Toplam 5 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 5 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Deniz Komando

  1. #1

    Üyelik tarihi
    26.10.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    40
    Mesajlar
    178

    Standart Deniz Komando

    İnternetten derlenmiştir.

    1960 larda, II.Dünya Savaşı ve özellikle Kore Savaşından alınan dersler arasında komünist (SSCB/Çin) ordularının uyguladığı savaş doktrinine karşı (özellikle bunların sayısal üstünlüğü ve "kitle saldırılarına" karşı) "sinsi" teknikler kullanan harp tarzının askeri değeri ağırlıkla ortaya çıkmıştı.NATO ülkeleri, kısa bir süre içinde kendi Özel Kuvvetlerini (bundan sonra Special Forces - SF yada Special Operation Forces - SOF) göreve sokmaya başladılar: Amerikan ve Avrupa SF'ları ya bu hedefle doğdu yada tekrar teşkilatlandırıldı.(SAS,SBS,COMSUBIN ve Légion Etrangère).Genelde bu özellikleri taşıyan birlikler, stratejik nitelikleri nedeniyle 80li yıllarının sonlarında başlayarak "daha yüksek bir karar seviyesinde" yer almak üzere Genelkurmay Başkanlıklarına bağlandı.
    Dünya çapında organize edilmiş Ilk sualtı taarruz elemanları II Dünya Savasinda İtalyan Kraliyet Dz. Kv. bağlı olarak görev yapan "Gamma Birliği" oldu.Bu küçük grup, komutan J. Valerio Borghese tarafından komuta edilmiş, özellikle İngiliz olmak üzere birçok hedefi başarıyla vurmuş ve en önemlisi, şimdi bile kullanılan birçok taktik ve tekniği (örnek olarak şimdiki Swimmer Delivery Vehicle, SDV'lerin meşhur"babasi" Maiali -sonra Ingiliz Chariot) geliştirip kullanmıştır. Kisa bir süre sonra US "Özel dalgıçları" (UDT - Underwater Demolition Team) Atlantik ve en çok Pasifik sahnesinde olmak üzere devreye girmiş ve birçok çıkarmadan önce sahil devriye ve keşif işlevlerini yerine getirmişti. Vietnam savaşı sırasında UDT'lerin kabiliyetlerinden istifade edilip gemi ve sahil tesislerine baskınlar düzenlenmiş, ihtiyaç gereğince bazı UDT personele karaya yönelik eğitime ağırlık vererek SEAL timleri oluşturulmuştur.

    Türkiyede bu konuda gelismeler çok daha yakin zamanlara dayanıyor:

    ilk SAT grubu 1963 yilinda ABD'den (San Diego) gelen UDT/SEAL kursu öğretmenlerinin İskenderun yakınlarında açtığı ve yürüttüğü kurstan mezun olan personel ile oluşmaya başladı.ilk ismi Sualtı Komando (SAK) olmakla beraber SAT (Sualtı Taarruz) Grup
    Komutanlığı olarak Kurtarma ve Sualtı Komutanlığına (KSK) bağlıydı. 1974'de SAT Grup Komutanlığı (GK) kuruluş değiştirerek Donanma Komutanlığı emrine girdi, ancak Gölcük civarinda uygun yer olmadığından tekrar KSK altına döndü. SAT Grup, Kıbrıs harekatı sırasında ilk defa hedef sahili çıkarma öncesi teftiş ederek aktif görev aldı.

    Vietnam Savaşı boyunca her sene iki Türk timi, Amerikalıların Vietnam"da kullandığı taktikleri, silahları öğrenmek üzere Amerika"ya gitmiş,gerilla savaş taktikleri, ileri marin keşif, su altı silahları konularında eğitim almışlardır.
    Bu arada, Amerikalılara bataklık eğitimini Türk SAT"ları öğretmiş.Bu ziyaretler sırasında, daha dünyanın hiçbir yerinde bilinmezken Amerika"nın kullandığı "beyaz fosfor" denilen ve 800 bilye atan mayınlar, silahlar, patlayıcılar Türkiye"ye getirilmiştir.Sonunda, Amerika ile başa çıkabilecek dünyadaki çok ender timlerden biri yetişmiştir.

    Kuruluş şekilleri izah edilen SAT timleri günümüzde bile pek tanınmamaları ve görev ayrımları medya tarafindan genellikle doğru olarak
    yapılmadığı için SAS/SAT olarak beraber anılmış, hatta EOD ve UDT olarak değişik görevli değil de, yanlış şekilde tamamen birbirine alternatif iki grub gibi tanıtılmıştır.

    SAS GK'nin ABD'deki karşılığı EOD (explosive ordinance disposal) timleri olup, ilk defa II.Dünya Savaşı sonrasında halkın güvenliği için tehlike arzeden patlamamış mermi, mayın,torpido gibi maddeleri etkisiz hale getirmek için kuruldu.Bugunde benzer gorevlerı yapmaktadırlar.

    SAT HER ZAMAN HER YERDE

    Komutanın son konuşması

    Sevgili …. dönem Sualtı Taarruz (SAT) kursu mezunu arkadaşlarım.
    Bugün SAT kursunuzun son günü.
    Birazdan, brove töreninizle beraber SAT ihtisasınıza sahip olacaksınız.
    Hepinizin SAT ünitlerine tayinleri çıkmış durumda; meyil izinlerinizi takiben yeni görevlerinize katılacaksınız.
    Bizler, en iyi şekilde yetişmeniz ve SAT ihtisasına layık birer subay/astsubay olmanız için elimizden geleni yaptık.
    Kursa başladığınızdaki mevcudunuza göre sadece çok az bir kısmınız bu güne ulaşma başarısını gösterdi.
    Hepinizi yürekten kutluyoruz, bu büyük başarı sizlerin, size inanan ve destek verenlerin, birbirinizle dayanışmanızın ve takım ruhunuzun eseri.Sizler, kurs süresince uyguladığımız bütün yoğun psikolojik ve fiziki baskılara dayandınız.Tüm eğitmenleriniz, meslek yaşamınızda karşılaşabileceğiniz her türlü zorluğu bu sekiz ay boyunca sizlere yaşatmaya çalıştı.
    Çok soğuklarda mücadeleyi, aşırı sıcakları, fiziki sınırınızın son noktasını görmeyi, aklınızın olanaksız dediklerini yapabilmeyi, güvenmeyi, bazen de güvenmemeyi, dostluğu ve kardeşliği bu kursta tattınız.

    Artık sizler, dünyayı yerinden oynatmak için sadece bir dayanak noktası arayan usta askerlersiniz.
    Başınızı dik tutun ve göğsünüzü gere gere söyleyin ki, sizler artık SAT ihtisasına sahip birer savaşçısınız.
    Hepinizin şu anda, belki de hayatınızım en önemli anını yaşadığını, başarılması çok güç bir işi layıkıyla yerine getirmenin hazzını tattığınızı biliyoruz.Bizler için de ne mutlu bir gün ki, siz değerli arkadaşlarımızı SAT ihtisaslı birer asker olarak karşımızda görüyoruz.
    Hepinizi tekrar tebrik ederiz.
    Sekiz ay boyunca bizler size SAT olmanın her gereğini öğretmeye ve yaşatmaya çalıştık.
    Sizler de buna fazlasıyla karşılık verdiniz.
    Sen Özcan; Temmuz sıcaklarında yaptığımız uzun mesafe koşuları sırasında, kaç kere çelme takılıp düşürüldüğünde ayağa kalktın ve yine koştun; kaç kere kulağına bu işi beceremeyeceğini ve bırakıp gitmeni haykırdığımızda, "hayır hocam;
    başaracağım, bırakmayacağım hocam" dedin ve devam ettin.
    Sen İsmail; IBS şişme botlarla yaptığımız eğitimlerde, başınızda taşıdığınız bot yetmezmiş gibi bir de bizler tepenize çıktığımızda gıkını bile çıkarmadan o yorgun halinde koştun.
    Sen Zeki; 40 metre derinlikte tüpünü kapattığımda havamı seninle paylaşacağımı sanmıştın, oysa ben sana hava vermediğimde panik yapmadan arkadaşının havasını kullandın ve sağ salim satha ulaştın.
    Sen Cenk; kısacık boyuna bakıp, "bu adamdan da SAT olur mu?" dediklerinde inat ettin, yılmadın ve o ufak tefek halinde 90 kiloluk eğitmenlerini sesini çıkarmadan sırtında taşıdın.
    Sen Hasan; yemeden önce ağzında canlı canlı tuttuğun sevimli kurbağanı kaçırdığında, sana ceza olarak verdiğimiz yüzlerce şınavı hiç itirazsız çektin.

    Cehennem haftasında, gecenin bir yarısı silah ve bomba sesleri ile uyandırıldığımızda gözlerinizdeki endişe ile karışık sevinci görmediğimizi mi sanıyorsunuz? Ya da CUMA günleri kaykay'ları suresince, yüzünüzde acının yanı sıra oluşan tatlı tebessümleri? Sizler başardınız. SAT kursunun gereği olan tüm bu zorlukları başarı ile geçtiniz. Artık sizler de Silahlı Kuvvetlerimizin ve Türkiye' nin gözünde seçkin bir konuma sahipsiniz.
    Ancak sizlere belirtmek istediğimiz son bir husus daha kaldı. Kurs boyunca tüm hedefiniz, SAT kursunu sağlımen bitirebilmek, bugün ulaştığınız mezuniyet gününü görebilmekti. Bu nedenle, her ne kadar bizler size SAT olmanın, takım olmanın ruhunu vermeye gayret etsek de, o heyecan ve endişe içerisin de bu ruhu tam olarak kavrayamamış olabilirsiniz. Sizler ancak, birazdan aşağıda açıklayacağımız herhangi bir olayı ruhunuzun en derin noktasında hissettiğiniz gün SAT OLACAKSINIZ.

    SAT Grup Komutanlığı personeli ile çıktığınız ilk toplu koşu ya da yüzme eğitiminde, sonunda hiç bir ceza ya da ödül olmadığı halde, kimsenin ikinciliğe bile razı olmadığı, herkesin birincilik için mücadele ettiği o tatlı rekabeti gördüğünüzde,
    Gideceğiniz ilk kara birliklerine sinsi taarruz eğitiminde, yağan yağmur, kilometrelerce yol ve saatler boyu süren beklemeye aldırış etmeksizin elinizdeki plaketi birlik sınırlarından içeri bırakmaktan duyduğunuz hazzı hissettiğiniz de, Sualtından sinsi taarruz eğitimi icra ederken, gecenin kör karanlığı, uykunun en tatlı saatlerinde, altınızda yüzlerce metre su, yanınızda dalış arkadaşınız ve belli belirsiz fosforuyla bir pusulanın peşinde, bir gemi karinası ararken kendinize, ben kimim, burada ne yapıyorum, saat kaç gibi sorulan sormaya ve yine de bundan zevk almaya başladığınızda,Me Guire eğitimi sırasında Helikopter ile yerden kalktığımızda ve yükseklik hayatınıza son verecek irtifaya geldiğinde, sizi tutan dağ ipinin bakımını yapan SAT'ların hayatınızda ne kadar önemli bir yeri olduğunu anladığınız ve her zaman birbirinize sıkı sıkıya güvenmeniz gerektiğini gördüğünüzde,Bir denizaltı eğitiminde kaybolan arkadaşınızın, bir gün mutlaka geri döneceğine inandığınız da,Hepsi sizin birer parçanız olan SAT kardeşlerinizle bir düşman sahilinin keşfini yaparken başınızın üzerinden top mermileri uçuştuğunda,Teröristlerin kaçırdığı bir gemide rehin kalan insanların hayatlarını kurtarmak için silahınızın namlusuna ilk merminizi sürdüğünüzde,Ülkenizden çok uzaklarda, hiç bilmediğiniz denizlerde, ülkenizin gençlerini zehirleyecek esrar ve eroini taşıyan bir gemiyi ele geçirmek üzere ilk adımınızı attığınızda,Güle oynaya bindiğiniz uçaktan gözünüzde yaşlarla inip, paraşütü açılmayan arkadaşınızın na'aşını kucakladığınızda,Karadeniz' in azgın sularında, zifiri karanlıkta denizaltı satıh yaptığında bir
    arkadaşınız eksik olduğunu fark ettiğiniz de,Görevden evine dönemeyen arkadaşınızın ailesine haber verme görevi size verildiğinde,
    Yoğun geçen bir atış eğitimi sonrası, kulaklarınızda tatlı bir uğultu, elinize sinen barut kokusu ve silah yağını koklamaktan zevk aldığınızda,
    Ülkenizin menfaatlerini ve toprağını korumak için çıktığınız bir kara parçasındaki düşman bayrağını Türk bayrağı ile değiştirdiğinizde,40 metre derinlikte bulduğunuz bir helikopter enkazındaki arkadaşlarınızın cansız bedenini satha getirdiğinizde,
    İnsanlar sizden kahraman diye bahsettiğinde "sadece görevimizi yaptık" diyebildiğinizde,Ailelerinizle tatlı bir tatil akşamı geçirirken, aldığınız telefonla birliğe yeni bir göreve çağrıldığınızda ve evden ayrılırken ailelerinizin yanaklarına kondurduğunuz öpücüklerin belki de son olduğunu düşündüğünüzde,Çağrı cihazınız hiç susmadığında,Bir denizaltı güvertesinden SDV (Sualtı intikal Vasıtası) ile ayrılıp 12 saat
    sualtında kaldıktan sonra tekrar denizaltı ile buluşup hala tebessüm ettiğinizde,Bir futbol maçının başka hiçbir yerde SAT Grup Komutanlığı futbol sahasındaki kadar sert oynanamayacağını, çünkü o sahada top oynayanların kaybetmeye hiç tahammülleri olmadığını gördüğünüzde,SAT' ların görev aldığı herhangi bir olayı kaçırdığınızda içiniz içinizi yediğinde, En ufak tefek gözüken bir SAT'ın bile yeri geldiğinde içinde bir volkan barındırdığını ve her an patlamaya hazır olduğunu bildiğinizde,Kanınızdaki adrenalin seviyesinin ilk yükselişinde, bundan zevk almaya başladığınızda ve SAT olmanın dışında hiçbir mesleğin size bu duyguyu yaşatamayacağını anladığınızda,
    Operasyona giden bir helikopter tam havalanmak üzereyken kapısını yumruklayıp göreve yetiştiğinizde ve ateşin tam orta yerinde olma ayrıcalığını kaçırmadığınız için sevindiğinizde,10.000 feet yükseklikte açılan bir uçak rampasından güle oynaya kendinizi boşluğa bırakıp kuşlar gibi süzüldükten sonra Keçilik futbol sahasına indiğinizde,SAT Grup Komutanlığı'nda geçirilen her günün mesai değil macera olduğunu
    anladığınızda,Sizinle aynı işi yapabileceklerini iddia edenlere sadece tebessüm edecek hoşgörüye sahip olduğunuzda,Tetik parmağınızın, bir ülkeyi savaşa sokacak kadar fazla güç barındırdığını fark ettiğinizde,

    Ve sevgili kardeşlerim, bütün bunları paylaşan bir avuç insanın hayatlarının birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğunu ve kimse size söylemese de çok özel askerler olduğunuzu gördüğünüzde SAT olacaksınız, SAT.

    "KOLAY GÜN DÜNDÜ"
    Konu t-sat tarafından (02.04.2008 Saat 10:56 ) değiştirilmiştir.
    When I go home people'll ask me, "Hey Hoot, why do you do it man? What, you some kinda war junkie?" You know what I'll say? I won't say a goddamn word. Why? They won't understand. They won't understand why we do it. They won't understand that it's about the men next to you, and that's it. That's all it is.

  2. #2

    Recep Çaltepe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.06.2004
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    3,278

    Standart

    Ellerine sağlık.

    Allah yardımcınız olsun, dualarımız sizinle.

  3. #3
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Badaloğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    51
    Mesajlar
    17,223

    Standart

    Su Altı Taruz (SAT) ve Su Altı Savunma (SAS), bu iki birliğin yaptıkları eğitimleri yakından gören, onlarla beraber (figüranda olsak) çok az eğitim yapan, onlarla beraber futbol maçları yapan biri olarak; Allah düşmanlarımıza acısın diyorum da başka bir şey demiyorum...

    SAT komandoları ile ilgili size bir anımı anlatayım.Her ne kadar askerlik anıları bitmez ama konusu olduğu için yazayım dedim.Bir gün bize taruz eğitimi verdiler.Dediler ki: bu gece eğitim var, sızma olacak.Yani SAT'lar ile SAS'lar gece karanlığında bizim birliğe sızmaya çalışacaklar.Komutanımızda her tarafa nöbetçi dikti, hazır kıta'yı alarma geçirdi.Bize o gece uyku yok!...Bekliyoruz güya düşman (mecazi anlamda) SAT'lar birliğimize sızacaklar Bizde hazır onları yakalayacağız.Hayaller kuruyoruz, SAT yakalrsak birlikte kahraman olacağız

    Tabi bizden başka diğer birliklerde de aynı eğitim var.Özllikle İstanbul boğaz komutanlığı çok önemli...Komutanlık binası rıhtımın üzerindedir.Yani denize sıfırdır.O gece SAT'lar denizden yüzerek birliğe girmişler...Komutanın koltuğunda oturmuşlar.Haliyle boğaz komutanlığının askerlerinin tüm çarşı izinleri iptal edildi...

    Bizim birlikte o gece çok bekledik, hatta makara bile yaptık.Korktular gelemediler, her tarafta nöbetçimiz var geyiği yapılırken gecenin bir yarısı birden baktık ki; kamaranın kapısı açıldı içeri yüzü gözü kapkara boyalar içerisinde tabiri caiz ise dalyan gibi kapılardan sığmayan hiç tanımadığımız bir yaratık girdi.Hepimiz irkildik! Ama kendisi o kadar rahat bir tavır sergiliyordu ki; sanki bizi tanıyormuş gibi davranıyordu.Bu arada bu estantane yaşanırken uzaklardan bir ''duuuuur, duuuuurr'' sesleri duyduk, ardından bu ''duuuur'' seslerinin sahibide içeri girdi.O bizim nöbetçilerden biriydi.SAT komndosuna ''sana dur diyorum, neden durmuyorsun?'' diye söyleyince; hepimiz koptuk...

    Bize güldü, omuzunda o zamana kadar görmediğim bir sialahla ''komutanınız nerede?'' dedi.Bizde içerde dedik.Tabi bizim komutanımızın arkadaşı imiş'de bizim çarşıları kurtardık.


    Gene bir başka gün, lumbarağzında (birlik giriş kapısı) bir arkadaşım nöbetçi idi.Bende hemen karşısında benzinlikte nöbetçiydim.Poyrazköy-harmantepe kışlasında ilk zamanlarımız yani usta birliğinde biz daha acemiyiz, en alt kura biziz.Hava yağışlı,puslu, iç karartan bir hava var...Nöbetimizin bitmesini iple çekiyoruz.Pazar günü bir an evvel gidip istirahat etmek istiyoruz.Sonra bir ara karşı tarafımız ormanlıktı o taraftan bize doğru gelen bir gurup asker gördük.10-15 kişi var bunlar, belkide daha fazla şimdi sayıyı hatırlayamadım.Hepside Subay-Astsubay SAT komandoları bize doğru geliyorlar.Ama biz bunları tanımıyoruz.Sonradan SAT olduklarını öğreniyoruz.

    Bizim lumbarağzındaki Tuncay denen arkadaş G-3 tüfeğini bu guruba çevirdi ve ''duuuuur'' diye bağırdı.Bende o taraf bakıyorum ama ne oluyor? bu çocuk ne yapıyor? diye olayı çözmeye çalışıyorum. Baktım bizim Tuncay, ısrarla ''duuuuurr'' diye bağırıyor.Ama bize doğru gelen gurup, bu ''durr'' ikazını tınlamıyor bile...Hemde bizim arkadaşada gülüyorlar.Yaklaştıkca dedimki herhalde şimdi dururlar.Ama nerdeeee? adamlar ısrarla geliyorlar.Ve gelirkende Tuncay'a şunu söylediler''Sen tek başına bu kadar adamı durdurabileceğini mi zannediyorsun?'' deyince bende jeton düştü.Bu adamlar normal değil dedim.Tuncay'da onlara güldü ''Komutanım ne yapayım, ben bu dur ihtarını çekmek zorundayım, bende biliyorum hepinizle değil tekinizle bile baş edemem ama bunu yapmak zorundayım'' dedi, hepsi güldü...

    Gelen SAT'lara baktım adamarın omuzlarına kadar çamur içerisindeler.Yüzleri gözleri gözükmüyor.Meğerse 1 haftadır dağ, bayır dolaşıyorlarmış, yani eğitim.Doğadan bulduklarını yiyorlarmış, bizim oradanda birliklerine yürüyerek geri dönüyorlarmış, son gündü yani... Görüntüleri ürkütücü onuda söyleyeyim...

    Birde futbol maçlarımız varki; sormayın!...Sanki robotlarla oynuyoruz! Adamlar ne yoruluyor ne de yaniliyor.Zaten kitaplarında yenilme diye bir şey yok Bizimde şansımıza turnuvada onlar çıkmışlardı.Gerçi kupayı aldıkları için bizim yenilmemiz çok koymamıştı
    TARAFTAR TARAF OLANDIR...TARAFTAR ALMAZ VERİR!...


  4. #4
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Külünkoğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    51
    Mesajlar
    14,662

    Standart

    Hey gidi zamanlar.. Sat'lar kadar kimse olamaz, Tatbikatlarda bazende eğitimlerde teşviki mesailerimiz olmuştu. Her biri bir ordu.. o kadar diyeyim.

    Alay Sancağında madalyası olan Amfibi Alay da asker olmak da çok başkadır çok özeldir övünmek gibi olmasın. O günlerden kalma iki fotograf, 93 yılında X6 tepesi ve sızma öncesi bir arkadaşımla beraber.Selam olsun o günlere..

    Trabzonspor √
    Hüseyin Avni Aker|Hayri Gür|Halit Ziya Kurbetçi|Şamil Ekinci|Dozer Cemil|Şenol Güneş|
    İki Renk ve Asalet √
    BordoMavi.Net √

  5. #5

    Üyelik tarihi
    26.06.2005
    Yaş
    37
    Mesajlar
    3,666

    Standart

    allah yardımcınız olsun
    SÜRMENELİ MEHMET...

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •