Uzun bir süredir orta saha oyuncularımızın değersizleşmesi durumu söz konusu.
Şu periyotta elimizden geçen oyuncular ve beğenmediklerimiz uzun bir listeyi kapsıyor. Colman, Sapara, Soner, Bourceanu, Adrian, Zokora, M'bia, Ekici. Şimdiyse Sosa, Kucka, Onazi...
Bu beğenilmeyenler listesine son dönemdeki artan performansından sonra herkesçe beğeni toplayan Okay'ı da ekleyebiliriz aslında. Forumda uzun süredir eleştirilen insanların başında geliyor kendisi.
Yukarıda saydığım ve saymadığım isimler içinde tabii ki Trabzonspor kalibresinde bulunmayacak bir sürü futbolcu var ancak asıl sorunun senelerdir sistemsizlik olduğunu çok iyi biliyoruz.
Rıza Çalımbay ile yeni bir yola çıktık. Kendisini gerçekten tebrik ve takdir ediyorum çünkü son yılların en yüksek puan ortalamalarından birini yakalayıp harika bir çıkış yaptırdı takımımıza. Ancak galibiyet sarhoşluğuna aldanıp da bas bas bağıran eksiklerimizi görmezden gelmek mümkün değil. Bu bağlamda, bana kalırsa orta sahamızın bu denli etkisiz olması ve yükselen bir grafik çizememesi oyunun merkezden oynanmaması. Bunla paralel olarak kısa pas oyununu tercih etmiyor olmamız.
Şenol Güneş'in Beşiktaş'ta 2.5 senedir ortaya koyduğu işlerin tümü orta saha hakimiyetinden dolayı gerçekleşmiştir. Buna paralel olarak ne gibi hatalar yapıp, ne gibi kayıplar yaşadıysa da bunların da sebebi orta sahada yaptığı tercihlerdir. 2015-16 senesinde Beşiktaş'a öyle müthiş bir pas oyunu oturtmuştu ki sahada adeta sırıtan bir oyuncu yoktu. Şimdilerde yerin dibine sokulan fakat benim halen verim alınabilecek bir oyuncu olduğunu savunduğum ve istatistik olarak da Trabzonspora ilk yarı için gayet iyi bir katkı sağlamış olan Olcay Şahan bile o Beşiktaş kadrosunun içinde pas bağlantısında müthiş kritik bir önem arz ediyordu.
Rıza hocanın elinde Burak Yılmaz gibi bir koz oluşu büyük şans. Bu yetenekli ve golü bilen bir bitiriciyle çalışamıyor da olabilirdi şu an. Kendisine oyun sistemi hakkında tek sitemim de bu yönde zaten. Burak'ın varlığından dolayı kısa pas oyununu terk etmemeli. Topa sahip olmaktan vazgeçmemeli. Her maç bireysel odaklı goller bulmaktansa, oturmuş bir sistemde sahadaki 11 oyuncunun 6'sından gol katkısı almayı tercih ederim.
Oyunu şu anda stoperler ve santrafor-kanat arasındaki şişirme toplarla oynuyoruz. Takımımız kısa pas odaklı çalışmalara önem vermediği ve bu anlamda bir sistem oluşturamadığı için topun yerden oynanıp temponun belirlenmeye çalışıldığı dakikalarda müthiş bocalıyor, sahada alan paylaşamıyoruz. Galatasaray maçı, rakibin tempoyu belirlemeye çalıştığı bir maç olarak müthiş bir örnektir. Rakibin yüksek tempo tercihi, orta sahada inanılmaz bir dinamizm gösterme çabaları Rıza hocanın hızlı alan geçişlerine, oyuncularımızın da üstün performansıyla yenik düştü.
Ancak bu durum her zaman böyle olmayacak. Takımların gücümüzden çekinip üstümüze gelmediği, 11 kişiyle ceza yayında konuşlandığı anlar da gelecek. İşte öyle durumlarda oyunu ancak merkezden yapılacak pas oyunlarıyla çözebiliriz. Rıza Çalımbay, stoperlerini etkin kullanıp yüksek toplarla hızlı alan geçişi denemek yerine, orta sahalarını kullanıp takıma doğru alan paylaşımıyla beraber kısa pas oyununu çalıştırırsa elbette başarılı olacaktır çünkü teknik kapasitesi (özellikle pas anlamında) yüksek bir kalitemiz var.
Orta sahalarımızın her sene silik görünmesi bu yüzdendir diye düşünüyorum ben. Eğer sahada devamlı alan parselleyen ve doğru koşular yapan bir takım görürsek, işte o zaman elimizdeki Kucka, Sosa, Yusuf'un verimini artırıp, işleyen bir çark izleyebiliriz. Şenol Güneş'in Beşiktaş'a uyguladığını uygulamak çok da zor değil...