iyi bir insandý Allah rahmet eylesin
Nazým Hikmet ustanýn 105. doðum yýlý kutlu olsun..
Resmi kayýtlara göre, 15 Ocak 1902 yýlýnda doðdu. Ýlköðrenimini Ýstanbul’da Göztepe Taþmektep, Galatasaray Lisesi ilk bölümü (1914), Niþantaþý Numune Mektebi’nde tamamlayýp, Heybeliada Bahriye Mektebi’ne girdi. 17 yaþýnda Anadolu'dan gelen haberlerle heyecanlanan bir grup öðrenciyle birlikte yaptýðý bir protestonun sonrasýnda "saðlýk gerekçesiyle" okuldan çýkarýldý.
Nâzým Hikmet Bahriye Mektebi’nden atýldýktan sonra yakýn arkadaþý Vala Nureddin ile birlikte ulusal kurtuluþ mücadelesine katýlmak üzere Anadolu’ya geçti. Ankara'da geçirdikleri kýsa bir dönemin ardýndan Bolu'ya öðretmenlik yapmak için gittiler. Anadolu'da tanýþtýklarý marksistlerin de etkisiyle Sovyet devrimini tanýmak ve ona katýlmak için Bakü'ye geçen Nâzým Hikmet, daha sonra Moskova'da Doðu Emekçileri Komünist Üniversitesi KUTV’da öðrenciliðe baþlayarak kendini bir komünist olarak yetiþtirmeye baþladý ve Türkiye Komünist Partisi’ne üye oldu. 1922–1924 yýllarý arasýnda KTUV’da ekonomi ve toplumbilim alanýndaki eðitimini tamamlayan Nâzým Hikmet, siyasi çalýþmalarýna ülkesinde devam etmek üzere Türkiye’ye döndü. 1925 yýlýnýn baharýna kadar Son Telgraf, Orak Çekiç ve Aydýnlýk dergisinde açýk faaliyet yürüten Nâzým Hikmet çalýþmalarý nedeniyle Ýstiklal mahkemesinde yargýlandý. Hakkýnda verilen 15 yýl mahkumiyet kararýnýn ardýndan Ýstanbul'dan bir takayla kaçarak Moskova'ya gitti.
1928 yýlýnda Ýsmail Bilen ile birlikte yurda döndüler ve vizesiz olarak sýnýrý geçerlerken yakalandýlar. 6 ay süren yargýlamalar sonucunda 1925 yýlýnda mahkum edilmesine neden olan suçlarý tekrar deðerlendirildi ve bunlardan beraat etti. Komünist olmasý nedeniyle aldýðý 3 aylýk bir mahkumiyetin sonrasýnda serbest kaldý.
1925 yýlýndan baþlamak üzere þiirleri ve yazýlarý yüzünden birçok kere yargýlandý. 1938 yýlýnda orduyu ayaklanmaya kýþkýrttýðý gerekçesiyle 28 yýl 4 ay hapis cezasýna çarptýrýldý. Ýstanbul, Ankara, Çankýrý ve Bursa cezaevlerinde 12 yýlý aþkýn süre mapusluk yaþadý. 1950 yýlýnda ülkede ve dünyada Nazým'ýn özgürlüðü için yapýlan büyük bir kampanyanýn ardýndan çýkarýlan bir af yasasýyla özgürlüðüne kavuþtu. Ancak sürekli izlendiði ve saðlýk durumu elvermediði halde 48 yaþýnda yeniden askerlik yapmaya çaðrýlmasý ve öldürüleceði yolundaki duyumlarý üzerine yine bir motorla denize açýlarak “Ýkinci vataným” dediði Sovyetler Birliði'ne gitti.
25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafýndan Türk vatandaþlýðýndan çýkarýlmasýna karar verildi. Sovyetler Birliði’nde Moskova yakýnlarýndaki yazarlar köyünde ve daha sonra da, eþi Vera Tulyakova (Hikmet) ile Moskova’da yaþadý. Memleket dýþýnda geçirdiði yýllarda Bulgaristan, Polonya, Macaristan, Fransa (Paris), Küba, Mýsýr gibi dünya memleketlerini dolaþtý, buralarda konferanslar düzenledi, savaþ ve emperyalizm karþýtý eylemlere katýldý, radyo programlarý yaptý. Budapeþte Radyosu Türkçe Yayýnlarý ve Bizim Radyo'da düzenli programlarý oldu. Bu programlardaki konuþmalarýnýn bir kýsmý bugüne ulaþmýþtýr.
3 Haziran 1963 tarihinde Moskova’daki evinde kalp krizinden öldü.
Ölümü üzerine Sovyet Yazarlar Birliði salonunda yapýlan törene yerli yabancý yüzlerce sanatçý iþtirak etti. Ünlü Novo-Deviçeye (Novodeviche) mezarlýðýnda gömülüdür.
2006 yýlýnda Bakanlar Kurulu’nun Türk vatandaþlýðýndan çýkarýlmalar ile ilgili yeni bir düzenleme yapmasý durumu belirdi. Yýllardýr tartýþýlmakta olan Nâzým Hikmet’in Türk vatandaþlýðýna yeniden kabul edilmesi yolu açýlmýþ gibi gözükmesine raðmen Bakanlar Kurulu bu maddenin sadece yaþamakta olanlar için düzenlendiðini ve Nâzým Hikmet’i kapsamadýðýný öne sürerek bu öneriyi reddetti.
Konu omer61 tarafýndan (16.01.2007 Saat 21:44 ) deðiþtirilmiþtir.
"Ben bir müzisyenim, ondan sonra biraz Karadenizliyim, ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim." Kazým KOYUNCU
iyi bir insandý Allah rahmet eylesin
ruhun þad olsun büyük ustaaa
Traktörlerle Türküler Geçsin Alt Baþýmdan Mezarlýðýn,
Seher Aydýnlýðýnda Taze Ýnsan Yanýk Benzin Kokusu
yaptýðý güzel iþlerle anýlmasý daha ii olur.
Özkan SÜMER
siyasi bir malzeme olarak kullanýlmasýna karþýyým.onun haricinde þiirleriyle birçok insanýn sevgisini kazanmýþtýr.KEÞKE ÜLKESÝYLE BU KADAR TERS DÜÞMESEYDÝ...
kurulmus bir monopol duzene(!) çomak sokmak isteyen herkes vatan haini ilan ediliyor bu ülkede, özellikle tercümaninin anlattigi hikayelerden sora olan hayranligim bir okadar daha artmisti, ruhun sâ'd olsun üstad...
MEMLEKETÝMÝ SEVÝYORUM
Memleketimi seviyorum :
Çýnarlarýnda kolan vurdum, hapisanelerinde yattým.
Hiçbir þey gidermez iç sýkýntýmý
memleketimin þarkýlarý ve tütünü gibi.
Memleketim :
Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya,
kurþun kubbeler ve fabrika bacalarý
benim o kendi kendinden bile gizleyerek
sarkýk býyýklarý altýndan gülen halkýmýn eseridir.
Memleketim.
Memleketim ne kadar geniþ :
dolaþmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana.
Edirne, Ýzmir, Ulukýþla, Maraþ, Trabzon, Erzurum.
Erzurum yaylasýný yalnýz türkülerinden tanýyorum
ve güneye
pamuk iþleyenlere gitmek için
Toroslardan bir kerre olsun geçemedim diye
utanýyorum.
Memleketim :
develer, tren, Ford arabalarý ve hasta eþekler,
kavak
söðüt
ve kýrmýzý toprak.
Memleketim.
Çam ormanlarýný, en tatlý sularý ve dað baþý göllerini seven
alabalýk
ve onun yarým kiloluðu
pulsuz, gümüþ derisinde kýzýltýlarla
Bolu'nun Abant gölünde yüzer.
Memleketim :
Ankara ovasýnda keçiler :
kumral, ipekli, uzun kürklerin pýrýldamasý.
Yaðlý, aðýr fýndýðý Giresun'un.
Al yanaklý mis gibi kokan Amasya elmasý,
zeytin
incir
kavun
ve renk renk
salkým salkým üzümler
ve sonra karasaban
ve sonra kara sýðýr
ve sonra : ileri, güzel, iyi
her þeyi
hayran bir çocuk sevinciyle kabule hazýr
çalýþkan, namuslu, yiðit insanlarým
yarý aç, yarý tok
yarý esir...
BU VATANA NASIL KIYDILAR?
Ýnsan olan vatanýný satar mý?
Suyun içip ekmeðin yediniz,
Dünyada vatandan aziz þey var mý?
Beyler bu vatana nasýl kýydýnýz?
Onu didik didik didiklediler,
saçlarýndan tutup sürüklediler,
götürüp kâfire: "Buyur..." dediler.
Beyler bu vatana nasýl kýydýnýz?
Eli kolu zincirlere vuruluþ,
vatan çýrýl çýplak yere serilmiþ.
Oturmuþ göðsüne Teksaslý çavuþ.
Beyler bu vatana nasýl kýydýnýz?
Gün gelir çark düzüne çevrilir,
günü gelir hesabýnýz görülür.
Günü gelir sualiniz sorulur :
Beyler bu vatana nasýl kýydýnýz?
(1959)
ÞEHÝTLER
Þehitler, Kuvâyi Milliye þehitleri,
mezardan çýkmanýn vaktidir!
Þehitler, Kuvâyi Milliye þehitleri,
Sakarya'da, Ýnönü'nde, Afyon'dakiler
Dumlupýnar'dakiler de elbet
ve de Aydýn'da, Antep'te vurulup düþenler,
siz toprak altýnda ulu köklerimizsiniz
yatarsýnýz al kanlar içinde.
Þehitler, Kuvâyi Milliye þehitleri,
siz toprak altýnda derin uykudayken
düþmaný çaðýrdýlar,
satýldýk, uyanýn!
Biz toprak üstünde derin uykulardayýz,
kalkýp uyandýrýn bizi!
uyandýrýn bizi!
Þehitler, Kuvâyi Milliye þehitleri,
mezardan çýkmanýn vaktidir!
1959
özellikle kuvayi milliye þehitleri insanýn tüylerini diken diken eden bir ruh çaðýrma seansý gibidir. ve bugüne ,bizlere görevlerimizi hatýrlatýyor.
TERKETMEDI SEVDAN BENI
1902'de doðdum
doðduðum þehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem
üç yaþýmda halep'te paþa torunluðu ettim
on dokuzumda moskova komünist üniversite öðrenciliði
kýrk dokuzumda yine moskova tseka-parti konukluðu
ve on dördümden beri þairlik ederim
kimi insan otlarýn kimi insan balýklarýn çeþidini bilir
--------------------------------------ben ayrýlýklarýn
kimi insan ezbere sayar yýldýzlarýn adýný
--------------------------------------ben hasretlerin
hapislerde de yattým büyük otellerde de
açlýk çektim açlýk gýrevi de içinde ve tatmadýðým yemek yok gibidir
otuzumda asýlmamý istediler
kýrk sekizimde barýþ madalyasýnýn bana verilmesini
-------------------------------------------------verdiler de
otuz altýmda yarým yýlda geçtim dört metre kare betonu
elli dokuzumda on sekiz saatta uçtum pýrað'dan havana'ya
lenin'i görmedim nöbet tuttum tabutunun baþýnda 924'de
961'de ziyaret ettiðim anýtkabri kitaplarýdýr
partimden koparmaða yeltendiler beni
--------------------------------------sökmedi
yýkýlan putlarýn altýnda da ezilmedim
951'de bir denizde genç bir arkadaþla yürüdüm üstüne ölümün
52'de çatlak bir yürekle dört ay sýrtüstü bekledim ölümü
sevdiðim kadýnlarý deli gibi kýskandým
þu kadarcýk haset etmedim þarlo'ya bile
aldattým kadýnlarýmý
konuþmadým arkasýndan dostlarýmýn
içtim ama akþamcý olmadým
hep alnýmýn teriyle çýkardým ekmek paramý ne mutlu bana
baþkasýnýn hesabýna utandým yalan söyledim
yalan söyledim baþkasýný üzmemek için
--------ama durup dururken de yalan söylemedim
bindim tirene uçaða otomobile
çoðunluk binemiyor
operaya gittim
----------çoðunluk gidemiyor adýný bile duymamýþ operanýn
çoðunluðun gittiði kimi yerlere de ben gitmedim 21'den beri
----------camiye kiliseye tapýnaða havraya büyücüye
----------ama kahve falýna baktýrdýðým oldu
yazýlarým otuz kýrk dilde basýlýr
----------türkiyem'de türkçemle yasak
kansere yakalanmadým daha
yakalanmam da þart deðil
baþbakan filân olacaðým yok
meraklýsý da deðilim bu iþin
bir de harbe girmedim
sýðýnaklara da inmedim gece yarýlarý
yollara da düþmedim pike yapan uçaklarýn altýnda
ama sevdalandým altmýþýma yakýn
sözün kýsasý yoldaþlar
bugün berlin'de kederden gebermekte olsam da
--------------------------------------insanca yaþadým diyebilirim
ve daha ne kadar yaþarým
-----------------------baþýmdan neler geçer daha
---------------------------------------------------kim bilir.
bu otobiyografi 1961 yýlý 11 eylülünde doðu berlin'de yazýldý.
23 Sentlik Asker
23 Sentlik asker
Mister Dalles,
sizden saklamak olmaz,
hayat pahalý biraz bizim memlekette.
Mesela iki yüz gram et alabilirsiniz,
koyun eti,
Ankara'da 23 sente,
yahut iki kilo kuru soðan,
yahut bir kilodan biraz fazla mercimek,
elli santim kefen bezi yahut,
yahut da bir aylýðýna
yirmi yaþlarýnda bir tane insan.
erkek,
aðzý burnu, eli ayaðý yerinde,
üniformasý, otomatiði üzerinde,
yani öldürmeðe, öldürülmeðe hazýr,
belki tavþan gibi korkak,
belki toprak gibi akýllý
belki gençlik gibi cesur,
belki su gibi kurnaz
(her kaba uymak meselesi) ,
belki ömründe ilk defa denizi görecek,
belki ava meraklý, belki sevdalýdýr.
Yahut da ayný hesapla Mister Dalles
(tanesi 23 sentten yani)
satarlar size bu askerlerin otuz beþini birden
Ýstanbul'da bir tek odanýn aylýk kirasýna,
seksen beþ onda altýsýný yahut
bir çift iskarpin parasýna.
Yalnýz bir mesele var Mister Dalles,
herhalde bunu sizden gizlediler:
Size tanesini 23 sente sattýklarý asker
mevcuttu üniformanýzý giymeden önce de,
mevcuttu otomatiksiz filan,
mevcuttu sadece insan olarak
mevcuttu, tuhafýnýza gidecek,
mevcuttu hem de çoktan mý çoktan,
daha sizin devletinizin adý bile konmadan.
Mevcuttu, iþiyle gücüyle uðraþýyordu,
mesela, Mister Dalles,
yeller eserken yerinde sizin New-York'un,
kurþun kubbeler kurdu o
gökkubbe gibi yüksek,
haþmetli, derin.
Elinde Bursa bahçeleri gibi nakýþlandý ipek.
Halý dokur gibi yonttu mermeri,
ve nehirlerin bir kýyýsýndan öbür kýyýsýna
ebemkuþaðý gibi attý kýrk gözlü köprüleri.
Dahasý var Mister Dalles,
sizin dilde anlamý pek de belli deðilken henüz,
zulüm gibi,
hürriyet gibi,
kardeþlik gibi sözlerin,
dövüþtü zulme karþý o,
ve istiklal ve hürriyet uðruna
ve milletleri kardeþ sofrasýna davet ederek,
ve yarin yanaðýndan gayrý her yerde,
her þeyde,
hep beraber,
diyebilmek için,
yürüdü peþince Bedreddin'in
O, tornacý Hasan, köylü Mehmet, öðretmen Ali'dir.
kaya gibi yumruðunun son ustalýðý:
922 yýlý 9 eylülüdür.
Dedim ya Mister Dalles, ,
Herhalde bütün bunlarý sizden gizlediler.
ucuzdur vardýr illeti.
Hani þaþmayýn,
yarýn çok pahalýya mal olursa size,
bu 23 sentlik asker,
yani benim fakir, cesur, çalýþkan, milletim,
her millet gibi büyük Türk milleti.
(1953)
.
Nazým Hikmet Ran
TERKETMEDI SEVDAN BENI
11-11-1933
Bursa
Hapishanesi
Bir tanem!
Son mektubunda:
'Baþým sýzlýyor yüreðim sersem! ' diyorsun.
'Seni asarlarsa seni kaybedersem;
diyorsun;
'yaþýyamam! '
Yaþarsýn karýcýðým,
kara bir duman gibi daðýlýr hatýram rüzgarda; yaþarsýn kalbimin
kýzýl saçlý bacýsý
en fazla bir yýl sürer
yirminci asýrlýlarda
ölüm acýsý.
Ölüm
bir ipte sallanan bir ölü.
Bu ölüme bir türlü
razý olmuyor gönlüm.
Fakat
emin ol ki sevgilim;
zavallý bir çingenenin
kýllý, siyah bir örümceðe benzeyen eli
geçirecekse eðer
ipi boðazýma,
mavi gözlerimde korkuyu görmek için
boþuna bakacaklar
Nazýma!
Ben,
alaca karanlýðýnda son sabahýmýn
dostlarýmý ve seni göreceðim,
ve yalnýz
yarý kalmýþ bir þarkýnýn acýsýný
topraða götüreceðim...
Karým benim!
Ýyi yürekli
altýn renkli,
gözleri baldan tatlý arým benim:
ne diye yazdým sana
istendiðini idamýmýn,
daha dava ilk adýmýnda
ve bir þalgam gibi koparmýyorlar
kellesini adamýn.
Haydi bunlara boþ ver.
Bunlar uzak bir ihtimal.
Paran varsa eðer
bana fanila bir don al,
tuttu bacaðýmýn siyatik aðrýsý,
Ve unutma ki
daima iyi þeyler düþünmeli
bir mahpusun karýsý.
NAZIM HÝKMET
Konu LazanisT tarafýndan (17.01.2007 Saat 12:49 ) deðiþtirilmiþtir.
PÝRAYE ÝÇÝN YAZILMIÞ 21-22 ÞÝÝRLERÝ
22 Eylül 1945
Kitap okurum:
içinde sen varsýn,
þarký dinlerim:
içinde sen.
Oturdum ekmeðimi yerim:
karþýmda sen oturursun,
çalýþýrým:
karþýmda sen.
Sen ki, her yerde "hâzýrý nâzýr"ýmsýn,
konuþamayýz seninle,
duyamayýz sesini birbirimizin:
sen benim sekiz yýldýr dul karýmsýn...
23 Eylül 1945
O þimdi ne yapýyor
þu anda, þimdi, þimdi?
Evde mi, sokakta mý,
çalýþýyor mu, uzanmýþ mý, ayakta mý?
Kolunu kaldýrmýþ olabilir,
- hey gülüm,
beyaz, kalýn bileðini nasýl da çýrçýplak eder bu hareketi...
O þimdi ne yapýyor,
þu anda, þimdi, þimdi?
Belki dizinde bir kedi yavrusu var,
okþuyor.
Belki de yürüyordur, adýmýný atmak üzredir,
- her kara günümde onu bana týpýþ týpýþ getiren
sevgili, canýmýn içi ayaklar!..
Ve ne düþünüyor
beni mi?
Yoksa
ne bileyim
fasulyanýn neden bir türlü piþmediðini mi?
Yahut, insanlarýn çoðunun
neden böyle bedbaht olduðunu mu?
O þimdi ne düþünüyor,
þu anda, þimdi, þimdi?..
24 Eylül 1945
En güzel deniz:
henüz gidilmemiþ olandýr.
En güzel çocuk:
henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz:
henüz yaþamadýklarýmýz.
Ve sana söylemek istediðim en güzel söz:
henüz söylememiþ olduðum sözdür...
30 Eylül 1945
Seni düþünmek güzel þey
ümitli þey
dünyanýn en güzel sesinden en güzel
þarkýyý dinlemek gibi bir þey.
Fakat artýk ümit yetmiyor bana,
ben artýk þarký dinlemek deðil
þarký söylemek istiyorum...
1 Ekim 1945
Daðýn üstünde:
akþam güneþiyle yüklü olan bir bulut var
daðýn üstünde.
Bugün de:
sensiz, yani yarý yarýya dünyasýz geçti
bugün de.
Birazdan açar
kýrmýzý kýrmýzý:
gecesefelarý birazdan açar kýrmýzý kýrmýzý.
Taþýr havamýzda sessiz, cesur kanatlar
vatandan ayrýlýða benzeyen ayrýlýðýmýzý...
6 Ekim 1945
Bulutlar geçiyor: haberlerle yüklü, aðýr.
Buruþuyor hâlâ gelmeyen mektup avucumda.
Yürek kirpiklerin ucunda uzayýp giden toprak uðurlanýr.
Benim baðýrasým gelir: -"Pîrâye, Pîrâye!.." diye
Nâzým Hikmet Türk kültürünün bütün insanlýða armaðan ettiði uluslarüstü bir deðerdir.
Ýnsan düþmanlarýnýn amansýz düþmaný, diyor Jean-Paul Sartre Nazým için. "Nâzým Hikmet'e Saygý" baþlýklý yazýsýnda...
Hapishane dýþýnda öldün, bu da çok þey." diyor Fransýz þair Louis Aragon Nazým için...
En sevdiðim satýrlarýndan biri aþaðýdadýr
BEÞ SATIRLA
Annelerin ninnilerinden
spikerin okuduðu habere kadar,
yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalaný,
anlamak, sevgilim, o bir müthiþ bahtiyarlýk,
anlamak gideni ve gelmekte olaný.
Finali Memleketimden Ýnsan Manzaralarý'nýn dizelerinde yerini bulan, "Açlýk" ýn o muhteþem tanýmýyla yapayým...
Hastane kâtibi eðildi Halil'e doðru:
- Açlýk," dedi,
"açlýk, hiçbir þey yememek deðil,
barsaðý düðümlenene kadar
yarma çorbasý içmektir.
Konu Gülþen tarafýndan (17.01.2007 Saat 14:25 ) deðiþtirilmiþtir.
Sadece Trabzonspor!
HASRET
Denize dönmek istiyorum!
Mavi aynasýnda sularýn:
boy verip görünmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Gemiler gider aydýn ufuklara gemiler gider!
Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder.
Elbet ömrüm gemilerde bir gün olsun nöbete yeter.
Ve madem ki bir gün ölüm mukadder;
Ben sularda batan bir ýþýk gibi
sularda sönmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
----------------------------------------------------------------------
HÝÇBÝR AÐAÇ BÖYLE HARÝKULADE BÝR YEMÝÞ VERMEMÝÞTÝR
Topraktan ateþten ve denizden
doðanlarýn
en mükemmeli doðacak bizden...
..........
..........
......... ve insanlar ellerini
korkmadan
düþünmeden
birbirlerinin ellerine býrakarak
yýldýzlara bakarak:
-"Yaþamak ne güzel þey!"
diyecekler;
bir insan gözü gibi derin
bir salkým üzüm gibi serin
bir ferah
bir rahat
bir iþitilmemiþ þarký söyliyecekler..
Hiçbir aðaç
böyle harikulade bir yemiþ vermemiþ
olacaktýr.
Ve en vadedici
bir yaz gecesi bile
böyle sesler
böyle inanýlmaz renklerle
sabaha ermemiþ olacaktýr..
Topraktan
ateþten
ve denizden
doðanlarýn
en mükemmeli doðacak bizden...
Konu Miraç Atalay Çiftçi tarafýndan (17.01.2007 Saat 14:32 ) deðiþtirilmiþtir.
Trabzonspor kültürünü yaþa, yaþat, öðret...
Ýþte BMN!*
Arkadaþlar uygun olmayan iletiler silindikten sonra baþlýk açýlakcatýr.
Lütfen açýlacak baþlýkta tartýþma yaratacak konulara girmeyelim. Bu konularýn tartýþýlacaðý pek çok site ve forum mevcut fakat yeri bordomavi.net deðildir...
Herkese iyi akþamlar...
“Her kim kendini kýymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
Malik bin Dinar
VASÝYET
Yoldaþlar, nasip olmazsa görmek o günü,
Ölürsem kurtuluþtan önce yani,
Alýp götürün
Anadolu'da bir köy mezarlýðýna gömün beni.
Hasan Beyin vurdurduðu
Irgat Osman yatsýn bir yanýmda
ve çavdarýn dibinde topraða çocuklayýp
kýrký çýkmadan ölen þehit Ayþe öbür yanýmda.
Traktörlerle türküler geçsin altbaþýndan mezarlýðýn,
seher aydýnlýðýnda taze insan, yanýk benzin kokusu
tarlalar ortamalý, kanallarda su
ne kuraklýk, ne candarma korkusu
Biz bu türküleri elbette iþitecek deðiliz
topraðýn altýnda yatar upuzun,
çürür kara dallar gibi ölüler
topraðýn altýnda saðýr, kör, dilsiz.
Ama bu türküleri söylemiþtim ben
daha onlar düzülmeden
duymuþtum yanýk benzin kokusunu
traktörlerin resmi bile çizilmeden
Benim sessiz komþulara gelince,
þehit Ayþe'yle ýrgat Osman
çektiler büyük hasreti saðlýklarýnda
belki de farkýnda bile olmadan
Yoldaþlar, ölürsem o günden önce yani,
-öyle gibi de görünüyor-
Anadolu'da bir köy mezarlýðýna gömün beni
ve de uyarýna gelirse
tepemde bir de çýnar olursa
taþ maþ da istemez hani....
Yoldaþlar, ölürsem o günden önce yani,
-öyle gibi de görünüyor-
Anadolu'da bir köy mezarlýðýna gömün beni
ve de uyarýna gelirse
tepemde bir de çýnar olursa
taþ maþ da istemez hani....
iþte bu sözler bitirio beni yaaa.. örnek aldýðým insanlardan biridir NAZIM HÝKMET. iiki bize nasip olmuþ iiki doðmuþ..
"Ben bir müzisyenim, ondan sonra biraz Karadenizliyim, ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim." Kazým KOYUNCU
M.Akif Ersoy ve Necip Fazýl Kýsakürek ile ilgili baþlýklar "ölüm yýldönümlerinde açýlmak üzere" kapatýlmýþ. peki o zaman bu baþlýðýnda kapatýlmasý gerekmiyor mu? 15 ocakta anýlýyorsa aradanda 2 gün geçmiþse ayný sebeble bu baþlýðýnda kapanmasý gerekmez mi? aksi halde çifte standart olmaz mý?
Ben Kuzeyin Oðlu, sen Bizans Torunu! Ben Asaletin Rengi, Sen Entrikanýn Baþkenti! Ben TRABZONUM, BÝZ TRABZONSPORUZ!!!
Mehmet Akif Ersoy'u ölümünün 70. yýl dönümünde benim açtýðým baþlýkta andýk. Baþlýk hala da açýktýr. Bu baþlýkta 1-2 gün içerisinde açýldý ve kapatýmasý söz konusu deðildir. Doðal olarak 10 gün sonra bu yazarýn þiirleri bu baþlýða deðil "þiir"ler baþlýðýna gönderilecektir...
Konu Kaya tarafýndan (17.01.2007 Saat 22:32 ) deðiþtirilmiþtir.
“Her kim kendini kýymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
Malik bin Dinar
tabi arkadaþým anmana hiçbirþey diyemem ama diðer baþlýðýn kapatýlma sbebine bakýnca aklýma böle bir soru geldi! M.Akif'de 27 Aralýkta vefat etmiþti. yani üzerinden sadece 20 gün geçti! bu durumda bizde onu saygýyla anmak isteriz... haksýz mýyým?
Ben Kuzeyin Oðlu, sen Bizans Torunu! Ben Asaletin Rengi, Sen Entrikanýn Baþkenti! Ben TRABZONUM, BÝZ TRABZONSPORUZ!!!
@kaya
açýklaman için teþekkür ederim...
Ben Kuzeyin Oðlu, sen Bizans Torunu! Ben Asaletin Rengi, Sen Entrikanýn Baþkenti! Ben TRABZONUM, BÝZ TRABZONSPORUZ!!!
Misina yukarýda uyarýmý yaptým. Uzatmayalým....
“Her kim kendini kýymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
Malik bin Dinar
Þu anda 1 kullanýcý bu konuyu görüntülüyor. (0 kayýtlý ve 1 misafir)