Baþlýðý görünce aklýma "görücü usulü evlilik" geldi
Açýk konuþmak gerekirse hayatýmda bu yöntemle evlendiðini bildiðim biriyle henüz karþýlaþmadým. Ya da muhtemelen ben bilmiyorumdur. Çok da önemli deðil... Gelmek istediðim nokta þu: Görücü usulü evlilik genel olarak "çaðdýþý" görülen birþeydir, çok az insan da kendisine yakýþtýrýr. Aman dikkat, "genelde" diyorum... Bu genelin de daha çok okumuþ-yazmýþ kiþiler olmasý akla uygun gelir. Buraya kadar bir sorun yoktur umarým diyerek hemen gelmek istediðim noktaya doðru yola koyuluyorum.
Doðan Cüceloðlu'nu bilirsiniz. Savaþçý, Ýçimizdeki Çocuk gibi baþyapýtlarýn sahibi, Amerika PhD'li, entellektüel bir adam. Bana sorsaydýnýz, "Doðan Cüceloðlu görücü usulü evlilik için ne düþünür acaba" diye fikir isteseydiniz bireysel tercihlerin öneminden, her tercihe saygý gösterilmesi gerektiðinden, insanýn yaþamýna kendi karar vermesinin öneminden baþlar, Amerika doktorasýna da güvenir "pek makbul bakmaz herhalde" derdim. Oysa durum öyle deðil. Bir TV çekimine gittim, konu döndü, dolaþtý. Evliliklerin baþarýsýzlýk oranýna geldi. "Biliyor musunuz" dedi, "Yaptýðým araþtýrmalara göre görücün usulü evliliklerde baþarý oraný daha yüksek". Ben dahil, bir kaç kiþi "yüksek ama, belki ses çýkartmýyorlar.Ya da baþarýlý diye bana ait olmayan bir tercih mi yapýlmalý" diyecek olduk. Bizi sabýrla dinledi. Sonra "Bakýn genç arkadaþlarým" dedi. "Bu evlilik biçimi bu topraklarýn bir parçasýdýr. Yüzyýllardýr uygulanýr, çok saðlam bir felsefesi vardýr, kendi içine çok tutarlýdýr. Beðenmeyebilirsiniz, ama inkar edemezsiniz."
Daha önceden de bahsetiðim gibi, ben bu yöntemle evlenmiþ birini tanýmýyorum, ya da en azýndan farkýnda deðilim. Amacým alakasýz bir konuda görüþ bildirmek de deðil. Buraya þurdan geldim:
Trabzon budur! Bu deðiþmez, deðiþirse de Trabzon olmaz zaten. Kütahyalý takýmýna her koþulda destek verebilir belki. Ama Kütahyaspor Trabzonspor olamamýþ ki. Biz hep böyleydik ve böyle Trabzonspor olduk. Demek ki olmasý gereken bu. Yani evet, Trabzonsporlu takýmýný desteklemek için takýmýn bunu hak etmesini bekler. Hoca ve topçular için bu yanlýþ olabilir. Ama iþte bence de görücü usulü evlilik çok doðru deðildi... Birþey bir biçimde oluyorsa olmasý gerektiði içindir. Fýkrada hakime alacaklý olduðunu iddia eden Temel'i tanýmadýðýný söyleyen sanýk için Temel'in "ula sen beni tanýmaysan ben seni hiç tanýmayrum" deyiþi boþuna deðil ki. Biz böyleyiz. "Mudara" etmeyiz yani... Önce takým oynayacak, sonra biz destekleyeceðiz... Yýllarca bunun tersinin olmasý gerektiðini söyleyen yüzlerce insan çýktý. olmuyor iþte, neyi zorluyoruz. Milne döneminde boþ tribünlere oynarken ilk Ziya döneminde týklým týklým ve coþkuluydu tribünler. Kendi içine bir dengesi var yani...
Neticelendirmek gerekirse, Trabzonlu nasýl sakin olamaz, yavaþ konuþamazsa, takým sahada gezinirken de destek olmaz, gider tribüne, "oynasanýza ulan" diye baðýrýr. Herkes kendi iþine bakarsa sorun falan da kalmaz.
Beni öldürsen Ferhat'ý destekleyemem mesela... 40m den gelen þanderli topu seyreden Ahmet Þahin'e "hadi olum" diyemem. Belki de enerjimi -mesela- Barýþ'a saklýyorumdur, kim bilir... Bir bölgenin mizacý 3-4 günde oluþmadýðý için komplekstir, çok kolay anlaþýlmaz. O yüzden hocamýz kaç yüzyýldýr böyle yaþayan adamlara yeni rol biçmesin, iþine konsantre olsun, millette gerektiði zaman gerekeni yapsýn diyorum.
Sürekli destek ihtiyacý olan da gitsin Kütahyaspor'a, ne diyeyim... Burasý Trabzonspor, burda böyle. Önce hak edeceksin, sonra Trabzon'da her sokak, her cadde senin.