Teknik Direktörümüz Ünal Karaman: "Bugün bakıldığında bizim açımızdan sevindirici olan tek şey maçı kazanmış olmamız. Üç puan bizim için önemliydi. Şartlar ne olursa olsun, kazanmak güzel. Fakat bizim oyun karakterimiz bu değil"
Ünal Hoca futbol camiasında en sevdiğim insan olabilir ama performansı hiç iyi değil. Bugün Hami'nin Trabzonspor'undan esintiler izletti resmen bize. Çok ciddi sorunlar var takımda. Karşımıza forumdan 11 kişi gelse bile baskı yer bu takım. Böyle bir olay yok futbolda, rakip seçmeden her maç ezik bir şekilde oynuyoruz. Hoca bu işi artık bitirmeli.
İstikrar, istikrar, istikrar...
Teknik Direktörümüz Ünal Karaman: "Bugün bakıldığında bizim açımızdan sevindirici olan tek şey maçı kazanmış olmamız. Üç puan bizim için önemliydi. Şartlar ne olursa olsun, kazanmak güzel. Fakat bizim oyun karakterimiz bu değil"
kapasitesi bu kadar..t direktor zekası kısıtlı..
Her maç aynı şey oluyor dejavu gibi, ve çözüm hala bulunamadı. Golü at sonra rakip Barcelona gibi seni tehdit etsin.
Eski kullanıcı adı : Trabzonspor[TS]
bu forumda ki arkadaşlar ultra zekalı olduğu için bütün problemleri görüyor ve hepsinin çözümlerini sıralayabilir ama ünal hoca görmüyor.
vallahi bravo
eldeki oyuncular diyoruz bazı özellikleri kısıtlı olduğu için bu kadar baskı yiyoruz. mesela sturridge tek pres yapmadı, nwakaeme,sörloth,ekuban hep gölge presleri var. takımda ki genel problem oyuncu profillerinin takım defansına az katkı sağlaması gerçi bu sene tam takım olamadık hiç.
sadece aşk bizimkisi
uğurcan çakır, serkan asan, hüseyin türkmen, abdürrahim dursun, abdülkadir parmak.
şunları bi günde her öğünden sonra 5-10 defa okuyun. 3 kere kendinizi tokatlayın. aynaya bakın. sonra bi abdest alın. şükür namazı kılın. tövbe istiğfar edin.
Abi bende genel anlamda rakip baskısına dikkat çekmek istiyorum. Gollerin akabinde gelen geri çekilmede bunun tezahürü. Asıl sorunun ise oyuncudan çok takımın boyunun uzun olması ve birbirinden kopuk hareket etmesi olarak görüyorum. Ve bu durumun hiç bir şekilde iyileşmemesi ise komik..
Eski kullanıcı adı : Trabzonspor[TS]
2. Yiz ama oyun hamleleri hala berbat.
Mi MIX 2 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Önce TRABZONSPOR
Ünal Karaman ile ilk sözleşme yapıldığı gün buraya küme düşmemeye oynarız yazdım. Ziyadesiyle beni şaşırtti geçen sezon. Sonuçlardan daha çok oynattiğı pas temelli ve hükmeden oyunla. Bu sezon bir kaç maç hariç tam aksi bir oyun var sahada. Bu net bir negatif değişimdir.
Şimdi bahane çoktur ve bahane üreten başka bişey üretemez demişler. Öncelikle daha önce basın toplantılarında duygusal olmamasi gerektigini belirtmistim. Bu ara gene romantik ve duygusal açiklamalar fazlalasti. Oyuncularin performansları abartilirken sakatliklari da abartildi. Ben bugun sahada Perreira, Novak, A. Ömür ve Sosa gibi takimin en önemli parçalarıni oluşturan 4 oyuncunun olmadiginin farkindayim. Sturridge ve Ekuban'ın hazir olmadiginin da farkindayim. Bunlar bireysel kalite düşüşünü açıklayabilir fakat sahada takım halinde hareket etmeyişin, iki alan arasi mesafenin 40-50 metre oluşunun, pasla çikmak yerine degaj yapip durmanin nedenlerini açıklamıyor. Bu takim gecen sene yedeklerle ciktigi kupa macinda bile as takimin oynadigi pas oyununu aynen oynuyor idi. Bu sene neden oynayamiyor? Neden herkesin dili disarda geziyor. Neden takimin kondisyonu yerlerde. Bunlar sakat futbolculardan bağimsiz var olan sorunlardir ve çözılmesi gerekiyor. Bunlardan bahsederken takimin veya hocanın basarisiz olmasi icin elestirmiyorum. Fakat en ufak oyuna dair elestiriyi gereksiz romantik cevaplarla karsilamak profesyonel degil.
Her şeye ragmen kulubun mali ve takimin teknik mevcut imkanlari dusunuldugunde gelinen nokta basaridir. Beklentiler guncellendigi ve yukseldigi icin su anki nokta basarisiz olarak algilaniyor. Anlasilabilir ama gercekci bir tutum degil. Sonuc itibariyle iyi bir yerde olsakta oynanan oyunun vaadettigi gelecek hayali umut vermiyor.
Saymış oldugum negatif yönleri illa ki teknik direktor de goruyor. Biz super akıllı degiliz bunlari soylerken. Ama demek ki biseyler eksik kaliyor. Ve benim kendi tahminim az calisiyoruz.
Konu worldmaster tarafından (Bugün Saat 00:18 ) değiştirilmiştir.
"Primum non nocere" (Önce zarar verme)!
takım kimyası oluştuğunda giren çıkan belli olduğunda, takım kendiliğinde gider, her maç gelişir, şans da yanında olur.
ama bu her sezon oluşmaz. hele de bu kimyayı yakaladığın senenin ertesinde güç kaybedersen, takım bozulursa
iştah azalır, ekstra kötü bir sezon olabilir.
önemli olan böyle sezon başlangıçlarında lige tutunmak pes etmemek. devamında da sorunları tespit edip takımı rayına oturtmak.
ilkini yaptı sayılır ikinci problemi de aşması gerekecek. yönetimi ikna etmek de onun işi malesef. ikinci yarılarda 17 maçı giren çıkanı belli hedefe odaklanmış bir takımla geçirmek zorundasın, ona göre takviyeni yapacaksın. sonuçta birinci sorumlu her zaman hoca olur, adam vardı oynatamadı derler, daha neler neler derler akla hayale sığmaz yani.
Konu artvints tarafından (Bugün Saat 00:21 ) değiştirilmiştir.