muratt Nickli Üyeden Alıntı
Evet eleştirecek çok şey var belki. Eleştirmek de lazım. Ama bazı gerçekleri gözden kaçırırsak o zaman işte yaptığımız eleştiri yapıcı değil yıkıcı olur...
Bakın o kadar sakatlık vs. yaşanmasına rağmen, dehşet bir maç programı ile sezonu açmış olmamıza rağmen ve birçok maç da kafayı yercesine sinirlenmemize rağmen, eğer bugün ne bileyim Sorloth Gençler maçında o basit pozisyonlarda gol atabilse veya Sivas maçında penaltıyı kaçırmasaydı bugün lider durumdaydık. İşte liderlikten bizi uzak tutan bu kadar küçük bir detay.. Bunca sıkıntıya rağmen.. Sorloth yerine biraz bitirici bir transfer yapabilseydik hele bugün kimbilir ne durumdaydık...
İşte bu durumda hocanın hakkını vermek durumundayız. Takımı birlik içinde tutan, bir şekilde sonuç alabilen, her zaman olmasa da belli bir oyun kalitesini tutturan, bu işi başaran hocadır. Hocalık sadece oyuncu değişikliği değildir, o belki işin küçük bir kısmı. Geçen seneden bu seneye geliştirdiği takıma kazandırdığı hatta yoktan var ettiği oyuncular, takımın oyun anlayışındaki ilerleme.. Bunları görmezsek hocaya nankörlük etmiş oluruz..
Başka birşey daha var, bunu da görmek lazım. Dünyanın en geniş kadrosuna da sahip olsanız iki kilit oyuncunuz gitse darman duman olursunuz. Geçen sene örneğin yakın tarihin en başarılı sezonunu yaşayan Liverpool'a bakın mesela. Eğer Mane ve Salah sezon başında sakatlansaydı ne CL kazanabilirdi ne de ligi bu şekilde sonuna kadar götürebilirdi. Liverpool'un kadrosu mu dar ? Hayır değil. Ama işte iki kilit oyuncu herşeyi değiştirir. Bizde de Ekuban ve Abdulkadir'in sakatlığı böyle birşey. Kalan 8 oyuncu aynı demekle geçiştirilecek birşey değil, takımın tüm oyun düzeni dağıldı ve hoca birşekilde bunu toparlamayı başardı, 3 günde 1 maç oynanan bir dönemde. Sadece sakatlanan kilit oyuncu mu.. Bir de giden kilit oyuncu var, Yusuf. Belki ekstrem bir örnek olacak ama bakın Real Madrid Ronaldo'dan beri toparlayamadı hala. Bazı oyuncular o kadar kilittir ki yerine transfer ile felan dolmaz. Ronaldo kadar olmasa da, Yusuf'un da çok hayati bir rolü vardı takım içinde ve takım oyununda. Şimdi Yusuf-Abduş-Ekuban'ın gittiği yerde, Trabzonspor'un belki %60'ı gitti.. Kolay değil bu, çok ağır bir darbe. Her takım böyle bir travmanın altından kalkamaz. Eğer kalkacaksa da bu iş hocanın başarısıdır.
Arkadaşlar, hoca geldiğinden beri krizle boğuşuyor. Burak-Onur'dan başlayın da sakatlıklara kadar. Adam Kadıköy'de Koray'ı sahaya sürmüş adam çaresizlikten... Bunları görmemiz lazım. Sadece bir maça bakıp vay neden Doğan girmedi de Fıratcan girdi demek çok basit, çok yüzeysel. Bu işler bu kadar basit değil arkadaşlar. Burada FM oynamıyor hoca, gerçek hocalık yapıyor. Ve hocalık dediğimiz şey de sadece oyuncu değişikliği demek değildir...
Bakın bugün Şenol Güneş'i Şenol Güneş yapan Trazonspor'un ona gösterdiği sabır ve verdiği imkandır. Ünal Hoca'da da bu potansiyel var, yeterki biz bu sabırı göstermeye devam edelim. Ve Şenol Hoca'da yaptığımız gibi 2-3 sene de bir gönderip geri getirmeyelim, süreklilik sağlayalım.. Nasıl Fatih Terim ile Galatasaray çok dominant bir 20 sene geçirdiyse, Ünal Hoca ile de Trabzonspor aynı şeyi yapabilir. Başkan ile uyumunu da düşünürsek, Ünal Hoca'nın bize verebileceği çok şey var.. Yeterki sahip çıkalım...
Bu hafta galip geldiğimizde liderliğe yükselme ihtimalimiz var, yazın bir kenara olabilir bu. O zaman hocaya sahip çıkmak çok kolay olacak. Ama Rize'ye kaybetmiş olsaydık bugün 10. sırada olacaktık, o zaman hoca'nın istifa başlığı açılmış olacaktı burada.. Bu kadar skor taraftarı olmamalıyız bence, yapılan işi görmek lazım. Takımın gittiği yer çok güzel bir yer, bırakın gitsinler oraya, destek olalım gitsinler oraya.. Hocanın ve takımın desteğe ihtiyacı var, engellenmeye değil..