Trabzonspor Medical Park 2016-2017

[Murat']

Haftasonu Giresun maçının yayını olacak mı acaba ?

Televizyon yayını yok maalesef.

TBF Tv'den yayınlanacak internet üzerinden.

[alp-ts24]

Futbol takımının deplasmanda Galatasaray'ı yenmesi çok güzel ama, bu galibiyetle Trabzonspor Medical Park'ın küme düşmesi yolunda ikinci taş döşendi. (İlki, Okben'in üçlüğüydü.) Neden böyle derseniz, öncelikle bu galibiyet basketboldaki sıkıntıları perdeleyecek ve bırakın Muharrem Usta'yı, basketbol yöneticisi olan zatların bile sorunları görmezden gelmesine yol açacaktır. Sonuç olarak bir an önce yapılması gereken hamleler ertelenecektir (Profesyonel yönetim hak getire!) Ayrıca, basketbol kulübü son yıllarda futboldaki kötü gidişe karşı bir umut aşılamış, avundurucu alternatif konumuna gelmişti. Artık o durum kalmadı. Basketbolu en çok takip eden arkadaşlar dahi böyle sürüneceksek, ortaya mücadele dahi koyamayacaksak kapatalım basketi düşüncesindeler. Haftaya Hayri Gür boş kalacak. Zaten, kötü oyunu geçtim, #SenVarsanHerŞeyDahaKolay gibi taraftarla dalga geçen bir kombine sloganıyla, kulüp kurulduğundan beri yapılamayan tanıtımla (şehre basketbolu tanıtmaya, sevdirmeye çalışan adam da yalandan bir veda yazısıyla yollandı) o tribünleri doldurmak pek mümkün olmaz. Giresun'un, direkt zaferi ima eden, #SenVarsanMaçBizim sloganından esinlenmiş (!) gibi duran sloganımız, sen varsan gelen geçen bizi kolay kolay yeniyor manasına geliyormuş anlaşılan. Bazarevich'in vadettiği keyifli oyun(!) da, rakiplerin ortaya koyduğu oyun anlamındaymış. Hata bizdeymiş ki, yanlış anlamışız.

[Oğuz ZEYTİN]

Alptekin,

Ana fikrine katildigim yazinda iki noktaya itirazim var.

Bir, takimi kapatalim diyenlerden degilim. Niye kapansin? Onu kim demis bilmiyorum ama sorunlari cozme yolu organizasyonu yok etmek degil benim icin.

İkincisi koca yuklenmek.

Yahu kardeşim, ilk yaridaki oyundan keyif almadik mi?

Takim yanlis kurulduysa, oyun kurucun yetersizse vs. menajeri elestirin, kocu degil.

Bu forumda ve sosyal medyada yillarca tempolu oyun istiyordu cogunluk. Bloklar, smaclar, hizli hucumlar isteniyordu. Bazarevich de bunu sunmaya calisiyor.

[alp-ts24]

Görüşünü belirttiğin için teşekkürler Oğuz abi,
İlk olarak, ben de takım kapatılsın diyenlerden kesinlikle değilim. İkinci lige düştüğümüzde takım kapatılsın diyenlere nasıl karşı durduysam, bugün de karşı olurum. Ama maalesef basketbol takımının her başarısız olduğu dönemde kulüp kapatılsın sesleri geliyor. Dahası, daha önce basketbol kulübü yöneticiliği yapmış olan Önder Bülbüloğlu bile basketbolun çok maddi yük getirmediği için kapatılmadığı yönünde bir şeyler söylemişti. Yani ciddî ciddî gündeme gelmiş bu konu.
İkincisi, 3 haftadır bu takımın doğru düzgün set hücumu yapamaması ve savunma yerleşiminin doğru yapılamayıp sürekli ters eşleşmelere yakalanma konusunda koçun da payı olduğunu düşünüyorum. Oyun kurucu yetersizse, koçtan onay alınarak getirildi. Takım yanlış kurulduysa, transferlerin hepsi onun tercihleriyle yapıldı, ilk tercihleri olmasa da sonuç olarak istemediği bir isim gelmedi. Koç takıma geç geldi diyebiliriz, e ama hazırlık dönemi boyunca takımı yardımcı koç Shakulin idare etti. Demek ki Shakulin bu takıma setleri çalıştıramamış, takım savunması çalıştıramamış. Bu takım hazırlık dönemini verimli geçirse bu kadar dağınık bir oyun ortaya koymazdı.Yardımcı koçu isteyen de Bazarevich'in kendisi. Ayrıca, takımında işler kötü gittiğinde hop oturup hop kalkan, atılgan koçlara alışmışız (Obradovic, Ergin Ataman vs.). Takım tamamen oyundan düştüğünde kenardan sakin sakin izleyen Bazarevich beni açıkçası biraz rahatsız ediyor. Koç oyunculara o isteği aşılamazsa, motive etmezse geri düştüğümüz maçlarda nasıl dönebiliriz? Evet, sonunu getiremesek de içerde Giresun gibi toy bir takım karşısında geri döndük ama deplasmanda Karşıyaka gibi bir takım karşısında dönemeyiz. Dağıldık ve maç bitti. Tamam, koç agresif bir yapıya sahip olmayabilir, tarzı farklı olabilir diyelim ama sanki çok istekli değilmiş gibi görünüyor.

[Oğuz ZEYTİN]

Yarindaha detaylı yazarim Alptekin ama koca bu şekilde yuklenmene anlam veremedim. Hangi takim kisa surede savunma takimi olmus? Ornek verdigin Ataman Kizilyildiz macinda bagirdi çağırdı da ne oldu, kaybetti. Hayt huyt isi degil bu kardesim.

Bazarevich her seyden ince winner bir koc. Bizim finalde kaybettigimiz kupayi namaglup olarak bugun yenildigimiz Karsiyaka'yi İzmir'de geriden gelip yenerek kazandi. Lokomotiv Kuban'i namaglup oynatti Eurocup'ta.

Bu kariyer ve calisma duzeni sanki biraz daha saygi bekliyor hele senin gibi isi bilen genç arkadaslardan.

Kocun payi yoktur demiyorum fakat ilk elestirilecek olan kesinlikle o degil. Mala'yi dusunun kardesim. Butce yoksa, sponsor yoksa, takim gec kurulduysa, yanlis oyuncu sectiyse, milli takim calistirankoc getirdiyse menajeri elestirin.

[alp-ts24]

Koç konusunda henüz net bir fikrim yok, ama ilk 3 maç biraz hayal kırıklığı oluşturdu. Koç geç gelmiş olsa bile daha derli toplu bir takım bekliyordum, ne de olsa hazırlık dönemi boyunca yardımcısı çalıştırdı takımı.
Mala konusunda diyecek çok şey var ama ona yönelik eleştirilerin yönetim nezdinde ciddiye alınmadığını düşünüyorum. Evet, sonuçta tüm transferler Bazarevich'in onayıyla yapıldı ama genel menajer Mala menajer dostlarına para kazandırma düşüncesi yerine kulüp menfaatlerini düşünseydi koçun önüne aynı bütçede daha iyi oyuncular sunardı. Kulübün scout faaliyetinde bulunmamasının nedeni de bunun genel menajerimizin işine gelmemesi. Onun yerine kardeşim Ulaş(!) var, bize bulur bir oyun kurucu diyordur. Bost ve Moody'nin Türkiye menajerlik hakları Ulaş Sağ'a ait. Sonra neden Trabzonspor MP'de adam akıllı bir oyun kurucu izleyemedik diyoruz! Peki Ulaş Sağ kimdir? Hani şu ekşi sözlük'te Bost transferini eleştiren taraftara "Trabzon kafası" diyen kişi. Bir dönem kulüpte Genel Menajer Yardımcılığı gibi uydurma bir görevi üstlenip bir de maaş alıyordu, ki o sırada takımda yanlış hatırlamıyorsam 3 yabancının menajerlik hakları kendisindeydi. Acaba bizden başta hangi kulüpte, kulübün yöneticisi aynı zamanda o kulübe oyuncu satıyor? Bu garabeti bile yaşadık.
Millî takım çalıştıran koç seçme işine şu açıdan bakabiliriz. Bazarevich, Eurobasket elemeleri sonrasında boşta kalma sürecini yaşamak istemeyip kendini garantiye almak istedi. Nihat Mala da Türkiye'yi tanıyan bir koç getirmek istemiş olabilir (Bazarevich oyunculuk kariyerinde 93-94 sezonunda Tofaş forması giydi). Koç seçiminde hata olmadığını düşünüyorum ve koça da güvenmek istiyorum. Fakat artık parkede rakibe karşı direnç göstermeliyiz. Mesela 5. hafta GS ile İstanbul'da oynayacağız. Best Balıkesir'in ilk hafta GS'ye karşı Mete Babaoğlu yönetiminde verdiği mücadeleyi verebilecek miyiz? Best dediğimiz takımın bütçesi 3-4 alt lig takımından daha az, ve her ne kadar bu sene bütçe kıssak da bizden de az bütçeleri var. Onların verdiği başabaş mücadeleyi biz veremeyeceksek bu takım küme düşer. Genel menajer bey de hedefi "play-off" olarak açıklamış, güldürmesin insanı. Bir ara GS küme düşmesin diye uydurulan "play-out" vardı, biz bu sene ancak onu oynarız diyeceğim de, Trabzonspor'u GS gibi koruyacak yetkililer yok, TBF'dekiler küme düşüşümüzü büyük bir zevkle izleyeceklerdir.

[Oğuz ZEYTİN]

Koç konusunda henüz net bir fikrim yok, ama ilk 3 maç biraz hayal kırıklığı oluşturdu. Koç geç gelmiş olsa bile daha derli toplu bir takım bekliyordum, ne de olsa hazırlık dönemi boyunca yardımcısı çalıştırdı takımı.
Mala konusunda diyecek çok şey var ama ona yönelik eleştirilerin yönetim nezdinde ciddiye alınmadığını düşünüyorum. Evet, sonuçta tüm transferler Bazarevich'in onayıyla yapıldı ama genel menajer Mala menajer dostlarına para kazandırma düşüncesi yerine kulüp menfaatlerini düşünseydi koçun önüne aynı bütçede daha iyi oyuncular sunardı. Kulübün scout faaliyetinde bulunmamasının nedeni de bunun genel menajerimizin işine gelmemesi. Onun yerine kardeşim Ulaş(!) var, bize bulur bir oyun kurucu diyordur. Bost ve Moody'nin Türkiye menajerlik hakları Ulaş Sağ'a ait. Sonra neden Trabzonspor MP'de adam akıllı bir oyun kurucu izleyemedik diyoruz! Peki Ulaş Sağ kimdir? Hani şu ekşi sözlük'te Bost transferini eleştiren taraftara "Trabzon kafası" diyen kişi. Bir dönem kulüpte Genel Menajer Yardımcılığı gibi uydurma bir görevi üstlenip bir de maaş alıyordu, ki o sırada takımda yanlış hatırlamıyorsam 3 yabancının menajerlik hakları kendisindeydi. Acaba bizden başta hangi kulüpte, kulübün yöneticisi aynı zamanda o kulübe oyuncu satıyor? Bu garabeti bile yaşadık.
Millî takım çalıştıran koç seçme işine şu açıdan bakabiliriz. Bazarevich, Eurobasket elemeleri sonrasında boşta kalma sürecini yaşamak istemeyip kendini garantiye almak istedi. Nihat Mala da Türkiye'yi tanıyan bir koç getirmek istemiş olabilir (Bazarevich oyunculuk kariyerinde 93-94 sezonunda Tofaş forması giydi). Koç seçiminde hata olmadığını düşünüyorum ve koça da güvenmek istiyorum. Fakat artık parkede rakibe karşı direnç göstermeliyiz. Mesela 5. hafta GS ile İstanbul'da oynayacağız. Best Balıkesir'in ilk hafta GS'ye karşı Mete Babaoğlu yönetiminde verdiği mücadeleyi verebilecek miyiz? Best dediğimiz takımın bütçesi 3-4 alt lig takımından daha az, ve her ne kadar bu sene bütçe kıssak da bizden de az bütçeleri var. Onların verdiği başabaş mücadeleyi biz veremeyeceksek bu takım küme düşer. Genel menajer bey de hedefi "play-off" olarak açıklamış, güldürmesin insanı. Bir ara GS küme düşmesin diye uydurulan "play-out" vardı, biz bu sene ancak onu oynarız diyeceğim de, Trabzonspor'u GS gibi koruyacak yetkililer yok, TBF'dekiler küme düşüşümüzü büyük bir zevkle izleyeceklerdir.

Düşmek büyük başarı (!) olur, ona ihtimal vermiyorum Alptekin.

Bazarevich zone deniyor ki tutuyor iyi uyguladığımızda.

Rotasyon arıyor, Mustafa'yı Nikolov ve Erol'un önüne çekti.

Zamanında mola alıyor. Dün moladan döndüğümüzde Moody topu ortaya fırlatıp dönüşünde dipten üçlüğü yiyince maç koptu, orada daha ne yapacaktı Bazarevich? Benchte Ray Allen mı var?

Hayır, o ki Bazarevich'e bu kadar taktınız kimi istediniz değerli kardeşim? Şu takımın yönetim ve idari sorunları, kadro yapılanması ortadayken koça yüklenmek bence manasız.

Kaldı ki hemen herkes; atletik oyunculardan kurulu, tempolu basketbol isterken adam da buna çalışırken... Uşak'ın oyununu geçen sene övenler, ona özenenler yok muydu? O Uşak maç başına 80 yerken biz 77 yemiştik mesela... O Uşak maç başına 25 üçlük kullanırken (33%) biz 21 üçlük denedik (36%).

Ha sistem eleştirisiyle oyuncuların o sisteme uygun olup olmama eleştirisi aynı değil. Onu ayrıca tartışabiliriz.

İlginç.

[kanterts]

Julian wright gibi müthis bir Adamimiz var. Topu yari sahaya getiren O. Adam yoruluyor yaziktir, olmaz öyle. Moody gibi bir caylagi aliyorsun arkasina nasil nikolov gibi bir sifiri alirsin. Kadji ile pas trafigi de zor, cabuk düsünmüyor. Cok yanlis bir Kadro kurdu Mala. Wright müthis, Green cok iyi hamle oldu ( sakatliktan dolayi mac kacirdi bile).
Lee begeniyorum ancak 3 numara degil aslinda 2 numara. Ribaund konusunda en kötü Takimiz herhalde, Mac kazanmamiz cok zor.
Ha birde pivotsuz olmaz. Herkesin sutu olmali düsüncesine katilmiyorum, gercek bir 5 numaramiz olsa screenlerle hardye falan bos atis yaratabiliriz. Run and Gun Takimi olmak icin saf bir point guardin olmali sutörleri cabuk bulmak icin.
Playoff yapamayacagiz gibi ancak sadece düsmemeye oynuyoruz diye gerekli hamleleri yapmamak yanlis olur. Kazanabildigimiz kadar Mac kazanmaliyiz, gelecek Sezonlar icin de önemli. Taraftarlari Salona cekmek icin de önemli.

[alp-ts24]

Bu arada takımdan 2 kişi gönderilecekse Hardy ve Moody, tek kişi gönderilecekse Hardy'nin gönderilmesi gerektiğini düşünüyorum. 1-2-3 oynayabilecek, fizikli bir oyuncu alıp Moody'yi hücumda 2, birebir savunmada 1 numara olarak değerlendirebiliriz. Hardy tamamen bitik, şu hâliyle takıma en ufak bir katkısı yok. Moody mücadele ediyor, çabalıyor en azından.

[alp-ts24]

Takım hakkında uzunca bir değerlendirme yazdım, buradan paylaşıyorum.
TRABZONSPOR MEDİCAL PARK SEZON BAŞLANGICI DEĞERLENDİRMESİ
Trabzonspor Medical Park, alışılageldiği üzere sezona yine kötü bir başlangıç yaptı ve 3 maçta henüz galibiyetle tanışamadı. Fikstüre bakınca önümüzdeki 2 maçta da mağlubiyet serisine dur demek oldukça zor görünüyor. Her ne kadar Yeşilgiresun maçı hariç kâğıt üzerinde beklenen sonuçları alsak da, ortaya konan oyun beklentilerimizin çok altında kaldı dersek yanlış olmaz. Her şeyden önce, yeni koçuyla sezona merhaba diyen Trabzonspor Medical Park'tan rakiplere daha çok direnç göstermesi ve daha derli toplu hücum edip, en azından belli hücum setlerini uygulayabilecek durumda olmasını beklerdik. Fakat parkedeki manzara tam bir hayal kırıklığı. Şimdi, en iyisi takımın içinde bulunduğu duruma kısa bir göz atalım.
Koç Bazarevich'in EuroBasket 2017 elemeleri için millî takımın başında bulunmasından dolayı, takımı hazırlık dönemi boyunca -koç Bazarevich'in göreve gelmesini istediği- yardımcı koç Shakulin çalıştırdı. Bunu özellikle vurguluyorum çünkü takım hazırlık dönemini tamamen farklı bir koç ve mentaliteyle değil, koçun emanetçisi vazifesiyle görevlendirilen bir isimle geçirdi...
Yani, en azından koçun oyun anlayışını takıma oturtmak açısından bir fırsat vardı. Fakat hazırlık dönemi maalesef hiç verimli geçmedi. Bunun en temel üç nedenini sayarsak,
1- Koçun zaten takıma geç katılacağı düşüncesiyle, başta genel menajer Mala olmak üzere basketbol yönetiminin transferi ağırdan almasının sonucu olarak, 2 uzunun koç geldikten bile iki hafta sonra, Ekim başında kadroya katılabilmesi (Bazı takımların Temmuz ortası gibi tüm yabancılarını tamamladığını düşünürsek, alışma sürecinin uyuma ne denli etkili olacağı daha net anlaşılır)
2- Kondisyonerin bile lig başlamadan 10 gün önce gelebilmesi (maç içerisindeki fiziksel düşüşleri kısmen buna bağlayabiliriz)
3- Yardımcı koç Shakulin'in, hazırlık maçlarında set hücumları ve savunma yerleşimini oturtma çabasına hiç girmemesi, bunun sonucunda hazırlık maçlarının ısınmadan öte hiçbir anlam ifade etmemesi
Tüm bunların yanı sıra, kadro mühendisliği yapılıp birbirine uygun parçalar transfer edilmedi, yine her zamanki gibi plansız ve hangi oyuncu boşta kaldıysa, genel menajerimizin oyuncu temsilcisi dostlarının elinde kim varsa o oyunculara yönelme projesini (!) icra ettik. Bunun sonucunda ortaya, en ribauntçu oyuncusunun boyu 1.78 olan bir takım çıktı (Belki kadın basketbol altyapı kategorisinde bile en çok ribaunt alan oyuncusu bu kadar kısa olan bir takım yoktur).
Takımın maçlarını izlemeyen biri, bu istatistiği uzunların iyi box-out yaptığına yorabilir ama maçları izleyince durumun bununla alakalı olmadığını görüyorsunuz.
Peki bu istatistik neden kaynaklanıyor? Bir oyun kurucudan beklenen en temel şeyleri yerine getiremeyen zıpır guardımız Moody atletizmi sayesinde hava toplarına atlarken 2.11'lik üşengeç ve durgun uzunumuz Kadji'nin ribaunt almaktan imtina etmesinden kaynaklanıyor. Moody demişken, oyuncu analizlerime ondan başlayayım.
Yukarıda da bahsettiğim gibi, bir oyun kurucudan beklenen en temel şeyleri yerine getiremiyor Moody. Peki bir oyun kurucudan beklenen en temel şeyler nelerdir? Yarı sahaya top taşımak, hücum temposunu ayarlamak, saha görüşüyle topu uygun oyuncuya aktarmak ve belli hücum setlerini (bilhassa pick&roll ve pick&pop) oynatabilmek. Diğer tüm konuları geçtim, yarı sahaya top taşımakta bile zorlanıp birçok gereksiz top kaybı yapıyor Moody. Belli ki kolejde temel oyun kurucu becerilerinin üzerinde hiç çalışılmamış, kolejdeki koçu topu Moody'ye teslim edip "Bir şekilde sayı bul" talimatı vermiş, o da bütün kolej kariyerini isolation hücum etmekle geçirmiş. Maç boyunca kendisini takip ederseniz yarı sahayı geçmeden bile gözü takım arkadaşlarında değil, potada. Driplingte top kaybetmesinin de, orta sahadan saçma sapan üçlük atmasının nedeni de asıl nedeni bu. Ayrıca topsuz hücumda hareketsiz kalması, ve hücumda konumunu iyi ayarlayamayıp top kendisine gelince sıkışması da bu yüzden. (Bazarevich'in hareketli hücum sistemini benimsediğini düşünüsek bu durum takıma oldukça zarar veriyor) Aslında pasörlük becerisi hiç de fena sayılmaz, ve koçun molalar sonrasındaki uyarılarıyla düzen içine girince oldukça iyi paslar veriyor (Son maçta 9 asisti var). Atletizmi ve çabukluğuyla takıma hem savunmada, hem de hücumda yararlı olabiliyor. Ancak, oyun kurma meziyetlerini geliştirmesi için belli bir zaman gerekiyor. Burada koçun kararı önemli. Eğer koç gitmesini istiyorsa gönderilebilir, ya da kalmasını istiyorsa sabredilebilir (Bu satırları yazdığımda bir transfer haberi yoktu, fakat Twitter'da Eyüp Yıldız'ın bildirdiğine göre yerine bir transfer transfer hamlesi gelecekmiş. Hayırlısı olsun).
Hardy konusuna gelince, taraftar nezdinde sevilen ve uzun zamandır takımımızın formasını giyen bir isim. Fakat bu sezona gerçekten kötü başladı, ve daha da sıkıntılı olansa, parkede tamamen isteksiz, hatta ruhsuz görünmesi. Hiçbir zaman üst düzey bir savunmacı olmayan ve undersized fiziği nedeniyle 3 numarada değerlendirilemeyecek olan (daha üst seviyelere, sözgelimi Euroleague seviyesine çıkamamasının en temel iki nedeni bunlardır) Hardy'nin en temel özelliği elit bir skorer olması. Gerçekten Hardy, oyunun sıkıştığı dönemlerde ekstra işler yaparak takıma nefes aldıran, şutlarıyla, penetreleriyle ve aldırdığı faullerle hücumda adeta lokomotif görevi gören bir isimdi. Stipanovic'le oynadıkları ikili oyunlar da takımı takip eden her taraftarın aklındadır. Şimdiye baktığımızdaysa, takıma hücumda en ufak katkısı olmayan, savunmada eskisinde de kötü bir şekilde yokları oynayan, Alper'in gönderilişiyle (gidişi değil) takıma kaptan yapılmasına rağmen kendisini motive etmekten dahi yoksun bir oyuncu görüyoruz. Ayrıca kulübün maddi açından bu kadar sıkışık olduğu dönemde oldukça ciddî bir ücret alıyor (yıllık 450 bin dolar). Ve ne yazık ki değil Türkiye ligi, tüm Avrupa liglerinde, aldığı paraya karşılık bu kadar etkisiz oynayan bir guard yok diyebiliriz (GS'nin guard ikilisi Russ Smith ve Justin Dentmon bu durumun istisnasıdır). Mantıklı olan, ya zamanında Velickovic'te yaptığımız gibi bir ücret indirime gitmek, ya da kısa zamanda yolları ayırarak yerine bir transfer yapmaktır. Belki Hardy gönderilip Lee 2 numaraya çekilip, 3 pozisyonu için bir transfer yapılabilir, işin o kısmı koçun taktiksel değerlendirmesine kalmış. Sonuç olarak, duygusal davranıp, Hardy bir zamanlar bize katkı sağladı diye şu anki hâline sabredemeyiz, hele küme düşme tehlikesi ortadayken.
Malcolm Lee'den bahsedecek olursak, yaşadığı ciddî sakatlıklar sonrasında NBA'de tutunmayı başaramayıp önce D-Lig'in, sonrasında ise Porto Riko'nun yolunu tutmuş. Her şeyden biraz yapan fakat hiçbir özelliği üst düzey olmayan bir oyuncu diyebiliriz kendisi için. Şutörlüğü, atletizmi, çabukluğu, oyun görüşü orta seviyede. İyi bir pasör fakat direkt olarak oyun kurucu pozisyonunda takıma katkı sağlayacağını düşünmüyorum. Eğer Hardy gönderilecekse 2 numarada değerlendirilmesi isabetli olabilir. Neticede, çok yönlülüğüyle faydalı olabilecek bir oyuncu.
Kadji için ne söylesek bilmiyorum. En önemli özelliği pick and pop setinde dışarı devrilip şut atmak olan Kadji, zaten pota altında dominant bir uzun değildi fakat iyice uyuşuk ve hantal bir hâle bürünmüş. Tıpkı Hardy'de olduğu gibi, geçmiş senelerde bildiğimiz Kadji bu muydu yoksa kayıp ikizi mi oynuyor şaşkınlığına kapılıyoruz. Şu hâliyle koçun kendisine fazla sabredebileceğini düşünmüyorum, Rytas kariyeri gibi Trabzon macerasının da kısa sürede sonlanması an meselesi desek yanlış olmaz.
Green için direkt Oğuz Zeytin'in ifadesini kullanacağım. "Doğru" oynuyor. Yani bu cümleden ne anlıyorsanız, onu yerine getiren bir isim Green. Belki savunmada kendisini paralayıp artistik bloklar yapmıyor (zaten üst seviyede olmayan atletizmi yaşadığı sakatlıkların etkisiyle azaldı), ama savunmada doğru konum alarak hem sırtı dönük, hem de yüzü dönük uzunları iyi savunabiliyor. Ayrıca çok değerli yardım savunması katkısı veriyor. Özellikle ilk iki maçta Wright'a yaptığı yardım savunmasına dikkat etmek gerekir. İşin hücum tarafında eskisi kadar çevik olmasa da, oyun bilgisiyle kendisine orta mesafeden şut açısı yaratabiliyor, ya da içeriyi zorlayıp sayı ya da faul alıyor. Takımın değerli bir parçası olan Green, umarım önemli bir sakatlık problemi yaşamaz ve takıma katkı sağlamaya devam eder.
Julian Emil Jamaal Wright... Saygımdan tüm adını yazıyorum buraya. Bir oyuncu takıma her yönden faydalı olursa, takım arkadaşları çoktan pes etmişken tek başına kalmışken ciddiyetle savaşmaya devam ederse ona saygı duymamak mümkün değil. İşte Wright da böyle bir oyuncu, hem yetenekli, hem istikrarlı hem de ciddî. Her mevkideki açıkları kapatmaktan yorgun düşebiliyor, şut ritmi iyice bozulabiliyor maç içerisinde. Ama o kadarı da olsun diyelim, bir oyuncu 5 numarada başladığı maçı 1 olarak tamamlıyorsa tamamen dengeli oynaması çok zordur. Wright bu kulübün bayrak adamı olabilecek bir isim, maşallah diyelim. Allah nazarlardan sakınsın.
Bir paragraf da yerlilere açalım. Bu sezona düşük bir bütçeyle başladığımızdan, yerlileri esasen rol oyuncusu olarak değil de, yabancıları dinlendirmek amacıyla aldığımızı söyleyebiliriz. (Fakat yanlış kadro mühendisliği, yabancıları birbirini tamamlayıcı şekilde seçmememiz sonucu takımda rol oyuncusu bir yerli ihtiyacı doğurdu.) Kaptan'ın gönderilmesiyle birlikte takımım en tecrübeli yerlisi olan Erol Can, özellikle savunmada kendisinden beklenen katkıyı vermekten uzak kaldı. Dusan Green'in yokluğunda Karşıyaka maçında uzun rotasyonunda beklenen katkıyı verdi ama bu performansını sezon geneline yayabileceği büyük bir soru işareti. Nikolov ise, Büyükçekmece maçında Moody'ye nazaran daha derli toplu bir görüntü çizse de, genel anlamda hiçbir zaman üst seviyeye çıkamayacak ve bir altyapı efsanesi gibi. Ondan da beklentiyi yüksek tutmamak gerekir. Ozan Anton ise koç tarafından pek düşünülmüyor, maçlar koptuktan sonra dahi çok kısıtlı süreler alması da bunu kanıtlar nitelikte. Belli ki rotasyonu doldurmak amacıyla yapılmış bir hamle.
Mustafa Baştürk'e ayrı bir parantez açalım, sezonun Julian Wright ile birlikte en güzel iki kazanımından biri Mustafa. Zaten Wright haricinde takımın gardı düştüğünde savaşan, yenilgiyi kabullenmeyen tek isim de o (Lee ve Green'i beğensem de, takımla birlikte onların da ritmi düşüyor, takıma ayak uyduruyorlar). Bazarevich de Mustafa'nın bu gayretini görüp ona süre vermeye başladı. Eğer yerli kısa takviyesi yapılmazsa ve Mustafa da performansını daha yukarılara taşırsa aldığı süreler de giderek artacaktır.
Koç hakkında net bir kanıya varmak için henüz erken olduğundan, yukarıda belirttiğim eleştiriler haricinde bir yorum yapmayacağım. Görüldüğü üzere, Trabzonspor MP'de işler pek yolunda gitmiyor, ortada o kadar çok sıkıntı var ki nadir olan olumlu yanları gölgeliyor. Fakat yine de, ne olursa olsun bu takımın yanında olacağız. En büyük beklentimizse, maçları kazanmak ya da kaybetmekten öte, parkede savaşan, Trabzonspor ruhuna yakışan bir takım görebilmek. Sözlerimi noktalarken, Darüşşafaka Doğuş ve önümüzdeki diğer maçlarda takıma can-ı gönülden başarılar diliyorum.

[Ozan Yılmaz]

Hala düşmeyiz diyebiliyor muyuz?

[axelman]

Kaptan Alper Saruhan, Sakarya'ya gitmiş.

[Oğuz ZEYTİN]

Kaptan Alper Saruhan, Sakarya'ya gitmiş.

Ailevi nedenler???

[ccd6167]

Ailevi nedenler???

Telekomda hoca istemedi oğuz onu. Boşta kalmaktansa oraya gitti

Bence ailevi nedenler bahane gibiydi

[axelman]

Ailevi nedenler???

Sakarya-Ankara arası 1 saat. Şakası bir yana külüp bulması güzelde olan yine bize oldu. İşte bunlar hep Mala kafası.Her sene aynı teraneler. Abiş başkanda 3 numara alacağız dedi Çekmece maçında hala bekliyoruz. Nasıl yönetilmezin uygulamalı örneğiyiz vesselam

[axelman]

Bu arada Brandon Paul ile ilgilendiğimizi yazmışlar ama bana menajer üfürmesi gibi geldi.

[Oğuz ZEYTİN]

Bu arada Brandon Paul ile ilgilendiğimizi yazmışlar ama bana menajer üfürmesi gibi geldi.

[Oğuz ZEYTİN]

Trabzonspor MP bu yaz ULEB Eurocup'tan davet aldi. Ancak TBF, FİBA'dan cekindigi icin bizim bu kupaya katilmamiz mumkun olmadi. Cunku FİBA, ulke federasyonlarini ULEB organizasyonlarina katildiklari takdirde uluslararsi turnuvalardan men etmekle tehdit ettiler.

Ancak basta İspanya olmak uzere ulkeler geri adim atmadi. Biz ve Fransa ise caydik.

Bugun Eurobasket kuralarinda gorduk ki FİBA bunca fucune rağmen yaptirim uygulayamadi.

Olan bizim gibi takimlara oldu.

[Tunç Tosun]

[Murat']

Trabzonspor Medical Park Genel Menajeri, kadroyu geç oluşturmaları nedeniyle ilk haftalarda iyi sonuçlar alamadıklarını ancak oyuncuların birlikte oynamaya alışmaları ile yükselişe geçtiklerini söyledi.


Koç Sergei Bazarevich'i de öven Mala, "Hem çok bilgili, hem çok çalışkan. Onunla birlikte takımın çok gelişeceğinden eminim." dedi.


Mala şöyle konuştu:
"Sezona kötü başladık, bunun da nedeni 3 oyuncumuzun 10 gün kala aramıza katılmasıydı. Utah Jazz ile birlikte projeyi yürütmeyi planladığımız projeyi yetiştirebilseydik onların D-League takımlarından oyuncu alacaktık. Bu proje gelecek sezona kaldı ve biz de bazı oyuncuları geç transfer ettik. İlk lig maçlarını hazırlık maçları gibi oynadık ve kaybettik. Şimdi ise takım gibi oynamak için adımlar atmaya başladık ve kazandık. Çok değerli oyuncularımız ve çok değerli bir koçumuz var. Zaman Trabzonspor'un lehine çalışacak ve bu takım gün geçtikçe daha iyi oynayacak.


Koç Sergei Bazarevich çok disiplinli, çok çalışkan, çok bilgili ve çok da iyi bir insan. Rus Milli Takım koçu olmak kolay değil. Başka bir koçla krizi atlatmamız daha uzun sürebilirdi.


İlk hafta iyi sonuçlar alamayınca taraftarda bir küskünlük meydana geldi. Bundan sonra onlardan da daha fazla destek alacağımızı umuyorum."

[Manu61]

https://twitter.com/basketsuperligi/...92243032092672

[Oğuz ZEYTİN]

https://twitter.com/basketsuperligi/...92243032092672

6/10, fena değil.

Yalnız son topu yere vururken epey öfkeli galiba? Biplememişler.

[Oğuz ZEYTİN]

BJK mağlubiyetiyle Türkiye Kupası'na katılım şansımız kalmadı.

[Murat']

Trabzonspor Medical Park'tan Kenny Kadji'nin temsilcisi Ersan Kırbaş üç aya yakın süredir ödeme yapılmadığını belirtti, "Fesih hakkımız doğdu." dedi.

Kadji'nin Trabzon'da mutlu olduğunu ve ayrılmak istemediğini ifade eden Kırbaş şöyle konuştu:
"10 gün sonra Kadji üç ay alacaklı duruma gelecek. Fesih hakkımızı kullanmak için gereken işlemleri yaptık. Kadji'ye Avrupa'dan gelen teklifler de var ama umarız çok kısa zamanda ödeme yapılır ve Kadji mutlu olduğu Trabzon'da kalır."

Şöyle bir haber çıkmış basketfaul'de.

[Cengiz Çubukcu]

haber üzücü ama en azından yabancı bir basketbolcumuzun Trabzon'da mutlu olduğunu öğrenmiş bulunduk