Sayfa 2 Toplam 7 Sayfadan BirinciBirinci 1 2 3 4 ... SonuncuSonuncu
Toplam 165 adet sonuctan sayfa basi 26 ile 50 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Sinop’a nükleer santral!!!

  1. #26

    Standart



    ya zehirini mehirini birakalimda o projeyi gerçeklestirenler düsünsün.


    her ülkede var bu santralden ama nedense biz yataklara düsüyoruz onlkara bise oldugu yok.


    bu olay nedir biliyomusunuz : halki kiskirtmaktir yok hastalanirsiniz falan filan.


    onu diyenlerin kendi ülkerlerindede var bundan


    not:kimse nükleer stratejsini medyaya duyurmaz hani bazzi ülkeler nükleer santrallerini durdurmus falan diyosunuz ya....

  2. #27
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    TURHAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15.08.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    40
    Mesajlar
    1,877

    Standart



    Nükleer santral bir teknoloji'dir.Biz bu teknolojiyi 30yil sonradan takip ediyoruz.Buna karsi olanlar bu teknolojinin daha ilerisini nasil elde edebiliriz.Onu bize göstermeleri gerekir.Ayrica nükleerteknoloji yanlizca enerjide degil milli savunmadada bize gereklidir.

  3. #28
    eys_61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    27.09.2004
    Nereden
    Gaziantep
    Yaş
    38
    Mesajlar
    1,473

    Standart

    Alıntı bodehter Nickli Üyeden Alıntı
    Alıntı eys_61 Nickli Üyeden Alıntı


    Alıntı bodehter Nickli Üyeden Alıntı
    sadece enerji için degil. nükleer santraller ülkelerin gücünü gösterir

    iste ben de buraya takiliyorum genellikle.nükleer enerjiyle ne yapacagiz?-nükleer silah.


    ee artik büyüyünce de amerika oluruz millete bomba yagdiririz





    yoo silah yapmayacagiz. kimseyi bombalamayacagizda.


    sadece orda öle bosuna dursa bile yeter.


    kimsede bize yaptirim uygulayamayacak.....


    peki güzel kardesim bize su anda yaptirim uygulayanlar buna müsade eder mi sence?


    "gizli yapariz" deme sakin hepimiz biliyoruz bunlardan hiçbir "gizlimiz saklimiz" kalmadi artik.bizi bizden iyi biliyorlar.


    +atil vaziyette duracak bir yatirim için benim parami harcamaya kimin ne yetkisi var.

  4. #29

    fincher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.08.2005
    Nereden
    Sakarya
    Yaş
    44
    Mesajlar
    4,037

    Standart

    Alıntı sümela61 Nickli Üyeden Alıntı

    nytre buradan neyden bahsettiginin hiç bir önemi yok... ama sunu belirtmeliyim ki sana helal olsun... [img]smileys/smiley32.gif[/img] [img]smileys/smiley32.gif[/img] [img]smileys/smiley32.gif[/img]


    "neden?" diyecek olursan, neyden bahsedersen bahset belirli bir çizgiyle yaziyorsun... yani kendi görüsünden olmayanlara da tahammül edebiliyorsun ve çizgini bozmuyorsun... [img]smileys/smiley32.gif[/img]


    Alıntı fincher_se7en Nickli Üyeden Alıntı


    Türkiyede nükleer santrale karsi olanlara hayretler içinde sasiyorum.hele çevreci söylemlerle hiç bir b.ktan anlamayip muhalif olanlara uyuz oluyorum.bir gün açip okumuslarmi acaba nukleer enerji nedir,riskleri nedir?diger enerji kaynaklariyla kiyaslaninca ne kadar tehlikeli?birileri çevrecilik adina Türkiyenin önünü kesmeye çalisiyor,benim sözde çevrecilerim de ayaklaniyor,isin bilimsel boyutuna kimse bakmiyor...

    sevgili renkdasim sanirim isin bilimsel boyutuna altini çizdigim kelimelerle dikkat çekmek istemissin... ama bence bunu yaparken "bilim" e haksizlik etmissin... [img]smileys/smiley2.gif[/img] sevgilerimle... [img]smileys/smiley1.gif[/img]

    bu yorumu sahsina yapmadim alinmana gerek yok,Türkiyedeki hayatinda dogru dürüst kitap okumamis kokona,evde kalmis karilarin olusturdugu acayip çevre kurumlarini kastetmistim.
    isin bilimsel boyutunu mu istiyorsun,o zaman biraz sabret .bu konuda herseye bilimsel bir cevabim var.yeterki önyargisiz oku.ama sonra çok bilimsel olmus,fizik dersi gibi olmus diye bana sitem etme...

  5. #30
    sümela61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    25.11.2005
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    47
    Mesajlar
    2,010

    Standart

    Alıntı fincher_se7en Nickli Üyeden Alıntı
    Alıntı sümela61 Nickli Üyeden Alıntı


    nytre buradan neyden bahsettiginin hiç bir önemi yok... ama sunu belirtmeliyim ki sana helal olsun... [img]smileys/smiley32.gif[/img] [img]smileys/smiley32.gif[/img] [img]smileys/smiley32.gif[/img]



    "neden?" diyecek olursan, neyden bahsedersen bahset belirli bir çizgiyle yaziyorsun... yani kendi görüsünden olmayanlara da tahammül edebiliyorsun ve çizgini bozmuyorsun... [img]smileys/smiley32.gif[/img]



    Alıntı fincher_se7en Nickli Üyeden Alıntı



    Türkiyede nükleer santrale karsi olanlara hayretler içinde sasiyorum.hele çevreci söylemlerle hiç bir b.ktan anlamayip muhalif olanlara uyuz oluyorum.bir gün açip okumuslarmi acaba nukleer enerji nedir,riskleri nedir?diger enerji kaynaklariyla kiyaslaninca ne kadar tehlikeli?birileri çevrecilik adina Türkiyenin önünü kesmeye çalisiyor,benim sözde çevrecilerim de ayaklaniyor,isin bilimsel boyutuna kimse bakmiyor...


    sevgili renkdasim sanirim isin bilimsel boyutuna altini çizdigim kelimelerle dikkat çekmek istemissin... ama bence bunu yaparken "bilim" e haksizlik etmissin... [img]smileys/smiley2.gif[/img] sevgilerimle... [img]smileys/smiley1.gif[/img]





    bu yorumu sahsina yapmadim alinmana gerek yok,Türkiyedeki hayatinda dogru dürüst kitap okumamis kokona,evde kalmis karilarin olusturdugu acayip çevre kurumlarini kastetmistim.
    isin bilimsel boyutunu mu istiyorsun,o zaman biraz sabret .bu konuda herseye bilimsel bir cevabim var.yeterki önyargisiz oku.ama sonra çok bilimsel olmus,fizik dersi gibi olmus diye bana sitem etme...

    sevgili hemsom alinmadim elbette ki... ama ben burada birbirimizi sen-ben olarak görmüyorum, "biz" olarak görüyorum... dolayisiyla üzülüyorum böyle yazilar görünce...


    isin bilimsel boyutunu ve verilerini bizimle paylasman süper olur, çünkü biz de eksiklerimizi kapatmis oluruz... yani burada "kim daha çok sey biliyor" "ya da kim kimi alt etti" gibi bir arayis içinde olmadigmiz için, bilgi paylasmis oluruz... toplumun büyük bir kesimi oturup iki çift laf edip tartismayi beceremezken, biz farkimizi ortaya koymus oluruz... ama kastettigim bu fark "bilgi" den gelen bir farkdan ziyade, "tavir ve üslup"tan gelen bir fark... yani birbirimize yumusak davranarak da fikirlerimizi belirtebiliriz, haksiz miyim renkdasim?... "önyargi" benim de en çok uzak durdugum ve uzak durulmasini istedigim kavramlardan birisidir, için rahat olabilir...


    çok bilimsel bir yazi olursa da sayet, anlamadigim yerleri sana ya da anlayan bir baska renkdasima çekinmeden sorarim... dedigim gibi amaç bilgi paylasmak... "bilmiyorum" demesini bilirim... sevgilerimle...

  6. #31
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Nytre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    40
    Mesajlar
    8,700

    Standart






    rusyadaki nükleer santrallerde bir tane degil çok sayida kaza yasanmistir. ayrica çernobilin etkileri hala devam etmekte.. onbinlerce sakat ve onbinlerce sakat nesiller...


    abd.deki ya da avrupadaki nükleer santraller neden kapatiliyor?



  7. #32

    fincher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.08.2005
    Nereden
    Sakarya
    Yaş
    44
    Mesajlar
    4,037

    Standart

    Alıntı Nytre Nickli Üyeden Alıntı




    rusyadaki nükleer santrallerde bir tane degil çok sayida kaza yasanmistir. ayrica çernobilin etkileri hala devam etmekte.. onbinlerce sakat ve onbinlerce sakat nesiller...


    abd.deki ya da avrupadaki nükleer santraller neden kapatiliyor?

    birçogu yanlis ve bilinçli ortaya atilan bilgiler.hepsi de ayni agizdan çikiyo gibi.çok ilginç.baska nükleer karsiti sorularin varsa onlari da yaz güzel kardesim.nükleer enerji pahali de,atik sorunu var de,Türkiyenin ihtiyaci yok de...bu itirazlar uzar da uzar.hepsinin cevabi mevcut,hiç merak etme...

  8. #33

    fincher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.08.2005
    Nereden
    Sakarya
    Yaş
    44
    Mesajlar
    4,037

    Standart

    nükleer enerji karsitlarinin en önemli dayanagini teskil eden,
    bana göre safsata onlara göre en ciddi sorunla baslayalim.
    *Nükleer enerji çevreyi en çok kirleten enerji türüdür.Nükleer atiklar
    sorununun çözümü yoktur.*

    Kömür, mazot ya da dogal gaz gibi fosil yakitlarla çalisan termik elektrik
    üretim santrallerinin çevreye pekçok zarar verdigi tesbit edilmistir. Bu yakitlarin
    yanmak için havaya ihtiyaci vardir. Bu kimyasal islem sonucunda dogal olarak karbon
    dioksit (CO2), azot oksitler (NOx) ve kükürt dioksit (SO2) gibi gazlar olusmakta
    ve bunlar santralin bacasindan atmosfere salgilanmaktadir. Nükleer santrallerde bunun
    gibi gazlar olusmamaktadir.
    CO2 gazi Sera Etkisi denilen bir olaya yol açmaktadir. Salgilanan bu gaz atmosferde
    bir tabaka olusturmaktadir. Bu tabakayi delerek Yeryüzü'nde yansiyan
    Günes isinlari ise atmosfere geri döndüklerinde bu tabakayi geçememekte, aksine
    bu tabaka tarafindan yansitilarak gerisin geriye tekrar Yeryüzü'ne gönderilmektedir.
    Bu ise atmosferin sicakliginin artmasina yol açmaktadir. Bütün Dünya'daki CO2
    salgilanmasi kontrol altina alinmadigi takdirde 2010 yilinda atmosferin ortalama sicakli
    ginda 5 C kadar bir artis gerçeklesmis olacaktir. Bu ise: 1) Kutup Bölgelerindeki
    buzlarin bir bölümünün erimesi, ve 2) tahil üretiminin endîse verici boyutlarda
    düsebilmesi demektir.
    Ayrica dogalgaz kullanimi esnâsinda meydana gelen kaçaklar yüzünden atmosfere
    sizan metan gazi da CO2 ye oranla çok daha etkin bir sera olayina sebep olabilmektedir.

    Buna ek olarak, NOx ve SO2 de asit yamurlarina neden olmaktadir. Asit
    yagmurlari bitki örtüsünü, metalik ve beton yapilari geri dönüsü olmayan bir biçimde
    tahrip etmektedirler.
    Kömürle çalisan termik santrallerin bir baska sakincasi da kömür cevherine
    karisik olan uranyum filizlerinin baca gazlariyla ve atik küllerle çevreye kalici bir
    radyoaktiflik bulastirmasidir. Bir nükleer santralin nükleer yakit atigini uygun bir
    teknolojiyle bir kap içinde muhafaza ve kontrol altina almak mümkündür ve Bati
    Anlamindaki Nükleer Güvenlik Doktrini çerçevesi içinde bu, her zaman yapilmaktadir.
    Ama termik santrallerin atigi olan söz konusu radyoaktif küllerin uçusarak
    yayilmasinin ve teneffüs yoluyla akcigerlere girmesinin engellenmesi çok daha zor
    ve pahali oldugundan bunlarin ortadan kaldirilmasina hiç girisilmemektedir.
    Ayrica termik santrallerin civarindaki yerlesim alanlarinda anfizem ve üst
    nefes yollari hastaliklarinda daima, inkâri mümkün olmayan net bir artis gözlenmektedir.
    Sayisal bir örnek vermek gerekirse, yilda 2.500.000 ton kömür tüketen,
    1.000 MWe kurulu gücündeki bir kömür santralinin bir yilda çevreye salgiladigi zararli
    maddelerin miktarlari söyledir:
    1) CO2 gazi: 6.000.000 ton!
    2) SO2 gazi: 120.000 ton!
    3) NOx gazlari: 25.000 ton!
    4) Atik kül: 600.000 ton!
    5) Radyasyon: 200.000.000 Becquerel!
    subat 2001 sonunda isletmedeki 353.366 MWe kurulu gücündeki 440 nükleer
    santralin, bunlara esdeger kömür santrallerine oranla, bir yilda:
    1) 883.415.000 ton kömür isrâfina,
    2) 2.120.196.000 ton CO2 gazinin salgilanmasina,
    3) 42.403.920 ton SO2 gazinin salgilanmasina,
    4) 8.834.150 ton NOx gazinin salgilanmasina,
    5) 212.196.000 ton atik külün üretimine, ve
    6) 70.632.200.000 Becquerel'lik bir radyasyonun yayilmasina
    engel olduklari kolayca hesaplanir. Bu durum bile nükleer santrallerin ne denli
    Çevre Dostu olduklarini göstermeye yeter!
    Ayrica kömür santralleri çevreye saglik için fevkalâde zararli civa (Hg),
    kadmiyum (Cd), antimuvan (Sb) ve kursun (Pb) gibi toksik agir metaller de salgilarlar.
    Hiç kuskusuz, hidrolik santrallerin de çevreye zararli etkileri vardir. Baraj
    havzasi olusturulurken ekime elverisli pekçok arazinin ve yerlesim yerinin su altinda
    kalmasindan baska tarihî anitlarin da su altinda kaldiklarini, en azindan, GAP do
    layisiyla yasamis bulunmaktayiz. Bunun yani sira, barajin ardinda biriken çamur yi-
    sinlarinin barajin ömrünü kisalttisi ve ortadan kaldirilmasi kolay olmayan bir sorun
    olduklari da bir gerçektir. Bütün Dünyâ'da baraj insaatlari dolayisiyla simdiye kadar
    60 milyon insan zorunlu göçe tâbî tutulmustur. Dünyâ'daki bütün barajlarin yüzölçümü
    400.000 km2 den fazladir (Türkiye'nin yüzölçümünün yarisindan fazla). XX.
    yüzyilda vuku bulmus olan 200 adet baraj çökmesi ya da baraj sularinin seddi asmasi
    kazâlarinda, Çin'in disinda,13.500 kisi ölmüstür. Çin'in Henan eyâletinde Agustos
    1975'de vuku bulmus da ancak 1995 de açiklanmis olan baraj çökmesi kazâsinda en
    az 80.000 ve en fazla da 230.000 kisinin ölmüs oldugu tahmin edilmektedir.
    ileride rüzgâr santralleri ve günes pilleriyle çalisan büyük günes santralleri
    devreye girdiginde ve bunlarin kullanimi iyice yayginlastiginda, bugün pek çok
    çevrecinin yüzeysel bir biçimde bunlari sorunsuz ve çevre dostu ideal santraller olarak
    görmelerine ragmen, bu santrallerin çevreye hiç de dost olmadiklari daha belirgin
    bir biçimde yasanarak anlasilacaktir. Çünkü günes santralleri ancak Günes var
    iken, rüzgâr santralleri de ancak rüzgâr esiyor iken elektrik üreten santrallerdir. Hele
    günes santralleri, hava kapali oldugunda ya da geceleyin hiç elektrik üretemezler.
    Bundan dolayi bu tip santraller, ürettikleri elektrik enerjisinin bu gibi durumlarda
    da kullanabilmesi için, üretilen elektrigin depolanmasini zorunlu kilmaktadir.
    Bugün elektrigin depolanmasi ancak aküler araciligiyla mümkündür. Oysa akü demek
    kursun ve sülfürik asit, ya da kadmiyum (NiCd) demektir ki bunlarin üretimi
    de çevreyi en çok kirleten teknolojilere dayanmaktadir. Ayrica fotovoltaik panellerin
    üretimi de antimuvan gibi çevreyi kirleten zararli toksik bir metale ihtiyaç gösterdi
    ginden bu da günes santrallerinin, saf çevrecilerin zannettiklerinin aksine, hiç
    de çevre dostu olmayan teknolojilere dayanmakta olduklarini göstermektedir.
    Gel-git hareketinin muazzam enerjisinden yararlanmak için biri Fransa'da
    digeri ise Rusya'da kurulmus olan gel-git santralleri projeleri ise, denizin santral aksami
    üzerindeki asindirici etkisi ile türbojeneratörleri tikayan kum, yosun ve sair
    deniz ürünlerinin tahrip edici etkileri dolayisiyla, verimsiz olduklari anlasilinca terkedilmi
    stir.
    Enerji üretiminde, üretim alaninin etkin bir biçimde kullanilmasi da önemli
    bir faktördür. Meselâ fosil yakitla çalisan 1000 MWe kurulu gücüne sâhip bir santral
    1 ilâ 4 km2 civarinda bir yerlesim alanina ihtiyaç gösterirken ayni kurulu güçteki
    bir termal ya da fotovoltaik Günes santrali 20 ilâ 50 km2 civarinda bir alana ve bir
    rüzgâr santrali ise 50 ilâ 150 km2 civarinda bir alana yayilmis olur.Nükleer
    Santral Yerlesim Alani ise 4000 ilâ 6000 Mwe'lik bir kurulu güce sâhip alti nükleer
    birimi ihtivâ edecek kapasitede olup 8,9 km2 civarinda bir alana yayilmis bulunmaktadir.

    Nükleer atiklarin çevreye zarar vermeden muhafaza edilmeleri demek olan
    "Nükleer Atik Yönetimi", ilkeleri ve kurallari artik iyice bilinen pozitif bir bilim
    durumuna gelmistir. Nükleer teknolojinin az, orta ve yüksek radyasyon içeren atiklara
    ne gibi fiziksel ve kimyasal islemler uygulanacagi, radyasyon sizdirmaz kapsül
    lerin içine nasil hapsedilmeleri, nerelerde ve hangi sartlarda depolanip korunmalari
    gerektigi artik iyice bilinmekte ve uygulanmaktadir. Bunlara harfi harfine uyuldugu
    takdirde nükleer atiklarin bir tehlikesi yoktur.
    Nükleer atiklarin ayrintilarina belli bir ölçüde inilerek asagida verilmis olan
    paketleme isleminden sonra 600 ilâ 1000 metre derinlikte su bulunmayan ve deprem
    riski olmayan saglam kayalik bölgelere gömülmesi öngörülmektedir. Hiçbir depremde
    bu derinlikteki kayalarin Yeryüzü'ne çiktigi görülmemistir. Bu derinlikte,
    varsa bile, sularin hizlari günde 25-40 cm civarinda olup bunlarin yüzeye çikabilmeleri
    için de 40-50 km kat etmeleri gerekmektedir. Bu ise en az 4000 yil demektir.
    Öte yandan yüksek düzeyde radyoaktif olan nükleer atiklar radyoaktifliklerinin yakla
    sik %98 kadarini 200 yil içinde kaybetmektedirler. Bu sebeplerden ötürü nükleer
    atiklari bu kabil depolara gömmenin insan sagligi açisindan herhangi bir riski yoktur.
    simdiye kadar yer altinda gerçeklestirilen nükleer patlamalarin insan sagligina
    herhangi bir risk yüklemis oldugu tesbit edilebilmis degildir. Ayrica her yil kömür
    santrallerinden çikan küllerin toplam binlerce ton uranyum ihtivâ etmelerine rag-
    men hiçbir önlem alinmadan yere serilmekte oldugunu da göz ardi etmemek ve nükleer
    atiklar için alinan tedbirleri iyi ve insafli bir biçimde deerlendirmek gerekir.
    Bu konuda asil tehlike, nükleer atiklarin çevreye büyük zarar verdigi samatasini
    kopararak kollektif bir paranoya ve histeriye sebep olmak isteyen çevreci görünümlü
    asiri nükleer-enerji-karsitlaridir.
    Nükleer yakit atiklari çok degerli bir nükleer madde olan plütonyum içerdikleri
    için bunun geriye kazanilmasi belki yerinde bir önlem olurdu ama Dünya'da bu
    prosesi gerçeklestirebilecek pek az tesis vardir. Üstelik saf plütonyum nükleer bombanin
    temel maddesi olabildiginden, geriye kazanilsa bile, bu plütonyum olarak iade
    edilmez. Bundan dolayi pek çok ülke nükleer atiklarini içinde birikmis olan plütonyumu
    geriye kazanmayi düsünmeksizin güvenli ve güvenilir bir biçimde koruma altina
    alir.
    Türkiyedeki Nükleer Santral ihâlesi'nde ihâle sartnâmesi nükleer santralden ortaya
    çikacak olan nükleer yakit atiklarinin santralin ömrü olan 40 yil boyunca güvenli
    bir biçimde muhafazasi ve sogutulmasi için su dolu büyük bir havuzun bulunmasini
    öngörmektedir. Ömrünü dolduran santralin terki ya da sökülmesi durumunda
    bunlar da ayni biçimde koruma altinda tutulacaklar ya da buradan baska bir
    yere tasinarak belirli bir takim kimyasal ve fiziksel muamelelere tutularak güvenli
    ortamlarda saklanacaklardir.
    Bu ikinci evrede uygulanacak olan teknolojinin temelinde yüksek radyasyonlu
    ya da kendine özgü deyimiyle sicak nükleer atiklari camlastirmak yatmaktadir.
    Bunun sebebi de camin suda çözünmesi hemen hemen olanaksiz bir madde olmasidir.
    Bu itibarla nükleer atiklar, önce standart boyutlarda, vitrifiye edilerek camdan
    bir ortam içine hapsedilir. Bu ortam ise paslanmaz çelikten bir kabin içinde
    hapsedilir. Bu kap da, ayrica, suyun asindirmasina asiri dayanikli özel bir malzemeden
    yapilmis bir ikinci kabin içine konulur ve iki kap arasindaki bosluk da eger
    suyla temas edecek olursa islandiginda suyu birinci kaba iletmemek için kendiligin
    den sisecek olan özel bir dolgu maddesiyle doldurulur. Bütün bunlar delinmeye
    karsi dirençli bir kovan içine yerlestirilerek kovanla arasindaki bosluk da asinmaya
    karsi olaganüstü dayanikli bir malzemeyle doldurulur. Bu kovan ise yeralti su örtülerinden
    uzak bir kaya olusumu içine açilan kuyulara yerlestirilerek kaya ile kovan
    arasi gene suya dirençli bir dolgu maddesiyle doldurularak üstü örtülür.


  9. #34
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Nytre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    40
    Mesajlar
    8,700

    Standart



    ben nasil ki buraya neden nükleer santral olmamali ile ilgili kaynaklar koyduysam isterim ki siz de kendi savundugunuz görüsü destekleyen bilgiler yazilar koyun. eger yanlisimiz varsa ögrenelim bilelim... bu tutumu sizlerdende beklerim..



  10. #35
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Nytre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    40
    Mesajlar
    8,700

    Standart



    ayrica nükleer santral denen sistemi türkiyeye türk hükümeti getirmek için yillarca ugrastiktan sonra gelmedi bu is...


    avrupa ve abd (dünya bankasi--imf gibi) bu konuda türkiyeye yapin yapmasiniz iyi olur enerji sorununuz kalmaz gibi söylemlerde bulunuyor...


    yani nükleer santral olayi için abd olmaz demiyor.. ya da karsi çikmiyor. öyle olsa sunu derdi "bölgenin barisi için bu olmamali"



  11. #36

    fincher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.08.2005
    Nereden
    Sakarya
    Yaş
    44
    Mesajlar
    4,037

    Standart

    nükleer karsitlarinin bir baska dayanagi da budur.
    *A.B.D.nde 109 santral kapatilmistir. A.B.D.nde 1978 yilindan beri hiçbir
    nükleer santral insâ etmemistir.*

    A.B.D.nde hâlen 104 nükleer santral çalismaktadir. A.B.D.nin târihinde en
    çok 109 nükleer santralin birden çalistigi bir dönem olmutur. Bu bakimdan bu ülkede
    109 nükleer santralin durdurulmus oldugu iddiasi koca bir yalandir. Bu ülkede de,
    Fransa, ingiltere, Almanya, Kanada ve Rusya gibi nükleer enerjiye ellili ve altmisli
    yillarda geçmis olan ülkelerde miyâdini yâni teknik ömrünü doldurmus olan nükleer
    santrallerin durdurulmasi rutin bir islemdir.
    1978 yilindan beri A.B.D.nde hiçbir nükleer santralin insâ edilmemis olmasi
    bu ülkenin nükleer enerjiden çevre sorunlarini göz önünde tutarak vazgeçmis
    oldugu anlamina gelmez. A.B.D. Türkiye gibi elektrik enerjisine olan ihtiyâci her yil
    bir öncekine oranla % 8 ilâ %14 oraninda artan bir ülke degildir. Bu ihtiyaç
    A.B.D.nde % 0,5 ile % 1 arasinda artmaktadir. Diger taraftan eyâletlerin yasalarinda
    ve prosedürlerinde yapilmis olan degisiklikler sebebiyle olaganüstü yogunlukta bir
    bürokrasinin tatmin edilmesi geregi ortaya çikmistir. Bunun sonucu olarak da, baska
    bir ülkede 48 ilâ 78 ayda bitebilecek olan bir nükleer santral insaati A.B.D.nde 12 ilâ
    18 yil sürebilmektedir. Bu ise hem zaman kaybi ve hem de mâliyetin artmasi demek
    tir. iste bunun içindir ki A.B.D.nde nükleer santral kurmak artik ekonomik degildir.
    Fakat simdilerde, A.B.D.ndeki nükleer santral isletmecileri bunlar için yeniden lisans
    uzatmasi almakta ve güç artirimina gitmektedir. Böylece, A.B.D.nde yeni nükleer
    santral kurulmasa bile bu yolla nükleer gücün miktari artmaktadir.
    Fransa'da da kapatilan nükleer santrallerin hepsi miyâdini doldurmus olan
    santrallerdir. Unutulmamalidir ki Fransa hâlen elektrik üretiminin %75 den fazlasini
    nükleer santrallerden elde etmektedir.

    Edited by: fincher_se7en

  12. #37
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Nytre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    40
    Mesajlar
    8,700

    Standart






    gönderdigin yazi için tesekkür ederim . nükleer santral hakkinda bilgilendik ancak anlamadigim konu "neden gelismis ülkeler artik nükleer santral yapmiyor / ömrü tükenenler yerine yenilerini açmiyor / nükleer santrallerini kapatiyorlar?"


    ben kömer olsun demiyorum zaten ben su deryasinda bulunan ülkemin elektrigini sudan elde etmesinden yanayim ...



  13. #38
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Nytre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    40
    Mesajlar
    8,700

    Standart








    Arif Künar
    Elektrik Mühendisleri Odasi







    Dünya nükleer enerjiden vazgeçiyor, yenilenebilir enerji kaynaklarina yöneliyor. Nükleer enerji, iddia edildigi gibi ucuz degil, en pahali enerji türü. Yasanan yüzlerce kaza, nükleercileri dogrulamiyor. Radyasyonun zararsiz olani yok. Nükleer atik sorunu çözümlenemiyor. Nükleer enerji, disa bagimli bir baska enerji türü. Ayrica, Türkiye?nin, nükleer enerjiye ihtiyaci yok. Yeterli, yerli, çevreci, temiz, sürdürülebilir, ucuz, uygun, yenilenebilir enerji kaynaklarinin kullaniminin saglanmasini amaçlayan yeni bir ?Ulusal Enerji Strateji Plani? olusturulmali.

  14. #39
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Nytre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    40
    Mesajlar
    8,700

    Standart

    ABD?de 1978, Almanya?da 1982 yilindan bu yana yeni nükleer santral siparisi yoktur. Fransa 1997?den itibaren 2010 yilina kadar nükleer programini askiya almistir. Kanada?da 13 Agustos 1997?de 21 adet CANDU nükleer santralinden 7?si yetersiz ve tehlikeli bulundugu için kapatilmistir. Isveç, 1980 yilinda yapilan referandum sonucunda 2010 yilinda, elektriginin %46?sini elde ettigi tüm nükleer santrallerini kapatma karari almistir. Italya, Kasim 1987?de yapilan referandum sonucu, nükleer enerjiden vazgeçmistir. Avrupa?da yalnizca Finlandiya 5. nükleer Rusya Çernobil Faciasindan sonra, daha önce planladigi santral projelerini iptal etmistir. Endonezya, Tayland, Vietnam, Avustralya, Küba, Meksika, Portekiz, Irlanda, Danimarka, Lüksemburg, Yunanistan, Norveç, Isviçre, Hollanda, Izlanda, Iskoçya ve Yeni Zelanda nükleer teknolojiden vazgeçmistir(4).

  15. #40
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Nytre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    40
    Mesajlar
    8,700

    Standart

    Japonya'da Bir Nükleer Santral Yargi Karariyla Kapaniyor




    Japonya'nin kuzeybatisinda Sika nükleer enerji santrali hakkinda mahkeme, bölge sakinlerinin, depremde radyasyon sizintisi olabilecegi gerekçesiyle açtiklari davayi hakli bularak santrali kapama karari verdi.








    Her gün yüzlerce sarsinti geçiren, dünyanin en oynak tektonik levhalarin bulundugu ülkede Kanazava bölge mahkemesi yargici Keniçi Ido, "Büyük depremlerde radyasyon sizintisi tehlikesi vardir, bölge sakinleri hakli" hükmüyle santralin kapatilmasini kararlastirdi.

    Resmi Kyodo haber ajansina göre, mahkeme yetkilisi Akihiko Yasuno, temyize basvuracagini açiklayan Hokuriku elektrik sirketinin islettigi ve yeni üretime geçen ülkenin ikinci en büyük nükleer elektrik santralinin, en az 7,6'lik olasi yersarsintisi alabilecek yerde oldugunu hatirlatti. Kanazava'da 135 davaci, mayis ayinda mahkemeye basvurdu.

    Japonya, enerji ihtiyacinin üçte birini nükleer enerjiden sagliyor.

    Enerji ve Dogal Kaynaklar Bakanligi'nin kaydina göre, ülkede toplam 55 nükleer reaktör, 6,5 büyüklügündeki depremlere dayanmaya göre insa edilmis. Kanazava sakinleri, ülke çok daha büyük depremlere açik oldugu için dava açti. Hükümet, 2010 yilina kadar ülkenin enerji ihtiyacinin yüzde 40'ini nükleer santrallara dayanarak 11 yeni santral insa etmeyi planlamis bulunuyor.

    Depremlere karsi dünyanin en yüksek teknolojisine sahip Japonya'da 11 yil önce Kobe'deki 7,6'lik yersarsintisinda 6400 insan ölmüstü.



  16. #41

    fincher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.08.2005
    Nereden
    Sakarya
    Yaş
    44
    Mesajlar
    4,037

    Standart

    [img]uploads/fincherse7en/2006-04-12_224342_sema.GIF[/img]
    [img]uploads/fincherse7en/2006-04-12_224407_sema2.GIF[/img]

  17. #42
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Nytre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    40
    Mesajlar
    8,700

    Standart



    http://www.taek.gov.tr/ogrenci/bolum1_06.htmlbu linkte bir ögrencinin hazirladigi ödev var... ödevin bu kisminda nükleer enerji hakkindaki olumlu ve olumsuz görüsler bildilrilmis...


    bunlarin bana en ilginç geleni ise su ;


    """dünyada nükleer kazalar saklanmaktadir. hele türkiye gibi bir ülkede meydana gelecek kazalar saklanacaktir.""""

  18. #43
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Nytre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    40
    Mesajlar
    8,700

    Standart

    süper bir site buldum... http://www.antinukleer.org/haber.phpburada dünyadaki nükleer enerji ile ilgili bütün haberleri bulabilirsiniz.

  19. #44

    fincher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.08.2005
    Nereden
    Sakarya
    Yaş
    44
    Mesajlar
    4,037

    Standart

    italya, 1986 yilindaki Çernobil kazâsindan sonra 1987'de yapilan halk oylamasiyla
    ülkede yeni nükleer santral kurulmamasi çin 5 yillik bir moratoryum ilân
    etmis ve hemen akabinde de insaat hâlindeki Trino Varcellese 2 ve Alto Lazio nükleer
    santrallerinin insaatini durdurmus ve çalismakta olan Latina, Garigliano, Trino
    Varcellese ve (%100 italyan isçiligiyle yapilmis olan) Caorso santrallerini de kapatmis
    tir.Bunun sonucu olarak italya bugün elektrik üretimi konusunda %80 oraninda
    disa bagimli bir ülkedir
    .
    Italya millî nükleer arastirma merkezlerinin çalismasina
    sekte vurmamak ve bir gün nükleer enerjiye tekrar döndüklerinde uluslararasi
    teknolojik düzeyin altinda kalmis olmamak için bu merkezleri desteklemekte, ve hattâ
    PIUS (Process Inherent Ultimate Safety) reaktörü projesi için Asea-Atom ve
    AP600 projesi için de A.B.D. ile siki bir isbirligini ayakta tutmaktadir. italyan ekonomistler
    ülkenin nükleer enerjiden vazgeçmesinin büyük hatâ oldugunu vurgulamaktadirlar.

  20. #45
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Nytre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    40
    Mesajlar
    8,700

    Standart



    su anda italyada türkiyede çevresindeki sulari kullanmak yerine dis ülkelerin yaptiklari baskilar ya da dayatmalar tehditler sonucu eski teknolojileri kullanmak istiyor...


    nükleer enerji elektrik üretiminde çigir açmis olabilir ancak nükleer enerji beyaz bir kelebektir diyemeyiz...


    ya türkiyedede bir çernobil yasanirsa?


    türkiye daha ülkedeki fabrikalarin atiklarini kontrol edemiyor geçen istanbulda 1000e yakin varil buldular ve artik çok geç olmus...



  21. #46
    eys_61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    27.09.2004
    Nereden
    Gaziantep
    Yaş
    38
    Mesajlar
    1,473

    Standart



    @fincherse7en


    abicim öncelikle verdiginiz bilgiler için tesekkür ederim ama nükleer santrallerin çevreye verdigi zararlarla ilgili mukayese yaparken bir baska çevre dostu olmayan enerji üretim metodu olan termik/mobil santraller üzerinde durmayi yeglemissiniz.


    nükleer santrallere karsi oldugum kadar termik vs santrallerin de karsisindayim.


    benim de savundugum rüzgar santralleri konusuna gelince.dünyada da gittikçe yayginlasan rüzgar santralleri için gerekli rüzgar potansiyelimiz mevcut ülkemizde.(örn:gaziantep üniversitesi bünyesinde kurulan pervane ort. 350-400 rpm e ulasiyor)bu konuda türkiyenin herhangi bir potansiyel veya santral kuracak yer sikintisi oldugu tezine katilmiyorum.


    genellikle hakim rüzgar yönüne göre konuslandirilan pervaneler günümüzdebir kaç ufak ekipman yardimiyla rüzgarin degiskenlik gösterdigi bölgelerde de verimli bir sekilde kullaniliyor.


    nükleer santrallerdeatik depolama islemleri yukarida da yazdiginiz gibi son derece uzun ve mesakkatli.(güvenlik katsaysinin yüksek oldugu söylense bile)bu islemler için harcanacak mesai (zaman+para) ve yüksek maliyetler sebebiyle pek de avantajli gelmiyor bana.


    nükleer santrallerin hizmet ömrü de diger bir konu.milyarlarca dolarlik bir yatirimin bir süre sonra atil duruma düsecegini de unutmamak gerekir.(bkz. 20 sene önce kullanilan reaktörlerin artik esamesi bile okunmuyor)


    rüzgar santralleri bakim ve yenilenme maliyetleri bakimindan da nükleer santrallere üstünlük kuruyor.



  22. #47
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Nytre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    40
    Mesajlar
    8,700

  23. #48

    fincher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.08.2005
    Nereden
    Sakarya
    Yaş
    44
    Mesajlar
    4,037

    Standart

    Her nükleer reaktörün potansiyel bir atom bombasi oldugu ve her an patlamasinin
    beklenmesi gerektigi iddiasi da vehimlerini gerçek gibi kabûl edenler câhillere
    has bir hezeyandir. Bir nükleer reaktör atom bombasi gibi patlamaz. Olsa olsa
    simdiye kadar vuku bulmus en büyük nükleer kazâ olan Çernobil kazâsinda oldugu
    gibi "ambale" olur; yâni yanlis bir operasyon sonucu ya da bir aksâmin bozulmasi
    sonucu ürettigi güç ve buna bagli olarak da isi birdenbire artar. Bu da reaktörün kalbinin
    (ya da baska bir deyimiyle reaktörün korunun) erimesine ve etrafa olaganüstü
    bir radyasyonun yayilmasina yol açar.
    Atom bombasiyla nükleer enerji üretimi arasinda mevcûd olan tek benzerlik
    her ikisinin de fisyon olayi'na dayanmasindadir, o kadar! Ama:
    AtomBombasi:
    * Patladigi yeri mahvetmeye yöneliktir.
    * Zincirleme reaksiyonu kontrolsüzdür.
    * Çevredeki etkisi kalici ve öldürücüdür.
    * Üretimi ve kullanilmasi insanliga karsi
    suçtur.
    nükleer enerji ise
    *Üretildigi ülke için faydadir,servettir.
    *Zincirleme reaksiyonu kontrol altindadir.
    * Çevreyi kirletmez. Güvenilirligi dig-
    er enerji üretim santrallerinden de üstündür.
    * Kullanilmasi insanligin yararinadir,
    erdemdir.
    Atom bombasinda bütün zincirleme reaksiyonlar saniyenin milyonda biri gibi
    küçük bir zaman dilimi içinde olup biter. Muazzam bir radyasyon salinmasiyla
    birlikte açiga çikan güç ise bir nükleer reaktörün gücünden milyarlarca defa daha
    büyüktür. Oysa maksimum gücünde çalian bir nükleer reaktörde vuku bulan zincirleme
    reaksiyonlar aylar boyu kontrollü bir biçimde ayni düzeyde sürdürülür ve,
    Bati Anlaminda Nükleer Güvenlik Doktrini uyarinca tasarimlanmis olan koruyucu
    zirhlama sistemleri dolayisiyla da, reaktörün kalbinden ve içinde bulundugu binadan
    digariya radyasyon sizmaz.
    Nükleer santrallerin güvenli ve güvenilir bir biçimde,
    çevreye de zarar vermeden elektrik üretebilmeleri, bunlarin: 1) yapisal niteliklerinden
    kaynaklanan özellikleri, ve 2) aktif ve pasif koruma sistemleri sâyesinde
    mümkün olmaktadir.
    Nükleer yakit, genellikle, reaktörün kalbinde hüküm süren sicakliga dayanan
    ve yüksek bir ergime sicakligina sâhip olan Uranyum Dioksit'tir. Yakitta olusan ve
    yakit lokumcugundan digari sizan fisyon ürünlerinden gaz olanlarinin sogutucu akis
    kana karismasi, yakit çubugunun içine hapsedildigi yakit zarfi tarafindan önlenir.
    Bu sogutucu akiskan ise basinç altindaki bir kapali devre içinde dolanip durdusu i
    çin, bu da, fisyon ürünlerinin kontrol altinda tutulmalari bakimindan bir önlem tekil
    eder. Ayrica: 1) bütün reaktörü içine alan ve disari radyasyon sizmasini önleyen biyolojik
    zirh, 2) santralin elektrik üretim bölümü hariç olmak üzere tümünü içine alan
    ve reaktörde bir kazâ vuku bulsa bile disariya radyasyon sizintisina engel olan dis
    güvenlik kabugu , ve 3) tüm santrali çevreleyen yasak bölge de bu güvenliligi pekis-
    tirir.
    Bati Anlamindaki Nükleer Güvenlik Doktrini'ne göre nükleer santrallerde
    kullanilan tüm parçalarda uygulanan tasarim ve kalite kriterleri uzay teknolojisininkiler
    kadar üst düzeyde tutulmaktadir. Bunun için Kalite Kontrolü ve Kalite Temini
    nükleer santral isnaatinda ön plânda gelir ve nükleer santral insaati, sirf bu önlemlere
    uyulmasi yüzünden, uzun zaman alir. Ayrica da nükleer santrallerin tüm güvenlik
    sistemlerinin yeterli sayida yedeklenmis olmasi ve bu yedeklerin de degisik ilkelere
    göre çalismasi saglanmaktadir.
    Aktif ve pasif koruma sistemleri ise bir kazâ aninda devreye giren sogutma
    sistemleri ile kimyasal kontrol sistemini içerir.
    Bütün bu sistemler bir nükleer santralin güvenli ve güvenilir bir biçimde is-
    letilmesi için gerekli olan sistemlerdir.
    Meselâ 1979 yilinda A.B.D.nde Three Miles
    Island nükleer santrali tipki Çernobil santralinin 4. ünitesi gibi bir insan hatâsi yüzünden
    kazâya urayinca koruyucu dis güvenlik kabugunun kapisi kapatilarak ergiyen
    reaktör kalbinden sizan muazzam radyasyon sonsuza kadar bu kabugun içine
    hapsedilmistir. Bu kazâda kimsenin burnu kanamamis, kimse radyasyon hastaligina
    mâruz kalmamistir. Ama Bati Anlaminda Nükleer Güvenlik Doktrini'ne göre insa
    edilmemis olan Çernobil reaktöründe böyle bir dis güvenlik kabugu olmadigindan
    açiga çikan radyasyon kitalara yayilmistir.

    Bir ülkenin nükleer reaktörlerin isletilmesine lisans veren mevzuatinin, ne
    kadar pahali olursa olsun, bu güvenlik önlemlerinin alinmis olmasini öngörmesi gerekir.
    Türkiye'de nükleer reaktörlerin iletilmesini lisanslama yetkisine sâhip tek kurulus
     2690 sayili yasaya göre Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'dur. Ve bu Kurumun
    lisanslama mevzuati da Bati Anlamindaki Nükleer Güvenlik Doktrini'ne dayanmaktadir.

    Bu doktrine göre nükleer santrallerin güvenlilik ve güvenilirligine verilen
    önem hakkinda bir fikir verebilmek için sözü edilen güvenlik önlemlerinin bunlarin
    hiç biri olmadan insa edilecek santralin maliyetinin yaklasik % 40 i kadar ek bir
    masraf gerektirdigini ifâde etmek yeterlidir.

  24. #49
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Nytre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    40
    Mesajlar
    8,700

  25. #50
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Serhat ŞAHİN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    19.08.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    42
    Mesajlar
    745

    Standart

    Alıntı bodehter Nickli Üyeden Alıntı
    Alıntı eys_61 Nickli Üyeden Alıntı
    Nükleer santralin adresi Sinop

    Hükümet, nükleer enerji santralinin Sinop?ta insa edilmesine karar verdi. Sinop?ta, 3 adet reaktörün yer aldigi nükleer ada kurulacak.


    ANKARA - Nükleer santralin Sinop?a yapilmasi kararlastirildi. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Baskani Okay Çakiroglu, nükleer santral konusunda 8 yer önerdiklerini, Basbakan Recep Tayyip Erdogan?in bu yerler içinde bulunan Sinop?u ilan ettigini söyledi. TBMM KIT Komisyonu?nda konusan TAEK Baskani Çakiroglu, nükleer santralin nereye yapilacagi konusunda Türkiye genelinde detayli teknik incelemelerde bulunduklarini anlatarak, deniz suyu sicakligindan, iklim, rüzgar ve havanin durgunluguna kadar 43 kritere göre 7 yer belirlediklerini ifade etti.
    Çakiroglu, nükleer santral yapilacak yerde bir de teknoloji merkezinin kurulmasinin öngörüldügünü, Sinop?un bu açidan da uygun olacagini vurguladi.

    ............ Yozgat Milletvekili Emin Koç?un Sinop disinda nereleri önerdiklerini sormasi üzerine Çakiroglu, Eskisehir?deki Sariyer Baraji?nin kenarindaki göl alanini, Konya?da birkaç yer, Trakya?da da Kirklareli?nde bir yer önerildigini belirtti.

    Bunlar içerisinde de Sinop?tan sonra ikinci olarak öne çikan yerin Sariyer Baraji kenarindaki göl alani oldugunu anlatan Çakiroglu, bu yerin 8-9 tonluk reaktörlerin tasinmasinin göz önüne alinmasi sonucunda tercih edilmedigini söyledi.

    HANGI ALTERNATIFLER VARDI?
    Nükleer santral için alternatif bölgeler sunlardi:
    Beysehir-Seydisehir
    Nallihan-Beypazari
    Akçakoca-Eregli
    Mersin-Akkuyu
    Kirklareli-Igneada
    Kirikkale-Nevsehir

    ÖZEL SEKTÖRLE GÖRÜSME YAPILACAK
    Nükleer santral için yer belirlenirken, model konusunda da önemli adimlar atilacak. Enerji Bakanligi, yarin 10 özel sektör firmasinin üst düzey yöneticileri ile toplanti yapacak. Toplantiya, Koç Holding , Sabanci Holding, Dogus Holding, Enka, Gama, Zorlu Holding, Tekfen, Alarko, Çalik ve Akkök Grubu davet edildi.

    Enerji Bakanligi, söz konusu firmalarin nükleer santral yapimi için yurtdisinda yaptiklari görüsmelerin sonucunu soracak. Yatirim için devam etmek isteyen tek bir firma bile kalsa görüsmelerin sonucu beklenecek.

    ISBIRLIGI IHTIMALI YÜKSEK
    Tüm firmalar görüsmelerin sonuçsuz kaldigini bildirip nükleer yatirimdan çekilirse, kamu devreye girecek. Ya kamu-özel sektör isbirligi ile ya da kamu eliyle nükleer teknolojiye geçis karari alinacak.

    Özel sektörün tek basina Hazine?ye yük olmadan, satis garantisi almadan nükleer santral kurabilmesinin zor oldugu düsünülüyor. Bu nedenle toplantidan kamu-özel sektör isbirligi ile devam edilmesi kararinin çikmasi bekleniyor.
    ntvmsnbc.com

    nükleer e karsi sinop platformu:
    www.sinopbizim.org
    birlik olalim ülkemizi nükleer çöplük olmaktan kurtaralim


    çok komiksiniz yav.


    nükleeer güç ne demek bilmiyorsunuz herhalde nükleer santral bi ülke için tehdit malzemesidir.


    iran a kimse niye dokunamiyor. sikiyosa dokunsunlar.


    böle basit seylerle nükleer santral projesini elestirmeyelim


    gelsinler benim mahalleme yapsinlar ma yeterki yapsinlar.....


    nükleeer saantrallere karsi olan her ülke bu teknolojiye sahip tabiki baska ülkelerin yapmasini istemeyecekler ama onlara soran yok......


    bak ben eregli de oturuyorum gelip yapsalarmis keske hiç fark etmez.......


    sizde saygi duyun


    Aynen katiliyorum arkadasima...


    Belcikada ki ..t kadar yerde 8 tane var. bir zamanlar elektrik satan biz elektrik alyoruz. bence yapsinlar... ama yer önemli

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •