Sayfa 1 Toplam 31 Sayfadan 1 2 3 11 ... SonuncuSonuncu
Toplam 773 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 25 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Uzay, Bilim, Komplo Teorileri Ve Diğer İddialar

  1. #1
    Samet Türkmen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    26.11.2006
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    36
    Mesajlar
    5,274

    Standart Uzay, Bilim, Komplo Teorileri Ve Diğer İddialar

    Uzaydaki araştırmalar için önemli bir haberle yeniden konumuzu başlatalım

    Güneş Sistemi Dışındaki İlk Bulut Haritası



    Gökbilimciler, Güneş Sistemi dışında kalan bir gezegenin ilk kez bulut haritasını çıkardı. Güneş’ine çok yakın bulunan Kepler-7b gezegeninin, buna rağmen batı yarıküresinin kuzeyinde bulutlara sahip olduğu belirlendi.

    Massachusetts Institute of Technology (MIT) araştırmacısı Brice-Olivier Demory, “Kepler ve Spitzer ile üç yıldan bu yana gözlemlediğimiz gaz devinin düşük çözünürlüklü haritasını çıkarmayı başardık... Böyle bir gezegende kıta ve okyanuslar görmeyi beklemiyorsunuz. Ancak bulut olduğunu düşündüğümüz yapılar tespit ettik.”

    Haberin Devamı : http://www.ntvmsnbc.com/id/25469956/

  2. #2
    Enisc - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    12.06.2013
    Nereden
    Trabzon
    Mesajlar
    2,243

    Standart

    Açıldı
    ● Koyu Bordo - Açık Mavi ●
    ____________________
    "This is the club"

  3. #3
    Öznur61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.12.2012
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    26
    Mesajlar
    5,172

    Standart

    Bu aralar Astronomiye ve Arkeolojiye ilgim fazlalaştı.
    Astronomi yada Arkeolojiyle ilgili kitap önerin varsa alırım Samet abi Özellikle Astronomi

  4. #4
    Samet Türkmen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    26.11.2006
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    36
    Mesajlar
    5,274

    Standart

    Alıntı Öznur61 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bu aralar Astronomiye ve Arkeolojiye ilgim fazlalaştı.
    Astronomi yada Arkeolojiyle ilgili kitap önerin varsa alırım Samet abi Özellikle Astronomi
    İnan ikisi hakkında da hiç kitap okumadım ama bu konuda aşırı bilgili kişileri tanıyorum. Bu gece sorarım onlara

  5. #5
    Enisc - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    12.06.2013
    Nereden
    Trabzon
    Mesajlar
    2,243

    Standart

    Uzayla ilgilenen arkadaşların uzayın derinliklerinde kaybolacakları muhteşem bir program

    WorldWide Telescope

    Uzayla ilgili bulabileceğiniz tüm görüntüler bu programda. Tüm görünen evren, takım yıldızları, nebulalar, karadelikler, gezegenler, uzay araçlarından çekilen fotoğraflar..

    Eskiden ücretli olan bu programı worldwidetelescope.org 'dan ücretsiz bir şekilde indirebilirsiniz.

    ● Koyu Bordo - Açık Mavi ●
    ____________________
    "This is the club"

  6. #6
    Mert Oğuzlu61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.06.2009
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    30
    Mesajlar
    19,963

    Standart

    uzayın derinliklerine bir uzay aracıyla yolculuk... bilinmeyen bir gezegene iniş. burada uzay aracına girecek olan Alienler... arkadaşlarım tek tek ölüyor, gemide tek ben kalıyorum. ve sonrasında gerilimli anlar.


    offff bee ne güzel olurdu. böyle bir macera yaşamak isterdim, çok mu psikopatım ?


    önemli not : outlast oyununu hala oynayamıyorum, oyunun başındayım ve böyle alienli bir hayalim var.


    tamam kaçtım by(:
    "Dağlardan yağmur gibi geçtiler, çayırlardan yel gibi estiler. Günler batıdan battı bile, tepelerin ardından gölgeler içine. Nasıl bu hale geldik?"

  7. #7
    seyyah61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09.12.2006
    Nereden
    Almanya
    Yaş
    39
    Mesajlar
    2,832

    Standart

    Uzay bilimi ile ilgilenen arkadaslara, dis gezegenlere yolculuk konulu gercekci birkac film önereyim:

    Sunshine:

    http://www.imdb.com/title/tt0448134/

    Europa Report:

    http://www.imdb.com/title/tt2051879/

    Sonu haric Mission to Mars:

    http://www.imdb.com/title/tt0183523/

    ve son olarak biraz fantastik korku filmi de olsa Event Horizon:

    http://www.imdb.com/title/tt0119081/

    Ayrica uzayda gecen bilim kurgu/hayatta kalma konulu filmlerden Riddick üclemesini öneririm.
    Pitch Black-Chronicles of Riddick ve Riddick filmleri.

    Son zamanlarda cikan
    Oblivion, After Earth ve Elysium da ortalama bilim kurgu filmleriydi.
    Cloud Atlas da tam bilim kurgu sayilmasa da teget gecmis ama cok güzel kurgusu olan bir film.

    Üc gün önce izledigim George Clooney ve Sandra Bullock'un oynadigi Gravity de cok güzel ve gercekci bir filmdi. Herkese tavsiye ederim.

    http://www.imdb.com/title/tt1454468/

    Bunlar arasinda Sunshine'i izlemediyseniz onunla baslayabilirsiniz bu filmleri izlemeye.

    Bir de Serenity ve Star Trek, Prometheus tarzi filmler var fakat onlari bu kategoriye koymuyorum. O filmler daha cok aksiyon/macera filmleri kategorisine girer ve kendi bilimsel gerceklikleri olan filmlerdir.
    Konu seyyah61 tarafından (05.10.2013 Saat 22:56 ) değiştirilmiştir.
    "Hoy, mañana y siempre con el Barça en el corazon"
    "Bütün kış işedikleri denizlere/Yazın yüzmeye gidenlere yuh...
    Sana da yuh, bana da yuh..."

  8. #8
    seyyah61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09.12.2006
    Nereden
    Almanya
    Yaş
    39
    Mesajlar
    2,832

    Standart

    Bir de Moon var az daha unutuyordum.

    http://www.imdb.com/title/tt1182345/

    Benim gibi fantazi bilim kurgu'dan cok gercekci bilim kurgu sevenlere kesinlikle tavsiye ederim.
    "Hoy, mañana y siempre con el Barça en el corazon"
    "Bütün kış işedikleri denizlere/Yazın yüzmeye gidenlere yuh...
    Sana da yuh, bana da yuh..."

  9. #9
    Samet Türkmen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    26.11.2006
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    36
    Mesajlar
    5,274

    Standart

    Sunshine filmini begenen insanları görmek güzel

  10. #10
    Enisc - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    12.06.2013
    Nereden
    Trabzon
    Mesajlar
    2,243

    Standart

    Alıntı Mert Oğuzlu61 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    uzayın derinliklerine bir uzay aracıyla yolculuk... bilinmeyen bir gezegene iniş. burada uzay aracına girecek olan Alienler... arkadaşlarım tek tek ölüyor, gemide tek ben kalıyorum. ve sonrasında gerilimli anlar.


    offff bee ne güzel olurdu. böyle bir macera yaşamak isterdim, çok mu psikopatım ?


    önemli not : outlast oyununu hala oynayamıyorum, oyunun başındayım ve böyle alienli bir hayalim var.


    tamam kaçtım by(:
    yapma bunu yapma bunu ulan neden 50. yüzyıllarda falan doğmadık ki. Belki uzaylılar insanoğluyla tanışırdı. Belkide yaklaşan dünyanın sonu insanoğlu'ya yeni gezegenler arayışı içinde bıraktırırdı. belkideee.. tamam..

    Bu arada film demişken sağlam filmler var bilim-kurgu. En yakın zamanda yazarım

    Edit: sanırım yazacağım filmlerin bir çoğu yukarda var. Ama yinede arşive bakarım farklı var mı diye
    ● Koyu Bordo - Açık Mavi ●
    ____________________
    "This is the club"

  11. #11
    Samet Türkmen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    26.11.2006
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    36
    Mesajlar
    5,274

    Standart

    Mert'in dediği konu geçenlerde Discovery Channel'da işlendi;

    "Uzaylılar gerçekten düşmansa ne olur ?" Bir bilimadamı besin değerini dikkate alırsak bizi besin olarak görebileceklerini söylüyordu. Sonunda da ekliyor : "Umarım tadımızı beğenmezler"

  12. #12
    Öznur61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.12.2012
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    26
    Mesajlar
    5,172

    Standart

    Alıntı Samet Türkmen Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    İnan ikisi hakkında da hiç kitap okumadım ama bu konuda aşırı bilgili kişileri tanıyorum. Bu gece sorarım onlara
    Sordun mu Samet abi artık bu konuları işleyen kitaplar okumak istiyorum

  13. #13
    Samet Türkmen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    26.11.2006
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    36
    Mesajlar
    5,274

    Standart

    4 kisiye sordum hicbirinden ses çıkmadı henüz

    Kitap da iyidir ama sen evdekilere National Geographic ve Discovery Science izlemek istedigini söyle bence. O ikisi yeter
    Konu Samet Türkmen tarafından (07.10.2013 Saat 18:52 ) değiştirilmiştir.

  14. #14
    Enisc - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    12.06.2013
    Nereden
    Trabzon
    Mesajlar
    2,243

    Standart

    Dünyada geçen :

    Battle: Los Angeles : Uzaylılar dünyayı istila ediyor. Savaş.
    Skyline : İlginç bir film. Devasa bir gemi şehrin üzerinde duruyor. Yaydığı ışıkla insanları bir nevi hipnotize ediyor.
    Attack the Block : Gökten yağan uzaylılar küçük genç bir çetenin peşinde.
    I Am Number Four : Garip uzaylılar onların peşinde.
    Battleship : Uzaylılarla denizde geçen bir savaş.
    K-Pax : K-Pax gezegeninden gelen adam akıl hastanesindeki hastalara umut oluyor.
    Knowing : Aslında uzaylı neredeyse hiç yok gibi. Ama sağlam film.
    Cowboys & Aliens : Uzaylılar tek tek kasabadan insanları avlıyor. Kovboylar onların peşine düşüyor.
    District 9 : Afrikaya devasa bir gemi iniyor fakat geminin kapısı günlerdir açılmıyor. Sonunda insanlar uzaylılarla iletişime geçiyor.
    Oblivion : Yağmacılarla yapılan savaşta insanlar dünyayı terk etmek zorunda kalıyor.

    Uzayda geçen :

    Dark City : Uzayın derinliklerinde ilginç bir dünya. Bu dünyada hiç güneş doğmuyor.
    Moon : Anlatırsam spoiler olur.
    Predators : Bir grup insan bir anda kendini düşerken buluyor. Düştükleri yer ise dünya değil.
    Prometheus : İnsanoğlu yaratıcısını bulmak için uzayda yolculuk yapıyor.
    Star Trek : Bir çok gezegen bir çok ırk bir çok uzaylı. Ama içlerinden biri intikam için geri dönüyor.
    Cargo : Yaşam kalmayan dünyadan göç eden insanlar boşlukta bir koloni kuruyor. Bir grup insan o kolonide yaşarken diğerleri yeni dünyada yaşıyor.
    ● Koyu Bordo - Açık Mavi ●
    ____________________
    "This is the club"

  15. #15
    BMN Yönetim Kurulu Yiğit Gayretli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09.12.2005
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    34
    Mesajlar
    33,935

    Standart

    Konuyu biraz değiştireyim.

    Yerebatan Sarnıcı'ndaki ters ve yan duran Medusa Başı taşları hakkındaki efsaneleri paylaşalım arkadaşlar. O taşlar neden orada? Neden sarnıcın en dip köşesinde ve neden ters?
    Forum Kurallarına aykırı gördüğünüz mesajları ve üyeleri kullanıcı panelinde bulunan (ikaz tuşu) tıklayarak raporlamanızı rica ediyoruz..
    Ayağa KALK!

  16. #16
    Selim Turan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09.02.2006
    Nereden
    Trabzon
    Mesajlar
    1,846

    Standart

    BELGELERLE MEDUSA VE ŞAHMERAN

    Medusa hakkında, bugüne kadar ortaya çıkmamış, tarihi öneme haiz bir belge ile yine bilinmeyenleri açıklıyoruz.

    Medusa ile ilgili olarak; rivayetler, mistik hikâyeler, inançlar vs. birbirinden farklı birçok anlatım günümüze kadar ulaşmıştır.

    Ayrıca Medusa hakkında bugüne kadar pek çok efsane anlatılmıştır…

    Medusa, bir kadındır. Saç örgüleri yılan şeklindedir. Baktığı insanı ‘taş’ eder vs. gibi rivayetleri burada uzun uzun anlatmayacağım.

    2010 yılının ilk yarısında Medusa karakterine, ‘Titanların Savaşı’ filminde rastladık. Filmin afişine baktığımızda; kafası kesilmiş halde bulunan Medusa’nın saçları yılanlı haliyle başta büyük şehirlerimiz olmak üzere her yerde bilboardlara asıldı.



    Medusa ile ilgili olarak bizim tarihimizde de çok az bilgi vardır: Kime sorsanız, ‘İstanbul Sultanahmet’te, Yerebatan Sarnıcı’nda Medusa’nın mezarı/heykelleri var’ diyeceklerdir. Dev mermer sütunlar, birkaç mermer sütün üzerinde Medusa’nın kabartma taş üzerine işlenmiş yüzü ve saçları yılanlı hali ve buna benzer figürler… Bunlara ek olarak Medusa ile ilgili bilgiler, Yerebatan Sarnıcı tanıtım kitapçığında yer almaktadır.



    Anlatılanlar ne kadar doğru ne kadar yanlış, bilemeyiz…

    ‘Tarih belge ile yapılır.’ diyenlere şimdi bazı belgeler göstereceğiz.

    Tarihin tozlu sayfalarını arayalım: Sırdaş’tan Medusa ile ilgili öyle bir belge ve bilgi çıkmıştır ki, bu konuda bilinen bütün ezberleri bozmuştur.

    Şimdi konuyu Sırdaş’ın kayıtlarından izleyelim:


    Yıl 1456. Fatih Sultan Mehmet’in huzuruna, Venedik’ten, İtalyan asıllı bir heyet gelir. Sultan’a sunmak üzere, birçok değerli hediyeler vardır yanlarında. Araya hatırlı kişileri, elçileri aracı yaparak, Fatih Sultan Mehmet ile ısrarla görüşme talep ederler.

    Padişah, gelen bu heyeti, onca rica ve minnete rağmen huzuruna kabul etmez. Elçilerle görüşmesi için Vezir-i Azam’ı görevlendirir. Venedik’ten gelen bu heyet, çaresiz, Vezir-i Azam ile görüşürler.

    Görüşmenin konusu: "Sultanahmet’te bulunan Yerebatan Sarnıcı ve içinde bulunan hazine" ile ilgilidir. Görüşmenin konusu oldukça ilgi çekicidir. Hazineden bahseden heyet, Vezir-i Azam’a hazinenin yerini söylemez… Hazinenin yerini söylemek için şu şartı öne sürerler: “Hazinenin yerini, sadece Padişah’a” söyleyeceklerdir. Bunun için, tekrar Padişah’tan görüşme talebinde bulunurlar.

    Vezir-i Azam, heyet ile aralarında geçen konuşmaları Padişah’a aktarır.

    Fatih Sultan Mehmet Han’ın siyasi dehası bilinmektedir. ‘Bu işin içinde bir iş olabilir,’ diyerek heyetten bir temsilci ile görüşmeyi kabul eder. Belirlenen tarihte, seçilen temsilci, Fatih’in huzuruna çıkar ve şunları anlatır:

    ‘Yerebatan Sarnıcı diye bilinen mekânın içersinde bir hazine vardır. Hazine denilen şey; altın, gümüş, mücevher gibi maddi değeri olan şeyler değildir. Hazine, özel yapılmış bir lahit ve lahdin içindeki cesettir.’

    Bu lahit ve içindeki ceset, Venedikli elçiye göre, ‘hazine değerindedir.’ Cesedin ise ‘Medusa’ diye adlandırılan efsanevî kişiye ait olduğu belirtilir. Bu ceset, mumyalanmış haldedir, Medusa diye tabir edilen saçları yılanbaşı ile yaratığı andıran bir şekildedir.

    Fatih Sultan Mehmet Han’dan talepleri ise; ‘kendileri için çok önemli olan bu lahdi ve içindeki cesedi’ gelen bu heyete vermeleridir. Bu lahdin ve içindeki cesedin kendilerine verilmesi karşılığında da, Fatih’e birçok şey önerdikleri bilinmektedir.

    Sırdaş’a kadar intikal eden bu bilgiler arasında, bir de şunlar da vardır: ‘Venedik’ten gelen elçilerin Hıristiyanlarla bir alakası olmadığı, gizemli, paganist bir tarikatın üyeleri olduğu’ bilgisi de vardır.

    Bundan sonrası hakkında pek bir bilgi bulunmamaktadır…

    Fatih Sultan Mehmet’in bu lahdin, çıkarılıp çıkarılmamasına izin verip vermediği ile ilgili sır bilgiler Abdülhamid Han’a kadar ulaşır. Abdülhamid Han, bu eksik kayıtları büyük bir ilgi ile takip eder ve işin ehillerine de konuyu incelettirir.

    Abdülhamid Han’ın bu işle ilgilenerek takip etmesi, Medusa ile ilgili olarak, tarihi yanlışların önüne geçilmesini sağlamıştır. Sultan’ın uzak görüşlülüğü sayesinde, maksatlı olarak çarpıtılan bazı bilgilerin, doğru bir şekilde günümüze kadar ulaşması temin edilmiştir. Sultan, Sırdaş’a da öyle bir delil koyar ki, işte ilk defa Türk ve dünya tarihine katkı olacak bu tarihi belgeyi sizlere sunacağız.

    Sultan Abdülhamid Han’ın, gizemli olaylara, sırlı hikâyelere olan ilgisi bilinmektedir. Sherlock Holmes’in hikâyelerini, İngilizceden Osmanlıcaya çevirttiği, okuduğu ve kütüphanesine koyduğu yine Homeros’un, İlyada ve Odysseia isimli eserlerini de aynı şekilde çevirtip, okuduğu bilinmektedir.

    Abdülhamid Han’nın, Medusa ile ilgilenmesinin sebebi, Sırdaş'taki kayıtlardan hariç; Sultan’a, bu konu ile ilgili olarak yine birkaç elçinin geldiği, Vezirlerine, Yerebatan Sarnıcı’ndaki hazine ile ilgili bir şeyler fısıldadıkları, bu konuya olan ilgisini daha da arttırmıştır.

    Abdülhamid Han, Devlet-i Âliye’nin bunca işi arasında, bu konuyu da ihmal etmemiş, görevlendirdiği birkaç kişi ile bu konunun iyice araştırılmasını sağlamıştır.

    Medusa ile ilgili olarak gelen heyetle, Sultan’ın vazife verdiği görevliler temasa geçmiş, edinilen bilgiler Padişah’a rapor edilmiştir.

    Araştırma neticesinde, gelen kişilerin kimlikleri ve ait oldukları teşkilatı (muhtemelen İlluminati tarzı bir örgüt) öğrenen Sultan Abdülhamid Han, bu heyetin taleplerini geri çevirmiş ve heyetten aktarılan bilgiler doğrultusunda da bu lahdi çıkarmaya karar vermiştir. (Arada yine birçok olay olmuştur ki, biz bu kısımları şimdilik geçiyoruz.)

    Abdülhamid Han’ın görevlendirdiği bir heyet, Derviş’in emri altında 'Medusa' ile ilgili çalışmaya başlamış, bu ekibe Yıldız İstihbaratı’nın en seçkin üyeleri de eşlik etmiştir.

    Uzun uğraşlar sonucunda, Yerebatan Sarnıcı’nın -bugün kapanan dehlizlerinde- söz konusu lahit bulunmuştur.

    Burada kısa bir not yazmakta fayda var: Bugünkü Yerebatan Sarnıcı birçok dehlizlere sahiptir. Bir ucu Haliç’e, bir ucu Ayasofya’ya hatta “Binbirdirek Sarnıcı” ile bağlantılı olduğu bilinmektedir.

    Günümüze gelene kadar, dehlizlere duvarlar çekilmiş, ağızları kapatılmış, birçok sırrı da örtülmüştür.

    Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz günlerde; “Ayasofya’nın Sırrı Ortaya Çıktı” diye büyük bir hengâme kopmuş ve bu olay medyada geniş yankı bulmuştu. (http://www.hurriyet.com.tr/pazar/12196331.asp) Bu dehlizlerden birine girilmiş ve çekimler yapılmıştı. Bir grup arkeolog ve bilim adamı eşliğinde yapılan bu çalışmalar neticesinde, Ayasofya’nın 150-200 metre altındaki derinliklerde su kuyularının bulunduğu, İngilizlerin İstanbul’u işgal ettikleri dönemde, İngiliz askerlerinin bu kuyulara girip öldükleri anlaşılmıştır. Ölen askerlerin eşyaları da teşhir edilmiştir.

    Yapılan bu çalışmalar neticesinde, dehlizlerin nerelere kadar gittiği bilinmiyor, bu konuda yapılan çalışmalar ne aşamada bilmiyoruz. Acaba yapılan bu çalışmaların Medusa’nın lahdi ile ilgisi var mı, bilmiyoruz…

    Yine geçtiğimiz günlerde, İstanbul’un röntgeni çekilmiştir. Bu çekimler neticesinde, bugünkü Çemberlitaş’ın alt kısımlarında, Yerebatan Sarnıcı gibi bir yapının olduğu tespit edilmiştir. Sarnıcın korunması ile ilgili medyada son zamanlarda birçok haber çıkmaktadır.

    (http://www.haber7.com/haber/20100726...-cokebilir.php) Sarnıcı korumak için üzerindeki bazı yerlerin kapatılacağı söylenmektedir. Bu konuyla ilgili olarak Dünya Bankası’nın da finans ayırdığı bilinmektedir. Acaba bu bölgeye olan ilgi nedendir?

    Biz yine konumuza dönelim:

    Abdülhamid Han’ın araştırmaları netice vermiş ve lahit bulunmuştu. Abdülhamid Han lahdi bizzat yerinde görmüş, tonlarca ağırlıktaki bu lahdin kapağı indirilmiş, lahdin içinde görenleri dehşete düşüren bir yaratık görülmüştür.

    İnsan başına benzeyen, kıvrımlı kıvrımlı dev bir yılan gibi, mumyalanmış, ancak bozulmaya başlamış bu yaratığı, orada bulunan çok az kişi görmüş ve onu görenler hayretler içerisinde kalmışlardır.

    Abdülhamid Han, bir fermanla, lahdin derhal korunmaya alınmasını, görülen bu lahdin ve içindeki yaratığın kimseye anlatılmamasını emretmiştir.

    Abdülhamid Han, bu konuyla ilgili olarak, ne yapacaklarına dair istişare etmek için, derin ehl-i ulema ve gönül gözü açık kişilerle çok gizli bir toplantı yapmıştır. Yapılan bu toplantı neticesinde; ortaya bir çok görüş atılmasına rağmen, şu görüş ağırlık kazanmıştır: Lahit ve içindeki cesed, halkta çeşitli fitnelere sebep olunmaması için gizlenecektir.

    Ancak Abdülhamid Han, Derviş ve Sırdaş’ın bu konuyla alakalı bir tereddütleri vardır: Bu lahdi tekrar saklarlarsa, bu lahdin sırrını bilen şer güçler, ona büyük önem atfedenler, bu lahdin yerini tekrar öğrenebilirler mi?

    Ertesi sabah ayrı bir heyetle konuyu istişare eden Sultan Abdülhamid Han, yine zekice bir karar vermiştir:

    Lahit, gün ışığına çıkarılacak ancak içindeki ceset/yaratık gizlenecektir.

    Abdülhamid Han, bu cesedin neye ait olduğunu merak etmiş ve öğrenmek istemişti. Bu ceset, neye ait olabilirdi? Bunun için yurt dışından ünlü bir biyolog bilim adamı getirildi. Cesedi, bu bilim adamına gösterdiler. Cesedi gören bilim adamı, dehşete düştü.

    Getirilen bu bilim adamı, incelemesinin neticesini Padişaha sundu. Raporda şu ibareler oldukça dikkat çekiciydi: ‘Bu bozulmaya başlamış olan, dev görünümlü, insan başına benzeyen, yılan gibi kıvrılmış bu yaratık, muhtemelen dinozor çağından kalan dev bir yılan veya dinozora benzeyen bir yaratık…’

    Bozulmaya başlamış olan bu mumya, insan başını andırdığı için mi insan denmekteydi?

    Acaba bu cesedi halk görseydi ne derdi? Belki de ‘dev bir ejderha’ diye adlandıracaktı.

    En ilginç olanı ise, o lahdin orada olduğunu ve lahdin sırrını bilen birilerinin (şeytani bir tarikat) asırlarca orada ayin yapmalarıdır.

    Bu sırrı Fatih döneminde, Fatih’in bildiğine göre, bu örgüt, lahit ile ilgili sırrı kendi üyelerine, lahitteki cesedi göstererek veriyorlardı.

    Ta ki, şöyle bir kayıta rastladıktan sonra işin durumu değişmiş olabilirdi:

    Bir çingene çocuğu, rivayetlere göre dehlizlerden birine girmiş, çıkamamış, cesedi gördükten sonra o da sırra vakıf olmuş, dışarı çıktıktan sonra tüm İstanbul halkına: ‘Ben Şahmeran’ı (yarı insan yarı yılan) gördüm demesiyle ve bu söylentinin yayılmasıyla olayın boyutu başka bir yöne kaymıştır.

    Kayıtlarda kopukluk olduğu için biz kara kaplı Sırdaş’taki kayıtları esas alıyoruz.

    Sırdaş’ta bu konuyla ilgili ayrıca şunlar yazılı: Tonlarca ağırlıktaki bu lahdi, devrin en güçlü hamal ve tulumbacıları, urganlarla, bin bir güçlükle gün yüzüne çıkarmışlar, bugünkü Fatih Camii’nin avlusuna götürüp, halka kısa bir süreliğine teşhir etmişlerdir.

    Sultan Abdülhamid Han’ın emriyle lahdin resmi çekilmiş ve devrin gazetelerinde yayınlattırılmıştır. İşte o dönemde yayınlanan Resimli Gazete de çıkan bu belgeyi sizlere sunuyoruz:



    (Tulumbacıların ellerindeki kalın urganlarla çıkarılan Lahit)





    İşin ilginç kısmı, kara kaplıya giren lahdin yayınlandığı bu gazete, daha sonra bilinmeyen bir güç tarafından o dönemde toplatılmış, geride kalan nüshaları ise örtbas edilip, farklı hikâyeler anlatılarak konu özünden saptırılmıştır.

    Fatih Camii’ndeki teşhirden sonra lahit oradan alınıp, Molla Fenari İsa Camii’nin yanında bulunan, kraliçe mezarlarının yanında bir yere konulmuş, bundan sonra ki akıbeti bilinmemekle beraber, bu lahdin peşine bir çok yabancının düştüğü bilinmektedir. (İsteyen Molla Fenari Camii’nin tarihini araştırabilir.)


    Şahmeran’ın bu yaratıkla ilgisi var mıdır?

    Medusa hakkındaki bu bilgiler, Abdülhamid Han’a okunduktan ve onayını aldıktan sonra Kara Kaplı’ya kayıt edilmiştir.

    Şimdi bu konuyla ilgili bazı notlar düşelim:

    * Konstantin'in mezarı Fatih’in türbesinde değildir, bunu söyleyenler yalan söylüyorlar.

    * Lahit neden Fatih Camii’si avlusunda teşhir edilmiştir? Bu konuda Fatih’in vasiyeti olabileceğinden şüpheleniyoruz.

    * Yahudi asıllı yazar Kafka’nın, hiç basılmayan bir eseri, bir kadının bavulundan çıktı. İsrail neden ısrarla bu eseri istiyor? Almanya neden bu eseri vermek istemiyor?

    * Kafka’nın, basılmayan bu eserinde; ‘bu yaratıkla ilgili bilgilerin’ olduğu kulaklara fısıldanıyor…

    Saygılarımla…

    Oktan Keleş/On Altı Yıldız
    oktankeles@gmail.com

  17. #17
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Cyzio - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    24.02.2006
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    62
    Mesajlar
    4,719

    Standart

    Alıntı Öznur61 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

    Bu aralar Astronomiye ve Arkeolojiye ilgim fazlalaştı.
    Astronomi yada Arkeolojiyle ilgili kitap önerin varsa alırım Samet abi Özellikle Astronomi
    Tübitak Yayınları'ndan "Gökyüzünü Tanıyalım". Bilmem hâlâ satılıyor mudur ama özellikle yeni başlayanlar için çok güzel bir kitaptır. Gökyüzü atlası ve iki adet kaset de hediyesidir. Kesinlikle tavsiye ederim.

    .

  18. #18
    Samet Türkmen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    26.11.2006
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    36
    Mesajlar
    5,274

    Standart

    Konuyu hoplatacak zaman bulamadım bir türlü ama ;

    ''Evrenin başka yerlerinde de zeki canlıların var olduğunun en kesin kanıtı, şimdiye dek bizimle hiç irtibata geçmeye çalışmamış olmalarıdır.''

    Bill Watterson

  19. #19
    Muhteva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    28.09.2013
    Nereden
    Balıkesir
    Yaş
    35
    Mesajlar
    3,506

    Standart

    Samet sende benim kafadasın galiba tuttum seni zıplatırız bu konuyu merak etme

    Uzayda bizim dışımızda zeki varlıkların yaşadığı yatsınamaz bir gerçektir bunun hakkın da çok fazla kanıt vardır hiç kanıt olmasa bile Kattrilyonlarca gezegen içinde yalnızca bizim olduğumuzu iddia etmek en basit tabirle komik bir bencillik örneğidir..

    Bizim millet konu Uzay ve Ufo olduğu vakit bunu daima alay konusu yaptığı için araştırmadığı gibi bunu komedi malzemesi olarak kullanır

    Amerikan'ın ünlü istihbarat ve araştırma teşkilatı olan FBI 2012 senesin de Uzay dışı yaşam ve Ufoların gerçek olduğunu ve FBI bünyesin de Ufo masası olduğunu, bununla ilgili bir çok belgeyi basına sundu..

    Bu belgeleri dilerseniz bulup paylaşırım tabiki hepsi İngilizce..

    NASA tüm dünya halklarını bu konu hakkında uzun yıllardan beri kandırıyor KGB'de öyle NASA da çalışan bir çok Astranot emekli olduktan sonra Uzay seyahetleri boyunca defalarca Ufolarla karşılaştıklarını basına anlattlılar bunların en ünlüsü aya ilk çıkan insan Nell Armstrong'dur..

    Amerika aya Apollo adlı uzay aracıyla tam 18 sefer düzenledi bu seferlerin çoğunda Ufolarla karşılaşıldı son sefer olan 18. de Ufolarla çok ciddi yakınlaşma yaşandı ve bundan dolayı Aya sefer düzenlemek yasaklandı yaklaşık 40 yıldan beri Aya gidilmiyor..

    Hiç mantıklı olarak düşündünüzmü 1969 yılın da gidilen Aya neden günümüz teknolojisi ile yani daha rahat koşullar mevcutken gidilmiyor bunun sebebi Aya giderken ve Ayın karanlık yüzeyinde dünya dışı zeki varlıklarla karşılaşılmış olmasıdır..

    Bu konu hakkında detaylı belge ve bilgileri yakında paylaşıcam

  20. #20
    Mert Oğuzlu61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.06.2009
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    30
    Mesajlar
    19,963

    Standart

    Alıntı Muhteva Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Amerika aya Apollo adlı uzay aracıyla tam 18 sefer düzenledi bu seferlerin çoğunda Ufolarla karşılaşıldı son sefer olan 18. de Ufolarla çok ciddi yakınlaşma yaşandı ve bundan dolayı Aya sefer düzenlemek yasaklandı yaklaşık 40 yıldan beri Aya gidilmiyor..

    Hiç mantıklı olarak düşündünüzmü 1969 yılın da gidilen Aya neden günümüz teknolojisi ile yani daha rahat koşullar mevcutken gidilmiyor bunun sebebi Aya giderken ve Ayın karanlık yüzeyinde dünya dışı zeki varlıklarla karşılaşılmış olmasıdır..

    Bu konu hakkında detaylı belge ve bilgileri yakında paylaşıcam


    apollo 18 filmini izleyin beyler olay burda anlatılmış.


    yalnız merak ettiğim birşey var, apollo 18 de yer alan 2 astronot harbi geri dönemedi mi ? bilginiz var mı ?
    "Dağlardan yağmur gibi geçtiler, çayırlardan yel gibi estiler. Günler batıdan battı bile, tepelerin ardından gölgeler içine. Nasıl bu hale geldik?"

  21. #21
    Samet Türkmen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    26.11.2006
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    36
    Mesajlar
    5,274

    Standart

    Bu gezegen bizim gibileri geriyor

    11 Eylül olaylarını da kurcalayabiliriz. Biliyorsunuz bu saldırıyı ABD'nin kendisinin düzenlediğine dair aslında güçlü ama medyada çok yer bulmayan iddialar var. Örneğin o gün kulelerde çalışan 150 Yahudi'nin hiçbirisi işe gitmiyor.

    Diğer bir örnek ise çarpan bir uçak hakkında.Bazı vidyoları çeken şahıslar " Omg. Was a military plane"(Askeri bir uçaktı) diyor. Görüntülerin büyültülmüş halinde bu iddiayı güçlendiren kareler var.

    Siyonizmin müslüman topraklara saldırması için iyi bir plândı deniliyor. O günden sonra müslümanlara karşı büyük bir kin oluştu.

    Aşağıdaki vidyo 11 Eylül olayının anma törenlerinden birisine ait. Törende oluşan şekile dikkat edin. Horus'un gözünden başka birşey değil. Sizce tesadüf mü ? Bizim medyamızda sansüre uğramasından ve kayda değer bulunmamasından dolayı bunlara pek rastlayamayız.

    Konu Samet Türkmen tarafından (18.10.2013 Saat 19:43 ) değiştirilmiştir.

  22. #22
    Muhteva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    28.09.2013
    Nereden
    Balıkesir
    Yaş
    35
    Mesajlar
    3,506

    Standart

    Alıntı Mert Oğuzlu61 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    apollo 18 filmini izleyin beyler olay burda anlatılmış.


    yalnız merak ettiğim birşey var, apollo 18 de yer alan 2 astronot harbi geri dönemedi mi ? bilginiz var mı ?
    Öyle bir şey hiç duymadım sanmıyorum eğer varsa da arıza yüzünden olabilir..

  23. #23
    Muhteva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    28.09.2013
    Nereden
    Balıkesir
    Yaş
    35
    Mesajlar
    3,506

    Standart

    Apollo 11 ile aya ilk kez ayak basan Nell Armstrong ve diğer Astronotlar ile Nasa arasında geçen telsiz konuşmaların'ın o dönemde basına yansıyan kısmı;

    19 Temmuz 1969’da Apollo 11, Ay’ın etrafında dönerken Aldrin Ay yüzeyini filme almaktaydı. Bu sırada ufukta kimliği bilinmeyen disk şeklinde, ışıklı uçan nesneler ortaya çıktı. Bazen arka arkaya uçuyorlar, bazen birbirlerinden uzaklaşıyorlar, sonra gene yaklaşıyorlardı ve dünya yapısı hiçbir uzay aracının yapamayacağı manevraları yapıyorlardı. Neil Armstrog, “Gerçekten böyle bir şeyi beklemiyordum, ama onları gözlerimle gördüm” şeklinde konuşmuştur. Daha sonra, Aldrin ve Collins daha küçük bir UFO’yu filme almışlardır. Sözkonusu filmler NASA’da saklanmaktadır.

    Bilindiği üzere, Apollo 11 Ay’a iniş programında astronotlardan Armstrong ve Aldrin’in Ay yüzeyine indikten sonra 10 saat süre ile kapıları bile açmadan, her an kalkışa hazır bekleyen Ay İniş Modülü’nün içinde kalmaları öngörülmüştü. Neden? NASA’nın açıklaması, “Astronotların dinlenmesi lazımdı” şeklindeydi.

    Mayıs 1969’da, Das Beste’de yayımlanan haberde astronotların Ay’a ayak basmalarından itibaren davranışlarını şöyle anlatılmaktaydı: “Acil dönüş zorunlu olduğu takdirde buna sürekli hazır durumda bulunarak ve Ay’dan sadece fotoğraflarla dönmeye razı olarak, çantalarını acele topladıkları taş ve toz örnekleriyle dolduruyorlardı.”

    NASA hiçbir zaman bu acil geri dönüşün nedenini açıklayamamıştır.

    Aya iniş sonrası, Apollo-Houston

    Armstrong- “Burası sessizlik denizi ”

    Armstrong- “Kartal sessizlik denizinde bulunuyor.”

    Houston- “Houston sessizlik denizinde. Kontrol sistemlerinizde tüm araçların en iyi biçimde çalıştıkları görülüyor. ”

    Armstrong- “Bizimkiler de öyle.”

    Aldrin- “Varış noktasının koordinatlarını tam olarak bilmiyoruz, fakat araştırıyoruz. Kısa bir zaman sonra bunu size bildireceğiz. ”

    Houston- “Bununla oyalanmayın! Bunu biz saptayacağız. ”

    Armstrong- “Etrafımızda küçük kraterler var. Büyüklükleri 6 ile 15m. arasında. Yaklaşık yarım mil uzaklıkta izler var, sanki tırtıllı bir traktör tarafından bırakılmış gibi! Bunun dışında, Ay’ın çekimi oldukça iyi, insan kendini sanki uçaktaymış gibi hissediyor. ”

    Konuşma daha sonra Aldrin tarafından sürdürüldü. Aldrin, tanımlamalarında Armstrong’tan daha dikkatliydi, fakat buna karşılık kullandığı kelimeler karışık anlamlar içeriyordu.

    Aldrin- “Çevrede renkler az, fakat herhangi bir taş bloku olabilir. Lütfen şimdi Yörünge Kumanda Modülü’nü her an ulaşabileceğimiz bir yakınlığa yöneltin.”
    Bunların dışında, iki astronotun yer merkezi ile yaptıkları direkt konuşma da son derece ilginçti. NASA, bu konuşmaları dünya haber ajanslarına verirken sansürlemiştir. Ama konuşmaların bir kısmı başka dinleme merkezlerince tespit edilebilmiştir:

    Astronot- “Neydi o? Ne biçim şeydi? Anlamak isterdim… ”

    Houston…………..(Sansür)

    Astronot- “Bebekler kocamandı beyim… Kocaman…”

    Houston- “Ne? Ne oluyor yukarıda? Size ne oluyor Allah aşkına?”

    Astronot- “Evet evet oradaydılar.. Bazı ziyaretçiler vardı. Size söyleyeyim, orada başka uçan daireler var. Bir hat şeklinde sıralanmışlar. Kraterin kenarında bekliyorlar. ”

    8 Ağustos 1969 tarihli LIFE dergisinde yayımlanan bir fotoğraf bu konuşmalara delil olarak gösterilebilir. Fotoğrafta, Modül’ün solunda ve uzak planda, parlayan iki uçan daire açıkça görülmektedir.

    11 Ağustos’ta Kanada Minuit gazetesi büyük puntolarla Amerikan astronotlarının Ay’da canlılar görmüş olduklarını yazıyordu!

    20 Temmuz saat 10:56’da, yani Armstrong’un Ay’a ayak basmasından hemen sonra göz kamaştırıcı bir ışık görüldü. Armstrong tam konuşmaya başlamıştı ki, Houston kontrol merkezi derhal konuşmayı kesti.
    Minuit gazetesinin yazdığına göre, Armstrong yumurta biçiminde bir araç görmüştü. Aracın içinden kendilerini izlemekte olan ve kabarcık biçiminde başlıklar taşıyan insan benzeri iki yaratık çıkmıştı.
    Armstrong bu konuda Houston’a bilgi vermek isterken, kendisine bu olayların filmini çekmemesi ve derhal gizli bir kanala bağlanması emredilmişti.

    Sirius Ufo

  24. #24
    Samet Türkmen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    26.11.2006
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    36
    Mesajlar
    5,274

    Standart

    Muhteva sen de üye misin o foruma yoksa ?

  25. #25
    Mert Oğuzlu61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.06.2009
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    30
    Mesajlar
    19,963

    Standart

    Alıntı Muhteva Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Öyle bir şey hiç duymadım sanmıyorum eğer varsa da arıza yüzünden olabilir..


    proje iptal olmuş zaten ama bir rivayete göre filmde geçenlerin gerçek olduğu söylenmekte, nasa saklıyormuş söylemiyormuş felan filan


    ama insan düşünüyor gerçekten o kadar yıl geçmiş, günümüz teknolojisinde niye oralara yeni yeni apollonları göndermiyorlar belki tıpkı filmdeki gibi oldu, dünyadan habersiz yolladılar oraya bir apollon xxx uzay mekiği, içinde 2 astronot. bunlar orada virüs kaptı uzaylı gördüler uzaylı oralarına buralarına girdi bunları öldürdü, nasa 2 adamı bıraktı orada yeni araçta yollamadı ?


    ayaküstü bak ne güzel senaryolar yazıyorum
    "Dağlardan yağmur gibi geçtiler, çayırlardan yel gibi estiler. Günler batıdan battı bile, tepelerin ardından gölgeler içine. Nasıl bu hale geldik?"

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •