Ünal şunu yaptı bunu yaptı bizden gitti ne oldu gördük deniyor.
Şenol Güneşte zamanında bizden gidince ne Sakarya'da ne de Antalya tutundu.
ÜNALKARAMANSPORLU..
"Ben yarın bırakır giderim, bu gençlerle seneye neler yapacaksınız görürüm. " Ünal Karaman
Balı da kurtaramadı.
FORMANIN ÖNÜNDEKİ ARMAN İÇİN OYNA ARKASINDA YAZAN İSMİ HATIRLAYACAKLARDIR.
İmkansızlıklarla boğuştuğu kesin. Katılıyorum. Sakatlıklardan çok çektik. Ön liberoda Toure ile çıkmıştı bir önceki sezon, en önemli maçta.
Hücumcu bir takım oluşturduğu kesin. Ama Barcelona tarzı çok az oynadık. Belki de hiç.
Orta sahanın yumuşaklığı, önde ve orta blokta basan takımlara karşı geriden oyun kuramama, geriye yaslanma gibi sorunlara çözüm bulamadı.
Takımın fizik kondisyonu hiçbir zaman iyi olmadı. Baktı olmuyor avrupada yedeklerle çıktı.
Pas yapıp çok hücum oyuncusuyla oynama niyeti olan takımın, kalesine yaslanıp sahasından çıkamayan, maçları bireysel yeteneklerle çözen bir takıma dönüşmesi sırasında hoca kendisiydi. Bir çözüm üretemedi. Geçen sezon 10 kişi kalan fb ile maçımız, bu sezonki malum Konya maçı ve o yokken Alanya'dan yenilen gol... Bunlar tesadüf değil. Bu maçlarda da rakibin durumlarına ve kadrolarına da bakmam lazım.
Ünal Karaman'a sallayan arkadaşlar, son iki yıldaki başarılı derbi karnesini ne ile açıklıyorlar? Merak ediyorum.
İnsan bazı şeyleri yazarken biraz hicap duyar. Ama görüyorum ki bazılarının balık hafızaları geçmişi çoktan unutmuş!
Bu takımın Karaman döneminde oynadığı iyi futbolu, ekranlarda takıma yapılan övgüleri unutmuşsunuz.
Herkesin futboldan anlamasını da beklemiyorum. Bu işi yapan tüm futbol adamları Karaman hakkında iyi şeyler diyor.
Hocayı karalayacağım diye kendinizi bu kadar kasmayın. Bu işi bilenleri okuyun, dinleyin. Kendinizi geliştirin.
Böyle körü körüne yorum yaparak kendinizi yormayın be!
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Keşke sizin gibi konunun özüne dair eleştiri yapabilen insanlar daha fazla olsa da karşılıklı fikir alışverişi yapsak. Ama maalesef burada demagoji yapmak birilerinin daha çok hoşuna gidiyor. Biz de sırf bu tiplere bir şeyler anlatabilmek adına maalesef takım ve hocanın iyi tarafları üzerinde duruyoruz. Hocanın eksiklerine dair yazdıklarınıza katılıyorum. Benzer eleştirileri vakti zamanında ben de yapmıştım.
Tüm bunlara katılmakla birlikte bir teknik adamı değerlendirirken dönemin şartlarını dikkate almak lazım. Evet orta saha yumuşaklığı ve son dönemlerde geriye yaslanma sıkıntımız vardı. Fakat burada hocanın elinde o sertliği sağlayacak oyuncu tipinin olmaması etkili olmuştur. Takımda hala aynı orta alan yumuşaklığı devam ediyor. Fizik konusundaki eleştirilerinize tamamen hak veriyorum. Takımın kondisyon sıkıntısı bariz ortada. Fakat burada da sezonu en erken açan kulübün Trabzonspor olduğu gerçeğini de unutmamamız lazım. Geçmişe baktığımız zaman Avrupa kupaları elemelerine erkenden başlayan kulüplerimizin hepsi aynı sıkıntıyı yaşadılar. Bu sene biz de yaşadık. Takımın bu geriye yaslanma içgüdüsü altında bu kondisyon problemi olduğunu düşünüyorum. Zira geçen yıl ve bu sezon başında öne doğru oynayıp rakipleri sahasına yaslayan bu takımın bir anda sebepsiz değişmesi imkansız olur. Bence sıkıntı, sezonun erken açılması ve rakiplere oranla yapılan maç sayısının fazla olmasıdır. Takım şu ana kadar 50 maça çıkmış. Kondisyon ve geri çekilmeye dair sıkıntının buradan kaynaklandığını düşünüyorum.
Tüm bunları bir yana bırakıp meseleyi genel hatları ile ele alırsak; Karaman bu takımı neredeyse sıfırdan aldı ve bir oyun planı kurdu. Takımı ve oyunu geliştirdi, belli bir noktaya getirdi. Tüm bunları tarihimizin en kötü ekonomik tablosunun olduğu dönemde yaptı. Transfer yasağı yedik. Belki de kulüp tarihinin en ağır sakatlıklarının yaşandığı dönemi geçirdik. Böyle bir dönemde hoca biraz dökezledi. Ve ilk dökezlemede adamı gönderdik. Bu kabul edilebilir bir şey değildi. İşin diğer bir tarafı da bu adam ile taraftar ve futbolcu gurubu bir sinerji, enerji yakalamıştı. Moral ve motivasyon olarak iyi gidiyorduk. Karaman'ın gönderileceği haberi üzerine onca insanın tesislere doluşması bu sinerjinin büyüklüğünü gösteriyordu. Geldiğimiz noktada sonuç ortada. Takım hırsını kaybetmiş, ruhsuz bir oyuncu gurubu elimizde kaldı. Çok bilmiş bazı arkadaşlar bu durumu açıklasın. Biz de dinleyelim.
Gördüğünü anlama yetisine sahip bir Trabzonsporlu da Karaman'ın haksız gönderilişine seyirci kalmaz.
Biz gördüğümüzü yazıyoruz. Ne eksik ne de fazla. Biz bu işi profesyonelce de yapmıyoruz.
Ama ekran başındaki futbol otoriteleri Karaman'ın gönderilişi yanlıştı diyorsa orada düşüneceksin.
Hadi biz bir halt değiliz, işimiz bu değil. Peki yıllarca bu işi yapan adamlar da mı anlamıyor?
Sizi bilmem ama bence Karaman'ın gönderilmesi takımın tüm ahengini bozdu.
Futbolcuların yüzüne bakınca neyin ne olduğu aslında gayet iyi anlaşılıyor.
Konu Mehmet BAŞ tarafından (16.07.2020 Saat 14:21 ) değiştirilmiştir.
Eldeki oyuncularla da daha iyisi olabilirdi. Kolektif hücum ve defans konusunda dahi eksikler çoktu. Ama her şekilde gol atan, bol hücumcuyla oynayan bir takım kurmuştu. Hocanın çok eksiği vardı ama pandemi sonrası bu ruhsuzluğa kesinlikle izin vermezdi. Oyuncuların ona da çok bağlı olduğunu düşünmüyorum. Tamamen tahmin. Hüseyin'i ise hiç umursamadılar.
Gönderilmesi yanlıştı. Hele gönderdikten sonra takimi emanet ettigine bakarsak. Unal hoca gonderilerek iyi giden takim sabote edilmistir
Trabzonsporluluk onuru bu işkenceyi yenecek !
Ne mutlu Türküm diyene !
Uğurcan, Novak, Pereira, Sosa, Nwakaeme, Abdülkadir, Ekuban, Sorloth gibi Trabzonspor tarihinin gördüğü en kötü topçularla (ki Obi Mikel ile Sturridge müteveffa oldukları için kendilerini saymıyorum) Basel, Krasnodar, Getafe gibi takımların bulunduğu ölüm grubundan 1 puan çıkarmasını bilmiştir.
İmkansızlıklarla boğuşulan bir önceki dönemde de, yani belalımızın küme düşmekten zor kurtulduğu Süper Lig sezonunda, Türkiye'de en iyi futbol oynayan takımını kurduğu ve inanılmaz derbi karnesiyle ligi Malatya'nın önünde dördüncü sırada bitirmeyi başarabildiği için kendisine teşekkür ediyorum.
Gönderilmesi de hakikaten çok yanlıştı. Çalışanıyken posta koyduğu patronunun gelip kendisinin elini öpmesi, helallik alması gerekmektedir.
Naber?
Bahsettiğiniz maçlara adını zikrettiğiniz isimlerle çıkmadık. Avrupa maçlarında kimlere forma şansı verildiğini açıp bakarsanız gereksiz konuşlar yaparak elini ve zihninizi yormayabilirsiniz. Ayrıca adını zikrettiğiniz bu oyuncuların %80'ini doğru şekilde motive edip performans alan kişi eleştirdiğiniz Karaman'dır. Ekuban, Sörloth, Abdülkadir, Nwakaeme, Uğurcan bu adamın döneminde isimlerini kamuoyuna tanıttılar. Sosa silik bir haldeyken onu parlatan da Karaman oldu. Kusura bakmayın ama kinayeniz elinizde patladı.
Ha ayrıca derbi performanslarına edecek laf bulamayınca böyle topu taca atmayın. Adam akıllı hak edenin hakkını verin. İyi yapılan işe iyi demek sizden bir şey götürmez. Eleştireceğim, yolumdan dönmeyeceğim dedikçe yaptığınız bu iş iyice trajikomik bir hal alıyor. Benden uyarması ama yine de keyfiniz bilir.
Beceremeyeceğini anlayınca bırakıp kaçması gelenek haline geldi..Şarkı söylemek isterken detone oldu..
Before Elvis There was Nothing
John Lennon
Yazdıklarımıza cevap vermek yerine alakasız yorumlar yaparak nereye varmak istiyorsunuz pek anlamış değilim. Sizin gibi düşünmüyorum ve nelere katılmadığımı somut bir şekilde ortaya koyuyorum. Kusura bakmayın ama somut argümanlar üzerinden cevap vermek yerine sadece konuyu sulandırıyorsunuz.
Yok kaçmış, yok becerememiş! Kimin neyi nasıl becerdiği açıkça ortadadır. Bu takıma uzun yıllar sonra kimin adam gibi futbol oynattığını görebiliyoruz. Şükür! Fakat önündeki somut gerçeği dahi görmeyi beceremeyen bazı tiplerin hocaya ''Beceriksiz'' yakıştırması yapması gülünç oluyor. Beceriksiz olan hoca değil, iki kelimeyi bir araya getirip meselenin özüne dair yazı yazamayan tiplerdir. (İkinci satır sana hitaben yazılmamıştır.)
Konu Mehmet BAŞ tarafından (17.07.2020 Saat 10:33 ) değiştirilmiştir.
Destekli sallayalım. Grupta hedefi olduğu maçlara çıktığı "zayıf" kadrolar aşağıda:
Getafe 1-0 Trabzonpor; ilk 11: Uğurcan, Novak, Campi, Hosseini, Pereira, Obi Mikel, Nwakaeme, Sosa, Doğan, Avdijaj, Sorloth
Trabzonspor 2-2 Basel; ilk 11: Uğurcan, Novak, Campi, Hosseini, Hüseyin Türkmen, Obi Mikel, Doğan, Abdülkadir Parmank, Avdijaj, Sorloth, Sturridge
Trabzonpspor 0-2 Krasnodar; ilk 11: Uğurcan, Novak, Campi, Fernandes, Pereira, Sosa, Nwakaeme, Abdülkadir Parmak, Kamil Ahmet, Yusuf Sarı, Sorloth
Sonraki 3 maça ise çoluk çocukla çıktı ki bu hem taraftara hem de futbolculara edilen bir hakaret, takım adına bir utanç vesikasıdır, övünülecek bir şey değil.
Fark yediğimiz lig maçlarını hadi saymıyorum, suçu yıkacak adam bulundu diye fakat yine bir önceki keder senesinde, Ümraniyespor'a elenerek Türkiye Kupası'na da veda etmiştir. Kupa sevmiyorsa demek ki...
Delicesine kariyer yaptığı derbilerde 9 maçta 4 galibiyet, 4 beraberliği var kendisinin (yanlış saymadıysam). Beğenmediğimiz Hüseyin'in 5 maçta 4 galibiyet 1 beraberliği mevcut.
Ha tabii bize yine ahde vefa fırsatı doğdu, Onur, Burak Yılmaz, Obi Mikel, Sturridge falan bunlar dış güçlerin piyonuydu malum ama Sosa'yı motive edebildiği için kendisine teşekkür ederiz. Bu motivasyondan nasibini alamamış Yusuf'u yurt dışına kaçıran şer odaklarına ise teessüflerimizi sunarız. Ama hakkını veriyorum: Ülkedeki insanların hassasiyeti olan konulardan dem vurdun mu gerisi kolay, istediğin gibi takılabilirsin; illa ki seni ölümüne savunacak bir tip çıkacaktır.
Smayli.
Naber?
Gerçekten destekli sallamak lazım. Hatırlattığınız için teşekkür ederim. Ama merak ediyorum, destekli sallayınca Campi, Hosseini, Türkmen, İvanildo, Kamil, Yusuf, Doğan, Avdijaj, Sturridge (Sakat/Formsuz), Mikel (Formsuz) gibi isimler ilk 11 oyuncusu oluyor mu? Ya da şöyle sorayım. Şu yukarıda saydığın oyuncularla Avrupa Kupası veya Şampiyonluk hedefine yürünür mü? Hatta bir adım daha ileri gidelim, sakatlıklar sonrası kenarda değiştirecek adam akıllı bir oyuncu dahi bulamayan Karaman'ı hangi vicdan ve mantıkla eleştirdiniz? Bunu daha çok merak ediyorum. Meseleyi lakayt bir şekilde değil de ciddi şekilde değerlendirmenizi rica ediyorum.
Öncelikle lakayıt tabirini iade ediyorum.
Kiminle nereye yürünebileceğinin görülmesi adına, 13-14 sezonunda UEFA'da 14 puan toplamış M. Reşit Akçay'ın tahammül etmek zorunda kaldığı oyunculardan bir demet sunuyorum: Mustafa Yumlu, Aykut Demir, Sol Bamba, Kadir Keleş, Soner Aydoğdu, Yusuf Erdoğan, Olcan Adın, Paolo Henrique (ki bu kazmaya bile dünyanın golünü attıran bir futbol oynanıyordu), Mark Janko... Bosingwa iyi ama adam bek oyuncusu. Kalede Onur var, onu da birkaç seneye hain diye kovacaklar, haberi yok garibimin. Bunların hepsi kupada forma giymiş. Yedeklerde Zeki Yavru, Caner Osmanpaşa, Mustafa Akbaş, Özer Hurmacı, Şahin Aygüneş gibi yetenekler var. Başkan da, her antrenörün hayalindeki isim İbrahim Hacıosmanoğlu bu arada. Neyse sonuç olarak, her şey aleyhte olsa dahi becerebilen beceriyor demek ki.
Ünal Karaman'a yönelttiğim eleştirinin kaynaklandığı noktaları belirttim zaten: Ligde alınan tarihi mağlubiyetler, Türkiye Kupası'ndan komik bir şekilde elenme, UEFA'da tarihimizin en utanç verici senesinin yaşanması, yöneticiyle basın önünde tartışma, yerli oyuncunun takımı sabote etmesine engel olamama (ihanet kısmı da kendisini savunanların iddiası), yıldız isimleri yönetememe, öne geçilen maçları tutabilecek bir taktik üretememe... Hem sahadaki oyun sıkıntılı, hem alınan sonuçlar kötü, hem yerlilerle sıkıntı yaşanmış, hem yabancılarla sıkıntı yaşanmış hem de yönetimle. Daha ne olması lazım?
Naber?
Cenkhan Beyefendi, söylediğiniz şeylerin bir kısmı gerçekleşti mi? Evet, gerçekleşti.
Fakat burada da zamanı ters okuyorsunuz. Sanki olumlu bir halden olumsuz bir hale gidiş olmuş gibi anlatıyorsunuz.
Halbuki Karaman döneminde kötü oyun oynayan uyumsuz takımdan, iyi oyun oynayan sinerji yakalamış bir takıma geçtik.
Ersun ve Rıza döneminden kalma, iki pas dahi yapamayan o kadronun iyi olduğunu söylemeyeceksiniz sanırım?
Ben burada Karaman geldiğinde ''Küme'' edebiyatı yapanları da iyi hatırlıyorum. Ama adam derbilerde tarih yazdı.
Alınan tarihi mağlubiyetler diyorsunuz fakat Trabzonspor'un dirilişini sağlayan 5-0'lık Malatyaspor maçı dışında hezimet yok.
Zaten Karaman dönemini bu mağlubiyetten sonra değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Değişim tam da burada başladı.
Genç oyunculardan kurulan istekli ve arzulu bir futbol oynayan takım yarattı. Üstelik Onazi'yi kaybetmişken bunu yaptı.
Karaman müthiş bir takım yarattığını iddia etmiyorum. Fakat dönemin yokluğunda müthiş bir iş yaptı diyorum.
İHO gibi üç kuruşluk futbolculara milyonlar saçarak kurulmuş bir kadrodan bahsetmiyoruz. Farkı anlayın lütfen.
Bir futbolcunun takımı sabote etmesini hocaya mal etmek doğru olmaz. Ki burada kol kesilerek zaten gereği yapılmıştır.
Bahsettiğiniz olayda onaylamasam da yönetim ve teknik direktör birlikte hareket ederek takımdaki sıkıntıyı çözdüler.
Sonrasında gelişen süreç o hamlenin futbolun gerçekleri açısından doğru olduğunu hepimize gösterdi. Ama sadece futbol...
Buradan bir eleştiri objesi çıkarmak doğru değil. Yıldız isimlerle anlaşma konusunda söyledikleriniz de kabul edilebilir değil.
Karaman'ın en takdire değer yanı oyuncularla doğru iletişim kurması ve iyi onları motive etmesidir. Bunu açıkça gördük.
Sosa, Nwamaeke, Yusuf, Ömür, Ekuban, Pereira ve Sörloth'ı nerelere getirdiğini gördük. Parmak'ı yeniden futbola döndürdü.
Karaman'ı eleştirirken biraz insaflı olun dememin iki sebebi var.
Birincisi bu adam imkansızlıklar içerisinde yeni bir futbol hikayesi yazdı. Sıfırdan bir hikaye yazmak kolay iş değildir.
Ben tırnakları ile kazıyıp bir şey yapan adama saygı duyarım. O nedenle Karaman'ın yaptığı işe saygı duyuyorum.
İkincisi sizin ve bazı arkadaşların kötü oynadığımızı söylediği o dönemdeki ''Olumsuz'' futbola katılıyorum.
Fakat burada özellikle sizinle farklı düşündüğüm bir husus var. Kötü futbol hocadan değil, sakatlıklardan geldi.
Bu takım yeri geldi, değiştirebilecek kalitede 12. oyuncuyu dahi bulamadı. Bunları unutalım mı?
Avrupa'daki başarısızlıktan bahsediyorsunuz. Keyiften mi oldu? Geniş kadro vardı da hoca keyiften mi çoluk çocuk oynattı?
Eleştirmek güzeldir, ben de vakti zamanında Karaman'ı eleştirdim. Fakat böyle anlamsız yerlerden eleştirmek olmaz.
Karaman'ın müdahalelerde geç kalmasını eleştirelim. Her ne kadar transfer yapılmasa da savunma sıkıntısını eleştirelim.
Bunu bile söylerken vicdanım yaralanıyor. Zira adamın elinde formsuz bir Mikel, Doğan, İvanildo, Hüseyin, Campi vardı!
Şu adamlarla bir hocaya ''Neden doğru savunma yapamadın?'' demek büyük haksızlık olur sanırım.
Gelelim son meseleye. Basın önünde tartışmayı Karaman değil, başkan ateşledi. Oynanan futbolu beğenmiyorum dedi.
Üstelik bu konuşmayı dar bir kadro kuran, Trabzonspor seviyesi ile alakası olmayan oyuncuları alan bir başkan yaptı.
Hem de ne zaman yaptı biliyor musunuz? Takım sakatlıklarla boğuşurken bu konuşmayı yaptı! Ayıptır ayıp!
Değil Ünal Karaman, kim olsa o gün çıkıp ağzına geleni söylerdi. Ama bu adam yine efendiliği bozmadı.
Emeğimi yedirmem dedi. Yönetim hiç bir zaman benden şampiyonluk istemedi dedi. Sonuna kadar da haklıydı.
Ben olsam çıkar daha fazlasını söylerdim. Net!
Bir başkan bir sıkıntı varsa alır hocası ile yüz yüze konuşur. Ama sonradan anladık ki mesele o değilmiş.
Her neyse yaşandı bitti saygısızca diyelim ve bu mevzuyu kapatalım. Ağaoğlu'nu bu konuda hatalı buluyorum.
Taraftar tesislere döküldü. Hocayı geçtim, taraftarı zerre kadar önemseyip geri adım atılmadı. Sonuç ortada...
Bu hataya ve kaçan şampiyonluğa rağmen hala yönetimin desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Karaman meselesinin de kapatılması gerektiğini, önümüze bakmamız gerektiğini düşünüyorum.
Hoca günün birinde mutlaka yeniden gelecektir. O nedenle eleştirken kantarın topuzunu çok kaçırmamak lazım.
İnş. o zaman her şey daha güzel olur.
Valla herseyi sineye cekerim de uefada 2.mactan havlu atmamizi sineye cekemem. Yillardir millete sovuyoruz gidiyorsunuz oynamiyorsunuz diye. Elimize kac yil sonra firsat gelmis, ustelik 5 yillik puanlarda en iyi oldugumuz zamanlari kullanabildigimiz son senedeyiz, adam gitti lakayit tavirlarla 2.mactan sonra birakti uefayi. Basaksehir de ilk 2 macta 1b 1m almasina ragmen birakmayip grubu 1.bitirdi. Ustelik uefayi sallamadigimizda daha 10.hafta filandi heralde. Yazik ettik. Bunun icin mi kendini paraladin, omuru sakatladin. Umraniye faciasina ise kelimeler yetmez. Basak 45 yasindaki topcularla 3 kupada oynamaya calisirken bizde boyle vizyonsuz adamlarin yeri yok. O kupa onemli degil bu kupa onemli degil. Eee son 20 yilda kac kupa aldin
SM-A920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
30 Nisan 2022 - Şampiyon TRABZONSPOR
8.KUŞATMA
UEFA'daki rezalet, görev süresinin sonunda yaşandı, yani kötüden iyiye gidiş yok maalesef. Derbilerde de tarihi Hüseyin Çimşir yazdı, ilgili istatistiği paylaştım. Hüseyin ile gelecek sene devam edilmesini istiyor musunuz? Hüseyin şu an kovulsa, kendisine haksızlık edildiğini iddia edebilir misiniz?
Başakşehir'den kendi evinde 4 yemek ve Ümraniye tarafından tokatlanmak benim için tarihi hezimetlerdir. O bahsi geçen müthiş değişimden sonra da takım ligi 4. sırada bitirdi. Kendisinden önceki sene de 5. bitirmiştik. Dramatik bir fark göremiyorum.
Düşük profilde olmayan Sosa, Obi Mikel ve Sturridge vardı; bunlardan bir tanesinden verim alabildi. Ben adamın yıldız düşmanı olduğunu veya futbolcu geliştiremediğini iddia etmiyorum ama artık klişeye dönmüş "elini değdirdiği rehabilite oluyor, oyuncularla iletişimi mükkemmel" savı gerçekçi değil, bunun görülmesi lazım. Ama Allah var, Sosa ile bağdaş kurmalı fotoğraflar vs. ile işin PR kısmını iyi çözdü.
Benzer yetersizliklere, imkansızlıklara tarihimizdeki tüm hocalar maruz kaldı. Buna karşın, diğerlerinin aksine, Ünal'ın arkasında en kötü gününde bile duran bir başkan oldu ama o ilişki dahi tüm iyi niyetlere rağmen 1 sene sonra bozulduğunda günahsızın hala Ünal olduğuna inanılabiliyor. Veriler değil imaj önemli tabii bu devirde.
Mustafa Yumlu, Zeki Yavru, Mustafa Akbaş ve Aykut Demir'li berbat kadronun neler yaptığını anlattım. Bu adamlar bahsi geçen çöplerin hiçbirinden daha kötü değil. Kaldı ki Ünal Karaman döneminde ne ligde, ne kupada ne de Avrupa'da edinilmiş bir başarı var.
Oynanan futbolu beğenmediğini söylediyse çok ağır konuşmuş başkan. Resmen kişilik haklarına saldırı. Ünal'ın arkasındayız demesi lazımdı. Bir dakika... Bunu 5 yediğimiz Malatya maçından sonrasında söylemişti sanki? Bu olayın üzerinden 1 sene geçtiği halde takım hala becerip top oynayamıyorsa ne demesi lazımdı acaba? Futbolun başındaki adam futbolu eleştirmiş. Eleştirecek tabii ki. Milyon lira alıp karşılığında tatminkar bir ürün veremiyorsan patronundan yediğin lafı susuz yutacaksın. Bu kadar basit. Lafa gelince herkes mermiye kafa atıyor ama bir işi beceremediği söylenince de çocuk gibi triplere giriyor.
Burası Trabzon, burada hiçbir şey daha güzel olmaz.
Naber?
gerçekten çok haksız eleştiriler yapılıyor.
yani transfer yasağı, bariz hakem hataları, yaşanan ciddi sakatlıklara rağmen 6 puan farkla 4. olmayı başarısızlık görüp, 20 puan fark yeyip 5. olunan sezonla bir tutmak iyi niyetli bir yorum mudur?
adam harcamayı neden bu kadar çok seviyoruz. son 10 yılda neler neler yaşamışız. şu 1.5 sezondaki performansı görüp de artısı eksisinden bu kadar fazla olan insana yapılan yorumlar insaflı mı gerçekten. eleştiri muhakkak olacak tabii ancak bu eleştiri değil sanki nefret akıyor klavyelerden.
Yorum yazan arkadaşların çoğu istanbullu istiyorlar ki ali koç gibi kurumsallık olsun cocu'lar gelsin sonra seslerini çıkarıp ersun'u getirsinler. Hiçbiri olmayınca da borcun içinde yüzmek istiyorlar tıpkı istanbul takımları gibi. Ünal hoca da Hüseyin hoca da başarılır olmuştur. Fırsat tepen varsa o da başkandır ancak mali olarak risk almak istemedi.
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)