Kapatırım abi.
Milyonlarca insanı bir dertten kurtarırım.
Diyelim ki Karun kadar zenginsin, Trabzonsporu satın aldın ve kulübün bütün borçlarını bir kalemde kapattın. Elinde hiç borcu olmayan ve kullanabileceği neredeyse limitsiz parası olan Trabzonspor Kulübü var.
Neler yaparsın, düşündüklerini gerçekleştirdiğinde ortaya nasıl bir kulüp çıkar.
Unutma, maddî kaynak sorunun yok...
7
"Her fikri savunma hakkın yoktur. Bilgi temelli fikri savunma hakkın vardır. Hiçkimse câhil kalma hakkına sâhip değildir." Harlan Ellison
Kapatırım abi.
Milyonlarca insanı bir dertten kurtarırım.
Gutta cavat lapidem non vi sed sæpe cadendo.
SmartSelect_20191226-174958_Samsung Internet.jpg
Trabzonspor'u kapatalım da vatandaş birbirini mi eleştirsin
2010 - 2011 sezonu emeklilerini toplarım. Şikenin dibine vurup şampiyon olurum. Kupayı da meydan parkının ordaki kenefe koyarım. Her gelen Kemal Sunal gibi ben zamansız gelen paranın... desin diye
" Ben, bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem; o işe neler engel olur, diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı, iş kendi kendine yürür. "
İnce Zeka --> Sadri Şener --> Yıldırım Demirören
İnce Zeka --> Ağaoğlu --> Alt Yapı Fetişizmi
Böyle distopyalar da var tabii... Alacak trabzonu vuracak kırbacı vuracak kırbacı
OMAE WA MOU SHINDEIRU...
Snickers yerim
Trabzonspor’un tarihinde buna benzer mağlubiyetler çok az da olsa vardır. -Abdullah Avcı
Uzun vadede ne yaparım bilmiyorum ama ilk olarak sözüm ona taraftar liderlerini toplarım, yeni isminiz bu derim, kabul etmeyeni de tribüne almam, o isimden başka tek bir pankart astırmam.
Liseli çocukları toplayıp tribüncülük oynamakla olmuyor bu işler.
Bu Trabzonspor'un satılması muhabbetinde anlamadığım bir nokta var, kulüp satılırsa, ödenen para kimin cebine giriyor ?
Yanlış anlıyorsam düzeltin lütfen ama Trabzonspor'un bir sahibi yok ki, sahibi olmayan birşeyi nasıl satabilirsiniz, veya satın alabilirsiniz.. ?
Mesela Başakşehir'i, Kasımpaşa'yı, Göztepe'yi, ne bileyim Hekimoğlu FK'yı satın alabilirsiniz, çünkü sahipleri var. Verirsiniz parayı, pazarlık yapar satın alırsınız. Ama Trabzonspor'u kimden satın alcaksınız, parayı kime ödeyeceksiniz ?
Merakımdam soruyorum, başlıktaki konudan bağımsız, işin bu yönünü de konuşabiliriz bence...
İnadına Trabzonspor !
İşi ile değilde siyasi kimliği ile gündeme gelen herkesi kovarim.
Ali yazar Veli bozar
Direkt kapatır bütün Trabzonluların duasını alırım.
yerel basını tesislere ve stada giriş yasağı koyarım.
çok net.
Trabzonspor'u zaten satın almışlar!
Bize Her Yer TRABZON!
Trabzon Bir Sevda
Trabzonspor Bir Destan ...
basta taraftar gruplarini lav eder sonra yerli basini antremanlara bile almam hatta gerekirse takimi baska yere tasirim
Yardimci Hoca dan asla Td olmaz. (Tecrübesini cök yasadik)
Asbaskan dan da Baskan olmaz ( onu da yasiyoruz)
Hükümeti ve damatlarının, Trabzonspora ait her binanın girişine üzerine çarpı koyulumuş fotoğraflarını asar. Girişlerini katiyyen yasaklarım.
Böylece durduk yere teknik direktör kovamazlar.
Durup durup kavga kıyamet çıkartırım.
YA DIŞINDASINDIR ÇEMBERİN YA DA İÇİNDE YER ALACAKSIN.KENDİN İÇİNDEYKEN KAFAN DIŞINDAYSA ÇARESİ YOK KARDEŞİM.
Bu camiaya Aykut Kocaman ile Aziz ikilisi layık.
2011 yılında şike yoktur diyen namussuzdur...
Kulübe yeni katılan çaycısından yöneticisine, teknik direktöründen futbolcusuna kadar her bir kişiyi bütün kulübün katılacağı hoşgeldin yemeği ile karşılardım. Kulüpten ayrılanlar için de ister kendi ayrılmış olsun ister kulüp göndermiş olsun; ister başarılı olmuş olsun, ister sıfır katkı yapmış olsun - yüz kızartıcı bir suçu olmadığı sürece - güle güle yemeği ve teşekkür plaketi ile uğurlardım. Bu çok temel insanî zerâfeti algılamaktan uzak hödük yöneticim varsa direkt kapı önüne koyardım. Yönetim kademesindekiler benden en az toleransı gören kişiler olurdu.
Ve tabii ki çalışanla, yönetenle bir sorun yaşarsam meselenin çözümü için ekranları, mikrofonları aslâ kullanmazdım.
Konu TekfurÇayır 61 tarafından (31.12.2019 Saat 17:40 ) değiştirilmiştir.
7
"Her fikri savunma hakkın yoktur. Bilgi temelli fikri savunma hakkın vardır. Hiçkimse câhil kalma hakkına sâhip değildir." Harlan Ellison
ilk yapacağım iş futbol ekolü belirlemek olur. dünya futbolundaki mevcut ekolleri sentezlerim. sonra bu sentezi fiziksel ve zihinsel yapımızı dikkate alarak ülke futboluna göre şekillendiririm. örnek vermek gerekirse savunma hattı alman ekolü gibi ilk dakikadan son dakikaya kadar kontrolü asla kaybetmeyen sert ve disiplinli olurken ileri uç oyuncuları savunmadan farklı olarak bağımsız olur çünkü biz ülke olarak fazla disiplini sevmeyiz fakat tutkuluyuzdur ve genel anatomik yapımız brezilyalılar gibi kıvraktır, ayrıca pratik zekalıyızdır tüm bu özelliklerimizi kullanırım. hücum oyuncularımın karar kalitesini artıracak top ayağındayken yapacağı tercihleri geliştirecek idmanlar yaptırırım. karar kalitesi çok çok önemlidir. orta alan ise geçiş bölgesidir hem savunma hem hücum özelliklerinden izler taşır. son olarak trabzonun yerel mimarisini dikkate alır şehrin iklimini tıpkı yemeğin tuzu baharatı gibi üzerine serperim. tüm bunlardan sonra ortaya teknik/taktik açıdan ne oynayacağı ne tür oyuncular yetiştireceği belirli bir takım çıkar. sürdürülebilir ekonomi ve sportif başarı için hem yetiştirici hem yarışmacı kulüp hüviyetine çeviririm. altyapı ağırlıklı kadrom olur çünkü altyapısından çıkan oyuncuyu izlemek insanlara şampiyonluktan daha fazla haz verir. bu oyuncuları yetiştirecek profesyonelleri arar bulurum. altyapı oyuncularını fiziksel yetenekleri kadar zihinsel özelliklerine göre de değerlendiririm. kısaca bir üretim tesisini kurmak için ne yapılması gerekiyorsa yapar ve futbolcu üretirim.
Bu baslik Ganita'da olmaliydi. Herseyde Genel'de olmamali.
Bazı insanlar, seninle sadece boş zamanlarında konuşurlar. Bazı insanlar ise seninle konuşmak için zamanını ayırırlar.
Elazığ'lı.
trabzonsporun çok sayıda sahibi var, kiminin hissesi az kiminin çok. bu hisseler iki ana gruptan oluşuyor. %51 dernek ve %49 halk.
kulüp 2005 yılına kadar %100 dernek statüsündeydi. atay aktuğ döneminden itibaren halka arz edildi borsada işlem görüyor. ben %49 luk halk tarafındayım. bu tarafta hem benim gibi taraftarlar hemde futbol umurunda olmayan yatırımcılar var. bizden farklı olarak bu arkadaşların ts li olup olmamasının önemi yok paranın dini imanı olmaz, istikrar ve doğru yönetim görürse kulübün iyi yönetildiğini anlarsa yatırım yapar. o kap açıklamaları bu taraftakiler için yapılır. bizim taraf böyle açık ve nettir.
gelelim dernek hisselerini elinde tutan ve karmaşık olan tarafa: gerçekten de muallaktır. kim ne kadar hisseye sahip bilmiyorum. %51 hisseyi ellerinde tutup bizim %49 luk kısmı da yönetirler. yöneten hep onlardır bizim söz hakkımız yok. başkan adayları onlar arasından çıkarılır. onlar aday gösterir, onlar genel kurula oylattırır, onlar seçtirir, onlar yönetir onlar hesap vermez... böyle saçma bir durum var. a.ağaoğlu, iho, usta vs. hepsi o taraftadır. yönetim kurulları diğer kurullar herşey onların elindedir.
biz trabzonlular fazlasıyla dominantız. türkiyenin her şehrine yayılmış ve her yeri istila etmişiz. 7. göbekten büyük büyük dedemin şalpazarından çıktığı 200 yıla yaklaşmış ama hala şiveye kadar trabzonlu kalmışız. sakaryada özellikle 4 ilçeyi küçük trabzona çevirmişiz. demem o ki böyle bir mayaya böyle bir şehre tek takım az geliyor. trabzon ve trabzonlular kendi içinde rekabet etmeli. bu şehre en az 1 takım daha gerekli. ve sadece trabzonda yaşayanların olmalı.
Evet çok doğru ama sonuç olarak sorduğum soruya cevap veremiyor bu durum.
Yani bir işadamının cebinde 500milyon doları olsa, Trabzonspor'u satın almak istese, bu parayı kime verecek ? Bu sorunun cevabını bilen yok galiba. Yani tartışıyoruz ama neyi tartışıyoruz farkında değiliz.
Arkadaşın da dediği gibi hisselerin %49'u borsada, bu da demektir ki isteyen gidip satın alabilir. Ama bu %49'un tamamını da satın alsanız takımı yönetemiyorsunuz, yani çok bir anlamı yok. Sadece takıma maddi anlamda, kar-zarar çerçevesinde ortak olmuş oluyorsunuz, bir nevi yatırım yapıyorsunuz.
Diğer %51 ise derneğin. Şimdi bu hisseyi satın almak isterseniz derneğe mi para vereceksiniz ? E zaten derneği satın alıyorsunuz bir anlamda. Sonuçta dernek gerçek kişi değil, tüzel kişi.
Sonuçta, Trabzonspor'u satın almak isteseniz bile kimden satın alacaksınız, parayı kime ödeyeceksiniz ben anlamış değilim. Bu soruma cevap vereni de göremedim daha.
Göztepe, Osmanlı, Başakşehir, Kasımpaşa hatta Hekimoğlu Trabzon örneklerine bakmak lazım, nasıl olmuş. Benim anladığım bu kulüpler tam olarak satın alınmamış, daha çok borçlarıyla devrolunmuş. Bir nevi, aslında kulüpler kapanmış, iflas etmiş de, birisi borcunu felan yüklenmiş hayrına. Ya da bana öyle geliyor. Bu durumda Trabzonspor'un satılması pek mümkün görünmüyor pratik olarak...
Şunu da ekliyim, kişisel görüşüm, bundan 20 yıl sonra takımlarımızın hepsi bir şekilde satılmış olacak, veya patronu olan takımlar birinci ligde yer alacak. Kasımpaşa, Başakşehir, Göztepe gibi takımlar süper ligi oluşturacak, ve patronlar kendi paraları olduğu için ligin değerine sahip çıkacaklar, taraftarlara hoş görünmeye çalışmayacak.
Burada dört büyük kulübün durumu çok kritik. Ben hiçbirinin böyle bir gelecek için hazırlık yaptıklarını sanmıyorum... Ama mevcut durumu sürdüremeyeckleri de gerçek. Ya artık ligin zirvesini Göztepe Başakşehir gibi takımlara bırakacaklar, ya iflas edip alt liglere düşecekler, ya da takımın satılmasına izin verecek alt yapıyı oluşturacaklar. Hazırlıksız yakalanan küme düşer. İddialı bir laf diyebilirsiniz ama yazıyorum şuraya, önümüzdeki 10 yıl içinde, dört büyüklerden bir tanesi küme düşecek.
İnadına Trabzonspor !
trabzonspor borsaya açılmadan önce çok sayıda anonim şirket kurdu. futbol aş, sportif aş, tekstil üretim aş, telekomünikasyon aş, elektrik üretim aş, 1461 trabzon aş.
gerekli yasal düzenlemenin yapıldığını varsayalım, satın almak isteyenin muhatabı bu şirketlerdir. mesela futbol aş. nin sahibi kulüp derneğidir. ahmet mehmet isimlerin önemi yok, sen parayı ver onlar aralarında taksim ederler. bu sayede kulübün %51'ine sahip olursun, ortada dernek falan kalmaz. diğer %49 un sahibi ise sportif aş. dir, borsada hisseleri alınıp satılan şirket budur. arzu edersen borsadan hisseleri alırsın.
@simenli-54 Aynı fikirdeyiz, ben bütün altyapı hocalarını, altyapı scoutlarını yurtdışından işlerinde başarılı olanların arasından getirirdim, yanlarına da işin eğitimini almış gençleri yetişmeleri için koyardım. Şehrin bütün ilçelerine, belki köylere kadar altyapı için spor sahası oluştururdum. Sâdece futbol için değil, bir çok spor branşı için tarama yapar yeteneklere göre eğitim verirdim. Futbol takımına mutlaka 4-5 çok üst düzey yabancı futbolcu alırdım. Bir de çocuk esirgeme kurumunu pilot altyapı kaynağı yapar, buradaki bütün çocukların hem eğitimini, hem beslenmesini üstlenir her birini yeteneklerine göre değerlendirirdim, spor dallarına yeteneği olmayanların da masör, malzemeci, hakem, sağlık görevlisi gibi yan alanlarda kendilerine yer bulmalarını sağlardım.
Asıl olarak başka şeyler yapmak için kulübü bir araç olarak kullanırdım. Tabii araç olarak kullanabilmem için öncelikle kulübün çok başarılı olması, dünyâca tanınır, tâkip edilir hâle gelmesi gerekir. Buna göre çalışırdım.
7
"Her fikri savunma hakkın yoktur. Bilgi temelli fikri savunma hakkın vardır. Hiçkimse câhil kalma hakkına sâhip değildir." Harlan Ellison
bunu yapmak icin zengin olmana gerek yok, yani iki degisken yok sadece trabzonspor baskani olman yeterli...zaten trabzonspor baskanlarinin birinci onceligi yukarida yazilanlar olmali...
bu arada teorik olarak baskan olmak yeterli olsada, gercekte baskan olmak icinde neler gerekli o da ayri bir tartisma konusu tabi...
ıslak imza....
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)