Bu ilk hikayemi daha evvel "Günün Eğlencesi" başlığında anlatmıştım. Bilenlere ikinci baskı olacak ama, ne yapalım?
Ben yedi sekiz defa çeşitli vesilelerle Trabzon'a gitmiş biriyim. Bu gidişlerimin birinde, annemin devamlı çantasında bulundurduğu yassı ve yuvarlak şişeli cep kolonyası kayboldu. Yeni bir tane almaya karar verdik. Ama enteresandır, Trabzon'da o tür bir kolonya bulamıyorduk. Ne kadar eczane, bakkal, market dolaştıysak, nafile.
Artık ümidi kesmiş bir şekilde, köhne bir bakkalın önünde bekleyen altmış yaş civarında sakallı bir hemşerinize sordum:
-"Küçük cep kolonyası var mı?"
-"A bele yuvarlak? (İki elinin baş ve işaret parmaklarını yuvarlak yaparak)"
-"Evet."
-"Saat kapağu cibi."
-"Tamam işte o."
-"Yok."