Toplam 22 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 22 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: 24 Kasim: "Abi, Hangisi Queen?"

  1. #1
    Erman - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    03.10.2006
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    42
    Mesajlar
    397

    Standart 24 Kasim: "Abi, Hangisi Queen?"

    "Abi, Hangisi Queen?"

    ya da

    Seni Hala Seviyoruz Freddie

    Soguk bir Ankara sabahi... Hani derler ya Ankara'nin ayazi farklidir. Aynen oyle bir soguk. Sanirim Orta 2'deydim. Ankara Atatürk Lisesi'nin gestapovari sabah kontrollerinden kacirip okula sokabildigim walkman'im elimde, siniftaki herkese yeni buldugum bir sarkiyi dinletiyorum. Opera vokalleriyle bezenmis, temposu sürekli degisen bu muhtesem sarkiyi cogu kisi icin ilginc kilan ise koro halinde bir yerde "Bismillah, Noooo! We won't let you go!" diye bagrilmasiydi. "Bu kim abi yaaa" diye soranlara "oglum / kizim ne cahilsin be... Wayne's World'un müzik albümü!" diye yapistiriveriyorum cevabi. Acayip kasiliyorum falan. Dostum, kardesim Serkan'in beni bir kenara cekip "oglum, millete hava basiyorsun ama haberin olsun; bu sarkinin adi Bohemian Rhapsody, söyleyen de Queen" diyene kadar tabii...

    Queen mi? Hayatinda yabanci muzige sadece "Capital Radio"da dinledigi kadar asina olan biri icin son derece dumura ugratici bir uyariydi bu. O gün acayip bozuldugum hatirliyorum. Hatta sarkinin guzelligini duyup da gelip dinlemek isteyenleri "kalmadi canim, olsa dukkan senin" diye geri cevirmistim!

    Ertesi gun Serkan elinde bir kutu ile cikageldi. "Bu ne" demeye kalmadan kutuyu acip icindeki kasetleri bana verdi: "Al da dinle abi, Queen iyidir". (Simdi bu satirlari okuyanlar sakin Serkan acayip kültürlü bir herifti falan diye düsünmesin, herifcioglunun abisi bu konularda acayip donanimli bir adam da ondan!) Ben hic ihtimal vermiyorum begenecegime, zira o siralar, ne yalan soyleyeyim, Mustafa Sandal falan dinliyorum (Bu konuda cok emegi gecen degerli dostum Murat'a da buradan saygilarimi sunarim). Ha bir Cartel, o sirada cok populerdi. "Karteeeeeeel, bir numero, en buyyyyuk" diye gezerdik ortaliklarda. Oyle rock, metal falan filandan hic hazzetmezdim. Hatta simdilerde nefret ettigim o cahil tayfanin yaptigi gibi aninda "satanist" etiketi yapistiriverip, ötekilestirirdim. Simdi düsünüyorum da amma sacmalardim bos keseden. Deep Purple'a satanist derdim ya. Neyse ki atlattim. Murat da atlatti.

    Velhasil o aksam evde önyargilarla emektar teybime koydugum kasetlerden eve yayilan ezgilere asik oluverdim. Anlayabildigim kadariyla sözleri cikarmaya calisiyor, yaptikca daha da vuruluyordum Queen'e. Brian Harold May (BHM)'in kendi elleriyle yaptigi gitarindan süzülen tonlar, Roger Taylor'un vurucu davullari, John Deacon'in yeri geldiginde aglatan, yeri geldiginde costuran bas tinilari ve elbette Freddie Mercury'nin bugun hala esi benzeri olmayan o müthis sesi.

    "I want to break free"yi, "I want it all"u, "Miracle"'i, "A kind of Magic"i onlarca kere arka arkaya dinledigimi hatirliyorum. Her bir sarkida, aslinda sagda solda, reklamlarda, filmlerde rastladigim o büyüleyici tinilarla karsilasiyordum. Maclarda, sinifta siralarla yaptigimiz "dum-dum-tak"in bizzat "We Will Rock You" sarkisinda vuku buldugunu da o gece kesfettim.

    Ertesi gün okula gittigimde Serkan'i cekip güzelce bir öptüm. "Hah iste be abi, söyle yola gel" demesini bugün gibi hatirlarim. Sonra beraber Queen koleksiyonumuzu olusturmaya basladik. Her ay harcliklarimizdan arttirip gidip bir Queen kaseti, cdsi alirdik. Daha sonra bu merak kasetin falan disina cikti, t-shirtlere daldik. Queen ile alakali ne varsa almaya basladik. Hatta o siralar Freddie coktan ölmüs, Queen fiilen dagilmis olmasina ragmen internet sitelerine mail cekip onlari Türkiye'ye konser vermeye cagiriyorduk. Tabi ne desin herifler, "oyle bir program yok" deyip gecistirirlerdi, biz gene de mail geldi diye deli gibi atlayip ziplardik. Hatta bir gün Queen'in uluslararasi satis magazasindan (tabi ki istek üzerine) brosür geldi diye ortaligi birbirine katmistik. Cartmanvari bir sekilde "evet bu Queen'den bize geldi, kim bize dokunmak istiyor?" diye hava atmistik. Herkese Queen'i dinletiyor, elimizdeki resimleri gösteriyorduk. Hatta, ismi bende kalsin, bir arkadasa grubun resmini gösterdigimde aldigim tepkiyi unutamam:

    - Abi hangisi Queen bunlarin?

    Az da kavga etmedik Queen icin. Kim "top lan onlar!" ya da "gec abicim Queen'i, geride kaldi onlar" dediginde dagarcigimizda ne kadar küfür varsa bosaltirdik o an.

    Bir ara Serkan, hakkini yemeyeyim, yetenekli bir oglan oldugundan gitara merak sardi ve Queen sarkilarini "calmaya calismaya" basladi. Bana da sarki söyleyemeyecegimden bas calmak vazife olarak kalmisti. Valla ugrastim, ama ÖSS denen tek disi kalmis canavar beni klasik gitarda bir iki sarkiya mahkum etti diyeyim.

    Ne olursa olsun, icimizde hep bir nokta ukde olarak kaldi: Queen'i canli izleyememistik. Zaten Freddie'yi 1991'de kaybettigimizden grubu görmek mümkün degildi ama en azindan Brian May'i görmek, canli canli o ortacag prensivari görüntüsüyle izlemek hic bir sekilde nasip olmayacak bir düs gibi geliyordu bize.

    Serkansiz yaptigim icin "o düs gerceklesmedi" demek geliyor icimden ama ne diyeyim, ben Queen'i canli izleyebildim. Almanya'da master yaparken bir zamanlarin cizmeli ve deri ceketli rock varyetesinin en karizmatik isimlerinden Paul Rodgers'i yanina alan Queen turneye cikmaya karar vermisti ve Almanya'ya geliyorlardi. Frankfurt'ta ve Köln'de sahit oldum efsaneye. O konserler kendi basina birer yazi konusudur ama su kadarini söyleyeyim; Brian May'in o dev perdeler arasindan ciktigini gördügümde ve Bohemian Rhapsody sirasinda Freddie'nin görüntüsü dev ekrana yansitildiginda suratimda olusan kocaman gülümseme ve gözlerimden süzülen yaslari baska hic bir zaman ayni anda yasamamistim. Sanki tanri dünyaya inmisti ve önümde gitar caliyordu! Ve belki de o konserlere dair atlanmamasi gereken bir nokta: Evet, 50.000 kisi birlikte "Love of My Life"i söylerken insan tutmak istemiyor kendini; döküveriyor gözyaslarini hic sorgulamadan...

    Beni rock müzige ya da genel anlamda -yerli ve/veya yabanci- kaliteli (olarak algiladigim) müzige yönelten yollarin harcini, tasini, cakilini, kumunu, asfaltini Queen tasimisti. Belki de bu yüzden aradan neredeyse on yil gecmesine ragmen her gün illa ki Queen dinliyorum. Öyle özümsedim ki o sihirli müzigi, konusurken hep Queen'den alintilar yapiyor, yazdigim "akademik" makaleleri bile Queen'le süslüyordum. Hatta benim magnum opus'um, derin-güzel-essiz insan Aysun'a yazdigim bir e-posta'ydi sanirim; sadece Queen'in sarki sözlerinden olusan.

    Bu duygularla bir 24 Kasim'dayim gene. Freddie'yi AIDS'e kurban ettigimiz bu kötü, ugursuz günde elimde bir bardak cay, Queen dinleyerek onu yad ediyorum. Cay tabii... Karadeniz stili anma iste. Aklimda Köln'de ve Frankfurt'ta sahnenin arka planina yansitilan resimleri esliginde söyledigimiz sarkilar var. Öyle bitireyim ben de, bir kac misra esliginde...

    Iste bunlar hayatimizin günleriydi,
    Kötü anlar cok ama cok azdi
    O günler simdi gecti gitti ama tek bir sey dogru kaldi:
    Geriye baktigimda görüyorum
    Seni hala seviyorum...*

    Seni hala seviyoruz Freddie!

    Izninizle, Yavuz Saltik'a öykünerek seslenmek istiyorum:

    Freddie bir de sana zahmet; Kazim Abi'mize de selam söyle biz Hamsilerden.

    Tanir misin onu? Karadeniz semalarinda, bulutlardan yaptigi takasiyla dolasan, elinde gitari hüzünlü hüzünlü türküler okuyan bir yandan da gözünün ucuyla Trabzonspor'un maclarini izleyen birisini görürsen, bil ki o Kazim Koyuncu'dur. Onu da kanser aldi bizden. Ne senin AIDS'ine ne de onun kanserine tam olarak cözüm bulabildik insanlik olarak. N'olur kusurumuza bakmayin...

    * Queen, These are the Days of our Lives, Innuendo, 1991

    Merak edenler icin

    Iste o an! Tanri dünyaya iniyor: Brian May Köln Rhein Energie Stadyumu'nda dev perdelerin arasindan gecerek sahnede...


    Brian May, Freddie'nin önünde "These are the Days of our Lives"daki o muhtesem soloyu atiyor (Köln).


    Freddie Mercury banttan Bohemian Rhapsody'i söylüyor (Köln)


    60lik dev Brian May "Hammer to Fall"u calarken... Kafa mi sallayayim yoksa fotograf mi cekeyim ikilemini yasadigim onlarca andan biri. Resme bakinca, fotograf cekmeyi sectigime seviniyorum. (Köln)


    Nazim Hikmet, "sen mutlulugun resimini cizebilir misin Abidin" diye sormustu. Sanirim konser sonrasindaki bu resim, benim icin gercekten de "mutlulugun resmi". (Köln)

    Konu Erman tarafından (26.11.2006 Saat 14:53 ) değiştirilmiştir.
    Çok yaşa Trabzonspor

  2. #2
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Mehdi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    28.07.2006
    Nereden
    Trabzon
    Mesajlar
    13,050

    Standart

    Show Must Go On Ne zaman dinlesem ilk dinlediğim zamanki kadar heyecanlanırım.ölüm sebebi belki yaşamış olduğu hayata gölge düşürdü ama sesinin güzel olduğunu inkar etmek ne mümkün.
    T R A B Z O N S P O R

  3. #3
    Erman - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    03.10.2006
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    42
    Mesajlar
    397

    Standart

    Alıntı mehdi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Show Must Go On Ne zaman dinlesem ilk dinlediğim zamanki kadar heyecanlanırım.ölüm sebebi belki yaşamış olduğu hayata gölge düşürdü ama sesinin güzel olduğunu inkar etmek ne mümkün.
    Abi aslina bakarsan ölüm nedeni yasamayi sectigi hayatin birebir yansimasiydi diyebiliriz.

    Biliyorsun, kendisini "muzigin o...pusu" diye tanimlardi.

    Olsun, biz onu böyle sevdik.
    Çok yaşa Trabzonspor

  4. #4

    Üyelik tarihi
    15.10.2004
    Nereden
    Hakkari
    Mesajlar
    2,146

    Standart

    Erman bu sıralar dinlemeye başladım sayende... ama apocalyptica daha iyi diyebilirim...

  5. #5
    eys_61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    27.09.2004
    Nereden
    Gaziantep
    Yaş
    38
    Mesajlar
    1,473

    Standart

    Queen hayranları için güzel haber.dream tv de Quenn haftasonu var.
    Innuendo yu bir daha çalsalar,klibini bir daha izlesem diye bekliyorum ama henüz rastlayamadım
    Her daim TRABZONSPOR!
    Türkiye Kyoto'yu imzaladı
    "7"

  6. #6

    Üyelik tarihi
    23.11.2006
    Mesajlar
    4

    Standart

    Alıntı Erman Topçu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Abi aslina bakarsan ölüm nedeni yasamayi sectigi hayatin birebir yansimasiydi diyebiliriz.

    Biliyorsun, kendisini "muzigin o...pusu" diye tanimlardi.

    Olsun, biz onu böyle sevdik.
    iyi guzel ama rahmetli bu meseleyi son zamana kadar saklamisti. kisaca hayat felsefesinin getirisi olarak izah etmek icin en basindan beri sahiplenilmesi "ne yapalim bizim de meslek hastaligimiz bu" denilmesi icap etmiyor mu?. halbuki bir cok roportajda acik olarak escinsel oldugunu ifade eden birinin "privacy" adina HIV pozitif oldugunu saklamasi gayet manidar.

    sozum meclisten disari sevenleri incinsin istemem ama o zamanlar halk arasinda aids'in acilimi "adi .bnelerin dramatik sonu" olarak geciyordu.en basindan meseleyi aciklayip, merdane uzerine gitse, bir destek cephesi kursa, bu tip bir onyargiya karsi halk tabakalarinin/tabularin(!) arasinda sikismis ve hastalik bakimindan ayni kaderi paylasmis siradan hemcinslerinin(!) yaninda yer alsa asil o zaman bahsedilen turde bir paye alabilirdi. ancak olumuyle birlikte gariban hemcinsleri kamu vicdanindan pay alabildiler.


    ne hikmettir bilinmez escinsellik frekansi bu segmentte diger insan gruplarina nispetle daha yuksek oluyor. neyse butun bunlar kabiliyetli oldugu gercegini degistirmez elbette.

  7. #7
    Erman - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    03.10.2006
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    42
    Mesajlar
    397

    Standart

    Alıntı N.Lobby Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    iyi guzel ama rahmetli bu meseleyi son zamana kadar saklamisti. kisaca hayat felsefesinin getirisi olarak izah etmek icin en basindan beri sahiplenilmesi "ne yapalim bizim de meslek hastaligimiz bu" denilmesi icap etmiyor mu?. halbuki bir cok roportajda acik olarak escinsel oldugunu ifade eden birinin "privacy" adina HIV pozitif oldugunu saklamasi gayet manidar.

    sozum meclisten disari sevenleri incinsin istemem ama o zamanlar halk arasinda aids'in acilimi "adi .bnelerin dramatik sonu" olarak geciyordu.en basindan meseleyi aciklayip, merdane uzerine gitse, bir destek cephesi kursa, bu tip bir onyargiya karsi halk tabakalarinin/tabularin(!) arasinda sikismis ve hastalik bakimindan ayni kaderi paylasmis siradan hemcinslerinin(!) yaninda yer alsa asil o zaman bahsedilen turde bir paye alabilirdi. ancak olumuyle birlikte gariban hemcinsleri kamu vicdanindan pay alabildiler.
    Aslinda Freddie Mercury'nin AIDS oldugunu ne zaman ogrendigine dair uzerinde uzlasilan bir yorum yok. Fakat 1987'de AIDS'e yakalandigi kabul edilir. Bunu da yakin dostu Jim Hutton dogrulamisti. O sene AIDS konusunda hassasiyetin arttigi bir dönemdi ve Mercury söyle demis bir röportajinda:
    Simdiye kadar hep seks icin yasadim. Ama artik tam tersini düsünmeye basladim. AIDS yasamimi degistirdi. Artik pek disari cikiyor ve bir rahbie hayati yasiyorum. Eskiden önüme gelenle yatip kalkiyordum. Ona da bir nokta koydum. O tür bir yasami da artik özlemiyorum. SIK es degistirenler, AIDS testi yaptirmali. Ben yaptirdim ve temiz cikti.*
    Yani 1987'den öldügü 1991'e kadar bu hastaliga sahip oldugunu bilgidi halde bunu disariya söylemekten kacindi. Bunu da ölümüden 24 saat önce yaptigi bir aciklamayla söyle anlatiyor:

    Basinda cikan haberler sonrasinda sunu dogrulamak istiyorum ki testlerde HIV pozitif ciktigim ve AIDS'im. Bunu cevremdekilerin özel hayati icin saklamanin dogru oldugunu düsündüm bugüne kadar. Ancak simdi bütün dünya capindaki arkadaslarimin ve hayranlarimin gercegi bilmesinin vakti geldi. Umuyorum ki herkes doktorlarima ve onlarin bütün dünyadaki meslektaslarina bu korkunc hastaliga karsi savasa katilirlar. Özel hayatimin gizliligi benim icin cok önemli ve zaten röportaj vermememle de ünlüyümdür. Lütfen anlayis gösterin, bu politikam devam edecek.**
    Söylediklerinde belki haklisin ama sunu da sanirim belirtmek gerekiyor. Freddie Mercury hicbir zaman bazi degerlerin dünya capinda savunusu gibi bir misyon üstlenmedi. O bunlara pek aldiris etmedi ve sadece zevk icin yasadi. O yüzden de senin dedigin gibi dünya capinda AIDS'e karsi mücadele gibi bir ise girismedi; kendi kabuguna cekilerek, o güzel sarkilarini yazip son günü beklemeyi tercih etti.

    Ancak onun AIDS yüzünden ölümü bu türden bir etki yaratti denebilir. Onun adini tasiyan ve AIDS'e karsi uluslararasi hassasiyet ve maddi gelir saglamayi hedefleyen Freddie Mercury Phoenix Foundation bu baglamda önemli bir adimdir. Belki de bu sayede AIDS konusunda hayattayken yapamadiklarini öldükten sonra yapti.

    Notlar:

    * Stephen Rider, Queen, Korsan Yayinevi, 1997, s. 171
    ** Freddie Mercury, http://en.wikipedia.org/wiki/Freddie_Mercury
    Çok yaşa Trabzonspor

  8. #8
    Forumdan Uzaklaştırılmıştır
    Üyelik tarihi
    27.09.2006
    Yaş
    42
    Mesajlar
    304

    Standart

    bu nedu laa

  9. #9

    Üyelik tarihi
    23.11.2006
    Mesajlar
    4

    Standart

    Alıntı Erman Topçu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Aslinda Freddie Mercury'nin AIDS oldugunu ne zaman ogrendigine dair uzerinde uzlasilan bir yorum yok. Fakat 1987'de AIDS'e yakalandigi kabul edilir. Bunu da yakin dostu Jim Hutton dogrulamisti. O sene AIDS konusunda hassasiyetin arttigi bir dönemdi ve Mercury söyle demis bir röportajinda:
    Simdiye kadar hep seks icin yasadim. Ama artik tam tersini düsünmeye basladim. AIDS yasamimi degistirdi. Artik pek disari cikiyor ve bir rahbie hayati yasiyorum. Eskiden önüme gelenle yatip kalkiyordum. Ona da bir nokta koydum. O tür bir yasami da artik özlemiyorum. SIK es degistirenler, AIDS testi yaptirmali. Ben yaptirdim ve temiz cikti.*
    Yani 1987'den öldügü 1991'e kadar bu hastaliga sahip oldugunu bilgidi halde bunu disariya söylemekten kacindi. Bunu da ölümüden 24 saat önce yaptigi bir aciklamayla söyle anlatiyor:

    Basinda cikan haberler sonrasinda sunu dogrulamak istiyorum ki testlerde HIV pozitif ciktigim ve AIDS'im. Bunu cevremdekilerin özel hayati icin saklamanin dogru oldugunu düsündüm bugüne kadar. Ancak simdi bütün dünya capindaki arkadaslarimin ve hayranlarimin gercegi bilmesinin vakti geldi. Umuyorum ki herkes doktorlarima ve onlarin bütün dünyadaki meslektaslarina bu korkunc hastaliga karsi savasa katilirlar. Özel hayatimin gizliligi benim icin cok önemli ve zaten röportaj vermememle de ünlüyümdür. Lütfen anlayis gösterin, bu politikam devam edecek.**
    Söylediklerinde belki haklisin ama sunu da sanirim belirtmek gerekiyor. Freddie Mercury hicbir zaman bazi degerlerin dünya capinda savunusu gibi bir misyon üstlenmedi. O bunlara pek aldiris etmedi ve sadece zevk icin yasadi. O yüzden de senin dedigin gibi dünya capinda AIDS'e karsi mücadele gibi bir ise girismedi; kendi kabuguna cekilerek, o güzel sarkilarini yazip son günü beklemeyi tercih etti.

    Ancak onun AIDS yüzünden ölümü bu türden bir etki yaratti denebilir. Onun adini tasiyan ve AIDS'e karsi uluslararasi hassasiyet ve maddi gelir saglamayi hedefleyen Freddie Mercury Phoenix Foundation bu baglamda önemli bir adimdir. Belki de bu sayede AIDS konusunda hayattayken yapamadiklarini öldükten sonra yapti.

    Notlar:

    * Stephen Rider, Queen, Korsan Yayinevi, 1997, s. 171
    ** Freddie Mercury, http://en.wikipedia.org/wiki/Freddie_Mercury

    erman bey amacim tartismaktan ziyade guzel vakit gecirmek once bunu bilmenizi isterim. bunu belirttikten sonra

    sizin de alintiyla kendi agzindan verdiginiz gibi (wikipedia)
    kendisi yumurta kapiya dayaninca toplumsal anlamda tavir aliyor. iste korkunc hastalik vs gibi mesajlar veriyor. yapmadiklarini oldukten sonra hastalik vesilesiyle yapti demeniz de ironik olmus. Cunku mesela bir magic johnson gibi en basindan boyle bir misyona sahip olsa olumuyle adi uzerine yapilanlarin kendi sahsinda bir anlami olabilir. kendisi bunu saklamayi secti. buradaki psikoloji onemli, escinsel oldugunu bu kadar rahat ifade eden birinin hastaligini gizlemeye calismasi dusundurucu. belki de 87 91'e gore nispeten erken oldugundan kendisine tavir takinilacagindan veya escinsel ozgurluk hareketinin darbe alacagindan korktu ama bununla beraber 87'de positif oldugunu aciklasa o kuru aciklamasina nispet cok daha fazla dikkat cekerek dunya capinda bir cok hemcinsini onceden uyararak hayatlarinin kurtulmasina (hatta heteroseksulleri de) vesile de olabilirdi. spekulasyonlarin sonu yok...

    neyse kisaca elestirmek istedigim ne f.mercury'nin ne de bir baskasinin sahsidir sadece kamuya bu kadar mal olmus insanlarin gittikleri aykiri yolda dahi olsun adam gibi yuruyememeleri yalpalamalari herhalde insanligin talihsizliklerinden olsa gerek...

  10. #10
    sümela61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    25.11.2005
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    47
    Mesajlar
    2,010

    Standart

    kendisini çok fazla dinlememiş olsam da, isminin büyüklüğü ortada... ayrıca asıl belirtmek istediğim yazı çok güzel olmuş...
    "7 tepeli şehir... bekle... son tepene de dikeceğiz bayrağımızı..."

  11. #11
    Erman - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    03.10.2006
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    42
    Mesajlar
    397

    Standart

    Alıntı N.Lobby Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    erman bey amacim tartismaktan ziyade guzel vakit gecirmek once bunu bilmenizi isterim. bunu belirttikten sonra...
    Sevgili N.Lobby,

    Zaten karsi cikmadim sana dikkat edersen. Cok da memnun oldum yazdigin yoruma. Yaptigim bir "Freddie Mercury savunusu" degil de, daha cok "aciklamasi" diyebilirim.

    Bir de surayi düzelteyim: Ben "ölümünden sonra katkida bulundu" derken, mücadeleyi o baslatti demek istemedim. Ölümü bir AIDS'e karsi mücadelenin kilometre taslarindan biri oldu demek istedim.

    Diger yorumlarinda sana karsi cikacagim bir nokta yok. Ama onun sahsinda su formül sanirim aciklayici olabilir:

    Dönemin sartlari + toplumsal önyargilar + AIDS'in yeni bir mevzu olmasi + kisisel özellikleri + hayata bakisi = Konuyu saklamasi
    Çok yaşa Trabzonspor

  12. #12

    Üyelik tarihi
    23.11.2006
    Mesajlar
    4

    Standart

    Bir de surayi düzelteyim: Ben "ölümünden sonra katkida bulundu" derken, mücadeleyi o baslatti demek istemedim. Ölümü bir AIDS'e karsi mücadelenin kilometre taslarindan biri oldu demek istedim.
    erman bey eger bu sekilde anlasaydim zaten johnson ornegini vermezdim cunku o da neticede ancak kilometre taslarindan birisi. yalniz kendisi isteyerek dosendi. mercury ise dedigim gibi bunun erdemine sahip degil hatta bu yuzden kendi cinsel anlayisindaki bircok insanin hayatini kurtarabilecekken sizin verdiginiz denklemdekilerin de etkisi dolayisiyla bundan kacinmis da birisi. aradaki fark gayet acik. neyse uzatmayayim isin gercegi kendi kabiliyetsizligimden olsa gerek muzigini hic bir zaman idrak edemedim, insan bir kimsenin bu kadar, hele hele uluhiyete vardirilan takdir ve ovgu aldigini gorunce ister istemez onun hayatinda kendine bakan yonuyle ilgili bazi erdemler gormek ister icimizden muzik zevki gelismis bazilari mercury'nin ustun yetenegini idrak ederek kendisine karsi bu teveccuhu bir nebze anlamlandirabilir ancak ben ne yazik ki bundan mahrumum. hal boyle olunca yasaminin geneline bakarim: flamboyant, umursamaz bir hayat ve zevkin kendisine tapmanin aids karsisinda bukulmemesi, egilmemesi merdane tavir almasi gerekirdi. madem ki zevkin icin yasiyorsun oyle ya. kisaca kendisi bir felsefe sahibi, bilge, kendince erdemleri olan bir insan degildi, kuskusuz bu tip bir iddaa sahibi de degildi soz olarak. ama verdigi ima, asiladigi degerler ve fikirler, yasaminin geneli ile bu anlamda bir zevkin kutsanmasina hizmet etti. sadece muzikal yetenekleri gelismis bununla birlikte bir cok yonu eksik kalmis zavalli bir insandi. olumlu gercek karsisina cikinca eski kimliginden, ifadesinden bir siyrilmasi bundandir. bu bir insanin sergileyebilecegi buyuk eksikliklerden birisidir elbette seveni yine sever, tapacaksa da tapar ancak disardan tutarli gozukmeyen bir iliski tipi. hic olmazsa kendi yolunda egilmeden gitseydi ve sonuna kadar tarz sahibi olsaydi ben de okusaydim ki olum karsisinda bile o keyifli istifini bozmadi buraya yazacaklarim da farkli olurdu elbette. ben sadece buna dikkat cekmek istedim. onceki yazdigim gibi bu kadar etkili insanlarin iradi olarak hic olmazsa kendi takipcilerine faydasi olsaydi... olsaydi da ben de bunu bu bunyede zuhur etmis bir erdem kirintisi sayabilseydim ve gosterilen samatayi bir nebze olsun anlayabilseydim.
    Konu N.Lobby tarafından (25.11.2006 Saat 19:31 ) değiştirilmiştir.

  13. #13
    TheCrow - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    03.08.2004
    Nereden
    Ankara
    Mesajlar
    4,361

    Standart

    Benim Queen ile tanışmam ortaokul yıllarında oldu.O zamanlar yabancı müzikle pek aram yoktu.Bir gece 3 arkadaş,televizyon açık,muhabbete dalmışken,Innuendo'nun klibi başladı.Başından sonuna kadar hipnotize olmuş bir halde (özellikle "wandering mistral guitar" çalan yerlerde) izledikten sonra,hiç kıpırdamadan,muhabbeti bırakıp klibi izleyen diğerlerine,zor duyulan kısık bir sesle "bu da neydi?" diye sorduğumu hatırlıyorum...
    O zamanlar yabancı kaset nerdeyse daire fiyatına,(hem de öğrenciyiz),mp3 denen mucizeyle tanışmamıza rahat bir 10 sene daha vardı...Zor yıllardı yani,internetin bilgisayarın kıymetini bilelim
    Yelkenimizdeki rüzgarı çaldılar, yılmadık...

  14. #14

    Üyelik tarihi
    15.10.2004
    Nereden
    Hakkari
    Mesajlar
    2,146

    Standart

    Erman,

    Queen'i dinlemeye başladığımdan beri ki; sen tavsiye ettiğinden an, bir an olsun değişmem dediğim "Apocalyptica"'dan şüphe etmeye başladım. Neyse ki sınavlar bitti ve rüyada bitti. Sınavın üzerine çok rahat.. Viyolenselin mırıltısı bitiriyor beni..

    İdil Biret 28 Kasım 2006 Salı günü saat 20:00'de CSO'da (Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası)konser verecek. Aynı haftanın Perşembe ve Cuma günü de farklı bir
    programla yine CSO'da. Piyanonun sihirli elleri eminim ki; Queen'den daha rahatlatıcı olacaktır..
    Konu sweetrose tarafından (26.11.2006 Saat 15:32 ) değiştirilmiştir.

  15. #15
    Erman - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    03.10.2006
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    42
    Mesajlar
    397

    Standart Yeni Baslayanlar icin Queen

    Arkadaslar bakiyorum da Queen'e ilgi var.

    Yeni baslayacak olanlara gerek albüm gerekse sarki temelinde bazi önerilerde bulunayim bir Queen hayrani olarak:

    - Siralama önem/güzellik sirasina göre DEGILDIR -

    Albüm:

    1. Greatest Hits 2: Queen müzigini tanimanin en kolay ve güzel yollarindan biridir. 80 sonrasi en güzel sarkilari bu albümdedir.

    2. Greatest Hits 1: Queen'in ilk ve daha sert sarkilarini iceren toplama albüm. We Will Rock You, We are the Champions, Bohemian Rhapsody bu derlemede yer alir.

    3. Innuendo: Queen'in Freddie ölmeden önceki son albümü. Müzikalite olarak asmis bir albümdür.

    4. A Night at the Opera: Queen'i Queen yapan albümdür. Bohemian Rhapsody'nin yer aldigi saheser. Herkes sevmeyebilir ama Queen müziginin temelleri bu albümde gizlidir.

    5. The Miracle: Her yönüyle muhtesem bir albüm. Su kadarini diyeyim: "I want it all" bu albümde. Ve hayir, albümün en iyi sarkisi o degil. Düsünün yani.

    Sarki:

    1. Bohemian Rhapsody: Yoruma gerek yok.

    2. These are the Days of our Lives: Sözlere dikkat, müzige dikkat. Aglatir, bastan söyleyeyim.

    3. Too Much Love Will Kill You: Freddie öldükten sonra cikan Made in Heaven albümündeki iki damar sarkidan biri. Sevgili icin.

    4. Mother Love: Freddie öldükten sonra cikan Made in Heaven albümündeki iki damar sarkidan biri. Anne icin.

    5. Love of My Life: Benim icin tarihte yazilmis en güzel ask sarkisi; bulursaniz konser kayitlarini da dinleyin

    6. We Will Rock You

    7. We are the Champions

    8. I want it all

    9. Under Pressure

    10. Somebody to Love

    11. Crazy Little Thing Called Love

    12. A Kind of Magic

    13. Who Wants to Live Forever

    14. Tie Your Mother Down

    15. Don't Stop Me Now

    16. Show Must Go On

    (Allah'im duramiyorum, hepsi cok guzel!)

    Bir de söyle bir kiyak cekeyim:

    Rock/metal müzikten hoslanan arkadaslara albüm önerilerim:

    1. Queen 1 & 2

    2. Queen Rocks

    3. Innuendo

    4. Sheer Heart Attack

    5. News of the World

    6. A Night at the Opera

    ve tüm konser albümleri

    Pop müzikten hoslanan arkadaslara albüm önerilerim:

    1. Hot Space

    2. The Works

    3. A Kind of Magic

    4. The Miracle

    5. Made in Heaven

    Greatest Hits 1 ve 2, Freddie Mercury'nin solo albümleri ile tüm konser albümleri.

    60 yasindaki adamlarin Hard Rock'in sinirlarini hem de canli canli nasil zorladigini görmek isterseniz...

    Queen + Paul Rodgers... Return of the Champions, 2006 turnesi konser kayidi elzemdir.
    Çok yaşa Trabzonspor

  16. #16
    Travelair - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09.01.2005
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    36,346

    Standart

    Öncelikle Erman kardeşim seni kaliteli yazın için kutluyorum, yazılarının devamını diliyorum. Queen benim de favori grubumdur. Herşeyi çok güzel ifade etmişsin onun için yazının üzerine fazla bir yorum katmaya gerek yok. Cartman gözlemin müthiş onu belirtmek isterim

    Son olarak yukarıda arkadaşımız Freddie Mercury'ye zavallı demiş. Sormam lazım acaba bu insanı ne kadar iyi tanıyorsun da zavallı diyebilecek kadar kendinden emin olabiliyorsun?

    Freddie Mercury'nin Aids olduğunu kamuoyuna açıklamama nedeni şudur:

    O yıllarda eşcinselliğe bakış açısı daha bir sertti. Açıklamaması ise kendisini düşünmesinden değil, arkadaşlarının zan altında bırakılıp özel hayatlarına karışılacağından duyduğu endişedir. Kaldı ki Prenses Diana'nın ölüm şekli hala hafızalarımızda

    Tekrar tebrik ederim hem yazın, hem sevdiğin gurup için
    Türkiye'nin zencileri Trabzon'dan çıkar----------------------------------BUGÜN
    Trabzonspor şükretmedikçe şampiyon olamaz---------------------------TRABZONSPOR
    Tüketirsen azalır, üretirsen çoğalır--------------------------------------İÇİN
    Arslanın sırtlanı çok olur-----------------------------------------------NE YAPTIN?

  17. #17

    Üyelik tarihi
    23.11.2006
    Mesajlar
    4

    Standart

    Alıntı Travelair Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Öncelikle Erman kardeşim seni kaliteli yazın için kutluyorum, yazılarının devamını diliyorum. Queen benim de favori grubumdur. Herşeyi çok güzel ifade etmişsin onun için yazının üzerine fazla bir yorum katmaya gerek yok. Cartman gözlemin müthiş onu belirtmek isterim

    Son olarak yukarıda arkadaşımız Freddie Mercury'ye zavallı demiş. Sormam lazım acaba bu insanı ne kadar iyi tanıyorsun da zavallı diyebilecek kadar kendinden emin olabiliyorsun?

    Freddie Mercury'nin Aids olduğunu kamuoyuna açıklamama nedeni şudur:

    O yıllarda eşcinselliğe bakış açısı daha bir sertti. Açıklamaması ise kendisini düşünmesinden değil, arkadaşlarının zan altında bırakılıp özel hayatlarına karışılacağından duyduğu endişedir. Kaldı ki Prenses Diana'nın ölüm şekli hala hafızalarımızda

    Tekrar tebrik ederim hem yazın, hem sevdiğin gurup için

    oncelikle bu kadar tepki vermeye gerek yok. ben kendisinin muziksel yeteneklerini hedef alarak zavalli demedim. tam tersine bu cepheden gayet tekamul etmis asmis bir insan oldugu malum. bunu ben idrak edemiyorsam bu benim muzik yetenegimin dusuklugundendir de dedim. bununla birlikte sozum meclisten disari bu ve benzeri insanlarin suursuzca uluhiyet ifade eden ovgulere konu edildidigini sanki yeni bir din vaaz eden peygamberlermis gibi hayatlarinin her cephesiyle, yemesi, oturmasi, kalkmasi, konusmasi akliniza ne gelirse, ornek alinacak, matah, imrenilecek bir hayat yasadiklarinin dillendirildigini cok duydum. ben buraya yazan arkadasimizin kendi ifadesiyle o fanatik elestiri kaldirmayan donemleri asmis olmasindan, makulce tartisabileceginden cesaretle yazdim yoksa yine bu minvalde giden fanatiklere fikirlerimi hicbir zaman acmam cunku tartisma ortami aninda yok oluyor.


    iddaam basit. "gifted" seklinde bir sifat vardir yenetekli anlamina gelir ama ozellikle bunun verildigi vurgusu vardir. yani Allah yaratirken bu sahsi digerlerine nazaran bir konuda hakikaten bariz sekilde ustun kilmistir. Mercury de bu sekilde bir sahis. buna kimse bir sey diyemez. sesi, sahne performansi vs. kendinde varolan bu yetenegi zevk de aldigi icin ustune giderek renderlamis ve bu seviyelere erismis bir kimse. buraya kadar her sey normal. anormallik, bana gore, uluhiyete vardirmada, her durusundan, hareketinden keramet cikarmaya yeltenmede ortaya cikiyor. yani bir tarz ve felsefe adamiymis gibi her halinden dersler uretilmeye calisilmasi yanlis. Bu camiada insanlar sevdikleri, hayrani olduklari sanatcinin duygusal yaklasarak her halini yuceltebilir, hos gormek, anlamlandirmak isteyebilir ancak disardan bakanlar icin celiskiler hicbir zaman kapanmaz. Mercury de hayatinin vurgusu yaptigi arkadasimizin da ifade ettigi zevki icin yasamayi olgusunu, vurdumduymazligi, simarik neseyi, keyfi hastalik karsisinda devam ettiremedi. kendi cizgisinde bir kiriklik olusturdu. bu iste bir insanin zavalliligini idrakidir. Aslinda davranislarinin, oturusurunun, kalkisinin keramet olmayisinin, boyle bir gercekle yuzlesince vurdumduymazliginin, aldirmazliginin, her zaman zevkim diyen nefsinin boynunu bukusunun, maglup olusunun ilanidir.

    eger bu zevk carkini olumune dek cevirseydi, hastaliga karsi istifini bozmasaydi kuskusuz kendi icinde daha tutarli bir insan olacakti. benim hareket noktam ozetle budur.


    bir de sunu ifade etmek isterim, kendisi daha onceden escinsel oldugunu futursuzca aciklayan, suruyle erkek arkadasi olmus bir kimsedir. AIDS ise o zamanlar icin escinsellerin meslek hastaligi kabul edilen, heteroseksuellerde pek bilinmeyen bir hastalik. zaten ancak 90'da beyaz, hetero, genc bir amerikali erkek bundan olunce asil kamuoyunda buyuk bir infial oluyor meseleye karsi. yani siradan bir gayin aids olmasi cok buyuk bir olay degil cunku dedigim gibi onlara has bir hastalik olarak goruluyor zaten. sizin argumaniniz ise kendi icin degil de yakinlarini korumak icin bu tip bir tedbir aldigi seklinde. bu bir basamak erdem kazandirmaya yonelik ama yine de bencil sayilir cunku koruyacagi sinirli sayidaki yakinina karsi ki sadece ozel hayatlarini korumus olacak, kendisini peygamber gibi takip eden, her halinden dersler cikaran suruyle hayranini, hayatlarini kurtarabilecek muazzam bir uyari ve dersten mahrum birakiyor. bu ders ancak olumuyle ozrunlu olarak verilmis oluyor. Kisacasi meselenin merkezinde yer alsa, bir cephe kursa hastaliga karsi, ayni kaderi paylasmis hem cinsleri ile birlikte mucadele etse, hem tutarli davranmis hem de aidse karsi cok daha etkili hizmet etmis olurdu. ve bu davranista kendisinin tarzina cok daha iyi uyar, hayat anlayisinda kirikliga neden olmaz, bir nevi karizmasini hastalik karsisinda cizdirmemis olurdu. ben de bu kadar seyi yazmazdim.

  18. #18
    Travelair - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09.01.2005
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    36,346

    Standart

    Selamlar. Öncelikle büyük bir tepki gösterdiğimi sanmıyorum. Sadece sizin tanımadığınız bir insan hakkında "Zavallı" deme hakkı kendinizde görmenize şaşırdım. Yani büyük tepkiyi gösteren ben değildim

    İkinci olarak bahsi geçen insanın tutarlı veya tutarsız olmasını konuşmuyoruz ki burda. Bakın bir anımı anlatayım. İnkılap Tarihi dersindeyiz. Hocamız Atatürk'ten söz etmeye başladı. Aslında dedi biliyor musunuz Atatürk çok çapkın bir insandı şöyle hanımlarla görüldü bunları davet etti vesaire. Hocaya dedim ki, iyi de bunun bizle ne alakası var? Biz onu büyük bir asker, büyük bir devlet adamı olarak tanıyoruz, bizi bu kısmı ilgilendiriyor. Yoksa ne yapayım ben onun özel hayatını?

    Son olarak, ben sizinle tartışmıyorum, dolayısı ile benim size söylediğim mevzu "arguman" değil, bizzat Freddie Mercury'nin kendi sözleridir

    Umarım meramımı anlatabilmişimdir. Rezil özel yaşamı bizi ilgilendirmiyor, örnek de almıyoruz Allah'a şükür, müzisyen olarak bir dehaydı. Onu konuşmaktan başka bir amacımız da, başlığın amacı da yok, onu anlatmaya çalışıyorum
    Türkiye'nin zencileri Trabzon'dan çıkar----------------------------------BUGÜN
    Trabzonspor şükretmedikçe şampiyon olamaz---------------------------TRABZONSPOR
    Tüketirsen azalır, üretirsen çoğalır--------------------------------------İÇİN
    Arslanın sırtlanı çok olur-----------------------------------------------NE YAPTIN?

  19. #19

    Üyelik tarihi
    23.11.2006
    Mesajlar
    4

    Standart

    Alıntı Travelair Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Selamlar. Öncelikle büyük bir tepki gösterdiğimi sanmıyorum. Sadece sizin tanımadığınız bir insan hakkında "Zavallı" deme hakkı kendinizde görmenize şaşırdım. Yani büyük tepkiyi gösteren ben değildim

    İkinci olarak bahsi geçen insanın tutarlı veya tutarsız olmasını konuşmuyoruz ki burda. Bakın bir anımı anlatayım. İnkılap Tarihi dersindeyiz. Hocamız Atatürk'ten söz etmeye başladı. Aslında dedi biliyor musunuz Atatürk çok çapkın bir insandı şöyle hanımlarla görüldü bunları davet etti vesaire. Hocaya dedim ki, iyi de bunun bizle ne alakası var? Biz onu büyük bir asker, büyük bir devlet adamı olarak tanıyoruz, bizi bu kısmı ilgilendiriyor. Yoksa ne yapayım ben onun özel hayatını?

    Son olarak, ben sizinle tartışmıyorum, dolayısı ile benim size söylediğim mevzu "arguman" değil, bizzat Freddie Mercury'nin kendi sözleridir

    Umarım meramımı anlatabilmişimdir. Rezil özel yaşamı bizi ilgilendirmiyor, örnek de almıyoruz Allah'a şükür, müzisyen olarak bir dehaydı. Onu konuşmaktan başka bir amacımız da, başlığın amacı da yok, onu anlatmaya çalışıyorum

    sizi anliyorum. ben sadece zavalli demeye hakkiniz yok hususunda cevap verdim ve hareket noktami kistaslarimi izah ettim. yeteneginin ustunlugu ile ilgili zaten tartismadim ve o yonden yuceltilmesinden de herhangi bir rahatsizlik duymam soz konusu degil. hangi tip tavra karsi oldugumu yukari da detaylica izah ettigimi dusunuyorum. kisaca sizin de "rezil" diye nitelendirdiginiz ozel yasaminin muzikal yeteneklerinin sirtina bindirilerek ustun bir yasam anlayisi ve matah bir hayatmis gibi sunulmasi, kerametvari takdir gormesidir karsi ciktigim. celiski de iste bu ovulen durumun hastalik karsisinda kirilmasi, sureklilik gosterememesine isaret etmektedir sadece.
    ve zavallilik dedigim de bu celiskiyle birlikte gelen gercekler karsisindaki vurdumduymaz, futursuz, zevkin kolesi anlayisin boyun egmesi, hosafin yaginin kesildiginin idrakidir.

    arguman icinse sizin bizzat fikri dillendirmeniz gerekmiyor, buraya alinti yapmaniz ve bir fikre karsi olmaniz bakimindan soyledim. kisaca benim isaret ettigim "malum tipteki takipcilerine bari faydasi olsaydi" dusunceme karsi olusu dolayisiyla boyle degerlendirdim.

    ayriyeten bir sey daha belirtmek isterim. Ataturk'ten verdiginiz ornek mesele ile tam olarak ortusmuyor kanatindeyim. cunku ben Ataturk'un sahsindan destek alarak capkinligin vs. mesru, matah veya ustun bir anlayis, durum olarak gosterilmeye calisildigini hic duymadim. Esasinda Ataturk'un hayatinin vurgusu da "capkinlik yapin, soyle goturun boyle kaldirin" da degildir. Ama mercury'nin takipcileri gozundeki konumu, buradaki arkadasimizin da belirttigi gibi "zevk icin yasamis olmasi", verdigi imaj ve tavir, hatta "ben muzigin .rospusyum" demesi vs. hayatinin vurgusunun hayat karsisinda futursuzluk, gununu gun etme, her sekilde keyif ve lezzet almak olarak ortaya cikmasina sebep olmustur. bundan dolayi da ben kendisini kendi hayat vurgusu, tavir ve cizgisi baglaminda ve en nihayetinde de hastaligi dolayisiyla bunlardan vazgecmesi acisindan elestiriyorum. kisaca Ataturk'un hayatinda elestiriye konu olacak kari kiz dalgalari ile mercury'nin hayatinda benim elestirdigim zevkperestlik vs. agirlik olarak ayni degildir. Ataturk'un bu tip isleri diger yonleri yaninda cok sonuk ve zayif kalir ama mercury'nin elestidigim yonu tam tersine hayatinin vurgusudur.

    neyse ben niye uzatiyorum belki de gurbetteyim konusacak birilerini ariyorum onun icin.

  20. #20
    sümela61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    25.11.2005
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    47
    Mesajlar
    2,010

    Standart

    bence de maalesef ülke olarak durmamamız gereken şeylerin üstünde durup, asıl dikkat etmemiz gereken konuları es geçiyoruz... eğer özel hayatlara bu kadar meraklı olmasaydık; belki bugün ısıtılıp ısıtılıp önümüze getirilen bir çok magazin rezilliği de bu kadar ön planda olmayacaktı...

    ama maalesef bu bizde var... köylerimizdeki dedikodu oranını düşünüyorum da, garip bir milletiz vesselam... kimse kendi kusurlarını görmez, sürekli araştırma ve yerme halindedir...

    daha önce bir başka yazımda da belirtmiştim; biz samimi olmakla duracağımız yeri bilmeyi karıştırıyoruz... tekrar aynı örneği vereceğim ama ne demek istediğimi iyi açıklıyor... biz komşumuza hasta olduğunda bir tabak çorba götürdük mü, bütün özel hayatını mercek altına alma ve bu konuda söz sahibi olma hakkını kendimizde gören bir toplumuz...
    "7 tepeli şehir... bekle... son tepene de dikeceğiz bayrağımızı..."

  21. #21

    Üyelik tarihi
    23.11.2006
    Mesajlar
    4

    Standart

    Alıntı sümela61 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    bence de maalesef ülke olarak durmamamız gereken şeylerin üstünde durup, asıl dikkat etmemiz gereken konuları es geçiyoruz... eğer özel hayatlara bu kadar meraklı olmasaydık; belki bugün ısıtılıp ısıtılıp önümüze getirilen bir çok magazin rezilliği de bu kadar ön planda olmayacaktı...

    ama maalesef bu bizde var... köylerimizdeki dedikodu oranını düşünüyorum da, garip bir milletiz vesselam... kimse kendi kusurlarını görmez, sürekli araştırma ve yerme halindedir...

    daha önce bir başka yazımda da belirtmiştim; biz samimi olmakla duracağımız yeri bilmeyi karıştırıyoruz... tekrar aynı örneği vereceğim ama ne demek istediğimi iyi açıklıyor... biz komşumuza hasta olduğunda bir tabak çorba götürdük mü, bütün özel hayatını mercek altına alma ve bu konuda söz sahibi olma hakkını kendimizde gören bir toplumuz...
    burada haklisiniz. talep var ki arz ediliyor. ancak insanin dogasinda fitraten bu yerlestirilmistir ve kamil bir insan olmak, insani vakar ve heybet kazanabilmek icin bunlar birer imtihan vesilesidir diye dusunuyorum. yani asilmasi gereken ve bu mucadele sirasinda da erdemler kazandiran imtihan konularidir demek istedigim.

    ayrica burada onemli olduguna inandigim bir baska nokta da bunun tipki turbo sistemlerde oldugu gibi birbirini tetiklemesi. yani insanlar ne kadar merak ederlerse o kadar boyle eseleyecekleri, iclerini hos edecek sansasyonel olaylara, durumlara, kisilere veya onlarin bu yonlerine maruz birakiliyorlar. onlar ilgi gosterdikce doz arttiriliyor, doz arttirildikca onlar daha cok ilgi gosteriyor. bundan iki tarafli cikar saglaniyor.bir tarafda kitlelerin bu ozelligi tatmin edilip kamcilanirken, bir tarafini da malum oldugu uzere kabiliyetleri, imkanlari vs yaninda bu tur yollara tevessul edenlerin aykiri ve sansasyonel yasamlarina mesruiyet kazandirmalari olusturuyor. bu baglamda mercury illa boyledir diyemem. ama keske insanlar sirtlarinda toplum onune tasidiklari degerlere dikkat etseler ve eger tutarli olduguna inaniyorlarsa da sonuna kadar gidebilseler. ben burada bu noktadan hareketle yazdim.

    ayriyeten boyle kamuya mal olmus insanlarin durumlari ile evinde perdesinin arkasinda oturan kimselerin durumlarinin igdis edilmesi bir degil kanimca. cunku birisinde siz eve gitmeseniz de, merak etmeseniz de ozel yasam sizin gozunuze bir sekilde sokuluyor. digerin de ancak siz ileri bir takim arastirmalar yaparsaniz vakif olabiliyorsunuz. kisacasi insanlar zaten iclerinde bulunan bu damarlarindan acimasizca yakalaniyor ve somuruluyor. bu arada da bir cok deger erozyona ugratiliyor, aykiri islerin normal karsilanmasi saglaniyor vs.

    neyse bir kisiyi dogma yapmadan, sihhatli bir sekilde degerlendirebilerek de elbette ki yaptigi isi takdir etmek ve bundan zevk almak mumkun.

  22. #22
    Travelair - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09.01.2005
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    36,346

    Standart

    Dostum burası ahlaki değerler, etik toplum başlığı değil. Onun tartışılacağı ayrı başlık aç istersen sonuna kadar yanlışlıkları sayalım. Burası Queen dinleyenlerin şarkılarına duyduğu özlemin hayranlığın başlığı. Yeter, başlığın altına dinamit koyma artık lütfen
    Türkiye'nin zencileri Trabzon'dan çıkar----------------------------------BUGÜN
    Trabzonspor şükretmedikçe şampiyon olamaz---------------------------TRABZONSPOR
    Tüketirsen azalır, üretirsen çoğalır--------------------------------------İÇİN
    Arslanın sırtlanı çok olur-----------------------------------------------NE YAPTIN?

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •