Dört Ayaklılar

[Cyzio]

Bilmiyorum, böyle bir başlık var mıydı? Sekiz sayfa geri gittim ama görmedim. Eğer varsa, yöneticilerden ricam, birleştirmeleri olacak.

Gelin bu başlıkta hayvan dostlarımızı anlatalım. "Dört Ayaklılar" sadece sembol tabii ki. Yoksa kuş ve balıklarınızı da anlatabilirsiniz. Hatta, hamster, bukalemun gibi pek alışık olmadığımız dostlarımızı da.

Benim çocukluğum Erzurum'da geçti. Öteden beri de, hayvanlara yoğun bir ilgim olmuştu. Hayvan belgeselleri, hep en çok ilgimi çeken televizyon programları oldular. Hattâ, Lise 2'ye gelinceye kadar, hep zooloji tahsil etmek istedim. O sene matematik ve fizik bilimleri çok hoşuma gitti ve sonunda mühendis oldum.

Erzurum'da da, oturduğumuz üniversite lojmanlarından biraz uzaklaşınca, kırlara gelir, tarla farelerini gözetler, kertenkeleler yakalar, evde beslemeye çalışırdım.

Evet konuyu dağıttım. Hayvan dostlardan bahsedeceğiz: Haydi ilk yazıyı da ben yazayım.

[Cyzio]

Çocukken Erzurum'da yaşadığımızı yukarıdaki yazımda belirtmiştim. Yazları İstanbul Levend'deki evimizde geçirirdik. O yazlardan birinde, öteden beri çok istediğim bir kedim olmuştu. Aşağıdaki yazılar, Levend hatıralarımı anlattığım başka bir yazımdan alınmadır:

..."Çam ağacı" deyince aklıma geldi: Bindokuzyüzyetmişbeş yazında, kedileri hiç sevmeyen annemin büyüj fedakârlık göstererek, eve bir kedinin gelmesini kabûl etmesiyle, MİİGROS'un yanından yavru bir kediyi eve getirip, adını "Elâ" koymuştuk. Bir gün, "Acaba gerçekten dört ayak üstüne mi düşüyor?" düşüncesiyle, Elâ'yı çam ağacının tepesinden, hem de ters olarak bırakmıştım. Hakikaten de dört ayak üstüne düştü. O gün şuursuzca yaptığım bu hareket neticesinde, Elâ'nın kemiklerinin kırılmadığına bugün hâlâ şükrederim. Elâ, emanet ettiğimiz kiracılar sayesinde, ertesi yaz da bizimle beraber oldu. Ama ondan sonra maalesef bir arabanın altında kalmış. Kendi kedim diye söylemiyorum; onun kadar güzel kediyi çok az gördüm."

..."Elâ sağken, balkondaki divanın büyük sırt yastığını deviridik ki, içine girip uyusun. Elâ'nın siyah, kuyruksuz, çirkince bir hanımı vardı. Sabahleyin erkenden uyanıp, kapıyı açarsam, onun da Elâ'nın yanında yattığını görürdüm. Ama beni görür görmez kaçar, gün boyu da görünmezdi. Ya böyle sabahın erken saatlerde uyandığını görürdük; ya da gece geç vakit bir yerden döndüğümüz zaman, Elâ ile beraber uyuduğunu. Bu kuyruksuz dişi kedi, bize hiç sokulmadı. Elâ'yı kaybettikten sonra, onu da görmedik."

Yazımı Elâ için yazdığım bir şiirle noktalıyorum:


ELÂ

Sanki dün beraberdik, iki eski kafadar,
Çocukluk günlerimin cilveli sevgilisi.
Uyumayıp beklesem öyle sabaha kadar,
Uzaktan ince ince hâlâ gelir mi sesi?

Bir garip olur içim, sen aklıma geldikçe,
Bir zamanlar uğruna ağladığım yaratık.
Pek zevk vermiyor bana Levend'deki o bahçe.
Sanki her şey bir suskun... Çünkü sen yoksun artık...

[Egemen]

hocam aşırı bi fobim var 4, 3, 2, 5, 6, 40, ayaklılara karşı kısacası hiç dostum olmadı olmazda bundan sonra

[Gamze]

Kedileri hiç sevemedim,sevebileceğimi de sanmıyorum hocam. Köpekler her zaman favorilerim olmuştur.

Ama hayvan besleyemem.Yani artık besleyemem.

Mardin'deyken kuşlarımız vardı renk renk.Klasik isimleriyle birlikte tabi.Maviş,boncuk vs. vs. Onların tek tek ölümünü görmüştüm.Tabi yaş 8,etkileniyorsun.Baya üzülmüştüm kuşlarıma.

Sonra İstanbul'a geldik.Burda da kuş aldı annem eve.Ben bazen yemlerinin kabuklarının esas yemin üstünü örttüğünü ve kuşların alttakileri almaya çalıştığını gördüğümde aç kaldıklarını sanırdım.Çok üzülürdüm.Bir de bazen sularının dibe vurduğunu farkeder ''acaba ne zamandır böyle,acaba susuz mu kaldılar,neden bakmadım ki sanki'' diye kendi kendimi yer,bir sürü üzülürdüm.Sonra o kuşlardan biri kaçtı.Geri dönmedi,bu sefer de acaba şimdi ne yapıyor,ölmüş müdür diye üzüldüm.Hasılı,bir hayvancağız beslemek bana işkence oluyordu.

Bir kaç sene önce kardeşim bu sefer tutmuş eve civciv getirmiş.Aynı sabah civcivin ölü bedeniyle karşılaşınca bu sefer dedim ''Yok hayvan falan!Nokta!''

Eski evimizde bahçemiz vardı arkada.Kediler gelirdi oraya.Ben -her ne kadar sevmesem de kedileri - ekmek falan atıyordum onlara.Onlar ekmeğe saldırınca benim içim sızlıyordu.Demek ki hepsi açtı!..Baya ağladığımı ve dua ettiğimi bilirim o kediler için.

Çok etkileniyorum,bu iyi değil maalesef.

Sözün özü vesselam,hayvanlar benden uzak olsun.Severim,ama sadece severim.

Bir canlının sorumluluğunu almak zor geliyor.Sanırım biraz abartıyorum bu işi ama,ne yapayım?

[Lapina]

Çok fantastik oldu sanırım.

[corleone]

beni bi kere bi köpek kovaladı, orta 3 deydim, baya hızlı kaçtım onu biliyorum da gören arkadaşlar 100 metreyi 5 saniyede koştun demişti, gerçekten hızlı koşmuştum, köpek o kadar sinirliydi yetişemeyeceğini anlayıp bıraktı beni, sonra hırs yaptı, zaten bizim evin önünde dururdu hep, her zaman beni kolluyor biliyorum, bi gün yine düştü peşime, ben de dik dik bakmıştım ama, yine yakalayamadı, sonra bi köpek duası öğrendim, hep okuyordum o köpeği görünce o gün bu gündür köpeklerden korkarım, onların inadına da kedileri severim, şimdi sahipleri taşındı o köpek de çoktan ölmüştür, ölüşünü izlemek isterdim çok çektirdi bana...

[Kaya]

Çok fantastik oldu sanırım.

Tipe bak... Hayret bişi...

Kuştan başka besleyebileceğim bir hayvan yok. Gerçi artık onları da tercih etmiyorum. Alışmışken; ölümleri insanı gerçekten yıpratıyor, üzüyor.

[Lapina]

beni bi kere bi köpek kovaladı, orta 3 deydim, baya hızlı kaçtım onu biliyorum da gören arkadaşlar 100 metreyi 5 saniyede koştun demişti, gerçekten hızlı koşmuştum, köpek o kadar sinirliydi yetişemeyeceğini anlayıp bıraktı beni, sonra hırs yaptı, zaten bizim evin önünde dururdu hep, her zaman beni kolluyor biliyorum, bi gün yine düştü peşime, ben de dik dik bakmıştım ama, yine yakalayamadı, sonra bi köpek duası öğrendim, hep okuyordum o köpeği görünce o gün bu gündür köpeklerden korkarım, onların inadına da kedileri severim, şimdi sahipleri taşındı o köpek de çoktan ölmüştür, ölüşünü izlemek isterdim çok çektirdi bana...

İnanamıyorum sana...

[Kaya]

Enis, öldürdün beni akşam akşam... Yaşayasın sen...

[corleone]

yaşananların hepsi gerçektir, bir gün yaşım 40'ı bulup sebebini anlayamadığım kabuslar görürsem sebeplerinden biri de bu köpektir, diğeri 17 ağustos depremidir, bir de trabzonspordur...

[Adem Erdoğan]

@corleone

kediler kovalayıncada farelerlemi dost olacan

[Kaya]

Doğrudur Enis... Bir de; hatırlatayim, köpeğe "hoşt" deyince kaçmıyor, kovalıyor. Haberiniz olsun, denemeyin...

[Berat]

Ben de beslediğim hayvanlardan daha sonra bahsedeceğim ama öncelikle karşınızda bordo-mavi balık; Kardinal Neon Tetra..

Kendisiyle ilk tanışmamız Ankara'daki hayvanat bahçesinde olmuştu. Renklerini görür görmez aramızda bir elektriklenme oldu.. İlk görüşte aşk dedikleri böyle birşey olmalıydı..Kimbilir,belki de birgün Trabzonspor'un maskotu bordo-mavi bir balık olur



Paracheirodon axelrodi (Kardinal Neon Tetra)

Latince Adı: Paracheirodon axelrodi

Habitatı ve Anavatanı: Güney Amerika. Yavaş akan, temiz, kahverengimsi suda yaşarlar.

Beslenme Biçimi: Etçil

Davranış Biçimi: Barışçıl

Kendi Türlerine Davranışı: Barışçıl

Üreme: Erkekler daha ince olur. Bir yaşına girmiş hazır dişi ve erkek, bol bitkilendirilmiş, ışıksız 40 lt civarında bir tanka alınarak burada üremesi sağlanır. Akşam saatlerine doğru 500 civarı yumurta dökerler. Yumurtlamadan sonra anne baba ana akvaryuma geri atılır. Yavrular 5 gün sonra serbest yüzmeye ve yem yemeye başlar.

Sıcaklık: 24 - 28 °C

En Fazla Büyüdüğü Boy: 5 cm

Su Sertliği: Yumuşak

pH: 5 - 7

Genel Yorum: Barışçıl karma akvaryum balıklarıdır. En az 6 lı sürü halinde bakılmalıdır, daha az sayıda bakıldıklarında akvaryumda birey olarak dolaşacak, strese girecek ve kolaylıkla hastalık kapacaktır. Gurami, Discus, Cüce Cichlidler gibi balıklara sorunsuz bir şekilde arkadaşlık ederler. Karanlıkta renk atar trasnparan görünüme sahip olurlar. Işıklar açıldığında 15 dakika içinde renkelrini alacaklardır. Koyu renkli kum, loş ışıklandırma ve bol bitkili akvaryumda bakılmalıdır. Akvaryum ne kadar koyu dekore edilirse balıklar kendini o kadar güzel gösterir. Küçük 6lı bir grup için 40 ltlik bir akvaryum yeterli olacaktır. Toksik maddelere karşı çok duyarlıdır, suyun temiz olmasına çok dikkat edilmelidir. Normal Neonlardan daha büyüktürler, ve kırmızı çizgileri neon gibi karında kesilmez, tüm vücut boyunca devam eder.

[Kaya]

Berat sen mi besliyorsun bunu? Foto çıktı işte...

[Berat]

Yok Kayacım,henüz değil ama evde gerekli şartları oluşturabildiğimde ve biraz daha geniş bir odayı gaspettiğimde ilk işim akvaryum yaptırıp, kardinal neon tetralarla doldurmak olacak..

Düşünsenize bu balıktan 20-25 tane bir arada... Trabzonspor Bayrağı gibi dalgalanırlar akvaryumun içinde

[Adem Erdoğan]

Berat o akvaryumda kan çıkar.

[Egemen]

berat etçil dio la buna pirana mirana olmasun habu ??? yerum bordo mavisini

[m@rdi]

Ben ilk okuldaydım evimize Hami ve Ogün geldiğinde ,ikiside bembeyaz topak gibiydi,küçücük ve çok tatlıydılar. Malum şehir şartları ancak evin balkonunda barındırabiliyorduk babam büyük bir kafes yapmıştı onlara,zıp oyana zıp bu yana atlayıp dururlardı tüm gün. Elimize alıp sevmek istediğimizde biraz ürkek biraz da hırçın davranırlardı.Ben küçük onlarda küçük balkon hal gibi,marullar,maydanozlar,apartman bahçesinden gizlice yolunmuş otlar,havuçlar...Hami biraz daha küçük olduğundan daha sevimliydi (ismininda etkisi vardı hani ), ancak sevimliliğinin arkasındaki kendini koruma içgüdüsüyle attığı tırmık yüzünden o gün bugündür hayvanlara dokunamıyorum

.......

Daha sonraları evimizde bir kuş cenneti oluşturacak kadar muhabbet kuşu oldu (ticaretini yapsak köşeyi dönmüştük ) isimlerini tahmin edersiniz önceleri şota,arçil... sonraları gündeme göre değişiyordu, ciguli,binnaz,kezban yenge ... Son neferimiz fatih te bizi bırakıp terki diyar eyleyince annem artık eve insan dışında canlı sokmuyor

[ilhan]

4Ayalıkları pek sevmem ama küçük bir kanişim olmasını istemişimdir her zaman.

[Gürkan]

Doğrudur Enis... Bir de; hatırlatayim, köpeğe "hoşt" deyince kaçmıyor, kovalıyor. Haberiniz olsun, denemeyin...

hoşt'u koş anlıyor galiba.

[liginefendisi]

Selam;

İşyerinin balkonda Sıpa büyüklüğünde bir Danua besliyoruz...Patron yazın yazlığına götürdüğü,hayvanı kışın balkona hapsediyor...İlk başlarda eziyet olan bakımı,onu tanıdıkça keyife dönüştü.Haşmetli görüntüsüne rağmen çok yufka yürekli.Cenab'ı Hak tabiatta tezatlarla uyumu öyle yakalamış ki biz fanilere sadece seyretmek düşüyor sanırım...Kolay kolay havlamaz ve diğer köpeklerin sataşmalarına kulak asmaz.Hiçbir eğitim almamasına rağmen laftan anlar ve gariptir,bir köpekten beklemeyeceğiniz kadar da titizdir...Eğer becerebilirsem resmini de yapıştıracağım...
Bu vesileyle her sabah işyerine giderken sanki lazer hedefleyicisiyle işaretlemiş gibi aynı yere tükürmeyi başaran 4 ayaklımsı,2 ayaklıyı da anıyorum...Onun bıraktığı işaretler sayesinde yolumu kaybetmeden gidebiliyorum işe,en azından böyle bir katkısı var hayatıma...

[Adem Erdoğan]

Abi şu danua nın biresmini koysana nasıl bir hayvandır o.ilk defa duydum

[liginefendisi]

Selam;

Aşağıdaki İnternette bulduğum muadiliKöpek aleminin en büyük cinsidir. Bizimki de buna çok benziyor,sözüm olsun resmini çekip yapıştacağım ama burada maalesef o ekipman yok 1-2 gün yeterli sözümü tutmak için...

[golebshera]

Atları çok seviyorum..

Bu kadar muhteşem bir hayvan yaratmış yaratan.. Bakmaya doyamam, sevmeye doyamam, dinlemeye doyamam.. Cennetten geldiler sanki.. Hiç ata binmedim, eğer bir gün bir atın sırtına çıkarsam, daha inmem sanırım.

Eğer önceki yaşam diye birşey olmuş olsaydı, kesin süvariymişim derim..

At, gökyüzü ve rüzgar.. Bir erkek daha güzel ne düşleyebilir?

[Erbay]