Toplam 3 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 3 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: 1071 Malazgirt Zaferi Yýldönümü (26 Aðustos 1071)

  1. #1
    AdemS - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    07.01.2006
    Nereden
    Adýyaman
    Mesajlar
    2,325

    Thumbs up 1071 Malazgirt Zaferi Yýldönümü (26 Aðustos 1071)

    Büyük Zafer'in yýldönümü kutlu olsun.. (26 Aðustos 1071)

    Rabbim (cc) baþta Sultan Alparslan olmak üzere bu gazaya katýlanlardan ebediyen razý olsun...

    Mekanlarý Cennet olur inþAllah..


    Malazgirt Savaþý

    Malazgirt Savaþý, 26 Aðustos 1071’de Muþ’ta bulunan Malazgirt ovasýnda meydana gelmiþ, Selçuklu Sultaný Alparslan ve Doðu Roma Ýmparatoru Romen Diyojen arasýnda gerçekleþmiþ, Anadolunun Türk’lere yeni yurt olmasýný saðlamýþ olan meydan savaþýdýr.

    Malazgirt Savaþý Öncesi Taraflarýn Durumu

    Selçuklular, Ýç Asya’da henüz yeni kurulmuþ bir ülke durumundaydý. Gazne devletini yýkarak topraklarýna ve saltanat varlýklarýna sahip olup güçlenen Selçuklular, zamanla bölgesinde hakim bir güç haline gelince Doðu Roma ile komþu olmuþtu.

    Doðu Roma, her ne kadar siyasi olarak Anadolunun hükümdarý durumunda ise de Anadolu topraklarý sosyal ve kültürel açýdan Doðu Roma medeniyetine tabi durumda deðildi. Doðu Roma bünyesinde yaþayan Ermeniler, Kürtler, Gürcüler, Abazalar, Slavlar ve Bulgar / Hazar Devletleri döneminde Trakya bölgesine yerleþen Peçenek ve Uz Türkleri, Roma Devleti içerisinde hem azýnlýk olarak yaþamakta hem de Paralý Asker olarak görev almaktaydý. Doðu Roma Ýmparatorluðu, bu azýnlýklar üzerinde siyasi ve askeri baskýlar kurmakta ve coðrafyayý politik olarak yönetmekteydi. Bu baðlamda Roma kökenli olmayan bu topluluklarýn Doðu Roma otoritesi altýnda yaþamasý bir tercih deðil zorunluluktu. Bu sebeple Doðu Roma sýnýrlarýný kaleler ve surlarla korumuyor, ileri karakollarla ve topraklarý üzerindeki olasý tehditlere karþý asker sevk ederek hakimiyet saðlýyordu.

    Selçuklular, Malazgirt Savaþýndan önce yeni sýnýr komþularý Doðu Romaya sýk sýk gaza seferleri düzenliyorlardý. Zira Anadolu hem verimli ve zengin topraklarýyla ideal bir coðrafyaydý hem de Ýç Asya neredeyse tamamen Ýslamlaþmýþtý. Selçuklular hem islamýn yayýlmasý hem de verimli coðrafyalara yayýlma politikasýyla Doðu Romayý hedef olarak belirlemiþti.

    Malazgirt Savaþýnýn Nedenleri

    Doðu sýnýrýnda ortaya çýkan ve giderek artan Türk-Ýslam tehlikesi Doðu Romayý telaþlandýrmýþtý. Zira Selçuklular seferlerinde istilaya giriþmiyor, yerleþim yerlerini tahrip etmiyor, halka zulümde bulunmuyor, hedef olarak Doðu Roma askeri mevkilerini hedef alýyordu. Selçuklularýn bu politikasý Doðu Roma bünyesinde bulunan ve Doðu Romalý olmayan toplumlarýn üzerinde olumlu bir etki býrakýyordu. Buda Doðu Romalý idareciler için daha büyük bir tehlikeydi. Zira aidiyet hissi bulunmayan bu toplumlarýn Selçuklu idaresini tercih etmeleri daha da tedirgin edici bir sorun olacaktý.
    Malazgirt Savaþý öncesi Roma Ýmparatorluðunun Durumu

    Selçuklular Anadolunun içlerine doðru akýnlarýný ilerletirken Doðu Roma politik karýþýklýklar içerisindeydi. Ülkenin yönetimi dul kalan Bizans Ýmparatoriçesi Eudoxie’nin elindeydi. Kendisi ülkenin yönetimi için yeterli deðildi ve evleneceði kiþi Doðu Roma Ýmparatoru olacaktý. Doðu Romalý idareciler, ülkedeki otorite boþluðunu tamamlamak ve yeni Ýmparatoru seçmek için Eudoxie’e pek çok damat adayý teklifinde bulundular. Ancak Edoxie, teklif edilen damat adaylarýnýn yerine hapis tutulan Doðu Roma kumandaný Romen Diyojen’i tercih etti (1068).

    Romen Diyojen, Roma ordusu içinde yüksek rütbelere yükselmiþ baþarýlý bir askerdi ancak X. Konstantin Dukas’ýn oðullarýný tahttan indirmek için komplo hazýrlamak suçundan hapsedilerek Ýdama mahkum edilmiþti (1067). Eudoxie, Doðu sýnýrlarýnda artan Türk-Ýslam tehdidine karþý ülkeyi bir askerin yönetimine býrakmayý tercih etti ve hapisten çýkartýp affederek kendisiyle evlendi. Romen Diyojen artýk Doðu Romanýn imparatoru konumundaydý ancak saltanat ailesinden olmadýðý için onun imparator olmasýna muhalif eden askeri ve siyasi gruplar bulunuyordu. Diyojen, yönetime geçtikten sonra politikalarýný destekleyecek görevliler atayarak siyasi manevralarla muhalifleriyle baþ edip kendisine karþý oluþan siyasi hareketleri engelledi. Romen Diyojen artýk Doðu Romanýn idaresini tam olarak üstlenmiþ ve yerini saðlamlaþtýrmýþ oldu.

    Malazgirt Savaþý Öncesi Selçuklularýn Durumu

    Bu tarihlerde Selçuklular Anadolunun içlerine doðru seferlerini arttýrmýþ, Kars, Ege ve hatta Marmaraya kadar akýnlar yapar duruma gelmiþti. Romen Diyojen, göreve geldikten sonra Selçuklu akýnlarýna karþý koymak için düzenli olarak seferler düzenledi. Selçuklu akýnlarýyla düþen ileri karakol kalelerini kontrol altýna almak amacýyla 1068 yýlýnda Karsý, 1069’da Pozantý’yý, 1069’da Palu’yu, 1070’de Kayseri’yi kontrol altýna aldý.

    Bu tarihlerde Selçuklu Devleti, Ýslam ülkeleri için tehdit oluþturan Þii-Fatými Devleti üzerine sefere çýkmaya hazýrlanýyordu. Suriye’de bulunan Selçuklu Sultaný Alparslan, ordularýný Mýsýra doðru harekete geçirdi. Roman Diyojen ise büyük Doðu Seferi için uzun süredir devam ettiði hazýrlýklarýný tamamlamýþ, Ýmparatorluk askerlerinin yaný sýra Frank, Norman, Slav, Gürcü, Abaza, Kürt, Peçenek ve Uz’lardan tertip ettiði çoðu paralý askerlerden oluþan 70.000 kiþilik bir orduyla Selçuklular üzerine sefere çýkmýþtý. Anadoluda yaþayan diðer bir azýnlýk olan Ermeniler ise bu seferberliðe yanaþmamýþtý. Romen Diyojen, ordularýyla birlikte Sivas’a ulaþýnca tabiyeti kabul etmedikleri için Ermeni Prenslerini ve tebasýný kýlýçtan geçirerek öldürdü, Ermeni yerleþim yerlerini de Askerlerine yaðma ettirdi. Böylelikle tabiyeti kabul etmeyen Ermenilerden intikamýný almýþ, benzeri aykýrýlýklara karþý göz daðý vermiþ oldu.

    Malazgirt Savaþýnýn Geliþimi

    Romen Diyojen, güçlü ordusunun verdiði öz güvenle direniþ ve tehditle karþýlaþmadan ilerliyordu. Diyojen, bu seferi Türk tehdidinden kurtulmak için baþlatmýþtý ancak ordusunun verdiði öz güvenle hedefini büyüterek Doðudaki tüm Ýslam ülkelerini hedef olarak belirledi. Amacý artýk sadece Türkler deðil doðuda bulunan tüm Ýslam ülkeleriydi. Öyle ki, savaþý kazanacaðýndan emin olan Diyojen Horasan, Rey, Acem, Arap ve Suriye þehirlerinin idarelerini komutanlarýna paylaþtýrmýþ hatta bunu kendilerine taahhüt bile etmiþti.

    Roma Ordusu Sivas’ta savaþ hazýrlýklarýný tamamlamak üzereydi. Savaþýn hangi stratejiye göre gerçekleþeceði tartýþýlýyordu. Diyojen’in önüne iki alternatifli bir plan koyuldu. Birinci planý Roma ordusunun en tecrübeli komutaný olan General Nikefor Bryennes ile Türk asýllý savaþ stratejisti General Magistors Tarkhal getirdi. Bu iki generalin teklifi Türklere karþý tedbirli ve ihtiyatlý hareket ederek Erzuruma ilerleyip burada konuþlandýktan sonra Türkleri kýþkýrtarak üzerlerine çekmek ve savaþýn Roma Topraklarý içerisinde yapmak þeklindeydi. Bu plana göre Roma Ordusu sefere çýkarak bir bakýma Savunma Savaþý yapacaktý. Bu alternatife korkaklýk olarak bakan bazý generaller ise hýzlýca hareket edilip Ýrana doðru yönelinmesi, savaþýn Selçuklu topraklarýnda yapýlarak hýzlý sonuç alýnmasýný teklif ettiler. Diyojen, ordusunun gücünü kullanmak ve hýzlý sonuç almak istediði için ikinci alternatifi tercih ederek istila aðýrlýklý bir strateji izlemeye karar verdi.

    Selçuklu Sultaný Alparslan, Roma Ordularýnýn harekete geçtiðini öðrenince Mýsýr seferi yolundan geri dönerek Ordularýyla Suriye’ye doðru yola çýktý. Yeterli hazýrlýklarý yapmaya vakti olmadýðý için casuslarý aracýlýðýyla Ordusunun Rey þehrinde konuþlandýðý haberini yaydý ve Muþ’a doðru ilerleyerek Malazgirt ovasýnýn doðusunda ordugah kurup savaþ hazýrlýklarýna baþladý. Roma Ordusu, Alparslan’ýn planladýðý gibi Selçuklu ordusuyla Rey þehrinde karþýlaþacaðýný düþünerek sefer istikametini kesinleþtirmiþti. Sultan Alparslan, töre gereði bir heyet hazýrlayarak komutanlarýndan Sav Tigin’le birlikte Romen Diyojen’e elçi olarak gönderdi. Alparslan elçilerini Roma Ordusunun iþine gelmeyecek bir barýþ teklifinde bulundu. Zira bu teklif esasýnda baþlý baþýna bir barýþ amaçlamýyor, bir bakýma zaman kazanmak, iletiþim kurmak ve düþmanýn tavrýný ölçmek amacý taþýyordu. Tahmin edildiði gibi Romen Diyojen, Selçuklu elçilerini hafife alýp onlara “Sulh müzakerelerini Rey’de yapacaðým. Ordumu Ýsfahan’da kýþlatýp Hemedan’da sulayacaðým” demiþtir. Selçuklu elçileri de “Atlarýnýzý Hemedan’da kýþlayacaklarýndan ben de eminim, fakat sizin nerede kýþlayacaðýnýzý bilemiyorum” demiþ, taraflar karþýlýklý tehditlerle birbirlerini ölçmüþ oldular. Artýk Malazgirt Savaþýnýn gerçekleþeceði kesinleþmiþ, hatta savaþ stratejileri bile netleþmiþtir. Sultan Alparslan artýk tüm hazýrlýklarýný tamamlamýþ, Ýslamýn sancaktarlýðýnýda üstlendiði bu savaþta Halifeden dua talep etmiþ, Halife de Ýslam ülkelerine Cuma hutbesinde okunacak duayý camilere göndermiþtir.

    Malazgirt Savaþýnda Taraflarýn Askeri Güçleri

    Doðu Roma Ordusu, paralý askerlerle birlikte 70.000 kiþilik bir orduyla Malazgirt ovasýnýn kuzeyinde konuþlanmýþtý. Selçuklu ordusunun askeri gücü ise sadece 40.000 kiþiden ibaretti. Zira Roma ordusu, bu sefere 3 yýl boyunca hazýrlanmýþ, Selçuklular ise Mýsýr seferi için çýktýklarý yoldan geri dönerek mevcut ordularýyla Malazgirte ulaþmýþtý. Selçuklu Ordusunun gücü Roma ordusuyla kýyasla yarý yarýya durumdaydý ancak Doðu Roma ordusu içerisinde Müslümanlýkla tanýþmamýþ Peçenek ve Uz Türkleri de bulunuyordu. Sultan Alparslan, casuslar göndererek ayný soydan olduðu bu Türk birliklerine haber ulaþtýrýp kendilerine katýlmalarý teklifini gönderdi. Roma ordusunun en vurucu güçleri bu unsurlardý. Zira Anadolu içlerinde bulunan Abaz, Slav, Gürcü, v.b. kavimler yoðun savaþlar içerisinde bulunmuyorlardý. Trakya bölgesinde yaþayan Peçenek ve Uz Türkleri ise hem Roma Ýmparatorluðu ordusu içerisinde sýkça görev yapmakta hem de Batý cephesinde kendi baðýmsýz hareket edebildikleri savaþlara katýlmaktaydýlar. Üstelik Roma Ordusunun en önemli savaþ stratejisti Magistors Tarkhal’da bir Peçenek Türküydü. Alparslan’ýn teklifini olumlu karþýlayan Peçenek ve Uz birlikleri Roma ordusu içerisinde konuþlanmýþ ancak Selçuklular için mücadele etmeye karar vermiþlerdi.

    Roma ordusunun savaþ düzeninde Romen Diyojen ordunun merkezinde, Anadolu ordu kumandaný Mikhail Attalicpiates saðda, Rumeli kumandaný Nikefor Bryennes solda, Andronikos Doucas’da geri cephedeydi. Bu taktik topyekün bir imha düzeniydi. Stratejileri de güçlü hücum ederek kesin sonuç almaktý. Sultan Alparslan’ýn komutasýnda ise 40.000 kiþilik Selçuklu ordusu Hilal þeklinde tertibat almýþtý. Hafif süvari kýtalarý kanatlarda, vurucu unsurlar ve merkez güçler orta geride bulunuyordu. Saldýrý gerçekleþtiði esnada merkez güçler yavaþ yavaþ geri çekilecek, at üstünde ok atan süvariler düþmanýn yan ve geri hatlarýna taarruz ederek Roma ordusunu yavaþ yavaþ zayýf düþürecekti. Bu taktikle düþman ordusu kendi karargahlarýndan uzaklaþacak, baskýn kýtalarý düþmanýn en zayýf olduðu geri hattýna saldýrarak savaþ düzenlerini bozacak ve geri çekilen birliklerin ileri atýlmasýyla “Turan Taktiði” olarak bilinen strateji kullanýlarak düþmaný yok edecekti.

    Malazgirt Savaþýnýn Tezahürü

    Her iki tarafta da tüm hazýrlýklar tamamdý. Alparslan, din alimlerinin de tavsiyesiyle muharebeyi Cuma günü 26 Aðustosta yapmaya karar verdi. 26 Aðustos Cuma günü Ordusuyla birlikte Namaz kýldý ve dua etti ;

    Ya Rabbi! Sana tevekkül ediyor, azametin karþýsýnda yüzümü yere sürüyor ve senin uðrunda cihad ediyorum. Ya Rabbi! Niyetim halistir. Bana yardým et; sözlerimde hilaf varsa beni kahret.”

    Ve sonrasýnda askerlerine dönerek tarihe geçen o muhteþem konuþmasýný gerçekleþtirdi ;

    Burada Allah-u Tealadan baþka bir sultan yoktur. Emir ve kader O’nun elindedir. Bu sebeple benimle birlikte cihad etmekte veya benden ayrýlmakta serbestsiniz.

    Selçuklu ordusu, sadakat nidalarýyla Sultan Alparslan’a baðlýlýklarýný haykýrdýlar. Sultan Alparslan, Beyaz kefen elbisesini giyerek atýnýn kuyruðunu baðladý ve eline er silahý olan Gürzü alýp askerlerine þöyle hitap etti ;

    Askerlerim! Þehit olursam bu beyaz elbise kefenim olsun. Ozaman ruhum göklere çýkacaktýr. Benden sonra oðlum Melikþah’ý tahta çýkarýn ve ona baðlý kalýn. Zaferi kazanýrsak istikbal bizimdir.“

    Alparslaný kefeni giyip þehitliði kabullenmiþ vakur haliyle gören Selçuklu ordusu aðlayýp helalleþerek savaþ düzeni aldý ve Cuma namazýndan hemen sonra ilk çarpýþma baþladý.

    Alparslan Turan taktiðini fevkalade þekilde uygulamaya baþladý. Bozkýr savaþlarýndaki gibi Hilal þeklinde dizilen Selçuklu ordusu düþman üzerine hücum edip ilk vuruþlarý yaptýktan sonra yavaþ yavaþ geri çekilerek geriye doðru ok atabilen yetenekli süvarilerin ok atýþlarýyla Roma ordusuna kayýplar verdirmeye baþladýlar. Selçuklu ordusunun Ýlk mukavemetten sonra geri çekilmesini baþarýsýzlýk olarak gören Romen Diyojen, geri çekilen Selçuklularýn peþinden sürek avý yapar gibi kontrolsüzce ilerlemeye baþlamýþtý. Bu esna da Peçenek ve Uz’lar savaþtan iki saat sonra planladýklarý gibi saf deðiþtirip Selçuklu ordusu saflarýna katýldýlar. Bunun yanýnda Roma ile mezhep ayrýlýðý yaþayan ve Diyojen’in Ermeni Prensliði üzerinde uyguladýðý katliamlarla itaat altýna aldýðý Ermeni güçleri savaþ meydanýndan çekildiler. Diyojen, Sultan Alparslan’ýn uyguladýðý Turan taktiðinin farkýna varýnca aðýr kayýplar alan ordusunu geri çekmek zorunda kaldý. Savaþ Diyojen’in planladýðý gibi ilerlemiyordu. Önce Peçenek ve Uz’lar karþý safa geçmiþ, sonra Ermeniler savaþ meydanýndan çekilmiþti. Üstelik Alparslanýn uyguladýðý Turan taktiði de orduya büyük kayýplar verdirmiþti. Üstelik Savaþ meydanýnda Türklerin Gürz ve Ok atýþlarýndan etkilenen Roma askerleri teslim olmaya can atýyorlardý.

    Roma ordusu darbe aldýkça zayýflýyordu ve moral olarak çöküntüye uðramýþtý. Frank, Norman, Slav ve Gürcü birilkleri savaþ meydanýndan kaçtýlar. Hatta Roma Ordusunun esas güçleri olan Hassalar ve Seçkin birlikler bile küçük gruplar halinde savaþ meydanýný terk ediyordu. Yaralý askerler ve kendisine baðlý küçük bir askeri birlikle kalan Romen Diyojen, daha fazla dayanamayýp yenilgiyi kabul etti ve askerleriyle birlikte yaralý vaziyette esir alýndý.

    Malazgirt Savaþýnýn Sonuçlarý

    Malazgirt Savaþýndan aðýr bir yenilgiyle çýkan maðrur imparator, Sultan Alparslan’ýn huzuruna geldiðinde utancýndan baþýný kaldýramýyordu. Alparslan, onun bu haline nezaketle karþýlýk verip oturttu ve teselli etti. Diyojen, savaþ öncesi muazzam ordusuyla Türkleri yeneceðinden emin olduðunu, aksi bir ihtimali hiç düþünmediðini açýkça dile getirdi. Sultan Alparslan kendisine “Eðer zafer sizin olsaydý bana ne yapardýn?” sorusunu sordu. Diyojen, açýk konuþamayýp öldürtürüm diyemeyip sadece “Kamçýlatýrdým” cevabýný verdi. Alparslan “Benim size ne yapacaðýmý düþünüyorsunuz?” sorusuna ise bir ümitle “Ya öldürtürsünüz, yahut Ýslam ülkelerinden birine esir gönderirsiniz. Mümkün görmüyorum ama beklide affedersiniz” þeklinde cevap verdi. Sultan Alparslan, yenilgiye uðramýþ bir imparatoru daha fazla aþaðýlamamak için kendisini Affetti ve aðýr þartlarla bir antlaþma imzalattý.

    Romen Diyojen affedilmiþti ancak ülkesine döndüðünde Türklerden görmediði hakaretlere uðrayýp öldürüldü. Yerine geçen yeni Doðu Roma Ýmparatoru 7. Mihail Selçuklular ile yapýlan anlaþmayý kabul etmese de “Malazgirt Savaþý” Selçuklulara Anadolunun tapusunu vermiþti. Ýlerleyen 20 yýl içerisinde hýzla Anadolu içlerine göç hareketleri baþlatýlarak Türkleþtirilen Anadolu, Ýç Asyadaki diðer Türk devletlerinin de göçleriyle bir Türk yurduna dönüþtü.

    Kaynak: http://www.turktarihim.com/Malazgirt_Savaþý.html
    Konu AdemS tarafýndan (26.08.2015 Saat 18:32 ) deðiþtirilmiþtir.
    Tasavvuf, kalbi Allah (cc) ile tanýþtýrýp huzura kavuþturma yollarýný öðreten ve bunu bizzat gerçekleþtiren bir terbiye sistemidir.

    ~ S. Saki E. ~

  2. #2
    AdemS - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    07.01.2006
    Nereden
    Adýyaman
    Mesajlar
    2,325

    Standart

    Tasavvuf, kalbi Allah (cc) ile tanýþtýrýp huzura kavuþturma yollarýný öðreten ve bunu bizzat gerçekleþtiren bir terbiye sistemidir.

    ~ S. Saki E. ~

  3. #3
    Yönetim Kurulu
    Üyelik tarihi
    20.08.2009
    Nereden
    Ýstanbul
    Mesajlar
    21,558

    Standart

    Zaferler Ayi'ndayiz, kutlu olsun.

    Malazgirt'i Pasinler ve Miryakefalon ile birlikte dusunmek lazim. Gunumuzdeki bazi koksuz nasipsizlerin, safsatalarla taclanmis cahilliklerine karsi bu zaferleri daha coskulu kutlamaliyiz. Sirrina ermeli, o duzenden ders cikarmaliyiz.

    Yanilmiyorsam rahmetli Nevzat Kosoglu Bey'den naklederek Yavuz Bulent Bakiler Usta demisti: Turkler Anadolu'ya girdiklerinde bugun sesi cikan etnik gruplarla degil, kendinden kat kat buyuk Bizans ordulari tarafindan karsilanmisti. Ve onlari tarihe gomdugumuz icin adina Sark Meselesi dedikleri 1000 yillik nefreti, icimizdeki hainleri kullanarak saliyorlar.

    (Romen devlet adami DJUVARA'nin Turkiye'yi Parcalama Planlari kitabini inceleyiniz.)

    Buyuk Kumandan Alparslan... Turk Tarihi'nin en abide sahsiyetlerinden. Atsiz Bey, "Turkiye'nin temelleri saglam atilmistir" derken Cagri ve Tugrul Beyler ile Sultan Alparslan'i isaret ediyordu.
    Konu Oðuz ZEYTÝN tarafýndan (27.08.2015 Saat 01:04 ) deðiþtirilmiþtir.

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanýcýlar

Þu anda 1 kullanýcý bu konuyu görüntülüyor. (0 kayýtlý ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •