Sayfa 12 Toplam 1333 Sayfadan BirinciBirinci ... 2 10 11 12 13 14 22 62 112 512 1012 ... SonuncuSonuncu
Toplam 33325 adet sonuctan sayfa basi 276 ile 300 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Şenol Güneş

  1. #276
    Sacit - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.12.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    38
    Mesajlar
    10,068

    Standart



    takimin basinda simdi kim var senol hoca o zaman takimi o yönetecek demek ki [img]smileys/smiley32.gif[/img].lig bitti mi o zaman düsünürüz

  2. #277

    Üyelik tarihi
    11.09.2005
    Nereden
    Afrika Diğer
    Mesajlar
    53

    Standart

    Senol Gunes buyuk maclari teknik direktoru degildi. Simdi deplasman maclarinin da teknik direktoru olmamaya kosuyor. Sayesinde eskiden buyuk mac kazanamiyorduk, simde de deplasman kazanamiyoruz. Ywa bu insanlar hic mi hatarlarindan pay cikartmazlar. Bi musibet bir nasihatten lafi bosuna mi soylenmis...

  3. #278
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Hekimoğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    19.07.2005
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    44
    Mesajlar
    7,803

    Standart



    kilit.tuhaf bir durum.[img]smileys/smiley17.gif[/img]

  4. #279
    Oruç - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.11.2004
    Nereden
    Diyarbakır
    Yaş
    37
    Mesajlar
    19,261

    Standart

    Bu topicin kapatilmamasini istiyorum.

  5. #280
    Trabzonspor Kongre Üyesi

    Yönetim Kurulu
    Berat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    14.09.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    40
    Mesajlar
    7,424

    Standart



    Forum 1 ay geriye dönmeden bu basligi kilitlemistim zaten..Miadini doldurdu..Ben de severim Senol Günes'i ama artik teknik direktörümüz degil..Isteyen, Türk Futbolu Bölümünde topic açar,orada konusulur..

  6. #281
    Oruç - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.11.2004
    Nereden
    Diyarbakır
    Yaş
    37
    Mesajlar
    19,261

    Standart Şenol Güneş

    1967.mesaj serefine.[img]smileys/smiley1.gif[/img]


    Trabzonspor'un gelmis geçmis en iyi kalecisi,Milli takima tarihindeki en iyi basari olan Dünya 3.lügünü tattirmis biri O...


    Maales bu sezon ''yapilmayan transferler'' yüzünden Trabzonspor'dan ayrilmak zorunda kalan degerli hocamiz hiç bir zaman unutulmayacak...


    Ve de Trabzonspor'umuzun tüm sampiyonluklarinda imzasi olan biri Senol Günes...Edited by: thepatfhinder

  7. #282

    Üyelik tarihi
    13.09.2004
    Nereden
    Almanya
    Mesajlar
    1,206

    Standart



    Unutulmaz tabi, Senol Hocam seni cok seviyorum. Insallah hersey yakinda senin istedigin gibi olur.

  8. #283
    halil ibo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    14.08.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    56
    Mesajlar
    6,119

    Standart



    Tek üzüldügüm nokta yillarca sampiyonluklarda onunla birlikte sevindik.Bu sevinci T.D.olarak yasayamadi,hak etmedigi muamelelere maruz kaldi.Bu zaman sürecinde taraftar onu gerektigi gibi sahiplenemedi.


    Ezik diye adlandirdigimiz cincon camiasi ve taraftarlarihiç yoktan biriniimparator diyeambalajlayip ülkenini basina bela etti.Halbuki adamin adi onun oynadigi 15 yilda sampiyonluk göremedikleri için ugursuza çikmisti.

  9. #284
    DeliKadir_61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    28.11.2005
    Nereden
    Almanya
    Yaş
    36
    Mesajlar
    71

    Standart

    hocum büyüksün

  10. #285

    Üyelik tarihi
    08.06.2004
    Nereden
    Samsun
    Mesajlar
    2,690

    Standart

    Dünyanin en uzun süre gol yemeyen kalecileri arasinda, Trabzonspor'un eski milli file bekçisi, eski Milli Takimlar Teknik Direktörü Senol Günes 15. sirada bulunuyor.. Günes kalesini 1110 dakika gole kapamisti..



    <H4 id=feature_author>30Ocak2006, 11:17</H4>


    Brezilyali Geraldo Pereira de Matos Filho ''Mazaropi''nin 1816 dakikayla ilk sirada bulundugu tüm zamanlarin degerlendirmesinde, Senol Günes 1110 dakikayla 15. sirada kendisine yer buldu.

    Uluslararasi Futbol Tarihi ve Istatistikleri Federasyonu'nun (IFFHS), kalecilerin sadece ulusal lig maçlarindaki performanslarini baz alarak, tüm zamanlari kapsayan degerlendirmesinde Brezilya'nin Vasco da Gama takiminin file bekçisi ''Mazaropi'', 18 Mayis 1977 ile 7 Eylül 1978 tarihleri arasindaki karsilasmalarda üst üste toplam 1860 dakika süreyle kalesini gole kapatarak ilk sirada yer aldi.

    Türk futbolunun efsanevi kalecilerinden Senol Günes ise, Trabzonspor formasiyla 17 Eylül 1978 ile 18 Subat 1979 tarihleri arasindaki lig maçlarinda kalesini toplam 1110 dakika süreyle gole kapamayi basardi.

    Diger yandan, listenin ilk siralarinda 2 kez yer alan Misirli Thabet El-Batal, National formasiyla 1975-76 sezonunda 1486, 1978-79 sezonunda da 1325 dakikalik sürelerle kalesinde gol görmeyerek, muhtesem bir performans sergiledi.


    EN UZUN SÜRE GOL YEMEYEN KALECILER-



    IFFHS'nin tüm zamanlari kapsayan degerlendirmesinde listede ilk 15 sirada yer alan kaleciler söyle:

    Kaleci Takimi Ülkesi Dk.
    ------------------- ------------- -------- ----
    1-"Mazaropi" Vasco da Gama Brezilya 1816
    2-Thabet El-Batal National&nbs p; Misir 1486
    3-Dany Verlinden Club Brugge Belçika 1390
    4-J.Maria Buljubasich Universidad Arjantin 1352
    5-Thabet El-Batal National&nbs p; Misir 1325
    6-Abel Resino Gomez Atletico Madrid Ispanya 1275
    7-Gaetan Huard Bordeaux&nbs p; Fransa 1266
    8-A.D.Quagliano Zetti Palmeiras&nb sp; Brezilya 1242
    9-Marios Praxitelous Omonia Kibris R.K. 1221
    10-Vitor M. M. Baia Porto& nbsp; Portekiz 1191
    11-Dimitar Ivankov Levski Sofya Bulgaristan 1190
    12-Ibrahim Mujkic Buducnost Banovici Bosna-Hersek 1156
    13-Denis Romanenco Zimbru Moldova 1154
    14-Yury Bannikov Dinamo Kiev Eski SSCB 1127
    15-Senol Günes Trabzonspor Türkiye 1110



  11. #286
    Oruç - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.11.2004
    Nereden
    Diyarbakır
    Yaş
    37
    Mesajlar
    19,261

    Standart



    Bravo hocam bazilari senin degerini bilmiyor ama...

  12. #287

    Üyelik tarihi
    29.01.2006
    Mesajlar
    259

    Standart

    SENOL GÜNES GIBISI YOK.SENI COK SEVIYORUZ HOCAM! [img]smileys/smiley27.gif[/img]

  13. #288

    Standart

    REKORLARIN ADAMI

  14. #289

    Üyelik tarihi
    06.10.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    43
    Mesajlar
    1,237

    Standart

    Elin Bosnalisi geliyor 20 yaindaki ufukhani takima koyuyor ve gelecigin yildizina yol acioyr sen korkudan hic bir genci oynatamiyorsun ve trabzonlusun digeri degil futbol anlayisinda genclere yonelisinde korku uzerine kurulmus .

  15. #290
    irfanköse276 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    18.07.2005
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    36
    Mesajlar
    1,831

    Standart



    Alıntı onurts61 Nickli Üyeden Alıntı
    Elin Bosnalisi geliyor 20 yaindaki ufukhani takima koyuyor ve gelecigin yildizina yol acioyr sen korkudan hic bir genci oynatamiyorsun ve trabzonlusun digeri degil futbol anlayisinda genclere yonelisinde korku uzerine kurulmus .

    bu mesaj bence buraya yakismamis. Ayrica seneye ligde daha ciddi hedeflerle yarisirken de "elin bosnalisi" dedigin hocamiz bu gençleri oynatacak mi? önemli olan bu!!!



  16. #291
    ŞİMAL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09.09.2006
    Nereden
    İzmir
    Mesajlar
    33

    Standart

    Çok sevdik biz Şenol abiyi...Yıllar geçti ,hala yüreğiyle oynayan kaleci olarak kalbimizdeki yeri değişmedi..Milli takım teknik direktörlüğünde de başarılı olmuştu,kabullenmek istemeyenlere inat...
    Bendeki Trabzonspor sadece futbolu temsil etmiyor, zaten etmemeli de... Trabzonspor, Türkiye’de sürekli şampiyon olanlar dışında olan her şeyi temsil ediyor” KAZIM KOYUNCU...

  17. #292

    Üyelik tarihi
    24.06.2006
    Mesajlar
    11

    Standart

    türkiyenin en iyi kalecisiydi ozamanlar ŞENOL GÜNEŞ futbollu bırakalı kaç sene oldu dünyanın en iyi kalecileri arasında daha ne olsun

  18. #293
    sümela61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    25.11.2005
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    47
    Mesajlar
    2,010

    Standart

    geçtiğimiz Nisan Ayında Şenol Güneş'le alakalı yazdığım bir yazımı dayanamayıp (tekrar) buraya eklemek istedim... benim Şenol Hoca hakkındaki düşüncelerim bunlardan ibarettir az çok...

    O BİR "ADAM"

    Salı günü (04.04.2006), Türkiye’nin (dolayısıyla Trabzon’un) “marka” ismi Şenol Güneş, İstanbul Teknik Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümü’nün davetlisi olarak, konuşmacı sıfatıyla bu üniversitenin Maslak Kampüsü’ndeydi. Kendi ifadeleriyle, Trabzonspor’dan ayrıldıktan sonra ilk kez böyle bir organizasyona katılıp, yine ilk kez medyanın önüne çıkıyordu. Büyük bir heyecan ve istekle, bu “adam”ın iki dudağı arasından dökülecek sözcükleri dinlemek üzere, ben de salondaki yerimi aldım. Benim Şenol Güneş’e yönelik düşüncelerim (diğer futbol adamlarına yönelik olanlara göre) çok farklıdır. Öyle ki; Şenol Hoca o gün konuşmayıp, susup sadece otursa bile, yine beklerdim oracıkta. Kendisi (rahmetli Kazım Koyuncu ile birlikte), benim Trabzonspor’u fark edip, bu takıma gönül vermemde, en büyük etkenlerden birisidir. İçimde nedenini bilemediğim çok farklı bir hayranlık var Şenol Güneş’e karşı. Hani bazen anlatamazsınız ya anlatmak istediklerinizi, bu da öyle bir şey. O gün içimden yanına gidip, tek kelime laf etmeden, hiçbir şey söylemeden sadece sıkı sıkı sarılmak geldi. Bu duyguyu hep hissetmişimdir Şenol Hoca’ya karşı.

    Salondaki dinleyicilerin neredeyse tamamının genç simalardan oluşması, gözlemlediğim kadarıyla, Şenol Hoca’ya keyif veren bir durum oldu. Öyle ya, ne de olsa karşısında O’nu anlayabilecek (ben öyle umuyorum) bir topluluk vardı. Hem unutmamak gerekir ki, O aynı zamanda bir “öğretici”ydi. Oradaki topluluğun çoğu Şenol Güneş’in Trabzonspor (yönetim, oyuncular, transferler vs.) hakkında bir şeyler anlatmasını bekliyordu. Ama Şenol Güneş bunu yapmadı, O’na yakışan da buydu. O, çok daha önemli olduğunu düşündüğü mesajlar, bilgiler aktardı bizlere. Bence de çok haklıydı, zira bu ülkede Trabzonspor’da yaşanan olayların benzerleri diğer kulüplerde de yaşanıyor. Bu kafayla gittiğimiz sürece yaşanmaya da devam edecek. Hoca’nın dikkat çekmek istediği konu bu zihniyetin değişmesi gerektiği idi. Yani Şenol’un, Atay’ın, Jun’un ve diğer isimlerin bir önemi yoktu. Sorun isimlerde değil, işleyişteydi. Hoca bunu yine kendine has üslubuyla aktardı, ama ısrarla anlamak istemeyenler de oldu bu güzel mesajları. Zaten her şeyden önce söz konusu panelin konusu; “Türkiye’de Futbol Kültürü” idi. Yani panel ne sadece Şenol Hoca’nın kendisiyle, ne de sadece Trabzonspor’la ilgili değildi.

    Şenol Hoca önce kısaca “kendi hikâyesi”ni anlattı. Bunu anlatırken, kendi gençliğiyle şimdiki gençliği de kıyaslamayı ihmal etmedi. Maddi imkânsızlıklara ve diğer zor koşullara rağmen “mutlu” bir genç olduğunu, ama şu zamandaki gençlerin son derece mutsuz olduklarından bahsetti. O dönemdeki gençliği bilemem ama bu dönemdekilerin mutsuz olduklarını gözlerinden anlamak hiç de zor değil, doğru söze ne denir? Kendisinin, çocukken mahalle aralarında, yarım limon kabuğunu futbol topu kabul edip, bu topla oynadığını belirtti ve şöyle bir cümle kurdu: “Limon kabuğunu tekmeleyerek bu işe başladık, o limon kabuğu kafamıza isabet edince de bırakmaya karar verdik…” Bu cümleyi sarf ettiğinde, salondakilerin yüzünde (ben de dâhil) bir tebessüm oluştu. Ama aslında bu durum ağlanacak halimizi gösteriyordu. Başkası olsa eser, yağar, köpürür. Bu ne mütevaziliktir, bu ne müthiş örneklemedir Hocam.

    Daha sonra Türkiye’de (olması gerektiği gibi) bir futbol kültürünün olmadığından yakındı. Burada her şeyin “skor”a endeksli işlediğini, bunun böyle olmaması gerektiğini vurguladı. Futbolun her şeyden önce bir “keyif aracı” olduğunu hatırlattı. Bazı arkadaşlarımız "tuttuğun takım yenildiğinde nasıl keyif alabilirsin ki?” diye düşünebilirler. Tuttuğun takım yenildiğinde onların üzüntüsüne ortak olabilmek, onlara destek verebilmek, onlarla aynı şey için üzüntü hissedebilmek de insana keyif verebilir. Yani sevdiklerinizle yine bir şeyler paylaşıyorsunuz; olaya bu yönden bakmak da fayda var diye düşünüyorum.

    Şenol Güneş ülkemizin (futbol konusunda) bir sisteme sahip olmadığını belirtirken, hala bu yönde bir çalışma yapılmadığının da altını çizdi. Bunu başarmış ülkelerin ise, bu yönde arayışlarına devam ettiklerini, bizim çok geriden geldiğimizi belirtti. Bizde iyi işler yapanların kıskanıldığına deyinen Hoca; bir başkası başarılı ise, ortaya bir şeyler koymaya çalışıyorsa o kişiyi yakalamak yerine, söz konusu kişiyi aşağıya çekmek istediğimizden bahsetti kısaca. Yani “biz onun seviyesine çıkmayalım, o bizim seviyemize insin” mantığı.

    Biz Dünya Kupası’nda üçüncü olduk ama futbol ülkesi olarak üçüncü olamadık” sözü bile başlı başına bir kitap konusu olacak bir söz diye düşünüyorum. Zaten ben burada ne kadar ifade etmeye çalışsam da, Şenol Güneş’i anlatmakta eksik kalacağımı da gayet iyi biliyorum. Bu arada Dünya Kupası demişken; Şenol Güneş o dönem Milli Takım’dan bahsederken hep “biz” diye bahsediyor ve bu “biz”in içine yöneticilerin, taraftarın, medyanın yani herkesin girdiğini belirtiyordu. Ama bizim medyamızın bir kısmı, grupta oynadığımız ilk iki maçtan sonra başta Hoca olmak üzere “takım”ı linç ediyordu. Oysaki daha oynanmamış bir maç daha vardı ve ikinci tur şansımız devam ediyordu. Üçüncü maç sonunda takım ülkeye geri dönerse, o zaman eleştirenler eleştirebilirdi. Devam eden bir organizasyonda takımı demoralize etmenin bir âlemi yoktu. Neticede o linç edilen Milli Takım, Uzakdoğu’dan üçüncülük unvanıyla dönmeyi başardı. Bu sefer bu “yargısız infaz”cıların bir kısmı tükürdüklerini yalayıp; keskin bir “u” dönüşü yaptılar. Diğer bir kısmı ise bunu gururuna yediremediklerinden, “bu takım zaten şampiyon olacak takımdı” diye söylemler ettiler. Bu noktada benim Hoca’ya olan saygım ve hayranlığım bir kez daha arttı. Çünkü hiçbir zaman bunların seviyesine inmedi; O bekledi ki bu yazarlar O’nun seviyesine çıksınlar.

    Şenol Güneş hayatı boyunca arkasına bakmadığını, hep önüne baktığını belirtirken, böyle davranmayı kalecilik sayesinde öğrendiğini belirtti. “Kaledeyken hep önünüzdekilere bakarsınız, arkanıza bakmazsınız” diyen Hoca, ayrıca kaleciliğin çok da zor bir mevki olduğunu bahsetti. “Örneğin yenilen bir gol sonrası yanınızda hiç arka çıkan ve destekçi bulamayabilirisiniz, kendinizi o an orada yalnız hissedersiniz” şeklinde konuşan Hoca yine kendine has çok “şık” bir örnek verdi: “Yalnızsınızdır, öyle ki formanız bile farklıdır diğer on kişiden”… Bir şahane tespiti daha vardı Hoca’nın: “Ceza hep size kesilir. Mesela defanstaki arkadaşınız bir penaltı yaptırır, ama penaltı atışı ona değil de, size karşı yapılır”… Hoca’nın bu sıcak cümlesi ben de yine tebessüme yol açtı.

    Hoca’ya göre tribünlerdeki şiddet ve küfür olaylarının artmasına karşın, bayan seyirci sayısının artması da bir çelişkiydi. Yani bir yandan “tribünler kötüye gidiyor” denilirken, bir yandan da bayanların tribünlerde daha çok yer almaya başlaması Hoca’ya garip gelmişti anlaşılan. Lakin bu noktada Hoca’nın atladığı bir şey vardı ki; eskiden bayanların bırakın maç izlemeye gitmesini, liseye gitmesi bile büyük olaydı. “Kız kesimi evinde oturur” mantelitesi değişmeye başladıkça, buna paralel olarak yaşamın her alanında karşımıza çıkan bayan sayısı da artmalıydı. Tribünler de yaşamın bir parçası olduğuna göre, bu artış orada da karşımıza çıkmalıydı. İşin diğer tarafına gelince, yani tribünlerin kötüye gitmesine gelince; bu da doğruydu. Çünkü eskiden tribünlerde küfür pek duyulmazdı, sonra zamanla şiddet ve nefret görülmeye başlanıldı. Ama o zamanlar birisi küfür edeceği vakit etrafında bir bayan var mı, diye bakardı hiç olmazsa. Şimdi ise o kadar “vahim” bir duruma geldik ki, ne yaşlıyı takan var ne bayanı.
    Konuşması bitince Hoca’nın yanına gidip, “Türkiye için fazla olduğunuzu düşünüyor musunuz?” dedim. O her zamanki alçak gönüllüğüyle “hayır, birçok eksiğimiz bile var” dedi. Ama Hoca ne derse desin, bence kendisi Türkiye için hem erken gelmiş, hem de oldukça fazla birisi. İnanın bu yazı daha da uzar gider ama Hoca’nın anlatmak istediklerini aktarma konusunda, ben yine de yetersiz kalırım.

    Bu kadar hayran olduğum bu kişiye bir konuda “kırgın”ım. Bu güzel mesajları sık sık verip, insanların gözünün içine sokmalı. Uzun süre konuşmayarak; hem kendisine, hem de ülkeye haksızlık ediyor. Hocam bu ülkenin senin gibi “aydın”lara ihtiyacı var. Sen pes etmemelisin, sen mücadele etmelisin. Biz de elimizden geldiği kadar sana destek olacağız, söz…
    "7 tepeli şehir... bekle... son tepene de dikeceğiz bayrağımızı..."

  19. #294
    Muhalif - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    07.06.2004
    Nereden
    Hatay
    Yaş
    45
    Mesajlar
    3,026

    Standart

    Kaleciliğinin son demlerini hatırlıyorum.. yerde kıvranırken Bjk'nin bize gol atması ve sanırım 3-2 kaybettiğimiz maç.. Büyüklerimiz ondan sonra kaleci gelmedi diyorlar.. Kendisi de bir röportajda bazı maçlarda bana top gelmediği için üşüyordum gibi birşeyler söylemişti.. sanırım ondan sonra öyle sağlam defans da gelmedi.. Ama 1100 küsür dakika gol yememiş olması muhteşem bir şey.. her kalecinin harcı değil.. adını en uzun süre gol yemeyen kaleciler listesinde gördüğümde gurur duydum.. Evet ondan sonra kaleci gelmedi...
    Kendisine eşiyle, çocuklarıyla mutlu bir hayat dilerim.. Stressiz ve sağlıklı bir yaşam için futboldan uzak durması şart.. 1100 küsür dakika gol yemeyen kaleci olarak hafızalarımızda ve tarihimizde yerini almıştır kendisi..
    Diğer takım taraftarları da kendisini dünya 3. sü Milli takım teknik direktörü olarak hatırlayacaktır en azından..
    #7 King of Kings

  20. #295
    mavikan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    02.08.2006
    Nereden
    Amasya
    Mesajlar
    714

    Standart

    seni seviyoruzz şenol hoca..
    .............
    'Sandılar, yalnızlığımız suskunluğumuz olacak / Suskunluğumuzun bahanesi olacak yalnızlık...'
    ............

  21. #296
    miragef - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.12.2006
    Mesajlar
    70

    Standart

    Senİn Kiymetİnİ Bİlyenler Utansin..

  22. #297
    h@msi61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    26.07.2005
    Nereden
    Kuzey Amerika
    Yaş
    39
    Mesajlar
    11,948

    Standart

    gerçek bir beyefendi, başarıyla özdeşleşmiş insan, seni seviyoruz...

  23. #298
    Forumdan Uzaklaştırılmıştır
    Üyelik tarihi
    12.11.2006
    Mesajlar
    146

    Cool

    *** Trabzonspor' un ve Türk Futbolu' nun gelmiş geçmiş en büyük kaptanı...

    *** Türk Futbolu' nun görüp göreceği, kariyeri ile tamamen ters orantılı olan en mütevazi, en efendi ve en saygıdeğer futbol duayeni...

    *** Görev almış olduğu dönemler itibariyle, aktif futbol hayatında en çok kupa kaldırmış, en büyük başarıları kazanmış Türkiye' deki yegane futbolculardan...

    *** Teknik Direktörlük kariyerinde, Trabzonspor ile geçirmiş olduğu 2 ayrı sezonda da şampiyonluğu son dakikada kılpayı Fenerbahçe' ye kaptırarak, ikisinde de "Gönüllerin Şampiyonu" olmakla yetinmek zorunda bırakılan Trabzonspor aşığı...

    *** Ama, Türk Futbol Tarihi' ne altın harflerle kazınan en büyük başarısı, hala bazı İstanbul yalakası çevreler tarafından hiçbir şekilde hazmedilemeyen Dünya Üçüncülüğü' dür.

    *** 2000 senesindeki Avrupa Şampiyonası' ndan tek galibiyetle dönen Milli Takım' ı devralan Şenol Hoca, sadece 2 yıl sonra tarihimizde 2 nci kez katıldığımız Dünya Kupası' nda bir tek Dünya Şampiyonu Brezilya' ya güç bela yenilerek, belki de torunlarımızın bile bir daha göremeyeceği Dünya Üçüncülüğü' nü bize yaşattı.

    *** Şenol Hocam, sen her zaman örnek bir kaptandın ve her zaman da hafızalarımızda olacaksın. Ben kendi adıma Şenol Hoca' yı tam yetkili bir Genel Menajer olarak takımın başında görmeyi çok istiyorum. Umarım en kısa zamanda bu hayalim gerçekleşir...

  24. #299
    frango - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    24.09.2004
    Yaş
    43
    Mesajlar
    2,224

    Standart

    *** Türk Futbolu' nun görüp göreceği, kariyeri ile tamamen ters orantılı olan en mütevazi, en efendi ve en saygıdeğer futbol duayeni...


    evet belkide şenol hocamızı diğerlerinde farklı kılan en önemli özelliği bu olsa gerek..
    sorma neden...
    hamiiiiiii mandıralıııııııı...

  25. #300
    Forumdan Uzaklaştırılmıştır Lapina - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10.11.2004
    Yaş
    42
    Mesajlar
    1,289

    Standart

    Mütavazi olmasinin yaninda fazla sakin olmasi Senol Hocayi ikinci plana atiyor.Sahsim adina degil yanlis anlasilmasin.Turkiye'de nelerin prim yaptigini bizden daha iyi bilirdir kendisi ama bir yerlere gelmek icinde bunlar sart Senol Hocam.Ama bosver yine sen bizim bildigimiz sevdigimiz Senol GUNES gibi kal..

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •