Recep Alkan Nickli Üyeden Alıntı
Küçük harf konusunda sizi saygısızlık ile suçlamadım, sadece ufak bir hatırlatma idi. Nasıl isterseniz öyle yazabilirsiniz.
Bakın futbol göreceli kavramdır, zaten bu yüzden bütün tartışmalar yada TV programları saatlerce sürüyor. Herkes aynı fikirde olsa bu tartışmalar kısa sürer, 15 dakika da her şey biterdi. Bence Umut sahanın en iyilerindendi. Koştu, mücadele etti, pres yaptı, 80. Dakikada bile Konyaspor’un sahasından rahat çıkamaması için her şeyi yaptı. Ve tabi ki birde takipçiliği sayesinde bir de gol buldu. Umut’un sizin nezninizde Teo’dan bir farkı yok, ama Umut’u eleştirirken Teo olsa maç 6-0 olurdu diyorsunuz. Bu nasıl oluyor peki ? İkisi de aynı, ama Teo olsa maç değişik olurdu.
Size çok net bir bilgiyi söyleyeyim arkadaşım, Liverpool maçı öncesi olan transfer konusu ile Umut Bulut’un yakından uzaktan bir ilgisi yoktur. Yönetim 4 Milyon Euroyu duyunca Umut’u apar topar satmak istedi. Arada kalan, taraftarın gözünden düşen yine Umut olmuştur. Kaldı ki, arada gerçek manada büyük farklar var. Umut kendisi kabahatli olmaması rağmen, o kadar dönen dedikodu ve lafa rağmen yine de kendisini toparladı, çıktı oynunu oynadı, ihtiyaç olunan zamanlarda maçını oynayarak gollerini de attı. Beşiktaş maçında ki olaydan haberim yok, yorum yapamayacağım.
Bakın anlamak istemediğiniz farklı noktalar. Alıntı yaptığınız yazımda da belirttim. Eleştiri olacak, her zaman olacak, iyi günde, kötü günde. Umut kötü olduğunda her zaman eleştirilsin, hatta en ağırlarını söyleyen kişilerin başında gelirim. Ama iyi olduğu, takımı attığı gol ile ipten alan oyuncu için bu kadar acımasız olunmamalı. O gol 5 dakika sonra değil de 70 de gelseydi o maç ne olurdu düşünebiliyor musun ? Ama görevi gol atmak değil mi ? Atmayacaksa neden orda dursun değil mi ? Eeee, atıyor ama yine yaranamıyor ?
Peki ben size bir soru sorayım, Baroş ne tür goller atıyor, siz hiç baroşu defans ile boğuşup, pres yapıp, top kapıp gol attığını görüyor musunuz ? Ya da ne kadar sıklıkla görüyorsun. Kaldı ki dünya çapında bir oyuncu ile Umut’un kıyaslanması ne kadar doğru? Her şeyi geçtim, Baroş eğer 3 hazır pozisyonun 1 tanesini gol yapıyorsa, Umut 9 Pozisyonun 6’sını kendi hazırlayıp 1 tanesini gol yapıyor. Yani bakıldığında hesap aslında eşit. Umut yoruluyor, çırpınıyor pozisyonunu hazırlıyor atıyor yada atmıyor. Hesap eşit Seder.
Bakın aynı şeyleri söylemekten bıktım, kenarda kim vardı değişecek. Söyleyebilir misiniz. Ya Yattara girecekti yada Alanzinyo. Başka oyuncu yoktu arkadaşım. Yattara zaten girdi, bir kaldı Alan, demek ki hoca onu yeterli görmedi maç için, yada o anki planına uymadı onu sokmak. Çok üzerinde durulacak bir konu değil kanımca. Kaldı ki Jaja ve Alanzinyo, Barış’tan daha etkili olabilirdi diyorsunuz. Peki Barış maç içinde nerde oynadı, diğer iki oyuncu hangi bölgenin adamı ? Sizin bu verdiğiniz örnek, sırf boyu uzun diye kaleci Tolga’nın forvet hattında oynatılması gibi bir şey. Yapmayın ne olur. Hoca sarı kart riskine girmek istemediğinden Ceyhun’u son anlarda oyuna sürdü bu arada.
Bunu neden bu şekilde düşünüyorsunuz ki, oyuncular şu kadar para imiş, ama Barış oynuyormuş. Ne alaka ? Teo forvet, hemde firari, Alanzinyo sol açık diye alındı, forvet arkası oynuyor, Jaja forvet transferi olarak alındı, forvet arkası oynuyor. Peki beğenmediğiniz Barış ne olarak alındı. Savaşçı orta saha, (ön liberoya yakın) yada ihtiyaç anında sağ bek. Yani bu ne demek arkadaşım, kıyas etmeye çalıştığınız, kenarda oturuyor dediğiniz adamlar Barış’ın yaptığı işi son maçta yapamazmış. Her şeyden önce mevkileri uymazmış. Jaja için formsuz demek çok akılcı gelmiyor bana, her geçen gün iyileşen bir oyuncu geliyor karşımıza, Teo için hem Hoca, hem de Yönetimin elinden geleni yaptığını çok iyi biliyorum, Alanzinyo konusunda ise, bizimle ilk maça çıktıktan sonra Yattara ayarında bir oyuncu olduğunu, devamlılığı olmadığını, tribün oyuncusu olduğunu, alkışlar ile beslendiğinin farkına hepimiz vardık. Evet haklısın, bu adamlara bu kadar para verdiysek kazanmalıyız. Ama kazanmak sadece bir taraflı mı oluyor ? Oyuncu hiç kazanılmak istenmeyecek mi ? Bunun için çaba sarf etmeyecek mi ? Yönetim doktorunu buraya getirtelim, istediğin kadar muayene ol derken, oyuncu hayır diyip kaçıyorsa daha ne yapabilir bu kazanması gerekenler. Yattara Trabzon’da el üstünde tutulurken neden oynamıyor, neden istediğinde oynuyor.
Bu takımda herkes yedek kalır arkadaşım, Umut’ta kaldı. Egemen kadro dışı kaldı, Colman kadro dışı kaldı, Yattara dünyanın fırçasını yedi, öz evlat Tolga yıllardır kulübede paslandı, Tayfun kendi insanı tarafından ana avrat küfürler yedi, Umut’un hali ve duydukları ortada. Ama birçoğu kazanılmayı beklemeden kendisine çeki düzen verdi. Kulaklarını oraya buraya açmadılar, işlerine baktılar. (Yattara için aynı şeyi söyleyemem) Şimdi siz çıkıyorsunuz adamları kazanalım. Peki bu kadar oyuncumuzun özel bir ilgiye ihtiyaç duymadan işlerini yaptığı bir ortamda, biz neden 20 trilyonluk oyuncak bebeklerimizi pış pışlayalım.