En Büyük TRABZONSPOR
Bize son zamanlarda ss lazio yakıştırması yapanlar,bu takımnda şeyhmuz ve onun gibilerin ne kadar sevildiğine, unutulmadığına bir daha baksın ve kendine gelsin.
''Üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğlerim'' (Hodus)
En Büyük TRABZONSPOR
“Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
Malik bin Dinar
Kelimeler kifayetsiz kalıyor...Onlar bize bu sevinci yaşatmıştı. Bugünkülerde bu acıları yaşatıyor. Tek şey değişmedi o da bu renklere olan aşkımız...
Emeği geçenlerin ellerine sağlık...İlaç oldu şu zor dönemde...
Futbol yürekli insanların oyunu olarak kalmalı
Türkiye'nin zencileri Trabzon'dan çıkar----------------------------------BUGÜN
Trabzonspor şükretmedikçe şampiyon olamaz---------------------------TRABZONSPOR
Tüketirsen azalır, üretirsen çoğalır--------------------------------------İÇİN
Arslanın sırtlanı çok olur-----------------------------------------------NE YAPTIN?
Baba ne yaptınnnn öldürdün bizi inan göz yaşlarını zor tutuyorum hamdolsun ki biz bunları yaşadık dün gibi hatırlarım bu maçı o zaman biz bu takıma çok güveniyorduk.3:0 biten ilk maça rağmen kupayı alacağımıza o kadar çok inanıyordukki ve başardıkta çünkü futbolcularda taraftar gibi seviyordu Trabzonsporu.Hele Şeyhmus'un 5. golü attıktan sonraki sevincini hiç unutmam seyirciye koşup kalkın looo ne oturursunuz kalkın sevinin diye bağırmıştı.sağolsunlar biz onları asla unutmadık.Şimdi bizim futbolculara bu ruhu anlatacak onlara kalkın ULAAA diyecek bir ruh lazım mevlam bize o günleeri göstersin hamdinin dediği gibi Trabzonsporun isterse 5 isterse 10 atacağı günlere birlikte ulaşmak temennisiyle
Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde fani dünyada bıraktığın eserlerede kıymet verme.
hayal meyal hatırladığım bir maçtı tekrar o günü yaşattın Tunga abi çok sağol.nasıl bir inanç nasıl bir özgüven. 5 de atarız 10 da atarız diyor daha ne olsun? devlet bakanı,bursalı,cavit çağlara meydan okuyor daha ne olsun? bir daha böyle zaferler yaşamaktan başka ne isteriz ki?
Ben Kuzeyin Oğlu, sen Bizans Torunu! Ben Asaletin Rengi, Sen Entrikanın Başkenti! Ben TRABZONUM, BİZ TRABZONSPORUZ!!!
Ne günlermiş be.
Allah belasını vermesin şimdiki yöneticilerin de futbolcuların da...
Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır!- Eomer -
Trabzonspor en büyük,istediği zaman 5 atar istediği zaman 10!!!
Herkes bunu kafasına çivilesin!!!En büyük Trabzonspor...Ah be,o günleri görmek vardı...
Şu maçı dün gibi hatırlıyorum. Vay be...!!!
Bugünkü futbol anlayışımıza bakınca söylenecek tek şey kalıyor: Demek "modern" futbolda ilk maçta 3 yersen ikinci maça çıkmayacaksın.
o vakitler ligde pek başarılı değildik ama avrupa ve kupada böyle güzel başarılar elde edebiliyorduk. bülent karpat çok komikti
Efsaneyi yaratanlara hamdolsun
Efsaneyi aratan albayrak, yardakçıları ,ziyaN ve futbolcu müsveddelerine kahrolsun
90 ya da 91 olmalı, çok iyi hatırlamıyorum ama Hıncal, Urbain'in gönderilmesiyle ilgili olarak "En başarılı takım Trabzon, niye hocasını yolluyor anlayamıyorum" diye bir şey yazmıştı. Ligde kaçıncıydık hatırlamıyorum ama Trabzonspor'luluk ruhu ligdeki sıralamanın üzerinde bir şey, ve bizde fazlasıyla vardı...
dur laaaaaaan
öldüm gülmekten yaaa
ama ne günlermiş yaa
bide şimdiye bakın oooff off
Tunga Abi Yıktın Yine Bizi Yaa
:meşale2: İşte saha hodri meydan Trabzonspor en büyük enn :meşale2:
" Biz dalkavuk bir aydınlığın yerine onurlu bir karanlığı seçtik "
Bu konu sabitlense güzel olur bence.Trabzonspor'un büyüklüğü hakkında şüphesi olan arkadaşlara biraz feyz verir belki...
vay be hamdi ne konuşmuş ben o günleri hatırlamıyorum bile
gecmiş gunlerde yasamak varmıs avnı aker e cehennem dendıgı yıllar ki bosuna da denmıyodu sımdı peehhh herkes gule oyneye gelıo alıo 3 puanı gıdıo olsun en azından gecmıssımız ii gelcege bakmak lazım ama gelcek karanlık bıey gorulmuo suankı durumda
BaKma ÖyLe Sessiz Durduğuma Yüreğimde Fırtınalar Kopuyor Sebebi ne senin varlığın ne de Yokluğun sebebi benim sana duyduğum....BÜYÜK TRABZONSPOR AŞKI
Hamdi'nin ropörtaja başlamadan önceki o "DURUN LAAA" diye haykırışı o gün olduğu gibi bugünde yüzümde gülümsemeyle ve gözlerimde ki ıslaklığın tekrarlamasına sebep oldu.
Universiteyi kazandığım ilk yıldı, 1. macı Fındıkzadedeki Trabzon öğrenci yurdunda seyretmiştim. Rövanş macını ise evimin yakınında ki kahvehanede seyretmiştim. Çünkü Trabzon öğrenci yurdunda yenilmenin yanında durmdadan küfreden taraftarımız çok canımı sıkmıştı. İkinici macı arkadaş grubumun ısrarına rağmen tek başıma kahvhanede seyretmiştim. O kadar 3 büyüklerin taraftarı arasında bir ben bir de yaşlı bir amca vardı Trabzonsporlu olarak. Macın sonunda takımımla ve Trabzonsporlu olmakla o kadar guru duymuştum ki anlatamam.
Bazı arkadaşlar o gün kü futbolcuların ruhundan falan bahsediyor ama olay öyle değil. O günün şartlarında yaşadığımız birlikti bu başarıyı getiren. İlk maçta ki o haksız penaltı golü olmasaydı 2. maca o arzuyla çıkmazdık. O haksızlık karşısında camianın birleşmesi sonucu bu başarı geldi. Ünalın maçtan önce ki tribün şovunu hatırlıyorum da ne güzel sahnelerdi. Yoksa o futbolculara da çok zaman ruhsuz dendi.
Potansiyelimizin farkına varalım, biz bir bütün olunca neler yaparız neler. Öyle ki bir futbol takımının oyuncu koca devlet bakanına bile kafa tutabildi. Çünkü o Trabzonsporun gücünü biliyordu.
Taraftarin iyisi
Eski kullanıcı adı : Tslidrist
ey büyük Trabzonspor taraftarı uyanın, takım uçurumun eşiğinde, yuvarlanmak üzere, sahip çıkın takıma. ey büyük Trabzonspor taraftarı, siz değilmiydiniz, plansız,programsız iş yaptı, transferi geciktirdi, sonucunda şampiyonlar liginde elendi diye(haklı olarak) sn.atay aktuğu istifa ettiren, siz değilmiydiniz, papila denen tetikçinin yaptığı haksızlıklar yüzünden onbinleri Trabzon sokaklarına döküp, protesto eden, sizden ricam bu potansiyelinizi kullanın ve klübün yakasındaki parazitleri temizleyin(başkan, yönetim ve ziyan)
nedir bu ölü toprağı, yükseltin sesinizi istifaya çağırın, sesiniz heryerde yankılansın, istifa istifa istifa, yönetim istifa, ziyan istifa, ölü toprağını atın üzerinden, bunlar; taraftar tepkisiz kaldıkça cesaretleniyor, daha pişkin hal alıyorlar, sizi demokratik tepkimizi seslendirmeye çağırıyorum. istifaaaa.saygıyla kalın
Benim yaşımdakiler şampiyonluk yaşayamadı. Ya da yaşadı ama anlayacak kadar büyük değildi. Aslında sırf bu yüzden Bursaspor'u yenerek kazandığımız bu kupa, benim gibiler için gönülden inandığımız Trabzonspor'un büyüklüğünün ender gösterilerinden biridir. Bir şampiyonluk kadar da değerlidir çünkü Trabzonspor'u, Trabzonspor davasını ifade eden ne varsa o kupa finalinde yaşanmıştı.
Her şeyden önce; şikeci, onursuz, taşıdığı Anadolu kimliğini ayaklar altına alan ahlak yoksunu bir takıma karşı dürüstlüğün, onurun ve mertliğin zaferiydi. Her şeyin para ile satın alınamayacağının en şaşaalı örneğiydi.O gün, Trabzonspor'un, Anadolu kimliğini taçlandırdığı, ahlak yoksunu birilerinin üzerine sürdüğü pislikten arındırdığı gündü.
İkincisi, -Nihat Genç'e öykünerek yazıyorum- o maç tam bir ruh hastalığıydı. O maçı tribünde ve televizyonlarda izleyen bizler, sahadaki adam gibi adamlar, kulübedeki beyinler birer ruh hastasıydı. Görüntülere bakmak yeter. Öyle bir ruh hastalığı sarmıştı ki bizi, Bursa hakeme verdiği çil çil paralarla isterse sekiz gol atmış olsun, biz 20 tane atar gene kupayı alırdık.O gün biz Trabzonluların ruh hastalığının tescillendiği gündü.
Üçüncüsü, o maçta deliler gibi şerefleri için, adalet için, bir şehrin onuru için saldıran cengaverleri görerek "maziyi yaratanlar"ın ne menem bir şey olduğunu anladık. Biz rakip yarı sahadan taç kullanan, topu kurtarmak adına direğe kafasını vurup dişlerini döken Şenol'u, her ayağına geleni gol yapan Ali Kemal'i, "at dobi" diye bağıran Dobi Hasan'ı göremedik belki ama o maçta onların sahadaki yansımalarını gördük.O gün efsanenin yeni nesile görünmek için sahaya indiği gündü.Çok iyi hatırlıyorum. Maçı Ankara'da izlemiştik. Evin bir ucunda renkli ITT Scharb Lorenz'in başında annem, babam; diğer ucunda ise balkonda minderlerin üstünde, Rus pazarından aldığımız siyah beyaz televizyonun karşısında maçı izleyen dedem ve anneannem...
Dedem öyle bağırıyordu ki her pozisyonda bütün mahalle ne oluyor diye camlara pencerelere üşüşüyordu. İyi de küfrederdi rahmetli. Biz içeride maçı izlerken onun gür sesini duyardık: "Atın ulan, yenın şu şerefsızleri, edepsızleri!... Siz de ne bakıyorsunuz ulan, girin evınıze!"
Anneannem ise sorsanız namaz kılıyor ama ne hikmetse o namaz bir türlü bitmiyor çünkü gözünün ucuyla maça bakıyor, baktıkça da duasını karıştırıyor, sonra da kendisine kızıyordu: "Elhamdüli... (Trabzonspor atak yapıyor) Elha... La havle velaaaa! Allah sizı ıslah etsın!"
Bense iki uç arasında koşturup duruyordum elimde bordo mavi bir bayrak. Her golden sonra bağıra çağıra dedeme fırlardım. Sanki o bilmiyor da ben ona haber vereceğim. Şeyhmuz golü attığında ev birbirine girdi. Cam çerçeve indi. Annemin ağlaya ağlaya balkona Trabzonspor bayrağını astığını hatırlıyorum. Anneannem artık namazını bitirmiş şükür muradıyla dualar okuyordu. Babam her zamanki gibi coşkusunu içinde yaşıyor, dışarı belli etmiyordu, her ne kadar parlayan gözlerini saklayamasa da. Dedemse her daim olduğu gibi dimdik durmuş, elinde bir kadeh rakı, televizyonda her gözüken futbolcuya sesleniyordu: "Aferin Hami... Aferin Hamdi... Aferin oğlum... Aferin evladım..." Dede seni çok özledim...
Trabzonspor'un o sene kaldırdığı o kupa, ilki olmasa bile diğer şampiyonluklar kadar değerliydi. Çünkü Trabzonspor o maçı, temsil ettiği değerlere küfredenlere karşı, ahlaksızlara, satılmışlara ve satın alanlara, haysiyetsizlere karşı kimliğini bağıra çağıra almıştı. Kendi davasının hem hakimi, hem savcısı hem de avukatıydı. Bu yüzden kaybetmesi mümkün değildi. Ki kaybetmedi de! Kırdı kalemi, kesti cezayı.
O yüzden içimde yine de hep bir yara olsa da "ben şampiyonluk göremedim" diye hayıflananlardan değilim. Ben Bursaspor maçını gördüm. Gerçek Trabzonspor'a şahit oldum.
Tunga Üstad "maziyi yaratanlar sağ olsun" demişti.
Mazide olduğu gibi bugün de futbol sahası şerefiz, ahlaksız ve haysiyetsizlerle dolu. Son yıllarımızı heba eden kimi yöneticilere rağmen bu adi düzene karşı olduğu için, onun bir parçası olmak istemediği için EN BÜYÜK değil TEK BÜYÜK TRABZONSPOR!
Büyüklüğümüz de derdimizin dermanı da mazide saklı.
Karadeniz'in, Anadolu'nun, Türkiye futbolunun GERÇEK TRABZONSPOR'a ihtiyacı var!
Hayde!
TEK BÜYÜK TRABZONSPOR!
Konu Erman tarafından (04.02.2007 Saat 21:50 ) değiştirilmiştir.
Çok yaşa Trabzonspor
en büyükten ziyade hakikaten her yönüyle düşünüldüğ zaman ve vicdanla dürüstlüğün de katıldığı bir yorumda bence "tek büyük trabzonspor"dur demek en doğrusu..
20 milyon taraftarı olup da -avrupada kaç takımın bunlar kadar taraftarı var acaba??- onca imkanı olup da istanbul gibiher futbolcu ve yönetici için cazibe merkezi olan,imkanlarıyla futbolcuları kendine çekebilen birşehre sahip olup da..ve daha neler nelere sahip olup da -uzatmak istemiyoruım- bu ezikler kadar rezil ve başarısız olan başka "tek bir takım varsa" lütfen göstrerin??
sevinelim diye sevmedik!!forza bordo mavi!!
Geçmişle Yaşanmaz
Arsene Wenger'in 10 yıllık süreçle ilgili çok ilginç bir yaklaşımı dikkat çekiyor: “Ben gelecek için yaşayan biriyim. Geçmiş beni çok fazla ilgilendirmiyor. Bunun için Arsenal'de geçirdiğim 10 yılla ilgili çok fazla bir şey söyleyemeyebilirim. Çalışma hayatımda beni ilgilendiren en önemli unsur, bir sonraki karşılaşmadır. Evimde geçmişle ilgili tek bir madalya, fotoğraf ya da gazete kupürü göremezsiniz.” Wenger'in bu sözleri, geçmişleriyle yaşamayı bir alışkanlık haline getirenler için keyif kaçırıcı olsa gerek! TamSaha Aralık 2006
Gecmisle ovunerek ele ne gecerki. Bir zamanlar en buyk futbol takimi Trabzonspor'mus Turkiye'de. Bunun bugune zerre kadar farki yok. Zamaninda Osmanli da koskocaman uc asir Dunya'ya hukmetti ama bugun Osmanli'nin torunlari olan bizler kaderimize terkedilmisiz.
Bide O zaman tek macta 5 gol atilirmis bugun 5 macta tek gol atiliyor artik.
Evet Erman benzer bir hatıra da bizim evde yaşanıyordu. Babam TV'ye dikkatlice bakıyor, ben ise evin içinde yerimde duramadan deli danalar gibi dönüp duruyordum. O maçı babamın yanında izleyebilmek için üniversiteyi kırıp, Ankara'ya babamların yanına gelmiştim. Kendisiyle maç seyretmek büyük keyiftir.
Ben 5. golde Şeyhmus'un vuruşunun ağlara doğru yöneldiğini ve topun artık kaçınılmaz bir şekilde ağlara gideceğini anladığım anda film koptu. Kendime geldiğimde 6. kat penceresinden dışarı sarkmış, bir ayağını boşluğa çıkarmış halde iken babam ve ablam beni tutarak içeri çekmeye çalışıyorlardı. İçeri girdiğimde ise barcelona'ya golü attıktan sonra ilki başıma gelen bayılma hadisesiyle karşılaşmıştım.
O Trabzonspor da onun oyuncuları da şampiyon değillerdi. Hatta 8 senedir şampiyonluk yaşamamıştık. Ama Emrah'ın da dediği gibi Trabzonsporluluk Ruhu denen şey lig sıralamasında saklı değildi. O formayı terleriyle ıslatanlar Büyük Trabzonspor'un maneviyatı yüksek oyuncularıydı.
En son Olimpiyatta kazandığımız kupayı ve sonrasındaki röportajları hatırlıyorum. Kupanın mimarlarından Gökdeniz kendisine uzatılan mikrofona :"Artık şu pirimleri arttırmayı konuşmamız lazım" diyordu. O kupa seremonisinde boğazım boğum boğum olmuştu.
O Trabzonspor da, bu Trabzonspor da şampiyon olmadı; ama bir fark vardı aralarında işte. İşin içine maddiyatın girdiği bir farklılık.
Bu işin maddi yönünü yadsımak için hayatın gerçeklerinin çok uzağında olmak gerekli. Yadsıyamayız. Ama bazı anlar vardır ki, sana inanan, güvenen insanlara bir mutluluk yaşatmak, onları gururlandırmak, türlü maddi menfaatlerin önüne geçer, geçmelidir. O insanlar ki zaten seni maddi olarak da tatmin ederler, etmişlerdir.
Trabzonspor ihtişamını yeniden yakalamak istiyorsa, maziye takılıp kalmamalı ama onu unutmamalıdır da.
Eski VHS kasetlerimden biri daha elime geçti ve bu güzelliği herkesin bir kere daha soluyabilmesi için buraya taşıma ihtiyacı hissettim.
Artık dijital metotlar ile kayıt altına alınabilen dönemlerde de böyle güzellikler yaşamak ve onu da gelecek nesillere taşımak istiyoruz.
Bu yazıları da bir fırsatını bulup Trabzonspor'a teknik direktörlük yapacak her hocaya daha baştan okutmak gerekiyor:
Trabzonsporlu olmak...
Zor ama güzel be kardeşim!
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)