Deneme Yanılma... | Gençlerbirliği - Trabzonspor Maç Analizi | Yiğit GAYRETLİ

[Yiğit Gayretli]

DENEME YANILMA

Bir maç eksikle girdiğimiz ligin 21. haftasında, geçtiğimiz hafta alınan fenerbahçe galibiyetinin de perçinlediği şampiyonluk beklentisiyle birlikte maçın hem önemi hem de stresi kat kat artmıştı. Bu anlamda takımdan hem oyun hem de skor beklenen ortamda, ligin ikinci yarılarının her zaman için çok daha zor geçtiği gerçeğinden kopmadan bir maç analizi yapmaya çalışacağım sizler için...

Maç öncesi yazıp söylediğimiz gibi Gençlerbirliği rakip ceza sahasına girmekte zorlanan ve daha çok ceza sahası dışından şutlardan medet uman, topu rakibine vererek derinde savunup kontra bulmayı amaçlayan klasik bir Anadolu takımı hüviyetinde çıktı karşımıza. Hüseyin hoca, nihai çareyi 4-3-3 sisteminde bulacak olsa da iki sistem arasındaki yapısal geçiş kolaylıkları ve ön alana dair konumlandırdığı oyun planını uygulamak amaçlı 4-1-4-1 sistemiyle çıkardı takımını sahaya.

İlk düdükle beraber 2-3 dakika boyunca özellikle Novak-Nwakaeme hattından başarısız da olsa üst üste ataklar yedik. 3. dakikanın sonuna gelindiğinde ilk defa bir oyun kurulumu fırsatı bulmuştuk ki burada Hüseyin hocanın oyun planını genel hatlarıyla gözlemleme şansı bulduk. Mikel defansın önünde boyuna kısıtlı bir alanı kullanarak ve çoğu kez stoperlere yanaşarak oyun kurma görevini üstleniyor, kenar orta saha elemanlarımız da mümkün olduğunca çizgiye basarak alanı genişletmeye çalışıyor. Aynı zamanda Sosa ve Badou'nun topu geriden almak yerine daha çok 3. bölge ve yakınlarında bekliyor olması dikkat çekiyordu. Bu şekilde oyunu ön alana yığmayı hedefleyen Hüseyin hoca, buradaki muhtemel oyun örme sıkıntısını aşmak için de bek oyuncularını kenar çizgisinden çok Mikel'e daha çok yaklaştırarak çözmeyi hedefliyordu.

2-4141 kurulum.jpg

Bu noktadan sonra yaklaşık 7-8 dakika boyunca oyunun ağırlıklı olarak Trabzonspor kontrolünde devam etse de tempo ve üretkenlik açısından istenilen noktaya ulaşamayan, kötü demeye de dilimin varmadığı ama kesinlikle üretkenlikten uzak bir oyun izledik. Oyun planı dahilinde çok fazla uzun top ve son top deneyerek, oyunu tutmak ve hazırlık aşaması yerine etkisiz direkt hücum girişimlerine yöneldik. Gençlerbirliği'nin merkezi kalabalık tutarak bizi kanatlara itip orada savunma planı ve takımın fizik ve mental ağırlığını saha içinde fark yaratacak seviyede ortaya koyamayışıyla birlikte bu periyodu geçtik. Tabi bu noktadaki aksaklıklar Gençlerbirliği oyuncularını cesaretlendirdi. Oyuna adapte olamayan bir Trabzonspor'un ne duruma düştüğünü fenerbahçe maçının ilk 15 dakikasında gayet iyi gözlemlemiş olan Gençlerbirliği tarafı, ilk pres noktasını Trabzonspor'un 1. bölgesine kadar getirdi ve işte orada aslında futbolun ne kadar ciddi bir "an" (moment) oyunu olduğu gerçeği karşımıza çıktı.

Maçın 10. dakikasına girildiğinde Hüseyin Türkmen'in Gençlerbirliği'nin ön alana taşıdığı presini pasla kırma niyeti, beceri engeline takıldı. Rahat pozisyonda ve uygun pas seçeneklerine sahip olmasına rağmen tembel bir pasla topu rakibinin ayağına bırakan Hüseyin'in bu hatasını Badou ısrarlı presiyle telafi ederken Pereira'nın devamındaki tercih hatası artık momentumun Gençlerbirliği'ne geçtiğinin kanıtı olmuştu.

Ön alan presi
3- gençler ön alan baskı.jpg

Pas hatası
4-Hüseyin pas hatası.jpg
Yukarıdaki sekanslar sonucunda momentumu ele geçiren Gençlerbirliği oyuncuları, maçı izleyen taraftarlara sanki bir kişi fazla oynuyormuş izlenimi vermeye başladı. Topun olduğu her bölgede en az 1 kişi fazla oldular. Trabzonsporlu her oyuncudan bir hamle önde oldular ve bir hamle fazla yaptılar. Neredeyse tüm ikili mücadeleleri kazandılar. Her hücum ve organizasyon denemesini bozdular. Bu durum Gençlerbirliği adına ilk meyvesini hemen bu baskı döneminin başlangıcındaki faul atışı sonrası seken topu Sosa'nın tercih hatası yaparak tehlike bölgesine indirmesiyle birlikte Sessegnon'un sert şutu ve Uğurcan'ın güzel kurtarışı geldi. Bu kurtarışın devamında 15. dakika civarında tıpkı fenerbahçe maçında olduğu gibi Hüseyin hoca oyuna müdahale etti ve Trabzonspor formasyon değiştirerek "Dar 4-3-3" şeklinde sahaya dizilmeye başladı.

5-Dar 433.jpg
Hüseyin hoca bu dizilişle yukarıda 2. görselde gösterdiğim inaktif alanları değerlendirme, pas bağlantısını sağlayacak oyuncuları birbirine yaklaştırarak pas kalitesini artırmayı ve takım boyunu hem enine hem de boyuna kısaltarak rakibin baskısını kırmayı hedeflemiş olsa da sahadaki durum sadece formasyonların değişikliği ya da mevcut planın işlerliğiyle açıklanabilmekten çok uzaktı. Zira futbolda belirleyici unsurlar çok fazla ve çok değişik. Nihayetinde bu oyun langırt değil. Trabzonspor'un oyuna girebilmesi için bir ateşleyiciye ihtiyaç duyduğu yavaş yavaş kendini bu şekilde belli ediyordu. Hocanın maç içindeki arayışlarının karşılığı 6-7 dakikalık dilimde de bulunamayacaktı. 15-23 arası, gençlerbirliği Trabzonspor kalesindeki toplam maç boyu etkinliğinin nerdeyse %80'ini gerçekleştirdi. 10. dakikada Trabzonspor defansının hatasıyla başlayan momentum, 23. dakikada Gençlerbirliği'nin, Trabzonspor ön alandayken yine Hüseyin Türkmen'in hatalı pas tercihi sonucunda çıktığı bir kontrada, Nadir Çiftçi'nin boş kaleyi tutturamamasıyla son buluyordu. Tabi ki maçı bu şekilde okumak doğru değil; ama Trabzonspor'un hücum anlamında bu kadar sönük geçirdiği bir 20-25 dakika sonrası maçın o ana kadarki en net fırsatının kaçmasıyla belki de özgüven faktörünün Trabzonspor tarafına kırılmasına tanıklık etmiş olabiliriz.

23. dakikada değerlendirilemeyen fırsat sonrasında Trabzonspor oyun dengesini lehine değiştirmeye başlarken formasyonunu kısmen ve bir kez daha güncelliyor, daha da farklı bir oyun planına geçiş yapıyordu. Kanat hücumcuları olan Nwakaeme ve Guilherme zaman zaman çizgide beklediler, zaman içeri yanaşarak atak olgunlaştırmaya çalıştılar. Bu ikilinin bazen birinin, bazen de ikisinin birden merkeze yaklaşmasıyla aslında Trabzonspor an an, fenerbahçe maçının ilk 15 dakikasındaki 4-4-2 (baklava) dizilimine tekrar dönmüş oldu. Bu çok geçişken bir oyun. 4-1-4-1 oynarken sürekli 4-3-3 şeklinde kaymalar... 4-3-3 oynarken akan oyunda 4-4-2 dönmeler... Bu arayışlar biraz daha artan kıpırdanmayla ve yakalanıp tamamlanamayan iki-üç pozisyonla beraber ilk yarı sonuna dek devam etti.

6-Nwakaeme 1.jpg

8-Nwakaeme ve Guilherme.jpg

İkinci yarıya da ilk yarının son 20 dakikasındaki geçişli formatında başlayan Trabzonspor biraz daha toparlamış ve hücumu doğru, yüksek tempoda yapan kimlikle sahaya çıkmıştı. Henüz 47. dakika içerisindeyken sol çizgi yakınından kazanılan bir duran topta Sorloth'un kafasını direk dibinde kaleci kornere çeliyordu. Devam eden dakikalarda da Trabzonspor baskısını artırıyor, yine Nwakaeme ve Guilherme'nin merkeze yaklaşarak denedikleri hücumlarda kaleyi yokluyordu. 50 ila 54. dakikalar arasında birinde ofsayt bayrağı kalkmış olmasına rağmen Trabzonspor Waka-Gui bağlantısını ceza sahası önünde kurarak Gençlerbirliği kalesinde 3 pozisyon, 2 isabetli şut buluyordu. Bu denemelerin ardından oyun temposunda tekrar bir düşüş yaşandı ve Hüseyin hoca 60. dakika geçildikten sonra artık ağırlıklı olarak 4-4-2 (baklava) dizilimine geri döndü. Bu dizilime göre tıpkı önceki maçta olduğu gibi Sosa sağ iç, Badou sol iç, Guilherme 10 numara pozisyonunda konumlandı.

9- 2. devre santra.jpg

Fakat bu tercih, o maçtaki tempo ve alan paylaşımı sorunlarını da beraberinde getirdi. Sosa kendi mıntıkasını doğru şekilde parselleyemediği için aksamalar yaşanmaya başladı. Sosa'nın verimi aşağı doğru ivmelendi. Hüseyin hoca bu planı 5-6 dakika boyunca test edip memnun kalmayınca, 67. dakikaya girilirken aslında daha kötü görünen Sosa'yı ön alanda kullanmak niyetiyle Guilherme'yi oyundan alırken Abdülkadir Parmak'ı içeri atarak ona Sosa'nın görevini teslim ediyordu. Parsellenemeyen alanı kolay parsellemek, koşu temposunu artırmak ve kaleye daha seri inebilmek adına yapılmış bu değişiklik ile birlikte Trabzonspor tekrar ivme kazanacaktı.

Değişiklik sonrası Mikel ön libero pozisyonundan merkez orta saha pozisyonuna kaydı. Bu aslında risk olarak görünse de ilk baskı alanını daha da öne taşıdı. Zaten çıkmakta zorlanan Gençlerbirliği'ni olabildiğince derine itti. Mikel'in maç içi performansı da aynı oranda yukarı ivmelendi. Rakibini ön alanda henüz sırtı dönükken iyi pozisyon alarak yakalaması ve topu henüz aktif bölgede kesebilmesinin de etkisiyle o dakikadan sonra neredeyse tüm ribaundları topladı.

11-Mikel baskı.jpg
Eklenti 18596

Bu oyuncu ve plan değişikliği etkisini hemen gösterdi ve Nwakaeme kaleye yine çok sert ve isabetli bir şut göndererek tehlike yarattı. Yine sadece 4 dakika sonra hızlı çıkmaya çalışan Gençlerbirliği hücumcusunu ön alan çok başarılı şekilde karşılayan Mikel topu ceza sahası önüne dek taşıdı ve Nwakaeme'ye verdiği top ceza sahasında Badou ile buluştu. Badou kaleyi tutturabilse gol olması işten bile değildi. Baskının artarak devam ettiği bu dakikalarda Badou'nun kaçırdığı golün hemen devamında Sosa Sorloth'a doğru uzun bir top gönderiyor. Sorloth dar açıdan şutunu çekiyor ve top kornere çıkıyor. Kullanılan bu kornerin defans tarafından karşılanmasıyla devam eden pozisyonda penlatıya sebep olan müdahale gerçekleşiyor. Oyunun durmasıyla birlikte gerçekleştirilen VAR kontorlü sonucunda penaltı düdüğü çalınıyor ve Trabzonspor kurduğu baskının meyvesini gol olarak alıyordu.

ilk yarıdakinin aksine bu seferde momentum Trabzonspor lehine işlemeye başlamıştı. Penaltıdan gelen golün hemen sonrasın Trabzonspor belki de en iyi yaptığı şey olan 3 pasta kaleye inmenin muazzam bir örneğini gösteriyor ve etkili bir pozisyon daha buluyordu. Ve yine hemen devamında dakikalar 83'ü gösterirken Sorloth muazzam bir kararlılık ve baskı örneği göstererek adeta golü örüyordu. Pozisyon gereği mevkisini terk ederek topla birlikte orta sahaya kateden Zargo Toure'yi takibi bırakmayarak geri kazanan Sorloth ve geçiş oyununu yine kusursuza yakın oynayan Trabzonspor harika bir gol bularak farkı 2'ye çıkarıyor. Bu golde Sorloth'un tüm o pres ve takip aksiyonlarının peşine hiç aksamadan ceza sahasına girerek aldığı muhteşem pozisyon ders diye okutulmalıdır...

Baskı anı
Eklenti 18597

Gol öncesi hücum yerleşimi


Neler Doğru, Neler Yanlış?

Trabzonspor, maç başlangıcından itibaren çok büyük sorunları olmamasına rağmen gerçekleştiremediği bazı temel aksiyonlar ve tercihlerdeki basit hatalar yüzünden takriben ilk yarım saat öncesinde oyun dengesini kurmakta zorlandı. Bunlar nelerdi dersek maddeler halinde;

1-Özellikle Mikel'in ön liberoda çok gömülerek oynuyor olması rakibi yüzü dönükken karşılamak zorunda bırakıyor ve artık eski atikliğinde olmadığı için kolayca oyundan düşüyor. Ne zaman sistem ve rol değişikliğiyle beraber oyunu daha önde oynamaya başladı, o zaman verimi 2'ye 3'e katlandı.

2-Sosa'nın özellikle 4-4-2 diziliminde 10 numara veya sağ iç olarak kullanılmasında artık genç olmayışından kaynaklı ortaya çıkan ciddi defolar... Bence Hüseyin hoca bu maçtan sonra bunu tekrar denemeyecektir. Abdülkadir Parmak oyuna girene kadar belki sahadan çıkması gereken 2-3 adamdan biriyken yine rol değişikliğiyle beraber 1 gol ve 1 ön asistle maçın belki de kahramanı olarak kenara geldi.

3-Tüm takımın gereksiz şekilde başarısız uzun toplar denemesi. Maç içinde bunu örnekleyecek tonla pozisyon olmasına rağmen, içlerinden bence en netini seçtim. Onu buraya koyacağım ve sorunu net şekilde göstereceğini düşünüyorum.

7-Campi tercih hatası.jpg

Doğru yapılanlar ise basit şekilde arayış ve maçı bırakmamaktır. Yazının başında da belirttiğim şekilde futbola langırt muamelesi yapamayız. Saha içinde çok fazla değişken var... Gençlerbirliği maçında ilk 25-30 dakikadaki tutuk oyunun da sonrasındaki yaklaşık 1 saatlik ivmeli hücum ve pas oyununun da temel sebebi konsantrasyon.

Ayrıca Hüseyin hocaya her hafta saygım giderek artıyor. Bazen hafta içi hazırlıklarının yetersiz kaldığını düşünsem de maçı çok iyi okuyor ve yaşıyor. Yanlış olduğunu değerlendirdiği hiçbir şeyde ısrarcı olmuyor. Sürekli arıyor ve deniyor. Bu çok kıymetli... Umarım tüm bu tecrübelerden ders çıkarıyordur.

Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.

Yiğit GAYRETLİ

[İlker Yazıcıoğlu]

Eline emeğine sağlık Yiğit, bu arada eklentilerin hepsi çıkmamış. Sadece son eklenti görülüyor...

[İlker Yazıcıoğlu]

Som cümlende dediğin gibi, hocanın sürekli denemesi takdir edilesi bir durum. Çok umutluyum bu anlamda...

[Yiğit Gayretli]

Eline emeğine sağlık Yiğit, bu arada eklentilerin hepsi çıkmamış. Sadece son eklenti görülüyor...

Düzeldi sanırım.

Teşekkür ederim bu arada.

[artvints]

Maçı pozisyonlarin getirdiği piskolojik faktörlerle ineleme fikri çok güzel olmuş. Sadece istatistik okuma hiçbir zaman doğru gelmemiştir bana, maçın duygusunu da anlatmak gerekir.

O yüzden maç anında algina göre bazı pozisyonlar gözünde büyür, tekrar izlediğinde daha oturaklı bir izlenim oluşur. Ama o ilk heyecandan fazla uzak bir değerlendirme de yavan olur.

Dip not : çok uzun

[BlackPanther]

iyi seyirler

[Emre Çömez]

eline sağlık.

[BlackPanther]

Çok güzel bir yazı olmuş

[Ozan Gözaçan]

iyi seyirler

Şu bile hüseyinin neden oynamaması gerektiğini kanıtlar. Yaklaşık 2 yıldır top oynadığı süperligde galiba başka hiç maç izlemiyor. Yani geçtim avrupayı bence diğer maçları bile izlemiyor. Çıkıyor maçı oynuyor sonra futbolu unutuyor. Bence bunda kendini vaz geçilmez görmesinin de etkisi var. Bence düşünüyor ki ben herzaman oynarım. Bu algı ilede kendini gelişime kapattı. Yoksa ilk zamanlarında ki Hüseyin gelişime açık gibiydi.

[Yiğit Gayretli]

Som cümlende dediğin gibi, hocanın sürekli denemesi takdir edilesi bir durum. Çok umutluyum bu anlamda...

Beni en çok mutlu eden mesele, hocanın ezberden değil oyunu anında okuyarak da strateji geliştirebilmesi. Bu harika bir olay. Bir teknik direktörü her maç 1 hatta 2 adım öne geçirebilecek bir olay bu.

Maçı pozisyonlarin getirdiği piskolojik faktörlerle ineleme fikri çok güzel olmuş. Sadece istatistik okuma hiçbir zaman doğru gelmemiştir bana, maçın duygusunu da anlatmak gerekir.

O yüzden maç anında algina göre bazı pozisyonlar gözünde büyür, tekrar izlediğinde daha oturaklı bir izlenim oluşur. Ama o ilk heyecandan fazla uzak bir değerlendirme de yavan olur.

Dip not : çok uzun

Artık psikolojik etkinin önemi anlaşılıyor şükür ki... Eskiden daha çok inanılıyor ama pek bilinmiyordu. Şimdi bilinçli telafuz ediliyor. İnsan ögesinin olduğu yerden duyguyu çekip alamazsınız.

Dipnot: maçın içinde çok dalgalanma oldu mecbur kaldım

eline sağlık.

Çok güzel bir yazı olmuş

Sağolun dostlar.

[okytrb]

Emeğine sağlık. Çok güzel bir maç analizi olmuş.

MI 6 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[hay1699]

Takımın klasik düzeni ne olacak onu hala anlayamadım şahsen. Gb gibi bir maçta bu kadar formasyon değişikliği garip değil mi?

[omondoles]

Güzel yazı tebrikler.

[Anıl C]

Cok yerinde tespitler. Tesekkürler.

[Berke6198]

Eline sağlık abi, benim değinmediğim özellikle birkaç kritik noktaya değindiğini gördüm yazıda. Oyunu o noktadan okumak da önemli ve değerli.

[smart]

Sihirli not kağıdı bizi şampiyon yapacak

[Yiğit Gayretli]

Takımın klasik düzeni ne olacak onu hala anlayamadım şahsen. Gb gibi bir maçta bu kadar formasyon değişikliği garip değil mi?

Muhakkak hocanın gönlünde bir arslan yatıyor ama şu an öyle bir çeşitlilik var ki bunu rakibe karşı koz olarak kullanabilmenin keyfini sürüyor. Çok tahmin edilemez bir takım haline geliyoruz bu şekilde.

[SpOtLesS]

Eline emeğine sağlık kardeşim


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

[Yiğit Gayretli]

Güzel sözleriniz için teşekkür ederim.

Aslında amacım biraz da olsa "Kötü oynuyoruz ama kazanıyoruz. Bakalım nereye kadar..." algısını değiştirmek.

[U.Sadıkoğlu]

Eline sağlık kardeşim bazı şeylerin daha şeffaf şekilde anlaşılmasını sağlayan güzel bir yazı olmuş. Başlık özelinde konuyu fazla dağıtmadan sence Sivasspor maçında nasıl bir dizilim ve sistem belirlemeliyiz. Sivasspor'un gol atamadığı müsabaka yok malum ancak Antalyaspor ile yüksek tempoda bir müsabaka oynayacaklar yorgunluğu fırsata çevirmek için neler yapmalıyız?

[Yiğit Gayretli]

Eline sağlık kardeşim bazı şeylerin daha şeffaf şekilde anlaşılmasını sağlayan güzel bir yazı olmuş. Başlık özelinde konuyu fazla dağıtmadan sence Sivasspor maçında nasıl bir dizilim ve sistem belirlemeliyiz. Sivasspor'un gol atamadığı müsabaka yok malum ancak Antalyaspor ile yüksek tempoda bir müsabaka oynayacaklar yorgunluğu fırsata çevirmek için neler yapmalıyız?

Aslında bu biraz Sorloth var mı yok mu koşuluna bağlı. Orta sahamızın fizik güç olarak da kondisyon ve tempo olarak da üst düzey olması şart. Hele de en uçta Stu oynarsa herkes onun yerine de koşmak zorunda kalacak. Şu an için sorduğun sorunun net cevabını vermek zor ama Sivas maçı için Sivas'ı da analiz etmeye çalışacağım. Oradan saha somut bir sonuca ulaşabilirim.

[carantinas]

Yerinde tespitler elinize sağlık. İkinci yarı özellikle baklava dilime dönüş çok netti. Birlikte maçı izlediğim arkadaşa da bak baklavaya döndük önde baskıyı arttıracağız kanatları sadece beklere emanet ettik demiştim. Bu taktik Türkiye liginde çoğu zaman ekmek yer. Hocamızı da tebrik ederim.

[Yiğit Gayretli]

Yerinde tespitler elinize sağlık. İkinci yarı özellikle baklava dilime dönüş çok netti. Birlikte maçı izlediğim arkadaşa da bak baklavaya döndük önde baskıyı arttıracağız kanatları sadece beklere emanet ettik demiştim. Bu taktik Türkiye liginde çoğu zaman ekmek yer. Hocamızı da tebrik ederim.

Bunu rakibe göre bir seçenek olarak cepte tutmak daha olası bence.

Bizim ligimizin bugı 4-2-3-1 maalesef. Kadro yapısı uygun olan takımlar aynı açıkları 4-3-3 ile de bulabiliyor.