Sayfa 1 Toplam 3 Sayfadan 1 2 3 SonuncuSonuncu
Toplam 67 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 25 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: "Siyah Çelenk Operasyonu"...!

  1. #1

    Üyelik tarihi
    15.10.2004
    Nereden
    Hakkari
    Mesajlar
    2,146

    Thumbs up "Siyah Çelenk Operasyonu"...!

    16 Bölüm halinde yazılmış olan bu eseri değerli bir askeri şahsiyet gerçek olaylardan derleyerek yazmıştır. Beğeneceğinize emin olduğum bu eserin ilk bölümünü yayınlıyorum. Eser notere onaylatılıp şahsa ait olarak imzalanmıştır.
    özel kuvvet operasyonudur...
    BÖLÜM 1

    Yatağına uzanıp yorgun gözlerini kapadığında hemen uyuyacağını düşünüyordu ama kaslarında hissettiği ağrı ve spazmlar uyumasına engel oluyordu,geçmişine dair bulanık resimler hafızasında canlanmaya başladığında askeri liseye girmeden önce babasıyla yaptığı konuşmayı ve ona verdiği sözü hatırladı.Okul yılları ve tanıdığı pek çok arkadaşını anımsamanın verdiği garip mutluluk yüzünde belli belirsiz bir tebessüme neden olmuştu.

    Geçmişe yaptığı yolculuk sürerken ilk görev yeri olan Hakkari'yi ve verdikleri savaşın kendisinde bıraktığı acı izleri anımsadı.Kaslarının iyice gerildiğini hissettiği an,dağ komando tugayında kendisini bulan karizmatik binbaşının sözleri kulağında çınladı " Yatağına uzanıp uyuyamadığın her an beni hatırlayacaksın evlat,bunun için bana küfür etme,ben sana sadece teklifte bulundum kararından geri dönme şansın var"

    Gözlerini açtı ve yatağında doğruldu,aynı soruyu birkez daha sordu kendine,Binbaşının bende var olduğunu söylediği benimse ne olduğunu bilmediğim özelliğim neydi...

    Bu soruların cevabını ararken uyuyakalan Teğmen Can kapının sertçe vurulmasıyla birden yatağından fırladı,kapıyı açarken duvardaki saate baktı saat henüz 03.15 di.
    Kapıdaki kişi Volkan Astsubaydı 1.75 boyunda, atletik yapılı,esmer bir delikanlıydı yüzünden gülümseme eksik olmazdı...Volkan Astsubay gözlerini ovuşturan komutanına binbaşının kendilerini aşağıda beklediğini ve acilen hazırlanması gerektiğini söyleyip gitti.

    Yinemi gece yarısı eğitimi diye söylenmeye başladı Can Teğmen,artık bunun son bulmasını istiyordu gece yarısı uyanıp 42 kilo yükle eğitim yapmaktan bıkmıştı,bu eğitimlerin sonu ne zaman gelecek diye düşünerek aşağıya indi.

    Bütün takım toplanmış binbaşıyı bekliyordu,Can diğer arkadaşlarına baktığında yüzlerindeki yorgunluk belirtilerinin kendisindekilerden pekte farklı olmadığını hemen fark etti.
    Birkaç dakika sonra binbaşı kendinden oldukça emin bir tavırla merdivenlerden inip takımın karşına geçti.Bakışlarıyla insanları etileyen bir komutandı,emir ve komutanın esnek olduğu söylenen Özel Kuvvetlerde onun kararları kanun niteliğindeydi.Hatayı kabullenmeyen bir karakteri vardı,eğitimleri zorlaştırmak insanı yıldırmak için elinden geleni yapardı,zaman zaman insanın gururunu incitecek hareketler yapmaktan kaçınmazdı.Buna rağmen herkes tarafından saygı gördüğüde açıktı.

    Binbaşı karşısında duran askerlere uzun uzun baktıktan sonra o tok sesiyle konuşmaya başladı " Gördüğüm kadarıyla hepiniz çok yorgunsunuz,aslında bu sabah yapacağımız eğitimde sizi dahada çok yormayı düşünüyordum,kıçınızın terlemesi için ne gerekiyorsa yapacaktım ama şimdi elime daha iyi bir fırsat geçti ve ben bu fırsatı değerlendireceğim.

    Benim komutamdaki eğitiminizin son aşamasına geldiniz beyler, aranızdan ayrılan daha doğrusu elenen pek çok arkadaşınız oldu,bugün burada benim karşımda olmanız sizlerin özel insanlar olmanızdan kaynaklanıyor ve şunu bilinki herbirinizin kendine has bazı üstün özellikleri var,ben bu özellikleri sizi ilk gördüğüm an keşfetmiştim sizlerinde kendinizi tanımanız için elimden geleni yaptım,bazılarınız şimdiye kadar aklınızı bulandıran soruların cevabını bulamamış olabilir,ama emin olun yarından sonra bütün soruların cevabını bulacak, uzun ve yorucu günlerin sonunda huzur içinde uyuyacaksınız."

    Bu sözler Teğmen Can'ın zihninde şimşeklerin çakmasına sebep olmuştu.Binbaşı duraksamadan sözlerine devam etti..."Şimdi 20 dakika içinde görev için hazırlanın,unutmayın eğitim yada tatbikat değil görev için hazırlanıp 20 dakika sonra burada olacaksınız.Çantanızda eksik birşey olursa emin olun bu eksikleri ben telafi etmeyeceğim,teçhizatınız tam olsun zira Azraille ufak bir oyun oynamaya gidiyoruz...Döndüğümüzde bazılarınız aramızda olmayabilir,üstelik bu defa ölecekleri ben belirlemeyeceğim."

    Devam Edecek...
    Konu sweetrose tarafından (10.11.2006 Saat 22:14 ) değiştirilmiştir.

  2. #2
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Kaya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İzmir
    Yaş
    41
    Mesajlar
    25,832

    Standart

    Devamını en kısa zamanda bekliyoruz. 16 bölümden oluşması ayrı bir güzel. Keşke daha da uzun olsaydı...

    Paylaşım için teşekkürler...
    “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
    Malik bin Dinar

  3. #3

    Üyelik tarihi
    15.10.2004
    Nereden
    Hakkari
    Mesajlar
    2,146

    Standart

    BÖLÜM 2


    Can Teğmen hazırlığını yaparken binbaşının sözlerini ardı ardına tekrar ediyordu " Aradığınız soruların cevabını bulacaksınız ".Bu adam benim zihnimi okuyor diye düşündü,çantasını topladı ve son hazırlıklarını yaptı göreve gittiğini ailesine bildirememenin sıkıntısını hissediyordu,keza bu yasaktı,kendisiyle ilgili bilgi vermek gerektiğinde bu işi onun yerine yapmak için görevlendirilmiş bir personel vardı.

    Yeniden aşağıya indiğinde diğer takım arkadaşlarınında hazır olduğunu ve kendi aralarında konuştuklarını gördü,Kurmay Yüzbaşı Gültekin ellerini arkada birleştirmiş takımın toparlanmasını bekliyordu,aradan geçen birkaç dakikanın ardından herkes hazırdı.
    Gültekin Yüzbaşı askerlerin arasında dolaşarak gözle görünür bir eksiklik olup olmadığına bakıyor,yanından geçtiği her asker hazırım komutanım diyordu.Yüzbaşının keyfi yerindeydi,bu askerlerin üzerinde emeği çoktu ve emeğinin karşılığını alacağından emindi.Beyler diye seslendi " Şimdi Akıncı'ya ( 4. Ana Jet Üs Komutanlığı ) gidiyoruz oradan uçakla Diyarbakır'a geçeceğiz,görevin kapsamını ve detaylarını orada ayrıntılı biçimde öğreneceksiniz,şimdi herkes araçlara"

    Takım araçlara bindiğinde Teğmen Can ve tüm personel göz ucuyla binbaşıyı arıyordu,bu arayış sonuç vermedi çünkü binbaşı aralarında yoktu.

    Akıncı'dan havalanan CN-235 Casa sabahın ilk ışıklarıyla beraber Diyarbakır 2.Taktik Kuvvet Komutanlığı 8. Ana Jet Üssü'ne inmişti,uçuş boyunca uyuyan Can Teğmen tekerleklerin yere temas etmesiyle beraber gözlerini açtı,Diyarbakır'a defalarca gelmişti Güneydoğu dağlarında yaptıkları tüm eğitimlerin hareket merkezi burasıydı.

    Uçaktan inen takım üs içinde kendilerine tahsis edilen harekat merkezine geçtiklerinde kendi komutanlıklarında görev yapan üstleriyle karşılaştılar.Sıra sıra dizilen koltuklara yerleşen takım elemanlarına Kıdemli Yüzbaşı İsmail göreve ilişkin detayları anlatmaya başladı.

    " Beyler edindiğimiz istihbarata göre Pkk nın takım komutanları arasında görev ve bölge değişikliği yapılacak,bu nedenle kırsaldaki takım komutanlarının Gabar Dağını izleyerek Bagok civarında buluşalacaklarını biliyoruz.Bizim tahminimiz bu toplantıya örgütün üst düzey yöneticilerinin yada bölge sorumlularından en az birinin katılacağı şeklinde,sonuçta bu değişikliklere karar verenler bu bölge yöneticileridir.
    Bölgedeki arkadaşlarımız şuan itibariyle Gabar Dağı ve Bagok Dağı arasında kalan bölümde örgüt elemanlarının hareket halinde olduklarını tespit ettiler,yani bölgeye intikaller başladı.Arkadaşlar bu intikalleri izliyorlar ancak herhangi bir müdahalede bulunmuyorlar,bunun nedenide tüm örgüt elemanlarının bir araya toplanmasını beklememizden kaynaklanıyor.Elbette bölgeyi tamamen sessizliğe terk etmedik,bunun örgüt elemanlarını şüphelendireceğini bildiğimiz için birkaç komando timini bölgeye sevk ettik,bu timler teröristlere kendilerini fark ettirecek şekilde arama-tarama faaliyeti yapıyorlar.Askerlerimizi fark eden teröristlerin sıcak çatışmaya girmeyeceğini biliyoruz çünkü olası bir sıcak çatışmanın ardından yapılacak kapsamlı bir operasyon onların bu buluşmasının iptaline neden olur,bu hata yıllar evvel yapılmıştı.
    Örgütün amacı,sessizce toplanıp yeni takım komutanlarını görev yerlerine dağıtmak ve bölge sorumlularından yeni eylem planlarını öğrenmek.
    Sizlerin görevi bu buluşma esnasında takım komutanlarını ve üst düzey yöneticileri yok etmek,sizin operasyonunuzun hemen ardından bölgeye helikopterlerle indirilecek birlikler komutanları yok edilmiş ve şaşkınlık içinde kaçmaya çalışan diğer pisliklerin icabına bakacak.

    Göreviniz oldukça zor, haritada gösterdiğim alanı izleyerek sızma yapacaksınız,şahsen bu görevin sizin gibi yeni yetmelere verilme sebebinide tam olarak anlamış değilim,bölgeyi ezbere bilen üstelik daha deneyimli bir ekibin bu işe verilmesini isterdim ama sizi buraya gönderenlerin mutlaka bir bildiği vardır.Belkide komutanlarınız sizi pek sevmediği için buraya gönderildiniz,eğitimler sırasında komutanlarınızı bıktırmış olabilirsiniz "

    İsmail Yüzbaşının sinir bozucu bu son sözleri takımdaki bazı askerlerin sinirlerini germişti fakat hiçbiri bunu belli etmedi,aksine gülümseyerek bu sözleri ciddiye almadıklarını göstermeye çalıştılar.İsmail Yüzbaşı Harekatın kapsamı ve bölge hakkındaki detaylı bilgileri verdikten sonra salondan çıkarak hemen yan odada oturan Kurmay Yüzbaşı Gültekin'in yanına geldi,o esnada Gültekin Yüzbaşıda istihbarat raporlarını okuyordu...İsmail Yüzbaşıya dönerek,işimiz zor dedi.Evet işiniz gerçekten zor diye cevapladı İsmail Yüzbaşı.

    Takımı nasıl buldun bu işin üstesinden gelecekler mi sence diye sordu Gültekin Yüzbaşı.Ben az evvel bilgilendirme toplantısı sırasında bilerek sinirlerini biraz gerdim ama pek belli etmediler hepside kendisine güvenen tipler,yinede onlar için zor olacak, umarım kayıpsız dönersiniz.
    İnşallah dedi Gültekin Yüzbaşı,bizim binbaşı bu çocukları buraya gönderdiyse vardır bir bildiği,gerçi onun herzaman bir alternatif planıda vardır ama inşallah alternatiflere gerek kalmaz diyerek koltuğundan kalktı ve takımın bulunduğu salona yöneldi...

    Gültekin Yüzbaşı salona girdiğinde takım üyeleride ayrıntılı haritaları inceliyordu,beyler diye seslendi...
    "Size bölge hakkında bildiklerimi aktarmak istiyorum beni iyi dinleyin,bu bölgede defalarca bulundum,görev alanımız olan Bagok Dağı arazi yapısı olarak oldukça zorludur,labirent biçimli kaya duvarları örgüt için doğal mevzilerdir.Attığınız her adımda gördüklerinizi hafızanıza yer edin,arazi doğal bir savunma hattından farksız,gördüğünüz her ağacı bir noktadan sonra sayın, arazi volkanik arazidir ve oldukça verimlidir bu sebeple bitki örtüsü bakımından çorak bir bölge değil.Bazı stratejik noktaları var,sizler öncelikle bu noktaları tutacaksınız,haritaları incelerken bu noktaları tespit etmişsinizdir,Zinevili köyü ile Bagok Dağı arasındaki Penguen noktası bunlardan biri,diğer bir nokta olan Germik bölgesinde zaten yerleşik güçlerimiz mevcut,bu güçler sizin operasyona mütakiben zırhlılar eşliğinde Bagok'a ilerleyecek,bu ilerlemeye Kobralarda destek verecek.
    Germik ve Bagok arasında kalan Üçyol (Tepedirek) bölgesi ise asıl önem arz eden nokta.Toplantının yapılacağı yer olan Deri Zaval tepesindeki mağaralara ulaşmak için oldukça engebeli bir araziyi izleyerek Berivan Tepesini aşıp, sizi Deri Zaval tepesine götürecek vadiye ineceksiniz.Deri Zaval hem vadiye hemde Üçyola hakim bir tepe,olası kaçışlar ters yönde Ömerli'ye doğru olacaktır.

    Benim sizlere tavsiyem gözünüzü dört açmanız,zira sizi düşmandan çok arazi zorlayacaktır.Bu pisliklerin buluşma noktası olarak burayı seçmelerininde asıl nedeni budur.

    Bu akşam bölgeye hareket edeceğiz operasyon yarın gece yarısından sonra başlayacak.Şimdi biraz dinlenin Allah yardımcınız olsun."

    Devam Edecek

  4. #4


    Selman - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.02.2006
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    2,015

    Standart

    16'sını birden yazdığında hepsini okumak isterim sweetrose.O yüzden başlığa bakmıyacam bir süre

  5. #5
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Kaya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İzmir
    Yaş
    41
    Mesajlar
    25,832

    Standart

    Alıntı ts_kolik Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    16'sını birden yazdığında hepsini okumak isterim sweetrose.O yüzden başlığa bakmıyacam bir süre
    Böyle daha iyi. Merak çok hoşuma gidiyor. Eskiden TRT radyosunda ki diziler gibi oluyor. Ey gidi...
    “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
    Malik bin Dinar

  6. #6
    Trabzonspor Kongre Üyesi

    BMN Yönetim Kurulu

    Üyelik tarihi
    28.01.2006
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    35
    Mesajlar
    6,322

    Standart

    arkası yarın dimi ne günlerdi

    devamını merakla beklioruz elbet..teşekkürler..

  7. #7
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Kaya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İzmir
    Yaş
    41
    Mesajlar
    25,832

    Standart

    Paylaşım için tekrar teşekkürler. Devamını bekliyoruz...

    Pislikler leş olsun!..
    “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
    Malik bin Dinar

  8. #8

    Üyelik tarihi
    15.10.2004
    Nereden
    Hakkari
    Mesajlar
    2,146

    Standart

    Bu gecelik bu kadar yeter,, yarın devam ederiz...



    Bölüm 3

    Operasyondan Bir Hafta Önce, İsrail Tel-Aviv

    Karısının şefkatli kollarında huzur içinde uyuyan Mossad'ın Türkiye masası şefi Eliezer,cep telefonunun mesaj sesiyle gözlerini açtı.Henüz çok erken değilmi diye düşünüp isteksizce gelen mesaja baktı,mesaj yardımcısındandı." Efendim rüzgar kuzeyden esiyor,pencereyi kapatmak için sizi bekliyoruz" yazan mesajı okuyan Eliezer,nedir bu Türk'lerden çektiğim diye söylenmeye başladı.Henüz uyanmayan eşinin yanağına bir öpücük kondurduktan sonra hazırlanıp ofise gitmek üzere yola çıktı.Tel-Aviv sokaklarında arabasıyla ilerlerken güne yeni başlayan şehrin insanlarını ve bu insanların huzuru için verdiği çabanın ne kadar kutsal olduğunu düşündü.
    Şehrin güney yakasındaki dört katlı bir binanın üçüncü ve dördüncü katlarında görev yapan ekibinin yanına ulaştığında yardımcısı Şaul’un heyecan içinde kendisini beklediğini gören Eliezer,yardımcısına beni bukadar erken saatte rahatsız etmeni gerektiren konu nedir diye sordu.

    Şef yardımcısı hiç duraksamadan kendisine ulaşan bilgileri anlatmaya başladı.
    "Efendim Cizre'deki adamımızdan mesaj geldi, pkk nın takım komutanları ve bölge sorumluları toplantı yapacakmış. Biliyorsunuz son 2 yıldır bunların her hareketini izleyip rapor ediyoruz,örgüt içine soktuğumuz diğer bir adamımız Cizre’deki ajanımıza ulaşarak bu bilgiyi vermiş.
    Buraya kadar her şey normal görünüyor ,yani örgütün dağ kadrosunun yaptığı sıradan bir toplantı bu,fakat normal olmayan Türk'lerin hareketleri efendim "

    Peki Türk'ler ne yapıyor dedi şefi Eliezer.

    Evet efendim işte burası biraz karışık, sizinde tahmin edeceğiniz gibi bur da Türk'lerden beklenecek hamle elit birliklerden oluşan bir askeri gücü bölgeye sevk ederek bu toplantı sırasında operasyon yapmak ve tüm yöneticileri öldürmek. Şuan böyle bir niyetleri var mı bilmiyoruz, sonuçta bu tarz operasyonları yapacak birliklerin hareketleriyle ilgili bilgi toplama konusunda başarılı olamıyoruz.
    Daha kapsamlı askeri operasyonların bilgisini almamıza rağmen bu konudaki zafiyetimiz halen mevcut, neticede böyle bir hareket yapmaları sürpriz olmaz.

    Ama bunun yanında bizi asıl ilgilendiren, güneydoğudaki Türk sivil istihbarat elemanlarının da son günlerde oldukça hareketli olmaları, askeri istihbaratla beraber müşterek bir çalışma içinde oldukları yönünde duyumlar alıyoruz.
    Eğer Türk'ler asker-sivil kavgasından vazgeçip bölgede etkin bir temizliğe başladılarsa bizimde derhal buna göre pozisyon almamız gerekir. Çünkü bu temizlik salt dağ kadrolarını değil örgütün sivil kanadını da kapsıyor olabilir, takdir edersiniz ki bu sivil kanat içinde bizimle bağlantılı olan kimselerde var.

    Örgütün bölge sorumlularının da katılacağı toplantı bir hafta sonra yapılacak efendim, Muhtemelen Türk'ler bu toplantıyı engelleyecektir, ama örgütün sivil kanadına yapılacak hamlenin zamanını şimdilik bilemiyoruz, elbette böyle bir girişimleri de olmayabilir sadece toplantıyı engelleyip bu sırada öldürdükleri bir-iki bölge sorumlusu ve birkaç takım komutanıyla da yetinebilirler. Yani sadece askeri operasyondan ibarette olabilir bu gelişmeler.

    Efendim net bir yorum yapabilmek için bölgedeki tüm uyuyan ajanlarımıza mesaj geçtim,hepsi şuandan itibaren edindikleri bilgileri bize aktaracak,bizde sizin vereceğiniz talimata göre hareket edeceğiz.


    Devam Edecek…

  9. #9
    CeSS - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    29.05.2004
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    53
    Mesajlar
    2,259

    Standart

    Kurtlar Vadisi gibi olmaya başladı.
    Taraftarlık ; Geçim kaynağı değil , Yaşam kaynağıdır ...
    Fırtınasız denizde , herkes Kaptan ...

  10. #10

    Üyelik tarihi
    15.10.2004
    Nereden
    Hakkari
    Mesajlar
    2,146

    Standart

    Alıntı CeSS Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Kurtlar Vadisi gibi olmaya başladı.
    Erkan abi kurtlar vadisi kurguydu be ya...

  11. #11
    CeSS - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    29.05.2004
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    53
    Mesajlar
    2,259

    Standart

    Sonuna kadar gerçek diyorsun yani bu okuduklarımız
    Taraftarlık ; Geçim kaynağı değil , Yaşam kaynağıdır ...
    Fırtınasız denizde , herkes Kaptan ...

  12. #12
    Trabzonspor Kongre Üyesi

    BMN Yönetim Kurulu
    A.Hilal Çakıroğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    19.08.2004
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    6,545

    Standart

    4. bölümü merakla bekliyorum
    Fanatik Pacci

  13. #13

    Üyelik tarihi
    15.10.2004
    Nereden
    Hakkari
    Mesajlar
    2,146

    Standart

    Nöbetten önce 4. bölümü vereyim mi? Erkan abi sen iyice kaptırdın galiba... Bu arada bu olayın tamamı gerçeğe dayanmaktadır...!?

  14. #14

    Üyelik tarihi
    15.10.2004
    Nereden
    Hakkari
    Mesajlar
    2,146

    Standart

    Alıntı Fanatik pacci Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    3. bölümü merakla bekliyorum

    3. bölümü verdik ya... bu arada aman kaptırmayın kendinizi; sonra otobüs kaldırmayalım buaradn kandile?

  15. #15
    CeSS - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    29.05.2004
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    53
    Mesajlar
    2,259

    Standart

    Gönderirsen okuruz ama 4.cüden sonra yollama biraz merak edelim
    Taraftarlık ; Geçim kaynağı değil , Yaşam kaynağıdır ...
    Fırtınasız denizde , herkes Kaptan ...

  16. #16

    Üyelik tarihi
    07.07.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    40
    Mesajlar
    1,177

    Standart

    Merakla diğer bölümlerini bekliyorum.....

  17. #17

    Üyelik tarihi
    15.10.2004
    Nereden
    Hakkari
    Mesajlar
    2,146

    Standart

    Bu son bu gece için...ben kaçıyorum... bu arada diğer bölüm için ipucu; İstanbul Laleli ile başlıyor...



    Bölüm Dört

    Diyarbakır 2.Taktik Kuvvet Komutanlığı 8. Ana Jet Üssü'nden havalanan Skorski hedef koordinata doğru yol almaya başladığında, Teğmen Can bilgilendirme toplantısında İsmail Yüzbaşının söylediklerini düşünüyordu.Böylesi önemli bir göreve daha deneyimli bir ekibin verilmesi taraftarı olduğunu açık açık söylemişti, üstelik Gültekin Yüzbaşıda konuşmasında görevin çok zor olacağına ve arazi şartlarının sertliğinden özellikle bahsetmişti.Bir anda bu görevin gerçek olmadığını düşündü,komutanları onların yeterliliklerini sınamak amacıyla böylesi bir tatbikat senaryosu planlamış olabilirlerdi.

    Evet kesinlikle tatbikata gidiyoruz diye düşündüğü sırada hemen karşısında oturan tim komutanı Gültekin Yüzbaşının gözlerini fark etti, komutanının gözlerindeki o boş bakışları çok iyi biliyordu.Beynini her türlü düşünceden soyutlayıp sadece göreve konsantre olduğu çok açıktı.Can Teğmen kendi kendine tekrarladı bu görev gerçek.

    Gecenin karanlığını yırtıp hedef koordinatlara ulaşan Skorski iki timden oluşan askeri personeli indirdikten sonra sanki onları selamlarmışcasına burnunu aşağıya eğerek yükseldi ve karanlığın içinde gözden kayboldu. Helikopterden inen personel derhal savunma pozisyonu alıp kayalıklara doğru ilerlediler.Gültekin Yüzbaşı helikopterin sesi bölgedeki teröristler tarafından mutlaka duyulmuştur dedi,derhal ikici timin keşif kolu ilerleyeceğimiz hattı kontrol etsin Berivan Tepesine ulaşıncaya kadar ikinci timin geri kalanı bizimle beraber olacak,birinci sektöre ulaştığımız zaman plana göre ayrılacağız.Komutanın emrini duyan keşif kolu çoktan karanlıkta kaybolmuştu bile,düşmana görünmemek esas kuraldı arazi her ne kadar onları kamufle ediyor olsa da ilerlerken yapacakları en ufak hata düşmanın kendilerini fark etmesine neden olacaktı.

    Gültekin Yüzbaşı savunma pozisyonlarını koruyup keşif kolunun hatta olabildiğince ilerlemesini bekledi, Teğmen Can bu bekleyişin uzun süreceğini biliyordu.Keşif kolu ölüm sessizliğinin hakim olduğu arazide birbirinin ayak izlerini takip ederek ilerliyor düşmanın bölgede dinleme yapabileceğini bildikleri içinde işaret dilini kullanıyordu.Kol başı bir anda diz çöküp sol elini kaldırdığında onu izleyen 2 asker oldukları yere çökerek kol başının vereceği ikinci işareti beklediler.Kol başı olan Astsubay Başçavuş Önder arkadaşları arasında Şahin diye tanınırdı, kaçma-kurtulma ve keşif konusunda yapılan eğitimlerde gösterdiği başarı komutanları tarafından takdir edilmiş arkadaşlarının da kendisine bu adla seslenmesine neden olmuştu.

    Önder Astsubay henüz hiçbir hedefle göz teması sağlamamıştı ama yakınlarda tehlike arz eden bir şey olduğuna emindi, önsezileri onu asla yanıltmazdı,Sol eliyle ikiyi işaret ettikten sonra yumruğunu sıkmış ve dirseğini aşağıya doğru eğmişti.Bu arkasındaki ikinci askerin olduğu yerde kalması ve önünde ilerleyenleri koruması anlamına geliyordu,Önder astsubay ve arkasında onu üç metre mesafeden takip eden diğer asker sürünerek hemen aşağılarındaki kayalıkların arasındaki patika yolu termal gözlüklerle taramaya başladılar.Önder Astsubay yanılmamıştı tıpkı kendileri gibi 3 kişi gördü,patika yolda ilerleyenlerin helikopterin sesini duyup çevrede arama tarama yapmaya çıkan teröristler olduğunu biliyordu,patika yolu kullanmamakla doğru iş yaptığı için kendisine bir aferin verdi.

    Eğer keşfe çıkan düşman varsa bu yakınlarda daha büyük bir düşman birliği olduğununda işaretiydi ,düşmanın keşif kolunu uzaktan izleyerek onların ana kampının yerini tespit etmesi gerekiyordu.Önder Astsubay keşfe çıkan düşmanın patika yolu izleyerek ana kampa geri döneceğini bildiği için düşmanla temas sağlamadan uzaktan takip etme fikrinin en doğru karar olduğunu düşündü ve geriye dönerek 20 metre geride onları bekleyen askerinin yanına döndü.İşaret diliyle 3 kişi gördüklerini ve düşmanın kuzeye doğru ilerlediğini onları bekleyen arkadaşına anlattıktan sonra düşmanı sessizce izlemeye başladılar.Helikopterden indikleri noktanın yaklaşık 2 km. doğusuna kadar ilerlemişlerdi ki düşmanın keşif kolu geri döndü,Önder Astsubay düşmanın bölgenin temiz olduğuna karar verdiğini hemen anladı ve geri dönen teröristlerin hemen 3 metre yanlarından geçip gitmesine izin verdi.Artık iz sürme zamanıydı bu üç terörist farkında olmadan Önder Astsubaya saklandıkları deliği gösterecekti.

    Mesafenin açılmasını bekleyen keşif kolu, uzak takip yaparak yaklaşık yarım saat boyunca ilerledi. Patika yolun büyük kayalarla bittiği noktada düşman içlerinden birini orada bırakarak kayalıkların yukarısına doğru ilerlemeye devam etti. Tamam dedi Önder Astsubay düşmanın yuvası çok yakında, tahminen 200 metre mesafede bir kayalığın içinde olduklarından emindi,patikanın bittiği yerde beklemede kalan tek kişi muhtemelen bir yada iki saat daha orada nöbet bekleyecekti.Artık geri dönüp komutanına bilgi vermesi gerekiyordu ve kaybedecek zamanı yoktu.Sol eliyle geriye dönüyoruz diye işaret etti ve karanlığa karıştı.

    Devam Edecek…

  18. #18
    Trabzonspor Kongre Üyesi

    BMN Yönetim Kurulu
    A.Hilal Çakıroğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    19.08.2004
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    6,545

    Standart

    Alıntı sweetrose Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    3. bölümü verdik ya... bu arada aman kaptırmayın kendinizi; sonra otobüs kaldırmayalım buaradn kandile?
    sanırım siz 3. bölümü yazarken ben bu başlığı farkedip okumaya başlamışım
    e ama 3. bölüm de bitti
    İyi Nöbetler
    Fanatik Pacci

  19. #19
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Kaya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İzmir
    Yaş
    41
    Mesajlar
    25,832

    Standart

    Teşekkürler. Devamını bekliyoruz...

    Kafaları ezilsin!..
    “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
    Malik bin Dinar

  20. #20

    Üyelik tarihi
    15.10.2004
    Nereden
    Hakkari
    Mesajlar
    2,146

    Standart

    Bölüm Beş

    Operasyondan Altı Gün Önce, İstanbul-Laleli


    Sekreterinin getirdiği Türk kahvesini yudumlayan Emin Kasım üst kattaki ofisinden sahip olduğu mağazanın içindeki hareketliliği izlemekten keyif alıyordu, bavul ticaretinden iyi para kazanmış ve kazandığı parayı da elinde tutup yatırım yapmayı başarmış akıllı birkaç Laleli esnafından biriydi. Ticari zekasının genlerinde var olduğunu biliyordu, kahvesinden yeni bir yudum daha almıştı ki cep telefonuna mesaj geldiğini belirten ahenksiz melodi kulağına çalındı.
    Mesaj kısaydı ”e-mail”.
    Yerinden doğrulan Emin Kasım hemen bilgisayarının başına geçip mail kutusuna baktı, yeni iletiyi tıkladı… Gelen mesajı açınca şifrelenmiş bir metin gördü, bu şifreli metin onu hiç şaşırtmamıştı anahtar kodları kullanarak metni deşifre etti. Mesajı okuyan Emin Kasım hiç zaman kaybetmeden dahili telefondan sekreterini arayarak bütün randevularını iptal etmesini ve birkaç günlüğüne şehir dışına çıkacağı bilgisini verdikten sonra gelen e-maili sildi ve ofisinden ayrıldı.
    Mossad’ın Türkiye masası şefi Eliezer, Emin Kasım ile irtibat kurmayalı çok uzun zaman olmuştu, artık kendisini unuttuklarını düşündüğü günlerde gelen bu görev emri Emin Kasım için sürprizdi. Arabasını Fatih semtinin ara sokaklarından birine park edip aynı sokaktaki köhne apartmanlardan birine girdi…En üst kattaki daireden içeri girip yatak odası ile salon duvarı arasına özenle yapılmış gizli bölmeden kullanacağı silahları çıkarırken hedef çok önemli olsa gerek diye düşünüyordu.

    Aynı Saatlerde,İstanbul-Cevizli Tekel Spor Tesisleri

    Saatine bakan Üsteğmen Mustafa kahretsin geç kaldım diyerek spor salonundan içeri girdiğinde hocalarının eşliğinde Ege yöresinin halk oyunlarını öğrenen Arzu ile göz göze geldi, eliyle saatini göstererek sadece on dakika geciktiğini anlatmak istedi ve Arzu’nun folklor çalışmasını izlemek için yakındaki ilk koltuğa oturdu.
    Mustafa’nın gelişine sevindiği Arzu’nun yüzündeki gülümsemeden belli oluyordu, artık daha istekli çalışıyordu ama bir taraftan da çalışmanın çabuk bitmesini istiyordu. Çalışmadan sonra Maltepe sahilindeki Lal Garden Restaurant’da yemek yiyeceklerdi, her ikisi de bu buluşmayı iple çekiyordu.
    Arzu’yu izleyen Mustafa bir ara onun yanına gidip karşılıklı zeybek oynamayı düşündü ama sonra vazgeçti, zeybek çoğunlukla erkekler tarafından oynansa da bazı bölgelerde karmada oynanırdı ve Arzu’nun bu figürleri bildiğinden emindi, tıpkı Arzu gibi oda yıllar evvel folklor çalışmalarına katılmış ve pek çok yörenin oyununu öğrenmişti, Arzu’da oldukça iyi görünüyordu çalışmalara başladığı ilk günlerde ayağını biraz fazla zorlamış ve ağrılar nedeniyle derslere bir süre ara vermişti ama azmi sayesinde bu açığı çabuk kapatmıştı.

    Davulun sesi gümbürderken Mustafa’nın cep telefonu da boyutlarına bile aldırış etmeden davula nazire yaparcasına iki kısa sinyal sesi yaydı havaya, telefonunu cebinden çıkaran Mustafa gözlerini Arzu’dan bir an olsun ayırmak istemiyordu fakat içindeki merakı bastırmak için gelen mesajı okudu…
    Mustafa’nın hissettiği sıkıntı anında yüzüne yansımıştı, tereddüt ederek yeniden neşe içinde çalışmasına devam eden Arzu’ya baktı, gelen mesaj yeni bir görevin habercisiydi üstelik acilen gitmesi gerekiyordu ve bunu ona nasıl anlatacağını bilmiyordu…

    Birkaç saniye sonra yerinden kalktı ve spor salonundan sessizce uzaklaştı, arabasıyla otoparktan çıkarken Arzu’nun cep telefonuna kısa bir mesaj geçti; Canım önemli bir görev için çağrıldım gitmek zorundayım, beni bağışla.

    Yarım saat sonra Kartal Yakacık semtindeki müstakil bir evin önünde aracından inen Mustafa hala Arzu’yu düşünüyordu evin kapısının açılmasıyla birlikte aklındaki tüm düşünceler bir anda dağıldı, karşısındaki kişi Özel Kuvvetlerden komutanı olan ve herkesin en çok saygı duyup korktuğu Binbaşıydı. Kapıdan içeri giren Mustafa komutanım sizi burada görmek beni şaşırttı diyerek komutanına ani bir yumruk salladı ama binbaşı bu hamleyi kolaylıkla ekarte etti. Hala çok yavaşsın Mustafa dedi binbaşı gülerek, hayır komutanım siz hala çok hızlısınız dedikten sonra hasretle komutanına sarıldı.

    Evin salonuna geçtiklerinde Mustafa görev nedir komutanım diye sordu, binbaşı hiç duraksamadan konuya girdi; Önümüzdeki hafta sınırın ötesinde önemli bir operasyon yapacağız aynı zamanda örgütün sivil kanadını da çökertmek için yurt içindede eş zamanlı operasyonlar düzenlenecek, sivil kanada vurulacak darbe için Mitden de destek alıyoruz fakat bu çalışmalar sırasında farklı bir bilgiye ulaştık Mossad üst düzey komutanlarımızdan birine saldırı düzenleme niyetinde ve senin görevin bu saldırıyı önlemek.

    Peki komutanım Mossad bunu neden yapsın ki diyerek binbaşının sözünü böldü Mustafa, binbaşı devam etti eğer Mossad planında başarılı olursa komutana yapılan suikastden sonra bizim yapacağımız operasyonları medyayı ve güneydoğudaki kanallarını kullanarak halka başka türlü yansıtacaktır. Ordunun intikam nedeniyle güneydoğuda etnik temizliğe başladığı izlenimi yaratacak buda Türk-Kürt ayrımcılığını körükleyecek hatta ülkeler bazında baskı görmemize neden olacak.
    Basit ama etkili bir plan dedi Mustafa, peki komutanım hedef kim ve suikasti kimin düzenleyeceği konusunda bilgi var mı elimiz de…Hedef 1.Ordu Komutanı, suikastçi yada suikastçiler hakkında şimdilik bilgi yok ama bulmak ve engel olmak senin görevin evladım seni bugünler için yetiştirmedik mi?

    Çalışmasını bitirip Mustafa’nın gönderdiği mesajı okuyan Arzu hayal kırıklığı içinde evine dönerken İstanbul’da yeni bir istihbaratçılar savaşının başladığından habersizdi o hala Mustafa’yı düşünüyordu…

    DEVAM EDECEK...

  21. #21
    Jade - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    30.10.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    46
    Mesajlar
    262

    Standart

    ben çıktı aldım, hepsini evde okuyacağım
    eski nick "1461@61"

  22. #22
    Forumdan Uzaklaştırılmıştır Sevgi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    06.10.2004
    Yaş
    43
    Mesajlar
    4,327

    Standart

    umarım ben çıkmadan 6. bölümde gelir.pc den okuyamıyorum da çıktısını almam lazım

  23. #23
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Kaya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İzmir
    Yaş
    41
    Mesajlar
    25,832

    Standart

    Devamını bekliyoruz...
    “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
    Malik bin Dinar

  24. #24

    Üyelik tarihi
    15.10.2004
    Nereden
    Hakkari
    Mesajlar
    2,146

    Standart

    devam...

    Bölüm Altı


    Başçavuş Önder ve beraberindeki iki bordo bereli indirme noktasına doğru geri dönerken düşmanın bu kadar yakında olmasının kendileri için sorun olacağını biliyorlardı, kendilerini bekleyen arkadaşlarının yanına döndüklerinde Önder Başçavuş hemen Gültekin Yüzbaşının yanına giderek mıntıka hakkındaki bilgileri komutanına aktardı.Gültekin Yüzbaşı bu hesapta yoktu dedi içinden,en azından bu kadar yakında olacaklarını beklemiyordu.

    Teğmen Can’ı da yanına çağırarak Önder Başçavuş ile beraber durum değerlendirmesi yapmak istedi, harekete geçmek için onsekiz saat daha beklemeleri gerekiyordu üstelik bu zaman zarfında birinci timin mutlak suretle Berivan Tepesini tutmuş olması ikinci timinde Deri Zaval ile Üçyol arasında hazır şekilde bekliyor olması gerekiyordu.
    Ama önlerine hiç hesapta olmayan bir engel çıkmıştı, Önder Başçavuşun tespit ettiği noktadaki teröristleri ya saf dışı bırakacaklar yada onlara görünmeden çevrelerinden dolaşacaklardı. Komutan her iki askerinin de fikrini sordu;

    Teğmen Can, komutanım yolumuzun üstündeki unsurları temizlemeyi teklif ediyorum, eğer onlara bulaşmadan etraflarından dolanırsak bu bizim için hem riskli olacaktır hem de operasyon esnasında bunlar geriden destek kuvvet olarak tepemize binmek isteyeceklerdir,işte o zaman arkamızı kollamak için daha çok uğraşmak zorunda kalırız ayrıca birinci time asıl görevde destek verecek olan ikinci timimizde arada biz olduğumuz için ateş desteği vermekte zorlanacaktır dedi.Elbette bu temizliği çok sessiz yapmak zorundayız aksi taktirde her şeyi berbat ederiz diye de ekledi.

    Komutanın gözleri Önder Başçavuşa fikrini bekliyorum der gibiydi, Önder Başçavuş komutanım haklı ama benim başka bir fikrim var dedi, Gültekin Yüzbaşının yüzünde oluşan tatlı gülümseme karanlığa rağmen Teğmen Can’ın gözünden kaçmamıştı…
    Komutanım benim önerim şu; ikinci timi ikiye bölelim ve bir yarısını burada bırakalım burada kalan arkadaşlar bizim burada tespit ettiğimiz unsurlara bizimle eş zamanlı olarak saldırı düzenlesin biliyorum sayıca az olacaklar ama ağır silahlarımızın bir kısmını burada bırakabiliriz pekala. Belli ki burada bulunan unsurlar toplantının yapılacağı mağaraları korumak amacıyla tampon güç olarak burada kalmışlar birinci tim ve ikinci timin diğer yarısı plana sadık kalarak ilerler , eğer bu süre zarfında operasyon başlamadan önce buradaki kuvvetler hareket ederse hem bizim arkadaşlarımız buradan müdahale edip bizim arkamızı kollar hem de bizim tüm gücümüzle asıl hedefe saldırmamızı kolaylaştırırlar.

    Haklısın Önder dedi Gültekin Yüzbaşı, ikinci timi bölüyoruz burada kalacak arkadaşlara Kıdemli Başçavuş Sefa önderlik edecek, ağır silahların bir kısmı burada kalıyor ve yine buraya bir semaç bırakacağız haberleşmede sorun istemiyorum.
    Başçavuş Sefa’nın yanına gelen Yüzbaşı artık arkamız sana emanet Sefa dedi, merak etmeyin komutanım ben derhal buradakilerin yuvalandıkları yer ile toplantının yapılacağı mağaralar arasındaki hakim bir noktaya intikal ederim sizin haberiniz olmadan buradan geçmek isteyecek düşman önce beni geçmek zorunda o babayiğitte bu dağlarda yok diyerek komutanın elini sıktı.

    Başçavuş Sefa komutasındaki altı bordo bereliyi geride bırakan iki tim planladıkları şekilde ilerleyerek Berivan Tepesine doğru yol almaya başladı, Gültekin Yüzbaşı alışılmışın dışına çıkarak gruba Teğmen Can’ın liderlik etmesini istemişti bütün gece sürecek intikal sırasında Teğmeninin zihnini iyice boşaltmak istediği çok açıktı.

    Devam Edecek...

  25. #25

    Üyelik tarihi
    15.10.2004
    Nereden
    Hakkari
    Mesajlar
    2,146

    Standart

    Bölüm 7

    Operasyondan Altı Gün Önce İstanbul

    Üsteğmen Mustafa Yakacık da ki evden çıkıp binbaşının eline tutuşturduğu adrese gitmek için aracıyla Tem otoyoluna girdiğinde komutanının anlattıklarını tekrar ederek kendine bir yol haritası çizmeye çalışıyordu.

    Alınan istihbaratın kaynağı üzerine yoğunlaşmak izlenebilecek bir yoldu ancak, karşı istihbarat bu durumu çok kolay fark edebilirdi, yapılabilecekleri analiz ederken yolun ne kadar çabuk bittiğinin farkına bile varmamıştı, Mahmutbey sapağından çıkarak Güneşli Evren Mahallesindeki adrese ulaşmıştı, Türker apartmanının altı numaralı dairesine çıkıp zili çaldığında kapıyı açan yaşlı teyze hiç tereddüt etmeden elindeki kalın zarfı Mustafa'ya uzatarak rabbim sizi muvaffak eylesin dedikten sonra kapıyı usulca kapadı.Bu adrese çok yakın oturan Mustafa Halkalı toplu konutlarındaki evine geldiğinde kozmik bilgilerle dolu dosyaları karıştırmaya başladı.

    Ne aradığını iyi biliyordu, ama doğru seçimi yapabilmek için önünde duran tüm dosyaları dikkatlice incelemesi saatlerini almıştı, gece yarısına doğru aradığı kişiyi bulduğuna emin şekilde çalışma masasından kalktı ve buzdolabındaki bir gün öncesinden kalan yemeği ısıtıp karnını doyurdu.
    Yemek sonrası çayını içerken seçtiği kişinin dosyasını tekrar gözden geçirmeye karar verdi nede olsa bu suikasti önlemek için bu kişiye temas etmesi gerekiyordu, onu daha iyi tanımak ve hakkındaki herşeyi öğrenmek istedi.

    Temas edeceği isim Şule Erbay'dı daha doğrusu Mossad'a katılmadan önce ismi buydu. Babası Musevi annesi Müslüman olan Şule çocukluk yıllarını İsrail'de geçirmiş okumaya orada başlamıştı babası o henüz 11 yaşında öldüğünde annesiyle beraber Türkiye'ye dönmüş ancak 4 yıl sonra annesini de kaybedince İsrail’den gelen amcası onu yanına almıştı.
    Kız çocuğu olmasına rağmen İsrail'in çalkantılı politikasına ve yaşanan savaşa sırt çevirmeyen politik konuları yakından takip eden, diğer taraftan yanında yaşadığı amcasından da Museviliğin tarihi ve gelişimi hakkında bilgi edinen bir gençti.Annesi Müslüman olmasına rağmen amcası onu Musevi öğretileriyle büyütme taraftarıydı.
    Annesinin ve amcasının öğretileri arasında bocalayarak büyüyen Şule'nin hayatı Üniversitenin ikinci yılında tanışıp aşık olduğu Mevlüt'le beraber bir anda değişmişti. Mevlüt Türk asıllıydı ama İsrail İstihbarat teşkilatı için çalışan bir gençti,bu gerçeği Şule'den çok fazla saklamamıştı nede olsa çifte pasaport taşıyan pek çok insanın Mossad ile bir bağlantısı vardı ve bu İsrailde yadırganacak birşey değildi,taki sevdiği adamın aslında bir Duble ajan olduğunun açığa çıkarılması ve Mossad tarafından öldürülmesine kadar.

    Mevlüt'ün ölümünün ardından Mossad hiç zaman kaybetmeden Şule ile temasa geçmiş, sevdiği adamı Türk istihbarat elemanlarının öldürdüğünü söylemiş ve onu Mossad için çalışmaya ikna etmeye çalışmıştı. Şule,Anne ve babasının ölümünün ardından ona yaşama zevkini yeniden tattıran insanı öldürenlerden intikam almak için bu teklifi kabul etmişti.

    Mossadın eğitim kamplarında iki yıl boyunca istihbaratın tüm inceliklerini öğrenmiş tüm testlerden başarıyla geçmişti. İki yılın ardından Mossad Türkiye masası Şefi Eliezer, Şule ile kısa bir görüşme yapmış ve Türk masasında görev yapacağını ona bildirmişti.
    Türk masasına seçildikten sonra yeni bir eğitim dönemi başlamıştı, artık sürekli Türk filmleri izliyor, aylık Türkçe dergileri takip ediyor,Türkçe müzikler dinleyip ezberliyordu.Türkiye tarihi hakkında bilgiler içeren video kayıtlarını defalarca izleyip herşeyi hafızasına kazıyordu.

    Nihayet beklediği gün gelmiş göreve başlayacağı kendisine bildirilmişti. Şef Eliezer Türk resmi kurumlarından onaylanmış kimlik,pasaport,ehliyet,sigorta kayıtları gibi pek çok evrağı ona verdikten sonra yeni kimliği hakkında bilmesi gereken herşeyi ona anlatmış ve bu bilgileri ezberlemesini istemişti.
    Artık yeni bir hayatı vardı Serap Tütüncü ismiyle yaşayacaktı, Serap Tütüncü Çankırı'nın Çerkeş ilçesinde doğmuş ailesi o henüz küçükken İsrail’e yerleşmiştir. Babası büyük bir inşaat firmasında kadrolu olarak çalışmış ve o firmanın İsrail'deki temsilciliğini yapmıştır.İlk öğrenimini ve lise yıllarını İsrail’de geçiren Serap,Tel Aviv’deki bir patlamada annesini ve babasını kaybettikten sonra Türkiye'ye dönmüş ve İstanbul'a yerleşmiştir.

    Üsteğmen Mustafa, Serap Tütüncü'nün kendisini hedefe götürecek doğru kişi olmasını ümit ederek uykuya daldı, yeni başlayacak gün pek çok gelişmeye gebeydi.
    Türk istihbarat birimlerinin yıllardır izleyip hakkındaki tüm bilgileri kayıt altına aldığı Serap Tütüncü ile Üsteğmen Mustafa'nın hayatları tehlikeli şekilde kesişmek üzereydi.

    Devam Edecek…

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •