Trabzonspor 3 - 1 K. Erciyesspor | Maç Sonucu!

[DEEP BLUE]

Bulaşmaya bahane arayan biri. Sükût lazım...

Hocam, meşhur olmak herkesin hakkı... Neden elinin tersiyle itiyorsun arkadaşı?

[Samet GÜVEN]

Hoca ve takım bir taraftarı daha kaybetti. Trabzon tribünlerinin daimi üyesi olan teyze oğlu, dün maç 1-0 ken lanet olsun böyle eziyete diyerek stattan çıktı. Kendi sahamızda son sıradaki takımlara karşı ezik oynamayı artık kabullenmiyorum diyip, bu kafa değişene kadar maçlara gitmeyecekmiş.

Hemen başlayalım, öyle taraftar olmaz olsun, bu nasıl Trabzonsporluluk söylemlerine. Yalnız unutmayın renktaşlar, bu yörenin kimyasında bu ezikliği kabullenmek yok. Ben sonuca bakarım, böyle oynayalım da hep kazanalım yok. Ruhumuza ters. Kırma gurbetçiler kabullenebilir, onlara kimse bir şey demiyor da!

[Alika87]

öyle yada böyle ilerliyoruz, doğru...
Olcay Çakır'ın tespitlerinin hepsi doğru...

ama hocanın dedikleri çelişiyor!

erciyes maçı sonrası Mustafa Hoca dediki "Biz disiplinli oyunumuzu, kompakt yapımızı devam ettiriyoruz. Bir dönem Yunanistan Avrupa Şampiyonu oldu. Hiç kimse Yunanistan'ı beğenmedi ama Yunanistan Şampiyon oldu."

şimdi Hocam sen bunu dersen biz de sana sorarız yunanistan ne yaptı biz ne yaptık?

yunanistan 2004 avrupa şampiyonu olduğu zaman grup elemelerinde 8 maç 6 galibiyet 2 mağlubiyet aldı ve sadece 4 gol yedi yani maç başı 0.5 gol yemişler!

rakipleride kukesi falan değildi, ispanya ve ukraynaydı...

şampiyonada ise final de dahil 6 maç oynadılar ve 7 gol atıp 4 gol yiyerek şampiyon oldular. yani maç başı 0.67 gol yemişler! ispanya ile 1-1 kalıp ev sahibi portekizi 2 kez yendiklerini de hatırlatayım.

2004 serüvenlerinde yunanistan toplam 14 maç 10 galibiyet, 3 mağlubiyet, 1 beraberlik almış (galibiyet oranı %71.4) 15 gol atıp 8 gol yemiştir. yani maç başı 0.57 gol yemişler

şimdi gelelim Mustafa hocanın yunanistanı rol model aldığı Trabzonspor'umuza...

ligde 13 maç 13 gol yemişiz yani maç başı 1.00 gol yemişiz

avrupa liginde 5 maç 6 gol yemişiz yani maç başı 1.2 gol yemişiz

avrupa ligi elemelerinde 6 maç 3 gol yemişiz yani maç başı 0.5 gol yemişiz

ligde galibiyet oranımız %46.1

avrupada galibiyet oranımız %81.8

toplamda 24 resmi maç 16 galibiyet 4 mağlubiyet 4 beraberlik ile %66.67 galibiyet oranı
44 gol atıp 22 gol yiyerek de maç başı 0,92 gol ortalaması yakalamışız.


yunanistan o dönem ispanya, ukrayna, portekiz, fransa gibi takımlara karşı bu sonuçları almışken biz sadece denk yada güçlü olarak sayabileceğimiz lazio, bjk, fb ile oynamışız.

istatistik herşeyi göstermez doğrudur, ama Hocam eğer bir örnek veriyorsan o örneğin hakkını da vereceksin...

Simdi böyle bir hesap yapalim. Takim toplam 13 gol yedi ve 4 kere maglup oldu. O 4 maglubiyetlerde 11 gol yedik. Geri kalan 8 macta sadece iki gol yedik. Bu da mac basina 0,25 gol ediyor.

Bu takim oyun disiplininden düsmedikten sonra zor gol yiyor, ama düsünce gelen giden iki üc tane atiyor. Son haftalardir defansif acidan biraz bocaliyoruz, o da avrupa ligi ve dar kadrodan dolay oldugunu düsünüyorum. Ilk 10 haftayi düsünsek, kaybettigimiz maclar haric, rakip takim hep bizden fazla kostu, hep bizden fazla topa sahipti, ceza sahamiz etrafinda cirit attilar, ama 90 dk boyunca belki 1 yada 2 ciddi pozisyon bulabildi. Hocanin kompakt futbolu budur galiba

Iyi oynayip kazanirsin : Süper mutluluk
kotü oynayip kazanirsin: hafif mutluluk
iyi oynayip kaybedersin: hafif Üzüntü
kotü oynayip kaybedersin: Süper üzüntü

Ben oynanan futbolu begenmiyorum, ama hafif mutlulugu hafif üzüntüye tercih ederim.

[Faik Yılmaz]

Hoca ve takım bir taraftarı daha kaybetti. Trabzon tribünlerinin daimi üyesi olan teyze oğlu, dün maç 1-0 ken lanet olsun böyle eziyete diyerek stattan çıktı. Kendi sahamızda son sıradaki takımlara karşı ezik oynamayı artık kabullenmiyorum diyip, bu kafa değişene kadar maçlara gitmeyecekmiş.

Hemen başlayalım, öyle taraftar olmaz olsun, bu nasıl Trabzonsporluluk söylemlerine. Yalnız unutmayın renktaşlar, bu yörenin kimyasında bu ezikliği kabullenmek yok. Ben sonuca bakarım, böyle oynayalım da hep kazanalım yok. Ruhumuza ters. Kırma gurbetçiler kabullenebilir, onlara kimse bir şey demiyor da!

Sevgili Dostum....

Bende geçen yılki 1-0 yendiğimiz Kasımpaşa maçından sonra ilk kez bir maça gittim dün.....

Oynanan futboluda beğenmedim, taraftarın davranışlarınıda,hocanın hamlelerinide...

ama aldım çayımı elime çayımı yudumlarken maçımı izledim....tezahüratımıda yaptım bolca ama maçın genelinde rahattım...

güzel oynadığımı için değil tabi...

benim için günlük skorlardan ziyade takımın kurumsal kimlik edinmesi ve takımdaşlık duygusunun yerleşmesi daha önemli.....

çünkü bugün yenlirsin yarın yenersin....

1 hafta içinde 3 kritik maç oynadık..3 ünüde kazandık....

borç içinde yüzen klübümüze bu 3 maç sonunda hiç girmediyse 5 milyon tlden fazla para girdi...

Şenol Güneş zamanında Bursaya satılması an meselsi olan Yusufu 11 de oynarken görüyorum....

Kadir Keleş oynamaya başladı....

Mustafa Yumlu oynamadığı zaman eksikliği hissedilir hale geldi...

altyapıdan yükselen Kalecimiz A takımda şimdi.....Abdülkadirde arasıra oynuyor...

Yani altyapıdan oyuncular son 15 yıldır hiç oynatılmadıkları kadar değer görüyorlar.bizi asıl biz yapan altyapımızdır...

Avrupada işler çok daha iyi gidiyor... gruplara kalamaz , gruplardan çıkamaz denilen takım bugün grup liderliğine oynuyor...

Evet çok göze hoş gelen futbol oynamıyoruz bundan kimse memnun değil ama bence iyi yoldayız...

devre arası yapılacak 3-4 takviye ile belki şampiyonluk hayaldir ama ilk3e rahat girebiliriz diye düşünüyorum....

saygılarımla......

[Oğuzhan Turhan]

İyide istediğiniz futbolu oynayacak oyuncular bu takımda yok maalesef.
Orta sahamızda; Zokora, Colman, Adrian gibi oyuncular olduğu müddetçe bu takım hiç bir rakibine karşı oyun üstünlüğünü sağlayamaz. Elleri bellerinde anca gezip duruyorlar orta sahada. Yukarıda bir arkadaşın yazdığı gibi, Soner oyundan çıkınca orta sahada basan adamda kalmıyor.
Hal böyleyken, bu durumda hocayı eleştirmek bana insafsızlık gibi geliyor.
Bu adamları takımdan göndermeden kimse iyi futbol beklemesin. Ersun hocanın bir zamanlar tüm kadroya yaptığını, orta saha ve forvet mevkileri için yapıp; bu isimleri artı olarak alanzinho gibi adamları bu takımdan tez def etmeliyiz.

[DEEP BLUE]

MRA ve MRA'ın maç sonu demeçleri, futboldan soğumak için yeterli neden...

İlk hedefi puan toplamakmış bu abimizin... Zaten Yunanistan bile öyle yapmış... İyi, toplasın bakalım... Ancak bu basit matematiğin, sadece kendi cebi ve oyuncu kadrosunun cebi için değer taşıdığını anlaması mümkün görünmüyor... Bizleri, sadece toplanan puanların müptelası ''müşteriler'' zannedenler, tribünlere baksınlar... Biz müşteri değil, taraftarız... Puan dilencisi değil, futbolseverleriz... FUTBOLSEVER... Bilmem bir anlamı var mı...

[Taner Gündoğdu]

Simdi böyle bir hesap yapalim. Takim toplam 13 gol ve 4 kere maglup oldu. O 4 maglubiyetlerde 11 gol yedik. Geri kalan 8 macta sadece iki gol yedik. Bu da mac basina 0,25 gol ediyor.

Bu takim oyun disiplininden düsmedikten sonra zor gol yiyor, ama düsünce gelen giden iki üc tane atiyor. Son haftalardir defansif acidan biraz bocaliyoruz, o da avrupa ligi ve dar kadrodan dolay oldugunu düsünüyorum. Ilk 10 haftayi düsünsek, kaybettigimiz maclar haric, rakip takim hep bizden fazla kostu, hep bizden fazla topa sahipti, ceza sahamiz etrafinda cirit attilar, ama 90 dk boyunca belki 1 yada 2 ciddi pozisyon bulabildi. Hocanin kompakt futbolu budur galiba

Iyi oynayip kazanirsin : Süper mutluluk
kotü oynayip kazanirsin: hafif mutluluk
iyi oynayip kaybedersin: hafif Üzüntü
kotü oynayip kaybedersin: Süper üzüntü

Ben oynanan futbolu begenmiyorum, ama hafif mutlulugu hafif üzüntüye tercih ederim.

galibiyetleri ve mağlubiyetleri ayırıp yapılan gol ortalaması pek sağlıklı olmaz düşüncesindeyim. yani galibiyette yenilen gol ortalaması pek birşey göstermez. takım atınca iyi kapanıyor mu diyeceğiz ne diyeceğiz

eğer kompak futbol diyorsa Hoca, ki sanırım her bölgede her şartta aynı disiplinle mücadele demek istiyor, bu durumda takım bir gol yese dahi taviz vermemeli. eğer kapanıyorsan hakkını vereceksin, rakip elini kolunu sallayarak pozisyona girmeyecek.

rakiplere pozisyon vermiyoruz tespitinize tek cevabım her hafta maçın yıldızı anketini kontrol etmeniz

son cümlenize katılıyorum, hafif mutluluğu hafif üzüntüye tercih ederim. ama her hafta kabız olmak da sağlığa zararlı

[a f s]

Takımın top çalma anlayışını 'Onur nasıl olsa tutar, bize verir'den vazgeçip, 'doğru zamanda doğru koşular yaparak kazanma' ile değiştirmesi lazım.

[Samet GÜVEN]

Sevgili Dostum....

Bende geçen yılki 1-0 yendiğimiz Kasımpaşa maçından sonra ilk kez bir maça gittim dün.....

Oynanan futboluda beğenmedim, taraftarın davranışlarınıda,hocanın hamlelerinide...

ama aldım çayımı elime çayımı yudumlarken maçımı izledim....tezahüratımıda yaptım bolca ama maçın genelinde rahattım...

güzel oynadığımı için değil tabi...

benim için günlük skorlardan ziyade takımın kurumsal kimlik edinmesi ve takımdaşlık duygusunun yerleşmesi daha önemli.....

çünkü bugün yenlirsin yarın yenersin....

1 hafta içinde 3 kritik maç oynadık..3 ünüde kazandık....

borç içinde yüzen klübümüze bu 3 maç sonunda hiç girmediyse 5 milyon tlden fazla para girdi...

Şenol Güneş zamanında Bursaya satılması an meselsi olan Yusufu 11 de oynarken görüyorum....

Kadir Keleş oynamaya başladı....

Mustafa Yumlu oynamadığı zaman eksikliği hissedilir hale geldi...

altyapıdan yükselen Kalecimiz A takımda şimdi.....Abdülkadirde arasıra oynuyor...

Yani altyapıdan oyuncular son 15 yıldır hiç oynatılmadıkları kadar değer görüyorlar.bizi asıl biz yapan altyapımızdır...

Avrupada işler çok daha iyi gidiyor... gruplara kalamaz , gruplardan çıkamaz denilen takım bugün grup liderliğine oynuyor...

Evet çok göze hoş gelen futbol oynamıyoruz bundan kimse memnun değil ama bence iyi yoldayız...

devre arası yapılacak 3-4 takviye ile belki şampiyonluk hayaldir ama ilk3e rahat girebiliriz diye düşünüyorum....

saygılarımla......

Yazılarınızın çoğunu okurum üstat, dosdoğru söyler, yazarsınız genelde. Yalnız bu yazınızdaki iyimserliği bir türlü benliğime kabul ettiremiyorum. Sizi iyimserliğe itecek nedenler aşağıdan gelen gençlerimizin değer kazanmaları ve sonuçlardan başka bir şey olamaz. Onların haricinde gelecek inanılmaz karanlık. Bir Onur un her maçta yaptığı harika kurtarışlarından 1 er adet çıkaralım. Her maç puan kaybı. Bir insana bu denli yüklenilmez. Patlar. Böylesi bir kısmet bu kadar sürmez.

Ne mücadele, ne varyasyon, ne de gombak futbol adına geleceğe dair sizler kadar ümitli konuşmamızı sağlayacak şeyler olmaması bir tarafa Onura bir zeval gelmesi durumunda başımıza gelecekleri hayal bile edemiyorum.

Saygı benden üstat.

[Alika87]

galibiyetleri ve mağlubiyetleri ayırıp yapılan gol ortalaması pek sağlıklı olmaz düşüncesindeyim. yani galibiyette yenilen gol ortalaması pek birşey göstermez. takım atınca iyi kapanıyor mu diyeceğiz ne diyeceğiz

eğer kompak futbol diyorsa Hoca, ki sanırım her bölgede her şartta aynı disiplinle mücadele demek istiyor, bu durumda takım bir gol yese dahi taviz vermemeli. eğer kapanıyorsan hakkını vereceksin, rakip elini kolunu sallayarak pozisyona girmeyecek.

rakiplere pozisyon vermiyoruz tespitinize tek cevabım her hafta maçın yıldızı anketini kontrol etmeniz

son cümlenize katılıyorum, hafif mutluluğu hafif üzüntüye tercih ederim. ama her hafta kabız olmak da sağlığa zararlı

Tabi saglikli degil, ama üstüne bastigim nokta, bu takim oyun disiplininden düsmedikce, kolay kolay gol yemez, disiplinden düstügümüzde rakipleri davet ediyoruz gol atmaya. Bunu anlatmak icin ayirt ettim.

Onur iki top cikarsin, her zaman macin adami secilir. Mustafa Yumlu iki gol attiginda bile, Onur diyen bir cok arkadas vardi. Onur'u cok seviyoruz, o yüzden o oylama pek tarafsiz degil. Tabi muhtesem oynuyor Onur, ama bu kadar puani getiren sadece Onur degildir, takim cabasidir.

[a f s]

Drogbasız, Buraksız, Selçuksuz, ve de Sabrisiz Galatasaray ile aynı puandayız ve avrupada iyi durumdayız. Devre arasında takıma katılacak gerçek bir forvet ve ortasaha transferi ile daha iyi işler çıkarabileceğimizi düşünüyorum.

[Faik Yılmaz]

Yazılarınızın çoğunu okurum üstat, dosdoğru söyler, yazarsınız genelde. Yalnız bu yazınızdaki iyimserliği bir türlü benliğime kabul ettiremiyorum. Sizi iyimserliğe itecek nedenler aşağıdan gelen gençlerimizin değer kazanmaları ve sonuçlardan başka bir şey olamaz. Onların haricinde gelecek inanılmaz karanlık. Bir Onur un her maçta yaptığı harika kurtarışlarından 1 er adet çıkaralım. Her maç puan kaybı. Bir insana bu denli yüklenilmez. Patlar. Böylesi bir kısmet bu kadar sürmez.

Ne mücadele, ne varyasyon, ne de gombak futbol adına geleceğe dair sizler kadar ümitli konuşmamızı sağlayacak şeyler olmaması bir tarafa Onura bir zeval gelmesi durumunda başımıza gelecekleri hayal bile edemiyorum.

Saygı benden üstat.

Sevgili Dostum ,

Takımın kısa vadede geleceğiyle ilgili bende çok olumlu düşüncelere sahip değilim. Takımın borç yapısı ve kısıtlı kadrosu göz önünde tutulduğunda beklentilerimi çok üst düzeye çıkartmadım. Yani bu sene şampiyonluk ya da Uefa Kupasında çeyrek final yarı final gibi beklenilerim yok..Aksi olursada süpriz olur zaten....

Beklentilerim yüksek olmayınca başarısız sonuçlarda da fazla hayal kırıklığına uğramıyorum öyle diyelim....

Avrupa'da ve ligde şöyle ya da böyle her galibiyet bize maddi anlamda bir ferahlık sağlıyor..Bu anlamda seviniyorum sadece...

Yoksa kimse kusura bakmasın yarım forvetle Fenerbahçe , Gs ve Bjk ile yarışırız demek polyannacılığın nirvanası olur diye düşünüyorum....

bir yanda sow,kuyt, webo,emenike...

bir yanda burak,drgba-umut hatta snejder

diğer yanda henri,janko,emre.... hepsi toplam olarak yarım forvet bile değil....

aynı yer için mücadele edecekler diyenlere sadece gülerim....

yani ne oynanan oyundan, ne de yerimizden memnun eğilim ama ne derler " adım hıdır elimden gelen budur"...

bizimkiside o misal...

umarım meramımı anlatabilmişimdir....

saygılarımla ve hürmetle....

[Travelair]

Bence sorun şurada ki; endişe var. Hocanın konulara hakim olup olmadığı, yönetimin hakim olup olmadığı konularında. Taraftar diyor ki bu takıma çok ciddi reform gerek. Eğer Mustafa Hoca ve yönetim burda bazı iyimser kardeşlerimizin olduğu gibi bak oluyor işte Kadir, Zeki, Zeki, Henrique... derlerse o zaman sakata geliriz. Endişe bu. Trabzonspor kötü futbola alıştırılmamalı ve eski günlerine bir an önce dönmeli. Uzun süredir devam eden bu futbol iyidir aldanması altında akut hale gelmemeli!!

[Ahmet Kuru]

Bu takım ne zaman ki her maç ortalama 110 km koşar ozaman birşeylerin değişebileceğini söyleyebiliriz.
koşmadan,mücadele etmeden rahat maç kazanılmaz, zaten de kazanamıyoruz.
maç 2-0 olmuş ama hala daha diken üzerindeyiz...

Ben mustafa hoca nın gitmesi taraftarı değilim. Ama ligin ikinci devresinde özellikle, ara dönemde kondisyon mu depolar, kondiyonu para ile alıp futbolcularamı satar ne yapar bilmem ama birşeyler yapması şart...

[Travelair]

Düşünün bir, bir yarış otomobilinin şöför koltuğundasınız. İki de bir frene basıyorsunuz. Kaza yapmadım diyorsunuz. Yetmiyor sürekli ne kadar kaliteli fren balatalarınız olduğundan söz ediyorsunuz. Siz hız yapmıyorsunuz ki? O zaman fren balatası da işimi iyi yapıyorum zannediyor. Kardeşim bu kadro Trabzonspor'un kadrosu. Trabzonspor'un kadrosu şampiyonluğa oynar. Şampiyonluk için rakiplerinizle (Başa oynayan takımlarla) mücadele edebilecek, sonuç alacak futbolcularınızın olması lazım. Gardını al, ama yumruk çıkartamıyorsan nasıl sonuç alacaksın? Senden zayıf rakipleri bir şekilde geçip avunuyorsun diyelim 3 ukalalara karşı ne yapabiliyorsun?

Bu yüzden reform şart

[Samet GÜVEN]

Bence sorun şurada ki; endişe var. Hocanın konulara hakim olup olmadığı, yönetimin hakim olup olmadığı konularında. Taraftar diyor ki bu takıma çok ciddi reform gerek. Eğer Mustafa Hoca ve yönetim burda bazı iyimser kardeşlerimizin olduğu gibi bak oluyor işte Kadir, Zeki, Zeki, Henrique... derlerse o zaman sakata geliriz. Endişe bu. Trabzonspor kötü futbola alıştırılmamalı ve eski günlerine bir an önce dönmeli. Uzun süredir devam eden bu futbol iyidir aldanması altında akut hale gelmemeli!!

Endişenin ana sebebi kadro değil. Antrenör. Mesela cevabını çok çok merak ettiğim bir soru var. MRA hoca transferde tek yetkili olsa, ve istediğini alabilecek olsa, nasıl bir sisteme göre oyuncu alır ?

Takımı taraftarın düşündüğü gibi mi kurar, yoksa kendi mantalitesine göre mi yapar transferi ?

Şöyle bir takım oluruz herhalde. Yine rakibin topla oynamasına müsade eden, ancak rakibin kalemize gelmekte zorlandığı, ve çok iyi kontra uyguladığımız. Bu şekilde sonuca gittiğimiz. MRA hoca ile başka bir varyasyon göremiyorum. Pozitif oyun göremiyorum. En azından kendi endişem bu.

[Alika87]

Endişenin ana sebebi kadro değil. Antrenör. Mesela cevabını çok çok merak ettiğim bir soru var. MRA hoca transferde tek yetkili olsa, ve istediğini alabilecek olsa, nasıl bir sisteme göre oyuncu alır ?

Takımı taraftarın düşündüğü gibi mi kurar, yoksa kendi mantalitesine göre mi yapar transferi ?

Şöyle bir takım oluruz herhalde. Yine rakibin topla oynamasına müsade eden, ancak rakibin kalemize gelmekte zorlandığı, ve çok iyi kontra uyguladığımız. Bu şekilde sonuca gittiğimiz. MRA hoca ile başka bir varyasyon göremiyorum. Pozitif oyun göremiyorum. En azından kendi endişem bu.

Tabi kendi mantalitesine göre kuracak. Transfer'de ve oyun sisteminde taraftarin beklentilerine bakan hoca derhal istifa etmeli.

[Anıl C]

Endişenin ana sebebi kadro değil. Antrenör. Mesela cevabını çok çok merak ettiğim bir soru var. MRA hoca transferde tek yetkili olsa, ve istediğini alabilecek olsa, nasıl bir sisteme göre oyuncu alır ?

Takımı taraftarın düşündüğü gibi mi kurar, yoksa kendi mantalitesine göre mi yapar transferi ?

Şöyle bir takım oluruz herhalde. Yine rakibin topla oynamasına müsade eden, ancak rakibin kalemize gelmekte zorlandığı, ve çok iyi kontra uyguladığımız. Bu şekilde sonuca gittiğimiz. MRA hoca ile başka bir varyasyon göremiyorum. Pozitif oyun göremiyorum. En azından kendi endişem bu.

Hocam öngörülü konuşabilmek veya başka varyasyonlari da görebilmek için reşit hocayi birden fazla değişik kadro yapisinda görmek lazim.
Herhaldelerle farazi konuşarak birşey elde edemeyiz.

[Anıl C]

Bence sorun şurada ki; endişe var. Hocanın konulara hakim olup olmadığı, yönetimin hakim olup olmadığı konularında. Taraftar diyor ki bu takıma çok ciddi reform gerek. Eğer Mustafa Hoca ve yönetim burda bazı iyimser kardeşlerimizin olduğu gibi bak oluyor işte Kadir, Zeki, Zeki, Henrique... derlerse o zaman sakata geliriz. Endişe bu. Trabzonspor kötü futbola alıştırılmamalı ve eski günlerine bir an önce dönmeli. Uzun süredir devam eden bu futbol iyidir aldanması altında akut hale gelmemeli!!

Hocam endişe şayet taraftar da ise hangi malzemeyle neyin endişesi var?
Taraftar bence kendinden endişe etmeli ve şayet reform peşindeyseler önce kendi kafa yapilarinda reforma gitmeliler.

[A.Gökhan AKIN]

bir dahaki maça mümkünse

Onur
defans defans defans defans defans defans defans defans
defans
Anrüke

kadro ile çıkalım derim.. hem hocanın kompakt futboluna uyar!!

[Travelair]

Aslında dikkat ederseniz ben de "Hocanın konulara hakim olup olmadığı, yönetimin hakim olup olmadığı konularında endişe var" diyorum zaten

[Anıl C]

Aslında dikkat ederseniz ben de "Hocanın konulara hakim olup olmadığı, yönetimin hakim olup olmadığı konularında endişe var" diyorum zaten

Bende şunu soruyorum. Bu endişeye sahip olan kitle kim?
Bu kitle belirttiginiz gerekli olan reformu gerçekleştirebilecek etkinliğe, güce, kararliliğa sahip mi?
Çünkü ben ortada klavyeden hoca böyle, yönetim şöyle diyenlerin dişinda kimseleri göremiyorum

[Erbay]

Hayat toz pembe değil. İnsan da makine değil, duyguları var. Duygularımızı yenen zorluklar da yaşayabiliyoruz. Yaşlanınca annesini terk eden, ya da bu ay annemiz kimde kalsın diye birbirine düşen evlatlar var mesela. Örnek verdim. Anne en kutsal şey ama fiiliyata baktığımızda insan sevdiğine neler yapabiliyor. Taraftar bu oyunu sevmedi. "Ben Trabzonspor taraftarıyım herkes takımımın önünde eğilecek" seviyesinde bir ifade değil bu 'beğenmemek'. Ortada Trabzonspor var yahu, ama izlemiyor adam maçı işte. Sonunda o noktaya geliyor. Hele de yeneciğimizi biliyorsa, eminse, hiç izlemiyor. Bak özete en rahatı. İzleyip yenilmiş gibi sıkıntı mı çekecek.

Yendik işte daha ne istiyorsun...En son bizim taraftarımız için denmeli. Sağ bek, önlibero, koşu mesafesini falan geçtim artık. Kadro/performans oranı da beni ilgilendirmiyor. Karşımızda Erciyes hangi kadroyla mücadele ediyor, aha yine delirdim. Ziya Doğan döneminde yenilip futboldan soğuyorduk, şimdi yenip futboldan soğuyoruz. Futbolu seveyim, Trabzonspor'dan soğuyoruz.

Taraftar elbette o stadı her ne olursa olsun doldurmalı. Yazmak ne kadar kolay oldu ama. Her maça gidecek taraftar sayısı bellidir. Onlar, bak, zaten gidiyor maça. Önemli olan diğer kesim. Bir hafta, iki hafta, bir sezon, derken hoooopp yavaş yavaş kopmalar başlar.

UEFA'da gruptan çıkmayı garantilemiş bir takım havası var mı şu takımda, Allah aşkına? Stadda var mı? Yok? Bu taraftar başarıya yıllardır doymadığına göre sorun taraftarda mı bence hayır.

Kafamızdaki Trabzonspor bu değil. İstersek ligi 100 sene üst üste kazanalım, bu değil.


Bunlar sorunların %10'u falan. Gerisi canına yandığımın şike sezonu yüzünden. Ondan sonraki sezonlar sanki saçma sapan bir rüya görüp, "hee şimdi berbat bir rüya görüyorum birazdan uyanacağım o zamana kadar izliyim" demek gibi bir şey. Hani böyle gözünüzü ilk açtığınızda kendinizi kötü hissedersiniz. Sonra "Lan benim derdim, sıkıntım neydi ki Allah Allah" der hatırlamaya çalışırsınız ya. O işte.

[Travelair]

Bende şunu soruyorum. Bu endişeye sahip olan kitle kim?
Bu kitle belirttiginiz gerekli olan reformu gerçekleştirebilecek etkinliğe, güce, kararliliğa sahip mi?
Çünkü ben ortada klavyeden hoca böyle, yönetim şöyle diyenlerin dişinda kimseleri göremiyorum

Burasının internette bir forum sitesi olduğunu düşünürseniz bu normal. Yetkililerin bizi duyarak taleplerimize kulak vermesi gerekir. Pasif kaldığımızdan dolayı eleştiriyorsanız doğru; taleplerimizi, isteklerimizi, sesimizi teknik ve idari yönetimlere iletebilmenin yollarını aramalıyız. Ama dikkate alınmayacağımız, işlerine gelmeyecek olması ya da bana işimi mi öğretiyorsun tavrı ile karşılaşacağımız da muhtemeldir. Çözüm ne? Her kulvarda işin doğrusu için sözle, yazıyla, fiille mücadele etmek. Kimin ne kadarına gücü yetiyorsa

[odyseuys]

Düşünün bir, bir yarış otomobilinin şöför koltuğundasınız. İki de bir frene basıyorsunuz. Kaza yapmadım diyorsunuz. Yetmiyor sürekli ne kadar kaliteli fren balatalarınız olduğundan söz ediyorsunuz. Siz hız yapmıyorsunuz ki? O zaman fren balatası da işimi iyi yapıyorum zannediyor. Kardeşim bu kadro Trabzonspor'un kadrosu. Trabzonspor'un kadrosu şampiyonluğa oynar. Şampiyonluk için rakiplerinizle (Başa oynayan takımlarla) mücadele edebilecek, sonuç alacak futbolcularınızın olması lazım. Gardını al, ama yumruk çıkartamıyorsan nasıl sonuç alacaksın? Senden zayıf rakipleri bir şekilde geçip avunuyorsun diyelim 3 ukalalara karşı ne yapabiliyorsun?

Bu yüzden reform şart

yönetimin ve teknik heyetin öncelikle uzun vadede kazananın sadece iyi futbol olacağını idrak etmesi gerekir. şu dönemde bizim oynamaya çalıştığımız (ben oynayabildiğimizi dahi düşünmüyorum) anti futbol, belli dönemlerde belli takımlar için başarılı sonuçlar vermiş olsa da (en çok yunanistan örneği zikredilir bu konuda) bu başarı kesinlikle sürdürülebilir değildir, pratik olarak olmamıştır da.

ben uzun süredir aynı iddiadayım, hocamızın her defasında sahada oynanan oyundan memnuniyetini dile getirmesi yıllarını futbola vermiş bir teknik adam için temsil ettiği futbol anlayışını ortaya koyan önemli bir referanstır. açıkçası, hocanın eline dünya yıldızlarından kurulu bir kadro da verilse oynatacağı futbol, anlayış olarak sahadakinden öteye gitmeyecektir. daha iyi kadroyla sadece anti futbolu daha iyi oynatacaktır hocamız.