En Son Okuduğunuz Kitaplar Hakkında Yorumlar!..

[Faik Yılmaz]

2018-29. Kitap

Genç Bir Doktorun Anıları - Mihail Bulgakov

-Bolşevik İhtilali zamanında okulu yeni bitirmiş genç bir doktorun soğuk , kasvetli Rus Kasabalarında ilk doktorluk deneyimleri

-Biraz mizah , biraz eleştiri ve bolca yokluk içeren anılar....

-Değişik zamanlarda dergilerde yayınlanan anıların derlenmesiyle oluşan bir roman bu...

-Gerçek olma ihtimali fazlasıyla yüksek. Dogmatik düşünceler , bürokratik engeller fazla sert değil ama çarpıcı biçimde eleştirilmiş.

-Rusya Devriminin toplumsal yapıya etkileri de anlatılmış...

-Bugüne kadar fazla tanınmamış olmasında muhalif kişilininde oldukça etkisi vardır diye düşünüyorum....

-Doktorlukla ilgili anıları oldukça profesyonelce işlenmiş çünkü yazarın kendisi zaten bir doktor.

-Tüm dostlara şiddetle tavsiye ederim.

-----------------------------------------------------------------------------

2018-30.kitap

Köpek Kalbi -Mihail Bulgakov

-Yazarın Rusya sistemini acımasızca eleştirmesi nedeniyle neredeyse siyasi anlamda aforoz edildiğini düşündüren eserlerden birisi bu....

-Konusu şu: Bir köpeğe azılı , arsız bir suçlunun bazı organları takılıyor ve o köpek insanlaşıyor. Doktor Monroe'nun Adası filminde insan geni verilen maymunların insanlaşması anlatılıyordu bu da onun gibi bir kitap. Tek farkla eleştirilerini daha farklı daha çarpıcı olarak bize sunması.

-Yeni yeni toplumda yerleşmeye başlayan komunizmi daha ilk günlerinde acımasızca eleştiren yazar ödülünü (!) bugün dğer rus yazarlar kadar popüler yapılmamasıyla aldı sanırım. Yıllar boyu kitaplarına çeşitli yasaklar getirilen yazar ancak 1970 li yıllardan itibaren edebiyat dünyasında kendine yer bulabildi....

-Hayvanların insanlaşması , insanların hayvanlaşması ikileminden yola çıkarak insani hırsların,ahlaki yozlaşmanın,menfaatperestliğin ustaca anlatıldığı bu eser anlamak isteyenler için acı bir eleştiride aynı zamanda.

-Bir belgeselde dinlemişti "aslanlarda aynı insanlar gibi birbirine sarılma dürtüsü varmış" ve bende eklemiştim "insanlarda da tıpkı hayvanlar gibi bir diğerini parçalama dürtüsü var" demiştim. Oysa hayvanlarınki yaşamsal döngüleri için gerekli. Yani bir aslan ceylanı parçalamaz ise yaşayamaz. Oysa insanların böyle bir zorunluluğu olmamasına rağmen her türlü kötülüğü birbirine yapmadan duramıyorlar.

Sonuç olarak Bulgakov'un kitaplarını şimdidye kadar nedne okumadım diye pişman olduğum doğrudur. Sizde ince mizahi öğelerle süslenen , eleştirel bakış açısından hoşlanıyor iseniz Bulgakov'un kitaplarından benim gibi zevk alabilirsiniz. Ha arada sırada sistemi ( bolşevik) ve insanları da çarpıcı biçimde eleştirirken biraz ruhunuzun derinliklerinde rahatsız olabilirsiz. Zira gerçekleri duymak bazen rahatsız edici olabilir.

Tüm dostlara iyi okumalar dilerim....

[Oğuz ZEYTİN]

Murat Yetkin - Meraklısı İçin Entrikalar Kitabı

http://www.dogankitap.com.tr/kitap/M...ar+Kitabı-2442

Komplo teorisi gibi görünen yakın tarihte yaşanmış olayların perde arkasını aydınlatan, hafızaları tazeleyen başarılı bir çalışma olmuş. Kısa sürede 16. baskıyı yapmış. Ekonomik krizlerde yabancı ülkelerin etkisi var mı yok mu, varsa ne ölçüde var gibi sorularin cevabını son bölümde bulabilirsiniz.

[ihsan candas]

bellegin-kuytularindan_69640.jpg 124.jpg

Ramazan kapanışı.

[Oğuz ZEYTİN]

İrfan Ülkü - Selim Kaptanoğlu'nun Anıları ile 12 Eylül'de Türkeş

https://www.kitapyurdu.com/index.php...duct_id=434712

İlk baskısı 1995'te yapılmış. Şimdi ilk kez yayınlanan bazı bilgilerin olduğu yeni hâline Sultanahmet'teki fuarda denk geldim. 1977'de Orgeneral Namık Kemal Ersun'un liderliğindeki sağcı cuntayı Türkeş'in nasıl durdurduğu... 21 Mayıs'ta Talat Aydemir'le olan münasebeti... Belgesel tadında...

*

Nejdet Sançar - Makaleler (1)
http://www.ayganyayincilik.com/urun/...nejdet-sancar/
Rahmetli Sançar'ın muhtelif mecralardaki otuz üç makalesini Aygan derledi. Bazı yazım hataları olsa da Nejdet Sançar'ın yazılarının keyfi bir başka. Vala Nurettin'e verdiği cevap, İranlı Abdülaziz Yamülkü'nün kitabına yazdığı reddiye okunmalı.

[Oğuz ZEYTİN]

Safiye Erol - Ciğerdelen

http://www.kubbealti.org.tr/KitapDetay.aspx?id=200

Geçenlerde Hürriyet, En İyi 100 Roman listesi açıklamıştı ve eleştirmiştim. Ciğerdelen'i okuyunca eleştirimin haklılığını bir kez daha gördüm. Ahmet Hikmet Müftüoğlu'nun kelimelere şekil vermesi gibi Safiye Erol da Türkçe'nin başlı başına bir sanat olduğunu dosta düşmana gösteriyor. Onlar nasıl betimlemeler... Peki ya o duyguları bire bir yaşatan karakterler?

Okuduğunuzda abartmadığımı göreceksiniz.

[Faik Yılmaz]

2018- 31.kitap....

Faideli Bilgiler - Ahmet Cevdet Paşa....

Evlerimizin %95'inde bulunan ama %95'imizin kapağını dahi açmadığı Hakikat Kitabevi Yayınlarından bir eser daha okudum....

Genel teması Ehli Sünnet inancını ayrıntılı biçimde anlatırken , doğruluğu üzerinden ispat yoluna gitmek olmuş. Onlarca yüzlerce kaynaktan alıntılar yaparken dinimize yönelen sinsi planlarıda deşifre ederek önlem almamız için bizi kibarca uyarıyor. Kitabın oldukça zengin içeriğine rağmen okunmama sebebi ise tamamen ekonomik.

Yayınevi mümkün olduğunca kişiye ulaşabilmek adına düşük kaliteli kağıtlara ,yazılar oldukça sıkıştırarak bilgileri sıkıştırılmaya çalışmış. Evet güzel bilgiler var ama okurken insanın gözlerini fazlasıyla yoruyor. Buda okunma isteğini azaltıyor. Yani daha öncede yazmıştım ben olsam bazı düzeltmeler ile bu olumsuzlukları değiştirmeye uğraşırdım.

Ha son bir dost uyarısı daha. Güzel dinimiz İslam'ı kendimiz öğrenelim. Yoksa bir okul bitiren , 2 kitap ezberlediğini söyleten bazı şarlatanları Hoca diye baştacı etmeye devam ederiz.

Saygılar bol okumalı günler......

Not : İnternette yemek resmi paylaşınca insanlar bunlara özeniyormuş.Yemek yemek istiyormuş. Kıskanıyormuş filan....
Bende okuduğum kitapları sanal alemde sık sık paylaşıyorum. Hem dostlarımla fikir alışverişinde bulunuyor hemde birileri belki kıskanırda , özenirde 2 satır birşeyler okur yahu......

[Oğuz ZEYTİN]

Atsızlı Söyleşiler - Zeynel Abidin Polat

https://m.kitapyurdu.com/index.php?r...duct_id=462258

Atsız'ı tanımış, çevresinde bulunmuş, birlikte çalışmış veya öğrencisi olmuş yirmi kişiyle yapılan söyleşilerden oluşuyor.

Ailesi, tarihçiliği, dilciliği, kayıp Türk Tarihi çalışması, anılar... Okuması keyifli bir kitap, önerilir.

[Oğuz ZEYTİN]

Sömürülen Vatan Türkistan - Hızırbek Gayretullah

https://www.kitapyurdu.com/kitap/som...an/315150.html

Ömrü boyunca Türkistan'ın hürriyeti için çalışan Hızırbek Gayretullah'ın 60lar'dan itibaren çeşitli dergi ve gazetelerde çıkan yazılarından oluşan hacimli bir çalışma. Kitabın girişinde ise 1967'de hazırladığı ancak basılmadan önceki gece yayınevinde çıkan yangında tükenen 250 sayfalık kitabın özeti var. İkinci bölümde de 1979'daki Türkistan seyahatinin anıları bulunuyor.

Kitapta beni şaşırtan bölüm, Kırım mücadelesinin lideri Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu'na yönelik suçlamalardı. Ne yazık ki son 100-150 yıldır Türkistan ve diğer Türk yurtlarında bazı liderler arasında bu tür çekişmeler, ithamlar hep olmuş. Sadri Maksudi ve Zeki Velidi rekabeti gibi...

[oflubektas]

"Anılar ve Düşünceler" - Erdal İnönü

Seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde memleketin gelmiş geçmiş en temiz, en demokrat siyasetçilerinden ve kuram sahibi bir fizik profesörümüzü ("İnönü-Wingen teorisi") anmadan edemedim.

O zamanlar askeriye, Abdullah Gül'ün eşi kapalı diye cumhurbaşkanlığını istemezken, dönemin anayasa mahkemesi; Özal ve Demirel salt çoğunlukla seçilmesine rağmen 367 oy gibi bir garabet karara imza atarken, kendi siyasi görüş tabanı Cumhuriyet Mitingleriyle seçime karşı çıkarken bakın adam ne diyor:

"Nasıl ki seçim yasasını beğenmediğimiz için seçime girmemezlik edilmiyorsa, Cumhurbaşkanı adayı ve eşini beğenmediğimiz için cumhurbaşkanlığı seçimini engelleyen ve çözümsüz hale getirecek fikir ve işlere itibar etmem" O zamanlar siyaseti bırakmış olmasa da eminim aynı şeyi söylerdi.

Türkiye'de siyasi yasakların kalkması, propaganda ve sendikal hürriyetlerin genişletilmesi için her zaman çabalayan bir siyasetçiydi. Aynı zamanda çok esprili, aşırı mütevazı ve zekiydi. Şemsiyesini, çantasını vs. tutmak için çabalayan korumalarıyla kavga etmesi, tüm korumalarını atlatmak için koşar adım meclise, sinemaya, tiyatroya yürüyerek gitmesi, fark eden korumaların Ankara sokaklarında peşinden koşturması, bir seçim gezisinde kendisini omuzlara almakta ısrar eden ahaliyi ikna edemeyince boylu boyunca yere yatması, başbakan yardımcısıyken bile devlete masraf olmasın diye Ankara'da RESMİ bir görüşmeye taksiyle gitmesi, dönüşte dönemin başbakanı Süleyman Demirel'in arabasına almak için "ya Erdal Bey gel Allahaşkına, sen zayıf adamsın, binersen araba fazladan benzin yakmaz" demesi gibi hoş görüntülerini hatırlarım.

Kitabında da yer alan bir anısı: Eski genel sekreteri Deniz Baykal ile genel başkanlık için yarışıyor ve Baykal'ın kendisine dört koldan saldırdığı ve kıran kırana geçecek bir kurultay öncesi, parti yönetimi ve parti içi muhalefet yemekte bir araya geliyor. Lokantanın şef garsonu nezaket gereği doğrudan Erdal İnönü'ye gidip "ne yemek isterdiniz efendim" diye sorar.

Erdal İnönü'den cevap: "Aslında hiçbirşey almayalım, birazdan birbirimizi yiyeceğiz"

Rahmetli İsmet Paşa oğulları için: "Ömer neyse de Erdal'ı sakın siyasete sokmayın" demiş. Siyaset "çakallarının" üzeceğinden endişe etmiş belli ki... "Emrolunduğu gibi dosdoğru" olan bir adamdı. Allah gani gani rahmet eylesin..

[Faik Yılmaz]

2018- 32.Kitap

Anne Frank'ın Hatıra Defteri - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

2.Dünya Savaşı'nda Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da ailesi ile birlikte yaşayan 13 yaşındaki Anne Frank Yahudi olması nedeniyle saklanmak zorunda kalır. Daha önce iş ve aş verdiği insanlar tarafından bir işyerinin üst katında gizli bir bölmede 2 yıl saklanır ve orada yaşamak zorunda kalır. Yaşadıklarını , umutlarını , hayallerini , düşkırıklıklarını oldukça detaylı biçimde günlüğüne aktaran Anne ve ailesi Ağustos 1944 'te yakalanır. Ve bir toplama kampına gönderilir. Nasıl ne şekilde olduğunu bilmiyoruz ama orada ölür. ( çokta ilgilenmiyorum doğrusu ) .Yaşadığı daracık yer Gestapo tarafından talan edilen Anne'in Günlüğü onu korumaya çalışan insanlar tarafından bulunup ailesinden tek sağ kalan üye olan babasına teslim edilir. Babası ise bu kitabı 1947 yılında bastırır.

Kitap büyük bir edebi değer taşımıyor. Profesyonel söz sanatları , betimlemeler içermiyor ancak 13 yaşındaki genç bir kız için oldukça başarılı. Yazdıkları ile ölümsüz olmak isteyen Anne tek kitabı ile bunu başarmış ancak keşke daha olgun daha gelişmiş eserlerini de görebilseydik bu genç hanımefendinin. Yazılarını sanki bir arkadaşına yazıyormuşçasına yazması , defterini sır ortağı olarak görmesi nedeniyle bazı konuları özel sayılabilir ancak savaş toplumsal bir sorun ve yaşattıklarını öğrenmek herkesin hakkıdır diye düşünerek okudum bu kitabı.

2.Dünya Savaşı'nın yokluğu, zorluğu, yaşattığı acılar , insanlara yaşattığı psikolojik sorunlar ve gerilimler yansıtılırken Anne kendi içdünyasındaki savaşıda anlatmış bizlere. Küçücük bir alanda yaşayan 2 aile , 1 dişçi olmak üzere 8 farklı insanın asgari müştereklerde anlaşmak zorunda kaldığı ama milyonlarca km alanda dış dünyada yaşayan milyonlarca insanın birbirini boğazladığı ironik durumu okurken şimdiki dünya ilede sıkça bağlantı kurabiliyoruz aslında.

Bazen kendimi kış aylarında ıssız bir bağ ,yayla evinde tek başıma yada en fazla bir kaç kişi ile birlikte hayal ederim. Hayal ederken bile belirli bir süreden sonra canım sıkılır kendimi dönüş yolunda bulurum. Oysa bu kitap hayal değil gerçek, kendi isteği ile değil zorunlu olarak yaşamak zorunda bırakılmış insanların savaşla imtihanını anlatırken o dönemdeki sosyal yaşamdan da bir çok örnekte sunuyor sizlere.

Okurken üzüldüm , sıkıldım ama kitabın yazılış tarzı ile ilgili değildi bu olumsuz düşüncelerim. Sayfaları bitirirken kaçınılmaz sona da yaklaştığını bildiğimden Anne'in duygusal derinliğe inen yorumlarını istekle değil istemeye isteme okudum. Bir yandanda merakımı yenemediğimden hemence bitti sayılır bu kitap.

Savaşların toplumlar üzerinde yaşattığı yıkımı bizzat en çok etkilendikleri kitle üzerinden okumak isterseniz sizede tavsiye derim. Ancak Anne'in sonunda öleceğini bilerek okumak pek hoş olmayacak uyarmadı demeyin.

[Oğuz ZEYTİN]

Samiha Ayverdi - Türk Rus Münasebetleri ve Muharebeleri

http://www.kubbealti.org.tr/KitapDetay.aspx?id=207

Hanımefendinin 1970'te hazırladığı bu çalışmayı uzun zamandır merak ediyordum. Girişinde Turan Yazgan Hocam'ın ön sözünü görünce memnun oldum ve merak duygum daha da yükseldi. Ruslar'ın yükseliş dönemi Türk medeniyetinin duruşuna denk geliyor. Kitap, Sultan İkinci Bayezid'den İttihat ve Terakki'ye kadar savaşlarımız, antlaşmalarımız ve İngilizlerin bu ilişkiye dışarıdan bakışı çerçevesinde ilerliyor.

Samiha Hanım çoğu zaman sadrazam ve bir ikisi hariç padişahların yetersizliğini çöküşün sebebi olarak görüyor. Düzeni, şahıslar üzerinden sorguluyor. Yani şu sadrazam yetersizdi, bu padişah liberaldi, Enver cahildi, İttihatçılar siyonistti... Açıkçası bu tezler çok sağlam kaynaklara dayandırılmıyor. Çalışmayı bu açıdan beğenmediğimi söylemeliyim. Ruslar'ın Türkistan'a sahip olmasından yakınılırken, Türkistan için planları olan Enver'in eleştirilmesi bana çelişki gibi geldi.

Onun dışında dört asırlık tarihin, hafızada tazelenmesi için faydalı. Tavsiye ederim...

[Oğuz ZEYTİN]

Prof. Dr. Remzi Oğuz ARIK - Coğrafyadan Vatana (Fikri Yazılar)

http://www.dergah.com.tr/Kitaplar.aspx

Dergah Yayınları, Remzi Oğuz Arık Bey'in çalışmalarını yakın zaman önce bastı. Daha önce Ziya Bakırcıoğlu ve Emin Sezer'in, Oğuz Arık'la ilgili hazırladıkları kitapları incelemiştim. Hocanın kendi diliyle okumak tabii başka. Türk Milliyetçiliği'ne bakışı bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz, soğukkanlı, bilimi önceleyen ve milletin menfaatlerini gözeten şekilde.

[Murathan]

Yaklaşık 2 aydır kitap okumuyordum, okuduğum son kitaplar da zaten derslerle alakalıydı.
Yaz için birçok kitap aldım, teşvik için. Öyle duruyorlar 2 haftadır. Kolay okunabilir bir kitap olsun diye On Küçük Zenci'yi okumaya başladım 3-4 gün önce, kitabın ilk bölümündeki yavanlığı ve sadeliği sıktı bu sefer beni. Neyse ki otuz sayfa dayandıktan sonra kitap çok güzel bir hal aldı, bu sabah da bitirdim. Ancak şunu anladım ki cinayet, gerilim artık her neyse bu tarz kitaplar pek bana göre değil. Yine de benim gibi okumakta sıkıntı çekenlere tavsiye ederim.

[David_LuiZ4]

Heinz Guderian-Bir Askerin Anıları isimli kitabı daha önce burada tavsiye etmiştim...O dönem bu kitabın baskısı piyasada yoktu...Adını hatırlayamadığım bir renkdaş bu kitabı arıyordu...

Kitap, Kastaş Yayınevi'nden çıktı bütün kitapçılarda mevcut...Burayı okuyorsa bilgi sahibi olsun...

[Uğur Kalyoncu]

Falih Rıfkı Atay - Çankaya..

Hayvanlardan Tanrılara Sapiens.

İkisi de okumak istediğim kitaplardı çok şükür bitti..

[Faik Yılmaz]

2018-33.Kitap

Ceza Kolonisinde ve Diğer Öyküler - Franz Kafka

Kafka'nın daha önce "Dava" ve "Dönüşüm " isimli eserlerini okumuş ve çok beğenmiştim. Başta düzenin çarpıklıkları olmak üzere insanların ikiyüzlülükleri ve kendi döneminin yaşam tarzıyla ilgili çok dikkat çeken tarzına hayran olmuştum.

Bu kitabıda bu düşüncelerle aldım. Kitapta onlarca öykü bulunuyor ve Kafka bu kitaptaki öykülerin yakılmasını istemiş aslında. Arkadaşı buna müsade etmemeiş edebiyat dünyasına kazandırmış bu eseri. Kitaba adını veren öykü kitabın en çarpıcı öykülerinden birisi. Başkada insanı meraklandıran öyküler barındırıyor. Ancak klasik bir öykü kitabından aldığım zevki alamadım ne yazıkki. Öyküden çok deneme türünde bir eser olmuş sanki. Beş satırlık bir karalamadan sonra yirmi küsür sayfalık bir öykü karşınıza çıkıyor tam adapte olamadan diğer öyküde buluveriyorsunuz kendinizi.

Ama kendi değişik dünyasını , tarzını güzel yansıtmış genel anlamda. Çok fazla tavsiye etmiyorum ama yinede okunmaya değer her kitap gibi. Ama daha önce hiç "Kafka " okumamış iseniz "Dava"dan başlamanızı öneririm. Hala etkileri devam ediyor ruhi dünyamda.

[Murathan]

Ş. Teoman DURALI - OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK

"Bilge Han, Göktürk budununun maruz kaldığı zorlukların, sıkıntıların üstesinden geleneksel Göktanrı dininden koparak Burkancılığı benimsemekle, savaşçı konargöçer bozkır Türk kültürünü terkedip yerleşik Çin medeniyetine intisab etmekle, oynak devlet merkezi geleneğini bırakıp sabit başşehir inşaasıyla gelinebileceği kanısına ulaşmıştır. Tonyukuksa, bütün bu değişimlerin Türklüğü harab edeceği kanaatındadır. Türkün kişiliği ile seciyesi topyekün değiştikten sonra, ayakta kalacak olan kimdir, sorusu onu meşgul etmektedir. Zira bu değişimlerin sonucunda yazısı çizisiyle, kılığı kıyafetiyle, yiyişi içişiyle, barınağıyla, diniyle, geleneği göreneğiyle, kadın-erkek ilişkisiyle, kısacası tüm yaşayaşıyla Türk, artık, Çinlidir. Beden belki kurtarılmış, ama maneviyat güme gitmiştir. Haddizatında bedenin anlamı maneviyatındadır."

[Faik Yılmaz]

2018-34.Kitap

Alacakaranlıkta Bir Öykü-Stefan Zweig

-Daha önce okumadığını sandığım.... ( büyük umutlarla almıştım)

-İlk sayfasında daha önce okuduğumu anladığım.....

-Ama yinede zevkle tekrar okuduğum bir kitap

Stefan Zweig'in iki ayrı hikayesini barındırıyor. Birisi yanlış haytırlamıyorsan "Karmaşık Duygular" kitabındaki esere adını veren hikaye ve diğeri ayrı bir kitap olan "Yakıcı Sır" hikayesi.....

2.sefer değil belki 10.sefer okunsa da yinede heyecan uyandırıyor.Sonunu merak ettiriyor. Farklı bir yayınevinden ( Dorlion Yayınevi) çıkması nedeniyle okunabilirliği biraz azalmış olsada ( çeviri eserleri İş Bankası Kültür Yayınları çok profesyonel çeviriyor) yinede değişik bir tad verdi....

Bazı kitaplar belirli bir süre sonra tekrar okunma hissiyatı uyandırıyor. Stefan Zweig eserleride bu türden.. Diğer kitaplarını da ara ara okuyacağım. Altları çizilecek belirli yerlerini de başka yerlerde kullanmak üzere not alacağım...

Tüm dostlara bol okumalı günler diliyorum

Not : Kitap okuma sayımı bir enaniyet , bir gösteri eseri olarak paylaşmıyorum. Kendime göre bir okuma hedefim var bunu paylaşıyorum ve belki dostlara kitap okuma yönünden naçiz bir teşvik olur diye düşünüyorum.

[Oğuz ZEYTİN]

Ha Joon Chang - Ekonomi Rehberi

http://www.sayyayincilik.com/kitap/ekonomi-rehberi

Günümüz ekonomistler arasında Türkiye ve Dünya şartlarını en doğru okuduğunu düşündüğüm Ha Joon Chang'ın yalın bir diller yazdığı temel bir kitap. Bir taraftan kavramları izah ederken diğer yandan gerçek rakamlar eşliğinde düşünce ufkunuza hitap ediyor.

[Oğuz ZEYTİN]

"Asya'da 5 Türk " isimli muhteşem bir kitaba başladım....

Bitirince fikirlerimi siz değerli dostlarım ile paylaşırım.....

Akçaabatlı araştırmacı Yusuf Gedikli Hoca derlemişti onu.

Faik Abi, hoşunuza giderse Fuad Tokat'ın "Kibrit Kutusundaki Sarıkamış - Sibirya Günlükleri"ni de okumalısınız.

Geçenlerde Yusuf Gedikli Hoca'yla karşılaştım. Uzun uzun sohbet ettik. Yeni çalışmaları dil üzerineymiş.

O esnada Asya'da Beş Türk'ü imzaladı sağolsun. Ben de kitabı yıllar sonra tekrar okudum.

Bir Adil Hikmet Bey, bir Ahmet Hikmet Müftüoğlu... Onlardaki yüksek Türklük şuurunun örneğine başkasında rastlamak mümkün değil. Tam bir adanmışlık... Serengeçtilik...

*

Elimdeki diğer kitap taze çalışma.

Nilüfer Erdem - Mizah Penceresinden Yunanistan'da Halk, Savaş ve Siyaset

https://www.otuken.com.tr/nilufer-er...vas-ve-siyaset


Nilüfer Hanım, üniversitede hocamdı. Çok sever ve sayarım. Kendileri aslında Elektronik Mühendisi. Sonradan tarih bilimi üzerine çalışıyor. Şimdilerde Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdür Yardımcılığı görevine devam ediyor. Geçen yıl kapsamlı bir Batı Trakya Sempozyumu ve gezisi tertiplemişlerdi.

Kitabı merakla bekledim ve nihayet Ötüken yayımladı.

[Faik Yılmaz]

2018-35. Kitap

Ermiş - Halil Cibran

Hayatla ilgili aşk,evlilik,mutluluk gibi evrensel değerler üzerine yazılmış profesyonel bir deneme kitabıdır diyebiliriz bu kitaba. Daha önce çok methini duyduğum ancak bugüne kadar kitabını okuyamadığım bir yazardı "Halil Cibrab. Şair , yazar ve ressamda imiş aynı zamanda. Neyse merakımı da gidermiş oldum. Öğretileri fena değil tarzıda aynı şekilde ama reklamı yapıldığı kadar etkilenemedim açıkcası. Belki kitabı okuduğum andaki ruh haletimde etkili olmuş olabilir bu anlamda.

Neyse güzel vakit geçirmek için alınıp okunabilecek bir eserdi diye düşünüyorum....

Sıradaki kitap yine merak ettiğim aynı zamanda Trabzonlu bir yazar olan ( Kitap seçmemde yazarın memleketi asla belirleyici olmaz. Yöresel Mikromilliyetçiliktende nefret ederim. Ancak yinede değerlerimize sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Bedri Rahmi Eyüboğlu gibi . Bunuda belirtmek istedim ) Sunay Akın'ın bir eseri. Bitirince siz değerli dostlarla paylaşırım düşüncelerimi.

[Faik Yılmaz]

2018-36.Kitap

Ay Hırsızı-Sunay AKIN

-Trabzonlu yazarın okuduğum ilk kitabı bu. Keşke daha önce okusaydım diyeceğim bir eser. Ama yazarın Trabzonlu oluşundan dolayı değil içeriğinin güzelliğinden bu pişmanlığım.

-Kitap 235 sayfa büyüklüğünde 68 tane kısa hikaye içeriyor. Hikaye dediysek gerçek hayatın hikayesi bu.

-Bir çok yeni bilgi edindim. Akıcı bir usluple bir solukta okunacak bir eser. Yolculukta okuyorsanız baştan başlayın sonra yolculuğun ortasında kitabın bitmesine mi yoksa okuyacak başka şey olmamasına mı yanacağınızı şaşırabilirsiniz benim gibi.

-Adından da anlaşılacağı gibi Ay ile daha doğrusu insanlığın uzay ile tarihsel yolculuğuna kısa kısa değinmiş. Her hikaye ayrı bir güzel ayrı bir konu içeriyor. Bazı konular birbiri ile bağlantılı bir önceki bir sonrakini tamamlıyor. Fatih'ten Hazerfan Ahmet Çelebi'ye , 2.Selim'den Cervantes'e çok değişik konular anlatılıyor.

-Hiç ama hiç sıkmıyor sizi yazar. Çok tatlı , yumuşak ve okunabilir bir uslubü var. Mütevaziliğinin boyutlarınıda satır aralarından anlayabiliyorsunuz.

-Ülkemizin genel anlamda gerikalmışlığının nedenleri üzerinde sıkça duruyor. Eğitim sisteminden, geleneksel yapımızdan kaynaklanan aksaklıkları incitmeden yüzümüze vuruyor ama acıtmadan ,kırmadan ve bıkmadan usanmadan.

-Tabi solcu kimliğini de arada sırada bize hatırlatıyor. Nazım Hikmet mesela çok sık olmasa da arada sırada karşımıza çıkıyor o bitmez tükenmez vatan hasreti ile.

- Arada sık sık şiirlerle bezenmiş kitap buda ayrı bir güzellik vermiş esere.

-Resimlerde var anlatılan hikayeleri tamamlayan.

-Kültürel öğelerin öğelerin toplumların gelişmesine etkilerinide güzel örneklerle açıklamış Üstad.

-Geniş bilgi birikimini , tarihsel anektodlar ve güzel uslubü ile harmanlayıp çok dolu bir eser meydana getirmiş Üstad. Tüm kitap dostlarına tavsiye ederim.

[Oğuz ZEYTİN]

Elimdeki diğer kitap taze çalışma.

Nilüfer Erdem - Mizah Penceresinden Yunanistan'da Halk, Savaş ve Siyaset

https://www.otuken.com.tr/nilufer-er...vas-ve-siyaset


Nilüfer Hanım, üniversitede hocamdı. Çok sever ve sayarım. Kendileri aslında Elektronik Mühendisi. Sonradan tarih bilimi üzerine çalışıyor. Şimdilerde Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdür Yardımcılığı görevine devam ediyor. Geçen yıl kapsamlı bir Batı Trakya Sempozyumu ve gezisi tertiplemişlerdi.

Kitabı merakla bekledim ve nihayet Ötüken yayımladı.

Müthiş bir çalışma olmuş... 1919-1923 arasında Embros (Venizelos yanlısı), Skrip (Kral Konstantin yanlısı) ve Rizospastis (Solcu) adlı üç farklı gazeteden Yunan iç siyasetine, Anadolu harekatına, hayat pahalılığına vs. ilişkin yaklaşık seksen karikatür ve izahlarına yer vermiş Nilüfer Hoca. Yüz yıl önce Yunanistan'in yaşadıkları ile bugün Türkiye'de olan biten bazı şeyler ardındaki benzerlikler dikkat çekici.

[İlker Yazıcıoğlu]

Yaklaşık 2 aydır felsefe kaynaklarına yönelmiş durumdayım.
Daha önceden kesit kesit, ara ara okuduğum felsefe kitaplarını daha da arttırarak, daha doğru kaynaklara ulaşarak okuyorum...

Malesef çok geç keşfettiğim Prof. Dr. Ahmet Arslan'ın kitapları ve çevirileri ciddi anlamda iyi, anlaşılır ve yalın...

Özellikle 5 ciltlik İlkçağ Felsefe Tarihi serisi, mutlaka her kütüphanede olmalı, okunmalı...

Keza Ahmet Arslan'ın Felsefe'ye Giriş kitabı da 24. baskı gibi standart felsefe kitaplarında pek de mümkün olmayan bir baskı sayısını yakalamış durumda...
Sürekli de güncelleniyor kitap...

Bunlara ek olarak Ahmet Arslan'ın efsane çevirisi, efsane kitap, Aristo'nun Metafizik kitabı.

İnanılmaz bir bilgi ve görüş hazinesi... Divan Kitap'tan çıkan baskısını tavsiye ederim...

Aristo'nun Politika kitabını da geç okuduğum için oldukça üzgünüm.

Öğrencilik zamanlarımda okuduğum Platon'un Devlet kitabını, yıllar sonra tekrar okumak da çok ayrı bir keyif verdi...

Belli bir yaştan sonra, felsefe kitaplarını okumak başka bir açıdan yorumlamanızı sağlıyor size okuduklarınızı...

Geçmiş yılalrda sıkılarak yarım bırakılan felsefe kitapları, belli bir birikim ve doygunluktan sonra ciddi anlamda keyif verebiliyor...

Kitap dostlarına tavsiye ederim...

[İlker Yazıcıoğlu]

"Anılar ve Düşünceler" - Erdal İnönü

Seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde memleketin gelmiş geçmiş en temiz, en demokrat siyasetçilerinden ve kuram sahibi bir fizik profesörümüzü ("İnönü-Wingen teorisi") anmadan edemedim.

O zamanlar askeriye, Abdullah Gül'ün eşi kapalı diye cumhurbaşkanlığını istemezken, dönemin anayasa mahkemesi; Özal ve Demirel salt çoğunlukla seçilmesine rağmen 367 oy gibi bir garabet karara imza atarken, kendi siyasi görüş tabanı Cumhuriyet Mitingleriyle seçime karşı çıkarken bakın adam ne diyor:

"Nasıl ki seçim yasasını beğenmediğimiz için seçime girmemezlik edilmiyorsa, Cumhurbaşkanı adayı ve eşini beğenmediğimiz için cumhurbaşkanlığı seçimini engelleyen ve çözümsüz hale getirecek fikir ve işlere itibar etmem" O zamanlar siyaseti bırakmış olmasa da eminim aynı şeyi söylerdi.

Türkiye'de siyasi yasakların kalkması, propaganda ve sendikal hürriyetlerin genişletilmesi için her zaman çabalayan bir siyasetçiydi. Aynı zamanda çok esprili, aşırı mütevazı ve zekiydi. Şemsiyesini, çantasını vs. tutmak için çabalayan korumalarıyla kavga etmesi, tüm korumalarını atlatmak için koşar adım meclise, sinemaya, tiyatroya yürüyerek gitmesi, fark eden korumaların Ankara sokaklarında peşinden koşturması, bir seçim gezisinde kendisini omuzlara almakta ısrar eden ahaliyi ikna edemeyince boylu boyunca yere yatması, başbakan yardımcısıyken bile devlete masraf olmasın diye Ankara'da RESMİ bir görüşmeye taksiyle gitmesi, dönüşte dönemin başbakanı Süleyman Demirel'in arabasına almak için "ya Erdal Bey gel Allahaşkına, sen zayıf adamsın, binersen araba fazladan benzin yakmaz" demesi gibi hoş görüntülerini hatırlarım.

Kitabında da yer alan bir anısı: Eski genel sekreteri Deniz Baykal ile genel başkanlık için yarışıyor ve Baykal'ın kendisine dört koldan saldırdığı ve kıran kırana geçecek bir kurultay öncesi, parti yönetimi ve parti içi muhalefet yemekte bir araya geliyor. Lokantanın şef garsonu nezaket gereği doğrudan Erdal İnönü'ye gidip "ne yemek isterdiniz efendim" diye sorar.

Erdal İnönü'den cevap: "Aslında hiçbirşey almayalım, birazdan birbirimizi yiyeceğiz"

Rahmetli İsmet Paşa oğulları için: "Ömer neyse de Erdal'ı sakın siyasete sokmayın" demiş. Siyaset "çakallarının" üzeceğinden endişe etmiş belli ki... "Emrolunduğu gibi dosdoğru" olan bir adamdı. Allah gani gani rahmet eylesin..

Sürekli erteliyorum bu kitabı okumayı, hem de meslektaşız rahmetliyle...

Bakalım ne zaman nasip olacak okumak...