Galiba yine en biçimsiz zamanda böyle bir yazı yyazıyorum..Birçok tepki alacağım belki,ama bu gece kafamı yazarak boşaltmaya çalışacağım..Beceremeyeceğimi bilsemde... Birçoğunuzun küfürler,hakaretler ettiği o insanlaın yüreklerine dokunduğum anı anlatacam şimdi...Farkındayım ters zaman..Belki birçoğunuz "ne saf kız" diye de düşüneceksiniz...Ama çoktan kabullenmişim ben,sıfatım her neyse böyle olmaktan mutluyum ben diye...Eğer,tepki koymanıza engelse bu tavrım teker teker özür dilerim hepinizden..Ama ben böyleyim işte,napiiim....
Cuma akşamı geldiler Sivasa...Dersteydim ve müsait olurlarsa eğer gidecektim yanlarına.Ancak antrenmanları vardı ve erken uyudukları için,o gece onları göremeyecektm...Dersteydim...Ve dersten çıktıktan sonra,hiçbir şey olmamış gibi,yurduma gidip uyumak kanıma dokunmuştu..Arjkadaşımdan o gece onlarda kalmak için izin istedim.Çünkü evleri Büyük Otelin önünden geçiyordu...Amacım sadece o otelinönünde öööööyle beklemekti...Sadece onların o gece,o otelin içinde olduklarına algılamaya çalışmaktı...Hasret olduğum takım,hasret olduğuminsanlar yaşadığım şehirdeydi,ve ben hiç bir şey yokmuş gibi yurda gidemezdim...Otobüsten indik ve otele doğru yürümeye başladık..İnanılmaz bir histi bu...Onalrın yaşadığı mekana doğru yürüyordum işte..
"Bu yaralar bereler,
sanadır bileler...Göreler aşkımı..Şahidim gökkubbe..
Aşığım bekletme" dir dolanmış gidiyordu dilime gün boyu...
Aşıktım bu takıma,yoktu ötesi.......Otelin önüne geldim.Camdan içeri bakıyordum ürkek ürkek...Hep normal yurdum insanıydı içeridekiler..Saat 22.00ı geçiyordu...Sonra arkadaşımın anlattığına göre,giriş kapısının orada çakılı kalmışım.Arkadaşımçekmiş kolumdan,gitmemişim,çünkü tam karşımda Hasan üçüncü duruyordu bordomavi cicileriyle..Yanında klüp fotoğrafçımız İsmail abi,ve iki kişi daha...Birisi bir albay,öbürü takımın koruması..Önceki kamp ziyaretimden hatırlamış olacak İsmail abim,baktı bana...Ben salya sümüğüm zaten.Kapıya kadar geldi sarıldım,içerigirdim ve Hasan abim tam yanımdaydı işte...O öyle doğaldı ki...Kişiliğine atıp tutanların görmesini isterdimo anı.."Ben de tam senden bahsediyordum" dedi..Ben de kayış kopmuş tabi..Belli birsüre algıladım dediğini ve "Ne?" diyebildim..Konu fanatizmmiş galiba,"Geçen yıllarda da bir kız geldi,hepmize mektup yazmış,ağlattı bizi gitti diyordum" dedi..Ama az önce kapıda bekleyenin,ben olduğumu fark edememiş..E iki yıl geçti tabi..Düşündüm de,ben o gece yurda gitmiş olsaymışım,o gece Hasan Üçüncü bir insana,o şehirde yaşadığımı bilmeden,benden bahsediyormuş...Tüylerim diken diken oldu...Sonra ne dese beğenirsiniz? "Mektubun hala bende biliyor musun?" Kendimi toparladım ve "Sizde mi?" dedim.."Tabii,saklıyorum hala" dedi...Ben salya sümük oturuyordum karşısında..Ve devamlı şahsıma sorulan "Neden Trabzonspor?" sorusunun yanıtını buluyordum belki de...Albay,"Hasan birisi tarafından böylesine seviiyorsunuz..Birisini sevinçten ağlatabiliyorsun..Ne müthiş birşey...Çıkarsın sahaya ve sırf bunun için bile,galip gelirsin işte" dedi...Şok oldum bu ifade karşısında...Hasan abim,mektup diyince aklıma geldi yazdığımyeni mektuplar..Döktüm ortaya 26 mektubu birden..."Aha gene yazmış bizimki" dedi gülerek..Aldı kendi mektubunu,"Diğrlerini sen verirsin,daha güzel olur" dedi..Ben sadece sustum...
Sonra Kiki yi gördüm ve kekeledim galiba "ki ki ki ki ki" derken ben,"Evet kiki" dediler Ayağa kalktımuçtum adeta yanına...O o kadar boş bakıyordu ki,anlatamam...E gecenin bir yarısı,bir kız,üstünde ts atkısı,karşında zurluyor,üstüne atlayıvermiş...Şahsen ben de ürkerdim galiba Menejeri açıkladı vaziyeti..Kiki sırıttı...Sarıldım sımsıkı...Ben hazır kalkmışken,arkadaşım yanıma gelmiş,"begüm,canım iyimisin? gidelimmi?" demiş..."Tamam" demişim..Gitmişimgene hasanın yerine oturmuşum Sonra Kiki asansöre binmeye gitti..Asansörün oradao,ve ben gözümü kırpmadan onu izliyorum..Asansörün düğmesine basıyor..Kafasını aban çeviriyr,ben de yüz göz kıpkırmızı..Sonra tekrar basıyor düğmeye,tekrar bana bakıyor..En sonunda ürkek ürkek elini havaya kaldırıp "hoşçakal" anlamında salladı elini...Ve gitti Rüya mıydı ne bunlar? Saat 22.30u a geçiyordu,"Kardeşim yatmamız var 22.30da" dedi Hasan ve sarıldım sımsıkı...O gitti..Benim için orda beklemişti uzun bir süre...Biz kalkarken otelden çıkmak üzre,albay bağırdı arkamdan "Allah şifa versin kızım" "Şifası yok ki bunun diyebildim Güldüler epey...Ve gecenin bir yarısı çıktım o otelden...Gözler şiş,elde mektuplar...Yola koyulduk,yarın mektuplarımı vermek üzere geri döneceğimi bilerek...
Huzur buydu işte ya! En güvendiğim yerdi onalrın yanı şu dünyada...
(Ay daha asıl büyük gün olan,hepsini görüşümü anlatacağım..Çok uzun galiba..Anlatmasam mı ne? )