Trafikte de BMN !

[özbalkesli]

Evvela selam eder, yazıma başlarım!

Sadece ben değil, şu an boynumda takılı bulunan TS Club kravatım da sizleri selamlıyor.

Geçen cumartesi akşamı meydana gelmiş pek kutlu bir olayın şerefine binaen pazartesi günü takmış bulunduğum kravatımı o gün etrafımdaki tüm BJK taraftarlarının gözüne gözüne sokmuştum.

Dün akşam gerçekleşen bir diğer kutlu olay vesilesi ile boynumda yine aynı kravat mevcut. Ancak etrafımda Gaziantep’li (daha doğrusu Gaziantepsporlu) yok.

Öncelikle, geçen cumartesi günü AKM’deki Trabzon etkinliklerine geleceğimi beyan ettiğim halde gelememem nedeniyle konuyla ilgili tüm arkadaşlardan özür dilerim. Aslında durum tam anlamıyla “gelememek” değil; çünkü geldim ama biraz geç geldim (saat 17.20 dolayları). Ancak, geldiğimde diğer pekçok stand gibi BMN standının da yerinde yeller esiyordu. Aman Tanrım! Yoksa bu, aynı akşam Trabzonspor’un BJK karşısında fırtına gibi eseceğinin habercisi miydi?

Doğrusu ya, o anda bunu hiç düşünmemiştim. Zira, geç kalmış olmaktan dolayı mahçup olmuştum. Hatta sadece mahçup olmak değil, kendi kendime kızmıştım da. Cumartesi sabahı, bir yakınımın işi için kendisine eşlik etmem gerekiyordu. İşin 14.30-15.00 gibi bitmesi muhtemeldi, buna göre ben de 15.30 gibi AKM’ye gelebilirdim.

Mamafih evdeki hesap çarşıya uymadı. Saat 16.30 olmuştu ve biz işimizi ancak bitirebilmiştik. En seri nakil vasıtaları ile AKM’ye intikal etmeme rağmen vardığımda saat 17.20 olmuştu ve binanın kapısındaki güvenlik görevlisi çoktan “yassah hemşerim!” moduna geçmişti. Gerçi bu tavır içeri girmemi engellemedi ama BMN standında bir köşede bırakılmış üç-beş su şisesinden başka bir şey yoktu. Bu da herhalde benim “15.30 gibi gelirim” dediğim halde gelmeyerek su koyvermemi sembolize ediyordu.

Tipik bir madara olma durumu ile karşı karşıyaydım. O an için bu durumdan kurtulmanın tek bir yolu vardı; ben de gider BMN’cileri BJK maçını seyredecekleri yerde bulurdum. Bravo! Çok iyi fikir... Peki, maçı nerede seyredeceklerini nereden bileceksin?!... Hımm, bundan önceki maçları Balgat’daki Büyükliman Lokali’nde seyrediyorlardı galiba...

Maç 19.00’da olduğuna göre, ekip standı topladıktan sonra herhalde doğrudan oraya intikal etmiştir. Şimdi gitsem elimle koymuş gibi bulurum. Heyy, taksi! Çek Balgat’a, radyonun sesini de kıs! Ne anlarsınız ritmi, müziği birbirinin aynı olan şu Ankara oyun havalarından, hiç anlamam valla!..

Neyse, Balgat’a varınca sora sora lokali buldum. Buldum ama mekan bomboş! Sadece kasada oturan biri var, sağolsun ilgi gösterdi. Ancak sonuçta bir şey çıkmadı, çünkü kasadaki adam “Akşama spor salonunda şenlik var, bugün kimse maç seyretmeye gelmez, baksana burada da kimse yok!” dedi.

Bunu da duyunca anladım ki, bu iş olmaz! Maç saati de geliyor, en iyisi kaderine razı olup maçı izlemeye arkadaşların yanına gitmek... Maçları bir arkadaşın evinde seyrediyorum; giderken iki-üç kilo meyva aldım, elma portakal yiyerekten maçı seyrettim. Neyse ki maç iyi neticeyle bitti de günü hepten tatsız kapatmamış oldum. Portakallar da güzeldi ayrıca... Daha güzeli sizin olsun!

Bu açıklamayı ve ilgili arkadaşlara karşı özür borcumu Cumartesi gününden bu yana beyan etmeye niyetliyim ama bir türlü fırsat bulamadım. İşler biraz yoğun da... Geçen salı günü eve sabah 05.30’da gidebildim. Mesaim 09.00-18.00 arasındadır ama fiili durumlar nedeniyle işten çıkışım 19.00 civarlarını bulur. O gün sabah 05.00’a kadar çıkamadık; eve gidip bir duş, bir traş hoop tekrar işe... Diğer günler de sabaha kadar kalmasam da yoğun mesai yaptım, böyle olunca hayatın düzeni bozuldu tabii.

Bu arada arkadaşlar açtığım başlığı boş bırakmamışlar. Arabanın sahibi de tespit edilmiş. Bu vesile ile kendisi ile tanışmak benim için mutluluk oldu. Kısmet olsaydı geçen cumartesi günü gerçekten tanışacaktık ama işte yukarıda yazdığım gibi olmadı...

@kutoz’un nazik daveti de çok memnuniyet verici ama maalesef bu davete de icabet edemeyeceğim. Zira pazar günleri 09.30-13.30 arasında bir kursa gitmek zorundayım. Aslında bu durum bana çok koyuyor, çünkü pazar sabahı sokaklarda dersaneye giden çocuklar ile benden başka kimse olmuyor. Her ne kadar onlarla aramda yirmi yaşa yakın fark olsa da durumumuz hiç farklı değil; elinde defter-kitap, suratı düşmüş bir sürü tipten biriyim işte...

Sözü fazla uzattım, içinizi daha fazla bayıltmadan lafı toparlayayım. Son sözlerim Gamze’ye ve Cess’e olacak:

Değerli arkadaşım CeSS, bu sabah trafikte başka bir taşıta rastladım. Antalya plakalı bir ticari araçtı, arka tamponun üzerinde bordo-mavi olarak “Karadeniz Fırtınası” yazıyordu. Ancak başka bir yapıştırma falan görünmüyordu. Anladığım kadarıyla ticari kabiliyetin yerinde; bence böyle bir potansiyeli boş bırakmamalısın. Koca ticari araç, kaç çıkartma satarsın sen hesapla. Benim arabaya 10 adet satacak olan CeSS, ticari araca nereden baksanız 8.914.277.033.124 adet çıkartma satar.

Sevgili Gamze, o geminin Norveçli balıkçıların gemisi olup olmadığını bilmiyorum ama yine de hakkında bilgi sahibiyim. Bu yazı çok uzadı, bir başka yazıda doğrudan sana hitap ederek geminin öyküsünü anlatacağım. Anlaştık mı?

[Gökhan Bozyiğit]

http://forum.bordomavi.net/showthread.php?t=714&page=32

Maçları artık Kızılay'daki yerimizde Trabzon Vakfı ile beraber seyrediyoruz, oraya bekleriz.

[özbalkesli]

Bu mudur?

Adres: Trabzon Vakfı (Kızılayda ki, Ulusoyun olduğu binanın en üst katı)

[pacos_bill]

Evet, orası. Maç vakti hepimiz oradayız, sizi de bekleriz.