Az evvel genel başlığında, kendime hakim olamayarak, Ziya Doğan'a hakaretamiz bir ifade kullandım. Eğer ceza yiyecek olursam, 17 Nisan'ı pas geçeceğiz.
24 Nisan'da görüşmek üzere.
Az evvel genel başlığında, kendime hakim olamayarak, Ziya Doğan'a hakaretamiz bir ifade kullandım. Eğer ceza yiyecek olursam, 17 Nisan'ı pas geçeceğiz.
24 Nisan'da görüşmek üzere.
Efendim;
Lâflarıma evvelâ bu gece aranızda olabildiğim için çok mutlu olduğumu söylemekle başlayayım. Hafta sonu, bir mesajımda Ziya Hoca'ya bayağı bir (bana göre ceza yiyecek kadar) dokundurmuştum ama; ya gözden kaçtı, ya da bir müsamaha durumuyla karşılaştım (bana kalırsa bu ikinci şık daha ağır basıyor). Her ne ise; neticede aranızdayım, işte.
Bu Salı sizlere tanıtacağım eser, her ne kadar bir konçerto formunda olsa da, ismi genellikle konçerto olarak anılmaz. Parçanın adı Rondo Capriccio, bestekârı Camille Saint-Saëns ("Sen Sans" olarak okunur).
Lise 2'deydim galiba. Radyoda hergün bölümleri yayınlanan, "Çocuk Bahçesi" diye "Arkası Yarın" misali bir program vardı. İşte o programda, Bernardin de Saint Pierre'in meşhur "Paul ile Virjini" adlı çocuk romanı seslendiriliyordu. Çok iyi hatırlıyorum, tok sesli TRT sanatçısı Yıldırım Önal da (Galiba öldü, Allah rahmet eylesin), ya hikâyeyi anlatıyordu, ya da bir rolü vardı.
Hikâye iki çocuğun arasında geçen, hüzünlü bir aşk masalıdır. Konusunu tam hatırlamıyorum. Ama jenerik müziği beni çok etkilemişti. Romanın konusuna çok uyan, hüzünlü, insanın ruhunu ele geçiren, kemanın doruklarda gezdiği bir parça.
Ben iddialı (Hatta iddiasız bile değil) bir klasik müzik dinleyicisi değilim. Tek-tük, popüler parçaları bilirim. Ama bu parça için, "kemanın daha iyi vurgulanabildiği bir parça yoktur" yorumunu yapmakta bir beis görmüyorum. Bilhassa, parçanın yaklaşık ikinci dakikasında başlayan melodi, bilmem sizi de benim gibi hüzün ülkelerine götürecek mi?
Babamın plakları arasında yer alan yorumunu Yehudi Menuhin yapmıştı. Buraya koyacağım videonun baş kemancısını görünce, gözlerinize inanamayacaksınız. Allah ne dehâlar yaratıyor.
İyi seyirler.
Hocam;küçücük uşağı gördüm moralim bozuldu,biz flüt çalmayı öğreniyorduk onun kadarken Kaç yaşında acaba
Hocam bahsettiğiniz o bölümün ( ikinci dakikadan itibaren başlıyor dediğiniz melodi kısmının) sadece ilk saniyelerinde hüzünlenir gibi olmakla birlikte eseri içim kıpır kıpır dinledim.Hüzünden öte bir coşku hissettim ben,nasıl anlatayım.Bir muzurluk var sanki melodide.İfade edemiyorum ama çok keyif aldım.Teşekkür ederim.
Belki "Paul ile Virjini"nin konusundan olsa gerek, bana hüzün veriyor. Ama güzel bir parça, değil mi?
Gecikmeden dolayı özür dilerim. Dün başım fecî bir şekilde ağrıyordu.
Bu haftaki Cuma(ertesi) konserimizin konuğu Johann Sebastian Bach. Bu büyük dehânın iyi bir biyografisini sizinle paylaşacağım (daha fazla gecikmemek adna kopyala-yapıştır yaptım, kusûra bakmayınız.), ardından da ünlü bir eserini sunaağım. Bundan sonra ise kronolojik bir sırayla beğendiğim bestecilerin güzel eserlerini her cum'â bu başlığa ekleyeceğim.
biyografi.net Nickli Üyeden AlıntıAltta ise ünlü Brandenburg konçertolarından 5.'sinin 1962'deki bir kaydı yer almaktadır.biyografi.net Nickli Üyeden Alıntı
Konçertolara olan ilgim dikkâtinizi çekmiştir, bu büyük besteci ve yorumcuları san'âtlarının zirvesinde görmek çok hoş bir deneyim.
Konu Özkan tarafından (22.04.2007 Saat 00:10 ) değiştirilmiştir.
Stand-upçı başkan istemiyoruz!
Sevgili Kokturk;
Teşekkürler ama videonu çalıştıramadım. Acaba hata bende mi?
Veee... A1 durumları nasıl gidiyor? Yetecek bir not alabildin mi?
Sevgiler.
Ayrıca dün için geçmiş olsun.
Şu hâlde, link vereyim: http://video.google.com/videoplay?do...uration%3Along
A1 alma olasılığım %80 gibi ama artık A1 umrumda değil. Amacıma ulaştım.
"Geçmiş olsun" dilekleriniz için teşekkür ederim.
Stand-upçı başkan istemiyoruz!
Tamam;
Şimdi dinlemeye başladım. Branderburg konçertoları, gerçekten güzel eserlerdir.
Teşekkürler.
Bu geceki eserimiz Johann Sebastian Bach'ın, Kokturk'ün yukarıdaki yazısında "en beğenilen eseri" diye bahsettiği Toccata & Fugue. Pek çoğunuzun en az bir kere dinlediğinizden emin olduğum bu eser, halkımız tarafından gene büyük ölçüde bilinir. En azından giriş melodisi.
Bu parçada, bir kilise enstrümanı olan org'la tanışacaksınız. Lütfen sadece dinlemekle kalmayın, aynı zamanda seyredin. Tek bir çalgının ne kadar zengin (adeta bir orkestra kadar) sesler verdiğini ve ne kadar büyük bir hacim kapladığını göreceksiniz.
Fazla uzun bir eser olmadığı için, tek videoya sığmış durumda.
İyi seyirler.
Bu haftaki konuğumuz Ludwig van Beethoven. Yaşam öyküsünü yine kopyala/yapıştır yaptım (Tanrım, ne kadar da tembelim son günlerde.). Kusûra bakmayın.
beethovenlives.net Nickli Üyeden Alıntı
Aşağıdaki eser, ünlü "Ayışığı Sonatı"nın (Sonata Quasi Una Fantasia) bir parçasıdır ve yorumcu, dünyâca ünlü Rus piyanist Viktor Merzhanov. Merzhanov, Ziloty ve Rachmaninov'la başlayan ünlü rus piyanist silsilesinin devâmı kabûl edilen çok büyük ve yetenekli bir sanatçı.
Stand-upçı başkan istemiyoruz!
Ay Işığı Sonatı'na teşekkürler. Keyifle dinledim.
Henüz dinleme fırsatını buluyorum eserleri yine.
Teşekkürler ikinize de.
Ricâ ederim.
"Mârifet iltifâta tâbîdir." der eskiler. Anladığım kadarı ile BMN'de klasik müzik fazla sevilmiyor. kaç haftadır 3 sayfayı yeni dolduruyoruz. Olsun, devâm edeceğiz. İleride Türk klasik müziği ile devâm etmeyi düşünüyorum, elimdeki kronolojik sıra bittikten sonra. Bizde daha büyük müzisyenler var, Itrî'nin en büyük hayranları da batılı klasik müzik bestecileridir.
Stand-upçı başkan istemiyoruz!
'Aklıma gelmişken, yukarıdaki alıntıda geçen Heiligenstadt Vasiyyetnâmesi http://sozluk.sourtimes.org/show.asp...+vasiyetnamesi bağlantısında yer almaktadır.
Stand-upçı başkan istemiyoruz!
Bu akşamki klasik eserimiz Fransız bestekâr Maurice Ravel'in dünyaca meşhur "Bolero"su. En sinir bozucu klasik eserdir. Tek bir teması vardır; yaklaşık onbeş dakika bu tema üzerine sürer gider.
Parça çok yumuşak bir şekilde başlamasına rağmen, ilerleyen dakikalarda monotonluğun getirdiği gerginlik kendini hissettirir. Ağır bir tempoyla başlamasına rağmen, hem çok hafif bir hızlanma hem de gitgide hissedilen bir ses artışı vardır. Bilhassa vurmalı çalgılar başlarda hissedilmez şekilde icra ederken, sonlara doğru artık neredeyse sadece onların sesi duyulacaktır.
Parçayı ilginç kılan bir başka özellik, temanın her tekrarında bir başka nefesli sazın orkestraya iştirakidir. Parçanın sonlarına doğru gerginlik artık tam olarak hissedilmektedir ve kısa bir deşarjla son bulur.
Berlin Flarmoni Orkestrası'ndan, ilginç bir açık hava konseri.
İyi seyirler.
Teşekkürler hocam.
Dinleyiciler umarım sıkılmamıştır.
Stand-upçı başkan istemiyoruz!
Hakikaten huzursuz oldum
Yine aşina olduğum ama nedir,nasıl yorumlanır(),kimindir bilmediğim bir eseri tanımış oldum.Teşekkür ederim hocam
Saksafoncu abilerimizden biri de baya kiloluymuş. Oldu bitti saksafonun sesinden haz etmem zaten
Franz Joseph Haydn
http://tr.wikipedia.org/wiki/Franz_Joseph_Haydn
Bu eser, Haydn'ın C* viyolonsel konçertosu. İsveç Oda Orkestrası tarafından çalınmış ve son hareketi yapan san'âtçı Julian Lloyd Webber.
*Bizdeki karşılığının hangi nota olduğunu bilmiyorum. Bilen birisi bizi aydınlatırsa sevinirim.
Konu Özkan tarafından (05.05.2007 Saat 01:27 ) değiştirilmiştir.
Stand-upçı başkan istemiyoruz!
Unutmadan, Haydn'ın en ünlü eseri olan Farewell Senfonisi'nden (45. senfoni) bir bölümü (Adaggio movement) ekleyeyim. Ne yazık ki video yok. Bu senfoninin özelliği, her bölümde bir san'âtçının çıkması. Tamâmını bulamadım. Bu kısımla idâre etmek durumundayız.
www.hyperion-records.co.uk:8080/ramgen/55118-01.rm
http://en.wikipedia.org/wiki/Symphon...45_%28Haydn%29 Bu da tam öykü ve eser hakkındaki bilgi.
Konu Özkan tarafından (04.05.2007 Saat 23:43 ) değiştirilmiştir.
Stand-upçı başkan istemiyoruz!
Sevgili Kokturk;
Paylaşım için teşekkürler. Yalnız "Keman" değil de, "Viyolonsel Konçertosu" olmasın ? Eseri bilmediğim için, emin de değilim gerçi ama?
Her ne ise... Güzel bir parçayı da öğrenmiş olduk.
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)