sümela61 Nickli Üyeden Alıntı
maçı Anadolu yakasında Naim ve diğer uşaklarla birlikte seyretmekti niyetim, ama misafirimiz vardı dün... sahip olduğum zaman aralığı dar olunca, sadece maç vakti dışarı çıkıp, maç biter bitmez eve döndüm... maçı Merter Green Park'ın oradaki Şellale Cafe'de izledim... işletmecilerinden birisi lise yıllarından bir arkadaşımın da abisi olur, Trabzon Çaykaralı'dır... maçı 4 arkadaş izledik... hepimiz lise yıllarından arkadaşız... 2'si Fenerli, 1'i G.Saraylı ve ben... içerisi full doluydu ve neredeyse tamamen Fenerliydi... bize ayrılan yer en öndeydi, atkım ve şapkamla "ben buradayım" diyordum oradakilere...
aslında her şey çok güzeldi... maçın başındaki görüntüler... tribünler full dolmuş, pankartlar, konfetiler, havai fişekler... maçın ilk pozisyonunda Gökdeniz'in cılız vuruşunda ben havalardaydım, sonra Umut'un Sivas maçından sonra yine vuramadığı kafa pozisyonunda ben çıldıracak gibi oldum... nasıl dolmuşsam 1 değil 5 gol atsak kesmeyecekti beni... bu arada yürüyerek oynayan Simko bu haliyle bile bütün gol pozisyonlarında "mimar"dı... artı maçın başlarında tribünlerimizdeki ateşli şovlarımız... tam bir karnaval, tam bir şenlik, tam bir şölen... gururla izledim, alın dedim bakın Trabzon bu... biz futbol şehriyiz dedim, biz bu ülkenin futbolunun demirbaşlarındanız dedim... altını çiziyorum, gurur duydum şehrimle...
maçın taktik bölümüne hiç girmeyeceğim bile... sadece demek istediğim bir kaç kısa şey olacak... 1.)Simko oynadığı vakit gol pozisyonuna girebiliyoruz... 2.)Ersen dün sahada olsaydı ilk yarı ve ikinci yarıda muhakkak birer golü vardı... 3.)Keçeli'ye nasıl katlanabildi bu kadar, Ziya Hoca anlayamadım... 4.)daha önce de dedim bu sezon çok şanssızız, birazcık şansımız olsa o top direkten dönmez, maç 2-2 biterdi...
sonra ikinci yarı başladı Volkan'ın hediyesiyle beraberliği yakaladık... sonra 1-2 oldu ve kaybettik neticede... maçın başında gurur duymuştum, duymasına da maç sonunda utanç duydum... yo yo, yenildik diye değil... 1-5 de kaybetsek bundan utanmam, bizim büyüklüğümüzden benim en ufak şüphem yok ki... dün akşam Stadyum'da Mehmet Demirkol da bir şeyin altını çizdi... "Trabzonspor Trabzon'u aşmış, her ilden taraftarı olan bir takımdır... Trabzon şehrinin çok önündedir bu takım... Trabzonspor büyük bir kütledir..." yani demek istediği Trabzonspor böyle şeylerle küçülmez... bence de küçülmez... peki neden utandım o zaman?... G.Saray içerde Bordeaux'la oynuyor... maç 1-2 oluyor, sahaya bir taraftar giriyor ve ağlara koşuyor... bir Türk olarak utanç duydum o gün... dün de utanç duymamın sebebi buydu işte... bizim taraftarımız yapmaz derken, resmen bizi yerine dibine soktu o kişi... elbette bütün camiayı bağlamaz bu hareket ama yapmamalıydık... sonra böyle Kazım Kanat gibi ne dediğini bilmeyen kişilerin ağzına sakız oluruz... gerçi tekrar edeyim o adam ne dediğini bilmeyecek kadar tutarsız ve saçma konuşuyor... ama neticede yapılan hareket utanç vericiydi... sonra bununla bitmedi, Zico'ya atılan maddeler ve maç sonu yapılanlar da bir o kadar rezaletti... evet kabulumdür sinirlerimiz çok bozuldu, gerildik... hatta ben tv'de Zico'yu gördüğümde "at sen de kendini Bariç gibi" dedim bağıra bağıra dayanamayarak... ama kabul etmek gerekir ki yapılan doğru değildi... böyle tepki verilmez... kimse bana çok üzüldük, bu yüzden yaptık demesin... yapılanlar ne çağdaşlığa sığar, ne Trabzonsporluluğa... acaba evlerinde maç izlerken de koltukları kırıyorlar mı bu sözde(!) taraftarlar... hiç sanmam... o zaman demek ki bu kişiler kendilerini tutabiliyorlar yeri geldiğinde... bu, kendini kaybetme meselesi olsa bu hareketi her yerde yaparlar... evlerinde kıramazlar, çünkü kendi mallarıdır kırılan... ama ne acıdır ki stadda kırarlar... hayatta her şeyden çok Trabzonspor'a değer verdiklerini söylerler ama stadyumlarındaki koltuğu bile evlerindekinin önüne koyamamışlardır henüz... ama sorun onlara, onlar daha çok seviyorlardır Trabzonspor'u sizden... insan sevdiğine zarar vermez, veriyorsa sevdiği kişi ya da kavramı "sadece" iyi özelliklerinden/başarılarından/onu mutlu etmesi yüzünden seviyor demektir ki; bunun adı sevgi değil bencillik ve menfaatperestliktir... kendi duyguları tatmin olmadı mı sevdiğini iddia ettiği şeye zarar verir bu tipler... demezler ki ben sevdiğimin kötü gününde de yanında olurum, demezler ki ben sevdiğimin acısını paylaşarak da mutlu olabilirim... yani bir yandan içiniz kanarken, bir yandan da bu kanamayı paylaşmaktan dolayı mutlu olmaktır bu...
son sözüm burada "asarız keseriz" edebiyatı yapıp, buranın seviye ve kalitesini düşüren renkdaşlara... son kez yazıyorum size ithafen... bildiğiniz yolda devam edin... birilerini dövmeyi, bir şeyleri kırmayı-dökmeyi, tehditvari konuşmayı, burada aynı safta olduğunuz kişilere bile hakarete varan söylemler etmeyi sürdürün...
aklı başında, sağduyulu diğer arkadaşlar... siz artık bu tip arkadaşlarla lütfen polemiğe girmeyin... biz neler yapabiliriz, nasıl el birliğiyle bu kabustan uyanabiliriz onu tartışalım... çünkü başka polemik ve tartışmalar hem zaman kaybına yol açıyor, hem de araya kırgınlık sokuyor... bırakalım essinler yağsınlar bu arkadaşlar... foruma yakışmayacak hareketlerde zaten yöneticilerimiz gerekeni yapıyorlar ve yapacaklardır da... ben kendi adıma bu arkadaşlar burada yoklar, sanki hiç yazı yazmamışlar gibi davranıyorum bundan sonra...
ayrıca bundan önceki 5 maçta dün akşamkine yakın bir oyun oynasaydık, o puanları kaybetmezdik bence...
acımız büyük ama bu da geçer be Trabzon'um... sen bizim yarimizsin, seviyoruz seni be...