Toplam 7 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 7 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Cesaret Rotasında Tam Yol ! (İpsiz Recep Reis)

  1. #1
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Külünkoğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    52
    Mesajlar
    14,662

    Post Cesaret Rotasında Tam Yol ! (İpsiz Recep Reis)

    Cadde'de yürürken kaldırımın kenarında iki parça olmuş ve oldukça eski bir kaç sayfa dergi yaprağı gözüme ilişti. Elime almadan önce ilk dikkatimi çeken bir fotograftı, belli ki milli mücadele yıllarında çekilmişti.

    Biraz daha dikkatli bakınca bizim oraların adamı olduklarını anladım. Yoldan gelen geçenin bakmasına aldırış etmeden dikkatlice okudum. Konuyla ilgili başka sayfalar olduğu besbelliydi ama etrafa bakmama rağmen ancak bu kadarını bulabilmiştim. Yaprakların satırlarına tek tek bakarak yazmaya sizinle paylaşmaya karar verdim. Bir nefeste okuduğum işte o satırlar arkadaşlar.



    Cesaret rotasında “Tam Yol” giden ve “alingirli” kıyılara dümen kırmayan “dünyayı iplemeyen

    İpsiz Recep Reis


    Anadolu harekatı başladığında işbirlikçi menfaate ve düşmana da demir atmamış, Sakarya Ereğli ve Boğaz’da Kuvayi Milliye’den yana mücadele vermişti. Etrafında önceleri bir avuç gönüllü vardır. Neden sonra Trabzon, Sinop, Zonguldak hapisanelerinin kapılarını açıp, 101 yıllık mahkumlara sormuştur.

    Hürriyet dışarda... şimdi sizi serbest bırakıyor ve hürriyetinizi veriyorum, Siz de kendi hürriyetinizi milletinize vereceksiniz. Prangada yaşamak mı düşmanla vuruşmak mı ?
    kararınızı verin...”

    Ve eski mahkumlar milis olmuştur.

    Yaşıtlarının “1862 değil 1855 tevellütlüdür” dediği İpsiz Recep, kürdan gibi görünür ama, çelik adalelere sahip ve tuttuğunu koparan bir öfke dalgasına sahiptir. 60 kilolukta olsa ve yüreği nazarı dikkate alındığında “ bu terazi bu kadar sikleti çekmez

    Öfkesi kadar, gönül alma özelliği de vardır. Siyasete bulaşmamış, çok fırsatlarla karşılaşmasına rağmen “müreffeh hayat”a hep ters bakmıştır.

    İpsiz Recep Reis’in milli mücadeledeki konumu çok önemliydi. Sakarya nehrinin Kandıra yakasında Yunanlılar, Karasu tarafında da Milli Kuvvetler bulunuyordu. Sakarya, Ereğli ve Boğaziçi’nde baskınlar yapıp silah ve cephaneye el koymakla kalmaz, düşmanı da yıpratırdı.

    Çetesine ilk katılan Mehmet Kaptan (Altıkanoğlu) olmuştu. Rizeli Mehmet işgal sırasında İstanbul’da düzenlediği bir baskın sırasında Çeşmemeydanın’da kaldığı evde İngilizler tarafından yakalanmış ve işkenceden geçmiş bir çeteciydi. Arkadaşı Şerif ile (kaçıran) Kroker oteline hapsedilmişti.

    Mehmet Kaptan aradığı İpsiz Recep’i çeşmemeydanı’nda bulduktan sonra ona katılıp ardından yardımcılığına kadar yükselecektir. Çete giderek güçlenmiş ve Sarıyer Domuzderesi baskını ile ilk büyük vurgun yapılmıştı. Sarıyer’i haraca kesip Millici’lere kan kusturan 18 işbirlikçi Belgrad Ormanları’nda katledilince, İpsiz artık namerdin boynuna geçirilmiş bir “ip” olarak telakki edilecektir.

    Büyüyen çete daha “muhkem” bir yere ihtiyaç duyunca, karargah Kefken adası’na kurulmuştu.
    Murad Reis Erzurum baskınları ile tanınmış Rizeli bir yurtseverdi. “İpsiz” Recep’le Samsunda birleşmişlerdi. Diğer iki yurtsever Yoncalı ile Firdevsoğlu Reislerdi. Ovacıklı Halil Ağa ile köy köy dolaşmışlar ve cephane taşımak için topladıkları kağnıları, Kazım Karabekir Paşa’ya teslim etmişlerdi.

    Mustafa Reis (Uzun) ise müfrezeye Kefken’de katılmıştı. Kefken’e gelenler arasında Kemençeci Hamza (Pilehozlu) Kandemir’in Mehmet, Kolcu’nun Hüsnü, Salih Çavuş, Bayram Ali, İsmail Hakkı Reis, Mecid Dayı, İsmail Reis ile onüç efradı vardı. Birde Yeğni Hamza.

    Yeni gelenlerle büyüyen müfreze hem İstanbul hükümeti’nin hemde işgalcilerin baş düşmanı olmuştu. Sadrazam Damat Ferid Paşa İpsiz Recep ve arkadaşlarının ele geçirilmesi için Kefken’e Kuvay-ı İnzibatiye’den 80 jandarma göndermişti.

    Binbaşı Lütfü kumandasındaki Kemal Reis Gambotu Kefken’i topa tutmaktan başka bir şey yapamamıştı. Acaba yapmamış mıydı ? Biz lütfü Bey’in Kefken’e asker çıkarıp millicileri katletmeyi kendine yediremediğini ve bu baskını bilerek başarısız kıldığını düşünüyoruz. Çünkü her Kuvay-ı İnzabitiye mensubunun işbirlikçi olarak tanımlanması mümkün değildir. Çünkü çoğu “millici” lerle birleşmemiş midir ?

    Daha sonra gönderilen Fransız gemisinin asker çıkarma teşebbüsünün şiddetli bir savunma ile püskürtülmüş olması da manidar görünüyor. “İpsiz”lerin de Kemal Bey Birliği’ne saldırmadığı düşüncesine de buradan varıyoruz.

    Fransızların geri dönmesinden sonra Karasu’ya çekildiklerinde bir Rus motorunun Kefken’e geldiğini haber Alan Recep Reis, motora el koyup ganimet tahılı köylülere dağıtmıştı. Çete zaman zaman değişik baskın yöntemleri uyguluyordu. Bazen motorla Şile’ye geliyorlar ve karayolu ile Boğaziçi’ne geçip ganimet topluyorlardı. Küçükağız’da cephane ve erzak yüklü Yunan gemisini basıp, yükü “millici”lere göndermişler ve tam manası ile başbelası bir müfreze olmuşlardı.



    İpsiz’i arayan 600 kişilik Yunan birliği Karasu’nun Tuzla mevkiine gelene kadar çevreyi yakıp yıkmış ve yağmalamıştı. Ama Bağıran Köprüsü’nden geçirilmeyecekler ve Aktefek’teki Yunan mevzilerine kadar kovalanacaklardı.

    Çevre düşmandan temizlenmişti. “İpsiz” Recep bu sefer kasabadan aldığı 500 kişilik takviye ile Ereğli limanına demirleyen iki Fransız gemisine baskın kararı alacaktı. Müfreze kayık ve motorlara binip, gemilere balıkçı gibi yaklaşmıştı. Ama harekat başladığında pusu pusu olmakdan çıkacak ve Fransızlar umulmadık bir direnme gösterecekti.

    İpsiz Recep’in Fransız Korvetlerine giriştiği harekatda silah ve cephaneye el konulamaması, baskının önceden haber alınmasından ileri gelmişti. İpsiz Recep önceki olayları hatırladığında işin içinde bazı işbirlikçilerin olduğu kararına varıp, Akçakoca’ya yönelmişti. O sırada adamlarından Kolcu Mehmet’in Akyazı’daki evi yakılıp talan edilmişti. “İpsiz” saldırınca bazı Abaza çetecilerde Yunan tarafına geçmişti.

    Sadece bu olay değildi İpsiz ile Abazalar’ı birbirine düşüren. Zaman zaman bu çatışmalara Çerkeslerde katılıyor bu sadece düşmanın işine yarıyordu.







    BİRBİRİNE DÜŞENLER

    İstanbul Hükümeti ile işgalcilerin kırdırma politikası, provakasyonla, yöre halkını birbirine düşürmüştü. Yapılan her zorbalığa mutlaka bir hedef gösteriliyordu. Kimi zaman Abazalar kimi zaman Çerkesler Recep’e karşı kışkırtılıyordu. “ padişahın emriyle geldik” diyen Anzavur Ahmet’in desteklediği kuvvetler, fırsattan istifade ederek, Eskişehir çevresinde büyük isyanı bu atmosfer içinde başlatmışlardı.

    Çerkes Mahmud kumandasında Düzce’ye gönderilen alayın pusuya düşürülüp, imha edilmesi de yöreye bakışı sertleştirilmişti. Ardından Çerkes Ethem’in kanlı imha hareketi bu çatışmaları tam anlamıyla önlemiyecekti. Rizeli Orman memuru Osman’ın pusuya düşürülmesi üzerine kardeşi Ali (Sülükoğlu) Rizeli Recep Reis’e başvurmuştu. Sorumlu olarak Karapınarlı Abaza Gedik Ağa gösteriliyordu.

    Taraflar Karasu’da Nahiye Müdürü Hendekli Bahadır Bey’in makamında barışma masasına oturduğunda herşeyin düzeleceği sanılmıştı. Edik Ağa 30 seçkin adamı ile nahiyeye gelmiş ve 8 muhafızın gölgesi altında masaya oturmuştu. Ama görüşme sonrası merdivenlerden inerken “beyninden vurulmuşa”dönmeyecek, beyninden vurulacaktı.. Diğer sekiz muhafız ise teslim alınıp bir odada kurşuna dizilmişti.

    İmkansızlar zaman zaman birlikleri birbirine düşürüyordu. Komutanlığı tarafından ihtiyaçların karşılanması için İpsiz’e gönderilen paraya Çerkes Ethem’in adamı Sarı Efe (izmir suikasti teşebbüsü ile idam edildi) tarafından el konulmuştu. “İpsiz” derhal mukabele de bulunmuş ve Efe’nin birliğini Akçakoca’da gafil avlayıp askeri techizatı yüklenip götürmüştü.

    İpsiz’in milli mücadeleye katılmasındaki en büyük rolü 23’üncü Fırka Kumandanı Atıf Bey oynamıştı. Binbaşı Tufan’ın 43’üncü alayına bağlanan çete, gözünü budaktan esirgemeden savaşmıştı. Birlik Kocaeli 1’inci taburu olmuş ve Recep Reis mili yüzbaşılığına yükselmişti.

    İrtibat zabiti ise mülazımevvel Muhittin Bey’di. (sonradan general Salur) yaptığı en önemli işlerden biri İzmit’deki Yunan kuvvetlerinin İnönü hattında ki kuvvetlere katılmasını önlemekti.

    Topu olan tek çeteci oydu. Ona nice mücadeleden galip çıkmasını sağlayan bu topla baskınlar sayesinde daha verimli olacak ve Yunan kuvvetlerinden sayısız silah ile “7,5luk” toplar elde edilecekti. Albay Kazım (Özalp) ve Ali Fuat Paşa’nın da emrinde çalışmıştı. Abaza Seyit’i vurup, Keskin’de Yunan Karargahını da basan oydu.

    SON TAVRI VE SÖZLERİ

    Anadolunun üzerindeki sis perdeleri dağılıp, silah bırakıldığında hem maaşa hem de İstiklal Madalyasına hak kazanmıştı. 25 muhafızı ile kendisine borçlandırılarak verilen Kızılcık Köyü’nde sadece bir yıl kalabilmiştir. Tekrar Akyazı’ya dönüp Yenimahalle’deki evine çekildiğinde tek dostu topraktı.

    Silahını duvara asmış, toprağını belliyordu. Bir gün şehirli heyeti karşısında görüverdiğinde, onların sadece hatır sormaya gelmediklerini anladı.

    Şöyle bir gülmüş ve “Biz işimizi tamamladık efendiler. Savaşta dik duran başımızı, siyasette eğmeyiz. Kurdun bu pazarda işi yoktur. Gazi Paşa Hazretlerine hürmetlerimi arz ederim” demişti.

    55 numaralı eski ahşap evine sadece kendisinin bildiği kavgalarla saklanmıştı sanki. Yorgundu...
    271 liralık maaşının yarısını da Kızılay’a bırakmıştı.

    Sadece yaşarken değil, öldüğünde de “İpsiz” di.
    Konu Külünkoğlu tarafından (07.02.2008 Saat 10:42 ) değiştirilmiştir.
    Trabzonspor √
    Hüseyin Avni Aker|Hayri Gür|Halit Ziya Kurbetçi|Şamil Ekinci|Dozer Cemil|Şenol Güneş|
    İki Renk ve Asalet √
    BordoMavi.Net √

  2. #2
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Kaya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İzmir
    Yaş
    41
    Mesajlar
    25,832

    Standart

    Paylaşım için teşekkürler Metin abi...
    “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
    Malik bin Dinar

  3. #3
    tonyali_61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    18.05.2005
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    150

    Standart

    eline sağlık be metin abi, böyle birşeyi bizimle paylştığın icin.

  4. #4
    Emre B. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.09.2005
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    34
    Mesajlar
    6,989

    Standart

    Paylaşımın için teşekkürler Metin Abi.

  5. #5
    macka61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    07.04.2006
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    36
    Mesajlar
    11,505

    Standart

    paylaşımın için teşekkürler Metin abi

  6. #6
    Özkan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10.03.2007
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    38
    Mesajlar
    2,454

    Standart

    Allâh İpsiz Recep'e, Yahyâ Kaptan'a, Topal Osman Ağa'ya ve tüm yoldaşlarına rahmet etsin.

    Metin Beğ, izniniz olursa bu yazıyı bizim siteye (www.tarihforum.com ) ekleyebilir miyim?
    Stand-upçı başkan istemiyoruz!

  7. #7
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Külünkoğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    52
    Mesajlar
    14,662

    Standart

    Tabi ki ekleyebilirsiniz Yazı benim değil ama baştan söylüyeyim. yarım yamalak sayfaları olan bir gazetenin dergisinden kaleme alınmıştır.

    Bazı hayatların nasıl yaşandığına ibret verici bir örnektir. Düşmana baskın vermeyi bir yana bırakın, bir savaş gemisine balıkçı kayıklarıyla saldırmaya günümüzde kaç kişi cesaret edebilir ? Allah İpsiz Recep ve Silah arkadaşlarından razı olsun.
    Trabzonspor √
    Hüseyin Avni Aker|Hayri Gür|Halit Ziya Kurbetçi|Şamil Ekinci|Dozer Cemil|Şenol Güneş|
    İki Renk ve Asalet √
    BordoMavi.Net √

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •