Üstte bahsettiğim ihtiyaç şu: Serinlik. Bunu destekleyen gözlemimi anlatayım. Birkaç yıl önce eşimle Trabzon'daydık. Maraş Caddesi'nden Meydan'a doğru arabayla gidiyoruz. Aniden sağanak bastırdı. Suluhan'a doğru kaçıştı herkes. McDonald's mı vardı o köşede, tam hatırlamıyorum. Körfez ülkelerinden geldiği belli olan bir turist kadın ellerine göğe açarak çocuklarıyla yağmuru karşılıyordu. Ben söylemeden eşim "İşte bu yüzden Trabzon'a geliyorlar" dedi. Bakanlıktaki yetkiliye bu anımı anlattım. "Tam da bu" dedi.
Özetle, kamuoyuna açıklanmamış olsa da bu bir plan. Kent bunu nasıl karşılar? Çözülmesi gereken soru bu. Herkesin fındık bahçesini söküp turizme yatırım yapması beklenemez. Ancak üstteki plana paralel bir kent projesi hazırlanmalı.
@
Taner Uykuçeken
Abiyle basketbol maçı için Trabzon'a gittiğimizde Uzungöl'e çıkmıştık. Garsondan yöresel mutfağımızdan yiyecekler getirmesini rica ettik. Ayıptır söylemesi, humus getirdi. (:
"Suriyeliler giderse ekonomi çöker" saçmalığını bir kenara bırakalım, turizm bambaşka bir şey. Önce güvenlik tesis etmeniz lazım. Ardından profesyonel bir hizmet sunmanız lazım. Çeşitlilik önemli. Fakat hepsinin önünde, özünüzü koruyun ve o özden sunum yapın. Tepene de çıkarma. Arap gelecek diye oryantal yapmana gerek yok, yine kemençe çal. Onun için geliyor. Ben Napoli'ye hamsi, mezgit yemeye gitmiyorum. Empati yapılmalı. Ve sadece bugün düşünülmemeli. Uzun vadeli, kalıcı planlar yapılmalı. Şehrin altyapısı çökmemeli. Özel bir dönem bile olsa ne demişti Bodrum Belediye Başkanı: "İlçenin bu kadar kişiyi ağırlayacak kapasitesi yok."
Böyle anılmak tabii ki hoş değil. İki kişi, alkolsüz, manzarasız bir balıkçıda (Sırf sosyal medyada meşhurmuş diye) dört haneli hesap ödemek tehlike çanıdır! (Allah'tan Uzungöl'deki gibi humus değil de yöresel ikramları var). Ya oralar bizim doğup büyüdüğümüz mahalleler. Bu fiyatlandırmaya da dikkat edilmeli. İki turist gelecek diye Yüksel, Set balık, Arnavutköy Balıkçısı'ndan pahalı olmak... Hıncal Uluç'un yazdığı Zorlu'nun oda fiyatlarının Boğaz'daki Swiss Otel'den yüksek olması gibi...
* Havalimanı kesinlikle elden geçirilmeli. Pist çok teknik bir konu ama terminal binaları yenilenmeli.
* Trabzonspor, turizm rotasının bir parçası olmalı. Buna dair bir aktivite görmedim, varsa öğrenmek isterim. Stadyum ve müze gezileri, şehrin merkez noktaları ve turistik lokasyonların girişlerinde standlar kurulmalı. Aşağıda La Rambla örneğini verdim.
* Tur operatörleri Uzungöl, Sümela, Ayder gibi Trabzon'un doğusuna çalışıyor, o taraf daha hareketli. Ama batısı da fena değildir. (: Üstte bahsettiğim çeşitlilikten kastım bu mesela...
* Tarihî derinliği olan, yılların üniversite ve memur kentine turizm iyi gelecektir diye düşünüyorum.
* Duyduğum en sık şikayet, araç kiralama ücretlerinin çılgınlığı. Çözülebilecek konular aslında...
NOT: Allah aşkına, birbirinden farklı konularda her karşı duruş için "ırkçılık" lafzı kullanılmasın. Ülkede kavramların cılkını çıkardılar. Kimse savunamıyor diye en çok vurulan da ırkçılık oldu. Adam işten çıkarılıyor. "Bana ırkçılık yaptılar" diyor. "Ne dediler", diye sorunca. "İşi yavaş yapıyorsun" dediler. Bunu gördüm, yaşadım.