valla 3 ezikleri tutmazdi ama trabzonsporuda tutmazdi çünkü onun takim tutmasi kisiligine yakismaz tutsa bile içinde saklar benim tahminim
Bu gün HAber programlarindaAtatürkün fb lilergs liler ve bjk lilar tarafindan paylasilamadigi muhabbeti geçti.
Bende düsündüm birde size sorayim dedim Acaba yasasaydi hangi takimi Tutardi diye.
4-0 yenikken Türkiye liginde vezir olup avrupada rezil olmayi isteyerek Sampiyon fb diye bagiran taraftar arasinda olabilirmiydi?
Yada ona o bir batili egitimi almis batili felsefesine sahiptir diyen Bati özentisi saray mekteplisi gs yi mi tutardi.
Yada her olayda bu ikisinin pesine takilan onlarin yardim ve yardakçisi Bjk li mi olurdu.
Yokluklarla Bir milletin varolus mücadelesinde önderlik eden Mustafa Kemal Pasa acaba Batici, sömürgeci, lobici, bir takimi tutmayi yeglermiydi diye sormak bile ayip olurdu.
Atatürkün bu üç takimdan herhangi birini tumasinin hiç bir resmi kaydi yokken, Futbolun sahada nasil oynandigini ögrendiginde Kurmaylik isteyen bir spormus diyen, sporcunun ahlaklisini seven Önderimizi bu adamlar nasil sahiplenmeye çalisiyorlar.Onun arkasina saklanacaklar onun hesabindalar.
Atatürkün taraftari olan takim onun fikirlerini anlamis vede özümseyerek onlara dogrultusunda hareket eden bir takim olmalidir.
Bu takimin da Üç ezikler olmadigi kesindir.
Siz nedersiniz.
Edited by: smertkan
valla 3 ezikleri tutmazdi ama trabzonsporuda tutmazdi çünkü onun takim tutmasi kisiligine yakismaz tutsa bile içinde saklar benim tahminim
bence ezikler birbirini yesin dursun.
bizim böyle bir derdimiz yok zaten.bu tartismayi ancak üç ezikler yapar.bosver daha da ezilsinler.
bunlar tam kafayi yemis.
ama haklilar haaa..atatürk ,kanuni sultan süleyman,fatih sultan mehmet,hazerfen çelebi,selçuklular,kürsad,atilla,hunlar,timur,abdu lhamit,vah dettin,nasrettin hoca,karacaoglan,hacivat-karagöz,hitler,mussolini,w bush,saddam,hugo çavez,che guavera,stalin,lenin,uygurlar,tolunogullari,gaznel iler vs vs bunlarin hepsi fenerlidir.dandanakan savasina klatilan askerler,malazgitteki askerler,çanakkalede savasan askerler.talas savasindakiler,viyanayi kusatanlar,battal gazi,aser-i mübessere cennetle müjdelenen 10 sahabi,islam halifeleri de fenerlidir.
hepsi fenerin kongre üyesi olmus ve de aralarinda fenerde yöneticilik dahi yapmis olanlar vardir.
büyük iskender dünyayi fenerbahçe için fethetmeye çalismistir.sanli fenerin adini dünyanin dört bir yaninda duyurmak için mogollar da seferber olmuslardir.
2.dünya savasi fenerbahçe için çikarilmistir.
fenerbahçe kafilesini tasiyan titanik batmistir.
kurtulus savasinda savasanlar fenerlidir.
Valla ben de bu konuda baslik açmayi düsünüyorum ama hangi takima sempati duydugu hakkinda.
Benim bildigim onun zamaninda ALTINORDU takimi varmis...O takimi çok severmis hatta maddi yardimlarda falan bulundugu belgelerle kanitlanmis...Yani 3 büzükler bosa konusuyor...Eger yasasaydi...Yine bu takimi tutardi çünkü ALTINORDU takimi yine var olurdu...
Saygilarimla...
SoranlaraAnkaragücü'nü tutuyorum derdi diye tahmin ediyorum sadece..içimden öyle geçiyor.. sanirim Atatürk yasasa futbola pek fazla anlamlar yüklemezdi..seyir zevki ve ülkenin dis politikasi geregi avrupada basarili olan takimlara sempati duyardi..
Valla Atatürk hangi takimi tutardi bilemem ama futbolu (bütün spor dallari dahil) çamura bukadar batirmaya kimse cesaret edemezdi sanirim.
feneri tutmicagi kesin [img]smileys/smiley36.gif[/img]
OFSPOR [img]smileys/smiley36.gif[/img]
"Açik ve kat'i olarak söyleyim ki, sporda muvaffak olabilmek için, her türlü yardimdan ziyade, bütün milletçe sporun maliyeti ve degerinin anlasilmis olmasi ve ona kalpten muhabbet ve onu vatani bir vazife eylemek lazimdir..."
Büyük Atatürk, spor anlayisini 30 Eylül 1926 tarihinde, Ankara'da Türkiye Idman Cemiyeti Ittifaki temsilciler heyetine karsi yaptigi konusmada, bu sözleriyle en açik sekilde dile getirmistir. Kisaca "Spor" Büyük Kurtaricinin gözünde, her seyden önce, bir "Vatan vazifesi" idi.
Büyük Atatürk'ün futbolla ilgili bir anisini da en yakin arkadaslarindan Kiliç Ali'nin oglu olan, devrinin ünlü futbolcusu Gündüz Kiliç, yillar sonra kaleme aldigi bir yazisinda, söyle dile getirmistir.
Atatürk, yakin arkadasi Kiliç Ali'nin evine, ani bir ziyaret için ugradiginda, evde baska kimse bulunmadigi için, gencecik Gündüz Kiliç tarafindan agirlanmisti. Bundan sonrasini rahmetli Gündüz Kiliçtan nakledelim:
..Atatürk serbetini yudumlarken "gel söyle otur da seninle konusalim biraz" dedi ve bana karsisindaki koltugu gösterdi. Oturdum ama inanin, içimin yaglari eridi. Isin asil zor tarafinin bundan sonra baslayacagini hissediyordum. Çünkü Atatürk'ün, özellikle gençlere, degisik zeka sorulari sorarak, onlari imtihan etmekten pek hoslandigini biliyordum. Mahcup olmak korkusu bütün benligimi sarmisti . Fakat çok sükür sordugu soru, korktugum türden olmadi .
O siralarda Milli Futbol Takimimiz, Halkevleri Takimi adi altinda, Rusya da bes, alti maç yapmisti . Maçlarin çogunda fena sonuçlar alinmisti . Yasimin pek genç olmasina ragmen ben de kadroya alinmistim. Ülkesinde olup biten her seyle ilgilenen Atatürk'ün, Rusya yenilgileri de gözünden kaçmamisti. Ilk sorusu "neden yenildiniz?" oldu. Kem küm ederek bir seyler söylemeye çalistim. Atatürk, pek üstelemeden ikinci sorusunu sordu: "Peki bu yenilgiler seni çok üzdü mü?" dedi. Son derece üzüldügümü anlatmaya çalisirken bir el hareketiyle beni susturup kendi konustu:
"Dünyada yenilmeyen kimse, yenilmeyen ordu, yenilmeyen takim, yenilmeyen kumandan yoktur. Yenildikten sonra üzülmekte tabidir. Ancak bu üzüntü insanin maneviyatini yok edecek, onu çökertecek seviyeye varmamalidir. Yenilen, hemen toparlanmali, kendini yeneni yenmek için olanca gücüyle azmiyle daha çok çalismalidir" dedi. Sonra futbolun nasil oynandigini anlatmami istedi. Hemen kagit kalem aldim. Oyun sahasini çizerek, o zaman ki degimiyle müdafileri, muavinleri ve muhacimleri yerlerine yerlestirip, onlarin görevlerini ve ana kaideler ile hedeflerini anlattim. Atatürk:
"Yahu desene, bizim harp oyunlari gibi bir sey sizin oyun da. Sizin isde, strateji bilgisi ve kurmay kafasi ister" diye önemser önemser basini salladi.
Rahmetli Gündüz Kiliç'in bu anisi, Atatürk'ün futbol hakkindaki düsündüklerini, bize ögretmesi bakimindan büyük önem ve deger tasir.
Atatürkü Sahiplenmeye çalisanlar acaba onun Spor hakkindaki düsüncelerini futbol hakkindaki düsüncelerini biliyorlarmidir?
Atatük'ün akaretlerde kaldigi evin balkonu Besiktas'in maç yaptigi sahaya bakarmis ve gerçek su ki Atatürk futbolu sevmez bu maçlardan birine bile 5 dakika bakmamistir.
Sonuç olarak harp zamaninda bu takimlara stratejik açidan yaklasmis olabilir ama hiçbirinin taraftari olmamistir.
bahadiroglu Nickli Üyeden Alıntı
Dogru söze ne denir [img]smileys/smiley36.gif[/img][img]smileys/smiley36.gif[/img][img]smileys/smiley36.gif[/img]
Bu olayi buraya tasirken tam olarak bir amaç güdmemistim.Ama konuyu biraz arastirinca Bu üç eziklerin ne acayip yaratiklar olduklarini sergilemek açisindan yerde biten ottan gökde uçan kusa kadar her seyin üzerine konmalarininin bir örnegini vermek açisindan önemli oldugunu düsünüyorum.
Ayrica 10 Kasimda gerek Eziklerin çektirmis oldugu fotograflar gerekse TS futbolcularinin çektirdigi fotograflar ortaya çikinca Atatürkü bu foruma tasimistik.Bir sekilde onun spora bakis açisini arsatirip bularak onu burada analim.
Verkaç com da Kuvvayi Milliye ve Futbol baslikli bir yazi var. Orada bu konu daha detayli anlatiliyor. http://www.verkac.org/?p=272Üç Ezikler bizdendi diye çene çalsin ama onun hatiralarinda KSK ve ALTAY a da yer var.
ALTAY ve ATATÜRK
Altay?in 1923 Ankara seyahatinde 16 Kasim 1923 Cuma gecesi Karpiç lokantasinda Altay?lilar toplu halde yemek yiyorlardi. Gazi Mustafa Kemal Pasa ve Ismet Pasa oraya geldiler. Yemekte Altay?lilarin giyimi ve nezaketi Ata?nin dikkatini çekti. Bir ara futbolcu Hasan Yanik Aydin Efesi ve Zeybek oynadi. Atatürk onu yanina çagirtti. Daha sonra takimin kaptani Hamit Aslan?i da masasina davet ederek Altay için iltifatkar sözler söyledi. Atatürk ve Ismet Pasa ile Altay?in ilk tanismasi böyle oldu.
14 Ekim 1925 günü Altay için özel bir gündü. Büyük kurtarici Atatürk Izmir?i sereflendirdiler ve Altay kulübünü ziyaret ettiler. Kordon?daki Türk ocagindaki binada Altay?in 9 Eylül kupasini gören Atatürk: ?Aferin çocuklar, kupa da kazanmislar? dedi. Iltifatkar sözleri ile Altay?in faaliyetini takim kaptani Hamit Aslan?dan sordu, aldigi cevaplardan çok memnun oldu. Daha sonra Atatürk kulüp defterine sunlari yazdi:fficeffice" />
?Altay Spor Kulübünde tanidigim gençlik iftihara sayandir. Bu gençlik müvacehesinde istikbalin kuvveti ve saadeti en bariz görülmektedir.?
GAZI MUSTAFA KEMAL - 14 Tesrinievvel 1925
Fahrettin Pasa?ya Altay Soyadini Atatürk Verdi
Altay ismi, Fahrettin Altay Pasa ile unutulmaz bir abide olarak kalacaktir. Yil 1966? Fahrettin Altay Pasa Altay kulübünü ziyaret etti. O zaman kulüp baskani olan Erdogan Tözge bu tarihi ziyareti ve Fahrettin Altay?in soyadini nasil aldigini söyle anlatti:
?Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Pasa ile mütareke yillarinda Izmir?i ziyaretimizde Altay bir Ingiliz donanma karmasi ile Alsancak?ta oynuyordu. Maçi beraber izledik. Altay çok güzel bir oyundan sonra Ingiliz?leri yenince Ulu Önder çok duygulandi, gururlandi ve Altay için takdirlerini belirtti. Aradan epey zaman geçti. Gazi Mustafa Kemal Pasa, Iran ile bir sinir anlasmazligini halletmek üzere beni görevlendirdi ve Tebriz?e gittim. Tebriz?de bulundugum sirada; mecliste soyadi kanunu müzakere edilmis ve ittifakla Gazi Mustafa Kemal Pasa?ya Atatürk soyadi verilmisti. Bütün yurt kendisini yeni soyadindan dolayi tebrik ediyordu. Ben de hemen bir telgraf çekmis ve kendilerini kutlamistim. Atatürk?ten ertesi gün gelen cevab-i telgraf söyle idi:
?Sayin Fahrettin Altay Pasa, Ben de seni tebrik eder Altay gibi sanli serefli günler dilerim.?
Telgrafi aldigim zaman gözlerim dolu idi. Atatürk çok mutehassis oldugu ve beraberce izledigimiz Altay maçinin hatirasina izafeten bana Altay soyadini layik görmüstü.?
Atatürk ü paylasamayan Üç ezikler, acaba Atatürkün silah arkadasi Kurtulus savasinin Süvari Ordusu Komutani Fahrettin Pasaya ALTAY soyadini verecek kadar takdir ettigi ALTAY kulübü 1.ligden entrikalarla düsürülürken neredeydiler ve ne yaptilar.Altayi küme düsüren Istanbulspora para aktaran sikeci zihniyet nasil olduda aklandi.
Kutoz arkadasin dedigi gibi;
Atatürk hangi takimi tutardi bilemeyiz ama futbolu (bütün spor dallari dahil) çamura bukadar batirmaya kimse cesaret edemeyecegide kesindir.
Peki sporu çamura batiranlar kimlerdir?
Edited by: smertkan
ATAMINbasak isi yokduda sanki futbol takiminda kimmi tutsam diye düsünecekdi...hic birini tutmadi..Türkye tutdu
Atatürk yasasaydi Trabzon idman ocagini tutardi ...
Aksini buyrun ispat edin (!!)
ATATÜRK VE FUTBOL
Kurtulus Savasinda Bir Maç
Büyük Atatürk'ün ilgiyle seyrettigi bir futbol maçi vardir. Bu, milletin geleceginin belirlendigi günlerde yapilan bir futbol maçidir.
Baskumandan Mustafa Kemal Pasa, düsmana son darbeyi indirmeye hazirlanirken, taarruzun yeri ve tarihini son derece gizli tutmaya özellikle dikkat etmisti. Cepheyi son kez teftis etmek ve hazirliklarin tam olup olmadigini anlamak ve bu konuda yüksek rütbeli subaylarla son toplantiyi yapmak isteyen Mustafa Kemal Pasa, bu teftisini de saklamak geregini duymustu.
Bu sirada Konya'ya gelerek kendisiyle görüsmek isteyen ünlü Ingiliz askeri General Townsend ile görüsmek üzere Ankara'dan birkaç günlügüne ayrilacagini bir resmi yazi ile hükümete bildirmisti:
"Heyet-i Vekile Riyasetine" diye baslayan mektup söyle devam ediyorudu:
"Ben, bir-iki gün sonra avdet etmek üzere General Townsend ile görüsmek için Konya'ya gidiyorum. 24 Temmuz 338 (1922)-M. Kemal."
Mustafa Kemal Pasa ve aralarinda Fevzi, Ismet ve Nureddin Pasalarin da bulundugu yüksek rütbeli kumandanlar Aksehir'de kolordu takimlari arasinda oynanacak futbol maçini seyre gidiyorlar. Bu maçin asil amaci, Baskumandan ile kumandanlari, düsmana indirilecek nihai darbe konusunda görüsmek üzere bir araya toplamakti...
Yazi 24 Temmuz tarihini tasidigi halde Atatürk, 23 Temmuz 1922 sabahi ortalik aydinlanirken otomobille Ankara'dan gizlice ayrilmis ve ayni gün aksamüstü Bati Cephesi Karargahi'nin bulundugu Aksehir'e gelmisti. Burada Ismet Pasa (Inönü) ile görüsen Atatürk, 24 Temmuz sabahi Konya'ya gitmis ve General Townsend ile beklenen ve ilan olunan görüsmesini yapmisti.
Bu görüsme nedeniyle Konya'da birkaç gün kalan Mustafa Kemal Pasa, bu sirada 28 Temmuz 1922 günü Aksehir'de, subaylar arasinda yapilacak iddiali bir futbol maçini da seyre davet olunmustu. Bu maç, Anadolu Ajansi ve gazeteler vasitasiyla yurda ve bütün dünyaya duyurulmustu. Bu iddiali futbol maçina ayrica Ordu kumandanlariyla bazi kolordu kumandanlari da davet olunmuslardi. Baskumandan ve diger yüksek rütbedeki kumandanlarin futbol maçini seyre gidecekleri yolunda gazetelerde yayinlanan haberler, Türklerin daha bir süre taarruza girisemiyecekleri yolundaki kanaati daha da kuvvetlendirmisti. Nitekim Amerika'nin eski Ankara Büyükelçisi General Charles H.Smith de ünlü eseri "Gazi Mustafa Kemal" de bunu açikça belirtiyor ve söyle diyordu:
"..Bu yoldaki haberler gazetelerde ön planda yer aliyor ve yayiliyordu. Bu söylentiler, Türk ordusunun daha bir süre herhangi bir harekette bulunamayacagi kanaatini uyandiriyordu. Bilhassa Yunanlilar böyle düsünüyorlardi. Dünya basininda 'Kayitsizliga alismis ve teseffüh etmeye (kokusmaya) baslamis Türklerden ne beklenir ki... diyordu...'
Baskumandan Mustafa Kemal Pasa, Erkan-i Harbiye-i Umumiye Reisi Fevzi Pasa (Çakmak), Bati Cephesi Kumandani Ismet Pasa (Inönü), Birinci Ordu Kumandani Nureddin Pasa, Ikinci Ordu Kumandani Yakup Sevki Pasa ve Bati Cephesi Kurmay Baskani Asim Bey (General Asim Gündüz) ile birlikte Aksehir sahasindaki Kolordu Subaylari ile Bati Cephesi Subaylari arasindaki iddiali futbol maçini ilgiyle izlemisti.
Aksam Genelkurmay Baskani Fevzi Pasa, Bati Cephesi Kumandani Ismet Pasa ve Ordu Kumandanlari ile diger yüksek rütbeli subaylarla büyük bir toplanti yapan Baskumandan Gazi Mustafa Kemal Pasa, "Büyük Taarruz" hakkindaki planlarini onlara açiklamis ve gereken direktifleri verdikten sonra kesin tarih de yine bu maç aksami yapilan büyük toplantida belirlenmisti. Böylece Atatürk'ün seyrettigi bu ilk futbol maçi, memleketin kaderinde pek önemli bir yeri ve rolü bulunan hayati bir toplantiyi kamufle eden vesile olmustu. General Sherrill de ünlü eserinde bu noktayi vurgulamaktadir:
"..Ankara'ya dönerken gece karanliginda Türk hatlarinin merkezine vararak tümen ve ordu kumandanlariyla toplanip taarruz saati ile birlikte düsmana indirilecek darbenin bütün teferrüatini görüsecek ve nihayet bir futbol maçi seyretmenin verdigi neseyi yüzünde tasiyarak Ankara'ya dönecekti.."
28 Temmuz 1922 günü Aksehir'de yapilan bu futbol maçini büyük bir kalabalik da izlemisti. Hersey öylesine büyük bir gizlilik ve tabiilik içinde geçmisti ki, Baskumandan, Genelkurmay Baskani, Bati Cephesi Kumandani ve Kurmay Baskani ile Birinci ve Ikinci Ordu Kumandanlarinin seyircileri arasinda bulunduklari maçta takimlarin Kolordu Subaylari ile Bati Cephesi subaylarinin teskil etmesi ve böylece Aksehir'de büyük seviyede bir askeri heyetin toplandigi kimsenin dikkatini çekmemisti. Bu maç, ana amacinin kusursuz bir kamuflaji olmustu..
fficeffice" />
Turgut ÖZAKMAN in kitabi Çilgin Türklerde debu maç anlatilir.
Atatürk'ün hangi takimi tuttugunu bilemem ama emin oldugum bir sey var eger yasasaydi 3 istanbul kulübünün de kapisina kilidi çoktan vurmustu.
selaniksporlu olurdu heralde[img]smileys/smiley36.gif[/img]
ben biliyorum siz hiç merak etmeyin o zamanlar olsaydi trabzonsporu tutardi ömrü vefa etseydide görseydi trabzonsporu keske...
Feneri tutsa bile halini gördükten sonra birakirdi
Atatürk hangi takimdandi?
Bilmicek ne var? Mazlum uluslar adina emperyalizme ilk golü atan ve ilk yenilgiyi tattiran Kuvayi Milliye takimindan!
Akif Kökçe
Bu günkü Miiliyetten Metin ASIK
feneri tutsaydi kimse bir sey diyemez di çünkü o ATATÜRK tü....
devlet desteği ile bugunlere gelen her seferinde vergi borçları silinen takımları tutmayacağı hatta böyle fırsatları vermeyeceği kesin!
''Ben kulüp tutmam, çocuk... Çünkü hepsi benimdir. Hem; sivil veya asker toplumun tamamına hizmet veya kumanda edenler bir kulübü tutsalar bile -görev sırasında- bunu açıklamazlarsa isabet ederler. Aksi halde, otoriteleri sarsılır ve tartışılır. Tefrika (ayrımcılık, nifak) yaratmış olurlar. O nedenle dikkatli olmalarını tavsiye ederim." Mustafa Kemal Atatürk (2 Aralık 1933)
feneri "ampül" aydınlatır ancak "güneş" kendiliğinden ışık verir !
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)