Bİrol TopaloĞlu Ezmoce (rÜya)

[LazAnisT]

-Şahsım adına aylardır sabırsızlıkla beklediğim bU albüm bence sanatcının şu

ana kadar dinlediğim en başarılı albümü oldu.Sizlerinde haberdar olmasını

istedim.16 tane birbirinden başarılı eser var.Özellikle MEKTUP ismli parça

insanı alıp götüyor.Birde DİDOU NANA isimli parçanın Gürcistan'daki söz

yazarını bulmuşlar ve bu şarkıyı ona söyletmişler inanılmaz derecede keyifli

olmuş.ERKAN OCAKLI'nın Tara saçını tara adlı parçasını değişik enstürmanlarla

alıp götürmüş.2-3 tane horon havası var kesinlikle arşivlerde bulunması

gereken bir albüm oldu.Tvsiye ederim.Sanatcının resmi sitesinde şarkılardan

bölümler dinleyebiliyorsunuz.www.biroltopaloglu.com

Rüya gibiydi çocukluğum…
Akşamları evlerde toplanılır, destanlar söylenir, horonlar oynanır, masallar anlatılırdı. Sis basardı ilkbaharda günlerce, çisesinde ıslanırdık.
Kışın gecelerimizi karınbeyazı, yazın ay ışığı aydınlatırdı, şarkılar söylenirdi imecelerde… Meltem rüzgarları cevizleri döker, biz yerden toplardık. Balıklarla dans ederdik derelerimizde. Tıpkı rüya gibi…
Yatalak olan büyükannem (didinana), ilkbaharda guguk kuşunun sesini duyduğunda camın perdesini aralayıp; ‘bu yıl da guguk kuşunun sesini duydum’ diyerek her defasında şükrederdi.
Annem bahçede çalışırken bitkilerle dertleşir, kuşlarla birlikte ezgiler mırıldanırdı. Onun ahırda ineğiyle sohbetini duyar, pişirdiği ekmeğin kokusuyla uyanırdım her sabah.
Rüya gibi…
Kadınlar; horon oynama sevdasına kendilerine köyden uzağa gidecek işler yaratır, böylelikle tenha yerlerde horon oynar, şarkılar söylerlerdi. Şenlik gibi geçen imecelere davet edilmeyenler küserdi, işi eğlenceye dönüştürürlerdi... Tıpkı rüya gibi…

Barışın, hoşgörünün, dayanışmanın hakim olduğu bir dünya özlemi içinde; dedelerimize ağaç kesmek için ormana giderken, yolda diğer ağaçlar ürkmesin diye, baltasını mendille sardıran anlayışın yok olmaması dileğiyle…

Birol Topaloğlu

[eys_61]

Kesinlikle "en sıkı" albümü olmuş Birol Topaloğlu'nun.Karadeniz müziği adına büyük emek veren birkaç kişiden biri,kıymetini bilmek gerek.

[Erman]

Barışın, hoşgörünün, dayanışmanın hakim olduğu bir dünya özlemi içinde; dedelerimize ağaç kesmek için ormana giderken, yolda diğer ağaçlar ürkmesin diye, baltasını mendille sardıran anlayışın yok olmaması dileğiyle…

Birol Topaloğlu'nun albüm kapağında yer verdiği bu ilginç adeti uzundur merak ederim. Babaannem, dedem, köyümüzdeki büyük teyzeler, amcalar ne zaman oduna çıksalar ya da (yılda bir, göstermelik de olsa) bizleri oduna gönderseler mutlaka baltanın keskin ucunu bir şekilde gizlerlerdi. Hangi dürtü, hangi hissiyat bir insan topluluğuna, sırf diğer ağaçlar korkmasın diye baltayı mendille gizlettirebiliyor? Hem de doğanın, bir yaşam mücadelesi içinde insanın hem yar hem de ezeli düşmanı olduğu bir coğrafyada.

Elbette insanın aklına gelen ilk mantıklı açıklama, o keskin ucun, düşüp de bir tarafımızı kesmemesi için mendille sarıldığıdır. Ancak yine de insanın daha derin, daha manevi bir anlam arayası geliyor. Ben o anlamı köyümüzdeki yaşlı bir amcaya bu adeti sorduğumda buldum:

- E uşağum (eliyle göstererek) ha o ilerideki ağaçi köriy misun? Ben diyelım bugün onu keseceğum. Ne demeya habunları korkitayim ki? Bura benum toprağum. Bu ağaçlari benum babam, anam, dedem, büyük dedem tikti. E bi yerde kardaş sayiliruk.

Bu ne muazzam bir duygudur? Acaba dünyanın başka bir yerinde böyle bir anlayışa rastlanabilir mi? Hiç sanmıyorum. Sanırım bu toprakların mahsulü olmanın tanıdığı bir başka ayrıcalık da bu olsa gerek.

Birol Topaloğlu'nun, en az bu çok yerinde örnekle verdiği hoşgörü mesajı kadar güzel albümünü edindim. Ben de müzikalite olarak bu albümle zirve yaptığını düşünenlerdenim. Ne de olsa bu toprağın müziği. Üzerine biraz da Topaloğlu sosu koyunca yıllar boyu dinlenecek bir eser ortaya çıkmış. Kendisini tebrik, albümü de herkese tavsiye ederim.

[macka61]

bende birol topaloğlunu seviyorum iyi karadenizli sanatçılardan biri