İspanya | La Liga

[Terzioğlu]

Gol Kralligi:

10 Gol Luis Fabiano (Sevilla)
9 Gol Diego Milito (Real Zaragoza)
8 Gol Tamudo (Espanyol)
8 Gol Nihat (Villareal)

Nihat bu sene gol krali olabilir.
Bu sezon sadece 8i ilk 11 de olmak üzere 14 macta forma giymesine ragmen 8 gol cok büyük bir basari.
Allah yardimcisi olsun insallah böyle devam eder...

[Özge]

Ronaldinho'nun Barça'da kalması zor.

İspanyol spor basını, ''en kötü yılını geçirdi'' dediği Brezilyalı futbolcu Ronaldinho'nun Katalan ekibi FC Barcelona'dan ayrılacağına kesin gözüyle bakıyor...

La Liga'da sahasında Real Madrid'e 1-0 yenilen Barcelona'da esas sorunun'' takım olmaktan uzaklaşmak'' olduğu belirtilse de Katalan takımının yıldız oyuncusu Ronaldinho'nun formsuzluğu tartışmaların odak noktasını oluşturuyor.

Sezon başında İtalya'nın AC Milan kulübünden 100 bin avroluk teklif alanancak Barcelona'nın satmamasından dolayı takımında kalan Ronaldinho'nun sezon sonunda Milan'a transfer olabileceğini iddia eden İspanyol gazeteleri, İngiltere'nin Chelsea kulübünün de yıldız futbolcu ile ilgilendiğini ileri sürüyor.

Marca gazetesi, Ronaldinho'nun fiyatının düştüğünü savunarak, Barça'daki takım arkadaşı Zambrotta ile birlikte Milan'a gitmesinin gündemde olduğunu ve İtalyan yöneticilerin Brezilya'da tatilde olan Ronaldinho ile görüştüklerini yazdı.

Barcelona'da Ronaldinho dışında teknik direktör Frank Rijkaard'ın geleceğide tartışılıyor.

REAL MADRİD'DE 3 KUPAYA FUTBOLCU BAŞINA 900 BİN AVRO PRİM VAADİ
İspanya'nın dünyaca ünlüfutbol kulüplerinden Real Madrid'de kulüp başkanı Ramon Calderon, bu sezon3 kupa kazanmaları halinde her futbolcuya 900 bin avro prim ödeyeceklerini vaat etti.

La Liga, Şampiyonlar Ligi ve Kral Kupası'nı 2007-2008 sezonunda müzesine götürmek isteyen Real Madrid'de, sezon başında açıklanan ''3 kupaya 600 binavroluk'' prim, 300 bin avro daha yükseltildi. Şu anda noel ve yılbaşı tatilinde olan futbolcuların dönüşte, Calderon'a cevap verecekleri ileri sürülüyor.

[Vkgz]

[/QUOTE]

[ofluhalit]

real bu sene siler süpürür ispanyayı.forza real

[Sacit]

Barça, zorlu deplasmandan 3 puan almayı bildi. Henry, yaptığı şık çalımlarla göz doldurdu.

VİVA BARÇA

[ilhan]

Not: pepe ve orta saha daki diarra,capello dan kasaplığı iyi öğrenmişler.

VİVA BARÇA

Pepe ile Capello'nun alakası ne =s Pepe bu sene alınmadı mı

[Mehmet Fırat]

Real Madrid farkı korudu

La Liga'da lider durumda bulunan Real Madrid Barcelona ile olan puan farkının azalmasına izin vermedi. Takipçisi Barcelona'nın Mallorca'yı 2-0 yenmesinin ardından kendi sahasında Real Zaragoza ile karşılaşan Real Madrid engeli 2-0 ile geçti.

Real Madrid'i galibiyete götüren goller 66.dakikada Hollandalı Van Nistelrooy ve 77.dakikada Brezilyalı Robinho'dan geldi. Real Madrid bu galibiyetle puanını 44'e çıkarırken Real Zaragoza ise 21 puanda kaldı.

(Ligtv.com.tr)

[Fatih]

[Hüdai Pervaneli]

robinho ya dua etsin real

[Cem Balcı]

robinho ya dua etsin real

bide bu adamı bu sezona kadar yedek oynatıyolardı.

[Berat]

"Futbol asla sadece futbol değildir!" diyorsanız Real Madrid gibi faşist kökenli bir takımla hiç işinizin olmaması lazım..Buyrun, bilmeyenler Real Madrid gerçeğini okusunlar..

ÖZGÜRLÜĞE SEVDALI BİR MEYDAN

Akdeniz medeniyetinin güzelliklerini ve gelişmişliğini en güzel yansıtan sayılı kentlerden biri de Barcelona‘dır. Barcelona, Venedik ve Genova ile Akdeniz’e açılan Avrupa kapısıdır. Fakat, Barcelona Katalonya‘nın bağımsızlık ve özgürlük simgesi olan yönleriyle diğerlerinden daha ayrıcalıklıdır. İki bin yıllık tarihi boyunca, Katalonya bölgesini istila ve talan eden Roma, İspanyol ve Araplar’a karşı bir kale gibi dikilmesiyle diğer kentlerden ayrılır Barcelona. Bunun için de yüzyıllar boyu sayısız savaşa ve katliama tanıklık etmek zorunda kalmıştır. Bu katliamların en büyüklerinden biri de Endülüs devleti yıkıldıktan sonra yapılanıdır. Endülüs’ün yıkıldığı dönemde İspanyol, Musevi, Arap ve Katalonyalılar kılıçtan geçirilir. Öylesine çok kan dökülmüştür ki, artık acısından ne yapacağını bilemeyen halk, tepkisini ayaklarını yere vurarak göstermeye başlar. İşte, Akdeniz ama özellikle de İspanya denince ilk akla gelen simgelerden biri olan meşhur Flamenko dansının ortaya çıkışı da böyle gerçekleşmiştir. Halkın katliama karşı öfke ve acısını dışa vurmak için ayaklarını yere vurması, zaman içerisinde çeşitli figürlerle beslenerek gelişir ve Flamenko dansını doğurur. Flamenko, direniş ve acıdan evrilerek, İspanyol ve Katalonyalıların ulusal müziği haline gelir.

Katalonya Meydanı
Katalonya meydanı, Barcelona şehrinin simgelerinden biridir. Hem eski kent bölgesinde olması hem de tüm direnişlerin başlama yeri olmasından dolayı Katalonya meydanı, “Cartier Gotique” olarak da anılır. Daracık sokakları ve onlarca asırlık kiliseleri geçerek, La Rambas‘a çıkılır. La Rambas, sokak ressamları, hediyelik eşya satanları, akrobatik gösteri yapanları ve bir köşesinde hararetli tartışanları ile oldukça hareketli bir yerdir. Az ilerisinde yer alan Picasso müzesinin kuyruğunda beklemekten bitap düşenler de soluklanmak için La Rambas’a uğrarlar. Tüm bunların yanı sıra, La Rambas asıl akşamları başlayan ve sokaklara kadar taşan Flamenko müziği ve dansı ile meşhurdur.
Katalonyalılar her yönüyle İspanyollardan farklı olduklarını dile getirirler. Yani kendilerini İspanyol olarak görmezler.

Franco faşizmi ve Katalonya
İspanya’da cumhuriyetçilerin iktidara gelmesiyle tekelci sermaye silahlı güçlerini hareketlendirir. General Primo de Rivera‘nın başarısız darbe girişimi sonrası idam edilmesiyle orduda huzursuzluk başlar. İberiya adasında konumlanan Falanjistler, Franco önderliğinde merkezi iktidara karşı yeni bir ayaklanma başlatır. Cumhuriyetçi yönetimin hantallığından yararlanan Falanjistler parça parça toprakları ele geçirerek Madrid ve Barcelona’ya doğru yürümeye başlarlar. İspanya 1936-1939 yılları arasında acısı bir türlü dinmek bilmeyecek olan iç savaşın ortasında bulur kendisini.

Direniş odağı Katalonya!
Falanjist güçler, direnişin yoğunlaştığı Katalonya bölgesine dört koldan saldırır. Hitler faşizmi, açıktan desteklediği Franco’nun hizmetine en iyi paraşütçülerini gönderir. 1937′de Naziler’in bombaladığı ve onbinlerce insanı katlettiği Guernica ve Bilbao gibi kentlerdeki direnişe, yüzbinler olup Katalonya meydanına akan antifaşistlerin “non pasaran” haykırışları destek olur. XX. yüzyıl başlarında Katalonya bölgesinde en güçlü örgütlülüğü olan anarşist hareket, iç savaş döneminde Barcelona’da yakaladığı kitleselliğin etkisiyle, komünistler ve cumhuriyetçilerle sürekli sorun yaşar. Hatta uluslararası tugaylar içerisinde ve oluşturulan Halk Cephesi’nde de aynı sorunlar yaşanır. 53 ülkeden gelen 250 bin antifaşist hiçbir şey gözetmeksizin İspanya halkı için savaşa katılır. Direnişe önderlik eden PSOE, POUM, CNT ve komünistler aralarında yaşanan çelişkilerden faydalanan faşistler, Barcelona kapılarına dayanır. Barcelona’nın teslim olmasını isteyen faşistlere karşı komünistlerin yanıtı nettir: “Diz çökerek yaşamaktansa, ayakta ölmek yeğdir! Non pasaran”! Anarşist lider Buenaventura Durruti, yoğun bombardıman altında kalan Barcelona’da katledilir. Durruti’nin cenazesi, 700 bin kişinin katılımıyla kaldırılır. Bu olaydan sonra anarşistlerde çözülme başlar. Ve 26 Ocak’ta Barcelona düşer. Barcelona’nın düşmesinden sonra antifaşistler başkenti savunmak için gruplar halinde Madrid’e doğru ilerlerler. Fakat, beceriksiz cumhuriyetçilerin yoğun olduğu başkent de 28 Mart 1939′da Barcelona ile aynı akıbeti paylaşmaktan kurtulamaz. Madrid’in de düşmesiyle üç yıl süren ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olan iç savaş sona erer. Ancak, İspanyol işçi ve emekçileri için asıl zorbalık günleri yeni başlamaktadır. 40 yıl boyunca sürecek olan Franco faşizmi sahnededir artık…

İspanya’nın gururu Barça!
Franco faşizmi sadece Katalonya halkını değil, tüm İspanyol işçi ve emekçileri yıllarca faşist baskı ve zor altında tutar. Dişe diş savaşılarak kazanılmış tarihsel haklar birer birer gaspedilir, siyasal talepler kurşunla yanıtlanır. Katalonya halkının ulusal hak ve talepleri zorla bastırılır. Zor geçen bu yıllar boyunca Barcelona futbol takımı (Barça), Katalonya halkının onur kaynağı olur. Bu durum, etkisinden hiçbir şey kaybetmemiş haliyle bugün için de geçerlidir. Faşizmden bunalmış Katalonya halkının umudu olan Barça, antifaşist kitlesiyle faşizme karşı adeta bir sembol haline gelir. Katalonya halkı faşizme olan tepkilerini, siyasal, ekonomik ve toplumsal hak ve taleplerini Barça üzerinden ifade etmeye başlarlar. Barça’nın başarıları, her yönden baskı altına alınan kitleler için büyük bir moral kaynağı olmasının yanı sıra, taraftar kitlesini de her geçen gün büyütür. Faşizm yıllarında Barça’nın taraftar kitlesinin büyümesi demek, antifaşist cephenin de büyümesi anlamına gelmektedir. Franco faşizmi bunun önüne geçmek için Barcelona’ya rakip olması amacıyla Real Madrid futbol takımını kurar. Fakat, tam 20 yıl boyunca hiçbir sonuç alamaz. Bugün de dünyanın en önemli derbisi sayılan Barcelona ile Real Madrid arasında oynanan maçların ezici çoğunluğunda Barça büyük bir üstünlük kurar. Faşizm yıllarında oynanan maçlar, sadece basit bir futbol maçı olmanın ötesinde faşizm ile halkı karşı karşıya getiren özel bir anlam da taşımaktadır. Barça’nın Real Madrid’e karşı sağladığı her üstünlük, halkın faşizme karşı moral depolamasını sağlarken, diğer yandan geniş kitlelerin faşizme karşı olan öfkesini boşaltmaya kadar varan olumsuz bir etkide de bulunur. Barça’nın sürekli kazanması, bunak diktatör Franco’yu bunaltır. Franco’nun emriyle 1953 yılında Real Madrid’e gizli ödenekten milyonlarca peso tutarında yardım yapılır. Bir anda muazzam bir sermayeye hükmeder hale gelen Real Madrid, Barça’nın bütün önemli futbolcularını oldukça yüksek bedellerle transfer eder. Bu sayede de 20 yıl aradan sonra ilk kez şampiyon olur.

Futbolun toplum üzerindeki etkisini farkeden Franco, kısaca “3F” denen ve “Futbol, Fiesta, Flamenko” formülünü yaşama geçirerek, kitleleri kontrol altına almaya çalışır. 3F’den başta yazılı olanı, sonraki yıllarda emperyalist kapitalizmin yığınları uyuşturmak, etki altına almak ve yönlendirmek için önceki yıllara oranla çok daha fazla kullanacağı temel taşlardan biri haline gelir. Franco faşizmi de, bir zamanlar faşizme karşı olmanın sembolü ve cephesi durumunda olan Barça’nın başarıları üzerinden işçi ve emekçileri kontrol altına almaya başlar.

Bağımsızlık tutkunu Katalonya!
Katalonya, İspanya’nın varolmasından 100 yıl önce üzerinde yaşam olan bir bölgedir. Sicilya ve Sardunya ile birleşmesinden sonra toprakları genişleyen ve sömürgeci güçlerin dikkatlerini çeken Katalonya XVIII. yüzyılda işgal edilir. Bu andan itibaren defalarca bağımsızlık mücadelesi verir fakat başarılı olamaz. İç savaşla birlikte İspanya krallığının egemenliğine girmiş olsa da, Katalonya kendisini hep İspanya’dan ayrı görmüştür. Bağımsızlığa ve özgürlüğe sevdalı Katalonya halkı için, “Espania mania serra publicana” (yarın gelecek, İspanya cumhuriyet olacak)tır. Katalonya halkı, faşist Franco’nun 1975′te ölmesinden sonra da bağımsızlığını kazanamadı ama verdiği mücadele ile kendi dilinin bürokraside kabul edilmesini sağladı. Fakat, Katalonya halkı asla bununla yetinmedi. Bağımsızlık ve özgürlük tutkusu hiç sönmedi. Madrid’in kendisine olan nefretine karşı, yüzlerce direnişe yataklık etmiş, binlerce özgürlük savaşçısını ağırlamış meydanında yaptığı flamenko dansı ile Katalonya halkı özgürlük türküsü söylemeye devam ediyor.

[Mustafa Önal]

berat abi çok güzel bir yazı koymuşsun. bir kez daha anti unrealmadriz . untiistanbul diyorum.

[Fatih]

"Futbol asla sadece futbol değildir!" diyorsanız


keşke diyebilsem

forza Real!!!

[macka61]

Berat abi saolasın okudum yazıyı her zaman forza barça nede olsa bordo mavi

[macka61]

yarın kanal a saat 23 te sevilla ile barçanın ispanya kral kupası maçı var

[Sacit]

işte madrid gerçeği bir kez daha gözler önüne serildi.

madrid'in böyle çirkef bi takım olduğu her yerden belli oluyordu zaten; ispanya kralının yağcıları, faşistlerin uşakları v.s... kin ve nefretim daha da şiddetlendi bu ezik madrid'e karşı

VİVA BARÇA Katalonya

[Samet Türkmen]

Bende osasuna-Trabzonspor maçında pkk bayrağı açan barça gibi bask bölgesi takımlarından nefret ediyorum. Bask bölgesine veya oranın takımlarına sempati beslenmesi (hele ki osasuna-Trabzonspor maçından sonra) bana hiç hoş gelmiyor.

[Berat]

Bende osasuna-Trabzonspor maçında pkk bayrağı açan barça gibi bask bölgesi takımlarından nefret ediyorum. Bask bölgesine veya oranın takımlarına sempati beslenmesi (hele ki osasuna-Trabzonspor maçından sonra) bana hiç hoş gelmiyor.

Arkadaşım, Barça bask bölgesi takımı değildir, Katalanların takımıdır.. Farklı şeyler..

[ilhan]

Konu milliyetçiliğe geliyor sanırım.

[Mustafa Önal]

Arkadaşım, Barça bask bölgesi takımı değildir, Katalanların takımıdır.. Farklı şeyler..

berat abinin dediği gibi ispanyada 3 yada 4 tane ırk ve millet var. bunların en köklüsü katalanlar ve basklılardır.
ülkemizdeki olaylarla ispanyadaki olaylar aynı kefeye koymak tamamen bilgisizlik dışı bişeydir. ispanya denen bir şey yokken bundan 100 yıl önce katulunya vardı. yukardaki yazıyı bir kez daha okuyalım ve faşizime karşı barcelona şehrinin ve katalanların yapmış olduğu direnişi tekrar okuyalım. faşist frakonun unreal madrize verdiği devlet hazinesinden desteği de unutmayalım. ülkemizde istanbul takımlarına nasıl devletimiz peşkes çekiyorsa aynısını faşit franko yapmıştır.

forza barça bir kulupten daha fazlası.

[pReN@_61]

r.madrid için ispanyanın febe si diyorlar..

[Fatih]

ağzı olan konuşur klavyesi olan yazar Real sadece işine bakar

[pReN@_61]

ağzı olan konuşur klavyesi olan yazar Real sadece işine bakar

Yanlış anlaşılmasın r.madridi destekleyenler tarafından.

Ben okuduklarımı, duyduklarımı söyledim

[Fatih]

Yanlış anlaşılmasın r.madridi destekleyenler tarafından.

Ben okuduklarımı, duyduklarımı söyledim

ben seni kastetmedim zaten fazlasıyla gereksiz yazılar var yukarda ben Real Madrid taraftarı olabilirm ama sonuçta ispanyol değilim Türküm onların içlerindeki çatışma beni ilgilendirmez sadece futbola bakarım

[Samet Türkmen]

Arkadaşım, Barça bask bölgesi takımı değildir, Katalanların takımıdır.. Farklı şeyler..

Katalan veya bask herneyse. Ama birşeyleri desteklerken ne olduğunu araştırın. Ülkemizdeki olaylarla ispanya'daki olaylar bir değildir.Ama İspanya'daki olayları yapanlar ülkemizdeki olayları yapanlara destek verirse iş o zaman değişir.