Toplam 25 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 25 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Lüzumsuz Bilgiler

  1. #1

    Standart

    Niçin trafik lambalari kirmizi/ sari ve yesildir?


    Trafik isiklan uygulamasi, önceleri demiryollarinin trenleri kontrol için uyguladigi sinyaller örnek alinarak baslamistir. Demiryollari idaresi kirmizi rengi 'dur' sinyali olarak seçmisti. Kirmizi renk kan rengi oldugundan asirlar boyu tehlikenin, tahribatin ve ölümün simgesi olmustur. Demiryollari ilk faaliyete geçtigi 1830'lu yillarda 'ikaz' isiginin rengi yesil, 'geç' isiginin ise beyazdi.fficeffice" />
    Bir süre sonra beyaz sinyal problem yaratmaya basladi. Beyaz renkli 'geç' sinyali diger sokak lambalari ile karistirilabili-yordu. Ama daha da kötüsü 'dur' isaretlerine konulan kirmizi mercekler yerlerinden düsünce isik beyazlasiyor, 'geç' sinyali olarak algilaniyor ve kazalara yol açabiliyordu.
    Sonunda demiryolcular kirmiziyi 'dur', yesili 'geç' san rengi de 'ikaz' sinyali olarak kullanmaya basladilar. Bilindigi gibi sari, renk spektrumu içinde en göz alici renktir. Böylece makinist bir sinyalin bulunmasi gereken yerde beyaz isigi görürse, bir seylerin yanlis oldugunu anliyor ve tedbirini aliyordu.
    Karayollarina gelince, yollarda sadece atlarin ve at arabalarinin bulundugu tarihlerde bile dünyanin büyük sehirlerinde trafik sorundu. Ilk trafik lambasi otomobillerin ortaya çikmasindan çok önce 1868'de Londra'da kullanildi. Gazla yakilan ve bir eksen etrafinda döndürülebilen kirmizi ve yesil lambalar bir yil sonra patlayip, kendilerini çeviren polisi de yaralayinca bu uygulama ortadan kalkti.
    Ama öte yandan otomobillerin ortaya çikmasi ve sehirlerde dolasmaya baslamalariyla birlikte durum iyice kötülesti. Çesitli sehirlerde degisik uygulamalar yapildi. Demiryollarindaki uygulama örnek alindi ama demiryollarinda birbirine paralel iki hat vardi. Bu sistem iki yolun kesistigi kavsaklarda ise yaramiyordu.
    Sonunda günümüzdekilere benzeyen ilk elektrikli otomatik trafik lambasini, ilkokul mezunu ve ABD'deki Cleveland'da otomobil sahibi ilk siyah olan Garrett Morgan gelistirdi. 1914'de ilk denemelerine baslayan Morgan 1923'de de patentini aldi. Morgan 1963'de ölümünden az önce patentini 40 bin dolara General Electric firmasina satti.
    Morgan'in lambalari demiryollarina benzer sekilde bir 'T' üzerinde kirmizi ve yesil iki lambadan ibaretti. Çok geçmeden ikaz anlaminda sari lamba da ilave edildi ve uygulama bütün dünyaya süratle yayildi.
    Aradan geçen yillara ragmen sari renk hala 'ikaz' anlamindadir ama günümüz sürücüleri onu 'geç' sinyali olarak algiliyorlar.
    1.03

  2. #2

    Standart

    Gelinliklerin rengi niçin beyazdir?


    Çocuk annesine sormus: 'Anne gelinlerin giysisi niçin beyaz renkte?' Annesi cevaplamis: 'Beyaz renk masumiyetin ve mutlulugun sembolüdür.' Çocuk tekrar sormus: 'Peki o zaman damatlar niçin siyah giyiyorlar?'fficeffice" />
    Eski Roma'da gelinliklerin rengi sariydi. Gelinler yine sari renkte peçe takiyorlardi. Peçe evli ve bekar kadinlari ayirt ediyordu. Ortaçaglarda ise gelinligin rengi üzerinde pek durulmadi. Kumasin kaliteli ve gösterisli olmasi daha önemliydi. Herkes en iyi elbiselerini giyiyordu, renk de herkesin kendi tercihine göreydi.
    Beyaz gelinlik adetinin yayginlasmasi 16. yüzyilda olmustur. Bu yillarda kraliyet ailesi gelinlerinin gümüsi renkte gelinlik giymeleri gelenekti. Kraliçe Viktorya bunu reddetti ve beyaz gelinlik giymekte israr etti.
    Bundan sonra Ingiliz ve Fransiz yazarlar, beyaz rengin masumiyetin simgesi oldugu konusunu islemeye basladilar. O dönem
    ahlakina göre bekaret evliligin vazgeçilmez kosulu oldugu için beyaz gelinlik adeti tuttu. Evlenirken beyaz giysi giymek genç kizlarin bekaretlerini topluma ilan etmelerinin vasitasi oldu.
    Gelinlikle ilgili bazi batil inançlar da var. Bunlara göre gelinin gelinligini bizzat kendisi dikmesi, damadin dügünden önce gelini gelinlikle görmesi, gelinin gelinligi dügünden önce giymesi ugursuzluk getiriyor.
    Söz evlenmeden açilinca evlilik yüzügünden de bahsetmek gerekiyor. Insanlarin evlenince yüzük takmalari eski Misirlilarin inançlarina dayaniyor. Milattan 2800 yil önce Misir'da yasayanlar dairenin veya halka seklindeki cisimlerin, baslangiç ve bitis noktalarinin olmamasi nedeni ile sonsuzlugu - temsil ettiklerine inaniyorlardi. Yüzük evliligin sonsuza dek sürecegini simgeliyordu. Sonra bu inanç ve adet Romalilar vasitasi ile iyice yayginlasti. Kazilarda o devirlere ait çok ilginç evlilik yüzüklerine rastlanilmistir.Evlilik yüzügünün sol ele ve sondan bir önceki parmaga takilmasinin sebebi ise modern tibbin gelismesinden önceki devirlere ait yanlis bir insan anatomisi bilgisidir. O zamanlarda dolasim sistemimizdeki ana damarin sol elimizde bu parmaktan baslayip kalbimize gittigi saniliyordu. Böylece buraya takilan yüzükler evli çiftin kalben bagliligini simgeliyordu. Gerçi simdi damarlarin nereden gelip nereye gittigi biliniyor ama bu da bir adet olarak kaldi

  3. #3

    Standart

    Bir saat niçin 60 dakikadir?


    Bir gün, dünyanin kendi ekseni etrafinda bir dönüsü tamamladiginda geçen süredir. Bunu herkes bilir. Aslinda tam da öyle degildir. Çünkü dünya kendi ekseni etrafinda dönüsü sirasinda yörüngesi üzerinde günesin etrafinda da döndügünden, günesten bakildiginda bir tam devri için geçen süre farkli gözlemlenir.fficeffice" />
    Neyse simdi biz bunu karistirmayalim ve bugün bütün dünyanin kabul ettigi zaman sistemine bakalim;
    ? Bir yil 12 aydir.
    ? Bir yil 52 haftadir
    ? Bir ay 28-31 gündür.
    ? Bir ay 4-5 haftadir.
    ? Bir hafta 7 gündür.
    ? Bir gün 24 saattir.
    ? Bir saat 60 dakikadir.
    ? Bir dakika 60 saniyedir.
    ? Bir saniye 100 mili saniyedir.
    Görüldügü gibi, bir gün kaç saniyedir diye soruldugunda bile kafadan hesaplanamayacak kadar karisik bir bölünme. Önce gün 24'e, sonra 60'a, sonra bir daha 60'a bölünüyor. Saniyeden sonraki bölünmeler ise ondalik sistemle gidiyor. Iste çocuklarin zaman hesaplarinda zorlanmalarinin sebebi.
    Bir günde niçin 24 saat oldugunu kimse bilmiyor. Bu rakamin günes saatini ilk kullanan Misirlilardan kaynaklandigi saniliyor. Yere dikilen yüksek bir tasin gölgesi sabah batiya, aksam doguya düsüyordu ve Misirlilar bu arayi altiya bölmüslerdi. Do-layisi ile bir gün 24 bölüm oluyordu.
    12 sayisi 2, 3, 4 ve 6 ile bölünebildiginden, o zamanlar en çok kullanilan sayi birimi idi ki, bugün bile düzine adi altinda sayi birimi olarak kullanilmaktadir.
    Misirlilar ayrica 30 günlük ay ve 360 günlük yil takvimini
    uyguluyorlardi.
    Bugün bir dairenin 360 dereceye bölünmesinin sebebinin de
    bu oldugu saniliyor.
    Yaklasik 3 bin yil önce, bugün Irak olarak bilmen yerde yasayan, Babilliler ise 60 sayisini matematik sistemlerinde temel olarak almislardi. 2, 3, 4, 6, 12, 15, 20 ve 30 ile bölünebilen ve 360'i da bölen bu sayi dakika ve saniyenin birimi olarak alindi. O zamanlar için onluk sistem, yani on sadece 2 ve 5'e bölünebilen zavalli bir sayi idi.
    Saniyenin bölümleri ise o devirlerde ölçülemiyordu, ölçüle-bilmeye baslandiginda ise dünya ondalik sisteme geçmisti ve bu esas alindi.

  4. #4

    Standart

    Yagmurda kosan niçin daha çok islaniyor?


    Yagmur yagarken kosanlarin daha çok islanacagini ileri süren, insani yagmurda sallana sallana dolasmaya iteleyen bir görüs ile hiçbir sey fark etmeyecegini iddia eden bir baska görüs ortada dolanip durmaktadir.fficeffice" />
    Hiçbir sey degismeyecegini söyleyenlerin görüsüne göre vücudunuzun bir dikdörtgen oldugunu ve yagmur damlalarinin yere dik düstügünü farz edelim. Ister bir yüz metreci gibi hizli kosun, ister sallanarak yürüyün bir sey fark etmez. Hiziniza bagli olmadan vücudunu/a düsen yagmur tanesi sayisi ayni kalir. Kostukça ön tarafiniza bir saniyede daha çok yagmur tanesi isabet edecektir ama süre kisaldigindan toplam sayi ve sonuç degismeyecektir.
    'Yagmurda yürüyünüz' diyenler ise kosma durumunda yagmur damlalarinin ayni sürede daha çok sayida birikecegini ve buharlasmalari için daha az zaman oldugundan üzerimizin daha islak olacagini, aerodinamik tesirleri hesaba katarak, düz yürürken üzerimize düsmeyecek düsey damlalarin, kosarsak karsidan gelecekleri için temas edeceklerini, yürürken basimiza düsen damla sayisinin kostugumuz sirada düsenden fazla olamayacagim ileri sürerek 'ahmak islatan' diye de tabir edilen hafif yagislarda yürümeyi öneriyorlar. Tabii burada unutulmamasi gereken sey yavas yürürken bacaklarimizin da çok yagis alacagi.
    'Kosunuz!' görüsüne göre ise, yagmurda kosmakla yürümek arasinda, vücudumuza düsen yagmur tanesi miktari açisindan bir fark olmayabilir ama önemli olan basimiza düsen miktardir. Bu nedenle kosarsak süre kisalir ve basimiza düsen yagmur
    miktari azalir.
    Yapilan bir deneyde, yagmur karsidan 45 derece açi ile yagi-yorken, bir defter kagidina ayni mesafe 7 saniyede kosuldugun-da 131 damla, 20 saniyede yürünüldügünde ise 216 damla isabet ettigi saptanmistir. Buna göre yagmurda yürüyerek gitmek, kosmaya göre neredeyse iki misli islanmak anlamina gelmektedir.
    Süphesiz bu önermeler yapilirken, rüzgarin yönü, üzerimizdeki giysilerin sekli ve cinsi ve en önemlisi kapali alana ulasilacak mesafe göz önüne alinmamis ve degerlendirmeler kisa mesafelere göre yapilmistir. Uzun mesafelerde hiç sansiniz yok, kosabildiginiz kadar kosun ama en dogrusu yagmur geçene kadar kapali bir yerde oyalanin.

  5. #5

    Standart

    Banyodan sonra ellerimiz niçin burusur?


    Bütün vücudumuz, bir kismi gözle görülebilen, büyük bir kismi da ancak dikkatli bakinca fark edilen kil ve tüylerle kaplidir. Bu tüy ve killarin dibinde 'sebum' adi verilen yag bezleri vardir. Bunlarin çikardigi yag, su geçirmez keratin bir tabaka olusturur ve suyun derimizden içeri girmesini önleyerek derimizi yumusak tutar.fficeffice" />
    Belki de en çok kullanilan yerler olmalari nedeni ile vücudumuzda sadece parmak uçlarimiz ve tabanlarimizda kil veya tüy yoktur. Dolayisi ile koruyucu keratin tabaka da yoktur. Ayrica parmaklarimizin uçlari ve ayaklarimizin tabanlari kalin bir deri tabakasi ile kaplanmistir.
    Parmaklarimizin uçlari ve tabanlarimiz suyun altinda belli bir süre kalip iyice islanirsa, osmos denilen daha sulu bir maddenin daha koyu bir maddenin içine girisi sonucunda derimizin altina su girer ve bu su burada kendine yer bulmak ister. Ancak buradaki kalin derimizin genleserek bu suya ayirabilecegi fazla yeri olmadigi için, aynen yazin çok sicak havalarda yollardaki asfaltlarda oldugu gibi egilir, bükülür yani büzüsür.

  6. #6

    Standart

    Sogan dograrken niçin gözümüz yasarir?


    Soganin anavataninin Güneydogu Asya oldugu saniliyor. Günümüzde ise dünyanin her yerinde, özellikle sicak iklim kusaklarinda yetistirilmekte ve tüketilmektedir. Soganin tarihi o kadar eskiye gitmektedir ki, kayitli tarihten de önce Çin, Hindistan ve Ortadogu'da yiyecek olarak kullanildigi tahmin ediliyor.fficeffice" />
    Sogan besleyici bir gida olmasinin yani sira müthis bir aro-matik özellige de sahiptir. Bu aromada içindeki kükürtlü maddelerin büyük etkisi vardir, ancak aroma tek basina kükürtlü maddelerden kaynaklanmamaktadir. Sogan ve sarimsakta sülfür ihtiva eden amino asitlerin türevleri de vardir.
    Bir sogani kestiginizde bunlardan 'SI propenylcysteine-sulphoxide' adi verilen kisim çözülür ve gözlerimizi tahris eden 'proponal-S oxit' adli kismi ortaya çikar. Kimya ilminin karisik kelimeleri aklimizi karistirmadan esasa geçersek, bu maddenin gözümüze degmesi ile bir çesit hidroliz olur ve içinde eser miktarda bulunan sülfrik asit gözümüzü yakar ve yasarmasina neden olur.
    Bu bilesimler çok dengeli degillerdir. Örnegin çok düsük bir isi islemi sonucunda dahi tamamen yok olurlar. Bu nedenle de pismis soganda hiç bulunmazlar ve göz yasartamazlar. Sogan dograrken gözlerinizin yasarmamasi için önerilen birçok önlem vardir.
    Önce en ciddisini söyleyelim. Bazi asçilar sogani kesmeden önce islatmayi, keserken de islak tutmayi veya sogani çesmeden akan suyun altinda kesmeyi öneriyorlar. Bir baska görüs ise sogan dograrken agizdan nefes almayi tavsiye ediyor. Bu görü-
    159
    se göre gaz nefesimizle birlikte burnumuza girip gözümüze yaklasmak yerine dogrudan cigerlerimize girer ve çikarmis. Bunu saglamak için de dislerimizin arasina bir metal kasik koymak yeterliymis.
    Sogan dograrken gözlerin yaslanmasini önlemek için, dudaklar arasinda bir limon dilimi, disler arasinda bir kesme seker veya dörtte bir dilim ekmek bulundurmayi önerenler de var. Böylece agzimiza alacagimiz bu gibi seylerin, aldigimiz nefesteki sülfür gazini emdigini iddia ediyorlar.
    Diger görüsler ise, soganin dogranilmasina tepesinden baslanilmasi ve cücügünün en sona birakilmasi veya soganin dogramadan önce yarim saat buzdolabinda tutulmasi seklinde. Sogan dograrken deniz gözlügü veya kontakt lens takilmasinin faydali olacagini ileri sürenler de var. Bu kadar çok önlem seçeneginin içinde, siz bir tanesini bile uygulamiyorsaniz, yapacak bir sey yok, sogani aglaya aglaya dogramaya devam edeceksiniz.

  7. #7

    Standart

    Lavabodan su niçin saga dönerek bosaliyor?


    Lavabonuzu veya küvetinizi su ile doldurun ve tikaci aniden çekin. Su düz olarak delikten bosalmayacak, döne döne bir hortum olusturacak sekilde bosalacaktir. Bu dönüs yönü kuzeyfficeffice" />
    186
    yarimkürede saga dogru, yani saat yönünde, güney yarimkürede ise tam tersidir. Bilim insanlari buna 'Coriolis' kuvveti diyorlar.
    Her iki yarimkürede böyle birbirine ters yönde hava akimlarinin ve okyanus akintilarinin oldugu herkes tarafindan kabul ediliyor da, bir lavabodan bosalan suda, böyle küçük bir ortamda dünyanin dönüsünün etkili olup olamayacagi tartisma konusu.
    Dünya kendi etrafinda dönerken her tarafindaki hiz ayni degildir. Ekvatordaki biri, bir günde dünya çapi kadar yani 40.000 kilometre giderken bir diger ifade ile saatte 1670 kilometre hizla yol alirken, tam kutuptaki bir insan sifir hizla sadece kendi etrafinda dönmektedir. Ayni sekilde gökyüzünde asili gibi duran bulutlar rüzgarin etkisini katmazsaniz yere göre hareketsizdirler ama altlarindaki kara parçasi ile birlikte dönerler. Bu durumda ekvatordaki bulutlar da kutupdakilere nazaran hizli dönmektedirler.
    A'yi ekvatorda, B'yi ise onun tam kuzeyinde 45 derece paralelinde iki nokta olarak düsünelim. Bir top mermisini A'dan tam kuzeye nisanlayip attigimizda, atis sirasinda ekvatorun dönüs hizi B noktasina göre neredeyse iki kat olacagindan mermi B noktasinin dogusuna gidecektir.
    Ayni sekilde kuzey kutbundan hemen hemen hareketsiz bir konumdan tam güneye atilan bir mermi 45 paralelinde dünya dönüs hizi daha çok oldugundan bu sefer hedefin batisina düsecektir. Yani kuzey yarimkürede kuzeye veya güneye atilan her sey atanin konumuna göre saga gitmektedir. Bu durum güney yarimkürede ise sola dogru gerçeklesmektedir.
    Her iki yarimkürede kuzey - güney dogrultusunda hareket eden hava akimlari ve okyanus akintilari bu durumdan etkilenirler. Kuzey yarimkürede saga, güneyde sola dönerler. Ancak bu, dünya yüzünde büyük bir ölçekte okyanuslarin dibindeki sürtünme ve bulutlarin, hava akimlarinin üzerinde bulunduklari
    yerle birlikte hareket etmelerinin etkileriyle olusan bir tabiat olayidir.
    Bilim insanlari bunun lavabo veya küvet gibi nispeten mik-ro ölçüde de mümkün olup olmadigini hala tartisiyorlar. Bir kismi burada suyun musluktan çikis sekil ve hizinin, lavaboya düstügü noktanin, lavabonun ve suyun gittigi yerin yapisinin etken oldugunu söylüyorlar, digerleri de ideal sartlarda 50 kere deney yapin ve görün diyorlar. Haydi banyoya, bilimsel deney yapmaya...!

  8. #8
    Trabzonspor Kongre Üyesi

    BMN Yönetim Kurulu
    U.Sadıkoğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    19.06.2004
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    12,572

    Standart

    [img]smileys/smiley17.gif[/img]

  9. #9
    Barış - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    21.10.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    37
    Mesajlar
    4,223

    Standart

    Harbiden fuzuli yani.

  10. #10
    Forumdan Uzaklaştırılmıştır Çebi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    29.05.2004
    Yaş
    39
    Mesajlar
    1,205

    Standart

    Ya Erhan çok lüzumsuz adamsin[img]smileys/smiley36.gif[/img]

  11. #11

    Üyelik tarihi
    28.10.2004
    Mesajlar
    332

    Standart

    gercekten cok lüzumsuz sorular

  12. #12

    Standart



    Alıntı BordoMavim Nickli Üyeden Alıntı
    Ya Erhan çok lüzumsuz adamsin[img]smileys/smiley36.gif[/img]

    [img]smileys/smiley36.gif[/img][img]smileys/smiley36.gif[/img]sieeee

  13. #13
    #10 Fietra - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    34
    Mesajlar
    4,213

    Standart

    Valla ben çok meraklandim simdiK

  14. #14

    Üyelik tarihi
    11.11.2004
    Nereden
    Avrupa Diğer
    Mesajlar
    238

    Standart



    Alıntı oflu144 Nickli Üyeden Alıntı
    Harbiden fuzuli yani.

    hemserime katiliyorum

  15. #15

    Standart

    lan erhan senden böyle fuzuli seyler beklemezdim
    ne angut adamsin [img]smileys/smiley36.gif[/img] [img]smileys/smiley36.gif[/img]

  16. #16
    Forumdan Uzaklaştırılmıştır
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Mesajlar
    1,855

    Standart

    fuzuli adam fuzuli seylerle ugrasir iste..buyrun [img]smileys/smiley4.gif[/img]Edited by: kuzey_lee

  17. #17

    Standart

    Tamam len ulen bi topic actik.. iyi ki.. [img]smileys/smiley36.gif[/img]

  18. #18
    Forumdan Uzaklaştırılmıştır Çebi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    29.05.2004
    Yaş
    39
    Mesajlar
    1,205

    Standart



    Alıntı ErDoCLG Nickli Üyeden Alıntı
    lan erhan senden böyle fuzuli seyler beklemezdim
    ne angut adamsin [img]smileys/smiley36.gif[/img] [img]smileys/smiley36.gif[/img]

    erdalim abarttin sende[img]smileys/smiley36.gif[/img]


    gitme bu kadar üstüne çocugun[img]smileys/smiley36.gif[/img]

  19. #19
    #10 Fietra - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    34
    Mesajlar
    4,213

    Standart



    Alıntı kuzey_lee Nickli Üyeden Alıntı
    fuzuli adam fuzuli seylerle ugrasir iste..buyrun [img]smileys/smiley4.gif[/img]

    Niye o zaman Fuzuli fuzuli seylerle ugrasiyor diye anilmamis.

  20. #20
    TheRapZoNe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    12.09.2004
    Nereden
    Trabzon
    Mesajlar
    2,130

    Standart

    Alıntı Erhan|TS Nickli Üyeden Alıntı

    [img]smileys/smiley36.gif[/img]


    [img]smileys/smiley36.gif[/img]

  21. #21

    Üyelik tarihi
    16.12.2004
    Mesajlar
    19

    Standart



    çebi ya sen de lüzumsuzsun ya ne isin var burada ..


    ahmet abi sag kiraliyalimda maç yapalim bu aksam



  22. #22

    Üyelik tarihi
    16.12.2004
    Mesajlar
    19

    Standart



    [img]smileys/smiley18.gif[/img]çebinin son haliiiiii.......... [img]smileys/smiley11.gif[/img]

  23. #23

    Standart

    [img]smileys/smiley36.gif[/img] [img]smileys/smiley36.gif[/img]

  24. #24

    Standart

    bu arada ben niye güldüm anlamadim

  25. #25

    Standart

    [img]smileys/smiley36.gif[/img][img]smileys/smiley4.gif[/img][img]smileys/smiley36.gif[/img]ii bera bundan sonra yönümüzü bulabilicez... lavabo hesabi [img]smileys/smiley2.gif[/img]

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •