Katılıyorum.
Ayder'i maalesef bitirdiler. Hiç bir özelliği kalmadı...
Hayat danarlarımızdan biri olan yaylalarımıza beton bina yapılmasını istemiyoruz! Parası çok olanlar gitsin başka yere ev yapsın. 2800 metre rakımlı ve yılda sadece 1 ay gelip kalınan bir yere hangi akla hizmet 4 katlı bina yaparsınız? Bir Allah'ın kulu da "Kardeşim ne yabayisun?" demez mi? Biz 4 katlıyı bırakın tek katlı bile olsa İstanbul'daki gecekondu misali evleri yaylalarımızda görmek istemiyoruz.
BUNU İSTEMİYORUZ!
BUNU İSTİYORUZ
Trabzon aşkımız çukurda biriken yağmur suyu değil ki güneşte kurusun; deniz misali buharlaşıp yağmur misali akar Ağasar vadisinden tekrar aşağı, olur kocaman kara bir deniz...
Katılıyorum.
Ayder'i maalesef bitirdiler. Hiç bir özelliği kalmadı...
tahtadan evin güzelligi bir baska anlamiyor bu millet
[T][S]
Kardeş fazla oluyorsun ama)) Bildiğim kadarı ile artık izin verilmiyor. Yakın zamanda ahşap kaplama zarureti de getirilecek. Sadece yaylalarmı? Senede bir ay kalacağı köye 6 katlı apartman dikenler var. Üstelik benim akrabalım
Trabzonspor taşralı olmaktan gelen ezikliğin, merkez karşısında ikinci derecede veya gölgede bırakılmış olmaktan sıyrılmak isteyen kompleksli yaranma tutumunun değil, otantik inisiyatifin sembolüdür İsmet Özel
Bunu birde o evlerde yaşayanlara sormak lazım.!
Özkan SÜMER
Yanlış hatırlamıyorsam bunun yasası vardı?
Trabzon aşkımız çukurda biriken yağmur suyu değil ki güneşte kurusun; deniz misali buharlaşıp yağmur misali akar Ağasar vadisinden tekrar aşağı, olur kocaman kara bir deniz...
Artık yaylalardaki yapılaşma ruhsata bağlıdır,
Yani,yaylalardaki yapıların ruhsatlı olması gerekmektedir,ilgili belediye veya valiliklerden ruhsatı olmıyan yapılar masrafı yapı sahibnden alınmak kaydıyla yıkılıyor.
Yapmanız gereken çok basit,eğerki sizleri rahatsız eden bir yapı var ise en yakın birime şikayet edin.
Son ağaç kesildiğinde,
Son nehir kirlendiğinde,
Son balık avlandığında, İşte O zaman paranın yenmediğini anlayacaksınız...
Kaybetmekten korkma; birşeyi kazanman için bazı şeyleri kaybetmelisin. Ve unutma; Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin.
Detaylı bilgi ise sanırım ekim ayında TBMM de tartışılarak yasal düzenlemeler yapılacak.
Yaylaları korumak zorundayız
Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafız Özak, Karadeniz Bölgesi’nin geleceğinin yaylalarda olduğunu belirterek, yaylaların mutlaka korunması gerektiğini ve bu konuda kararlı olduklarını belirtti. Köyler ve Yaylalarda Yerleşme ve Yapılaşma Sorunları ve Çözüm Önerileri konulu toplantı, Trabzon Valisi Nuri Okutan, Giresun Valisi Mustafa Taşkesen, Rize Valisi Kasım Esen, Gümüşhane Valisi Enver Salihoğlu ile Samsun, Ordu, Bayburt ve Artvin vali vekillerinin katılımıyla Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak başkanlığında DSİ 22. Bölge Müdürlüğü'nde yapıldı. Bakan Özak, elde edilen sonuçları Meclis'e taşıyacağını ve kırsal alanlardaki yapılaşma konusunda yeni bir yasal düzenlemeye gideceklerini söyledi. Amaçlarının yıkmak değil, güzelleştirmek olduğunu dile getiren Bakan Özak, “Yaylalardaki kaçak yapılaşmaların' önüne geçmek amacıyla Ekim ayında TBMM'de kanuni düzenlemelere gideceğiz. Kötü yapılaşmayı yıkmak yerine, düzeltmek istiyoruz" dedi. Bakan Özak, kırsal kesimdeki yapılaşmanın hem kötü görüntü oluşturduğu hem de afet riskine karşı dayanıksız olduğunu belirterek, “Köylerimizde önemli yerleşme ve yapılaşma sorunlarımız olduğunu biliyoruz. Kırsal yerleşmelerimizde mevcut yapı stokumuz afet risklerine karşı dayanıksızdır. Yöresel özelliklerden giderek uzaklaşan yapılaşma, köylerimizi betonlaştırmaktadır. Kırsal alandan kentlere olan göç nedeniyle kentsel alanların kırsal alanlar aleyhine büyümesi ve ekonomik durumu iyi olan vatandaşlarımızın köylerde ikinci, hatta üçüncü konut edinme talepleri, bu sorunları artıran faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Karadeniz bölgemiz özelinde ise köylerimizin yanı sıra yaylalarımız da yapılaşma problemleri ile karşı karşıyadır. Bu yaylalarımızın bir kısmı orman alanları, bir kısmı da meralarda yer almaktadır. Hükümetimiz döneminde Mera Kanunu'nda yapılan bazı değişiklikler ile sorunların bir kısmını çözdük. Geri kalanları ise bu sorunlar daha da büyümeden, hem doğal ve ekolojik değerlerimizi koruyarak, hem yöresel mimari özelliklerimiz ve yaşam alışkanlıklarımızı koruyup geliştirerek tedbirler almak, gerekirse idari, mali ve hukuki düzenlemeler yapmak durumundayız" diye konuştu. Bölgenin geleceğinin yaylalarda olduğunu ve bu nedenle buraların mutlaka korunması gerektiğini vurgu yapan Bakan Özak, açıklamasını şöyle sürdürdü: “AMACIMIZ; PROBLEMLERİ TESPİT ETMEK VE ÇÖZÜM BULMAK "Amacımız, kırsal alanlardaki yapılaşmanın durumunu ortaya koyup problemleri tespit etmek ve çözüm bulmaktır. Küresel ısınmanın tartışıldığı günlerde, yaylaların önemi artmaktadır. Büyüklerimiz bu yaylaları çok yoğun olarak kullandı. Şimdi yaylalarımız yöresellikten, ulusallığa ve uluslararası boyuta ulaştı. Konaklama, ulaşım ve hukuki sorunlar var. Bu nedenle buralara bir çeki düzen vermek lazımdır. Yaylaları kapatmak doğru değil ama buna da bir önlem almak gerekiyor. Bu konuda bir takım sorunlar çözüldü. Bu toplantı da Trabzon, Rize, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Artvin ve Ordu valileri ile sorunları ve çözüm önerilerini tartıştıktan sonra çözüme yönelik görüşlerimizi açıklayacağız. Ekim ayında bu konuda yasal düzenlemeleri yapmak için çalışmalara başlayacağız. Bu konuda fikri altyapı oluştu. Ama bunun yanında eğitimin olması gerekir. Başbakanımıza bu konuda yapılan çalışmaları dile getirdik. Çok memnun olduğunu ifade etti. Köy ve yaylalardaki binalar giderek betonlaşıyorlar. Kentsel alanların kırsal alanlar aleyhine gelişmesi sorunları arttırmakta. Bir kısmı orman alanları içinde, bir kısmı da meralarda yapılıyor. Doğal ve ekolojik dengeleri koruyarak, doğayla uyumlu binaların yapılması gerekiyor. Sorunun çözümü için her türlü imkanı seferber edeceğiz. Bu sorunun çözümünde çok hızlı ve kararlı olarak hareket edeceğiz. “YAYLALARIN DOĞAL GÜZELİĞİNİ KORUMAK ZORUNDAYIZ” Bölge valilerini dinleyerek sorunlar hakkında ayrıntılı bir dosya hazırladıktan sonra bu dosyayı Ankara'ya getirerek soruna çözüm noktasın da kanuni düzenlemelerde bulunacağız. Görüntü kirliliğini engelleyecek yapılaşma olmasını istiyoruz. Onlara yardımcı olmak istiyoruz. Hemen yıkılacak, yakılacak denmesi doğru değil. Kaçak yapılar yıkılmayacak, iyileştirilecek. Halka diyeceğiz ki al sana proje, şunu yap diyeceğiz. Belki orada arsa satışı yapacağız. Belli bir plan dahilinde yapacağız. Yaylasal dönüşüm olabilir. Biz yıkmak taraftarı değiliz. Bu yaylarının doğal güzelliklerini de korumak durumundayız.”
Son ağaç kesildiğinde,
Son nehir kirlendiğinde,
Son balık avlandığında, İşte O zaman paranın yenmediğini anlayacaksınız...
Kaybetmekten korkma; birşeyi kazanman için bazı şeyleri kaybetmelisin. Ve unutma; Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin.
Dünyanın en güzel yerlerinin başında gelir bizim yaylalarımız.. Buda doğal güzelliğinden kaynaklanmaktadır..
Kimse bu doğal güzelliği bozamaz.. Bozmamalı.. Herşey doğal haliyle güzeldir..
Mesela bizim yaylamıza elektrik getirmişler.. Buda ayrı bir mesele.. Doğal hali böylede bozulabiliyor..
~ Yüzümüzün yüreğimizle beraber gülümsediği an’ dır mutluluk. ~
Bırakın Yayla'yı köylermizide bile karşıyım betonlaşmaya.Halamın oğlu kardeşler paylaştıktan sonra babadan kalan evin önündeki harmana hilkat garibesi gibi 2 katlı bir beton yığını yaptırmıştı.Eski mütevazi ve tarihi evin yanında ne kadarda iğrenç duruyordu.Ne kadarda kızmıştım kendisine.
Yaylada betonlaşmaya kesinlikle hayır.Gerekirse kampanya organize edilsin.İmza destek ne gerekiyorsa bmn yanında olur sanıyorum böyle bir faaliyetin.
Beklemeyi bilen amacına ulaşır. JOSEPH DE VILLELE.
Nereye gitsek kurutuyoruz....
Sonrada bir yasa çıkarıyoruz..Yıkımlar falan..
Her şey karmakarışık ülkemde
EĞİTİM ŞART!!!
Yaylalarımızda sadece betonlaşma değil, çarpık yapılaşmanın her türlüsü mevcut...şöyle ki, herkes evinin önüne yol vurup ortada çimen mimen bırakmamış, güzelim yaylalarımız çimen değil artık toprak kokar oldu...
küresel ısınmaya karşı karadeniz ; avantajını çok iyi kullanmalı diyen yetkililer neredeler acaba ?
yaylalar sit alanı gibi korunmalı şu dönemde bence... orada da bulamayacaksak huzuru memlekete gittiğimizde; neye yaradı karadenizliliğimiz...
ben şahsen yaylaya çıkacağım günlerin hayali ile geçiriyorum ankaradaki ayları..
hayal kırıklığına uğramak istemiyorum hiç bir konuda
lütfen duyarlı olalım...
*Gamze Melâl Tokay
Rize'de uzaktan bir akrabamız yeşilikler içinde bulunan bir evini yıkıp yerine daha katlı apartman yaptırmayı düşünüyordu. Evi anlatmama çok fazla gerek yok. Tipil bir Karadeniz evi. Sağolsun Rize Belediyesi yetkilileri duruma müdehale ederek "bu ev yıkılır mı?" diyerek izin vermediler...
İşini hakkıyla yapan yöneticilere ihtiyaç var.
en azından dış yüzeyi tahta olmalı....
iç yüzeyi beton olabilir çünkü yayla evlerini bilenler sadece tahta olan evlere türlü türülü hayvanın rahatça girebildiğini ve insanları her yönden rahatsız ettiğinide bilirler.....
ama dış yüzeyi tahta olabilir Uzungöl deki evler ve diğer yapılar gibi....
Ne mutlu Türk olana değil , Ne mutlu Türk'üm diyene !
"Cahilin karşısında kitap gibi sessiz ol." Mevlana
Tek hayalim köyüme kat kat apartman yapanlara inat Trabzon evi diye bilinen evlerden yapmak.Gerçi aşağıdaki resim biraz abartı olmuş ama
Konu LazAnisT tarafından (04.09.2008 Saat 12:25 ) değiştirilmiştir.
Oh oh bizde kalırız artık Süleyman...Adını da BMN konağı koyarsın
Trabzonspor taşralı olmaktan gelen ezikliğin, merkez karşısında ikinci derecede veya gölgede bırakılmış olmaktan sıyrılmak isteyen kompleksli yaranma tutumunun değil, otantik inisiyatifin sembolüdür İsmet Özel
o senin dediğin taş konak olması gereken türküde dediği gibi şu olmalı : "burası baba evudur tahtaları kevidur."
Yaylacılık kalmadı sanki..
Varsa yoksa tatil.
Bir de sanki güç gösterirsi..
Herkes "En büyük ev benim olsun" mantığı ile uğraşıyor..
Yakında betonarmeden de geçeriz.
En azından gökdelenler dikilmesin diye feryad ü figan eyleriz....
Sadece yaylayla sınırlı kalmayalım köylerimize artık krolar plaza yapmaya başladılar ama plazaların bir özelligi var dışı cam degil kırmızı biriket sıvası boyası yapılmamış olanından birde çatı kapanmayacak ve filiz şeklinde kolonlar bırakılacak....
Şakayı bırakalım tüm karadeniz sahil şeridi ve yaylalarımız köylerimiz ilçelerimiz filistinde afrikada bile olmayan bir mimari anlayış ile inşa edilmeye talan edilmeye devam ediliyor...
Yemyeşil cennetin ortasında çürük diş gibi sırıtan binalar....
Artık tüm muhtarların tüm belediyelerin tüm valilerin bir araya gelerek bu talana bu yagmaya bir dur demesi gerekiyor...
Bu yaz köyüme gittim köyümü tanıyamadım içim burkuldu şaşırdım aptallaştım..
Millet her buldugu yere apartman dikiyor...
Profesyonelleşemeyen Kurumsallaşamayan hiç bir kurumun başarılı olabilmesi mümkün degildir!!!(spartaküs)
bu konu hakkında cok ciddi yasaklar var ... öncelikle başbakan son 5 yıl içinde yapılmış tüm evler yikılacak dedi.
ve evi olanlarada yaslar getirildi
1: ağır yapılmak zoruda
2: ineği olmayan yaylada ev yapamıyo (muhtardan ineği var yazısı alıyosun)
3: evinin ağır katını taştan yapacaksın
4: ağır katı, normal kat, cadı katı olarak yapılacak .
5: evin diş cephesi kesinlikle ağşap olacak
6: 70 m2 den büyük olmayacak
7: varsa dere veya su kaynaklarından mumkun olduğunca uzak olacak
8: catısı kesinlikle saç olmayuacak eskitilmiş kremit veya taş olacak
9: bahceni citle veya beton duvarla cevirmeyeceksin
10: kesinlikle araç yolu açmayacaksın
11: jandarmadan ve muhtardan izin kağıda alacaksın
12: başkasının yaylasına yapamıyosun (muhtar ve komşularında rıza alıyorsun)
13: vaar olan evini yıkıp yenisinide yapamıyorsun vaarolan evde tadılat yapabiliyorsun ama kurallar içinde
bunun gibi bir kaçtane daha şartları var ama başta da söylediğm gibi başbakan 5 yıl içinde yapılan tüm evler yıkılacak dedi 5 yıldan eski olanlar ıcınde bazı zorunluluklar getirdi.
ama kimsenın umrunda değil şu anda bizim yaylada en az 10 tane inşaat var .
not:en ufak bir şıkayette jandarma hemen damlıyo
__________________SÜRMENE'Lİ______________________
Bu fotodaki ahşap evler zamanla yıkılıp gidiyor. Beton ev yapmak isteyen vatandaş daha kalıcı olduğu için bu yolu seçiyor ama zararını düşünmüyor. Ahşap ev'i sağlam bir ağaçtan yapacaksın sorun da çıkmayacak.. ''en büyük ev benim olsun'' mantığı almış başını gidiyor.. inşallah çok geçmeden bu yanlışın farkına varırlar..
yaylaya gittiğimde bende bu vahşete tanıklık ediyorum ve de üzülüyorum..
Konu Sacit tarafından (04.09.2008 Saat 14:12 ) değiştirilmiştir.
kesinlikle katılıyorum... Betonlaşma beton...
Şafak olmuş comolokko
Mehmet_Mercanlı kardeşim. Kabul edersin ki bizde çocu kanun sadece çıkarılmak için vardır. Uygulanmak için değil!
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)