Erman Topçu Nickli Üyeden Alıntı
Birleşmiyor ayrışıyorlar
Metin Tükenmez, 9.12.2006, Fanatik
Siz ne denli gündemi değiştirip, yapay bir gündem oluştursanız da futbol kendi kuralları içerisinde, sorunun nerede olduğunu gözler önüne seriyor.
Aslında Trabzonspor’un bugünkü yönetime teslim olmasının dayandığı köken de ortaya çıkıyor; birleşememek...
Türk insanının birleşmek ve organizasyon yapmak yerine, bireysel davranmak türünden bir karakteristik özelliğe sahip olduğunu biliyoruz.
Bunun en iyi örneğini son günlerde Trabzonspor’da görmekteyiz. Benim de tanık olduğum bir toplantı yapıldı İstanbul’da. 30’u aşkın eski yönetici katıldı. Uzun uzun konuşuldu, herkes Trabzonspor’un yanında olduğunu söyledi. Ama söylenenler genelde bireysel, kişisel temenni düzeyinde kaldı.
Önceki gün eski başkanlardan Mustafa Günaydın’ın öncülük ettiği bir “bir araya gelme” hamlesi daha yapıldı; ama bu kez orta da hiç kimse yoktu.
Bütün bu birleşme görüntülü ayrışma çabalarının sonunda yine bireysel bir yönelime doğru hareketlendi Trabzonspor. İşin en acı yanı budur. Başkanlık yaptığı süre içerisinde dibe vurmuş bir takımı ekonomik bağımlılıktan kurtarıp, şampiyonluğu kovalar hale getiren Özkan Sümer’i “parasız başkan istemiyoruz” çığlıkları ile sandığa gömen Trabzonlular, bugün Sümer’i adeta bir Titan olarak görmekteler. Oysa Özkan Sümer yaklaşık bir yıl önce “Ben 66 yaşındayım. Artık daha dingin bir yaşam sürmek istiyorum” demiş, bir bakıma yeni başkanlar, yeni yöneticiler için yolu açmıştı; hem de borçsuz, kasası dolmuş, futbolcularının değeri yükselmiş bir takım olarak.
Bugün gelinen noktada Trabzonspor sadece ekonomik olarak değil, yönetimsel olarak da bağımlı hale gelmiş, hatta yardıma muhtaç duruma düşmüştür. Böyle bir durumda tek çözüm olarak Özkan Sümer görülüyor, Sümer bir Titan yani yarı Tanrı, yarı insan haline getiriliyor. Bir Trabzonsporlu olarak çöküşe seyirci kalamayacağını, elden giden bazı değerlerin kurtarılması için kulübün içinde bulunması gerektiğini söyleyip harekete geçen Sümer’e çeşitli yakıştırmalar bile yapıldı, ücretsiz çalışmayı şart koştuğu halde.
Bu durumda yapılması gereken Özkan Sümer’e sığınmak değildir. Sümer’in de hep söylediği gibi, Trabzonspor’u diğer kulüplerden ayıran değerler etrafında birleşerek, güçlü bir yönetimin çarelerini aramaktır. Bu değerlerin toplandığı başlık, yerel üretim merkezlerini herekete geçirip değerli hale getirerek evrensele ulaşmaktır. İstanbul’da amaçsız ve sonuçsuz temenni toplantıları yapmak yerine, sözünü ettiğimiz türden “değerleri anımsayan ve yeni değerler üretebilen” insanlar bir araya gelerek eyleme geçilmeli. Benim bildiğim Trabzonspor, şampiyon olsun veya olmasın genellikle hatalarına egemen olan bir kurumdu. Şimdi bu kurum hataların yönettiği sıradan bir takım haline gelmiştir. Trabzonspor bir sınav döneminden geçiyor. Kişi veya kurum olsun, eğer sınavdan geçmek söz konusuysa, etraftakilere veya öğretmene değil kendine güvenmelisin.