Artık bazı olaylar o kadar gına getirdi ki bana bir taraftar takıma nasıl bu kadar zarar verir konusu o kadar içime oturdu ki ancak böyle bir yazı yazınca rahatlayacaktım, belki durur kendilerine sorup ne yapıyoruz biz diye sorarlar, sormazlar ya neyse.
96 yılındaki malum olaydan sonra, isyan döneminin atlatmış iyi sinyaller vermeye başlayan, Samet Aybaba, Samet Aybaba + Ziya Doğan, Ziya Doğan + İhsan Derelioğlu + Şenol Güneş , Şenol Güneş+Orhan Çıkrıkçı+Halilhodzic, Lazaroni+Ziya Doğan dönemlerindeki lig, avrupa kupası, türkiye kupası maçlarının bir elin parmaklarını geçmeyecek kadarını stadta izleyememiş ve VIP, MARATON, KALE ARKASI gibi tüm tribunlerde bulunmuş birisi olarak gözlemlerimi aktarmak istiyorum.
- Taraftar maç öncesi bağırır, her tribun(maraton,kale arkaları) takımı toplu halde, ve oyuncuları kısmende olsa tribune çağırır, ısınmasını engeller.
- Taraftar maç öncesi bağırarak yorulur, 5. dakikadan sonra sesi çıkmaz, iyi futbol varsa biraz canlanılır; ancak devre arası köfte ekmek+ayran ikilisinden sonra çekirdek moduna girilir.
- Taraftar bilet almaz, bedava biletleri satar, eldekileriyle 2 kişi girilir,
- Taraftar grupları aynı anda haraket etmez, ama toplu halde iyi küfreder.
- Taraftar futbolcuya, teknik direktöre, yönetime küfretme hakkını kendinde bulur çekinmeden bu hakkını sonuna kadar kullanır; asıl amaç rahatlamaktır, ama zaten takım kesin kötü oynuyodur.
- Takım yenik durumdaysa her hata küfürle cezalandırılır, asla kaçışı yoktur garibi 2-0,3-0 iken bile pas hatası vs durumunda futbolcuya anlamsız yere küfredilmeye devam edilir. Küfredilince yanlış pas adrese gidecek, auta giden şut gol olacak gibi gücü bitene kadar küfretmeye devam eder.
- Taraftar kombine almaz, yıldız ister
- Taraftar bilet almaz, maça gitmez ama yıldız ister
- Taraftar forma almaz, ama yıldız ister.
- 5.000 kombine satılır sonra denir ki FB carlosu aldı, bizim yıldızda Jabi, dalga geçilir, halbuki Jabi iyi topçudur, ancak taraftar futboldan bi haberdir. Ama söver yine haklıdır çünkü, FB 30.000 kombine satsa bile TS nin en az Shevchenko'yu alması gerekir.
- Bilet alıp maça gitmez taraftar, zaten bedava bilet gelir eline, onu satar, 1 biletle 2 kişi girilir sahaya ve yaptığı en iyi şeyi yapar, küfreder.
- Biletler 15-20 ytl olunca stadın yarısı boş olur, bu sefer sorumlu yönetimdir, küfreder.
- Biletler 2-5 ytl olur, stad dolar bu sefer bilet bulamaz sorumlu yine yönetimdir, küfreder.
- Bilmezki rakipleri kale arkalarını 25 ytlye satarken, bizim kapalı 20 ytldir. Ama söver yine hakkıdır çünkü.
- Taraftar gelen transferleri beğenmez, yönetime küfreder, Stepanov alındığında tanımaz ya, küfreder yönetime yıldız dedi kimi aldı, ÖZKAN ISTIFA DER, ATAY, NURİ İSTİFA der, stepanovu alındığında beğenmez, giderken arkasından göz yaşlarını silemez. Böyle gariptir taraftar.
- Kendi evladını bağrına basmaz, gol kaçırınca adamın yolu kesilir, karısının arabasının önü kesilir, yattara iki çalım yapınca 10.000 kişi bağırır yattara diye, ama koşan emek veren evladının değerini vermez.
- Yattara oyundan alınır, yeniyormuşuz gibi 3 dkda oyundan çıkar, ama yinede hoca yattarayı oyundan aldın, küfredilir.
- Hasan ile dalga geçilir, halbuki gayet iyi niyetli, koşan pres yapan keşke herkes onun kadar iyi niyetli gayretli olsa der gerçek taraftar, ama hasanın iyi niyetiyle gayreti, tribünde sakız olur. kapasitesi doğrultusunda en iyiyi yapmaya gayret eden adam aşağılanır.
- Kolay bir gol kaçıran forvet küfürü kesinlikle haketmiştir, hemen ben olsam kesin goldu buda futbolcumu denir, halbuki bunu diyen adam halısahaları ya dışardan izler, ya da defanstan ayrılmaz, ama göbeğini kaşıyarak küfretme hakkı vardır, gerekirse su şişeleriyle kendi futbolcusuna zarar verir.
- Gün gelir yolda gördüğü futbolcusunun dövmeye kalkar, hatta döver. olayları bilmeden yorum yapar. Ama o ne yapsa haklıdır o taraftardır çünkü.
- Aslında o taraftar değildir, taraftar şekline bürünmüş, bir forvet, bir taktik dehası teknik direktör ve mükemmel bir yöneticidir de bunu sadece kendisi biliyodur.
- Ankarada takımı karşılar, geldiği günden beri saç baş yolduran marcelihno sevgiden ezilme tehlikesi yaşar, ama 10 gol 10 asist yapan gökdenizin yanına giden yoktur, sessizce otobüse biner. ama o bizim evladımız ya ona sövmekde hakkımız dövmekte hakkımızdır.
- Maç başlar gol olur 5 dk TRABZON TRABZON diye bağrılır, ama 4 tribün ile birlikte yapılabilecek bordo mavi şampiyon trabzon bile yapılamaz.
- Bazı zamanlarda dikkatli dinlenilince, çekirdek sesleri yankı yapabilir.
- Taraftar, teknik direktör demiştik ya, hayatı menajerlik oyunlarından ibaret sanıp her hafta bir kadro düzer, hocayı istifaya çağırır, az görülür küfretmediği.
- Takım iyi gidiyordur, belli bir başarı taraflı tarafsız herkesin kabul edeceği matematiksel sonuçla kanıtlamış sonuçlar vardır, ama inatla bu kendisine taraftar denilen kişiler, hocaya küfreder, istifaya davet eder; başkana küfreder, istifaya davet eder; ama düşünür mü acaba? düşünmez ya.
- Son 4 yıla bakar mı acaba bunları söylerken? başarılı olarak niteleyebileceğimiz son 4 yılda 1 sezon boyunca takımın başında 1. haftadan 34. haftaya kadar kalabilen birisi olmuşmudur? ama olsun şampiyon olmak fazla teknik direktörden geçer. Ziya doğan şimdi bırakıp gitse Trabzonspor kesin şampiyon olmuştur, böyledir ve tartışılması bile söz konusu değildir.
- Taraftar hatırlamaz, teknik direktör değişliklerinin ne kadar sancılı oldugunu? hatırlamaz 04-05 sezonu 17. hafta istanbulspor maçında 90+5. dakikada yenilen ve 1-1 biten maçı, o zamanlar teknik direktör yoktur, ihsan derelioğlu elinden geleni yapar ama başarılı olamaz, herkes fener maçından bahseder ama asıl şampiyonluk nasıl ve neden gittiği hiiç tartışılmaz, gerekilirse sorun küfredilerek halledilir.
- Taraftar yapılan transferleri beğenmez. Transferleri engeller, sonra transfer yapılmıyor diye yönetime kızar, söver çünkü hakkıdır.
- Lazaroni kovulur, ziya doğan gelir, bjkyi, gsyi yener; herkes onu konuşur adam gibi adam der, helal ziya hoca büyüksün der. ama 2 maç kaybedilince hemen köstek olunmaya başlanılınır. halbuki sabretsen destek olsan ne kaybediceksin? 23ün yanına 1 yıl ekle nolacak? ama yok kraldır bunu yapan, en iyi küfredip işin içinde çıkmaktır.
- Birde taraftarın farklı bir özelliği vardır, canı sıkılınca sahaya girer, kaos yaratır. Tahriklere kapılır. ama yinede haklıdır, elinde bıçak olsa bıçaklar rakip futbolcuları, küfrünü eder rahatlar ve evine geri döner. bunun sorumlusu yine ziya doğan olur.
- Birde iddaa diye bir oyun çıkmıştır, iddaa taraftarlığı başlamıştır, Trabzonspor maçına alt oynar ama Trabzonspor 5-1 kazanır, arkadaşın kuponu yatar, başlar küfretmeye takıma, noldu kardeş yeniyoz ya?? ****** lan yenmesinler iddaa yaptım yanıtı alınır, Üst oynar bu sefer alt olur, başlar sövmeye, alt üst neysede, takım kötü dönemde vur diyarbakıra denir, ganyanı iyidir, diyarbakırın gol atmasını bekler, atarda 3-0 yenilir takıma ama o sevinir, o taraftardır, istediği olmuştur. yenmesine oynar bu sefer, ama şansızlık berabere kalır takım, halbuki iyi oynamıştır, pozisyonu boldur, ama imkanı yok kimse durduramaz iddaa fanatiğini, çünkü parası gitmiştir, başlar küfretmeye, haklıdır çünkü kuponu tutmamıştır..
- Taraftar herşeyin en iyisini kendi bilir, dedik ya hem futbolcu, hem teknik direktör hemde başkandır, o hep haklıdır, hem memnun olmak ister, memnun oluncada zevkten küfreder, ne olursa olsun o küfredecek birşey bulur, sahası kapanır takımın dert değil ne olacak ki seyircisiz oynasak der? kendine farkındadır aslında, takım seyircisiz daha iyidir, acı gerçeği görecek kapasiteye sahip değildir ama belki az da olsa bunu anlar.
- Taraftar kendi takımını çok güzel baskı altında tutar, bi pas hatası hemen uğultu başlar, halbuki takım destek bekler ateşleme bekler, ama yoktur, deplasman takımları güle oynaya gider, çünkü genelde küfürü baskıyı yiyen kendi takımımız olmuştur.
-/!!/- birde başka türlü taraftar vardır, aslında bunlardan pek yoktur ama sağda solda türü tükenmemiş 1-2 tane kalmıştır mutlaka, bu arkadaşlar küfretmez, takımına destekte verir, biletini alır, imkanı varsa kombine forma alır, ileri gider klübe üye olup aidatları ödemeye gayret eder. takımını hocasını futbolcularını iyi tanır, o iyi günde değil, kötü gündede destek için yerini alır, oyuncularını motive eder, destekler; ateşler, takım iyi giderken, yoktan sebeplerle yönetimi, hocayı göndermek için çalışmaz, çalışanlara kendini alet etmez...