, yani yarı yarıya dünyasız geçti
    bugün de.
    Birazdan açar
    kırmızı kırmızı:
    gecesefeları birazdan açar kırmızı kırmızı.
    Taşır havamızda sessiz, cesur kanatlar
    vatandan ayrılığa benzeyen ayrılığımızı...


    6 Ekim 1945

    Bulutlar geçiyor: haberlerle yüklü, ağır.
    Buruşuyor hâlâ gelmeyen mektup avucumda.
    Yürek kirpiklerin ucunda uzayıp giden toprak uğurlanır.
    Benim bağırasım gelir: -"Pîrâye, Pîrâye!.." diye

  13. #13
    Gülşen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    21.07.2005
    Mesajlar
    290

    Standart

    Nâzım Hikmet Türk kültürünün bütün insanlığa armağan ettiği uluslarüstü bir değerdir.

    İnsan düşmanlarının amansız düşmanı, diyor Jean-Paul Sartre Nazım için. "Nâzım Hikmet'e Saygı" başlıklı yazısında...

    Hapishane dışında öldün, bu da çok şey." diyor Fransız şair Louis Aragon Nazım için...

    En sevdiğim satırlarından biri aşağıdadır

    BEŞ SATIRLA
    Annelerin ninnilerinden
    spikerin okuduğu habere kadar,
    yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
    anlamak, sevgilim, o bir müthiş bahtiyarlık,
    anlamak gideni ve gelmekte olanı.


    Finali Memleketimden İnsan Manzaraları'nın dizelerinde yerini bulan, "Açlık" ın o muhteşem tanımıyla yapayım...

    Hastane kâtibi eğildi Halil'e doğru:
    - Açlık," dedi,
    "açlık, hiçbir şey yememek değil,
    barsağı düğümlenene kadar
    yarma çorbası içmektir.
    Konu Gülşen tarafından (17.01.2007 Saat 14:25 ) değiştirilmiştir.
    Sadece Trabzonspor!

  14. #14
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Miraç Atalay Çiftçi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    02.03.2006
    Nereden
    İzmir
    Mesajlar
    7,177

    Standart

    HASRET

    Denize dönmek istiyorum!
    Mavi aynasında suların:
    boy verip görünmek istiyorum!
    Denize dönmek istiyorum!

    Gemiler gider aydın ufuklara gemiler gider!
    Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder.
    Elbet ömrüm gemilerde bir gün olsun nöbete yeter.
    Ve madem ki bir gün ölüm mukadder;
    Ben sularda batan bir ışık gibi
    sularda sönmek istiyorum!
    Denize dönmek istiyorum!
    Denize dönmek istiyorum!
    ----------------------------------------------------------------------

    HİÇBİR AĞAÇ BÖYLE HARİKULADE BİR YEMİŞ VERMEMİŞTİR

    Topraktan ateşten ve denizden
    doğanların
    en mükemmeli doğacak bizden...
    ..........
    ..........
    ......... ve insanlar ellerini
    korkmadan
    düşünmeden
    birbirlerinin ellerine bırakarak
    yıldızlara bakarak:
    -"Yaşamak ne güzel şey!"
    diyecekler;
    bir insan gözü gibi derin
    bir salkım üzüm gibi serin
    bir ferah
    bir rahat
    bir işitilmemiş şarkı söyliyecekler..
    Hiçbir ağaç
    böyle harikulade bir yemiş vermemiş
    olacaktır.
    Ve en vadedici
    bir yaz gecesi bile
    böyle sesler
    böyle inanılmaz renklerle
    sabaha ermemiş olacaktır..
    Topraktan
    ateşten
    ve denizden
    doğanların
    en mükemmeli doğacak bizden...

    Konu Miraç Atalay Çiftçi tarafından (17.01.2007 Saat 14:32 ) değiştirilmiştir.
    Trabzonspor kültürünü yaşa, yaşat, öğret...
    İşte BMN!*

  15. #15
    Misina - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    20.07.2006
    Nereden
    Trabzon
    Mesajlar
    6,676

    Standart

    Traktörlerle Türküler Geçsin Alt Başımdan Mezarlığın,
    Seher Aydınlığında Taze İnsan Yanık Benzin Kokusu

  16. #16
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Kaya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İzmir
    Yaş
    41
    Mesajlar
    25,832

    Standart

    Arkadaşlar uygun olmayan iletiler silindikten sonra başlık açılakcatır.

    Lütfen açılacak başlıkta tartışma yaratacak konulara girmeyelim. Bu konuların tartışılacağı pek çok site ve forum mevcut fakat yeri bordomavi.net değildir...

    Herkese iyi akşamlar...
    “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
    Malik bin Dinar

  17. #17
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Gürkan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    24.06.2004
    Nereden
    Samsun
    Yaş
    46
    Mesajlar
    6,375

    Standart

    VASİYET
    Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
    Ölürsem kurtuluştan önce yani,
    Alıp götürün
    Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni.

    Hasan Beyin vurdurduğu
    Irgat Osman yatsın bir yanımda
    ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
    kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.

    Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
    seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu
    tarlalar ortamalı, kanallarda su
    ne kuraklık, ne candarma korkusu

    Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz
    toprağın altında yatar upuzun,
    çürür kara dallar gibi ölüler
    toprağın altında sağır, kör, dilsiz.

    Ama bu türküleri söylemiştim ben
    daha onlar düzülmeden
    duymuştum yanık benzin kokusunu
    traktörlerin resmi bile çizilmeden

    Benim sessiz komşulara gelince,
    şehit Ayşe'yle ırgat Osman
    çektiler büyük hasreti sağlıklarında
    belki de farkında bile olmadan

    Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
    -öyle gibi de görünüyor-
    Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
    ve de uyarına gelirse
    tepemde bir de çınar olursa
    taş maş da istemez hani....

  18. #18
    omer61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2005
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    33
    Mesajlar
    853

    Standart

    Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
    -öyle gibi de görünüyor-
    Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
    ve de uyarına gelirse
    tepemde bir de çınar olursa
    taş maş da istemez hani....

    işte bu sözler bitirio beni yaaa.. örnek aldığım insanlardan biridir NAZIM HİKMET. iiki bize nasip olmuş iiki doğmuş..
    "Ben bir müzisyenim, ondan sonra biraz Karadenizliyim, ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim." Kazım KOYUNCU

  19. #19
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Taner Gündoğdu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    05.11.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    39
    Mesajlar
    2,780

    Standart

    M.Akif Ersoy ve Necip Fazıl Kısakürek ile ilgili başlıklar "ölüm yıldönümlerinde açılmak üzere" kapatılmış. peki o zaman bu başlığında kapatılması gerekmiyor mu? 15 ocakta anılıyorsa aradanda 2 gün geçmişse aynı sebeble bu başlığında kapanması gerekmez mi? aksi halde çifte standart olmaz mı?
    Ben Kuzeyin Oğlu, sen Bizans Torunu! Ben Asaletin Rengi, Sen Entrikanın Başkenti! Ben TRABZONUM, BİZ TRABZONSPORUZ!!!

  20. #20
    omer61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2005
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    33
    Mesajlar
    853

    Standart

    Alıntı golasaliyim Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    M.Akif Ersoy ve Necip Fazıl Kısakürek ile ilgili başlıklar "ölüm yıldönümlerinde açılmak üzere" kapatılmış. peki o zaman bu başlığında kapatılması gerekmiyor mu? 15 ocakta anılıyorsa aradanda 2 gün geçmişse aynı sebeble bu başlığında kapanması gerekmez mi? aksi halde çifte standart olmaz mı?
    bu başlığı zaten 16sında açabildim giremedim nete. bırakta bari 2-3 gün analım nazım ustamızı..
    "Ben bir müzisyenim, ondan sonra biraz Karadenizliyim, ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim." Kazım KOYUNCU

  21. #21
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Kaya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İzmir
    Yaş
    41
    Mesajlar
    25,832

    Standart

    Alıntı golasaliyim Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    M.Akif Ersoy ve Necip Fazıl Kısakürek ile ilgili başlıklar "ölüm yıldönümlerinde açılmak üzere" kapatılmış. peki o zaman bu başlığında kapatılması gerekmiyor mu? 15 ocakta anılıyorsa aradanda 2 gün geçmişse aynı sebeble bu başlığında kapanması gerekmez mi? aksi halde çifte standart olmaz mı?
    Mehmet Akif Ersoy'u ölümünün 70. yıl dönümünde benim açtığım başlıkta andık. Başlık hala da açıktır. Bu başlıkta 1-2 gün içerisinde açıldı ve kapatıması söz konusu değildir. Doğal olarak 10 gün sonra bu yazarın şiirleri bu başlığa değil "şiir"ler başlığına gönderilecektir...
    Konu Kaya tarafından (17.01.2007 Saat 22:32 ) değiştirilmiştir.
    “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
    Malik bin Dinar

  22. #22
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Taner Gündoğdu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    05.11.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    39
    Mesajlar
    2,780

    Standart

    tabi arkadaşım anmana hiçbirşey diyemem ama diğer başlığın kapatılma sbebine bakınca aklıma böle bir soru geldi! M.Akif'de 27 Aralıkta vefat etmişti. yani üzerinden sadece 20 gün geçti! bu durumda bizde onu saygıyla anmak isteriz... haksız mıyım?
    Ben Kuzeyin Oğlu, sen Bizans Torunu! Ben Asaletin Rengi, Sen Entrikanın Başkenti! Ben TRABZONUM, BİZ TRABZONSPORUZ!!!

  23. #23
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Taner Gündoğdu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    05.11.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    39
    Mesajlar
    2,780

    Standart

    @kaya
    açıklaman için teşekkür ederim...
    Ben Kuzeyin Oğlu, sen Bizans Torunu! Ben Asaletin Rengi, Sen Entrikanın Başkenti! Ben TRABZONUM, BİZ TRABZONSPORUZ!!!

  24. #24
    Misina - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    20.07.2006
    Nereden
    Trabzon
    Mesajlar
    6,676

    Standart

    Alıntı omer61 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    bu başlığı zaten 16sında açabildim giremedim nete. bırakta bari 2-3 gün analım nazım ustamızı..

    XXXXXXXXXXX

    Konu Kaya tarafından (17.01.2007 Saat 22:38 ) değiştirilmiştir.
    Traktörlerle Türküler Geçsin Alt Başımdan Mezarlığın,
    Seher Aydınlığında Taze İnsan Yanık Benzin Kokusu

  25. #25
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Kaya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İzmir
    Yaş
    41
    Mesajlar
    25,832

    Standart

    Misina yukarıda uyarımı yaptım. Uzatmayalım....
    “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
    Malik bin Dinar

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •