Avukatım, bu cevabı sana özel yazmıyorum ama
hemen hemen herkes benzer tespitler yaptığı için senin özelinde HERKESE yazıyorum.
Evet topu rakibe bıraktığımız dakikaların bazı anlarında oyuna dalıyoruz, koşu tempomuzu kaybediyoruz ve en son oyuncumuzla en uç oyuncumuz arasındaki mesafe uzuyor. Genel oyun tempomuzu kaybediyoruz ve maç içinde bazen uzun dakikalar hatalı oyuncu, mevki ve genel oyun planı tercihleriyle vakit kaybediyoruz. Çok doğru bunlar ama bunlardan dem vurup "yandık bittik!" denilecek vakit değil!
Neden?
Sebep şu; çok sıkışık bir fikstüre girdik. ortalama 3 günde bir deplasman ağırlıklı bir maç tempomuz var. Takımın genel temposu şu şekilde maç-dinlenme-yenilenme idmanı-belki 1 taktik idman-seyahat-maç...
Şimdi bu döngüde, söylenilen sıkıntıları gidermek için yapılabilecek bir şey yok. Biz bu noktadan sonra artık neyi yapabiliyorsak onu en iyi şekilde yapmaya, beceremediğimiz teknik meseleleri motivasyon ve hırs unsuruyla kompanse etmeye çalışacağız.
Ortam buyken, "bakalım kaç kere daha sıçrarız?" , "bu hoca bu işi kaldıramaz" , "vay bu nasi fidbol!?" , "uy biz ne edeceğuk
" gibi söylemlerin hiçbir şey ve kimseye faydası yok. Allah aşkına konsantrasyon. Lütfen, lütfen, LÜTFEN!