bu metni yazan gazi astsubay, bazilarina göre " mazlum edebiyati" yapmis olabilir ama yinede unutmayin ki tarih gerçekleri anlatmaya yetecek kadar uzun degil..... bazen duygular yetmiyor bazen de....
Semdinli'yi bileniniz var mi? Hiç gitmisliginiz, Otuz iki virajlari asip, Kaymakam çesmenin soguk suyunu hiç içmisliginiz var mi? Her sabah uyandiginizda size merhaba diyen Efkâr tepeyi, Gomane tepeyi gezdiniz mi karis, karis?
Mayina basan aracin içinden, tam on dört metre uzaga firlayan bir arkadasiniz oldu mu sizin? "Yenge vallahi az önce yanimda oturuyordu, simdi disari çikti" diye yalan söylediniz mi karisina? Dükkânina girip alisveris yaptiniz mi bir esnafin?
Gomane tepenin zirvesinden, içinde esinizin, çocugunuzun bulundugu lojmana dogru yanarak gidip evinizin duvarinda patlayan RPG-7'leri izlediniz mi siz?
Ama yine de bulundugunuz görev yerini terk etmeden, acaba öldüler mi, yaralandilar mi, diye sabaha kadar hiçbir haber alamadan beklediniz mi?
"Ben bu insanlar rahat uyusun diye buradayim, ama neden benim aileme saldiriyorlar" diye düsündünüz mü hiç.
Evinizin roketlendigi mahalleden ve hatta roketin atildigi, makineli tüfegin yani basinda çalistigi evin sakinlerinden, "vallahi biz bir sey görmedik" dediklerini duydunuz mu kulaklarinizla?
Her seye ragmen deyip görevinize devam ettiniz mi? O patlamalardan dolayi yillardir psikolojik tedavi gören bir çocugunuz veya çocugu bu yüzden tedavi gören bir tanidiginiz oldu mu? Hiç böyle bir baba'nin veya Anne'nin yüz ifadesini gördünüz mü?
Tabancanizi evinizde birakip " bir sey olursa, eve girmeye çalisirlarsa gerekeni yap, son iki mermiyi de kendinize ayir, ellerine sag geçme" diyerek her defasinda esinizle helallesip çiktiniz mi evden, yada böyle bir tanidiginiz oldu mu?
Sürekli telsiz anonslarini dinledigi için, ilk kurdugu cümle " atislar normal" olan bir çocugunuz oldu mu sizin?
Lojman'in emniyetini saglayan silahli nöbetçilerin yaninda mi oynadi çocuklariniz ve uzaktan dahi gelse, her silah sesinde o çocuklarin evlere, mevzilere nasil kosturdugunu, kosarken düsenlerin nasil yerlerde sürüklendigini, nasil hiçkirarak agladiklarini gördünüz mü hiç?
Bu gün yasanan olaylarin, ilk oldugunu mu saniyorsunuz?
Bunlari yapmadi ve yasamadiysaniz eger, orasi hakkinda bildiklerinizin hiç bir kiymeti yoktur efendiler. Affedersiniz bu kadar net konusmak istemezdim ama ne yazik ki sabrim tükendi artik. Siz oturdugunuz ceylan derisi koltuklarda belki farkinda degilsiniz, belki de umurunuzda degil ama orada görev yapan insanlarin öncelik siralarinda, ailelerinden önce vatanlari geliyor, yeminleri geliyor. Iste bu yüzden mevzilerini terk edip ailelerinin yanina kosmuyorlar. Biz de onun için kosmadik zamaninda görevimizi birakarak. Yüregimiz titreyerek bekledik ama görevimizin basinda, dagda, hudutta bekledik efendiler, görevimiz bitene kadar bekledik.
Bu insanlar tüm bunlara vatanlari için, üstüne el koyup yemin ettikleri bayraklari için katlaniyorlar, sizin basinizin üzerindeki, ama nasil saglandigini bile bilmediginiz "egemenlik örtüsü"'nün bekasi için katlaniyorlar.
Peki, onlar bu sartlar altinda görev yaparken siz veya sizden öncekiler bu fedakârliklara liyakat gösterebilmek için, geçmiste ne yaptiniz, Simdi ne yapiyorsunuz?
Anitlastirilan terörist mezarlarinin hesabini mi soruyorsunuz?
O cenaze araçlarinin görevlendirme emrinde kimlerin imzasinin oldugunu mu arastirdiniz?
Basbakana güç gösterisi yaparak "uçaklardan ve validen hoslanmadik, ayrica dagdakilerden vazgeçmeyiz" diyenlere mi hesap sordunuz yoksa?
Ya bütün kutsal degerlerimize söverek ayaklanan kalabaliklar, onlara devlet'in varligini mi hissettirdiniz?
Baldiri çiplak pesmergelerden tutun da, Danimarkalisindan, Hollandalisindan, Rum'undan duydugunuz her türlü hakaret ve asagilamaya cevap mi verdiniz?
Roj TV muhabirlerinin nasil olup ta olaylardan 3 dakika sonra canli yayin yaptigini mi buldunuz? Bir el bombasinin nasil olup ta o kadar hasar meydana getirdigini mi, Almanya ile yapilan telefon konusmasini mi, o kalabaligin nasil bir anda örgütlendigini mi, arastirdiniz?
Arabasi parçalanarak yakildiktan sonra, ............ce ve insafsizca dövülerek komaya sokulan uzman çavusu mu, evi kursunlanan polisi mi, okulunda tartaklanip kovalanan asker çocuklarini mi, arastirdiniz?
Bütün bu eylemleri kimin planladigini yada organizasyonu kimin veya kimlerin yaptigini mi, o gün halki sürüsünü idare eden bir çoban maharetiyle kimlerin idare ettigini mi arastirdiniz?
Hayir, bunlarin hiçbirisini yapmadiniz. Siz ne yaptiniz peki?
Sizin farkinda bile olmadiginiz degerler için orada görev yapan bir astsubay ve bir uzman çavus bulup, sonra bütün aydinciklar, sagduyucular, mozaikçiler, üst kimligi, yan kimligi, alt kimligi olanlar ve hatta kimliksizler, sonra dalkavuklar, sendikacilar, susurluk paranoidleri, Soroscular, hülasa ne idügü belirsiz, ne kadar adam varsa etrafinizda, bila istisna topunuz bir koro nizaminda toplanip, koroyu kimin yönettigine bile bakmadan-ki ben bundan emin degilim- " Vurun Kahpeye" konseri verdiniz.
Yanlis sarkiyi çaliyordunuz ama çaldiniz, sesler, akortlar, notalar hep bozuktu ama yinede çaldiniz, orkestra sefi, "müzik" demisti nasilsa.
Simdi yapilan arastirmalar neticesinde su anda bile kuvvetle muhtemel olan sonuç çikarsa ki bu sonuç, olaylarin altindan terör örgütü ve onunla beraber bazi gizli servislerin çikmasindan dogacak sonuçtur, o vakit ne yapacaksiniz?
Allanip pullanip önüne çikarak tek, tek arzi endam ettiginiz o basina (!) bu defa ne söyleyeceksiniz? Acaba yapacaginiz hangi açiklama ile durumu kurtarmaya çalisacaksiniz?
Bir açiklamaniz var mi efendiler? Daha dogrusu bir "B" planiniz var mi?
Ama bana sorarsaniz, sizin kafalarinizi böyle seylerle yormaniza gerek de yok zaten. Zira sizin adiniza orkestra sefi düsünür, besteler, önünüze koyar ve size de yine icra-i sanat etmek kalir ki bu, yani baskalarinin bestelerini okumak zaten sizin en iyi yaptiginiz sey degil midir? Ne demisler "gözlerimi kaparim, vazifemi yaparim".
Yapin efendiler; vazifenizi yapin, hem de gözünüz kapali yapin. Açarsaniz gözünüzü belki Türk Bayragina sarili tabutlari görürsünüz, aglayan ailelerini, yetim çocuklarini görürsünüz de vicdaniniz depresir, vazifeniz yarim kalir. Sonra ne der Avrupali, degil mi?
Hatta bakin ne diyecegim, asin gitsin o astsubayla uzman çavus'u, Semdinli'yi, Yüksekova'yi, Hakkâri'yi de belediye baskanlarina teslim edin, seçilmistir nihayet atanmis degil. Öyle Vali'ye filan da gerek yok canim, bosa zahmet. Tayin et, begenmediler degistir, ne lüzum var efendim. Bir belediye baskani yeter de artar bile.
Siz de bu arada sanatsal sergiler açin, fotograf çekin, resim yapin, medeniyetleri bulusturun, dinlere diyalog kurdurun.
Degil mi ki ates düstügü yeri yakar. Ates sizin yüreginize mi düstü sanki? Bölen bölsün, satan satsin, Avsar'i da ayirsinlar, Yörügü de ayirsinlar, dadasi da, sarisini da, esmeri de.
Sehirleri, köyleri, mahalleleri hatta ev ev ayirsinlar Türk Milletini, size ne gam efendiler. Siz fotograf çekmeye devam edin. Fakat unutmayin ki bir gün sizin de bir fotografinizi çeken çikar elbet. Ama o fotograf hangi salonlarda, nasil teshir edilir bilemem. Malum ya yasli tarih fotograflari çekilip, tozlu sayfalarinda bir yerlere asilmis liderlerin, fotograflari ile doludur.
"VARLIGIM TÜRK VARLIGINA ARMAGAN OLSUN Edited by: sweetrose